21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 HAZİRAN 1991 * • * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19 OLAYLARIN MKYK'dan tasfıye edilen muhafazakârlar, bakanlık verilmezse 'istifa' ederiz diyorlar ARDINDAKI GERCEK (Baştarafı 1. Sayfada) olarak koltuğa oturan, artcak nöbetini savan Sayın Akbulut hakkmda söylenecek söz yok!... Siyasal tarihte bir başbakantn kişiliğini bu kadar sildiği göriil- müş müdür? Bir başka örnek ammsamıyoruz- Şimdi nöbet sı- rası Sayın Mesut Yılmaz'a gei- miştir; ama, Sayın Yılmaz'tnda "bizzat" bu göreve talip olduğu bir gerçek... u AUe boyu devlet yönetimi"n- de Akbulut ile Yılmaz'ın duru- munu farklılaştıran ne var? Ya da neyok? Hiç kuşkusuz bu kez ülkeye "Başbakan atanmasın- da" Cumhurbaşkanı Özal'dan çok Semra Hanım'ın rolu oldu- ğunu bütün gazeteler yazdılar. Peki, bundan sonra ne olacak? Sayın Yılmaz, hükümet için ça- lışma arkadaşlannı saptayacak, kendisine karşı olan kanadın is- teklerini de göz önüne alarak bir uzlaşma zemini oluşturmaya ça- hşacak. Bütun bunlar sıradan politikanın bilinen kurallarıdır. Diyelim ki hükümet kuruldu; ANAP'ta önemli bir çatlama ol- madı; kabine güvenoyu aldı; ça- lışrnaya başladı... Sonra? Her şeyin usulünce yürüdü- ğünü varsaydığımızda, yeni hu- kümete başanlar dileyerek 'ic- raat"ım sabırla beklemek bir ba- sın göreneğidir. Ancak, "yığt- naktaki hatanın sonucu belirle- diğVne ilişkin askeri kuralı unutmak da ihtiyatsızlık olmaz mı? Sayın Yılmaz'ın başbakanlığa atanmasıyla birlikte ANAP'ta "imaj tazetenmesi" seferberliği- ne iktidar partisini destekleyen iç ve dış çevreler elbette girişe- ceklerdir. Bu kısa panlnmn da ardında yatan gerçek sorunu ör- tebileceğini sanmıyoruz. Gerçek sorun nedir? Sayın Mesut Yılmaz "kanun devleti^nin gereklerinı yerine ge- tirip gerçek bir başbakan oiabi- lecek midır? Yoksa "kukla başbakan" ol- maktan kurtulamayacak mıdır? "Yığınaktaki hata"dan kur- tulması güç görünse de daha başlangıçta kesin bir yargıya varmaktan sakmmak istiyoruz. Kişiliksiz bir başbakan olmak, aynı zamada bir politikacının geleceğini karartacak ağır ve ko- yu gölge altında kalmasıdır. Eğer böyle duşünmek mantık- lıysa, Sayın Mesut Yılmaz'ın il- ginç bir sınav karşısında bulun- duğunu söylemek isteriz. Bu yal- nız "siyasi" değil, "insani" yö- nü ağır basan bir sorunu kamu- oyunun gündemine getirmiştir bulunuyor. • • • Özal'dan ilk (Baştarafı 1. Sayfada) doğruladı. "Tartoşmışsınız" di- ye kendisine soru yönelten bir gazeteciye, Pakdemirli, " O be- nim agabeyimdir. Aramızda taer şey olnr" diye konuştu. Bu arada, Pakdemirli ile soh- bet eden işadamlan Rahmi Koç ile Sakıp Sabancı, Cumhurbaş- kanı'nın ekonominin tek kişinin sorumluluğuna bırakılmasına, ekonominin geçmişe kıyasla da- ha komplike hale gelmiş olma- sı nedeniyle karşı çıktığını söy- lediler. Pakdemirli ise birkaç bakanın ekonomi yönetimini paylaştığı eski sistemin yanhş ol- duğunu ve yürumeyeceğini belir- terek "Ben bunu bugüne kadar bep eleştirdim" dedi. Pakde- mirli, yatınmcı bakanlıklar ile Maliye ve Gümrük BakanlığV- nın koordinasyonunu da ekono- mi yönetiminden sonımlu baş- bakan yardımcısı olarak kendi- sinin yapacağını söyledi. Pakde- mirli, uygulamanın, Turgut özal Başbakan iken Kaya Er- dem'in Başbakan Yardımcısı olarak yürüttüğü göreve benze- yeceğini anlattı. Pakdemirli, ko- nuyu kendi aralannda görüşüp tartışmaya devam edeceklerini de söyledi. Pakdemirli, işadamlanndan ve gazetecilerden gelen sorları cevaplarken; fon sayısımn azal- tılacağını da bildirdi. 117 olan fon sayısımn 12'ye indirileceği- ni, diğerlerinin iptal edileceğini kaydeden Pakdemirli, kalan fonlann Hazine içinde oluşturu- lacak Fon Yönetim Genel Mü- dürlüğü'ne bağlanacağını söyle- di. Pakdemirli, bir soru üzerine bürokraside geniş çaplı bir tayin operasyonunun söz konusu ol- madığını belirterek "Bürokrat- larla oğraşdmasına karşıyım. in- sanlar kolay yetişmiyor" dedi. Pakdemirli, anayasamn ön- gördüğü prosedür nedeniyle, Bakanlar Kurulu'nun daha ön- ce ilan edilmesinin mümkün ol- madığını ve hükümetin pazarte- si günü kurulacağını kaydetti. Pakdemirli, "Bayramın hemen sonrasında milletvekili arkadaş- lar Ankara'ya dönemiyor" de- di. Erken seçimle ilgili bir soru üzerine de Pakdemirli, "Prog- ramımız seçimlerin 14 ay sonra normal zamanında yapılmasıdır" diye konuştu. Pakdemirli, işadamlarının kendilerine 'horoz' dendiğini hatırlatarak yaptığı esprilere de "Hayır ben ona katılmıyorum. Biz, madem konuşan Türkiye'- den yanayu, berkes düşundüğü- nü açıkça söylemeli, eleştirme- li, ama bu eleştiriler yapıcı olmalıdır" biçiminde konuştu. Akbulutçular 'koltuk' istiyor TUNCAY ÖZKAN ANKARA — ANAP 3. Ola- ğan Kongresi'ni kaybeden Yddı- run Akbulut ekibinin çıkışı, par- ti içinde yeni bir krize neden ol- du. Akbulut taraftarları, MKYK listesi oluşturulurken bir tasfiye hareketi yaşandığını be- lirtirken Bakanlar Kurulu'nda da bunun devam etmesi duru- raunda Akbulut'a istifasını ile- ten 92 milletvekili ve bakanın ANAP'tan kopmayı göze aldık- lan öğrenildi. Akbulut'un ise is- tifayı diışünen arkadaşlanna da- ha temkinli davranılması gerek- tiğini söylediği belirtildi. Akbu- lutçu milletvekilleri de"Son ge- lişmeler karşısında Yüdınm Bey ANAP'ın sigortasıdır. Ne derse o olacak" dediler. Akbulut eki- bi, kabinenin dengeli kurulma- sını, kendilerine de yer verilme- sini istiyor. Başbakan Akbulut ve kendi- sini destekleyenler, önceki gece Başbakanlık Konutu'nda bir araya geldiler. Bu görüşme sıra- sında ilk olarak Mesut Yılmaz'- ın MKYK listesine aldığı Akbu- lutçu milletvekillerinin durumu gözden geçirildi. Bu milletvekil- leri, bazı eleştirilerin gelmesi üzerine kendilerinin bu konuda bir taleplerinin bulunmadığını, Yılmaz'ın giriştiği tasfiye olayı- nı gizlemek amacıyla bu yola başvurduğunu dile getirdiler. Bu milletvekilleri, gerekirse derhal istifa edebileceklerini de kaydet- tiler. Daha sonra milletvekilleri ve Akbulut'un konuşmaJan üze- rine bu milletvekillerinin MKYK listesinden istifa etmelerine ge- rek olmadığına karar verildi. Mesut Yılmaz'ın listesine aldığı "karşrt" isimler şunlar: "Mebmet Keçeciler, Hüsnü Dogan, Oltan Sunguriu, Halil Ozsoy, Cumhur Ersiimer." Toplantı sırasmda milletvekil- leri, teşkilatlar uzerinde daha ilk günden bir baskı oluşturulduğu ve bazı yerlerde Akbulutçu teş- kiiatlara, "Sizin işiniz bitti. Kel- lenizi alacagız. Artık karşımız- da olamayacaksınız" denildiği- ni anlattılar. Bunun üzerine söz alan milletvekilleri, MKYK lis- tesinde yaşanan tasfiye olayının aynen Bakanlar Kurulu'na da yansıtılacağı kanısında oldukla- nnı aktardılar ve "Bekleyip de neyi göreceğiz? Beklemeyelim. Derhal istifa edelim" dediler. Yıldınm Akbulut, milletvekille- rinin sakin olması gerektiğini, ortaya konulacak tepkilerin par- tiye zarar vermesinden kaçınma- nın doğru oiacağını ifade etti. Tasfiye hareketinin varlığını ka- bul etmek istemediğini, bu yan- lış uygulamanın hiç kimseye bir faydasının olmayacağını anlatan Akbulut, "Kimse bu partinin ta- banının, seçmeninin gonlünii verdigi milli\elçilik, muhafaza- kâriık düşüncelerinden bu par- ti çatısı altında so>utlanaraaz. Bunlar bize hayat veren düşün- celer. Bu düşüncelerin tasfiyesi o kadar kolay olmaz, göze alınmaz" diye konuştu. Akbu- lut, kendisinin hiç kimseyle kongre için pazarlığının olmadı- ğını da ifade ederek "Alnım ak" dedi. Milletvekillerinin bir kısmı ise Bakanlar Kurulu'nda da aynı yönteme başvurulması duru- munda toplanan istifaların sayı- sımn daha da artacağından ha- reketle, "Beklevelim ve yeni ka- bineji gorelim. Bunlar orada da tasfiyeye giderse bizim tepkimiz de yeni gelecek arkadaşlarla bir- likte toplu olarak istifa etmek olmalıdır" dediler. Toplantı sırasında alınan ka- rarlar da şöyle: "— Partiyi bölecek her tiirlii tasfiyeci, aynmcı harekete en sert tepkiyi vermek gerek. — Partinin çizgisinin değiş- mesine göz yumraamalıyız. Bu konuda denetim bizim elimizde bir silahtır. Bu konuda çalış- malıyız. — Bakanlar Kurulu'nda her- taangi bir tasfiye hareketine izin vermemelijiz. Kabinede bizim arkadaşlanmız da yer almalı. — Parti içinde böliinmeyi de- ğil, birleşmeyi savunmalıyız. Ancak partinin tabanına ve üst- yapısına yönelik tasfiyeci hare- ketleri tasvip etmemeliyiz. — Kamuoyunda yıpranan. Başbakan Akbulut'un kabine- sinde de yer alan isimler parti- de ödiUlendirflmemeli, bunu ön- lemeliyiz. Aksi halde parti zarar göriir. — MKYK, tasfiye hareketinin ilk örneğidir, bunun devamına en sert tepki gösterilmelidir. — Kongrede alınan oy oran- ları göz önüne alınarak bir MKYK listesi oluşturulmalıydı. Bunun yerine bir tasfiye hareketi geliştirildi. Bundan vazgeçilmeh' ve Bakanlar Kurulu'nda parti- nin dengeteri sağlanarak bir denge kabinesi oluşturulmalıdır. — İstifa, bir yol kalmadığın- da uygulayacağunız yöntemdir. Ancak zamanı geldiğinde bunu Yılmaz'ın hükümet turu (Baştarafı 1. Sayfada) partiyi terk etmez" dedi. Mesut Yılmaz, dün saat 12.30'da Çankaya Köşkü'ne çı- karak Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüştü. Yılmaz, Köşk'e çıkmadan önce Amasya Milletvekili Adnan Tutkun ve lstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ile birlikte bir süre ça- lıştı. Yaklaşık 2.5 saat süren gö- rüşmeden sonra basın mensup- ları, Çankaya Köşkü'ne alındı- lar. Cumhurbaşkanı özal, Me- sut Yılmaz'ı, anayasa gereği makul bir sürede hükümeti kur- makla görevlendirdiğini belirte- rek "Hayırü, ugurlu olsun" de- di ve Mesut Yılmaz'ı iki yana- ğından öperek gazetecilere poz verdi. Göruşme sürerken Cumhur- başkanhğı Sözcüsü Kaya Tope- ri, yazıh bir açıklama yaparak haberi kamuoyuna duyurdu. Açıklamada, özal'ın hükümet üyelerinin beUrlenmesini ve ken- disine iletilmesini istediği be- lirtildi. Bu arada Başbakanlık ma- kam otosu, saat 13.00 sıralann- da boş olarak Köşk'e girdi. Oto, 15 dakika sonra yine boş olarak Köşk'ten aynldı ve halen Akbu- lut'un oturduğu Konut'a geçti. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, saat 15.15'te Çankaya Köşkü'nden ayrılarak evine gel- di. Yılmaz, Köşk'ten ayrüırken, Cumhurbaşkanı'nın hükümeti kurma görevi verdiğini ve hükü- meti kurma çalışmalanna he- men başlayacağını söyledi. Yıl- maz, Akbulut ile de görüşeceği- ni kaydetti. Gazetecilerin sorusu üzerine, Bakanlar Kurulu'nu "makul bir sürede" kuracağını ifade eden Yılmaz, bu sürenin ne olduğu- na ilişkin bir başka soru üzeri- ne de "Bayramdan önce de ola- bilir, bayramda da olabilir" ya- nıtını verdi. Yılmaz, hükümet programı ve Bakanlar Kurulu'- nun aynı anda açıklanacağını belirterek güvenoylamasının bayram ertesi yapılacağını bildirdi. Mesut Yılmaz, Akbulut yan- lısı 92 milletvekilinin istifa dilek- çelerinin hatırlatılması üzerine de "Haberim yok, bilmiyorum" diye konuştu. Cinnah Caddesi'ndeki evine gelişinde bir gazetecinin, "Baş- bakanlık makam arabasına ni- çin binmiyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, "Yeni hükümet Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıncaya kadar kendi ara- bamı kullanacağım" dedi. Yıl- maz, Köşk'e boş giren Başba- kanlık aracını da kendisinin geri gönderdiğini söyledi. Yıknaz, burada gazetecilere, bir süre sonra Başbakanlık Ko- nutu'na giderek Akbulut ile gö- ruşeceğini açıkladı. Yılmaz, saat 17.00'de evinden çıktı ve Konut'a geçti. Yeni ANAP lideri, Akbulut'a, hükü- mete ilişkin görüşlerini almak üzere ziyaret ettiğini söylemek- le yetindi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümet kurma çalış- maJanyla ilgili olarak Başbakan Akbulut ile yaklaşık 1 saat 15 dakika görüştü. Yılmaz, hükü- metin bayramdan sonra kuruia- cağını açıklarken Akbulut, Yıl- maz'a hükümet kurma çalışma- uygulamaktan kesinlikle kaçın- mayız." Akbulutçu ekibin yeni kabi- neyi etkileme çalışmaları, özel- likle milfetvekillerinin istifalarını yazıp Akbulut'a koşulsuz ver- meleri, Yılmaz ekibi içinde "blöf" olarak değerlendirildi. Bu konuda Yılmaz'ın yakın ça- hşma arkadaşlanndan Rize Mil- letvekili Şadan Tuzcu şunları söyledi: "60 kadar milletvekilinin im- zaladığını zannediyorum. 90 de- ğil. Biz emrivakiler karşısında kimseye pabuç bırakmayız. Me- sut Bey'in de bırakacagını zan- larında yardımcı olacaklarını söyledi. Yılmaz, Başbakanlık Konu- tu'ndan ayrılırken şunları söyledi: "Bildiginiz gibi hükümetler arasmda devamlıhk esastır. He- le halen görevde bulunan bükii- met de ANAP'ın hıikümeti ol- duğu için bu devamlıhk daha da güçlüdür. Bu bakımdan Sayın Başbakan'la yaptığım gönişme- de henüz toplu is sözlesmesi ta- mamlanmamış >aklaşık 500 bin işçiye bayramdan önce bir avans ödemesi sağlanması konusunda ricada bulundum. Kendileri ge- rekli talimatı verdiler. Zannedi- yorum, bajTamdan once bu ger- çekleşecek. Çünkü rauhtemeten, bayramdan önce hükümetin teş- kili mumkun olamayacak. Bu- nun dışında genel konularda kendisiyle istişarelerde bulun- duk." Yılmaz, "Bakanlar konusunu ele aldınız mı?" sorusunu, "Hayır, o benim tasarrufum" yanıtını verdi. Yılmaz, bir baş- ka soru üzerine de Akbulut'tan genel olarak tavsiye ve görüşle- rini aldığını söyledi. Yılmaz, Akbulut'a herhangi bir teklifi olmadığını da vurguladı. Yıldırun Akbulut, daha son- ra Konut'ta gazetecileri kabul ederek Yılmaz'a hükümetin ku- ruluşunda her türlü yardımı göstereceklerini açıkladı. Akbu- lut, beraberinde Denizli Millet- vekili Aycan Çakıroğlu olduğu halde şu açıklamayı yaptı: "Genel başkanımız ve hükü- meti kurraakla görevli Sayın Mesut Yılmaz ile sohbet ettik. Yeni kumlacak hükümet hak- BürokraÜarda 'tırpan 9 tedîı^inligi (Baştarafı I. Sayfada/ "• - •» t I cesinde Akbulut*tan yana tavır alması ve son MKYK toplantısı sonrasında kurumdan getirttiği personele ANAP Genel Merke- zi'nde Yılmaz'ı yuhalatması gös- teriliyor. Aynı şekilde Vakıflar Genel Müduru Şener Macun'un da gorevden alınacaklar listesi- ne girebileceği ifade ediliyor. Yılmazcılar tarafından kong- re oncesinde ve sonrasında Ak- bulut'tan yana tavır almakla suçlanan TRT'de de Devlet Ba- kanı Kemal Akkaya'nın yeni kabinede yer almamasıyla bir- likte "yeniden vapılanmaya " gi- dilebileceği kaydediliyor. TRT Genel Mudürü Kerim Aydın Er- dem'in, Yılmaz'ı destekleyen Semra Özal tarafından "başın- dan beri istenmemesi" ve kong- teden önce Akbulut'a ağırlıklı yer vermesinin şansını iyice azalttı- ğı belirtiliyor. Ancak Erdem ya- sal görev süresi sona ermediği için gorevden alınamıyor. Buna karşıhk TRT'den sorumlu yeni devlet bakanının TRT alt kade- melerinde rahathkla operasyo- na giderek Erdem'i "istifa"ya zorlayabileceği vurgulanıyor'. En yoğun koltuk kıyımının İçişleri Bakanlığı'nda yaşanması bekleniyor. Yeni içişleri Baka- nı'nın ilk icraatı, halen boş bu- lunan müsteşarlığa yapacağı atama olacak. Ardından müste- şar yardımahğı, daire başkan- lığı ve genel müdur duzeyinde "muhafazakâr kanada yakın" kadrolarda değişime gidilmesi bekleniyor. Aynı değişikliklerin, yine muhafazakâr kanadın etki- siyle oluşturulan Emniyet Genel Müdürlüğü ust kadrosunda da yoğun olarak yaşanacağı ifade ediliyor. Başta Genel Müdür Necati Bilican olmak uzere ust yönetimdeki "tslamcı kadrola- nn" tasfiye edilerek yerlerine "taşraya sürülen ülkücü görüşe yakın isimlerin" getirilebileceği ileri sürülüyor. Kongre nedeniyle bekletilen vali ve emniyet mudurleri karar- nameleri de yeni İçişleri Baka- nı'nın göreve başlamasıyla bir- likte yürurluğe girecek. Bu ka- rarnameler ile başta Ankara, İs- tanbul, İzmir, Bursa ve Adana gibi büyuk kentler olmak üzere çok sayıda ilde vali ve emniyet müdurlerinin değiştirilebileceği kaydediliyor. Atamaların önemli noktalardaki "İslamcı görüşe yakın yönetkilerin" tas- fiyesi ya da daha pasif görevle- re getirilmeleriyle sonuçlanma- .sı bekleniyor. Adalet Bakanlığı'nda bekle- nenin aksine alt kademelerde çok fazla bir değişiklik olmaya- cağı ifade ediliyor. Buna gerek- çe olarak da Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eşi Semra Özal'a yakınlığıyla bilinen Müsteşar Arif Yüksel'in, halen çok önem- li gorev lerde bulunan kadrosuy- la birlikte Yılmaz kabinesi do- neminde de yerini koruyabilece- ği gösteriliyor. Yeni Adalet Ba- kanı'nın, Sungurlu'nun ekibi olarak bilinen Personel Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kadrolannda değişiklik yapıla- bileceği kaydediliyor. Eski MHP'li kadroların hâ- kim olduğu Kültür Bakanlığı'- nda da Namık Kemal Zeybek'- le gelen üst düzey yöneticilerin buyük bir bölumünün tasfiye edilebileceği belirtiliyor. Bakan Zeybek'in geçmişte "dava arkadaşı" olarak nitelenen Müsteşar Acar Okan'ın gore- vinden olacağı ifade ediliyor. ANAP'ın muhafazakâr kanadı- na yakınlığıyla tanınan Müste- şar Yardımcısı Hüseyin Erdem de "gidiciler" arasında sayılı- yor. Bakanhkta, ekibiyle gelen Zeybek'in, yine ekibiyle gidece- ği gorüşü ağırlık kazanıyor. netmiyorum. Bn hükümet ken- dilerinin de hükümeti. Güveno- yu verirler veya vermezler. Gü- venoyu verilmezse hükümet dü- ser, seçime gidilir." Tüzcu'nun bu sözlerine Ak- bulutçu milletvekilleri ise şu kar- şıhğı verdiler: "Bizim arkadaşlanmız seçim- den korkmadıklarını ifade etti- ler. Biz seçimi de göze aldık, ge- çimi de. Partimizi ve kendimizi harcatmayız." Başbakan Akbulut ise toplan- tılarda arkadaşlanndan, istifa konusunu en son düşünmeleri- ni istedi. kında, merkez karar hakkmda, bundan böyle yapacağı çalışma- lar hakkmda gerekli bilgiler ve düşüncelerimi, bu husustaki gö- rüşlerimi beyan ettim. Bundan böyle yapılacak çalışmalarda kendilerine daima yardımcı ola- cagımızı, partimizdn güç kaza- nabilmesi için destek olacagımı- n ve kendilerine rahat çalışabil- meleri için her türlü ortamı ha- zırlay acağımızı belirttim ve ba- şanlar diledim. Bu arada bay- ram öncesi işçUerimize verilmesi gereken avansın verilmesi hazu- lığı içinde olduğumuzu söyle- dim. Genel hatlan itibanyla böyle geçti göriişmemiz." MKYK toplanüsı bugün Yeni seçilen MKYK, ilk top- lantısını bugün yapacak. Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın tüzük gereği Bakanlar Kurulu'nu be- lirlemek üzere MKYK'dan yet- ki istemesi bekleniyor. ANAP tüzüğünün 103. maddesine gö- re, bu konudaki yetkiyi MKYK veriyor. MKYK'da aynca, baş- kanlık divanı üyeleri için de se- çim yapılacak. Gizli oy salt ço- ğunluk esasına göre yapılacak seçimde, 6 genel başkan yardım- cısı ve genel sekrejer ile genel muhasip belirlenecek. Hükümeti kurmakla görev- lendirilen ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz, çalışmalarını gece geç saatlere kadar evinde sürdürdü. Bu arada PTT tarafından, Mesut Yılmaz'ın çahşmalarının büyük bir bölümünü sürdürdü- ğü Cinnah Caddesi'ndeki konu- tuna 20 hatlık bir telefon sant- ralı kuruldu. Zeybek'in atamalarını yaptı- ğı Anıtlar Müzeler Genel Müdü- rü Akif Işık, Kütüphaneler Ge- nel Müdürü Izzet Özgüç, Ya- yımlar Dairesi Başkanı Alaattin Korkmaz ile Telif Hakları ve Si- nema Dairesi Başkanı Turgut Aslan'ın da koltuklannı bıraka- bilecekleri vurgulanıyor. Kongrede Akbulut'un yanın- da yer alan Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrii Yünir'un kadro- sunun, ağırlıklı olarak "eski MHP'lilerden" oluştuğu ve bu bakanhkta çok büyük kapsam- lı bir operasyona gidilmeyeceği beklentisi ağır basıyor. Ancak yeni bakanla birlikte müsteşar ve müsteşar yardımcılığı ve ba- zı genel müdürlükler duzeyinde değişiklik yapılabileceği de söy- leniyor. Akbulut kabinesinin çiçeği bumunda bakanı Togay Gemal- maz'ın Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığı'nda ise yönetim değişikliği beklenmiyor. Buna neden olarak eski Bakan Fah- rettin Kurt'un Yılmaz'ın yanın- da yer alması ve Kurt'un bakan- lıktaki kadrolannın halen gö- revlerinin başında olması göste- riliyor. Pakdemirli'nin ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı- GOZLEM UGURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) — Keçeciler partiyi dinci havaya soktu, liberaller partiyi ele geçirdiler. Mesut Yılmaz ve Semra Hanım laikteridir, birlikte partinin yüzûnü değiştirecekler... Bunlar boş avuntulardır. Yılmaz ve arkadaşları, bugüne kadar parti ve hükümet içinde Keçeciler ve takımının hangi dinci adımına engel ol- dular? Keçeciler, Yılmaz ve arkadaşlarının hangi liberal tu- tumuna karşı çıktılar? örneğin Keçeciler "37 Mart mürtedsi" de, İslam banker- liği yasasına karşı çıkmayan ve türban yasasını destekle- yen ve eski MHP'lileıie kolkola dolaşan Mesut Yılmaz çok mu liberal, ilerici ve laiktir? özal ne emir verirse bu emri yerine getirdiler. Bu bakımdan Osmanlı Bankası'nın o ünlü rektamı gibi- dir durumları.. — Yoktur birbirimizden fark/mrz, aslında biz... Aslında hepsi ANAP'lıdır ve hepsi de özalcidır. Ne Mesut Yılmaz'ın Kececiler'den bir farkı vardır, ne Ke- ceciler'in Yılmaz'dan... CHP ve DP, toplum içinde kökleri bulunan iki büyük par- tiydi. SHP ve DYP de CHP ve AP'nin mirasçısıdırlar. Bu iki büyük partinin cumhuriyet öncesi kokenleri, belki de İtti- hat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na kadar bile da- yatılabilir. Peki ANAP nedir? ANAP, 12 Eyiül askeri rejiminin doğurduğu yapay bir par- tidir. Bir "protez partr"dir ANAP... Olağanüstü koşullar kalktıkça ANAP da eridi gitti. Toplum, yeniden dogal koşullara dönünce siyasal parti- ler, eski sosyolojik tabanlarını buluyorlar. Evii evine, koyiü köyüne dönüyor. Bu yeni süreçte CHP ve DP kökenlerinden gelen parti- ler, çağa uymak için ideoiojik kimliklerini yeni baştan göz- den geçiriyorlar. SHP, Batılı bir sosyal demokrat parti olmanın yoltannı an- yor. Anti-emperyalist "Kuvayı Milliye ideohjisinrni çağın öz- gürlükçü ve çoğulcu sosyal demokrat düşüncesi ile bağ- daştırmaya çalışıyor. SHP, bu uyumu sağladığı ölçüde başanlı olacak. Parti bu- nun sancısını yaşıyor. DYP, 1980 öncesinin AP'sinden daha değişik görünüm veriyor. 1980 oncesinde savunduğu yasakiarın bir kısmına şimdi karşı çıkıyor. Daha liberal ve daha demokrat görünü- yor. Sağın sosyolojik ve smıfsal tabanı DYP'ye doğru kayıyor. DYP ilerledikçe ANAP geriliyor. Mesut Yılmaz, böyle bir süreçte sorumluluk alıyor. Gö- rev aldığı süreç, yeni ANAP liderinin işlevini de belirliyor. Bu işlev, sağın birleşmesidir. Böyle bir birleşme olursa bu birleşme ANAP'ın değil, DYP'nin çatısı altında olacaktır. Ya da birleşme olmayacak, bu "protez parti" DYP ile bir koaltsyon hükümetinde bir araya gelecektir. Bu olasılık eskisinden çok daha güçlü olarak gündem- deki yerini alıyor. SHP ve DYP, 1992 seçimlerinden sonra işbirliği yapar- larsaözal'ı Cumhurbaşkanlığrndan indirebilirter. Özal'ın bü- tün korkusu da bu işbirliğidir. Yılmaz'lı ANAP, bu işbirliği ve bu birleşmeyi önleyebilir. Bu oluşumda özal ile çahşmaya hazır dduğunu" ilan ge- reği duyan DSP Genel Başkanı Ecevit'in de gelişmelerde- ki olası payını ünutmayın. Özal, kendi Cumhurbaşkanlığı koltuğunu 1992 tehlike- sine karşı şimdiden güvenceye alıyor. Mesut Yılmaz, bu sigorta şirketinin adıdır! na atanacağının kesinleşmesi, ekonomi bürokrasisinde operas- yon beklentilerini yoğunlaştırdı. DPT ve Hazine müsteşarlık- lannın parçalanması ve "Dış Ti- caret ve Uygulama Müsteşarhğı" adıyla yeni bir müsteşarhk kuru- lacak olması, söz konusu iki ku- rumun üst yönetimlerinde deği- şiklikler yapılmasına kaçınılmaz kılacak. DPT'nin teşvik ve yabancı sermaye birimleri ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığf nın dış ticaret bölumünün birleştirilme- si ile oluşturulacak yeni müste- şarlığın başına Namık Kemal Kılıç'ın getirilebileceği belirtildi. İbrahim Çakır'ın müsteşar yar- dımcılığı koltuğunu koruyabile- ceği, DPT Müsteşar Yardımcı- sı Turgut TUten ile Yabancı Ser- maye Başkanı Osman Ünsal'ın konumlarının "kritik" olduğu söyleniyor. Hazine Müsteşarlığı'na, ha- len müsteşar yardımcılığı göre- vini sürdüren Mahfi Eğilmez'- in adı geçiyor. Erken seçim ola- sıhğının da gundemde olduğu bu dönemde, yeni hükümetin bürokraside geniş çaplı bir tayin operasyonunu bir süre erteleye- bileceği de belirtilirken fon ida- Mazda zamanı 1990-1991 yıllarında ıthal otomobıl pazarında lider bır dünya markası var, Mazda Şimdi çok uygun ödeme koşullarıyla 36 aya kadar vadeli olarak Emlak Bankası, Mermerler A.Ş. ve Bayilerin guvencesıyle sunuluyor size. Bu kampanya tüm Mazda bayılennde başlatıldı. Görülmemiş ödeme kolaylıklarını kaçırmayın, bir Mazda b a y i s i n e g e I i n, sürprizleri öğrenin. Yurt çapında 105 bayı ve servis ıstasyonu, bol ve ucuz yedek parça sunan Mazdalardan bırine sahıp olun. EMLAK BANKASI "&5it Aracı Kredısı Bu kampanya 21 Haziran 1991 tarihine kadar sürecektir. A Y R I N T I L I B İ L G İ M A Z D A B A Y İ L E R İ N D E Tirtly. SMIM UurlMlUn) MERMERLER YATIRIM VE PAZARLAMA A.Ş. Bctara* BuKar No 127 80700 Baş*ta«/1startxjl T«nni74 55 50(5ha1Hl|^75a4a0(2'«l F» (1(173 35 59 relerinin üst kademeleri ile DPT ve Hazine'nin üst düzey yöne- ticilerinden bazılarının görev alanlarının değişebileceği ifade ediliyor. Merkez Bankası ve ka- mu bankalarının yönetimlerin- de şimdilik bir değişiklik bek- lenmiyor. Dışişleri rahat Dışişleri kadrolannda köklü değişiklikler beklenmiyor. Za- ten "tayin" dönemine girmiş olan Dışişleri Bakanlığı'nda ki- lit görevlerdeki yetkililer, Cum- hurbaşkam'nın da onayı ile atanmış bulunuyor. Cumhurbaşkanı Özal'ın giri- şimi ile Dışişleri Bakanhğı müs- teşarhğı görevine getirilen Türkiye'nin AT nezdindeki da- imi delegesi Büyükelçi Özdem Sanbenk'in Başbakan Yılmaz ile uyum içinde çahşacağına ke- sin gözüyle bakılıyor. Dışişleri çerçevesinde "yıldı- zının pariaması" beklenen isim- ler arasında Mesut Yıhnaz'ın Dışişleri Bakanhğı döneminde özel danışmam Mehmet Ali lr- temçelik yer alıyor. Dışişleri Ba- kanhğı sırasında Mesut Yıl- maz'a en yakın Dışişleri yetki- lisi olarak bilinen trtemçelik, özellikle Ali Bozer'in Dışişleri Bakanhğı sırasında "arka plana" itilmişti. Aynı zamanda Yılmaz'ın "askerlik arkadaşı" olan Jrtemçelik'in Alptemoçin döneminde yeniden etkinliğini hissettirmeye başladığı gözlen- mişti. Dışişleri koridorlarmda- ki söylentiler, Irtemçelik'in Me- sut Yılmaz'a "özel danışman" olarak atanabileceği olasıhğını da içeriyor. Milli Eğitim'de dunım Kabinedeki dengeler yüzün- den daha önce yeterince rahat hareket ortamı bulamayan Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol'un bu göreve tekrar gelmesi halin- de "bakanlık içindeki tslamcı kadroların pasif görevlere atanmasında" daha cesur bir tutum izleyebileceği ifade edili- yor. "Akyol gidecek" beklenti- sindeki bazı kadroların da kongre nedeniyle "rölanti"ye aldıkları bakanlıkla ilgili çahş- malara yeniden sanldıklan göz- leniyor. Bu çalışmalann başın- da Talim Terbiye Kurulu'nun "bakan degişebilir" düşüncesiy- le "sürünceme"ye aldığı, önü- müzdeki öğretim yıhndan itiba- ren uygulanması beklenen "ye- ni ölçme degerlendirme sistemi" geliyor. Akyol, yeni sistemi 5-7 haziranda açıklayacağını belirt- mesine karşın Talim Terbiye'- nin, çalışmaları tamamlamama- sı üzerine bu sözünü yerine ge- tirememişti. Nüfus cuzdanımı ve SSK kartımı kaybettim Hükümsüzdür. MERAL BAĞCI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear