Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cjmhumet Matbaa^ılık ve Gazelecıhk Turk \nonım Şır
ketı adma
Nttdır Nadı 0 Genel ^avın Muduru Hasan temal. Muessese Müduru
EraiM Ljakllgü. Yazı Işlsrı MudurU Okaj Gonenan, 9 Haber Merkezı
Müduru ValçiD Bavtr. Sa\fa Düzenı >Onetmcnı \lı A*ar 0 TemsıJcuer
ANKMIA AknHTan. IZMİR Hikmet Çrnnkaya. AD\NA ÇttiB YıjcBoglu
ıka Otal Basluııç. Dı; H.^crlc E ı m M o . I; Ser.ılıka $*!•• Kcrncı KuJ ur Cdal lj«r. Ej: m G n «
h n Haber m \ec*t Dofaı Spor Danismanı \bdaludv lıınlaMII D.n Ya2 iar b n a Çafajkan \rasıımL
n \lpv Djzelln* tbdula» YBKI A Koordm»!öc UaKI kondsu 0 M^Iı Isltr Enl Eıtal 0 Mulu«*<
nl toaer 0 Buıçt P.ar arru Sofi OsmnıİKteotfa # fcklun Ane To<ma # Ek Yaıınkı Haba *kjol
Ida-- Hasnın Gum 0 Isktne Ö>da Çdık 0 Büg lstem Vıü l u l 0 PnsoDcj Scvfi Bosnootla
>ffv.n Knnju Bajkan Nadır Nadı
O k » UbaL *Uçın B«*r H m
OaMl Hlknet Çttinkaya. Ok*î
G o m w Ltar Mamca, lta&n
Stkuk u Sirae» Atatl T»n
34334 Ul
Bumtar
am/ı Cumhumet Maıbaacüık w Cazetectbk T A Ş Ttak Ocaftt Cad 3* 41
PK 246 laarbul Td 512 05 05 {20 hatl, Tetet 22246 Fal. (I) 526 «0 72 £
fcin. Zıya GOkalp BIv tnkıjap S No 19'4 Td 13' [1 41-47 Tdcx 42344, F u (4) 133
lınür H Zıya BN 1352 S 2 ), T«L 13 12 JO Teitn 52J59. Ftl (51) 19 53 «0
toonü Cad 119 S No 1 Kat 1 Td 1» 37 52 14 hu). Tdex. 62135. F u Cl) 19 25 7t
TAKVtM 30 HAZİRAN 1991 Imsak 3.27 Gıineş: 5.27 Öğle: 13.12 lkındi- 17 12 Akşam: 20.47 •Vatsı: 22.38
TÜRSAB'ın turizm
araşîırmasu
Turcular,
tanımadan
Türkiye'yi
lıyormzar
Türkiye Seyahat
Acentaları Birliği'nin
Gallup'a yaptırdığı
araştınna, seyahat
acentalannın yüzde
61'inin Türkiye hakkında
yeterli bilgiye sahip
olmadığını ortaya çıkardı.
Şirketler, Türkiye'yi
tanımadan muşterilere
"pazarlamada"
bulunuyorlar.
tSTANBUL (AA) — Turki-
ye Seyahat Acenteleri Birliği'-
nin (TURSAB) yurtdışındakı
seyahat acentelerıyle ilgili yap-
tırdığı araştırmada, yabancı
seyahat acentelerının buyuk
bir çoğunluğunun Türkiye'yi
tanımadığı ortaya çıktı. TÜR-
SAB'ın daha once yaptırdığı
araştırmada, yabancı turistle-
rin de Turkiye'yı tanımadıkla-
rı behrlenmiştı.
Turkiye'ye en çok turist
gönderen ülkeler ile yeni pazar
olabilecek ulkelerde araştırma
kuruluşu GALLUP tarafın-
dan yapılan araştırmada, seya-
hat acentelerınin yuzde 61 'inin
Turkıye hakkında yeterli bil-
giye sahıp olmadıklan ve
Türkiye'yi tanımadan muşte-
rilere pazarlamada bulunduk-
ları ortaya çıktı. Araştırmaya
katılan acentelerin yuzde 30'u
Turkiye'ye neden seyahat sat-
madıklanna gerekçe olarak
"talep azlığım" gosterırken
yuzde 24'u "bilgi yetersizligi-
nf\ yuzde 17'si ise "Körfez
krizT'ni gösteriyor.
TURSAB'dan yapılan açık-
lamada ise aylardan beri dıle
getirilen gerçeklenn, bu araş-
t.rmayla bır kez daha ve pro-
fesyonel turizmcilerın değer-
lendirmeleri ile ortaya çıktığı
belirtılerek şöyle denıldi:
"Araştırmanın sonucu, ye-
ni hukiımetin ilk ele alması ge-
reken konunun turizm oldu-
gunu gostermektedir. Şimdi
yılın ilk >ansı geride kalırken
sektonin içinde bulunduğu
darboğazdan çıkanlması için,
hiç degilse aralık-kasım ayla-
n için bir seyier yapılmalı. Da-
ha önemlisi hukumet, araştır-
ma verilerinin ışığında 1992 ve
daha sonraki yülar için onlem-
ler almalıdır. Vurtdısındaki se-
yahat acentelerine, Turkije
hakkında duzenli ve yeterli bil-
gi aktarılması halinde, Türki-
ye seyahati satan acente sayı-
sında onemli artışlar olacak-
tır."
Carmen, fırtınalar yaratmaya hazır olan kadının modasıdır
Güzelliğîn büyülü sözcükleriZil, şal ve gül... Hangi modacı kapılmaz ki
bu büyüye? Zaman zaman geçer moda
dünyasından böyle bir rüzgâr; kat kat
etekler, şallar, güller, halka küpeler.
NECLA SEYHUN
Nina Ricci'den Carmen havasında bir gece elbisesi. Siyah bluz altın, zumriit ve yakut rengi boncnkJaıia işli.
"Zil, şal ve gul!.."
Moda dunyasında buluşlara kapıyı ardına kadar açan sihirlı
sozcukJer. Bır anahtar, bır tur "Açıl susam açıl!.."
Modanın buyuk aşklara, buyıik ihanetlere, yakıcı
guzelliklere, ozgurluklere, tehlikelere, seruvenlere açılan
buyulu kapısı...
"Zil, şal ve gul..." Hangı modacı kapılmaz ki bu buyüye?
Zaman zaman geçer moda durnasından boyle bir ruzgâr; kat
kat etekler, şallar, guller, halka kupeler... Carmen'e karşı
ko>mak kola> mı? Elbette her modacı kendı açısından
bakar; kendi rengini, yorumunu katar Carmen'e. Kimi
saçlara iliştirir gulleri, kimi göğse takar... Kimi hem göğse
hem saçlara... Eteklere guller serpıştırenı vardır, bır dalın
ucunda sırta bir gul donenı de...
Bluzlar ipekten olur, kadıfeden olur, satenden olur... Etekler
çizgih, puanlı, emprime, ekose... Ayaklarda yuksek okçeli
pabuçlar. Şallarda saçaklar, boyunda dizi dizı kupeler,
kulaklarda ırı irı, yer yer dev halka kupeler... Kıyafetlerde
danteller, işlemeler. Siyahla kırıruzının başı çektiği
Carmen'de gökkuşağının tum tonları...
Ama yorum farklı olsa da Carmen modasının temeli birdir.
Sıradan bir moda değıldir Carmen modası. Bu modaya
gonul veren kadın, kendine guvenen kadındır. Bu moda,
başını meydan okurcasına dık tutan, kuralları umursamayan,
guzelliğinden, etkısinden emın olan kadının kıyafetidir.
Bakışları peşınden suruklemeye, fırtınalar yaratmaya hazır
olan kadının modası...
Yoksa, öyle gerçek şıklığın goze çarpmayan bir çizgıde
gizlendığı fıkrını paylaşanlar ıçın değıl. Her turlu abartıya
açık böyle bır kıyafetle bakışları çekmemek ne mümkun?
Hemen her modacı kapılmıştır şalın ve gulun buyüsune.
Bunların en unlulerınden bırıdır Yves Saint Laurent. Onun,
o 1978 yıhndakı o olağanüstu koleksiyonunu anımsıyorum.
O defıleden birkaç gun once ortalıkta unlu modacmın
ölduğune, ama açıklanmadığına değgin söylentiler alıp
yurumuştu. Defilesi bıraz da bu şuphenın uyandırdığı
olağanüstu bir ilgiyle açılmıştı Girenler, girebilenler şanslıydı
o defıleye. Ne gorkemdi o! Moda dunyası oylesine bır
zengınliğı bır daha zor gorur.
Ikı yuz elli parçanın ustundevdi Yves Saint Laurent'ın
koleksıyonu. Herr;n hepsı de Carmen'ın havasını taşıyordu.
Bir esinti denemezdı buna. Bır kastrgaydı sankı. Konuklann
soluğunu kesti. O etekler, o renkler, o kupeler, o şallar, o
çıngenelenn, o matadorların o aşk ve olum havasırun
ınanılmaz çarpıcı guzellığı.
O, son defıleydı. Yves Saint Laurent'ın en tepede olduğu son
yıl. Defilenın sonunda, olmedığını ıspatlamak için ikı kişının
kollannda podyuma yığılır gibı çıkmıştı. Salon, kelımenin
tam anlamı ile alkıştan yıkılıyordu.
O, sahiden de sondu. O gunden sonra Yves Saint Laurent
meslek yaşantısını çok daha sakin bır çizgide surdurdu. Çok
guzel, çok usta bir dıkış, çok sağlam bır teknık, satımlı
modeller... Ama artık heyefansız. Onculuğu, bayrağı
başkalanna vermışti bir anlamda.
Carmen modasının tadını şimdi modacı LacroİA çıkanyor
enıne boyuna. Onun koleksiyonlarında her zaman var şallar,
guller, matadorlar...
Bu yaz gonlunu bu havaya kaptıran bir modacı da Nina
Ricci. Seviyor iri halka kupelerle, şallarla, gullerle oynamayı.
Carmen Merimee'nin kalemınden, doğduğu gunden bu yana
başdondurucu guzelliğı, aşkları \e entrikaları ile gelip gidıyor
moda dunyasına.
Moda dunyasında zaman zaman onun o dayanılmaz
çekiciliği var: Zil \ar, şal var, gul var!
Almanya'mn
Türk kökenli
ayduıları
ŞÜKRAN KETENCt
HATTINGEN — Hattingen
kentinde Turklere ders veren
Türkiye kokenli öğretmenler
için düzenlenmiş bir seminerde-
yiz. Öğretmenler, kentin bele-
diye başkamnın bizim için de-
mokrasi dersleri olan konuş-
masının bır an önce bitmesini
istiyorlar. Turkiye'den gelmış
iki milletvekılı ve bır gazeteci
bulmuşken bizi sonı yağmuru-
na tutmak, tartışmak için sa-
bırsızlanıyorlar. Alman vatan-
daşlığına geçmeye hazırlanan
bu insanların hâiâ Turkıye'ye
yönelik böylesine yoğun ilgile-
ri ınsanı şaşırtıyor. Onların,
Turkiye'de yaşayan insanlarda
asla görülmeyen bir duyarlılık-
ta, her konuda öğrenmek iste-
dikleri o kadar çok şey var kı
sonunda bız onlaıın sözünu ke-
sip bızim öğrenmek istediklerı-
miz için zorla gundemı değiş-
tirmek gereğini duyuyoruz.
Almanya'da yaşayan Türki-
ye kökenli aydmlar, oraya yer-
leşmenın karannı vermiş olma-
nın da ötesinde şu gunlerde Al-
man vatandaşhğına geçiş hazır-
lığı yapıyorlar. "Çok tartıştık,
yol aradık. Turkiye'ye dönrae-
miz artık soz konusu olamaz.
Bugünku statüde çok kısıtlı da
olsa bazı hakları kullanmanın
bütün yollan tıkandı. En son
seçim hakkı yollannın tama-
men rokanması, yeni yabancılar
yasasından sonra daha fazla
ezilmemek, haklarırnızı korn-
mak ve kimliğimizi korumanın
tek yolunun Alman vatandaş-
hğına geçiş olduğu sonucuna
vardık" diyorlar.
Alman vatandaşının sahip
olduğu butun hakları kullana-
rak ancak kendi haklarını bir
ölçüde koruyabileceklerıne ına-
nıyorlar. Siyası partililere, de-
mokratik örgutlenmelere girip
ağırhklannı koymalan gerekti-
ğini savunuyorlar. Bugune ka-
dar arayışlar içinde zaman yi-
tirdiklerini ve bu kadar kötu
konumda olmalannın, ağırhk-
lannı koyamamak olduğunu
anlatıyorlar. Goruşlerını şoyle
açıkhyorlar:
"Partilerin, sendikalann
programlannda yer alan sonın-
lanmıza ilişkin gorüşleri hep
lafta kalıyor. Bizim demokra-
tik bir etkinligimiz, oy olarak
caydıncı bir gücıimüz olmuyor.
Hele seçim yolları tıkandıktan
sonra politikacılar bize, sorun-
lanmıza Ugilerini busbutun
kaybettiler. tki Almanya'nın
birleşmesi, Doğu Bloku geliş-
meleri on plana çıkınca biz ta-
mamen bir kenara atıldık. Do-
ğudan dil bilmeden gelenler Al-
man vatandaşı haklarını elde
ettikleri için biıtun kapılar on-
lara açılıyor. İş, ev, okulda bu-
tiin olanaklar onlara verili-
yor."
Ister istemez konular ağırlık-
lı sosyal sorunlara, eğitime ka-
yıyor. Bir oğretmen "Benim
okulumda Alman vatandaşı
yabancılar için çok buyuk pa-
ralar ve egitim olanaklan bir
çırpıda sağlandı. Bir servet har-
canıyor. Sınıflan boş kalıyor.
Boş sınıflara bizim çocuklan-
mızı da sokmak için yaivanyo-
rum. 'Bu para Alman vatan-
daşları için, onlan alamayız'
duvan ile karşılaşıyorum" di-
ye dert yaruyor.
Bir diğeri, iş bulmada zorun-
lu olan meslek eğitimi kursla-
nnda yaratılan ayncalıklardan,
işe almadaki eşitsizliklerden
birbırınden çarpıcı sayısız ör-
nek veriyor. Eİerken gıderek
boyutlanacağından kaygılanı-
lan yabancı duşmanlığına ko-
nu kayıyor.
Doğuluların korukledikleri
yabancı duşmanlığına karşı sa-
dece hukumet değil, sosyal de-
mokratlar dahil butun siyasal
ve demokratik örgutlenmelerin
duyarsızlığından yakınılıyor.
Aynı boyutta Turkiye'nın du-
yarsızlığı, ilgisizliği ağırlarına
gidiyor. SHP milletvekıllerı,
partinin hiçbir şey yapmaması
gerekçesiyle suçlama bombar-
dımanına tutuluvorlar.
güneşinde kraça tadı
KEREM ÇALIŞKAN
Kraça tadı. Bu mevsim Şım-
dı. Hazıranın ortasından devı-
nıp temmuza akan gunler. Bo-
ğaz'ın povrazlanan lacıvert su-
larından gumuş pırıltılarla çıkar
kraçalar. İstavrıtin gungorme-
miş yavruları...
Oyle kuçuktur kı, tutmaya da
vemeye de kıyamazsınız aslında.
Ama Istanbul'un havasını, su-
yoınu, balığım yeterince tattıysa-
nız. bu mevsim, ozlemler sizi
vahşı bır lezzete çağırır. Kentin
ortasından akıp gıden o buyık
mavi suyun ıçindekı son balık
da tukenmeden, denizden payı-
nızı almak isterseniz, buyrun bır
kraça zıyafetine...
Istavrıt. Proleter balık. Yaz
kış demeden Istanbul'un her
gun biraz daha kirlenen bıraz
daha yaşanılmaz hale gelen su-
larında dırenir durur. Taa Bi-
zans gunlerınden beri adıyla şa-
nıyla gezınır Boğaz senin, Mar-
mara benım...
Yılda bır kez nisan-mayıs ay-
larında çoğalır istavrıtler. Kra-
ça denir yavrusuna yuzyıllardan
ben...
Hani şu kuçuk parmağınız
kadardır kraçalar. Daha ışıkla
golgeyı yeni yeni ayırt etmeye
başlarken, denizin derinlıklerı-
ne uzanan beyaz martı tuylerı-
nın duşlerine kapılırlar. Gidiş o
gidış... Çaparıler dolar, kıyıda
kuçuk bır çocuk sevınır...
Daha çok mayısta boy goste-
GÜMÜŞ PIRILT1— Kraçalar guneş vurunca denizden çıkmış bir
avuç gümüş gibi pırıldar.(rotograf: kerem Çalışkan)
rırdı ya kraçalar, bu yıl biraz ge-
ciktiler. Iki haftadır oltacılar
"kraça bayramı"nda Boğaz kı-
yılarında. Kovalarda, piknık
tup ustundekı tavalarda bir te-
laş, bir kıpırtı, bir şenlık . Da-
ha bır onbeş gun surer ıstavrıt
Haziranın ortasından
temmuzun ilk
haftalarına kadar
oltalara takılır
istavritin yavrusu
'kraçalar'. Boğaz'ın bu
minik balığında yalnız
bu mevsime özgü, ayrı
bir lezzet vardır.
Tavalar onunla şenlenir.
Merhaba deyin denizin
gülümseyen tadına.
Bugün haziran yann
temmuz. Bir tabak
kraça biraz buz...
yavrularının geçit töreni...
Kraça tadı deyınce orada bir
ıskandil durun! Gözünuzu ka-
pa>ıp gonlunuzun derinhklerüıe
bır tat oltası sarkıtın.
Kraça'da butun balıklara se-
lam yollayan ozgun bir lezzet
vardır. Luferin ağızda eriyen
uçarı hafifliği. Palamutun iz bı-
rakan acımsı guzellıği Hamsinın
denizı içinıze taşıyan menevişh
yumuşakhğı. Kraçanın köıpe
tadı, hepsınden bır nebze taşır...
O denızlerın bıldırcınıdır...
Bahkçılarda boşuna arama-
yın kraçayı, bulamazsınız. Ya
Boğaz kıyısında dizilen
"hediyelik" taslarda, ya bir ol-
tacı arkadaşınızın gonul sofra-
sında, va da Boğaz'da tek tuk
kalmış bir iki ehlikeyf balıkçı lo-
kantasında rastlarsamz ne âlâ...
"Merhaba" deyın denizin gu-
lumseyen tadına...
Bugun haziran, yann tem-
muz.
Bir tabak kraça, biraz buz...
Subaşı, Altın PortakalFestivali'ne katılmak için şimdiye dek 19 ülkeden yanıt geldiğinisöyledi
Antalya Belediyed 'Kültür A.Ş.' kuracak
Antalya Belediye Başkanı Subaşı,
kültür altyapısına el attıklarını ve
Kültür A.Ş. oluşturmayı
kararlaştırdıklarını söyledi.
Eski belediye başkanlanndan Selahattin
Tonguç, belediyenin şirket kurması
olayına karşı çıktı. "Kültür, sanat
faaliyetleri şirketle götürülemez.
Belediyeler politik müesseselerdir" diyen
Tonguç, kültürel faaliyetlerin de politize
olacağmı öne sürdü.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — Antalya Belediyesı tarafından kul-
tur ve sanatsal faaliyetleri yurutmek ıçın "Kultur A.Ş."
kurulması duşunulüyor. Bu yıl 28.'si yapılacak olan
ve uluslararası nıtelığe kavuşturulan Antalya Altın Por-
takal Fılm Festıvali'nin duzenlenmesını de sağlayacak
olan Kultur A.Ş.'ye tepkı gosterıliyor.
19 ulkenın katılmak için olumlu yanıt verdiğı fılm
festıvalınde "Altın Portakallı fılmler toplu gösterimi"
yapılması tartışması yeniden gundeme geldı. Bu gos-
terımde Yılmaz Guney'ın de ödul kazanmış filmleri-
nin gosterilebümesı olanağı doğacak. Belediye Başkanı
Hasan Subaşı, gosterim kararı alınması halinde Yıl-
maz Guney'in de filmlerinin gosterılebileceğını
açıkladı
"Kultur A.Ş."nm kurulması duşuncesini açıklayan
DYP'Iı Antalya Belediye Başkanı Hasan Subaşı, on-
ceki gun Kaleiçi Sanatevı'nde katıldığı söyleşıde, 12
Eylul'den sonra Antalya'nın kultur altyapısının gerı-
ledığıni, 1989 yılına kadar da işbaşuıda bulunan
ANAP'lı yönetıcilerin buna el atmadıklannı s>oyleye-
rek, "Antalja'nın, Turk sinemasına çok buyuk kat-
kısı olan Altın Portakal Festivali'nin bu dönemde çö-
kertilmeye çalışıldıgını gordıik. Ancak başaramadılar.
Biz işbaşına geldikten sonra kultur altyapısına el attık
ve Kültür A.Ş. kurmayı kararlaştırdık" dedi.
Soyleşiye katılan, 12 Eylul öncesi CHP'den beledi-
ye başkanı olan Selahattin Tonguç, Kultur A.Ş. ku-
rulması olayına karşı çıktı. Tonguç, boyle bır şirketin
kulturel faaliyetlerin politize olmasına neden olacağı-
nı one surdu ve "Kultur sanat faaliyetleri şirketle go-
türulenıez. Belediyeler politik müesseselerdir. Yone-
ticiler de politik tayinle gelecektir. Zaten eskimiş be-
lediye yasalanyla kulturel faaliyetlerin yerel yönetim-
ler tarafından yapılabilmesi zorlukla karşılanılıyor. Be-
lediye bunyesinde oluşturulacak muduıiiıkle daha sağ-
lıklı olacağı kanısındayım" dıye konuştu.
Başkan Hasan Subaşı, Tonguç'a yanıt olarak da ya-
saların zorluklarından yakındı ve şirketin politize ol-
maması için onlemler alacaklarını bildirdı.
Fotoğraf sanatçısı Safai Özer ise başkanın şirket one-
rısinı eleştirdi. Ozer şöyle konuştu:
"Yerel yönetimin asal gorevlerinden biri kültür ve
sanata katkıdır. Olaya şirketleşme şeklinde, ticari bir
bakış açısıyla bakmalan durumunda sağukh sonuç alı-
nacağı kanısında değilim. Üstelik bir yönetim değişi-
minde, şirket yoneticileriyie belediye arasında çekiş-
meler olacaktır. Sonuçta başarısu olunacaktır. Öne-
rimiz, yerel yonetimlerin kültiir-sanat politikasının o
kentin sanatçılannca oluşturulacak komiteler tarafın-
dan yunıtülmesi, yonetimlerin de komitelere destek ol-
masıdır. Boylece etkinlikler arasında kopukluk olma-
yacak ve sureklilik sağlanacaktır."
Belediye ve Festival Yurutme Kurulu Başkanı Ha-
san Subaşı, festival bunyesinde odül kazanmış filmle-
rın gosterılmesı kararmın alınması halinde ayrım ya-
pılmayacağını belirterek "Önyargımız yok. Ödul al-
mış filmler gosterilirse, Yılmaz Guney'in de odül ka-
zanmış filmleri varsa gosterilir. Geçen >ıl böyle bir gos-
terim karan alınmadığı için gosterilemedi. Kurulda da
sadece Yılmaz Gunev filmleri olarak konuşulmadı" dı-
ye konuştu.
1964 yılından beri yapılan ve bu yıl 28.'si yapılacak
olan Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Yılmaz
Güney, oyuncu ve yönetmen olarak 8 kez ödül kazan-
mıştı. 1967 yılındaki 4. festivalde "Hudutlann Kanu-
nu" adlı rdinle En lyi Erkek Oyuncu ödülü kazanan
Yılmaz Güney, 1970 yılında da "Bir Çirkln Adam"
Fılmiyle En îyi Film ve Yönetmen ödülü almıştı. Gu-
ney'in diğer ödülleri ise senaryo ve oyunculuk dalın-
da verilmişti.
EHinya
Mimarlık Gtinü
• ANKARA (ANKA) —
Mimarlar Odası Genel
Başkanı Yılmaz Önen,
mimarlık mesleğinde
politikacılann
engellemelerine karşı yeni
duzenlemeye gidilmesinı
istedi. önen, 1 Temmuz
Dunya Mimarlık Gunu
nedeniyle yaptığı
açıklamada Uluslararası
Mimarlar Birliği'nin
demokrası kavramlarım
yaşama geçirmek uzere
çaba harcamasını istedi.
Kentlerde sağlıklı bir fıziki
çevre oluşumunu yeni
meslek orgutlenmelerı ve
mesleki yetkileri de
koruyan, denetleyen
uluslararası kurumlar ve
ılkelere gerek olduğunu
vurgulayan Önen,
Uluslararası Mimarlar
Birliği'nin bu konularda
bölgesel ve uluslararası
toplantılar yapmasını istedi.
Kaplumbağa
haritaları
• ANTALYA (AA) —
Tarım Orman ve Köyışleri
Bakanlığı'nın
koordinatorluğundeki bir
komısyon tarafından
Turkiye'nin Akdeniz
kıyılarındaki denız
kaplumbağası ureme
alanlarımn koordinatları
behrlendi. Her türlü
yapılaşma yasaklanarak
koruma altında tutulan bu
bölgelerın kısa süre içinde
haritaları da hazırlanarak
bilimsel araştırmacıların,
doğa korumacılann ve ilgili
kurumların kullanımına
sunulacak.
Türk güzeli
4. oldu
• ANKARA (AA) —
Senegal'in başkenti Dakar'da
yapılan "Miss Europe"
Avrupa Güzellik
Yanşması'nda Türkiye adına
yarışan Defne Samyeü
dördüncü oldu. Yanşmada
birinciliği 18 yaşındaki
desinatörlük öğrencisi
Alman Suzanne Petry
kazandı. Yunanıstan güzeli
Katerina Mizcholopoulou
yanşmada ikinci, Ispanya
güzeli Slyvia Jatonune
üçüncü oldu.
Pamukkale
için toplantı
• DENİZLİ (Cumhuriyet)
— UNESCO tarafından
"dunya kültur mirası" ilan
edilmesiyle dunya
gundemindeki yerini alan
Pamukkale*nin korunması
uluslararası platformda ele
alınacak. Bu amaçla
UNESCO ve Kültur
Bakanlığı'nca ortaklaşa
duzenlenen Uluslararası
Pamukkale Çalışma Grubu
Toplantısı yann başlayacak.
Pamukkale^de yapılacak 3
gun süreli toplantıya 70
yerli ve yabancı bilim
adamıyla, Kültur ve Turizm
Bakanlığı yetkililerı ve öteki
ilgililer katılacak.
Kelebek
turizıııi
• EĞIRDİR (AA) —
Alman bilim adamı Prof.
Hans Sıpka ile eşi Silvia,
özel kelebek turlerini
yakalayabılmek için sekiz
yıldır Isparta'nın Eğirdir
ilçesine geliyorlar. Alman
bilim adamı, 8 yıldır
Eğirdir'in Candır, Tota ve
Gökdere yaylalarmda
kelebek avladığını belirterek
"Yaklaşık 30 yıldır kelebek
avı ve koleksiyonu ile
uğraşıyorum" dedi.
Samsun fuan
• SAMSUN (Cumhuriyet
Burosu) — 29. Samsun
Milli Fuan yann açılacak.
31 temmuza kadar açık
kalacak fuarın açıhşı için
saat 16.00'da toren
düzenlenecek. Fuar Birlik
Başkanı İsmet Bayrak, Vali
Erdoğan Cebeci, Belediye
Başkanı Muzaffer önder
birer konuşma yapacaklar.
Balıkçıhk
bakanlığı
• BURSA (AA) — Güney
Marmara sahillerinde
avlanan balıkçılar, üç tarafı
denızlerle çevrilı Turkiye'de
'balıkçıhk bakanlığı'
kurulmasını istiyor. Genel
merkezi Bursa'da bulunan
Akuakultür (su urünleri
yetiştiriciliği) Derneği
Başkanı ve Ege Üniversitesi
Su Ürunleri Yuksek Okulu
Müdür Yarduncısı Doç.Dr.
Osman Tatar, okul olarak
yaptıklan araştırmalar ve
dernek olarak görüştükleri
balıkçılann sorunlanyla
ilgilenecek bir bakanlık
kurulmasını istediklerini
söyledi.