Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 EYLÜL 1991
Belgelikler ve Bürokratlar
Belgeliklerin geliştirilmeleri ve gereken hizmeti verebilmeleri için
onların soruırduluğunu yüklenmiş olan hükümet yetkililerinden ve bu
yetkililerin buyruklannı araştıncılara kadar taşıyan bürokratlardan,
yerli ve yabancı bütün araştırıcılar adına anlayış bekliyorum.
Prof. Dr. SALtH ÖZBARAN Buca Eğitim Fak.
12-16 Ağustos 1991 günlerinde Istanbul'daki
Devlel Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bir kez
daha çalışma fırsatı buldum. Yıllardır üzerinde
durduğum 16. yüzyılda Osmanu Imparator-
luğu'nun Arap topraklarında örglitlenmesi ve
okyanusa yönelik politikalarına ilişkin konu-
larda kimi eksikliklerimi, kuşkulanmı, önyar-
gılanrru giderme yolunda incelemeler yaptım.
Bu arada, Irak devleti ile ABD ve yandaslan
arasmda, bu yılın başlannda, savaş alanı du-
rumuna getirilen, ancak 16. yüzyıl ortalann-
da Osmanlı egemenliğine sokulan Basra ve
çevresindeki Osmanlı askeri örgütilnü yansı-
tan iki defterin eşçekimini (fotokopisinî) ıs-
marladım. 400-450 yıl önce kaleme alınmış
olan ve Basra gibi çok uzak bir Osmanlı eya-
letinde konuşlandırümış askerlerin sayılannı,
aylıklannı ve başka özelliklerini içeren bu def-
terlerin bana yalnızca ve yalnızca 'üçte bir'le-
rinin eşçekimi 'takdir buyruldu! Toplam 100
çekimi bile geçmeyen isteğimin büyük ölçüde
reddedilmesi beni bir kez daha şaşırttı, üzdü,
onlardan da çok, düşündürdü. Kimi bakan-
ların, başbakanların, hatta cumhurbaşkanla-
rının muştusunu vermekte yanş ettikleri 'ar-
şivler açıldı' (aslında belgelikler -arşivler açık-
tı) haberinin yanında ve yeni bina ve personel
genişlemesinin dısında fazlaca bir şeyin degiş-
medigine yeniden tanık oldum.
Hemen üç yıl önceye gitmek ve bir olayı dile
getirmek istiyorum: 18 Ağustos 1988 günü za-
manın Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Istan-
bul'un Sultanahmet'inde Devlet Arşivleri Ge-
nel Müdürlüğü için kullanıma sokulan bir bi-
naya gelip araştıncı salonunu gezerken tarih-
çiler adına yaptığımı sandığım bir istekte bu-
lunmuştum: Araştıncılara kolaybk gösterilme-
si ve özellikle, eşçekim istekleri karşısındaki
dar sımrlamaların, bürokratik engellerin kal-
dınlması gerektiğini duyurmuştum. Ancak
Evren'den o anda aldığım yanıt beni çok şa-
şırtmıştı: "Belgeler/defterler ticaret metaı ola-
rak kullanüabilir"di. Tarihçiler arasından kötü
niyetli birisinin çıkmayacağımn garantisi ola-
mazdı; ama cumhurbaşkanınm bu sözleri beni
ve çevremdeki pek çok tarihçiyi üzmüştü. Ben
dünyada çeşitli ülkelerin (tngiltere, Portekiz,
tspanya) belgeliklerinde çabştığımı, eşçekim
ya da mikrofilm sağlanması yolunda engeller
bulunmadığını dile getirdiğimde de "O ülke-
lerir tarH'erirnn bizim tarihimiz kadar değerli
olmadığı" yolunda bir yorumla karşılaşmış-
tım. Sanki donup kalmıştım. Ne söyleyeceği-
mi bilememiştim. O sırada bizi dinleyenler ve
Cumhurbaşkanı'ndan bir lıituf beklentisinde
olanlar, lütuf yerine bir giizel tarih dersi al-
mışlardı. Ilber Ortayb'nın arada soze girip bel-
geliğin işlevi konusunda eklediği sözcükîer de
pek bir şey getirmedi. Tüm araştıncılar, tarih-
çiler, öğretim üyeleri şaşkın kalmıştık o gün
(Ertesi günkü Cumhuriyet'in bir köşesinde,
Evren'in anılan gezisi sonunda yaptığı konuş-
mada belgelikte katı kurallann değiştirilmesi
yolunda bir dilekte bulunduğu haberinin çık-
tığını ayrıca bildirmek isterim.)
Osmanlı arşivleri ve tarih
Uzmanlar belgeliğin (arşivin) tanımıru ku-
rumların, gerçek ya da tüzelkişilerin faaliyet-
leri sonunda meydana gelen (toplanan, biri-
ken) ve belli bir amaçla saklanan belgeleme
(dokümantasyon), söz konusu belgelemeye
(dokümantasyona) bakan kunım ve bunları
banndıran yerler olarak yapıyorlar. Peraken-
de ve düzensiz torba, çuval ve sandıklar için-
de bulunan evrak, dosyalı evrak ve defterler •
olmak üzere çeşitli biçimlerde miras kalmış
Osmanlı dönemine ait malzeme de temizleme,
damgalama, tarihleme, ayırma ve katalogla-
ma aşamalanndan geçirilerek araştırıcıya ha-
zır duruma getirilegelmiştir. (1). Ancak anı-
lan malzeme türlerinin %90'ının bu aşama-
lardan gecirilmediğini düşündüğümüzde gerek
Türk toplumunun geçmişi gerekse Osmanlı sı-
nırları içinde kalmış ve Osmanblarla ilişkisi
olmuş toplumların geçmişlerine ait bilgilerin
ne kadar eksik bulunduğunu, şimdiye değin
yazılanlarm, söylenenlerin, gösterilenlerin ne
denli spekülatif olduğunu kavramakta güçlük
çekmeyiz. Yine de çok sınırlı kullanıma kar-
şın yıllar yılı hanedan kronikçiligi içinde ka-
lıp saray boyutlarını aşamayan, askeri sefer-
leri macera edebivatı sınırları dışına taşırama-
yan, kimi seçkinlerin basit biyografUerinde ka-
rar kılmış 'Osmanlı taribçiliği'nin dar kalıp-
lar dışına çıkanlmasında, tarih konularının
toplumun çeşitli kesimlerinde aranmasında,
kısaca, toplumu tarih konusu yapan tarihçi-
liğin ortaya çıkmasında, belgelikler başrolü
oynamışlardır. Osmanlı toplumunun sürekli
gerçekleri, çok ağır değişen günlük yaşamı,
uzun dönemlere damgasuu vurmuş olgular bu
kaynak depoları sayesinde ortaya çıkmaya
başlamıştır. Osmanlı belgeliklerinde uzun süre
çalışan Mehmet Genç şöyle değerlendiriyor bu
bilgi bankasım: "...zengin Osmanlı arşivinden
sosyal ilimlere ait kavram, metot ve istatistik
tekniklerini de kullanarak çıkanlabilecek bil-
gilerin. genç bilginleri ve aydınlan heyecanlan-
dıracak bir zihni tatmin muhtevası yanında
yalnız milli tarihimiz için degil, uzun asıriar
kader ortaklıgı ettigimiz ülkelerin tarihi için
de yepyeni bir ufuk açacağını ve kalabaük bir
araştıncı grubu ile bu ufka yöneldigimiz tak-
dirde, arsiv malzemesi bakımından en zengin
olanlar arasında bulunan 'Osmanlı Arşivi'ne
rağmen, Dogu Akdeoiz'deki Osmanlı bölgesi
tarihinin en az bilinen karanlık köşelerinden
biri olmaktan da kurtulacagına kesin nazan
ile bakabilecegimizi düşünüyonım." (2).
Gerçekten, son 20-30 yıl içinde gerekli ge-
rekse yabancı tarihçilerin yoğunlaştırdıklan
Osmanlı araştırmalannın itici gücü, belgelik-
ler olmuştur; arşivlerin ışıklandırmasıyla bu
bilginler Osmanlı toplum tarihine yeni boyut-
lar getirebilmişlerdir. Cengiz Orhonlu, Os-
manlı altyapısını ortaya koymaya çahşırken,
Nejat Göyünç, Mardin Sancağı örneğini ve-
rirîcen, Halil Sahillioğlu, Osmanlı bütçeleri ve
para tarihi ardına düşerken; özer Ergenç, Sü-
reyya Fanıkî, Zeki Arıkan, Feridun Emecen
ve adını anamayacağım birçok tarihçi arkada-
şım Osmanlı taşra görüntüsüne yeni boyutlar
getirirlerken belgeliklerin tarihçilere sağlaya-
bileceği bilgilerin ne denli degişik ve görgü ta-
nığı olabileceğini göstermişlerdir.
Beklentiler
"Arşivlerimizde kırk yıla yakın araşürma
yapmış bir taribçi sıfatıyla, bu zaman içinde
giidülen politikalardan Türk ilminin çok za-
rar görmüş olduğunu belirtmeliyim. Bir mem-
lekerte politika geregi vanm milyon pozu 'en
bloc' mikrofilm müsaadesi verilirken Türk
araştırmaalara veya kurullara güçlükler çıka-
nlmıştır. Yahut genç, Türk dostu araştırma-
cılar çeşitli güçlüklerle karşılaşmış, mnsaade
alamamış, bu yüzden Osmanb tarihi için uzun
yıllar hazırlandıktan sonra konu ve alan de-
ğiştirmek zonında kalmışlardır... Kendisine
sadece yüz poz mikrofilm müsaade edilen bir
araştıncı. öbiir taraftan harice on binlerce, yüz
binlerce poz mikrofilm müsaadesi verüdigini
görmüştür." (3).
Sayın Prof. Halil Inalak'ın Istanbul'da al-
tı yıl önce düzenlenen bir arşivcilik sempoz-
yumunda dile getirdiği bu durumdan sonra,
şimdi, Istanbul ve yurtdışından gelen, sımrlı
zamanlan olan, araştırıcılann 20-30 yaprak-
lık bir defterin sadece küçük bir bölümüne
izinli sayılmalan onlan yalnızca rencide et-
mekle kalmaz, aynı zamanda tarihe getirebi-
lecekleri yenilikleri önler. Unutmamak gerek-
tir ki, belgelikler, belge -araştıncı- okuyucu üç-
geniyle deger kazanabilirler. Belgeliklerdeki
bilgi kümelerirü okuyucuya, merakhya akta-
racak olan araştıncıya hizmetin tam yapılması
belgeliklere sahip olan devletin görevi olduğu
kadar uluslararası kültür alışverişinin de bir
gereğidir.
Sorular ve sonuç
Benim 1962 yılından beri tanıdığım Başba-
kanhk Devlet Arşivleri içinde yer alan Osmanlı
belgeliğinin geçmiş yıllara oranla -kaçımlmaz
olarak- daha iyi durumda olduğunu, okuyu-
cu salonunun genişletildiğini söylemem gerek-
tiğinin ayırdındayım. Ancak bu gelişmeyi yal-
nızca son birkaç yılın ürünü olduğunu dile ge-
tirmenin de yanlış olduğunu belirtmek isterim.
Eksikliklerin ve sorunlann yığmlarla karşımız-
da bulunduğunu da unutmuyorum. Topkapı
Sarayı Arşivi neden birkaç kişinin çabasına
terk edilmiştir? Izmir ve çevresine ait olan kadı
tutanaklan niçin merkeze taşınmıştır? 12 Ey-
lül 1980 darbesiyle kapatılan CHP belgeliği-
nin kâğıt fabrikasına ve el altmdan ABD'ye
satıldığı doğru mudur? Cumhuriyet dönemi
belgeliğimiz niçin yoktur? Sorular çoğaltıla-
bilir.
Arşivlerle ilgili olarak sorduğum sorular, di-
le getirmek istediğim hususlar geçmiş yılla-
rın/yüzyıllann tanıklanm -çoğu resmi dam-
galı da olsa- seslendirmek suretiyle yönetici-
lerin, yönetilenlerin, kurumlann, daha kap-
samlı bir deyişle toplumun/toplumların yaşan-
tılannı anlamaya yöneliktir. Demokrasi, çok-
sesliliği öngördüğüne göre ve demokratik ol-
ma yolunda uğraş verenlerin geçmişlerinde
suskun kalmış yanlan öğrenmek isteyecekle-
rine göre fiyatlar, ücretler, harcamalar, nüfus
hareketleri, eğitim, sağlık sorunlan, teknolo-
jinin durgun ya da yavaş görüntüsü, üretim or-
ganizasyonlan gibi çok önemli konuların geç-
mişteki durumlannı eşeleyeceklerine göre, bel-
geliklere, belgelikçilere ve araştıncüara her za-
man gereksinim duyacaklardır. Belgeliklerin
geliştirilmeleri ve gereken hizmeti verebilme-
leri için onların sorumluluğunu yüklenmiş
olan hükümet yetkililerinden ve bu yetkilile-
rin buyruklannı araştıncılara kadar taşıyan
bürokratlardan, yerli ve yabancı bütün araş-
tırıcılar adına anlayış bekliyorum.
(1) t. Bıoark, Arşiv ve Arjivcilik Bıbliyografyası, Ankara
1978, s. Vll; N-Akta$, 'Başbakanhk Osmanh Aiîivlerinin Bu-
günkü Durumu', Osmanlı Arşivlm vt Osmanlı Anşünnalan
Stmpozyamu, Istanbul 1983, s. 73.
(2) M.Genç, 'Osmanb Arşivlerinden Yararlanma'Yönttmi',
»jnı sempozyum, s.157
(3) H.lnalcık, 'Osraanh Arjivlerinin Türk ve Dünya Tarihi
için Onemi', tyn sempoıynm, s. 43.
EVET/HAY1R
OKTSYAKRAL
İzmir, Toıtalı...Halk önünde konuşmak. Bu bir alışkanlık konusudur. Po-
litikacılar için kolay bir iştir bu. Çıkarlar otobüsün üstüne ya
da kürsüye, karşılartnda coşkulu bir kalabalık. Ne derierse
alkışlamaya, bağırmaya hazır. Konuşan kişi neler neler söy-
lemezl Bir anlamı, bir içeriği var mıdır diye düşünen olmaz.
önemli olan bayrağı sallamak, lideri alkışlamaktır. Bir süre
sonra düsünülür "Ne dedi, neden söz etti" diye. Dinleyenle-
rin çoğunun belleğinde izi bile kalmamıştır ses büyülten araç-
laria meydanda inim inim inleyen konuşmanın...
Geçen hafta ben de İzmir Fuarrnda halk karşısında ko-
nuştum. Aziz Üstel bir şeyler sordu, yanıtladım. önce yarım
saati geçmeyelim diyordum, bir de baktım bir saati bulmu-
şuz. Laf lafı açtı, ordan burdan konuşarak süreyi tamamla-
dık. Neler mi konuştuk? Politika dışı her şey. Ozel yaşam,
yazılar, anılar. Bilmem fuarda bizi dinleyen kişiler böyle bir
soyleşiden hoşlandılar mı?
Ertesi akşam da Çetinkaya, Füruzan ile Cumhuriyet Kitap
Kulübü'nde kitaplarımızı imzaladık. YıKar geçtikçe bu çeşit
imza törenleri daha duygulandıncı oluyor. Babalar analar ço-
cukları için kitap alıyor, imzalatıyorlar. Öyle ya bugün varız
yarın bakalım var mıyız? Bir anı olsun diye alıyorlar kitapla-
nmızı. Kimi zaman itginç rastlantılar da oluyor. On beş yıl önce
minicik bir çocuk olarak kitabınızı alan kişi bir de bakıyorsu-
nuz koskoca bir delikanlı ya da güzet bir genç kız olmuş. Elin-
de kitabtyla çıkıp geliyor, haydi on beş yıl sonra bir imza
daha!..
izmir'den Torbalı'ya gittim. Torbalı adını yol üstündeki işa-
ret tabelasında gorürdüm. Etkinliklerin açılışında Belediye
Başkanı Ertan Ünver de söyledi, üç yıldır sürdürülen Torbalı
Kültür EtkinlikJeri'yte TorbaJı'nın ülke ölçüsünde tanındıgını...
Ertan Ünver'i bizim Ekmekçi'nin yazılanndan tanırsınız. Ün-
ver, SHP'nin önde gelen belediye başkanlarından biri.
Böyle buluşmaJar yarartı oluyor. Ahmet ve Reha İsvan, Aziz
Nesin, Erdal Atabek, özkök dostlar, Karaören, Julide Güli-
zar ve eşi, öteki çağnlılaria geçen iki gün iki gece güzel anı-
lar bıraktı bizlerde. Özellikle ikjinç olan iki genç kızımızın "Ku-
şaklar arası çatışmalar ve gülmece" konusunda yaptıkları ko-
nuşmaydı. Gençler her zaman önceki kuşaklardan yakınır-
lar. Böytesi de doğal değil mi? Kuşaklar birbirinin benzeri ol-
sa, birbirinin değer yargılarını benimsese ilerleme, gelişme
diye bir okju yasanabilir mi?
Bir zamanlar Evren Paşa 'Kuşaklar birbirini anlamaz
oluyor" diye TDK üyelerine çıkışırdı. Ne yaptı etti Atatürk'ün
kurucusu olduğu TDK'yı ortadan kaldırdı. Evren'in Atatürk-
çülüğüne en güzel örnektir bu! Kuşaklar birbirini anlamaz
olmuş, bunu da Türk dilini zenginleştirmek, güçlendirmek,
bağımsızlaştırmak uğraşı veren TDK yapmış! Ne istiyor Bay
Evren? 1990ların gencleri 1930'ların anlayışını, düşünüş bi-
çimini mi sürdürsün? iletişim araçlarının bunca etkin oldu-
ğu, dünyayı gösteren pencerenin her eve yerleştiği bir dö-
nemde yeni kuşaklar öncekilere benzer mi, benzeyebilir mi?
Bir başka güzel program da Doğan Kardeş dergisinin ha-
zıriattığı Çocuk Kurultayı filmiydi. Türkiye'nin dört bir yanın-
dan gelen çocuk 'delege'ler büyüklerden neler istediklerini
açık açık soyiüyortar. Biz büyüklerin bu seslenişierden bir
şeyier öğrenmesi gerekmez mi?
Şu bir haftalık dinlence -böyle dinlence nasıl olur?- sıra-
sında yasadıklarım, gördüklerim...
EYLUL 1991
21.SAYI ÇIKTI
Nuruosmaniye Cad. No: 19 3 34410
Cagaloglu-lstanbul Tel: 513 83 52-53
Fııtbolda «Ozerkliğiıı9
Drçündürdükleri
Malatyaspor olayı Tahkim Kurulu müessesesinin nasıl
işletilebileceği konusunda üzerinde düşünülmesi gereken bir
örnektir ve kurulun bu olayda iyi bir sınav verdiğini
söylemek, en azından basında yer alan haber ve
değerlendirmelere bakarak güçtür.
Prof. Dr. TURGUT TAN ^İS
Basrada Malatyaspor olayı olarak bilinen
ve 6 Mayıs 1990 tarihinde ojnanan Adana
Demirspor - Boluspor maçında "anlaşma"
(şike) olduğuna ilişkin Malatyaspor'un iti-
razı ile başlayıp Tahkim Kurulu'nun çeliş-
kili kararları ve bunlara yapılan itirazlarla
gelişen, nihayet Futbol Federasyonu Yöne-
tim Kurulu'nun şike yapılmadığına, aynca
Malatyaspor'un bu olay nedeniyle katlan-
dığı maddi ve manevi zararların karşılan-
masına ilişkin kararıyla noktalandığı görü-
len gelişmeler, 1988 yılında şekillendirilen
futbolda "özerkliğin" geleceği konusunda
ciddi kaygüara yol açmaktadır.
Futbola yeni yapı
Bilindiği gibi 27.5.1989 tarih ve 3461 sa-
yılı Türkiye Futbol Federasyonu'nun Kuru-
luş ve Görevleri Hakkında Kanun (m.14)
"Federasyon ve kulüpler veya kulüplerle
oyuncular veya iki kulüp arasında çıkacak
ihtilaflar" ile ceza kurulu kararlarını, ilgi-
lilerin itirazı üzerine inceleyerek kesin ka-
rara bağlayacak bir tahkim kurulu kurul-
masını öngörmüştür. Tahkim Kurulu Fede-
rasyon Genel Kurulu tarafmdan dört yıl için
seçilecek hukukçu beş üyeden oluşmakta-
dır. Ancak 2.3.1989 tarihli 3524 sayılı yasa-
nın geçici maddesi ile bir defaya mahsus ol-
mak üzere ilk dört yıl için Tahkim Kurulu
üyeleri Futbol Federasyonu Bi-5kanı'nın
önerisi üzerine Başbakan tarafından seçil-
miştir.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun Çalış-
ma Usul ve Esaslarına Dair Ana Statüye
(m.10) göre "Tahkim Kurulu çalışmalarını
FIFA kurallarına ve Hukuk Usulü Muha-
kemeleri Kanunu'nun ilgili hükümlerine gö-
re yapar. Buna dair esaslar Yönetim Kuru-
lu'nca belirlenir!' Yasaya ve yönetmeliğe gö-
re profesyonel futbol dalında faaliyet gös-
teren kulüpler tescil sırasında "Tahkim Ku-
rulu'nun kararlanna ve diğer hususlara uya-
caklarına dair taahhütnameyi" imzalamak
zorundadırlar. Yönetmelik ekinde yer alan
taahhütname ile kulüpler ihtilafların 3461
sayüı yasaya, FIFA kurallarına ve HUMK'-
ya göre çözümlenmesini ve bu kurulun ka-
rarlarına uyacaklarını, ayrıca kurul karar-
larına karşı "hiçbir idari ve adli yargıya,
temyiz, tashihi karar, j-argılamarun iadesi gi-
bi kanun yollanna" başvurmayacaklannı,
aksi halde tesciMerimnipfaBeriın ttahhüt et-
mektedirler.
Aslında 3461 sayılı yasa ile amaçlananın
profesyonel futbolun, bunun içinde yer
alanlar tarafından yönetilmesi, kısaca fut-
bolun özerkleştirilmesi olduğu belirtilmiş
olmasına karşın getirilen düzenlemelerin
bunu ne ölçüde gerçekleştirebildiği tartışma-
ya açıktır. Yasada federasyonun "özel hu-
kuk hükümlerine tabi ve tüzelkişiliğe sahip"
olduğu belirtilmekle beraber Federasyon
özel bir yasa ile kurulmuş kamu tüzelkişisi
olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim yasa (m.27)
federasyonun tüm faaliyet ve işlemlerini
Başbakanhk'ın gözetim ve denetimine sok-
muştur. Kaldı ki 3524 sayılı yasa uyannca
Federasyon Başkanı doğrudan Denetleme
Kurulu Genel Müdürü'nün Tahkim Kuru-
lu da Federasyon Başkanı'nın önerileri üze-
rine başbakan tarafından seçilmişlerdir.
Malatyaspor olayı
Futbola getirilen yeni düzenin işleyişi açı-
sından önemli bir gösterge olduğu için Ma-
latyaspor olayı üzerinde durmakta yarar
gördük. Eskiden idari yargıda görülüp ka-
rara bağlanan uyuşmazlıklar yeni düzende
Tahkim Kurulu'na verildiği için Adana De-
mirspor - Boluspor maçında şike olduğu yö-
nünde Malatyaspor'un itirazı Tahkim Ku-
rulu'na götürülmüş ve kurul bir oy farkla
maçta şike yapıldığına karar vermiştir.
Karann yankılan ve basına yansıyan
"baskı" iddialan karşısmda Tahkim Kuru-
lu'nun bazı üyelerinin görevden aynldıkla-
n gene basında yer alan haberlerden anla-
şılmaktadır. 8u arada Başbakanlık Teftiş
Kurulu'nun olaya el koyup dosyayı incele-
diği anlaşümaktadır. Tahkim Kurulu bu ka-
rannı Futbol Federasyonu ile Boluspor'un
başvurulan üzerine yeniden inceleyerek bu
kez maçta şike yapıldığına ilişkin "inandı-
ncı yeter delil bulunmadığı" kanısına vara-
rak ilk kararını değiştinniştir.
Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ise
Tahkim Kurulu'nun bu iki farklı karan ile
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun görüşünü in-
celeyerek Tahkim Kurulu'nun maçta şike ol-
madığma ilişkin ikinci kararını benimsemiş,
ancak olayın geçirdiği aşamalann Malatya-
spor yönetici ve futbolculannı "bunalım ve
strese sokan durumlar doğurmuş" olduğu
gerekçesiyle bu kulübe yardım yapılmasına
karar vermiştir. (Cumhuriyet, 24.7.1991) Ka-
rarda Tahkim Kurulu'nun "futbolda doğan
anlaşmazlıkların kısa zamanda ve futbol
kurallarına uygun olarak çözümlenmesi
amacıyla kurulmuş bir futbol yargı organı
olmasına rağmen" bu olayda bir yıllık süre
içinde kesin sonuca ulaşılamaması da "Tah-
kim Kurulu müessesesinin hukuk ve futbol
kurallarına göre tamamen oluşması, bu ilk
anlaşmazlığın tüm yargı organlanndan geç-
mek suretiyle kesinleşmiş olması ve bir an-
lamda bir içtihat birliği doğması" ile açık-
lanmaktadır.
Malatyaspor olayı Tahkim Kurulu mües-
sesesinin nasıl işletilebileceği konusunda
üzerinde düşünülmesi gereken bir örnektir
ve kurulun bu olayda iyi bir sınav verdiğini
söylemek, en azından basında yer alan ha-
ber ve değerlendirmelere bakarak güçtür.
Yargısal denetimin üstünlüğü
Yargısal denetimin üstünlüğü, uyuşmaz-
lıklann güvenceü bağımsız yargıçlardan olu-
şan mahkemelerce ve y-argısal usuller izle-
nerek çözülmesinden kaynaklanmaktadır.
Oysa, oluşumunda ve faaliyetleri üzerinde
yürütmenin etkili olabildiği Tahkim Kuru-
lu müessesesinde yargısal denetimin güven-
celerini bulmak olanaksız olmasa da zor gö-
rünmektedir. Her ne kadar Federasyon Baş-
kanı Sayın Erzik, "Futbolu mahkeme ka-
püanndan kurtardık, futbol artık tüm so-
runlarını kendi bünyesi içinde çözecektir"
(Cumhuriyet, 28.7.1991 s. 10) diyorsa da
Başbakanhk'ın denetimi altında yargı işle-
vinin nasıl yerine getirilebileceği tartışılmaya
değer bir konudur. Denetimin idari yargı-
ca yapıldığı dönemde benzer şike olayları
konusunda pek çok karar verilmiş olması-
na karşın kamuoyunda böylesine tartışma-
lara tanık olunmadığı gibi, Sayın Cumhur-
başkanı dahil, siyasal kişiler de olaya kanş-
tınlmamıştır.
Futbolu özerkleştirmek üzere getirilmiş
yeni yasanın federasyon kararlanna karşı
yargı yolunu kapatan hükümlerinin, anaya-
sanın herkese 'meşru vasıta ve yollardan fay-
dalanmak suretiyle yargı mercileri önünde
davacı veya davalı olarak iddia ve savunma'
hakkı tanıyan (m. 36), 'idarenin her türlü
eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır'
(m. 125) diyen kurallanna uygunluğu ciddi
olarak tartışılabileceği gibi, UEFA ve FIFA
gibi uluslararası kuruluşlann benimsediği ve
futbolcu sorunlarını kendi içinde çözmeyi
amaçlayan Tahkim Kurulu sistemini benim-
siyorsak, o zaman onu yozlaştırmadan ku-
rup uygulamak zorundayız. Sistemi kâğıt
üzerinde kabul ettiğimizi söylemekle kim-
seyi inandıramayız. Kısacası, oyunu kural-
larına göre oynamak gerekir.
TEORSOSYALİST PABTIYAY1N ORGANI 11
Turan Dursun Aramızda
MUHAMMED'İN ÖĞRETMENLERİ
Doğu Perinçek
SEÇİMLERDE "AYAĞA KALK" HAREKÂTI
Dr. Cemşid Bender KÜRT BAYRAĞI NEREDEN GELİYOR?
1991 YAZI İ$Cİ EYUMLERİ GÜNLÜĞÜ
MAO IEDUMG DÖŞÜMCE5İ YA$IY0R
ü Ender Helvacıoğlu SovyctUr Bjrllgl'nd* KapltollzmİR Çıkmaıı
ü Henry Glassie Tabaacılaşmif İntanların Çöy T«n«k«>l Amcrlka
Q Orhan lyiler ABD'yl Yargılayan Komlıyena lazı 6««rilw
Q ABO'nlıı Savaf S«ftarım Arsft.ırma Türkly* Kemltyonu Raporu
Ramsey Clark ve Do|u Perınçek'ın İstankvl-Dlyarbakır Konuşmaları
OTOMOBİL-İŞ 28 YAŞINDA
Sendikamız 12 Eylül 1991 tarihinde kuruluşunun 28. yılını kutluyor.
Bu 28 yıl, aralıksız sürdürülen demokratik ve sendikal hakların alınması
mücadelesinin tarihidir. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin ve müdahaleleri-
nin sendikasızlaştırmayı, işçileri örgütsüz ve tek başına bırakmayı amaçla-
yan tavrını kırma mücadelesinin tarihidir. Sendikal demokrasiyi ve sendi-
kal birliği gerçekleştirmeye çalışmanın tarihidir. Uluslararası kardeş sendi-
kalarla barış ve demokrasi için, işçilerin sınır tanımaksızın uluslararası kar-
deşliği için dayanışmanm tarihidir. Önümüzdeki dönem bu onurlu geçmi-
şi, üyelerimizin çıkarlarını yeni koşullarda koruyup geliştirmek amacıyla
geleceğe taşıyacağız. Gunün değişen koşullarına uygun yeni mücadele bi-
çimlerini, anlayışlarını ve çalışmayı hep birlikte geliştirip, yeni politikalar-
la zenginleştireceğiz.
28. kuruluş yıldönümümüz üyelerimize kutlu olsun.
T.OTOMOBİL-İŞ ŞENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU
HUKUKSUZ
DEMOKRASİ
HalitÇelenk
3. bası 8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Tiirkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-htanbul
ödemeii gönderilmez.
AJNI DEĞİL
YAŞAM
Oktay Akbal
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeii gönderilmez.
Native Speaker private
instruction
Call BRIAN
346 81 29
İ S T A H B Ü L
12 EYLUL'U
SORGULUYORUZ
Tarih: 12 Eylül 1991
Saat: 19.00-24.00
Mahkeme Yeri: LÜTFÜ K1RDAR SPOR SALONU
Sorgu Yargıcı ÇOCUKLARIMIZ
Tamklar: Tanık Sanatçılar:
Aydın AYBAY
Abdullah BAŞTÜRK
Ertuğrul GÜNAY
Bozkurt NUHOĞLU
Ali SİRMEN
Mübaşir: Bilgeşu ERENUS
Sanık: 12 EYLÜL
İPTAL
Milli Eğttim OnçHfc v« Spor Bakanlığı
tarafından Lûttü Kırdar Spor Satonu'nun
kulianılma izni iptal •dlkM0ind*n «tkinliğimizi
Nevzat ÇEÜK
Müştak ERENUS
POSEM
OHS
İlyas SALMAN
Dilek TÜRKER
Grup Yorum
p ğ ğ
Iteri Wr tarih* «rtvlmTMk zonında katdık. Bu
polrtlk bir tavırdır, protesto adh/oruz.
ZONGULDAK
SHPİLÖRGÜTÜ
DAYANISMA GECESİ
Tarih: 16 Eylül 1991 Pazartesi
Yer: La Bella Osmanbey-İst.
Saat: 20.00
Rezervasyon: 346 79 21
NOVOTEL
TUROUOISE - SİDE
Side'de kurulu 5 yıldızlı, 270 odalı tesisimizde
görevlendirilmek üzere; üniversite mezunu,
benzeri pozisyonda en az iki yıl çalışmış, iyi derecede
ingilizce veya fransızca bilen,
* Housekeeper Asistanı aranmaktadır.
Başvuruların Antalya - Side (321) 19330 (10 Hat)
numaralı telefondan Personel Müdürlüğü ne veya
İstanbul 159 50 68 -159 73 75 -159 33 98
numaralı telefonlara yapılması rica olunur.
KONGRE ILANI
TİYATRO VE TV YA2ARLARI DERNEĞİ'NDEN
Derneğimizin oterjan kongresi 5 Ekim 1991 Cumartesi günü
saat 14.30'da Beşlktaş Yıldız Sarayı Musahip Agalar
bölümünde aşağıdaki gündemle toplanacaktır.
O gün çoğunluk sağlanamadığı takdirde 28 Ekim 1991
Pazartesi günü aynı yerde aynı gündemle yine saat 14.30'da
toplanacaktır.
Üye arkadaşlarımızın kongrede hazır bulunmalarını rica
ederiz.
TİYATRO VE TV YAZARLARI DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU
GÜNOEM
1- Kongrenin açılışı
2- Başkanlık Divanı seçimi
3- Yönetim Kurulu çalışma raporu ile
Denetçiler raporunun görüşülmesi
4- Yönetim Kurulu ile Denetçilerın aklanması,
5- Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu asıl üyeleri ile yedeklerin
seçimi
6- Tiyatro ve TV yazarlarının sorunlan
7- Şehir Tiyatroları boykotundan sonraki durumun
değerlendirilmesı,
6- Genel olarak bütün Tiyatrolar ve TRT ile yazar ilişkilerindeki
sorunlar,
9- Dilekler ve kapanış.
Mimar Sinan Cniversitesi öğrencisi
SEHER ŞAfflNİN
Polisin üniversiteye düzerdediği baskın
sonucu ölümünü, Akdeniz Üniversitesi
ögrencisi MUSTAFA ÇİFIÇt'nin gözetim
altındayken komaya gırmesini protesto
ediyor,
Anti-Terör Yasası'ndan guç alan bu
uygulamalan kınıyor, bu yasanın bir an
evvel kaldınJmasını istiyoruz.
tHD SAMSU1N ŞlTBESt. EĞtT-DER SAMSL'N ŞUBESİ,
HALKEVİ ÜYELER!. TAYAD'U AİLELER
VE SAMSUN TÖDEFU ÖCRENCfLER
YAŞAJSANLARDANİZLER - İZLENİMLER
Kâzım Yeoice
10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Tiirkocağı Cad. 39-41 Cağabğtu-Istanbul
Ödemeii gönderilmez.