14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OCAK 1992 **** HABERLEBİNDEVAM1 'arfümlü çamaşır suyu satışı durduruls> - -t- t c^,tnjn] ka. belediye ve il sağ] CUMHURÎYET/17 I OCAK 1992 * * * * VTT nmiM AKTUNA= başlattım Sağılc Bakanlığı müfettişleri, pırfünüü ça- r^naşır aıyu skandalını soruşturuyor. Bakan ^ ıldım Akfuna'nın talimatıyla parfümlü ça- ranaşır ulannın önce ithalatına izin verilmesi, aardınan iznin iptal edilmesi ile ilgili kararla- ı~ın alaında söz sahibi olan bakınlık perso- meliniı ifadelerinin almmasına bışlandı. Sajpk Bakanı Aktuna, müsteşu yardımcı- s a GüJtr Bearci'den başlamak üzere bu konu i l e ilgLenen tüm sorumlulann so'gulanmaya h>aşlarcığmı beürterek sorumlula' hakkında g;ereket işlemlerin yapılacağını sayledi. Aktjna, "halk saglığma zarariı olmasına lcArşuT ithaline izin veren tstanbu. Sağhk Mü- dürlügı ile Hıfzıssıhha Enstitüst'nün de bu lcapsanda ifadelerıne başvurulacağını fcaydem. görüşülmesini istediler. Bakan Aktuna da buna karşılık, ilgili fir- ma temsikilerini bilim adamlarının da katıla- cağı 16 ocak perşembe günu bakanhkta top- lantıya çağırdı. Skandal diye nitelenen çamaşır suyu olayın- da açıklığa kavuşturulması gereken noktalar şöyle: • Parfümlü çamaşır sulannın ithali ve üre- timi için, sağlığı zararlı olup olmadıklannı be- lirten ilgili kuruluşlardan alınmış herhangi bir belge var mı? • Parfümlü çamaşır suyunun ithaline, insan sağhğına zararlı olmadığı gerekçesiyle kim na- sıl izin verdi? • Sağhk Bakanlığı bu tür çamaşır sulannın zararlı olduğunu saptamada neden 8 ay gecik- ti? Zarannı kim, nasıl saptadı? luşmak için beniiz çok erken" dedi. Parfümlü çamaşır sulannın solunum yolları ve deri hastalık- lanna yol açtığını, Sağhk Ba- kanhğı'nın tehlikeyi bilmesine karşın bu ürünlerin satışına izin verdiğini öğrenen ev hanımlan gazetemizi telefon yağmuruna tutarak sert cümlelerle tepkile- rini dile getirdiler. Esnaflar bu • -•-t-:.u:.«v;MP 1 ,v a r ,ır n a . lydetri- u: uuoıuu nu»., „ „ . . , Bu aada dün Ankara'ya giden çamaşır su- • Zararlı olduğunun saptanması ile ithal ve y u üre.cisi fırma tetnsilcileri, Bakan Aktuna üretiminin yasaklanmasına karşın Sağlık Ba- ile görûserek söz konusu çamasır suyunun sağ- kanhğı şimdiye dek ithal edilen ve üretilen ça- l«ğa zararlı olmadığını, geürilen yasakla mağ- maşır sulannın satılmasınm devamına neden tf ur olduklannı beürterek konunun yeniden ve hangi gerekçe ile izin verdi? (Baştarafı 1. Sayfada) ka, belediye ve il sağhk müdür- nü Sağhk Bakanhgı'nın onayı ile lüğünden herhangi bir uyan gel- ürettik. Yasaklama karan tuke- mediğini kaydeden Angigün, ticilerin bUinçsiz kullanımından "Saülması yasaklandığına göre doğan sorunlan önlemek için elimdeki bu mallan fabrikaya alınmış olabilir. Toplantının ba- iade edecegim" dedi. Rafların- sına açık yapılmasını öneriyo- da bulunan bir parfümlü çama- rtu" biçiminde oldu. Javel yet- şır suyunun üzerindeki "Saghk kililerinden Turan Aydoğdu da Bakanhğı'nca onaylanmıştır" "Bu işte bir terslik var, ama ko- ibaresinl gösteren Angigün, "Bu " •' •-—~ ^ —«"•»" işte, üretici firmalar kadar Sağ- hk Bakanlığı'nın da hatası var. Bakanl'k, bu çamaşu- suyunu in- celeyip araştırmadan nasıl izin venniş? Şimdi bu kadar bakkal, market ne yapacak? Bence mil- yonlarca insanın sağlığından so- rumlu bakanhğın bu izni verme- den önce iyi araştırma yapması gerekirdi" diye konuştu. rini dile getirdiler. Esnaflar bu Bakkal ve marketlerde, yasak- konuda hiçbir şekilde uyanlma- lama kararımn duyulmasmdan dıklan için zor durumda kaldık- sonra parfümlü çamaşır sulan- lannı ve ellerinde bulunan par- w iade etme hazırhğı başladı. fümlü çamaşır sulanm uretici- Bu yönde sabit pazarlardaki lere iade edeceklerini söylediler. dernekler de esnafı aydınlatma Hukukçular bu ürünleri kulla- girişimlerini hızlandırdı. Isken- nıp da zarar görenlerin sorum- derpaşa Daimi Halk Pazan Der- lular hakkında dava açabilecek- neği Başkanı Necati Tekol, esnaf lerini, piyasaya sürülmeden ön- kooperatifleri ve derneklerinin, ce sağhğa zararh olduğu sapta- bu ürünlerin satışını yapan üye- nabilen ürünlerin piyasaya sü- lerini uyarmalarmı istedi. Birçok (Baştarafı 1. Sayfada) lamış. Yani dayak olayını yadsımamış, yal- nızca gerekçelemeye çalışrnış. * ların hissettikleri, düşündükleri ve davranış- lan bastınlıyor. Daha çağdaş, daha özgür bir eğitim gerekir. Bu baskı sonucu öğrenciler bir süre sonra patlayarak daha saldırgan davranışlar içine giriyorlar. Ya da ezik, silik, pasif bir kişiiiğe sahip oluyorlar." Evet, yazık ki öyte. İlk ve orta öğretimin tepeden tırnağa de- ğiştirilmesi en yaşamsal görevlerden biridir. ~—ı.ı_..m ,,o hncnftriıwie vaklasan, onlan Dayak... Evde, okulda, kışlada dayağın, kötü mu- amelenin varlığını kim reddedebilir ki? Bir babanın dediğim dedikçiliğine daya- nan aile yapımızı herkes bilir. Her şey ondan ğjŞtınımesı en ya^,,r a o , ^ sorulur, her şeye o karar verir, zira ailenin ço c u klanmıza hoşgörüyle yaktaşan, onlan reıstdır o. Sozunden dışarı çıkılmaz. Kımı za- s o r u sormaya, düşünme ve tartışmaya alış- man sevmeye, kımı zaman okşamaya hak- t ı r a n b i r s i s t e m kurulmalıdır. Ezber ve zora- kı vardır o yüzden. -«.-.-_ ı_:. . ; e l a n ı Sonra sıra, "eti senin kemiği benim" di- yerek çocuğun teslim edildiği öğretmene ge- lir. O da her şeyi bilir. Bildiklerıni ezberletir. Ne soru sordurur, ne de tartıştırır. Çünkü »«•--i*:ı.ı_.i m.rtiüi, rin/inılarrlır: onlanNe soru s o a , ow . >.v T onun öğrettikleri mutlak doğrulardır; onları sorgulamak kimsenin haddıne düşmez. Kur- duğu disiplinle çocukların yaşamını karartır. Böylesi ortamlarda hoşgörü çiçeklerinin açması kuşkusuz söz konusu olamaz. Bahçelievler Lisesi'ndeki dayak olayıyla il- gili olarak Cumhuriyet muhabirine Prof. Dr. Ozcan Köknel şunları söylemiş: "Baskıya, korkuya, şiddete, saldırganlığa dayanan bir eğitim sistemimiz var. Bunu hiç kimsenin inkâr etmesi mümkün değil. İnsan- soru sormaya, uuşunmc »^ ~. ..T —, . tıran bir sistem kurulmalıdır. Ezber ve zora- ki kabullenmeyi dışlayan çağdaş bir sistem olmalıdır bu. Çünkü yaşam, ak ve karadan oluşmaz. Akıl, dogma ve tabulann tutsaklığından kur- tulduğu ölçüde yaratıctlığa giden yol açılır. Bunlan başarabıldiğimiz ölçüde çağdaş bir toplum olabiliriz. Ancak böyle bir toplum, de- mokrasiyi bir yaşam biçimi olarak içine sin- dirrniş özgür bireylerden oluşur. Ancak böyle bir toplumda barış içinde bir arada yaşana- bilir. Hoşgörüyü toplum ve devlet düzeninde egemen kılmak ıstiyorsak işe aileden, okul- dan başlamalıyız. Ve buralarda öncelikle dayağa, buyurgan- lığa son vermeliyiz. Saban ve Deterjam Saaayieilerl D e r n e g i YönetİM Knrulu Başkanı ö z a l f Erkey, "Karar bize geldi, parfumlu çamaşır suyu üreten üyelerimize ılettik. Bunu ilettiğimizi de bakanlığa bildirdik. Türkiye'de parfümlü deterjan ureticilerinden hangilerinin bu karardan etkilendiğini bilemiyonun. Ancak derneğimize üye olanlar için bilgı verebilirim. ACE'yi üreten Procter and Gamble, Axion'u üreten Başer-Colgate ve Hypo'yu üreten Tanm Konıma gibi büyük kunıluşlar bu karardan et- kilendi. Artık üretim yapmıyorlar. Biz bu ka- rar üzerine bakanlığa bir toplantı önerisi gö- türdük. 16 ocakta yapılacak bu toplantı. Ça- maşır sularına bakanhğın neden 'iyidir, kötüdür' dediğini bilemediğim için şimdilik bu konuda bir açıklama yapmanın doğru olma- yacağını düşünüyorum. Bakanlık birtakım far- makolog ve dermatologlara bir rapor hazırlat- mış, bunun sonucunda da yasaklama karan al- mış. 16 ocakta Ankara'da yapılacak toplantı- da, bu çamaşır sulannın yasaklanma gerekçe- lerini öğreneceğiz" diye konuştu. Partümlü \ximm çaaurçır s*yn ttre- tleisl Başer-C*lgate şirketlsia satış ş e r "Parfümlü çamaşır suyu, ilk kez Türki- ye'de üretilen ve etkisi bilinmeyen bir temizlik ürünü değil. Yıllardan bu yana AT ülkelerin- * "•— *—•"»• OnrtfV\7 Alman- rolünde bulunuyor. Aynca ABD'de, Ortado- ğu ve Uzakdoğu'da da tüketiliyor. Bugüne ka- dar böyle bir etkisi olduğu yolunda bu ülke- lerde bir işaret bulunmuyor. Bizce, çok daha rasyonel biçimde ahnabile- cek bir karar, böyle aceleye getirildi. Bizden herhangi bir görüş ahnmadan bu kararla tü- ketici etkilendi. Biz bu konuda görüş ahşveri- şine hazmz. Sağhk BakanhğYna bilgi veren bi- lim adamlanmızın da bizim şimdi bilemediği- miz görüşleri, araştırmalan vardır. Gerçekten böyle bir şey varsa, sorun hakkın- da bizim de bilgimiz olsa, araştırmalan sonu- cunda saptadıklan bu zararlı etkileri ve oluş nedenlerini bize de aktarıriarsa, biz de Avru- pa'daki üreticilerini, 'Türkiye'de tesadüfı bir çalışma sonunda bu ürünlerin zararh etkisi ol- duğu saptandı' diye uyarabiliriz. Eğer gerçek- ten alınanlar doğruysa, uygulansın ve karar- da açık kapı bırakılmasm. Biz üreümi durdur- duk, ama bazı firmalar bunu hâlâ üretiyor. Bu da haksız rekabete yol açıyor. Bu karar doğ- ruysa bakanhk bunu sonuna kadar savunsun, hiçbir açık kapı bırakmadan uygulamaya koy- sun ki bu diğer kararlara da örnek olsun ve toplantı basına açık yapılsın!' 1UUUVU «*» «*».- r . , rülmesi halinde ihmali „_„ ler hakkında soruşturma açıla- bileceğini açıkladılar. Parfümlü çamaşır sulannın yasaklanması haberi üzerine ga- zetemizi arayan Asuman Erbil (40), parfümlü çamaşır suları konusundaki bu ihmal ve duyar- sızlığı kınadığım beürterek bir dönem kullandığı bu - r ı r esnafın okuma yazma bilmedi- ğini belirten Tekol, "Esnaf bu konuda bilgilendirilmezse satış- lar sürer ve onlem ahnamaz. Bu nedenle esnaf temsilcileri anons ya da yazılı bildirilerle üyeleri- kimsenin inkar etmesi muınrvuıı ugv) — 60 yaşına kadar çalışmaya devam • • - ' • - • •» -ı» «niiıW cmpkli avhfa anla- sartlar altonda önı(Baştarafı l. Sayfada) ra da yıUık emekli ayhğı anla- şartlar altında önttmizdeki 20 önemde olduğu belirtildi. mına geldigi beürtildi. Gerekçe- yıl içinde ortalama yaşın 70'in özal'ın veto gerekcesinde de, Bağ-Kur emeklilerinin mali üzertaK çıkacagı göz öaiuMİe bv- nmcuK voU_ şöyle denildi: yükünün de yaklaşık 11 milyar hnKtanriursa, iştirakçfler sigorta ya da yazılı bildirilerle üyeleri- "Kararnamenin, başlangıçta lira olacağı belirtilerek şu görüş- kurumlarudan asgari 30-35 se- ır suları »« bu karan duyunnalıdır" de- ve uzun bir gelecekte devlete ge- lere yer verildi: ne emekli ayuğı alacaklardur" .e duyaj-. di. tirecegi agır mali yük ve özellik- " Anayasada ycr alan sosyal denildi. erek bir Piyasada tonlarca parfümlü le teknik personel kadrolannda ve ekonomik hakUnn devlet ta- Başbakan Süleyman Demirel, U U 1 1 W U „„ çamaşır çamaşır suyu bulunduğuna da meydana getireceği etkiler dik- rafından gerçekleştirilmesi, an- Cumhurbaşkanı Ozal'm bir kez suyunun sağhğı üzerinde yaptı- dikkat çeken Tekol, "üretim ve kate ahnarak, ülkemizde ve Ban cak mali kaynaklann yeterliliği daha görüşülmek üzere geri ğı tahribatı şöyle anlattı ithalaün durdunılması, piyasa- iüketerinde uygulanan sistem- ölçösiude mümkündür. Mali gönderdiği KHK'mn yasa tasaT "Evimin genel temizliği sıra- daküerin ise satışına devam lerie de mukayese edilerek bir kaynaklann yetertiUği, devletin nsı olarak TBMM'ye götürüle- «nda bir ay sureyle çamaşır su- edümesini" çok çelişkili bir ka- defa daha inceJenmesuıde yarar kaynaklannı zorlamada tabii ceğini ve yasalaştıruacağını söy- yu kullanmak zorunda kaldım. rar olarak niteleyerek "Piyasa- görülmektedir." bir suur teşkfl eder. Bu kaynak- ledi. Evimin kokusunun değismesi daki mallann satışına göz yu- KHK'mn yürürlüğe girmesi lann zorianması hmUııde ekono- Demirel, erken emeklüikle il- «nacıyla da yeni koku ürünleri mularak çok büyük firmalar ko- halinde, Emekli Sandıgı'na bağ- mik istikrann boznlması mu- gili KHK'mn Çankaya'ya bu* saün aldun. Henüz kullanımı- mnuyor. Halk sağhğına zarar h 63 bin 302'si kadın, toplam kadderdir." kez daha gönderUmesinin söz mın birinci hafUsında ellerim verdigi »çuı yasak getirildiyse, pi- 149 bin 560 kamu görevlisiıün Ozal'm veto gerekcesinde da- konusu olmadığmı, sonınun sişmeye ve kızarmaya başladı. yasadakilerin de geri çekilmesi emekli olacaguun belirtildiği ge- ha sonra çeşitli ülkelerle Türki- Mecüs'ten geçirilecek bir yasay- Dizterim kızardı, derisi soyuldu. la»m. Böyle çelişkili karar olur rekçede, bunun 5.5 trilyon lira ye'nin ortalama ömür yaşlan la çözüleceğini bildirdi. MA:—,„.„ — " /<«» cr.rHu emekli ikramiyesi, 2 trilyon li- karşılaştırması yapüarak, "Bu Başbakan Demirel şunlan söyledi: ye'de ureınen vc CIK.^İ ^....l....^,.. Laver yetkillsl T a r a a Aydegaa ürünü değil. Yıllardan bu yana AT ülkelerin- "Evet, yasaklama karan alınmış olmasına ka r - de ürctüiyor. ltalya, tspanya, Portekiz, Ahnan- şın toplantının daha sonra düzenlenecek olma- ya, Fransa gibi ülkelerdeki zehir kontrol mer- sı anlaşılır bir şey değil. Bu işte bir terslik var, kezlerinde piyasaya sürulmeden önce incelen- ama bu konuda açıklama yapmak için henüz miş olan bu ürünler, Sağhk Bakanhgı'nın kont- erken sanırım" dedi. Bunun üzerine bir cildiye uzma- nına gittim. Çamaşır suyunu kullanmayı da bıraktım. Ancak dizlerimdeki izler hâlâ geçme- di." Bir diğer parfumlu çamaşır suyu tüketicisi Arize Paçacı ise (35), guzel kokusu nedeniyle kullandığı çamaşır suyu yüzün J - -"*——An Uocnti v*» Wi7arma laam. Böye ç ş mu" diye sordu. KONUNUN HUKUKİ BOYUTU NEDtR? getınrkımdan bakanhğın aldığı karar tarihinden iti- baren satışlan durduruhnası, mevcut ürünle- rin toplanmaa ve aynı niteükte ürün üretilme- mesi ve pazarlanmaması gerekir. YokSa stok- Uur tüketihnceye kadar ürünün satışının devam edihnesi hukuki ve cezai sorumluluğa neden olur. Olayda üreticinin hukuki sorumluluğu Borçlar Kanunu'nun 41 ve devamı maddeleri uyannca haksız fıile, temizlik maddeleri ile ü- güi emredici normlara aykrn hareket edihne- sine ve Borçlar Kanunu'nun 194 ve devamı maddeleri uyannca mamuldeki bozukluklara (ayıplara) karşı garanti mükellefiyetine daya- nabilir. Söz konusu hukuk normlarına göre Prof. Dr. ERGUN ÖZSUNAY l.tJ.H«ı»k r«killCTİ ötreUm Üyeri Konu imalatçuun sorumluluğuna ilişkindir. Tüketicinin sağhk ve güvenliğinin korunması 'tüketici haklan'nın en önemlilerinden biridir. Bn" ürünün üretihnesinden ve piyasaya sürül- mesinden önce imalatçımn bu ürünün insan sağhğı üzerindeki etkileri hususunda gerekli in- celeme ve araşturmalan yaptırmış olması ge- rekir. Söz konusu inceleme ve araştırmalar yaptınhnaksızın ürünü pazarlamak ve tüketi- ciye satmak hukuka aykın bir davranıştır. Bu davranış zararı giderim (tazminat) mükellefi- yetini doğurur. Ürünün pazarlanmasmdan bir süre sonra in- nabilir. Söz konusu tıuKUK uuııu<umu b~*~ san sağhğına zararh etkileri tespit edildiği tak- üretici-satıcı kişiye veya eşyaya gelen zararlar- dirde ürünlerin üretiminin durdunılması ve dan dolayı zaran tazmin yükümlulüğü (tazmi- derhal pazaıdan çekilmesi zorunludur. Bu ba- nat) altına girer. unaa Kcuuıgııu n-uju^v.— çaci, Televizyondaki reklamlar- da etkilenerek parfumlu çama- şır suyu kullanmaya başladım, ama bir süre sonra ellerim ka- şınmava başladı. Kaşıdıkça kıza- nyordu. Öte yandan beyaz gi>- silerde de ciltte kaşıntılara yol açıyordu. Bunun kullandıgım çamaşır suyundan kaynaklana- bileceğini fark ederek kullanımı hemen kestim ve eczaneden al- dığım bir pomadı kullandım" diye konuştu. Bu arada parfumlu çamaşır suyunun ithal ve imalinin yasak- lama karanndan bakkal ve mar- ket sahiplerinin habersiz oldu- ğu ortaya çıktı. Görüştuğümüz perakendecilerin hepsi, bu ko- nuda üretici firmalar, belediye ve il sağhk müdürlüğünden ken- dilerine herhangi bir uyan yapıl- • - -»-.I-J: n«,, .a m ;,ı;v yg (Baştarafl t sayfada) ama korktuklan için konuşmu- yorlar ve adlannı veremiyoriar. Dayak degil, eğitim istiyonız." Achnı vermekten kaçınan bir başka kız öğrenci ise Bahçeliev- ler Lisesi'nde okuyan kız ve er keköğrencilerinyanyanaotur tulmadığını öne sürerek şunlan söylgı ıcı iç çekişmeler başuyor." Edebiyat dersi ögretmeni As- ker Çağlar'ın öğrencilere karşı çok sert davrandığuu öne süren bir başka öğrenci de "Bizi çok dövüyor, hatta duvarlan yalatı- yor. Vurduğu zaman duvara lap ,y ı e a ı . diye vapışıyoruz. Aşağılayıcı du- "Kız've erkek öğrencUer bir- ^P*™ *° k W™ b i r i - G o k h ? n birkriylekonuşuyoriar diye her- *&**?. »rkadaşımızı, sımfın kesin önünde rencide edUip tek- 5 » * » î . ^ 1 ™* «* te « o k k o t n me tokat dövülüyor. Biz, bura- d o v d u - Bnlm de 'Böyle yapar- da öğretimden önce eğitim isti- s*™^ ağzımzdan girer, burnu yoruz. Öğrenci konuşuyor diye " u ^ d a n Ç' k a r ı n d l > e k o * « « » hemen disipline mi göndermek dedi. * Hiç hoşgörülü «*snm»m- • '•—' «Tiıinrfpki caddevi bir sü- Zate^u^de^^ni de dışlamnca terörist oluyor, "hoşgörülü iyi bir diyalog" kur- kuvvetinde kararnameydi. Ka- anarşist oluyor. Ne oluyor, bu malanru istediklerini belirterek n n n kuvvetinde kararname k i l başlıyor" şöyle konuştular: olunca zaten Meclis'ten geçe^ "Bizkrin. kötü, laf dinlemez, cekti. Ben bunu daha evvd de saldırgan çocuklar oldu|umuzu söyledim. Geri gönderme diye sanıyorlar. Bjzjnlemızde bo>le bir olay olmaz. Kanun k«we^ gormedık kı neden davranalım? tinde kararname Medis'e ghter; Kendileri öyle düşünüyoriar Bi- MecUs'te kanun haUne geür.»- rimle iyi (Uyalog kurmuyoriar Istiyornz ki bizimle konuşsun k lar, tartışs.nlar, boşgörülüdav- raosmlar. Bunlan beklerken tek- (Baftarafi 1. Sayfada) me tokat oayakta karşılaşıyonu. Okur, dün akşam saatlennde - Bizlere de Böyle yapar bter istemez bizim de tepkimiz Akatlar Zeytinoğlu Caddesi Se- ağzımzdan girer, burnu-» oluyor." def Apartmanı'ndaki evine, k n dı>e korkuttu' Oğre k l l d ğ 34 KZ len lOpiUIIia l u ı n u ı . —*j—, toplumdan dışlıyorlar. öğrenci Okulda (Baştarafı 1. Sayfada) okula giderek okul yöneticileri, öğretmenler ve öğ- rencilerie konuşuıiar. Dayak atoldığına ilişkin bilgiler olursa gerekli yasal işlemler yapıhr. Oğ- rencilerin, öğretmenlerin dayak ^- ,1.^^:,^ nineiori vantik- luyor. Oğrencilerin okul önünde protesto göstensi yaparak trafıği tıkarnaUun üzerine, Bahçelievler si yöneticileri ve öğretmen- neticüerin kendileriyle kendi kullandığ 34 KZ 283 pla- kah beyaz BMW marka otomo- bili ile geldi. Otomobü, apart- manın hemen yamndaki Erzu- " '-' Bürosu'nun «nfln* ınauıgım su]ik.uı. ***~-. . maddesi satıcılan da halk sağ- hğınm böyle tehükeye atümasın- da uretici firmalar kadar bu ürünlere onay veren Sağhk Ba- kanhğı'nın da payı olduğunu vurguladı. Iskenderpaşa Daimi Halk Pa- Gazetecilerin öğrencilerle ko- /\paruuaıu uuc^. . T nuşmalanm engellemek isteyen tan sonra, gece saat 22.45 sıra- yönetici ve öğretmenler, "Neden lannda patlama meydana geldi. "Baskıya, korkuya, şiddete, gelip bizimle konuşmuyorsunuz Boş durumda park edilen oto- sakkrganhğa dayanan bu eğitim da öğrencikrle konuşuyorsu- mobilin altına kimliği belirsiz sistemimiz var. Bunu hiç kimse- nuz" dediler. kişilerce yerleştirildiği samlan nin inkâr etmesi mümkün değil. Devlet memuru olduğu gerek- tahrip gücü yüksek bombanm tnsanlann hissettikleri, düşün- çesiyle adını verrnek istemeyen, patlaması sonucu otomobilin alt dükkri ve davnuuşlan bastınlı- ancak müdür yardımcısı oldu- bölümü tahrip oldu. Çevredeki - J — « 1*- olan genç ğunu söyleyen bir öğretmen şöy- iki market ile park eden otomo* olum- le konuştu: bülerin camları kuıldı. - • • •-• -——!i«-;- Patlamadan sonra gazetecile- B a s k l v e dayağın öğrencileri "saldırgan" veya "pastf" kişili- bürünmelerine yol açtiğını l P f öcan Köknel SSSİSZ1?SE&SS£inkâr etmiyonız. Ama önce ge- Okur, "Evde uyuyordum. Pat- Up bize söylesinkr. Böyle eylem '»nıa sesi ile uyandım" dedi. yapmak da ne oluyor. Ortalığı Okur, "Bu saldınyı kimin ger- k y a gerek yok Bize kltidiğine ilişkin bir fikri-w * « * * &Srs£&2S!K 55SS.Vrprg ttffrJ&SSZ1 J yan ogrencucıuı cut.ıuuv Vc«.«. - - ıS™w™.co rv,;mi H,IV P , ve okul giysüeriyle "dayagı pro- "Tabü ki daha çağdaş ve daha karşı oa oıra* u»«- u «,6 K I U U » » . » , . . , . , Iskenderpaşa Daırnı Halk Pa- testo o s t e r i s i . y^pmalanüzeri- özgür bir eğitim gerekir. Bu bas- olmak gerekir. Şimdiki öğrenci- "Su bunu Istanbul Emnıyet ^ A h ^ S o i r î î i n d f h f r t o n e ÎU Tıp Fakültesi Psikiyatri kı sonucu öğrencfler bir süre ler eskisi gibi değU. Laf söylü- Müduru Mehmet Ağar'a sorun. k o l f î a r m m h T c a ^ S İ o\ A n a B U İ m D a h h ^^ tRl P r o f - S O n n l V Ati ^ mk d l ü w s ü d u « a l 1 yorsun dinlemiyoriar, ders anla- O bu işı kımın yapüğını bıhr ve koh partumlu çamaşır suyu ol- Q ö Köknel'le görüştük davranışlar içine giriyoriar. Ya üyorsun dalga geciyoriar, adeta sıze soyler" dedi. Okur, "Bu duğunu,y^aklarnakararm.ıse p ^ f K ^ e l oğrencilerin gös- da ezik silik, pasif bir kisüiğe ^retmenleri tlhrİ ediyortar, sözlerinizden, tehdit edüdigini- ^ ^ ^ İ Ö S î f f i - terisini şöyle d e g S S d i : sahip oluyorlar" dedi. dövduruyoriar kendilerini. zi daha önce polise büdirdiğimz " A n r t l «"" > tahn- J •> _ _ _ _ _ _ _ _ ^ anlamını mı çıkarmak gerekı- I yor?" sorusuna karşıhk da "Evet. Tehdit edildiğimi 10 gün dün basmdan öğrendiğini beürt- ti. Bu konuda kendisine fabri- rhal pazardan çekümesı zoruıuuaur. DU U«- U U , ^ ^ Hey! Karikatür dünyasında yaşayanlar! Commodore Show ' 9 2 Karikatür Yarışması'na — •• IH^ •• •• •• • katılmak için Şimdi Karikatür Zamanı! Geleneksel Commodore Shovv'un gelenekselleşen Karikatür Yarışması için start verildi. Yarışma konusu: 'Bilgisayar ve Demokrasi" Yarışmaya son katılma tarihi: 24 Ocak 1992 Cuma. Ddüller: Yaratıcılığa sınır tanımayan iVmiga 500, Commodore PC ve /. Dommodore 64 bilgisayarlar. *\ Şimdi hiç gecikmeden... Karikatür başına! gününüz var Commodore Show '92 Yanşmalı Karikatür Sergisi Konu: Bilgisayar ve Demokrasi 30 Ocak - 3 Şubat tanhlen arasında düzenlenen Commodore Show '92 çerçevesınde bır yanşmalı kankatur sergısı de yer almaktadır Bu yanşmalı sergının amacı yaşadığımız yüzyılı oiağanustu etkıleyen "Bılgısayar" ve "Demokrasr olgulanna ve onların olası ıhşkılenne bır kez daha dikkat çekmektır Yanşma Koşulları a- Yanşma amator. proiesyonei lum karıkaturcûlereaçıkt.r b- Yarışmaya katılan yapıtlar daha once yayınlanmış veya yaymlanmamış olabilir, ama herhangi bır yarşmada odul almamış olmalıdır c- Konu "Bılgısıyar ve De/nokrasrdır d- Yanşmaya bır kankatur ile katılınabılır e- Çızım teknığı ve renk serbesttır f- Kankaturler en fazla 25 x 35 cm boyutlarmda olmalı paspartuyapılmamalı postada zarar gormeyecek bıçımde ambala|lanmalıdır g- Yarışmacılar yapıtlarıyla bırlıkte btr fotoğrai ve kısa oıgeçmışlerım de gondermelıdırler h- Yapıtlar en geç 24 Ocak 1992 günûne kadar aşağıdakı adrese ulaştırılmalıdır ı- Odüller 1 odul Amıga 500 Bilgisayar 2 odul Commodore PC 1 Bilgisayar 3. odul Commodore 64 Bilgisayar [- Seçıcı Kurul Mesut Ekener. Fent Avcı, Ercan Akyol, Kamıl Yavuz. Emre Senan k- Yanşma odullerının açıklanması ile odul törenı Commodore Show 92'nın açılış gunû olan 30 Ocak 1992 saat 17 30'da yapılacaktır Yanşma sonuçları aynca Commodore Dergı'de ılan edılecektır I- Yanşmada derece alan ve setgılenmeye değer gorulen kankaturler sergılenecektır Bu yanşma Teleteknık A Ş tarafmdan Karıkaturculer Derneğı'nın katkılarıyla duzenlenmıştır Derece alamayan yapıtlar 3/21992-10'2 1992 tanhlen arasında gen alınabılır tvet. lenıuı nıımıgıım »« s -_ önce polise bildirmiştim. Koru- ma istedim ama verilmedi. Mehmet Ağar'ın bilgisi vanbr" dedi. Patlama üzerine olay yerine gelen polis güçleri çevrede geniş önlem ahrken, bomba parçala- nnı topladılar. Patlamada sanir yeli fitil kullanıldığı belirlendi. Olayla ilgili sonışturma da bas- latıldı. ADANA HİPODROMtPNDAN 1. KOŞU: F: Adembey (1), P: Alahm (2), S: Şeker (3). 2. KOŞU: F: Gûlümser (7), P; Yurtseven (5), PP: Fırat 16 (2K S: Tunahan (4). 3. KOŞU: F: Timuçinhan (15), P: Ercan 77 (11), PP: Helal (13), S: Umut 4 (14). 4. KOŞU: F: Mesudem (16), P; Yerdelen (10), PP: Ümitbey (4), S: Baba (1). 5. KOŞU: F: Esenyel (6), Ps Şubat (4), PP: Izzet (1), Si Türkay (3). : 6. KOŞU: F: Progay (7), P: Y*> meni (15), PP: Disneyland (3); PP: Dardross (1), S: Dare De-1 vil (2). ! 7. KOŞU: F: Bursagüzeli (2); P: Sabur (6), PP: Tolgaer (4)^ S: NUüfer (10). Yanşma ile ılgılı her turlu ek bılgı ıçın 252 50 33 | numaralı telefondan Bn Kann Karaoğlan ile | temasa geçebılırsınız. i TeleteknikELEKTRONIK SANAYİ VE TİCARET A.$. Rıhlım Cad Neslı Haı No 207.2 Karaköy 80030 istanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear