Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MüteveUiye sınırsız yetki YOK'ün yönetmeliğine göre özel statü verilecek üniversitelerde, Yönetmelik, özel statülü üniversitelerde sözleşmeli öğretim üyeliği ile "özel araştıraıa profesörlüğü" uygulamalanna üniversite dışından kişilerden oluşturulacak "üst yönetim geçilmesini de öngörüyor. kurulu" idari ve mali konularda son söz sahibi olacak. ANKARA (Cumhuriyet Büroso) Bakanlar Kurulu'nun saptayacağı özel statülü üniversitelerin üst yönetim kurullannın görev ve yetkileri belirlendi. Üniversite dışından kişilerden oluşacak üst yönetim kurulu, mali ve idari konularda "tam yetkili" kıhndı. YÖK'ün hazırladığı özel statülü üniversiteler üst yönetim kurullannın görev ve yetkilerine ilişkin yönetmelik dün Resmi Gazete*de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre üniversite dışından 9 kişiden oluşacak üst yönetim kurulu yılda en az 6 kez toplanarak üniversiteyle ilgili her türlü konuyu karara bağlayacak. Rektör adaylan da Ust yönetim kurulu tarafından saptanacak. Bunun için kurulun rektör dışındaki üyelerinin kendi aralanndan başkan dışında seçeceği üç üye ile iki profesörden oluşacak "aday inceleme komitesi" oluşturulacak. Üst yönetim kurulu, bu komitenin görüşleri ve kendi tespit edeceği kriterleri de göz önünde tutarak rektör adaylannı belirleyecek. Başkan, saptanan adaylan atanmak üzere Cumhurbaşkanı'na sunacak. özel statü verilen devlet üniversitelerinde, her türlü statüde görevlendirilecek öğretim elemanlannın unvaalan ile bunlarda aranacak asgari nitelikler diğer devlet üniversitelerindeki gibi olacak. Üst yönetim kurulunun doğrudan yetkili olduğu konular şunlar: "Para harcanmasını ve her türlü diğer kaynak tahsisini gerektiren konuları karara bağla lü akademik, idari ve mali komak, üniversitenin kaynakları nuda üniversite kurullan ile her nı artürmak için vatırım yap düzeydeki personele görev vermak, üniversitenin bütçe teklifi mek, üniversite faaliyetlerinin ni haaıiamak, öğrencilerden alı aksatılmadan yürütülebilmesi nacak öğrenim bedelleriyle ilgi için yetkilerini uygun gördüğü li kararı vermek ve Milli Egitim ölçüde rektör veya rektöriin uyBakanlığı'na gönderilmek üze gun görecegi kişilere devretre YÖK'e sunmak, üniversitede mek." oluşturulacak işletme hesabınm Yönetmelikle getirilen diğer yülık bütçesini onaylamak ve bazı yenilikler de şöyle sıralanıharcamalan deneüemek, üniver yor: siteye tahsis edilen öğretim elemanları Ue 657'ye tabi personeSözleşmeli ögretim üyeleri: lin akademik ve idari birimler Üniversiteye tahsis edilen öğrearasındaki dağılımını saptamak, tim elemanı kadrolan dışında idari ve destek hizmetlerinde gö sözleşmeli olarak istihdam edirevlendirilecek sözleşmeii perso Iecek öğretim elemanlarının sanelin sayılannı, görevlerini, is yılan, bunların görevleri ve götihdam usullerini ve bunlara rev süreleri, bunlara ödenecek ödenecek ücretleri beliriemek, ücretlerle diğer sözleşme şartlaidari ve mali konularda sürekli rı ve bunların atanmalannda ve veya geçici birim, komite veya görevlerine son verümede izlenekomisyonlgr knrmak ve ber tür cek usul ve esaslar üniversite yöT netim kurulunun da görüşü alı lar ile sözleşmeli öğretim üyelenarak üst yönetim kurulunca tes rinin kadrolarının yenilenip yepit edilir. nilenmeyeceği konularında üst Özel araştınna profesörlüğü: yönetim kuruluna önerilerde Masraflarının kısmen veya ta bulunmak üzere "akademik demamen gerçek veya tüzel kişiler ğerlendirme komitesi" kurulur. Komitenin üç üyesi, üniversice karşılanacagı taaahhüt edilen özel araştırma profesörlüklerine tenin uluslararası atıf endeksleverilecek adlar, bu tür profesör rince taranan bilimsel dergilerlerin görev süreleri, bunlara öde deki yayın sayısı ve yayınlarına necek ücretler ile yapılacak söz başkalannca yapılmış endeksleşme şartlan üniversite yönetim lere kaydedilen atıf sayısı en kurulunun da görüşü almarak yüksek olan profesörler arasınüst yönetim kurulunca tespit dan üst yönetim kurulunca seçilir. Rektör veya rektör yardımedilir. cüanndan birinin başkanlığmı Akademik degeriendirme ko yürüteceği komite bu üç üyenin mitesi: Üniversiteye tahsis edilen dışında, atama yapılacak veya kadrolara yapılacak profesör ve sözleşme süresi dolan öğretim doçent düzeyindeki atamalar, üyesinin görevli olduğu fakültesözleşmeli oiarak istihdam edi nin dekanı veya enstitü, yükselecek profesör, doçent, yardım kokul, konservatuvar veya mescı doçent ve özel araştırma pro lek yüksekokulunun müdürünfesörlüklerine yapılacak atama den oluşur. I £L1 /J DUNYADA BUGUN ALtSİRMEN Çevik birliklerin kurulduğunu söyleyen Orgeneral Güreş: Orduyu küçültüyoruz lann hepsi hür, hiç kimse kanşamaz. Hiç ilgisi yok. Bunlara ne 'hazır ol' çekebUirsin, beni bile sıkıştınrlar." Orgeneral Güreş, TSK'yı basına açtıklarım, daha iyi ilişkiler kurabilmek için basın biirosunu genişleteceklerini de kaydederek basın bürosuna profesyonel gazeteciler alacaklannı açıkladı. Orgeneral Doğan Güreş açıklıkta yarar gördüğünü belirterek "Basın, millet adma bizi denetliyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dogan Güreş, basınordu ilişkilerinin açıklığında yarar gördüğünü belirterek "Basın, millet adma bizi denetliyor" dedi. Orgeneral Güreş, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunun sürdüğünü de kayderek "Asker sayunızı azaltıyoruz. Çevik küçük birlikler kuruyoruz" diye konuştu. Orgeneral Doğan Güreş dün Romanya Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Dumitnı Cioflina ile görüştü. Konuk Genelkurmay Başkanı Genelkurmay Karargâhı'nda askeri törenle karşılandı. Cioflina daha sonra Orgeneral Güreş ile bir araya geldi. Orgeneral Güreş, basm mensuplarını konuk komutana, "Bizim basının Mehmetçik'leri de bunlardır. Bunlann da geceleri, gündüzleri yoktur" diye takdim etti. Romanya Genelkurmay Başkanı'mn basın mensuplannı "asker gazeteciler" sanması üzerine ise Orgeneral Güreş konuya şöyle açıklık getirdi: "Hayır, bunlann hiçbirisi asker değil. Anayasaya göre bun Modernizasyon sürüyor Orgeneral Güreş, Türk Silahü Kuvvetleri'nin modernizasyonun sürdüğünü belirterek "Asker sayımızı azaltıyoruz. Çevik küçük birlikler kunıyoruz" dedi. Orgeneral Güreş bir gazetecinin NATO Başkomutanı General John Galvin'in 32. Gün programında yaptığı açıklamalar konusunda ise "NATO içinde harmonizasyon sürüyor. Mesela onlann bin 400 tankı vaç ve kendilerinin bin tanka gereksinimleri var. O zaman bu 400 tank modernizasyonu parasız olarak dönüyor" dedi. şarkıcı KYM Mazelle ve menajeri Carla Seaton, tstanbul'da pınl pınl güneşi görünce uçaktan iner inmez soyunarak çimler üzerinde bikini Ue güneşlendiler. Atatürk Havaümanı'nda kendilerini tzmir'e götürecek uçağın kalkış saatine kadar olan zamanı güneşlenerek geçirmek isteyen şarkıcı Mazelle ve menajeri Seaton, böyle bir olaya pek alışık olmayan havalimanı personeli ve yolculann bir anda çevrelerinde toplanmasına yol açtılar. Mazelle u ç a g ı ueKierKen Uye,ye gelen ^ D ^ ^ jngiliz Çeşme Festivali'ne davetli olarak Türkiye'ye geldiğini, henöz Türkiye'nin hiçbir yerini görmemesine ragmen sıcak güneşine hayran kaldığını söyledi. Mazelle "Duyduguma göre Çeşme daha da sıcakmış. Herhalde çok güzel günler geçirecegiz. Her şey çok güzel başladı" şeklinde konuştu. Televizyon dizisi "Hayat Ağacı"mn sevilen yüdm Sam de (KeUy Rutherford) saat 13J0'da uçakla İstanbul'a geldi. Çeşme Müzik Festivali'nin konuklanndan Sam, Atatürk Havalimanı'na inişi sırasında kendisine gösterilen büyük ilgiye teşekkür etti. (Fotograf: AA) önceki gün parlamentodaki güvenoyiaması görüşmelerinde kürsüye gelen yeni Başbakan Mesut Yılmaz'ın konuşması ANAP cephesinde yeni bir şey olmadığını gözler önüne serdi. Mesut Yılmaz, hükürnetözal ilişkilerinden söz eder ve bunun kendine özgü bir ilişki olduğunu, Özal'ın ANAP'ın kurucusu ve kendilerinin de doğal liderleri durumunda bulunduğunu söyierken yürütme üzerindeki Çankaya ipoteğini kaldırma yönünde fazia bir şey yapamayacağını dile getiriyordu. Doğaldı, zaten başka türlüsü de beklenemezdi. Tipkı kullanılmış ve terk edilmiş Yıldınm Bey gibi Mesut Bey de Çankaya'nın ve hanedanın (yoksa artık iki kavram da aynı şey mi?) adayıydı ve Yılmaz, o makama ANAP'ın kendisine gösterdiği güvenden çok hanedanın desteği ile gelmişti. Bugün Türkiye'nin en önemli siyasal sorunu, sivil darbe ile yaratılan oldubitti durumunu düzeltmek ve halka dayaiı bir iktidarı yaşama geçirmek olduğuna göre bu yaşamsal alanda ANAP cephesinde yeni bir şey olmadığını soylemek pek yanlış kaçmasa gerek. Mesut Yılmaz'ın ÖzalANAP ilişkileri konusundaki açıklamaları kadar acı ve düşündürücü olan sözleri ise şunlar: "Sayın Demirel, uzun yıllar başbakanlık yapmış, fakat hiç srvil kökenli bir cumhurbaşkanı ile çalışmamıştır. Sayın Ûzal, Sayın Celal Bayar'dan sonra ilk sivil kökenli cumhurbaşkanıdır." Yukarıdaki sözlerinden açıkça anlaşılabileceği gibi Sayın Yılmaz, sivil iktidar ve sivil cumhurbaşkanı kavramlarını hiç mi hiç netleştirememiş kafasında. Bırakalım ilk sivil cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın ne denli sivil çözümler üretebildiğini ve Adnan Menderes bile 27 Mayıs hareketini önleyebilecek bir erken seçime 'evet' demeye hazırlanırken, hatta el altından bunun hazırlıklarına niyetlenirken, ülkemizde yeni bir alışkanlığın oluşturulmasındaki Bayar sorumluluğunu bir yana. Ama kim, elini vicdanına koyup büyük bir rahatlıkla Özal'ın 'sivil cumhurbaşkanı' olduğunu söyleyebilir? 12 Eylül darbecilerinin, bakanlık koltuğuna oturttuğu ve ekonomiyi ellerine bıraktığı kişi Sayın Özal değil de başkası mıydı yoksa? 12 Eylül generallerinin mutemet adamı özal, iktidar seçeneği olabilecek kişilerin ya yasaklandığı ya da veto edildiği bir seçime, Amerikan desteğiyle ve beş orgeneralin icazetiyie (zoraki de olsa) giren kişi değil midir? uzal'a iktidar yolunu açan, herkesin susturulduğu dönemde Latin Amerika ülkelerindekine benzeyen sözde bir referandumla, açıkçası zorla kabul ettirilen 1982 Anayasası değil midir? Askerlerin yaptığı 1982 Anayasası'nda askeri yasaklamalara umutla sanlan, bunlann kaldınlmaması için propaganda yapan kişi değil mi 'sivil cumhurbaşkanı' özal? Daha sonra kendisine iktidar olanağı sağlayan o yanm yamalak, anayasa kavramı ile bağdaşmayan 1982 Anavasası: nı bile ayaklar altına alıp sivil darbeyi yapan kişi yoksa özal değil de bir başkası mı? Türkiye'nin sivil iktidara gerçekten gereksindiği bir dönemde ne yazık ki 'sivil' kavramı, sivil darbeyi yasallaştıracak bir şaşırtmaca olarak kullanılmaktadır. Bir iktidarın ya da bir makama oturmuş olan kişinin sivil olup olmadığı, onun üniforma taşıyıp taşımamasından değil, sorunlara sivil, insan haklarına saygılı, çoğulcu demokratik çözümler bulabilip bulamamasından belli olur. Kim ne derse desin sivilliğin bundan başka bir ölçüsü yoktur. Şimdi kavrama bu tanım ışığında baktığımızda, asker kökenli olan, ama iki sivil liderin adı üzerinde uzfaşmasıyia cunv hurbaşkanlığı makamına seçilmiş bulunan Fahri Korutürkün, Özal'dan çok daha sivil olduğunu kolayca görürüz.vi Bunca açık olan bir gerçeği bile Mesut Yılmaz'ın gorememiş olması üzücü, üzücü olduğu ölçüde de umut kırıcıdır. Bu durumda rahatlıkla söyleyebiliriz: "ANAP cephesinde yeni bir şey yok." ANAP Cephesinde Yeni Bir Şey Yok... Kaîsayı dışında ek arüş planlanıyor Savunma Bakanı Doğu'nun gafı Milli Savunma Bakanı Doğu, Genelkurmay Başkanı Güreş'i ziyaret etti. Doğu, gazetecilerin "Bir açıklamanız olacak mı?" şeklindeki sorusunu yanıtlarken "Genelkurmay Başkanı'mn görüşlerini öğrenmeden, varsa talimatlarım almadan bir açıklama yapmam" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu, Orgeneral Güreş'i ziyareti sırasında bir açıklaması olup olmayacağı yolundaki soruya "Sayın Genelkurmay Başkammın görüşlerini öğrenmeden, varsa talimatlannı almadan bir açıklamam bahse konu degildir" karşüığmı verdi. Yeni Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu, dün Milli Savunma eski Bakanı Mehmet Yazar'dan görevi devir almadan bir saat önce Genelkurmay karargâhına geçerek Orgeneral Doğan Güreş'i makamında ziyaret etti. Genelkurmay karargâhında Doğu'yu askeri törenle Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Doğan Beyazıt karşıladı. Doğu, onur kıtasuu denetlerken Orgeneral Güreş'in makam odasının penceresinden baktığı görüldü. Doğu'yu daha sonra Orgeneral Güreş makam odasının kapısında karşıladı. Yeni Bakan Doğu, Orgeneral Güreş'in sabah Romanya Genelkurmay Başkanı ile görüşmesinde "TSK'nın basına açılması ve bunda büyük yarar göriildügü" yolundaki sözlerine katıldığını ifade etti. Orgeneral Güreş de "Konuk komutan da 'Biz de öyle olmak istiyoruz' dedi. Ben de ona 'Kazanırsınız' yamtıbı verdim. Hakikaten uzun bir devre geçirdiler. Alışkanlıklan var. Daha yeni demokrasiye geçiyoriar. Kendisi çok iyi niyetli bir insan ve demokrasiye de çok açık. Ben kendilerine dedim ki bir de demokratik sistem içinde olursanız dünya da desteginiz olur" diye konuştu. Bir gazetecinin "Bir açıklamanız olacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine ise Orgeneral Güreş, "Herhalde sayın bakanın olur" karşılığını verdi. Bakan Doğu ise "Izniniz olursa Sayın Genelkurmay Başkammın görüşlerini öğrenmeden, varsa talimatlannı almadan bir açıklamam bahse konu degildir" diye konuştu. Daha sonra Orgeneral Güreş, Doğu'yu ilk milletvekili seçildiği günden bu yana tanıdığını ifade etti. Doğu bunun üzerine "Benim için sizin gibi bir degerli komutanla çalışmak cidden bir gunırdur. Sizi Akademi Komutanlığınızdan bu yana tanımak fırsatına eriştim ve beraberce çalışma f ırsatı buldugum ve gunır duyduğum bir büyügümüzsü.nüz ve o nedenle fevkalade müftehirim (onur duyuyorum)" diye konuştu. Doğu daha sonra eski Bakan Mehmet Yazar'dan Milli Savunma Bakanlığı görevini devr aldı. Yazar'ın, "Devlet hizmeti, hizmetin kendisi, sürekli ve daimidir ama hizmet verenler gelip geçicidir. Bu bir bayrak ve görev yanşıdır. Aynı inancı, aynı felsefeyi, aynı görüşü paylaşan insanlar olarak bayragımızı yanşı devam ettirmek üzere Dogu'ya teslim ediyorum" şeklindeki sözlerine Doğu şu karşılığı verdi: "Sizin titizliğinizle, sizin disiplininizle, inançlanmızı, aynı olduğunu ifade ettiginiz dogrultuda, Türk milliyetçiliğini asla unutmadan, bu bayrağı benden sonra geleceklere aynı şekilde taşımak üzere omuzlanmda görevi bir gunır olarak taşıyacagım. Sizden sonra görev almak biraz şanssızlıktır. Sizin performansınızda bir bakanın verilerine yetişebilmek, benim bütün imkânlanmı olağanüstü zorlamaktır. Ama biliyorum ki beni yalnız bırakmayacaksınız, eksiklerimi tamamlayacaksınız. Yine el ele, omuz omuza şanlı ordumuz ve yiıce milletimiz için elimizden geleni yapacağız" Doğu, daha sonra Yazar'a bir şilt hediye etti. Doğu akşam saatlerinde de Romanya Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Dumitnı Cioflina'yı makamında kabul etti. Kahveci'den ışıgı FİGEN ATALAY Prof. Şenatalar: Bir yabana dili iyi derecede bilen 56 yülık bir araştırma görevlisinin eline ayda 1,3 milyon lira geçmektedk. Bu tutarla değU bir ailenin bir tek bireyinbile geçinebilmesi olanaksızdır. Üniversite araştırma göreylilerinin göreve girişteki maaşı en az 2,5 milyon lira olmaİL Üniversite öğretim elemanlan, gerek özel sektöre, gerekse kamu iktisadi kuruluşlanna göre çok geride kalan maaşlarının bir an önce arttmlmasını bekliyor. Maliye Bakanı Adnan Kahveci, akademik personelin ücretlerinin arttınlması görüşüne katıldığını ancak hiçbir aynm yapılmadan herkesin aym ücreti almasına karşı olduğunu belirtirken, İstanbul'daki Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Burhan Şenatalar, "Farklı ttcret uygulamasına prensipte taraftanm ancak bunun çok objektif kıstasları olması gerekir ve bu uygulamanın YOK sistemi içinde yapılması zor" dedi. Ücretlerin düşük olması sonucu son yıllarda araştırma görevlibğine başvuran adayların hem sayısında, hem de ortalama düzeyinde önemli bir düşüş görüldüğünü söyleyen Prof. Şenatalar, "Örnefin, bir yabancı dili iyi derecede bilen bir araştırma görevlisinin eline, göreve girişte ayda 1.2 milyon lira geçmektedir ve bunun dışında herhangi bir sosyal yardım ya da ikramiye söz konusu degildir. Kıdemi 56 yılı bulan bir araştırma görevlisinin de eline ancak 1.3 milyon lira geçebilmektedir. Giiniimiiz koşullannda bu tutarla değil bir ailenin, tek bir bireyin bile yeterli geçim düzeyi sağlaması olanaksızdır. Araştınna görevlilerinin göreve girişteki maaşı en az 2.S milyon lira olmalı ve diğer akademik personelin maaşları da bu temele göre diiaenlenmelidir" diye konuştu. Bu konuyu bir süre önce Maliye Bakanı Adnan Kahveci ile görüştüklerini ve bakanın akademik personelin ücretleriımı bir an önce arttınlması görüşüne katıldığını söylediğini anlatan Prof. Şenatalar, şöyle konuştu: "Sayın Kahveci bu görüşmede, üniversite elemanlamuı genel katsayı artışı dışında ek bir artış verilmesinin planlandığını da beyan etti. Maliye Bakanı üniversitede hiçbir ayrım yapılmadan herkese aynı ücret verilmesinden yana değil. Prensip olarak bu görüşe taraftanm. Bu, yalnızca üniversite öğretim elemanlan için değil, bütün meslekler için geçerli olabilir. Bugün zaten üniversitelerde aynı kariyere sahip kişiler aynı ücreti almıyor. Çok ders veren, döner sermayeli fakültelerde görev yapanlar daha çok ücret alıyor. Ancak, uygulamanın kıstaslan çok önemli. Üretkenliği, araştırmayı, bilimsel faaliyetleri teşvik edici bir sistem olmalı, objektif, hakkaniyetli kıstaslan bulunmalı. Bugünkü sistemde atamalann ve yükseltmelerin objektif olduğu konusunda yaygın kuşkular ve kaygılar var. Üretkenliği özendirici bir mekanizmanın YÖK düzeni içinde uygulanması olanaksız dahi denebilir. Böyle bir yaklaşımın uygulanabilmesi için üniversitede saydam ve demokratik bir işleyişin de sağlanması şarttır." İstanbul'daki Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nce hazırlanan ve başlıca 6 kategori öğretim personelinin temmuz 1989'dan temmuz 1991'e satınahna güçlerini gösteren tabloya göre, öğretim personelinin mayıs 199i 'de eline gecen satın alma gücü, temmuz 1989'a oranla yüzde 2530 oranında daha düşük olduğu görülüyor. Ayhk enflasyon hızının yüzde 3 olması varsayımıyla temmuz 1991'deki satın alma gücü, temmuz 1989'un yüzde 3035 altına düşüyor. Güneydoğu kararnamesi tarüşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi'nin 430 sayılı 'Güneydoğu Kararnamesi'nin, Olağanüstü Hal Bölgesi dışında da uygulanabilmesine olanak tanıyan hükümlerini iptal eden, ancak diğer düzenlemeleri yürürlükte tutan kararı değişik değerlendirmelere yol açtı. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Çetin Özek, herhangi bir yetki yasasına dayanmayan kararnamenin tümüyle iptal edilmesi gerektiğini savunurken anayasa hukukçulan Prof. Dr. Oya Araslı ile Doç. Dr. Bülent Tanör ise anayasaıun bu tür kararnameleri yargı denetimi dışında tutan açık hükmüne karşın Anayasa Mahkemesi'nin gerekli incelemeyi yapıp, anayasa dışına taşan bazı düzenlemeleri iptal etmesini olumlu bir caba olarak nitelediler. Hukukçuların, Anayasa Mahkemesi'nin Güneydoğu Kararnamesi'ne ilişkin karan için yaptıklan değerlendirmeler şöybir kararuamedir. Kaynağı bakımından iptali gereken bir kararnamedir. Ben bu konuda yetki kanunu da gerektiğini ve bu konuda yetki kanununun bulunmadığını öne sürmüştüm. Aynı kanaati muhafaza ediyorum. Kaldı ki olağanüstü halle ilgili yerlerde uygulanması durumunda ihali suç ihdası, kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması KHK ile gerçekleştirileProf. Dr. Çetin Özek (Cezu mez. Bu bakımdan iptal eksikhukukçusu): "Kararname ge tir. Tümüyle iptali gerekirdi. rekli usullere aykırı çıkarılmış Mücvir alanlar ile diğer bölgelerde uygulanması bariz bir hukuka aykınlıktı, bu yöndeki iptal yerindedir, ama eksiktir. Bu konularda düzenlemelerin KHK ile değil, yasa ile yapılması gerekir." Doç. Dr. Bülent Tanör (Anayasa hukukçusu): "Ben kendimi bir anayasa yargıcı olarak hissetsem, anayasaıun olağanüstü hal kararnamelerini yargı denetimi dışında bırakan hükmü karşısında, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karardan daha ileriye gidemezdim gibi geliyor bana. Anayasa Mahkemesi KHK ve acaba Olağanüstü Hal Bölgesi dışına taşan hükümler konmuş mudur, konmamış mıdır? Bunun denetimini yapmıştır. Bunun denetimini yapmak için bile bir hukuki gayret göstermiştiî. Daha başta Anayasa Mahkemesi, 'Ben bunu denetleyemem, anayasa bunu engelliyor' diyebilirdi, ama dememiştir. Bu bir hukuki gayret ifadesidir. Ama yapabileceği ancak kararnamenin Olağanüstü Hal Bölgesi dışına taşar çıkıntılarım budama yetkisini kendinde bulmuştur. Bu anlam bazı hükümleri iptal etmesifarklı tepkilereyol açtı Anayasa Mahkemesi'nin da ve sırf bu kadarıyla bile olumlu, bir çabadır. Ama daha ileriye gidemiyorsa, bunun engelini anayasada bulmak gerekir. Prof. Dr. Oya Araslı (Anayasa hukukçusu): "Bir hukuk devletinde esas olan yürütmenin bütün işlemlerinin yargısa! denetime tabi tutulmasıdır. Bu nedenle bizim anayasamızda sıkıyönetim ve olağanüstü hal dunımlannda cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun durumun gerektiği konularda çıkarttığı KHK'lerin anayasaya uygunluk denetiminin yapılamaması hukuk devleti anlayışı açısmdan güçlükle açıklanabilir bir durumdur. Anayasa Mahkemesi'nin bu tür KHK'lerin gerçekten durumun gerektirdiği ölçüde bir düzenleme yapıp yapmadığı konusunda inceleme yapmak yetkisini kendisinde bulması ve eğer durumun gerektirdiği ölçüde bir düzenleme yapılmışsa, bunu anayasal denetim dışında bırakması hukuk devleti ilkesinin gerçekleşmesi açısmdan olumlu bir adım olmuştur. İLAN SAMSUN İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞt'NDEN Esas No: 1990/528 Karar No: 1991/30 Davacı Hüseyin Aygün vekili Av. Mustafa Cıhz tarafından davalılar S.S. Kurumu ve Mehmet Ceren aleyhine açılmış bulunan tesbit davasının yapılan duruşması sonunda: Davanın kabulü ile davacının davalıya ait işyerinde 10.6.196617.9.1966 tarihleri arasında çaiıştığının saptanmasına ve bu çaüşmalannın diğer sigortalı çalışmalan ile birleştirilmesine dair verilen 15.2.1991 tarihli karar davalı Mehmet Ceren'in yokluğunda verilmekle kararın tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 47981 AKÇAABAT SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Esas No: 1990/478 Davacı Akçaabat Çatalzeytin köyünden Ali kızı Ayşe Saka vekili tarafından davalı aynı köyden Hasan Hüsnü oğlu Halil Can Saka aleyhine açtığı aynı köyde pafta: 5, parsel: 476'da kayıtlı ev ve arsa vasıflı taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığı takdirde satış suretiyle satış bedelinin taksimi davasımn yapılan duruşmasında: Adresi meçhul olan davalı Hasan Hüsnü oğlu Halil Can Saka'ya duruşma gününün ilanen tebliğine karar verildiğinden, karar gereğince davalı Halil Can Saka'nın mahkememizin 1990/478 esas sayılı dava dosyasımn 09.07.1991 gün saat 10.30'da yapılacak olan duruşmasında hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde duruşmaya yokluğunda devam edilerek karar verileceği dava dilekçesi ve davetiye tebüği yaine gecerli olmak üzere ilan olunur. Basın: 47983