18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 HAZİRAN 1991 DİZİ-RÖPOR1AJ CUMHURİYET/15 îslami metin verivayetieregöre İslamiyetin kurucusu ^evlilik-aşk-cinsellik' konusunda da örnek alınması gereken bir tutum içinde Hz. Muharnrned'inkadınlarlailiskileri İSLAMDA KADIN VE CÎNSELLİK • ORAL ÇAUŞLAR Kuran'ın erkeklere seslenmesiyle, öncü erkek Hz. Muhammed'in en üstün erkek olması arasında bir paralellik vardır. Tanınmış Arap yazar Makluf şöyle diyor: Eğer Müslüman halklar Muhammed'e üstün nitelikleri dolayısıyla hayranlık besliyorlar ise şehvetinin çokluğu, erkekfik gücü nedeniyle çok daha fazla hayranlık duyduklan muhakkaktır. Islamiyet ve kadını incelerken tepkisel olmaktan çok, tarihsel bir perspektifle olaya yaklaşmak daha sağhklıdır. Bu, hem inananlar, hem inanmayanlar için böyledir. Yüzyıllar önce yazılmış İslami kitaplara bakınca, bazı cınsel sorunların bugüne kıyasla daha doğal kabul edildiği görülüyor. Muhammed döneminin kadınlar için daha yumuşak olduğu görülüyor. Oral Çalışlar'ın yazı dizisiyle i'lgili olarak değişik çevrelerden çeşitli tepkiler alrnaktayız. Yazı dizisinin bitiminde konuyla ilgili değişik görüşîerede sayfalarımızdayer vereceğiz. Hz. Muhammed'in yaşamı, inananlar için ömek alınacak hikmetler ve ibretlerle doludur. Onun üze- rine yazılanlar ve rivayet edilenler, kütüphaneleri dolduracak kadar aynntılı ve kapsamhdır. tslam düşünürleri, onun her davranışından bir ders çı- karmak üzere geniş yorumlar yaparlar ve tüm in- sanlann Muhammed'i örnek almasını söylerler. Bir din kurucusunun, onun takipçileri tarafından yü- celtümesi ve erişilmez kabul edilmesi olağandır. Bu- rada önemli olan bu güven ve bağhlığın 1400 yıl- dır eksilmeden sürmesidir. Muhammed'in yaşamının tümü, bu araştırma sı- rasında incelenecek değildir. Muhammed'in, evli- likleri, aşklan ve cinsel yaşamından yola çıkılarak kadına bakışı irdelenecek, bu anlayışa yol açan top- lumsal kavrayışın geri planı üzerinde durulacaktır. Muhammed'in yaşamıyla ilgili yazılan en eski kaynaklar, onun ölümünden en az 200 yıl sonra- sına aittir. Bu kaynaklar, insanlann kuşaktan ku- şağa anlattıklan rivayetiere dayanır. lslam dünya- sının en güvenilir kaynaklar olarak kabul ettiği ve Kuran'dan sonra en çok önem verdiği Sahihi Bu- hari ve Sahihi Müslim adlı eserler, Muhammed'- den 200 küsur yıl sonrasına aittir. Buhari ve Müs- lim, Arabistan'ı yıllarca dolaşmışlar ve topladık- lan yüz binlerce rivayeti dikkatle eleyerek içlerin- den yalnızca 8000 kadarını yayımlamışlardır. Bu rivayetler, Muhammed'in yaşamına ve özellikle de peygamberlik dönemine ilişkin aynntılı öyküler içc- riyor. Yüz binlerce rivayetin 200 yıl sonra toplandığı ve 200 yıl sonrasının mantığı içinde elendiği de unu- tulmamalıdır. Böyle bir saptamanın bu rivayetle- rin mantığını kavrayabilmek açısmdan önemi var- dır. örneğin Muhammed ve dört halife dönemi, göçebe geleneklerinin ve askeri demokrasi diye de anılan, herkesin iktidan bir ölçUde etkileyebildiği ve paylaşabildiği bir dönemdir. Göçebe gelenek- lerine uygun olarak aşiret, bir meclis (Şûra) tara- fından yönetilmektedir. Bu mecliste köleler dışın- da tüm özgür yurttaşlar, söz ve karar sahibidir. Ali'nin Ölümü ve Emevi devletinin kuruluşuyla bu dönem sona ermiştir. Yağma savaşlan toplumun esas gelir kaynağıydı. Savaşa, toplumun tüm bi- reyleri katıhr ve herkes ganimetten eşit olarak pay ahrdı. Muhammed'in aşiretin reisi olarak aldığı pay doğal olarak biraz daha fazlaydı. Biriken mali ser- vet, İslamiyetin gelişmesiyle birlikte devletin ma- liyesinin de temelini oluşturdu. Sahihi Buhari ve Sahihi Müslim'in derlenip, ele- melerden geçirildiği dönem, Abbasi lmparatorlu- ğu dönemidir. Kul ile imparator, halk Ue yöneti- lenler arasındaki mesafe oldukça açılmıştır. Böy- le bir dönemde toplamp, içinden yüz binlercesi elenmiş rivayetlerin ne ölçüde Muhammed'in ya- şadığı dönemi yansıttığı şüphelidir. Belki de Bu- hari ve Müslim, kendi dönemlerinin anlayışlanna uygun olanlanm seçip yayımlamışlardır. Bunu bu- gun bilebilmemiz mümkun değildir. Ama nasıl yansıtılmış olursa olsun Kuran ile bu kaynaklar arasında bir paralellik vardır. Bu eser- ler deki temel yaklaşım, 1400 yüdır tslam topluluk- lanna yol göstermektedir, artık sisteme kavuşmuş ve insanlann yaşamının bir parçası haline gelmiş- tir. Bizim yapacağımız da bu anlayışlan ve bu ya- şam tarzını irdelemek ve buradan Muhammed'in kadına bakışını ortaya çıkarmaktır. Ayşe ve kolye olayı Bütün lslam kaynaklan, Muhammed'in en sev- diği ve en çok etkilendiği eşinin Ayşe olduğunda birleşirler. Ayşe, tslamiyete ilk inananlardan, ilk halife Ebu Bekir'in kızıdır. Hatice öldükten son- ra Muhammed, önce iki kadınla evlenmiştir. Muhammed, eşi Hatice'nin ölümünden sonra halası Huvayla bin Hâkim'e gider, kiminle evlen- mesi gerektiğini söylemesini ister. Huvayla ise ken- disine şu cevabı verir, "Şayet el degmemiş bakire biriyle evlenmek istivorsan, bu takdirde senin çok sevdiğin bir kimsenin kızı olan Ayşe bin Ebu Bekr var. Yofc eğer bakire olmayan birisini almak ister- sen, bu takdirde sana inanan ve seni izleyen Sev- de bint Zem'e var ki dul kalmıştır"*1 ' Muhammed, halasının bu iki önerisini de olumlu karşılar ve her iki kadınla da evlenir. Evlendiğin- de henüz 9 yaşında bir çocuk olan Ayşe, zamanla büyür, güzel ve çekici bir kadın haline gelir ve Mu- hammed üzerindeki etkinliği, O ölünceye kadar de- vam eder. Muhammed'in Ayşe'ye bu ilgisini bilenler, O'na hediye getirmek için Ayşe'nin yamnda olduğu za- manlan seçmeye dikkat ederlerdi. Ayşe'ye olan bu ilgi, Muhammed'in eşleri arasında ayrıhklara ve çekişmelere de neden olurdu. Ayşe'nin yamnda iken hediye gelmesi ve Muhammed'in Ayşe'ye hep- sinden fazla ilgi göstermesi, eşlerini iki gruba böl- dü. Bir grupta Ayşe, ömer'in kızı Hafsa, Safiy- ye, Sevda, öbür grupta ise Ümmü Seleme ile Zey- nep ve diğer kadınlar vardı. Aynhk kızışınca Üm- mü Seleme ve diğer kadınlar, önce Muhammed'- in çok sevdiği kızı Fatma'yı araya koyarak Ayşe'- nin etkisini kırmak isterler. Muhammed dinlemez ve Ayşe'ye olan ilgisinden geri dönmeyeceğini söy- ler. Sonra Zeynep, sonra Ümmu Seleme Muham- med'e giderlerse de elleri boş dönerler. Sahihi Buhari'de bu olay şoyle aktarılır: "Pey- gamber'in kadınlan iki gruba aynlnuşlardı. Bunun bir grubunda Ayşe, Hafsa, Safiyye ve Sevda var- dı. Obiir hizbinde de Ümmü Seleme Ue Peygam- ber'in diğer kadınlan bulunuyordu. Müslümatdar Peygamber'in Ayşe'ye muhabbetini pek iyi bildik- terinden, bunlardan birisinin yamnda Peygamber'e takdim etmek istediği bir hedivesi bulunursa o he- diyesini, Peygamber'in Ayşe hanesinde bulundu- ğu zamana kadar tehir ederdi. Bu cihetle Ümmü Seleme hizbi dedikoduya başladı. Muhammed on- lara 'Sakın Ayşe hakkında söylenip de bana eza vermeyin. Bana hiçbir kadının nöbetinde iken va- hiy gelmez de yalnız Ayşe'nin odasında iken gelir' buyurdu." 12 * Ayşe'nin bu etkin konumu, tslam dünyasının bütün dikkatinin onun üzerinde toplanmasına ne- den oluyordu. Ayşe nedeniyle Peygamber'in başı zaman zaman derde girdi. Hazreti Muhammed, Beni Mustalık savaşına ka- rısı Ayşe'yi de götürür. Savaş dönuşü kervan bir yerde mola verir ve Ayşe ihtiyacmı gidermek üze- re kervandan uzaklasır. Bu sırada kolyesinin çö- züldüğünü fark eder ve kolyesini aramaya koyu- *» *\nm. İslamiyetin kuruldugu dönemde, kadınlarla ilgili sonınlar, giinümüze oranla daha rahat tartışılabiliyor, konuşulabitiyordu. Dörttenfazla eş alabüme hakkıMuhammed, cinsel olanaklar ba- kımından, diğer inananlardan fark- lıdır. Kuran'da ona bazı ayrıcalıklar uygun görülür. Dört kadından fazla eşle evlenebileceği, kendisini isteyen her kadını alabileceği, istemediğini boşayabileceği, kendisine bir Tanrı hükmü olarak bildirilir. Muhammed de kendisine verilen emir ve izinlere uygun şekilde dört eş sınınnı fazla- sıyla aşmış, kendisine sunulan imkân- lan kullanmıştır. Muhammed'in dörtten fazla eş ala- bilme hakkına sahip olması, Müslü- man ohnayan çevrelerde eleştirilir. ts- lam bilginleri de buna cevap verirken Muhammed'in çok kadınla evlenme- sinin bir cinsel ihtiyactan kaynaklan- madığuu, toplumsal yararlar nede- niyle gerçekleştiğini söylerler. Bura- dan yola çıkarak Muhammed'in dört evliliği aşmasının çeşitli yararlan di- le getirilir. Profesör AbduUah Utvaa, peygamberin dokuz kadınla evlenme- sinin hikmetlerini şöyle sıralar: " 1 . öğretimi yaygınlaştırmak. 2. Destek kazanmak. 3. Hüküm koymak, dini tamamlamak. 4. Yardımlaşmanın gerçekleştirilmesi. 5. Ashab ile bağ- lain kuvvetlendirme. 6. Ornek ol- ma."d5) Ulvan'm anlattığma göre: Muham- med çok sayıda eş alarak kadınların öğrenmesi gereken konulan önce eş- lerine öğretmiş ve bu öğretim onlar yoluyla topluma ve gelecek kuşakla- ra uzanmıştır. Peygamber, çeşitli ka- bilelerin redslerinin kızlarmı alarak İs- lamiyetin desteğini güçlendirmiştir. Zeynep'le evliliğinde olduğu gibi ye- ni hükümler koymuş, örneğin evlat- lığm bosadığı eşin alınabileceğini ku- rala bağlamıştır. Bazı kadınlan ko- rumasına alarak onlara yardırn elini uzatmıştır. Kendi cemaatinin ileri ge- lenlerinin kızlannı alarak iç dayaruş- mayı güçlendirmiştir. Eşleriyle güzel geçinerek, onlara adaletli davrana- rak, tüm dünyaya örnek olmuştur. Profesör Ulvan, bunlan söyleyerek Muhammed'in çok eşle evlenmesinin onun için bir imtiyaz olmaktan çok, ilahi bir amacı olduğunu anlatmaya çahşıyor. Kuran'm Muhammed'in ayncahklanm belirten ayeti de ona yardım amacıyla böyle bir usule baş- vurulduğunu söylüyor: "Ey Peygam- ber! Mehirterini verdiğin eşlerini, Al- lah'ın sana ganimet olarak nasip et- tiği cariyeleri, seninle birlikte göç eden amcanın kızlannı, teyzelerinin luzianaı ve peygamberte nikâhlanma- yı İstediği takdirde, diğer inananlar- dan ayn olarak sırf sana mahsus ol- mak azere, kendisinin mehrini Pey- gambere bagtşlayan inanan kadını al- kendisine mehirsiz de gelebileceği be- lirtiliyor. Bu ayetlerin hemen ardmdan, baş- kalanmn Muhammed'in eşleriyle ev- lenmeleri de yasaklanıyor. "Bnndan sonra ne sLrin AUah'ın peygamberie- rini üzmeniz ve ne de onun eşlerini •JkâMamani7 ebediyyen caiz değildir. Bn AOak kaünda çok büyttk bir gü- •ahür"< 17 ) Bu ayetle birlikte Muhammed'in kanlanyla o öldükten sonra da evlen- mek önlenmiş oluyor. Bu özel duru- mun nedenini tefsirci Mukatil, Sahi- hi Buhari'de anlatır: "Talha tbni Ubeyduüah, (Peygamber) vefat eder- se, Ayşe'ji muhakkak ben eş edine- cegim derdi. Ba ayeti kerime ile ina- nanlann analan olan Peygamber ka- dınlannm nikâhlanna da hiirmet bü- Prof. Ulvan, Hz. Muhammed'in dokuz kadınla evlenmesinin hikmetlerini şöyle sıralar: Öğretimi yaygınlaştırmak - destek kazanmak - hüküm koymak, dini tamamlamak - yardımlaşmamn gerçekleştirilmesi - Ashab ile bağları kuvvetlendirme - örnek olma. ı hdal lulmıştır. Bir guçlüğe uğ- için inananbınn eşleri ve cariyeleri hakkında, onlann da üze- rinde neyi farz kılmış olduğumuzu biHürdik... Ey Muhammed! Banlar- d u kimi dilersen, geri bırakır, düe- digini alabtlirsin. Bosadığını tekrar almanda da sana bir vebal yoktur. Ba, onlann gözierinin aydın obnasın- dan Usalanmamalannı, hepsine ver- diğin şeylere razı olmanı daha iyi te- nün eder... Ey Muhammed! Bondan soara sana hiçbir kadın, cariyelerin füstfma, güzeltikleri hoşuna gitse de Uçbirini başka bir eşle değiştinnen hdal de£Udir"« 6 ) Dört kadın sınınnı aşmanın da öte- sinde, bu ayetle birlikte, kadınlannın dirOirdi. Kurtubi'nin rivayetine göre bu ayet nazfl olnnca Talha, bu yakı- şıksu sözlerinden pişmanlık duymuş ve Mekke'ye yayan yürüyerek Kabe'- de tövbe etmiş ve affolunmuş- tur."(«) Muhammed'in ayncalıklanna ço- cuklannın da ayncalıklan eklenir. örneğin kızı Fatma'mn üzerine, da- madı Ali yeni bir eş almak isteyince kıyamet Icopar ve Muhammed bir hutbe ile Ali'nin ikinci evlüiğine en- gel olur. Daha önce de diğer kızı Zey- nep'i evlendirirken damadı ile konu- şarak ondan kızının uzerine kuma ge- tirmemesi vaadini almıştır. Bu iki olay ve Muhammed'in hadisleri, da- ha sonra tslam hukukunda Muham- med'in kızlanmn uzerine kuma geti- rilemeyeceği hükmüne dönüşür. Muhammed'in kızlanmn üzerine kuma getirilemeyeceği kurahna Uiş- kin süreç Sahihi Buhari'de anlatıhr: "Misver tbn-i Mehreme'den rivaye- te göre Ali bir an» Ebn Cehl'in kızı ile nteanlanmak istemisti. Ali'nin bu arzusunu Fatima duyarak Peygam- ber'e gelip 'Babaağım! Herkes senin kızlanna danlmış da onlara bakmı- yor sanır. Bak işte Ali, Ebu Cehl'in kızıyla nişanlanıyor.' Bonnn üzerine ResuluUah kalkb bir hutbe okudu. Misver der ki, 'Resilullah bu hutbe- sinde yemin ettikten sonra şöyle de- di. 'Besmele, Hamdele ve yeminden sonra Zeynep'i ben Ebu-I As Ibn-i Rebi'a nikâh ettim. O zaman Zeynep üzerine evlenmeyeceğine söz verdi. Ve bana karşı verdiği sözde doğnı ha- reket etti. Yalan çıkmadı. Fatima da benden aynlmış bir cüzdür. Muhak- kak ki ben ona karşı fenalık yapüma- suıı çirkin görürum. Vallahi Resulul- lah'ın kızı, Allah'ın düşmanı Ebu Cehl'in kızı ile bir erkeğin yayında birleştirilemez.' Bonun üzerine Ali, Eba Cehl'in kıa üe evlenmeyi bı- rakü."(i9) Kuran'daki ayetler, kitaplara ge- çen hadisler yoluyla Muhammed, en imtiyazlı erkek konumuna gelir. Yal- nız kendisi imtiyazlı olmakla kalmaz, kızlan tonınlan da bu durumdan ya- rarlanırlar. Devlet kuran, bu devleti büyük bir imparatorluğa çeviren bir liderin, dünyanm o günkü koşullann- da böylesi ayncahklara sahip olması doğaldır. Bir din önderi olmasa da o dönemdeki bütün devlet yöneticileri, kendilerine güç yoluyla benzer ola- naklar ve imtiyazlar sağlarlar. Mu- hammed'e ise bu ayncalıklar Tanrı yohıyla gelir. Kimsenin de buna o ko- şullarda itirazı ohnaz. Her şey o gü- nün manüğına uygundur. lur. Kervan ise gecenin karanhğmda Ayşe'nin yok- luğunu fark etmez ve onu orada bırakarak yolu- na devam eder. Ayşe geri döndüğünde kimsenin kalmadığım fark edince oturup bekler. Ordunun arkasmdan gelen çoban Safvan, onu orada görür, devesiyle alıp getirir. Kervana yetiştiklerinde gün ışımıştır. Ortalığı hemen bir dedikodu kaplar. Her- kes, Ayşe ile Safvan 'ın arasında bir aşk ilişkisi ol- duğunu konuşmaya başlar. Safvan ve Ayşe'nin bir- birlerini tamdıklan, bu işi önceden planladıklan ve Ayşe'nin kolyeyi aramaya giderken kasten ha- ber vermediği iddia ediür. Ayşe'yi suçlayanlann sa- yısı oldukça çoktur. Bu söylentiler üzerine Ayşe ile Muhammed'in arası açılır ve Ayşe babasınm evi- ne gider. Muhammed, en sevdiği eşi hakkında çı- karılan bu söylentiler nedeniyle büyük sıkıntı ve üzüntü içine düşer. Sıkıntı, Allah'tan gelen ayetlerle sona erer. Al- lah, Ayşe'nin suçsuz olduğunu elçisine bildirerek sorunu çözer. Nur suresinin ilgili ayetlerinde şun- lar söylenir: "Muhammed'in eşine de o yalanı uy- doranlar, (iftira edenler) içinizden bir günıhtur. Bunu (iftirayı) kendiniz için kötü sanmayın. O si- zin için hayırlı olmuştur. Onlardan her birine (if- tiracılara) kazandığı günah nispetinde ceza vardır. Onu (bu iftirayı) duyduklan zaman inanan erkek- lerie, kadınlann kendilerinden iyi niyetle 'Bu apa- çık bir iftira' demeleri gerekmez miydi? Bu işe dair dört şahit geürmeleri gerekmez miydi? (GeJireme- diler). O halde bunlar Allah katında yalancüann ta kendileridir. Onu (iftirayı) duyduğunuz vakil 'Bu konuda bize söz söylemek yakışmaz. Haşa bu büyükçe bir iftiradır' demeleri lazım degil miydi?.. Namuslu, kötülüklerden habersiz, inanan kadın- lara zina isnat edenlere dünyada da lanet edilmiş- tir, ahirette de."( 3 > Bu ayetlerin nazil olmasıyla birlikte, Ayşe hak- kında zina iddia edenler, ağır cezalara çarptınldı- lar. Ayşe ise temize çıktı. Olayın en önemli sonu- cu, zina ile ilgili getirdiği yeni hükümlerdi. Ayşe olayımn bir başka sonucu da Allah'ın örtünme ile ilgili verdiği yeni emirlerdi. Muhammed'in, amcası Abbas'ın baldızı Mey- mune ile evlenmesi, yeni bir Kuran ayetinin inme- sine de neden olur. Asü adı Haris kızı Hilaliye olan kadın, Muhammed'le evlenmek ister. Ancak pey- gamberin ona mehir vennesi gerekir. Kadın me- hir vermeden de evlenmeye raadır. Tam bu su^a- da daha önce sözünü ettiğimiz şu ayetler Muham- med'e tebliğ edilir: "...Müminlerden ayn ve sırf sana mahsus olmak üzere, kendisinin mehrini Pey- gamber'e bibe eden mümin kaduu almanı heial kıl- mışızdır" <4) Ayşe, bu ayetin ardından kendisine yeni bir or- tak gelmesinden hoşnut değildir: "Ben nefiskrini ResuluUah (Peygamber)'a hibe eden (ve mehirsiz nikfih edflen) Peygamber'in kadınlanm ayıplardım. 'Hiçbir kadın, kadınlığını mehirsiz hibe eder mi' derdim. Vaktaki Aziz ve Celil Allahü Teaia (söz konusu mehirsiz olarak Muhammed'in kadın ala- bileceğioi emreden) ayetini inzal buyurdu. O za- man (anladım ki Allah, peygamberine inananla- nn üstünde bir hak ve yüksek bir irade vermiştir.) Ben Resullullah'a (bunun üzerine): 'Rabbin Tea- la (Allah'ın), kadınların değil, ancak senin arzu- nun gerçekleşmesine öncelik veriyor.' dedim."^ Ayşe mehir gerek olmadan gelen kadınlara kız- gınlığı sırasında söylediği 'Allah senin arzulanna öncelik veriyor' sözlerini birkaç kez başka olaylar sırasında yineler. Muhammed'e olan yakınlığı, sö- zünü sakınmaması, onun özelliklerindendir. Bir başka vesile ile de şu sözleri söylemekten çekinmez: "O güzel bir kadın görmüş olmasın, hemen dile- ğine uygun bir ayet iniverir."(6> Bir başka gün Muhammed, Ayşe ile şakalaşır. Gerisini Ayşe'den dinleyelim: "Peygamber bana, 'Sen benden evvel ölsen de ben seni gasletsem, na- mazmı kılsam, sonra da defneUem, sana ne ziyan' diye latifede bulundu. Ben de 'Bana öyle geÜyor ki bu işlerin hepsini yaptıktan sonra, benim evi- me dönüp kadınlanndan biri ile sabahlayacaksm' cevabım verdim".O ~~ Ayşe'nin anlattıklanyla bir kez daha görülüyor ki Muhammed'in en önemli üstünlük göstergele- rinden birisi, onun cinsel gücüydü. Peygamber'in insanüstü bir cinsel yeteneğe sahip olduğu vurgu- su, lslam dünyasmda çok önemlidir. Peygamber'in çok sayıda eşini, çok kısa bir zaman içinde mem- nun edebilmesi, onun bir üstünlüğüdür: "Peygam- ber, gecenin yahut gündüzun bir saatinde, bütün zevcat-ı tahiratııu (eşlerini) devrederdi. BunHr da on bir ve diğer rivayet de dokuz hatun idi. 'Buna güç yetirebüir mi idi?' diye soranarivayeteden kişi, 'Biz aramızda ona otuz erkek kuvveti verilmiştir, diye söyleşirdik' cevabım vermiş."< 8 ) Muhammed'in cinsellikteki üstün gücü, ilahili- ğinin de simgesidir. Erkeksi bir dünyanın, yüksek erkeklik kudretine sahip bir önderi olabilmek Mu- hammed'i de takipçilerini de çok memnun eder. Din adamı Ali Rıza Demircan, Muhammed'in bu yüksek cinsel gücunden övunç duyduğunu aktanr: "Ben cömertlikte, yiğitlikte, cinsi güçte ve bedeni kuvvette, bu dört özellikte insanlara üstün kılın- dım." <9) Cinsel gücünü arttınnak için kendi ifade- siyle Allah'ın da yardımım alır: "Ben insanlann en az cinsi münasebette bulunanlanndanım. Fa- kat Allah bana kefiti verdi. Kefıtten sonradır ki istedigim her an kendimde güç bulıınım" (10 > Çok sayıda kadınla ilişkide bulunması onu da zaman zaman sıkıntıya düşürür. Bunun üzerine ye- niden Tann'ya başvurur:"Cebrail'e cinsi münase- betteki zarıyetimden şikâyet ettim. Cebrail bana keşkek (Herise) yememi tavsiye etti."* 11 ) Bunca ilişkiye ve olanağa rağmen, Muhammed, nefsine hâkim olmak bakımından da insanlardan üstündür. Ayşe bu özelliğinden söz eder: "Ben âdet göriirken, Alhüı'ın Resuhı bana bedeni temasta bu- lunurdu. Ben adetli iken benimle bir yorgan altı- na girerdi. Ne var ki o sizin cinsel arzulannıza en ziyade hâkim olanınızdı..."' 12 ' Muhammed, cinsel üstünlüğüne, kendine hâkim olma iradesine rağmen, güzel kadınlan severdi. Ancak bu sevgisi, zaman zaman kendisini sıkıntı- ya da sokardı. Bu sıkıntısını atlatabilmek için yi- ne Allah'a başvururdu: "Şehvetimin heyecamndan (Ey Tannm Sana) sığınınm."(13) Kendisini kont- rol edemeyen ve 'harama uçkur çozmekten' kor- kanlara ise önerisi şudur: "Bir kadın görmekle şeh- veti uyanan kimse, hemen ailesiyle halvet olsun (cinsi münasebette bulunsun)." (14) O dönemin özgüritik realitesi Günümüzün anlayışlanyla baktıgımız zaman Muhammed'in yaşamı, evlilikleri, anlaşılmaz ve kabul edilmez gelebilir. özellikle kadınlann tari- hin hangi döneminde olursa olsun bu tür anlayış- lan içlerine sindirmeleri beklenemez. Ama insan- lık, tarihin çeşitli aşamalanndan geçerek bugün- lere ulaşmıştır. Bir kısmının kölelikten kurtulma- sı bile çok yakm zamanda gerçekleşmiştir. Kadın- lann da tarihin çeşitli dönemlerinde eşitsizliklere ve ağır baskılara uğradığı bir gerçektir. Hâlâ da bu eşitsizliklerin büyük ölçude sürduğünü biliyo- ruz. Fakat Islamiyet ve kadım incelerken tepkisel olmaktan çok tarihsel bir perspektifle olaya yak- laşmak daha sağhklıdır. Bu, hem inananlar için hem de inanmayanlar için böyledir. örneğin bağnaz bir dincinin bu öyküleri oku- yup, bak gördünüz mü, düşmanlan, Muhammed'e kara çalmak için yalanlar uydunıyor diyebihrler. Yüzyıllar önce yazılmış tslami kitaplara bakın- ca, bunlann yazıldığı dönemlerde, bazı cinsel so- runların daha doğal kabul edildiği görülüyor. ör- neğin Erzunımlu tsmail Hakkı'nm Marifetname'- sindeki konulan, bugün o ölçüde açıklıkla yaza- bilmek mümkün değildir. Birincisi, ayıp kavramı ve toplumsal kınama mekanizmalan nedeniyle çok zordur. Daha da önemlisi devletin sansürü yaka- nıza yapışır ve müstehcenlik iddiasıyla yayına en- gel olur, milyonlarca tutan para cezalanm getirip dayatu-. O günler, cinselhk daha doğal bir sorun- muş ve rahatca konuşulup yazılabiliyormuş. Sa- hihi Buhari'de öyle olaylar anlatılıyor ki bunun bu- günku ahlak anlayışına sığdırılabilmesi mümkün değildir. Bunlan anlatsanız, en azından bu konu- lan bilmeyen ortalama bir Müslüman tarafından, 'yalancıhkla' ve iftira etmekle suçlamrsınız. Bu işi bılenlerin isf tevil yoluna saptıkları anlaşıhyor. O günün kavrayışlanndan çok farkh, bugün kabul görecek gerekçelerle durumu geçiştirmeye çalışıyor- lar. örneğin 4 eşli evlilik. Birçok lslam yazan, bu- nun ne kadar faydalı bir sistem olduğunu anlat- mak için kitaplar dolusu yazüar yazıyorlar. Bir kıs- mı ise esas amacın o zaman tek eşli evlilik olduğu- nu, ancak Muhammed'in insani ve siyasi neden- lerle böyle bir yola başvurduğunu iddia ediyor. Hiç böyle bir yola başvurmadan da bu konu acıklanabilir. Tarihi gerçeklere uygun düşen yol da budur. O günün siyasi ve toplumsal sistemi, erkek- leri daha hâkim bir konumda tutuyordu. Erkek- ler, kendi ihtiyaçlanna uygun bir ilişkiler ağı ya- ratmışlar ve bunun felsefesini yapmışlardı. Hemen bütün tek tanrüı dinler aşağı yukan benzer bir çizgi izlemişler. Yahudiliğin de kadın erkek ilişkilerin- deki yaklaşunı, erkeğin üstün olduğu tezine daya- nır. Boşanma hakkı, Hıristiyanlıkta da Yahudilikte # de erkeğe verilmiştir. Kadın erkek iliskileri olsun, toplumun iç işleyi- şi olsun Muhammed dönemi Ue daha sonraki dö- nemler arasında ciddi farklar vardır. örneğin Mu- hammed'in aynlan eşlerine Uişkin anlatılan öykü- ler, belki bugün bizim için çok şey ifade etmese de İslamiyetin daha sonraki yıllannda ohışan bağnaz- hkla kıyaslandığında anlamlıdır. Kadın, aynlmak isteyebiliyordu ve aynlmasımn koşullan da vardı. Halbuki, çok yakm tarihlere kadar, kadımn ko- casının her türlü eziyetine katlanması gerektiği, toplumda kızm ailesi tarafından bir boyun eğme bilinci olarak aşılanırdı. Hâlâ bu tür anlayışlann sürdüğüne şahit oluyonız. O gün, bir dinin kunı- cusunu, prestijli önderini, bazı kadınlar, terk et- meyi isteyebüiyorlar, böyle bir hakkı kendilerin- de görebiliyorlar. Yine de bir farklüıkür. Daha son- rasıyla karşılaştınldığında yumuşak sayılabilecek bir ilişki biçimidir. Sonraki yülarda Gazali'lerin, NizamUhnülk'le- rin anlayışlanna bakınca, Muhammed dönemi, ka- dınlar için daha yumuşak görünuyor. Yarın: Islamiyet ve ört Dipnotlar 1. Taberi'den aktaran llhan Arsel, a.g.e., s: 320 2. Sahihi Buhari, 8. cıit 4. basfcı s: 19-20 3. Mflüyet, Nur suresi, 11-13, ayet, s: 63 4. Milliyet, Ahzab suresi, 5. Sahihi Buhari, 11. Cilt, 4. baskı, s: 151-152. 6. Sahihi Buhari 9. ciltten aktaran Arsel a.g.e., s: 179 7. Sahihi Buhari 2. cilt 5. baskı s: 630 8. Sahihi Buhari 1. cilt, 6. baskı s: 209 9. Demırcan'dan aktaran Arsel, a.g.e., s: 290 10. Demircan'dan aktaran Arsel, a.g.e., s: 292 11. Gazali'den aktaran Arsel, a.g.e., s: 292 12. Aktaran Arsel, a.g.e., s: 293 13. a.g.e., s: 295 14. a.g.e., s: 295 15. Abdullah Ulvan, tslamda Dört Erlilik ve ResnUullah'ın Çok EvlenmesİDddd Hlkmetler, Uysal Kitabevi Konya 1985, S. 57 16. Milliyet, Ahzab suresi, 50-52. ayetler, s. 293 17. a.g.e., s: 293 18. Sahihi Buhari, 11. cilt, 4. baskı s: 154 19. Sahihi Buhari, 9. cilt, 4. baskı s: 378-379.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear