Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 HAZÎRAN 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
YARIŞMA
*Gelenekten geleceğe evimiz'
• ANKARA (AA) — Modern münari anlayışla Türk
kültür yaşamına uygun yapılan bir araya getirmeyi
amaçlayan 'Gelenekten Geleceğe Evimiz' proje yarışması
sonuçlandı. Ödül alan 10 proje Ataturk Kultür
Merkezi'nde sergileniyor. Türk ailesinin çeşitli
kesimlerinden ömekler alınarak hazırlanan projelerde
hızla kentleşen yerleşim merkezlerinde yeni yapılanma
önerileri sergileniyor. Toplam 109 projenin katıldığı
yanşmada ödül alan projelerin sahipleri şunlar: Cezmi
Ermiş, Hüseyin Bütüner, Ayşe-Çmar Bilgin, Ahmet Selim
Altunay, Hülya 1\ırgut-Mete Ünyoğur, Mete Ünal-Derya
ve Ferit Akşit, Fuat Kınıkoğlu, özgül ve Haydar
Dışbudak, Zeynep Aktüre, Ayşen Kırmıt, Süleyman
Doğan, Cengiz Eruzun. Sergi, Ataturk Kültür
Merkezi'nde 14 haziran tarihine dek gezilebilecek.
SERGİ
Dört genç ressam müzede
• KiUtür Servisi —
Marmara Üniversitesi
öğrencilerinden dört
genç ressamın
çalışmalan Sadberk
Hanım Müzesi'nde
"Bahar Sergısi" adı
alünda sergileniyor.
Sergide yer alan
Hülya Botasun,
Zafer Mintaş, Aydan
Murtezaoğlu ve
Bülent Şangar
yapıtlannda "söz"ü
ön plana
çıkartıyorlar. Can
Külahhoğlu, sergi
bülterunde şunlan
söylüyor: "Genç
sanatçılar, kendi
içinde mmldanan ve
dış dünyaya
şizofrenik bir
ügisizlikle bakan
resimden uzaklaşıp
yüksek sesle
konuşan, sosyal
ve duygu ağırlıklı
resme yöneliyorlar..:1
RJAR
600 yapıt birlikte gergilenecek
• Kttltfir Servisi — Plastik Sanatlar Derneği, temmuz
ayında açılacak "1. Istanbul Sanat Fuarı"na hazırlaruyor.
10 temmuz günü TÜYAP Sergi Sarayı'nda açılacak
fuarda sanat galerileri 600 yapıt sergiIevecekJer. Fuarda
ayrıca teknik malzeme, yayın ve öteki konularda
bilgilendirmeye yönelik yan ürünler bölumü de yer
alacak. Plastik Sanatlar DerneğVnden yapılan açıklamaya
göre fuar Uç yıl sonra uluslararası düzeyde
gerçekleştirilecek. Fuar Düzenleme Kurulu üyeleri, bu
etkınliğin amacını şöyle anlatıyorlar: "Katılımın sanat
galerileri bazmda gerçekleştiği fuarın amacı, sanatın
yagınlaştırılması, sanat pazarına dikkat çekme ve bu
alandaki kurumsallaşma çabalarına katkıda bulunurken
Türkiye"deki sanat potansiyelinin boyutlannı galeriler
özelinde saptamak".
SİNEMA
'Doruktaki Kadın' gösterimde
• KiUtür Servisi — Yönetmenliğini Peter Hymas'ın
üstlendiği, başhca rollerini Gene Hackman ve Ann
Archer'ın paylaştıklan "Doruktaki Kadın-Narrow
Margin" fümi bugün Şişli Site, Kadıköy Sureyya,
Çemberlitaş Şafak ve Beyoğlu Beyoğlu sinemalannda
gösterime girdi. Gerilim turündeki film, bir ganster
cinayeti soruşturmasını konu alıyor. 1952 yüında
yönetmen Richard Fleischer'ın çevirdiği aynı adlı filmden
esinlenerek çekilen "Doruktaki Kadın"ın yönetmeni, "En
sevdigim film tarzı, 1940-50 yıllannda çekilen ve
insanların sırlanyla ilgili olarak insanda merak uyandıran
filmlerdir" diyor. Amerikan sinemasının önde gelen
oyunculanndan Gene Hackman'ı sinemalarımızda "No
Way Out-Çıkış Yok" ve "Best Shot" gibi fılmlerde
izledik.
üvaneli'ye 1 milyar lira destek
• ANKARA (AA) — Sinema yönetmeni ve besteci
Zülfu Livaneli'nin "Cemile" adlı filmine, Avrupa Sinema
ve Muzik Eserleri Destekleme Fonu (Eurimages)
tarafından 1.5 milyon Fransız Frangı yardım yapılacak.
Telif Haklan ve Sinema Genel Müdürü Turgut
Arslan'dan edinilen bilgiye göre Eurimages'ın 4 haziran
günü Strasbourg'da yaptığı son toplantıda ele alınan
Livaneli'nin projesi için 1.5 milyon Frank (1 milyar 50
milyon lira ) destek verilmesi kararlaştırıldı. Türk, Alman.
ve Isveç ortak yapımı olarak gerçekleştirilecek film için
yapılan yardım, Eurimages'ın bugüne kadar Türk
sinemasmda ortakyapımlar için verdiği en büyük
miktarlardan biri oldu. Avrupa Konseyi'ne üye 18 ülke
tarafından kurulan ve 1990 yüında 500 milyon ile girilen
Eurimages, bugüne kadar çeşitli çalışmalara 4.8 milyon
frank destek sağladı. Onat Kutlar ve Canan Gerede'nin
vapımcüığını üstlendiği "Robert'ın Filmi", Ali
Ozgentürk'ün "Çıplak" ve Yavuz özkan'm "Ateş
Üzerinde Yürümek" adlı çalışmalan için destek veren
Eurimages'ın gundemindeki 2 Turk filminden Erden
Kıral'm "Mavi Sürgün" adlı çalışması için 3 milyon
frank verilmesi karar aşamasında bulunuyor.
Nankör, yayınını noktaladı
• Istanbul Haber Servisi — Haftalık mizah dergisi
Nankör'un yayınına son verildi. lletişim Yayınlan'ndan
yapılan açıklamada, dergınin yayınının durdurulması
karannın çalışanlar arasındakı gruplaşmalar nedeniyle
alındığı belirtildi. Derginin 5. sayısının hazırlanması
sırasında bir grupca imzalanmış muhtıra aldıklan belirtilen
açıklamada, "Bu muhtırada arkadaşlar, işin başında yine
kendilerince seçilmiş olan yayın yönetmenini azlettiklerini
bildiriyorlardı.
PANEL
HUKUKA SAYG11
"Terörle Mücadele
Yasası"
Panelistler
Av. Necla Fertan,
Av. Turgut Kazan (İstanbul Baro Başkanı),
Av. Kamil Ateşoğulları (SBP Ankara Milletvekili)
Gün: 8 haziran cumartesi
Yer: Bursa, Yazıcıoğlu Sineması
Saat: 16.30
SOSYALİST BİRLİK PARTİSİ
Bursa İl Örgütü
SİNEMA/ATÎLLÂ DORSAY
'Çölde Çay', seyircisini RtulBowles'in rommını okumaya çağırıyor
Şehvet, yalııızlık ve ölümÇay (The
Sheltering Sky) /
Yönetmen: Bernardo
Bertolucci / Senaryo: Paul
Bowles'in romanından
Mark Peploe, B. Bertolucci
/ Görüntü: Vittorio Storaro
/ Muzik: Ryuichi Sakamoto
/ Oyuncular: Debra
VVinger, John Malkovich,
Campbell Scott, Jill
Bennett, Timothy Spall,
Eric Vu-Ann, Amina
Annabi / Bir tngiliz yapımı
/ 135 dakika (Harbiye As,
Kadıköy Süreyya, vs.)
Sözü yoğun biçimde kullan-
malan ve dilsel zenginlikleri yu-
zünden, başka bir sanat formu-
na aktanlamaz, yani konumuz-
la ilişkili olarak "sinemalaş-
tınlamaz" diye nitelenen yazın
sal yapıtlar vardır. Tüm Dosto-
yevski romanlarını, James Joy-
ce'un "Ulysses"ini, modern
edebiyattan John Fowles'un
"Fransız Tegmeninin Kadını"
veya Makolm Lowry'nın "Vol-
kanın Altında" vb. romanlarını
düşunebılirsiniz.
Pan) Bowles'in, 1949'da ilk
yayımlandığından beri kendine
belli bir hayran kitlesi edinen ro-
manı "Esirgeyen Gökyüzii-The
Sheltering Sky" da boyle bir üne
sahip yapıtlardan. Ama tıpkı
yukanda sayılan tum yapıtlaida
ve başkalarında olduğu gibi si-
nemacıların gözü bu romandan
da hiç aynlmamış. Ve "The
Sheltering Sky", ya da Fransız-
ların yakıştırdıkları adla "Çöl-
de Çay" da sonunda sinemaya
aktarılmaktan kurtulamamış.
Ve aynen "Ulysses" veya "Vol-
kantn Altında" için olduğu gibi
aynı tartışmalar: Romandan ne
kaldı, fılan veya falan tipler, fa-
lanca sahne veya filanca tema
nerede diye.. Bertolucci'nin başı
"Son traparator"dan sonra bile
(Çıng hanedanının sağ kalanla-
nndan aldığı tepkilerle) böylesi-
ne ağrımamış olmalı. Kuşkusuz
ÇÖLDE IKİSEYYAH — Debra VVİnger ve Jobn Malkovich'in başrollerini paylaştıklan nim "to-
rist degil, seyyah olan" birkaç Bablının Kuzey Afrika'daki senivenini anlaUyor.
filmi kendi içinde, kendi başına
bir eser olarak ele almak en doğ-
rusu. Ama romanını (bizde ye-
ni yayımlandı) alıp okumak ve
önemli çağdaş başyapıtı bir de
"söz sanatı" aracılığıyla tanı-
mak da ihmal edilmeyecek bir
yöntem olmalı.
"Çölde Çay", bizlere "turist
degil, seyyah olan" birkaç Batı-
h'nın Kuzey Afrika'daki serüve-
nini anlatıyor. ("Turistin aklı
evine dönmektedir. Oysa 'seyyah'
evine donmeyi degil, bulunduğu
ülkeyi tammayı, gezmeyi dıişu-
nür"). Savaş öncesinin Tanca,
Cezayir ve Nijerya'sı boyunca,
olabildigince konforsuz koşul-
larda yolculuğa çıkan 10 yılük
evli Amerikalı Kit ve Port çifti,
artık iletişimsiz hale gelen ve po-
tansıyel sevgisinı tüketemeyen
"izdivaçlanna", bu yolculuk bo-
yunca bir çozüm aramayı dener-
ler. Bu tür tüm yapıtlarda oldu-
ğu gibi bulunulan ulkenin son
derece farkh yaşamı ve kultüru,
bireysel dramlara, kişisel sorun-
sallara dekorluk ettiği ölçüde
onemsenir, hatta farkedilir.
Çünkü "Çölde Çay", bir turis-
tik gezi romanı, film de bir tu-
ristik tanıtım filmi değildir. Yo-
ğun egzotizm, vurucu estetik
duzey ve şasırtıcı farklılıklar, an'
cak bireysel dramatik gelişmele-
re yatakhk etmek ve kahraman-
larımızın ruhsal çözümlemelen-
ne yardımcı olmak için vardır-
lar sanki... Böylece Pierre Loti-
den bu yana *egzotik yazın'ın ve
"oryantalist söylem"in moderrr
bir uzantısı olan romanın doğ-
rultusunda, film de bu ikilemi
gerçekleştirmeyi ve egzotizmi
kaçınılmaz biçimde (hatta biraz
aşın olarak) kullanırken sürek-
li ön planda tuttuğu bireyleriy-
le, bu kullanıma sanki mazeret
aramayı dener.
Kit ve Port, yitmeye yüz tut-
muş sevgılerini, başka Uişkiler-
de, egzotik temaslarda ararlar.
Yanı başlarında, Kit'e, âşık dost-
ları Tunner ve onları her yerde
izleyen çılgın ve kaçık bir ana-
oğul bu gereksinmeyi karşıla-
maz. Dolayısıyla Port, gizemlı
çadırlardaki vahşi ve tehlikelı
Arap dilberlerinı, Kit ise bir di-
zi acı seruvenden ve Port'un çö-
lün ortasında yitıp gitmesinden
sonra karşılaştığı sert hath ve
sehvetli bedevi hderlerini kullan-
maktan kaçuımaz. Ama çöl, in-
sana çok farklı şeyler verir kuş-
kusuz: Orada sıcağı, şehveti, yal-
nızlığı, bırakümışlığı, ama aynı
zamanda ölümü ve çılgınlığı da
tanıyabilirsimz. Bertolucci'nin
ılginç bir buluş olarak nimin ba-
şında ve sonunda yer alan
Grand Hotel'e "bizzat" konuk
ettiği seksenine yaklaşmış yaşlı
yazar Bowles, olaylan yer yer
anlatır, yorumlar... Ve yıÜar bo-
yu sinemanın eline geçmesini
inatla önlediği, sine-nacı takı-
mından "esirgediği" biricık ve
büyuk romanının Bertolucci
eliyle görselleşmesine katkıda
bulunur.
"Çölde Çay", kuşkusuz ilginç
bir film. Bertolucci'nin, aynl-
maz görüntü ustası Vittorio Sto-
raro ile birhkte kavradığı "çöl",
gun batımlan, kervanlan, deve-
leri ve çadırlan, tozlu kentleri ve
pis otelleri, peceli kadınlan ve
korkutucu bedevileriyle olağa-
nüstü. Bu "egzotik görsellik"
önünde, Bertolucci, kişilikleri-
nin, düşlerinin ve olanaksız
mutluluklarının peşinde koşan
kahramanlanyla, klasik Batı
edebiyatının "kendini arayan"
kahramanlarımn izini süren ki-
şileri ve bunalımlarını oldukça
güçlü biçimde perdeye getiriyor.
Yoğun, saklı ve yer yer kendini
şasırtıcı biçimde dışa vuran bir
erotizm içeriyor fikn... Bu ero-
tizm, gereksiz ve teşhirci olma-
dığı, tersine kişilikleri ve arayış-
larını açıklamada işlev gördüğü
ölçüde daha da yoğunluk ve de-
rinlik kazanıyor. Usta oyuncu
John Malkovich'in alabildiğine
modern ve yoğun bir oyunla ver-
diği Port ve Debra Winger'in
etiyle kanıyla yaşadığı Kit, ro-
manın görselleştirilmesindeki
kozlar arasında. Yıllar önce
"Furyo" filminde hem kendisi-
ni hem de müziğini izlediğirrjiz
Japon "rock Molü Ryuichi Sa-
kamoto'nun müziği de son de-
rece basanlı.
Yine de film seyircisinde bel-
li bir arayış, belli bir doygunsuz-
luk bıralayor. İlginç tiplere, ben-
zersiz bir dekora ve kimi unutul-
maz sahnelere karşın (Port'un
hastalığı bölümleri veya tüm fi-
nal bölümleri gibi), "Çölde
Çay", bizi kişileriyle ve varoluş-
çu temalanyla tam anlamıyla
bütunleştiremiyor gibi. Bu da si-
nemanın tum üstün etkili yan-
larına karşın yazın karşısında,
özeUikle yoğun ve karmaşık me-
tinler söz konusu olduğu zaman
yetersiz kalmasımn bir sonucu
olabilir. "Çolde Çay", aslında
çok hoş bir film, iyi bir Berto-
lucci yapıtı. Ama temel amaa ve
yaran, belki de Paul Bowles'in
romanına giden yolları acması,
diğer bir deyişle seyircisini roma-
nı okumaya cağırması olacak...
TtusBÂ\ JohnLeCan&m casushıkromanından beyazperdeye aktankh
Okumak, seyretmekten keyifliRas Evl (Russia House) / Yönetmen: Fred Schepisi /
Senaryo: Tom Stoppard / Görüntü: Ian Baker / Müzik:
Jerry Goldsmith-Branford Marsalis / Oyuncular: Sean
Connery, Michelle Pfeiffer, Roy Scheider, James Fox,
Klaus Maria Brandauer, John Mahoney, Ken Russell /
117 dakika (Dünya, Kadıköy, vs.)
"Çölde Çay" filminin yansın-
da sözünü ettiğim, sinemalaştı-
nlması zor metinler arasma, sa-
nınm John LeCarrt'nin casus-
luk romanlan da dahil edilebi-
lir. Bu kez söz konusu olan me-
tin yoğunluğu ve dil zenginliği
degil, olaylann karmaşıklığı ve
aynntılann önemıdir. Bir John
LeCarrt entrikasım romandan
okurmuşçasına aynı rahatlıkla
perdede izlemenin kolay olma-
dığını düsünüyorum.
"Rus Evi" de bu kaderden
kurtulamıyor. LeCarre'nin bu en
son romanı, "glasnost - son-
ras»"nda yazarın kariyerin-
den kaygı duyanlara ve soğuk
savaşın tümüyle sona ermesin-
den sonra, LeCarrt ve benzeri
casusluktan para kazanan kişi-
lerin "işsiz kalacaklan" konu-
sundaki varsayımlara bir yanıt
olarak yayımlanmıştı. Yazaı, ro-
manın bir yerinde bir Batılı c;-
susluk örgütü mensubuna şöy-
le dedirtmiyor muydu: "—Onlar
(SovyeÜer) şimdi iyi çocuk rolö
oynnyor diye mi casndoktan
vazgeçecegiz? Asıl şimdl daha
çok bilgiye gereksinmemiz var".
Eee, böylece LeCarre ve yandaş-
lannın romana olarak ömürle-
ri de haliyle uzamış oluyordu!...
LeCarre'nin okuması bile belli
bir dikkat isteyen romanlan, de-
diğimiz gibi bizce sinemaya pek
uygun degil aslında... Ancak
"Rus Evi", kimi avantajlardan
yararlanmış. Bir kez, tümüyle
Sovyetler'de cekilmesine izin ve-
rilmiş ilk Batılı filmi bu... Mos-
kova ve Leningrad (tıpkı filmin
açılış ve final bölümlerinin geç-
tiği Lizbon gibi) olağanüstü ba-
şanlı biçimde kullamlmış. Oyun
birinci sınıf. Sean Connery, Roy
Scheider, Klaus Maria Branda-
uer gibi oyunculann başansın-
dan söz etmeye bile gerek yok.
Michelle Pfeiffer ise sabun rek-
lamlanndan geldiği sinemada
bir kez daha yüreklerimizi titre-
ten bir kadın portresi çizmeyi
başarmış. Branfod Marsalis'in
de katkısıyla icra edilen Jerry
Goldsmith'in müziği ise
müthiş...
Geriye entrika kalıyor. îlk
başlarda oldukça yalın biçimde
beliren, ama sonlara doğru bi-
raz gözden kaybedilen ve en
azmdan nuanslan yitip giden bir
entrika. "Rus Evi", izlenmesi ke-
yifli bir film. (Hele Dünya Sine-
ması'nın genış perdesine tumuyle
yayılan sinemaskop bir gösteri
olarak). Ama burada da kimi
klasikler için olduğu gibi bir
John LeCarre romanını okuma-
nın, filmini görmekten her za-
man daha ilginç olduğunu dü-
şunüyonız doğrusu...
OYUNCULUK BtRİNCt SINDF — Fred Schepisi'nin yöoettigi, Sean Connery(solda) ve Michelle
Pfeiffer'in (sagda) rol aldıklan filmde oyunculuk birind sınıf. Branford Marsalis'in katlulanyla
icra edilen Jerry Goldsmith'in müziği ise mnthiş.
"Dehşetin Nefesi', tüm fantastik sinema meraklûanna sesleniyor
Korkulu düşler kahramanın peşinde
Dehşetin ftefesi (Jacob's Ladder) / Yönetmen:
Adrian Lyne / Senaryo: Bruce Joel Rubin / Görüntü:
Jeffrey L. Mimball / Müzik: Maurice Jarre / Oyuncular:
Tim Robbins, Elizabeth Pena, Macaulay Culkin /
Carolco Films yapımı / 113 dakika (Site, Sinepop, Şafak,
Bakırköy Renk, Moda, vs.)
YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA — Film, Vietnam savaştnda go-
rev almış bir erin, yıllar sonra yaşamla ölüm, gecmisle gelecek, anı-
lar ve gerçek arasında gidip gelen halfisinasyonlardan ve ne olursa
olsun kendisiyle ilgili gerçekleri ögrenme cabalanndan oluşuyor.
Adrian Lyne, "Dehşetin Ne-
fesi"nin senaryosunu öyle be-
ğenmiş ki kendisine önerilen id-
dialı bir filmi, "Şenlik Ateşi-
Bonfire of the Vanities"i bıra-
kıp bu filmi yönetmeyi seçmiş.
"Flashdance", "Öldüren
Cazibe" ve "Dokuz Buçuk
Hafta"nm yönetmeni, bence iyi
yapmış. Çünkü, "Dehşetin Ne-
fesi", gerçekten de çok ilginç bir
senaryonun örnek bir görsellikle
sinemalaştırıldığı ve gerilim
duygulanmızı (görmüş, geçirmiş
ve artık oldukça yıpranmış olan
o duyguları) yeniden ayaklandı-
rabilecek düzeyde bir film ol-
muş.
"Dehşetin Nefesi" (diğer
adıyla "Jacob'un Merdiveni"),
temelde Vietnam savaşmda bi-
raralar kullaruldığı ilerı sürulen
bir kimyasal gazla ilişkili bir
fanteziye dayanıyor. Savaşta
ABD'nin yenilgisi ufukta beli-
rince, kimi yetkililer, savaşan
askerlerin öfkesini, çılgınlığını,
saldırma ve yok etme icgtidüle-
rini arttıracak bir kimyasal gaz
yapımına sıvanmışlar. Fareler
ve bir grup düşman (ve çocuk)
tutsak üzerinde başanh sonuç-
lar veren bu buluş, ilk kez bir
Amerikan mangası üzerinde de-
nenmiş. Sonuç oldukça kor-
kunç!.. Filmimiz ise bu manga-
da görev almış bir erin, yıllar
sonra, yaşamla ölum, geçmişle
gelecek, anılar ve gerçek arasın-
da gidip gelen 'haJüsinasyon'la-
nndan, korkulu duşlerinden ve
kendisiyle ilgili gerçeği (finalde
çok acı bir sürprizle sonuçlan-
sa da) ne olursa olsun öğrenme
J.
çabalanmn öyküsünden oluşu-
yor.
"Dehşetin Nefesi", kendi tü-
ründe gerçekten düzeyh' bir ya-
pım. Düşle gerçeğin birbirine
kanştığı, seyircinin bir yerde
ipin ucunu bile kaçırdığı bu
film, Aristo mantığmiızı doyur-
masa da gerilim ve tedirginliğe
olan ve tüm fantastik sinema
meraklılannın ortak biçimde
paylaştığı gereksinmemizd doyu-
nıyor. Lyne'ın sineması, özen-
li, vurucu ve etkileyici. Görsel
şoklar, aslında yumuşak aile
bağlan ve özlemi üzerine kuru-
lu bir öykünün gerekli yerleri-
ne ustaca serpiştirilmiş. Film,
aslında ABD askeri makamlan-
mn Vietnam'da uygulamış ola-
bilecekleri insanhk dışı yöntem-
lere getirdiği bakışla bir siyasa-
kurgu örneği de sayılabilir. Do-
laylı yoldan olsa da! özel efekt-
lerin başarıyla kullaruldığı, in-
san boyutlarından fazla taşma-
yan bu değişik gerilim kurdela-
sı, türün meraklılannca kaçınl-
mamah deriz.
Şengöl'ün
karikatürüne
ödül
• Kültiır Servisi —
Üskudar Belediyesi'nin
duzehlediği, ortaöğrenim,
yuksek olcul ve ümversite
gençliği arasında yapılan
çevre konulu 'Üsküdar'a
Gıderiken' adlı odüllu
karikatür yarışması
sonuçlandı. Turhan Selçuk,
Mıstık (Mustafa
Eremektar), ^ n Oral,
Cengiz Bektaş, Ercan
Akyol, Behiç Ak ve Hayati
Asılvazıcı'dan oluşan seçici
kurulun yaptığı
değerlendirmeye göre
Muhammet Şengöl, Tuğrul
Demirhan ve Mehmet Oğuz
Gürel ilk üç sırayı
paylaştılar. Seçici kurul,
ayrıca Hatice Mordeniz, A.
Hasret Özcan, Ersan Özer,
Aşkın Ayrancıoğlu,
Muammer Kotbaş, Ufuk
Atık, Ediz Çelik'e 'başan'
armağanları verdiler. Genç
karikaturistlerin ödulleri
bugun saat 19.00'da
ÜskUdar Fethipaşa
korusunda; Bakü Müzik ve
Dans Topluluğu'nun
gösterilerinden önce
verilecek.
Vaya Con
Dios konseri
• Knltör Servisi — "Nah
Neh Nah" adlı parçalanyla
ülkemizde de tarunan
Belçikalı topluluk Vaya Con
Dios, 13 haziran persembe
günü İstanbul Hilton
Convertion Center'da, 15
haziran cumartesi günü
tzmir Çeşme Dokuz Buçuk
Disco'da iki konser verecek.
Raksotek firmasınca
düzenlenen konserlerin
başka ısimlerle yaz boyunca
surdüruleceği de belirtiliyor.
Vaya Con Dios, Türkiye'de
"Nah Neh Nah" adlı
parçasımn yanı sıra "Night
Owl" adlı albümüyle de
tanınıyor.
Amerikan
PEN Başkanı
• NEW YORK (AP) —
Princeton Üniversitesi'nde
öğretım üyeliği yapan yazar
Edmund Keeley, Amerikan
PEN Merkezi'nin yeni
başkanı seçildi. Başkanlığı
kabul eden Keeley, "Çatısı
altında çalıştıklan
hükumetin saldırısına
uğrayan, yazdıklarından
dolayı hapse atılan ve
sürekli bir sansur tehdidiyle
yaşayan" yazarlara destek
olunması gerektiğini
savundu.
Japonya No
Tîyatrosu
• Kultur Servisi —
İstanbul Kultur ve Sanat
Vakfı'nın Garantı
Bankası'mn desteğiyle
düzenlediği 3. Uluslararası
İstanbul Tiyatro Festivali
gösterilerini 200 bın kişi
izledi. 19 mayıs-5 haziran
tarihleri arasında yapılan
tiyatro festivaline bu yıl
katılacağı açıklanan Yunan
topluluk Attis Theater,
ülkemizde bir Yunan
otobüsu ve içindekı 35
kişinin yanmasıyla
sonuçlanan olay nedeniyle
son anda turne
programlannı iptal
etmişlerdi. Bu topluluk
önumüzdeki >ıl festivale
katılacağını bildirdi. Bu
arada Türkiye'ye ilk kez
konuk olacak Japonya
Geleneksel No Tiyatrosu 13
haziran tarihinde saat
20.30'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde bir gösteri
sunacak.
BüGÜN
• Galatasaray Lisesi 8.
Kultur Şenliği kapsamında
saat 14.00'te Savaş Ay ve
Coşkun Aral'ın 'En Buyuk
Serüven', saat 18.00'de
Tülin Dizbaroğlu'nun
'Doğu Karadeniz' başhklı
dia gösterisı Galatasaray
Lisesi'nde ızlenebılecek.
Giriş ucretsız.
• Ankara Devlet
Tiyatrosu, Yunus Emre
Sevgi Yılı etkinlikleri
kapsamında saat 20.30'de
Tarık Buğra'nın 'Bir Ben
Vardır Bende Benden îçeri'
başhklı oyununu Taksim
Sahnesi'nde sahneleyecek.
• Türk sanat müziği
sanatçısı Doğan Tanyer,
saat 21.00'de Kenter
Tiyatrosu'nda bir konser
verecek.
• İstanbul Üniversitesi
Basın Yüksekokulu'nun
düzenlediği 1. Fotoğraf
Gunleri etkinlikleri
kapsamında saat 16.00'da
BYYO'da Cengiz Cıva'nın
dia gösterisi izlenebilecek.
• 4. Yapı Kredi
Uluslararası Gençlik
Festivali kapsamında saat
21.00'de RumeHhisan'nda
Max Reinhardt Tiyatro
Topluluğu, Jura Soyfer'in
'Vineta' adlı oyununu
sahneleyecek.
• Sadık Gurbüz'un
konseri saat 21.00'de Kartal
Hasan Âli Yucel
Merkezi'nde izlenebilir.