18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER 11 EYLÜL 1991 Çağa ve Hukuka Uygun Ceza însan haklanna ve çağdaş uygarhğa aykırı olan idam cezası "uygarhğın önünde geri çekilmektedir!' Hele siyasal suçlar nedeniyle verilen ölüm cezaları, bugune değin toplumlann banş ve esenliğini bozmaktan başka bir işe yaramamıştır. öyleyse vatan hainliği ile birlikte ölüm cezalarım da yeniden duşünmenin zamanı gelmiştir. M t c ¥ i ? v n r D /v#'i'i TD A VTT ¥• 1O1VXJ1™ UI-JM\ \J£-I M. \J M%J\.LH M-IM. "Dunyada en zor şey, kınun vatansever kı- min vatan hainı olduğunu kestırmektır!' Bu sözün doğruluğunu yadsımak, kımlenn vatan haioi, kımlenn vatansever olduğunu saptamak kolay bır şey değıldır. Bu nedenle- dır kı yaklaşık ıkı yıldan ben Cumhurbaşka- nı'nın anayasayı çığnemesı, yasaları hıçe sa- yarak anayasa] duzenın dışına çıkması karşı- sında, "vatana ıhanet" suçunu ışleyıp ışleme- diğı tartışma konusudur. Ne var kı bu tartış- ma henüz sona ermeden, siyasal ıktıdar ses- sız sedasız "Hıyanet-i Vataniye YasasTnı yü- rürlükten kaldırmıştır Hıç ılgı ve ılışığı olma- dığı halde "Terörle Mucadele Yasası"na ekle- nen bır madde ıle yapılmıştır bu ış Aşağı yu- kan yetmış yıldan ben yürürlukte olan bu yasa artık yoktur Şımdı çok önemlı bır sorun çık- mıştır ortaya: Bundan böyle cumhurbaşkan- lan vatana ıhanetle suçlanamayacak mıdır? Vatan haınhğının cezası ortadan kalkmış mı- dır? Hıç kuşkusuz "yargılayacak yasa yurürlük- ten kalktığına" göre, artık "açık bır yasa hük- mü bulunmadığı ıçın", kanunsuz suç olmaz ü- kesı gereğınce yargılamarun da düşünüleme- yecegıru savunanlar olacaktır ıcımızde. Olmuş- tur da. Ama bu yargı doğru mudur? Çağdaş hukuk sıstemlenne göre, "yetki ve sorumluluk bırbınne koşuttur, paraleldır!' So- rumluluğun olmadığj yerde yetkı yoktur Yet- kinın bulunduğu yerdeyse sorumluluk da var demektır Çünkü her yetkı bır sorumlulugu ge- rekh küar Demokrasılerde herhangı bır kışı- ye "salt egemenlik" verilmediğı gıbı, "salt sorumsuzluk" da tanmmamıştır. Parlamenter sıstemlerde cumhurbaşkanları, ılkede ve te- melde sorumsuzdurlar Ancak bu sorumsuz- luk, bır kral ve padısah sorumsuzluğu değıl- dır. Çünkü cagımızda "salt gerçek" le bırlık- te "salt sorumsuzluk" da ortadan kalkmıştır Cumhurbaşkanlan da yasalara aykın davra- nırlar ve anayasaları çığnerlerse sorumluluk- tan kurtulamazlar. 1982 Anayasası'na göre "Egemenlik kayıt- sız şartsız mıUetındır... Hıçbir kimse ve or- gan, kaynağuu anayasadan almayan bır dev- let yetkısı kullanamaz" (m.6). Görülüyor kı cumhurbaşkanı da olsa, hiçbır kışi ve organ anayasaya ve yasalara aykın davranmak hak- kına sahıp degıldır. Çünkü "Anayasa hüküm- len yasama, yürütme ve yargı organlannı, ıda- re makamlarını, öbur kunıluş ve kışılen bağ- layan temel hukuk kurallarıdır. (m 11) Hıç kuşkusuz dünyanın her yennde olduğu gıbı, ülkerruzde de cumhurbaşkanına, yürütme or- ganları arasında yer verümıştır Aynca 1982 Anayasası'na göre cumhurbaş- kanı 'her türlü yetkiden yoksun' ve sembolik bir kışi değıldır. Başbakan ve ılgılı bakanlar- la birlikte ımzaladığı kararnamelerden başba- kan ve ılgılı bakan sorumludur, ama tek ba- şına alacağı kararlardan, her türlü ışlem ve ey- lemlennden ötürü kışısel sorumlulugu vardır. Kaldı kı cumhurbaşkanı, hukuka aykın bır hükumet kararnamesını ımzalamak zorunda degıldır Bu nedenk de sorumsuzluk ükesı, hıç bır zaman kendısını "suçlanamaz" ve "cezalandırılamaz" konuma getıremez. "Hıyanet-ı Vatamye Yasası yürurlükten kaldı- nlsa bıle cumhurbaşkanlannı cezalandıracak başkaca yargüar vardır yasalanmızda örneğın Türk Ceza Yasası'nın 146. maddesı bunlardan bı- ndır Bu madde yürürlukteyken, vatan haınhğı suçu da yürürlükte demektır Kaldı kı "Hıyanet-ı Vatamye Yasası yalnız cumhurbaşkanlan ıçın özel olarak çıkanlmış bır yasa degıldır Vatana ıha- net tenmı de, bır tek suçu değıl, bırçok suçu ıçı- ren bır tenmdır Batı dünyasında bunun karşılı- ğmda "yüksek ıhanet" sözcüğü kullanılmaktâ ve bu suç "anayasanın ağır bır kusur sonucu çığnenmesı" durumunda ohışmuş sayılmaktadır Vatana ıhanet suçu, yasalannuzın hıç bınnde açıkça tammlamnış değıldır Hangı suçlann va- tana ıhanet olduğu, yargı organlanmn yorumu- na bırakılmıştır Yalnız Türk Ceza Yasası'nın 146. maddesıne bır fıkra ekleyen 6/7/1960 tarih ve 15 sayıü yasanın 3. maddesı "Türk Ceza Yasası'nın 125,133,146,150 maddelennde yazılı suçlan Va- tana ıhanet olarak" nıtelemıştır "Terörle Müca- dele Yasasf'nın yürürlükten kaldırdığı yasalar arasında bu yasa yoktur Ivedılıkle cıkanldığı ıçm bırçok yanlışlık yapıldığı gıbı, 15 sayılı yasa da anutulmuş ve gozden uzak turulmuştur. Şu hal- de yürurlükten kaldınlmış degıldır Bu nedenle cumhurbaşkanlan da 146 maddede yazılı "Türkıye Cumhunyetı Anayasası'mn tamamını ya da bır kısmını değıştırmeye ve ortadan kal- dırmaya. Büyük Mıllet Meclısı'nın görev yap- masını zor kuÛanarak engellemeye kalkışırlarsa" sorumluluktan ve cezadan kurtulamazlar Büındığı gıbı 146. madderun karşılığmda ölüm cezası vardır Ne var kı ölüm cezası uygar dün- yada uygulama alanından kaldınhnıştır lnsan haklanna ve çağdaş uygarlığa aykın olan ıdam cezası "uygarhğın önünde gerı çekilmektedir!' Hele siyasal suçlar nedeniyle verilen ölüm ceza- lan, bugune değm toplumlann banş ve esenlığı- nı bozmaktan başka bır ışe yaramamışür öyleyse vatan haınlığı üe bırhkte ölüm cezalannı da ye- nıden duşünmenin zamanı gelmiştir ve geçmek üzeredır Sorun, daha çok bır anayasa sorunu, yenı bır yöntem arama ve bulma sorunu olarak karşımı- za çıkmıştır Bu sorunu da ancak demokratık ve adaletlı bır seçım yasasıyla oluşturulacak parla- mento çözümleyebıhr Ancak bu suretlıdır kı yur- dumuzda hem akla, çağa ve hukuka uygun bır ceza adaletı gerçekleşmış hem de cumhurbaşka- nını sorumsuz duruma getırmek ısteyen gınşım- lenn önüne geçılmış olur Ve vatan haınhğı hak- kındakı tartışmalar da yasaJ bu- sonuca bağla- nır Çünku açıkça göruhnektedır kı "Hıyanet-ı Va- tamye Yasası" bır yanlışlık sonucunda değıl, "bı- lerek ve ısteyerek" yürurlükten kaldınlmıştır Si- yasal ıktıdann amacı, cumhurbaşkanını salt so- rumsuz duruma getırmektır Eğer amaç bu ol- masaydı, yasa yürürlükten kaldınlırken başka bır yasa çakarüır, bu yasa ıle hıyanet suçu tanımla- nabılır ve cezası behrlenebıhrdı Ama ne yazık kı ıstenilen sonuç elde edıleme- mıştır Çünkü konuyu ötekı yasalarla, özellikle anayasanın 105 maddesıyle bırhkte düşünmek gerektır Bu madde, cumhurbaşkanının vatana ıhanetle suçlanabıleceğını vurgulamaktadır Ya- sa yapma tekmğmde bırbınne koşul yasalar hep bırhkte ve paket hahnde ele alınırîar. Bır yasa ya da bır yasa maddesını yürürlükten kaldırmak- la, vatan haınhğı suçu ortadan kaldınlamaz Unutulmasm kı "Terörle Mucadele Yasası", Türk Ceza Yasası'nın 141 ve 142 maddelennı de yü- rürlükten kaldırmıştır Ama siyasal ıktıdann bu "Şark kurnazlığı ve ıkıyuzlu göstenşcüığı" kısa bu süre sonra gen tepmıştır Anayasa Mahkeme- sı, bır sıstem oluşturan anayasayı ve ötekı yasa- ları göz önünde tutarak, belkı de ıstemeye ıste- meye siyasal bır parüyı kapatmak zorunda kal- mıştır Sonuç Görülüyor kı anayasanın 105 maddesı ıle 15 sayılı yasa ve Türk Ceza Yasası'nın 146 madde- si yürürlükte kaldığı sürece, cumhurbaşkanının yargı önüne çıkmasım hıç bır güç önleyemeye- cek demektır Dünyanın hemen hemen her yennde cumhur- başkanlarının "anayasaya aykın davramşlan, devleun demokratık olma mtehğını ortadan kal- dırma eylemlen" cezasız kalmamaktadır "Ben yalnız Tknn'ya karşı hesap vennm" düşüncesı gü- nümuzde tanhe kanşmıştır Hesap, bu dünyada ve yeryüzunde venlmektedır Hıç bır kışi ve hıç bır siyasal ıktıdar da, bırtakım ayak oyunlan, hu- kuka aykırı tutum ve davranışlarla sorumluluk- tan kurtulamamaktadır EVET/HAYIR OKT^YAKBAL Demokıasiyi Benimsemek (MçüsîL. Bınlerce ınsan partı merkezlennde Başkanların, genel sek- reterlerın peşınde Ne ısterler 1 ? Aday olmak 1 Ön yerlere gelebıl- mek' Seçılebılmek' Ya bırıncı sırada, o da olmazsa ıkıncı sıra- da DYP SHP, ANAP, DSP RP Başkaları da var Ama ülke ölçü- sundekı yuzde onluk barajı aşabılecek guçte görunen partılerın sayısı beş 1987 seçımlerı de demokratık yöntemlere aykınydı Şımdıkı de öyle Yıne az bır oy ustunluğuyle ıktıdara geçıp yerleşmek ola- sı Ülke barajı yuzde on seçım bölgelerınm barajı da yuzde yırmı ya da yırmı beş Kaç partı bu barajları aşıp parlamento- dan sandalye kapabılır Evet olsa olsa yukarıda adlarım saydı- ğım beş partı Bır seçım bolgesınde yüzde yırmıyı bır tek partı aşar da öte- kıler bunun gensınde kaltrtarsa tüm sandalyelert barajı aşan partı alacak Dedıklerı gıbı bu bıraz pıyangoya benzıyor ya da Rus ruletıne Bır de bakmışsınız bır partı bütün barajları azıcık bır üstunlukle geçmış tum sandalyelerı toplamış Ülke olçusunde oylânnm topfamı yuzde 20'lerde, ama bu kadarcık oyla ıktıdar oluvermış Once bu barajları kaldırmak gerekırdı Ülke barajı yuzde be- şe ındırılmelıydı Bolge barajları ıse hıç olmamalıydı Her partı elde ettığı oy oranına göre parlamentoda yer sahıbı olmalıydı Nedense 'buyuk' sayılan partılenmız bunu yapmadılar Herhal- de kendılerı ıçın yararlı görmedıler Nasıl olsa barajları aşarım belkı de tek başıma yuzde 20-25 oranda oy elde ederek ıktıdar olurum umudunu besledıklerı ıçın Butün partılerın lıderlerı, sozculerı 'demokrası'den söz edıyor- lar Ama kendı partılennde demokrasının ızı yok 1 Demokrası halk yönetımı değıl mı? Halkın kendı yazgısını kendı elıyle belırleme- st Kendı ıçınden çıkardığı adayları seçmesı Ya şımdı? Partı- lenmız demokratık uygulamayı gerçekten yerıne getırıyorlar mı? Buna kım 'evet' dıyebılır Suieyman Demırel'dır, Mesut Yılmaz'dır ve Turgut Özal'dır, Semra Özal'dır Bulent ve Rahşan Ecevıt'tır yannkı parlamento- da yer alacak mılletvekıllerı adaylarının önemlı bır bölumunu be- lırleyecek olan kışıler 1 Halk da onların ılerı sürduğu adaylara oy verecek Boylece 'seçmen'lık görevını başaracak, öyle mı7 Yok, bır de tercıh oyu- nu kullanmak olasılığı var' Bay Ecevıt'ın ya da Bay Demırel'ın ya da Özal ekıbının belırledığı aday- lardan bırını ışaretleyerek one çı- karmak hakkı da var seç- menlerın1 Insanlarla eglenıyorlar sankı1 Ne sankısı? Açık açık eglenıyor- lar 1 Seçmenız, seçım yapıyoruz seçmenlık haklarımızı ıstedığımız gıbı kullanıyoruz dıye sevınmelı mıyız? Demek kı bızı yönetmek savıy- la ortaya çıkan ırılı ufaklı partıle- nmız demokrasının ana ılkesı olan halkın kendını yoneten ın- sanları seçme hakkını tanıma- maktadır Lıderlerın seçtığı ınsan- lar beş yıl boyunca yazgımızı el- lerınde tuttu Bır beş yıl daha mı bu belırlı çevre ve kışılerlıklerını surdurecekler Doğruyu söylemek gerekır, üyelerının demokratık haklarını kullanmasına önem veren bır tek partı var o da SHP Buyuk ol- çüde on seçım yapan tek partı Tum uyelerıne aday olmak ola- nağını tanıyan tek partı Lıderı- nın elıne kalem alıp kâğıtlara ıste benım adaylarım bunlar dıye ör- gutüne zorla benımsetmekten kaçındığı tek partı DYP'de ba- zı yerlerde önseçım yapıyor Ama yetersız Şudur budur, SHP'nın eksıkle- rı, kusurları vardır yoktur SHP'nın eksıklerı var da sankı otekılerın yok mu' SHP'nın üs- tünluğu demokrasıyı gerçekten benımsemesı bunu açıkça kanrt- lamasıdır 15 eylülde SHP, aday- larının buyuk bolumunü önse- çımlerle belırleyecek Işte SHP'nın, DSPden, DYP'den, ANAP'tan üstun yanı Demokrası sozunu dıllennden düşürmeyen lıderlere gelın de ınanın' Onların sıze sunacakları adayları gelın de benımseyın Sı- zınle açık açık alay eden sızlerı küçümseyen lıderlere hak ettık- lerı karşıhğı vermek gerekmez mı Bu sözüm DYP, DSP ANAP üyelerınedır Sız bılınçsız bır yı ğın mısınız 9 Bır surunun parça- sı mısınız kı başınızdakı 'çobarf ların önerılennı hemencecık be- ntmsıyorsunuz' Basın Bunalımları. Yazar Hakları İSMET KEMAL KARADAYI Hukukçu Yasalar çıkarmış , kısaca "basıo ozgur- dur, sansur edüemez" demış, Yasama, Yu- rutme, Yargı erklennden sonra ona "dör- düncü güç" sanını vermışız Yargılar doğ- ru, uyarılar yenndedır Ne kı, her yargının nedenı ve sonu, her uyarının kabulu ve so- nucu vardır Anayasa'ya, Insan Haklan bıldırgelenne, basın ahlâk yasalanna göre bır yandan, herkes düşünce ve kamlannı söz, yazı, re- sım, yontu, fîlm, kaset, vıdeo, te>p ve baş- ka yollarla, tek başına ya da toplu olarak açıklama, yayma hakkını taşır, düşunce ve kanıların serbestçe yayınlanmasını engelle- yıcı, zorlaştına polıtık, ekonomık, teknık, mah koşullar, engeller konamaz öte yan- dan, bu hakların kullanımı, devlet bıçımın- dekı Cumhunvet admı değıştıremez, değış- tırmeye yönelemez, toplum huzuruna, ulu sal dayanışmaya, adalet anlayışına, ınsan haklanna, Ataturk devrımlerıne, demokra- tık, laık, sosyal hukuk devletı ılkelerıne a> kın duşeraez, dev letın ülkesı ve ulusuyla bo- lunmez butunlüğünu, ulusal egemenhğı ve gü\enlığı, kamu düzenını ve genel korunur luğu, sağlığı, kamu yararını bozamaz Hemen değmehm Yazar, güncel görunur, gunötelennı göstenr, sö>ler Toplumu, ger- çeklerı hıçe saymış yazarlarsa ya ölu doğ- muşlardır, ya da kolay yaşayamazlar, çabuk ölurler lster "gelışme" densın, ıster "e\- rımleşme", hiçbır bırey, hiçbır toplum "değışme" kurahmn dışında tutulamaz, de- ğışım sosvo-polıtıktır Açık ya da kapalı, somurulmekte olan halklann, uluslarm, ye- terlı "değışım ve gehşme"lere ulaşamamış ılkelcı yazgılannda, duşunsel ve ekonomsal bozukluklar buyuk rol oynar Işte vazarlann kımüklennde de ışlevlerın- de de yukarıdakı yönlerın, yönlendırmele- rın etkısı bulunmaktadır Bu nedenle bız, bılgılenn, bıldınlenn, yaratı öğelen ve özel- lıklenyle bırhkte 'yarar'ı da ıçme alışını hep göruruz Yazann büıncı bu evrelerde oluşur, yazar bu büıncını dışa bunlarla yansıtır, be- ğenı, etkı, eğıtım surecındekı güç böyle ger- çekleşır O böylece sevındıncı de olabıhr, korkutucu da Onun sevındıncı yönu çağ- daş duşünenlere, korkutucu yönu ıse çağ dışı kalanlara seslemr Yanı yazar burada ya "anamuhalefet" ya da "ıkmcı hukümef'tır, o anlama gelır Fikır ve Sanat Eserlen Yasası ıle buna ıkş- kın yonetmelik'Ierın getırdığı, uluslararası yasa ve anlaşmaların yol gösterdığı "telıf haklan" konusunda şımdıye dek ne gıbı ev- relerden geçıldığı, ulusal, uluslararası yar- dımlar, j'aptınmlar ve yayına-yazar beklen- tılennde nelenn yapılabıleceğıne gelınce Doğu ülkelerınde çok daha teknolojı, ıle- tışım araçlannın konfor gereksınmelerıne değınen ekonomık ve polıtık çalkantılar, bunlara ayak uydurmaya çalışan yaşam kav- gaları, bır de dınsel sömuruler ve sonucun- dakı laıklıkten, bılımselden uzaklaşmalar, çağdaş kıtaplann okunmasını azaltmakta, yazarlik ve yayın haklan konusundakı ör- gütlenmelen önlemektedır Ne var kı ülke- mızın 1951 yılmda onayladığı 1886'lı "Bern Anlaşması" ıle UNESCO'nun önerdığı 1952'h "Cenevre Evrensel Yapıt Haklan Antlaşması" ve 1967'lı '-Stockholm Dunya Fıkn Mülkıyet Kunıluşu" kurallanna uyul- malıdır Hukuksal anlaşmazhk, basımn kendı çabalanyla, vazarlann vasalan zor- layan eylemlenyle, yem ve çağdaş yasalann, yönetunlenn getırilmesı yoluyla çözumlenıp beklenen ve gereksınımı duyulan ıyılıklere göturulebılır Yasaları, tuzüklen, yönetmehklerı bulu- nan Basın Şeref Dıvan'ları, basın konsey- len, basın kunıltayları, basın meslek kuru- luşları, basın yayın kurumlan, Gazetecıler Cemıyetı ve Sendıkalan, sorumlu müdür- lükler vb , sorunlan çözmeye çahşmaktadır Ne var, sorunlar arttıkça sorumluluklar çoğahnakta, sorumluluklar düzensızleştıkçe de sorunlar düğümleşmektedır Sorumluluklar, basının önce konu görevı oluşundan, sonra, görevın addı, yansız, du- rüst, gerçekçı, nesnel ve hukuka, ınsan hak- lanna uygun olarak yerıne getınlmesı zo- runluluğundan ılerı gelmektedır Sorunların doğuşunun nedenı ıse önce yasalar ve uygulamaların uyumsuzluğu, ek- sıklığı, yetersızlığı, basınla, yaymla görev lı, o uğraşı ış edınmış olanlann kusurlu dav- ranışlan, görev bılmcme tam varmayarak görevlenm savsamalan ya da kötüye kullan- maları, sonra da kışi kunıluş manevılıkle- rındekı, özel yaşamlanndakı huzura, gızh- lıklere, onurlara, dokunulmazlıklara aykı- n urun sergıleyerek onlan aıle, uğraş, ku- rum, çevre, toplum ıçınde kuçuk duşünne- len, mcıtmderı, toplumsal aşağılanma, hat- ta düşmanlık uyanışıyla Karşî karşıya bırak- malarıdır. Toplumsal ılgının basın-yayın yoluyla ve bır yuce görev algısıyla sureklı, güncel, do- yuma ulaştırılması ıçın bılgıyle, mantıkla, teknıkle, lyı nıyetle, özven ıle uygarhk do- natımlarınca yönlendınlıp gelıştınlmış yet- kın yeteneklerle hareket edıhnehdır. öyle ıse kendı kusuru ıle "dava" konu- ları ıçıne gırmış kışılerdekı, kuruluşlardakı sorumlulukların kendılennde kalması, bu yol ve bahane ıle tanıtıa ünler ya da cep dol- durucu paralar kazanma olanağınm tanm- maması gerektığı bır yana, tüm görevlerde olduğu gıbı, o çok saygı duyduğumuz 'ba- sın'a duşen çalışmalarda da "görevı kötüye kullanma ya da savsama" yanhşlıklan ya- pılmamalıdır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O 21. Yüzyıl Bankacılarına Çağrı... VakıfBank Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı Sınav yazılı ve sozlu olmak uzere ıkı bolumdur Yazılı sınav 7 8 Aralık 1991 gunlerınde Ankara ve Istanbul'da yapılacaktır Yazılı sınavı kazananlar Ankara da sozlu sınava davet edıleceklerdır Sınava katılmak ısteyenlerin; En az 4 yıllık oğretım suresı olan ve Hukuk Iktısat, Işletme, Tıcaret, Malıye, Siyasal Bılımler veya idare konularında ogrenım veren fakulte veya yuksek okullardan veya yetkılı makamlarca bunlara eşdeğerlılığı tesbıt edılmış olan yabancı oğretım kurumlarından mezun olmaları Erkek başvurucuların fıılı askerlık gorevlerını yapmış bulunmaları, 1 1 1991 tarıhınde 30 yaşını doldurmamış olmaları, Daha once Bankamız Mufettış Yardımcılığı sınavına bır defadan fazla katılmamış bulunmaları, gerekmektedır Sınavın ana konularında başarılı olmak şartıyla, yabancı dıl bılmek tercıh nedenı olarak değerlendırılecektır Sınav Konularını ve gereklı salr şart ve bılgilerı ıçeren broşur Anka a da Tefi ş KUTL. Ü Başkaniığı ndan tstanbul Izmtr Adana Bursa Malatya Samsun ve Antalya da Boige Teşkıiatlarımızdan Kayserı Erzurum Esk şehır Gaz anlep ve Dıyarbaktr Şubelenm 2den temın edılebılır Sınav ıçin başvuru 5 nava katılmak ısteyenlerın "Turfcıye Vakıflar Bankas T A O (Teliış KurulJ Başkanl ğı) Ataturk Bulvaf 207 Kavaklıdere ANKARA" adresne en geç 27 Kasım 1991 Çarşamba gunu saat 1 7 00 ye kadar ıstenen belgelerle bırl kte şahsen veya mektupla başvurmaları gerekmektedır VUofBânkT u r k ı y e V a k ı f l a r B a n k a s ı 21.Yüzyıl Bankacıhgı Anti-Arabesk Tatil. Deniz, kum, güneş mükemmel. Ortam ozentisiz ve samimi. Mekân güzel, muzik şuzel, yemekler guzel. İstanbul Erkek Lisesi mezunlarına, Opera-Bale ve Konservatuar mensuplarına, öğretim üyelerine ve Cumhuriyet okurlarına indirimli. Tel: 9 (6353) 2206 MOTEL AMPHORA A l t ı n k u m - D i d i m tarih . toplumAYlKANSKLOfEOIKDEflGI KÜLTÜR GEZİLERİ Doç Dr MURAT BELGE / 22 Eylûl 1991 Pazar BOĞAZİÇİ YAULARI Doç Dr MEHMET IHSAN TUNAY / 29 Eylûl 1991 Pazar ORTAKÖY, BOĞAZ VE SADBERK HANIM MÜZESİ Arkeolog SÛMER ATASOV / 4/6 Ekm 1991 SAFRANBOLUBARTIN-AMASRA FARUK PEKIN / 9/13 Ekım 1991 EKSIKSİZ BIR KAPADOKYA DoçDr MEHMET IHSAN TUNAY / 2V29 Ekım 1991 ENEZTROYA-ASSOS-BERGAMA-BURSA Doç Dr MURAT BELGE / 3 Kasım 1991 Pazar KÛŞE BUCAK İSTANBUL. HAÜÇ Başvın: FEST SEYAHAT ACENTASI Tel- 158 25 73 / 158 25 89 Fax 1158 87 32 Harenı 89ı Raitgele bır tekne degıl Şırketler. gruplar >az va da kıs Boğazın eşsız atmosferınde ogle >e aksam vemeklerınızı unutulmaz anılara donusturun Muhteşem Bogazıçı'nde suzulerek.. Tel: 151 8897-1510415 NtZAMETTtN ORHAINGAZl (1957-19781 Yaşamın onurumuz, mucadelen özgurluk bıhncımızdır Saygıyla anıyoruz AİLESt ADEVA NURETTtN ORHANGAZt T. YAZARLAR SENDİKASI * KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİKLERİ * KONUK AKŞAMLARI 11 Eyiul Çarşamba SUNA TANALTAY (YazdıkJarımız ve Bız) 18 Eytul Çarşanba SALIH KALYON (Neden Çocuk - Gençlık Tiyatrosu?) 25 Eylül Çarşamba SENNUR SEZER (Şıırsız Dunya Olmaz) 2 Ekım Çarşamba KONUR ERTOP (Halk Şjınnın Çağdaş Özu) Sdylefiler 18.30'da İMfiar. GJrlş MfbMtttr Kabataş Setustü Inebolu Sok 67 Tlf 152 19 30 ZELİHA ÖNEN ıle FİKRET ESER evlendıler Beşiktaş Evlendurme Dairesi 10.9.1991
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear