Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 HAZİRAN 1991 • * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Kürtler ve Sosyalist Enternasyonal...
(Baştarafı 1. Sayfada)
kararında Sosyalist Enternasyonal, Kürt so-
rununun çözümüne ilişkin olarak iki konuda
hayır demiş oluyor:
Birinci önemli nokta, çözüm için terör ve
şiddeti reddetrnesidir.
jkinci önemli nokta, ayrılıkçılığa, bir baş-
ka deyişle bölgede var olan sınırların değiş-
mesine yol açabilecek bağımsız bir Kürt dev-
letinin kurulmasına karşı çıkmasıdır.
Sosyalist Enternasyonal gibi Batı Avrupa'-
nın son derece etkili sosyal demokrat parti-
lerinin ağırlıklı biçimde yer aldıkları ulusla-
rarası bir örgütün oy biriiğiyle benimsemiş
olduğu bu karar ülkemiz açısından önemli-
dir. Çünkü, yineliyoruz, ayrılıkçı hareketleri
ve terörü reddetmekte, sorunun her ülkenin
kendi bütünlüğü içinde, ama demokrasi ve
insan haklan çerçevesinde çözümünü ön-
görmektedir.
Nitekim, Sosyalist Enternasyonaj'e evsa-
hipliği yapan SHP'nin lideri Sayın İnönü de
toplantıyı açış konuşmasında aynı noktala-
rın altını şöyle çizmişti:
"Amacımız basite indirgenerek şöyle özet-
lenebilir: Etnik kökeni ne olursa olsun, hiçbir
yurttaşımızın en ufak bir siyasal ya da kültü-
relbaskı attında kalmasını istemeyiz. Terorizm
istemiyoruz; ulusal sınırlanmızın tart/şma ko-
nusu edilmesini istemiyoruz; hiçbir yurttaşı-
mızın toplumun bütüniüğünden yabancılaş-
masını istemiyoruz."
Gitgide netleşen bir fotoğraftan söz edi-
lebilir:
Eğer bu ülkede siyasal iktidarlar, Kürtso-
runu konusunda kendilerine düşeni yapar-
larsa, yani demokrasiyi ve insan haklarını
tüm yurttaşlarına tam anlamıyla yayabilirter-
se, bunun iki açıdan yararı kendini kısa sü-
rede duyuracaktır:
• Ayrılıkçı terör tecrit edilebilecek ve Tür-
kiye daha huzurlu, daha barış içinde yaşa-
yan insanların ülkesi olabilecek;
• Dış politikadaTürkiye'nin manevra ala-
nı kesinlikle genişleyecek; zira devletler arası
ilişkiler ve uluslararası platformlarda bir kam-
burdan kurtulacak
Başarabilecek miyiz?
İnsan, örneğin ANAP iktidannın son ola-
rak çıkarttığı Anti-Terör Yasası'na bakınca
karamsarhğa kapılıyor.
Ama yine de siyasal yelpazede başı çeken
partilerde -ANAP dahil- gittikçe belırginleşen
eğilimleri göz önünde tutunca da ölçülü bir
iyimserliğe kapılabiliyor.
BAŞKENT'TEN AHMET TAIV
(Baştarafı 1. Sayfada)
met, bu hiikümetle Ozal'ın iliş-
kileri ve hepsinden önemlisi
S«mra Hanım'ın siyasi hedefle-
ri gündeme çöreklenecek.
Ve yine yaşam yapay bir bi-
çimde Özal ve ANAP tarafın-
dan belirlenmeye devam
edecek...
Türkiye "doğai"a ne zaman
geçecek?
Elbette seçim yapıldığı
zaman.
Ama seçim için ne Akbulut1
tan bir ışık var ne de Vıl-
maz'dan.
Başbakan dün dedi ki, 'lîç
yıl önce 'erken seçim
kaçınılmaz' denmeye başlandı.
Hâlâ kaçınılmaz deniyor. Seçim
yapılmadı, bir şey olmadı. De-
mek ki 'kaçuulmaziık' şahsa gö-
re değişiyor"
Mesut Yılmaz'ın seçime yat-
kın olduğu soyleniyor. Ama bu-
nu açıkça telaffuz etmiş değil.
Yılmaz adına açıklama yapma-
ya yetkili kılınan Bulent Akar-
calı'ya sorduk. Akarcalı, "seçi-
me parti iıst organı ve Meclis
gnıbu karar verir" dedi.
Meclis grubunun seçime ka-
rar vermesini ne Ydmaz sağlaya-
bilir ne de Özal. Bunu, millet-
vekilleri her fırsatta açıkça or-
taya koydular. koyuyorlar.
ANAP kongresinin seçecegi
liderin Türkiye'yi "dogaTa çı-
kannasını beklemek boşa. iki
aday da ANAP'ı düze çıkarmak
peşinde. "ANAP diize çıktıgın-
da Türkiye de düze çıkar" diye
düşunüyoriar. Oysa ki ANAP,
1983ten başlayarak 3-4 yıl
"düz"de idi, ama Türkiye'yi du-
ze çıkaramadı. Liderini Çanka-
ya'ya çıkarmakla kaldı...
**#
Okura iddialı gelebilecek bir
saptama; ama belgesel fotoğraf
kadar gerçek:
Dün akşam üz«ri Yeşilköy'de
ve Tarabya'da Akbulut'a göste-
rilen ilgi ve coşku, Turgut Ozai'a
1983te gösterilenie kıyaslanacak
düzeydeydi...
Alanı ve yollan dolduranlar
kuru kalabahk degildi. Heye-
canla zıplıyortar. nefes nefese
"Dörtist Başbakan" diye Akbu-
lut'un peşinden koşuyorlardı.
Başbakanlar için durüstlügun
bir meziyet olmadıgını, esasen
her başbakanm böyle olmasının
doğal oiduğunu herhalde bili-
yorlardı. Ama yine de "her ih-
timale karşı" diye, bu işin altını
çiziyorlardı.
Hepsi karayagız ve bıyıklı idi.
Göbekli ve sıska, orta boylu ya
da kısaydılar. Yaşlan otuz dola-
yında olanlar çoğunluktaydı. Ya
Istanbul delegesi ya il genel ve-
ya belediye meclisi ttyesi ya da
düz ANAP'hydılar.
Hepsi topyekûn ANAP'ın İs-
tanbul tabanıydı.
Ama aralannda. "tstanbul
doğumludur" diyebileceginiz
tek bir kişi göze çarpmıyordu.
Canlı bir koçu, omuzlan üzerin-
den kaydırarak Başbakan'ın
ayaklannın dibine indirip, bıçagı
hayvanın boğazına bastırmala-
rı bunun kanıtıydı adeta...
Dinsel bir gereklilik olan kur-
ban, Türk siyaset protokolünde
vazgeçilmez bir formalite halini
almıştı. Başbakan'ın, bakan, va-
li, emniyet mudürü Ue biriikte
başı kesik bir koyun tarafından
karşılanması, karşı durulmaz bir
zorunluluktu.
Laik cumhuriyetin Cumhur-
başkanı. eşini İslanbul'a il baş-
kanı seçtirirken amacını, "Siya-
sette dinselligin etkisini
kaldırmak" diye açıklamıştı. Tu-
tuculann İstanbul'da partiyi ele
geçinnelerini önlemenin çaresi,
"liberal Semra Hanım"ın bura-
ya başkan olraasıydı...
Semra Hanım başkan olmuş-
tu, ama ANAP'ın İstanbul'da-
ki görüntüsunde değişiklik ol-
mamıştı. Detegeler.yine "Allafaü
ekber" diyor, yine mehter mar-
şı çalıp soylüyorlardı...
***
Sahi, Cumhurbaşkanı niçin
onca patırtı gürültüyü göze ala-
rak tstanbul ü Başkanlığı'na eşi-
ni getirmişti?
Sorunun yanıtını almak için
kongreyi beklemek gerek.
Ama öyle anlaşılıyor ki Sem-
ra Hanım'ın ANAP siyasetinde
"kayıtsız şartsız" bir konumu
olmayacak.
Akbulut dün uçakta bize de-
di ki, "Semra Hanım'ın divan
başkanlığına seçilmesini Mesut
Bey taraftarlan isteyebilir. Ama
bunun karannı, bizce, bir komi-
Bustftan ÖzaPa: Kıbrıs'ı
(Baştarafı 1. Sayfada)
mesi gibi bir sonuca sürüklen-
mek istemedigini bilen Bush,
Ankara'dakj dostuttzerindepsi-
kolojik baskıyı deniyor. AJBD
Başkanı bu konuda hızlı hareket
etmeyecek, çünkü Özal güvence
olmadan, yani Kıbnslı Türkler
için BM ya da diger uluslarara-
sı garantiler oimadan çekilemez.
Ama Bush elini uzatmış ve fısıl-
dıyor: 'Hadi gel şu işi biriikte
halledelim Turgut! Bush Anka-
ra'dan aynldtktan sonra birçok
telefon çagnsı alacaga benzi-
yor."
Makalede Kıbrıs konusunda-
ki son durum şöyle değerlendi-
riliyor:
"Bush, Yunanistan Başbaka-
nı Mitsotakis ile iyi ilişkiler kur-
du ve Türkiye Cumhurbaşkam
Turgut Özal ile haftalık telefon
göriismelerine dayalı olagan dı-
şı baglantısı var.
Ancak kişisel ilişkiler yüzyıl-
lara dayanan düşmanlıklan or-
tadao kaldırmaya y-a da ABD-
nin bu yaz imzalanmasını iste-
diği bir belgenin kabul edilme-
sine yetmiyor. Almanya'ııın bir-
leşmesinden farklı olarak Kıb-
ns'taki bolurune farklı insanlar
arasında. Ledsky'nin dediği gi-
bi 'Sihirli bir formül yok! Bu en
iyi, sorunun çözümüne kanşmış
olan BM'de biliniyor. Genel
Sekreter Cuellar 1989da başa-
nsız kalmış olan bir plan oluş-
turmaya çahşıyor ve Ankara'dan
ciddi öneriler bekliyor. Körfez
savaşuıda hıztı ve cesur bir sekil-
de müttefiklerle biriikte davra-
nan Turkler, Batı'nın Kıbns ko-
nusunda çözum için teklifleri Ue
yüz yüze kaldı. Ortada iki
önemli hassas nokta var: Türki-
ye adada ne kadar toprak vere-
cek -yüzde 20lik nüfus halen
adanın yüzde 40'ını elinde
tutuyor- ve ne kadar Yunanlı
mülteci Türk sınırlan içindeki
evlerine dönebilecekler. Anka-
ra'nın her iki konudaki önerile-
ri anlaşmaya vanlabilecek nok-
tanın çok gerisinde kalıyor."
'Camdan Kalp' yılın en iyi Türk filmi seçUdi.
Türk Oscarı'nı Mefisto kazandı
Ağustos sonuna kadar, kira ve
masraflan paylaşmak ûzere
evinde kalabileceğim bayan
arkadaş anyorum
Ayşen
157 72 15 10.00-18.00
KALBİNİZİ
KORUYUNUZ
TÜRK KALP VAKFI
Sağlıkh bir kalple Sağlıklı,
Başanlı ve Mutlu yıllar diler...
Tel :175 12 44/ 45 -166 02 78
141 10 49 - Fax : 166 47 12
te vermeli."
Bu, açıkça Genel Başkan'ın,
tl Başkanı'na "Çizmeden yuka-
rıya çıkma!" uyansı.
Akbulut, sonuna kadar, Sem-
ra Hanım'ın divan başkanlığına
razı olmayacak gibi. Bunun ne-
deni açık. Divan başkanlıgı,
"daha yukanlara" çıkışın bir vi-
zesi niteliğinde. Akbulul da bir
zamanlar, ANAP'ın ilk büyük
kongresinde, divan başkanlıgı
yapmıştı.
Başbakan, Semra Hanım'dan
"tstanbul tl Başkanımız" diye
söz ediyor.
"tl başkanımmn kongrede
bana oy vermemesi için esasın-
da bir neden yok" diyor. Ardın-
dan, 'Kendisini MKYK'ya
alırız" diye ekliyor.
İstanbul İl Başkam'nm
MKYK'ya alınması bir ödün
mü, yoksa kendisinin gözetim
altında tutulması mı?
Bunu, Akbulut'un kongrede
Mesut Yümaz'a yapacağı "fark"
belirleyecek.
Akbulut mu. Yılmaz mı?
Bu sorunun yanıtını, iki taraf
da oy verme saatine kadar ara-
yıp duracak. Yılmaz yanlılannın
yaptıgı bir hesaplamadan söz
ediliyor. Bunu Başbakan da
duymuş, "Yılmaz 490, Akbulut
600."
Başbakan gülerek. "Bak, so-
nucu kendisi de tahmin etmiş.
Biz, Allab'ın izniyle arayı daha
da açacagız" diyor.
ANAP, iyice azalan halk des-
tegine rağmen. bir kitle partisi.
Bu kitle partisi, kendine "baş"
ararken gövdesine göre bir ter-
cih yapacak.
ANAP'ın gövdesi, tutucu ve
kır kökenli; kentte yaşasa bile.
Akbulut, üslubuyla, olaylara
y-aklaşım ve anlatım biçimiyle
bu gövdeye daha yakın ve yat-
kın. Mesut Yılmaz ise genel ola-
rak sermaye, dış çevreler ve bel-
li ölçekteki bölgesel destege da-
yanıyor.
Delege gövdesinin, Yılmaz'ı
kendisine "baş" olarak seçme-
si, bu durumda daha az olası
görünüyor.
Yalnızca Ozal'ın kişisel terci-
hi olarak ortaya çıkan Akbulut'-
un, bugün ANAP'ta iki büyük
seçenekten biri olması bile
önemli başan. Cumartesi gün-
kü kongreyi kazanırsa, kendisi-
ni hem Özal'a hem ANAP taba-
nına hem de ANAP müietvekil-
lerine knbul ettirebilecek.
Ama seçim sınavını göze al-
madan, kendini Türk halkına
benimsetmesi söz konusu
degil...
Gündem
(Baftarafı 1. Sayfada)
limini daha önce ifade ettigini'
belirttiler. Brifinge; Başbakan
Yıldınm Akbulut, ekonomiden
sorumlu devlet bakanları Gü-
neş Taner, Işın Çelebi ile Mali-
ye ve Giimrük Bakanı Adnan
Kahveci ve ekonomi yönetimin-
den sorumlu birimlerin üst dü-
zey yöneticileri katılacak.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Spielberg, 9- Vahşi Duygular/
David Lynch, 10- Brooklyn'e
Son Çıkış / Udi Edel. tbrahim
Altınsay, Tunca Arslan (2000'e
Doğru), Hayri Caner (Günay-
dın), Sungu Çapan (Tempo),
Atilla Dorsay (Cumhuriyet),
Burçak Evren (Güneş), Ali Ha-
kan (Sabah), tbrahim Karameh-
met (Hurriyet), Cem Karaer
(Tercüman), Agah Özgiiç (Haf-
tanın Sesi), Hakan Sonok, Kâ-
mi Suveren (Türkiye), Rekin
Teksoy ve Ali Ulvi Uyanık 'tan
(Milliyet Sanat) oluşan sinema
yazarları, yerli film daJında, çe-
kilmiş kimi filmlerin gösterile-
cek sinema salonu bulamadık-
ları için seyirci karşısma çıkma-
ması olayını protesto etmek için
bu alanda hiç ödül vermemeyi
ve durumu bir bildiriyle kamu-
oyuna açıklamayı uzun uzun
tartıştılar. Ancak sonuç olarak
geçen yıl ağır koşullara karşın
çevrilmiş ve seyirciye gösterile-
bilmiş 12 kadar filmin hakkını
yememek için ödul verme dü-
şüncesi ağır bastı. En iyi Turk
filmi olarak Fehmi Yaşar'ın
"Camdan Kalp'i seçildi. Orhan
Oguz'un "2 Başlı Dev"i ikinci,
Atıf Yılmaz'ın 'Bekle Dedim
Gölgeye'si ise uçüncü fılm oldu.
Fehmi Yaşar "Camdan
Kalp'Me en iyi yönetmen ve se-
naryo yazarı odüllerine de lâyık
görüldü. Orhan Oguz'un "2
Başü Dev" ve "Bekle Dedim
Gölgeye" fümlerindeki çabşması
en iyi görüntü yönetmenliği,
Serdar Ateşer ve Ayse Tütüncü-
nün "Bekle Dedim Gölgeye"
için yaptıklan miizik de en iyi
film müziği dalında birinci oldu.
Sinema yazarlan bu yıl kadm
oyuncu dahnda ödül vermediler.
En iyi erkek oyuncu olarak "2
Başlı Dev" filminin genç oyun-
cusu Fikret Kuşkan seçildi. Yar-
dımcı oyuncu dallannda ise
"Camdan Kalp" ve "BerdeTde-
ki oyunuyla Füsun Demirel ve
"Bekle Dedim Gölgeye" ile Cü-
neyt çalışkur ödüllendirildi.
Sinema yazarları, geçen yıl
içinde Türk oyuncularının kimi
yabancı filmlere oyun güçleriy-
le yaptıkları katkının altını çi-
zerken Necmettin Çobanoglu-
na da bu alanda 'Umuda
Yolculuk' filmindeki başanlı
oyunu için bir özel ödül verdi-
ler.
SULTANAHMET'TE GOSTERI
GOZLEM
UĞURMLMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
yollan içinde en sağlıklı, gerçekçi ve uzun erimli olanıdır:
—Sorunun çözümû, bölgedeki devtetin yeniden bölünmesi
değil, Kürt kökenli yurttaslara sahip devletlerin demokratik-
ieşmeleri ve Kûrtlerin de diğer yurttaşlar ile biriikte tüm de-
mokratik haklardan yararlanmalandır. Her ülkenin kendi için-
de demokrasiyi yaygınlaştırması, sorunun çözümüne katkı
sağlar...
Sosyalist Enternasyonal, bu konuda bir de model ön-
görüyor:
—AGİK modeli...
SHP, 1990 yılı temmuz ayında hazırladıg'ı 'Doğu ve Gû-
neydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri başlıklı ra-
porunda aynı çözüm yollarını önermişti:
—Kürt kimliğini kabul ederek kendine Kürt kökenliyim di-
yen yurttaşa bu kişilikierini hayatın her alanında istedikleri
gibi ve özgürce belirtme hakkına sahip olmaJarı sağlana-
caktır.
Hangi etnik kökenden gelirse gelsin, herkes 'yurttaşlık
haklanndan eşit biçimde' yararlanmalıdır.
Demokrasinin gereği de budur.
AGİK'in amacı da budur.
'Yeni Bir Avrupa için Paris Vasast' adlı uluslararası söz-
leşme, 21 Kasım 1990 günü Paris'te imzalanmıştır. Türkiye
de bu sozleşmeyi imzalamıştır.
Bu sözleşme ile Türkiye 'ulusal azınlıklann etnik, küttü-
rel, dil ve kimliklerinin korunması ve bu kimliğin kuvvetlendi-
rilrpesi için gerekli koşulların oluşturulması' sözünü de ver-
miştir.
1 Temmuz 1991 Pazartesi günü Cenevre'de "Ulusal Azın-
lıklar Hakkında Uzmanlar Toplantısı" başlayacaktır. Bu top-
lantı 19 gün sürecektir.
Büyük olasılıkla Kürt sorunu bu konferansın en duyarlı
konularından biri olacaktır.
Denilebilir ki:
—Lozan Antlaşması'na göre Kürtler ulusal azınlık sayıl-
mazlar...
Doğru; sayılmazlar.
Ancak bu konuda gerçekçi olmalıyız.
'Paris Yasası' Kürtleri de kapsamaktadır. Tersine yorum,
inandıncı olmaz.
'Üniter devlef ve 'insan haklan...'
Türkiye'de demokrasinin anahtarı bu dört sözcük ve bu
dört sozcükten oluşan bu iki kavramdadır.
Ayrımcı terör örgütleri ile bu örgütlerin dolaylı ve dolay-
sız destekçileri ideolojik ve siyasal güçlerini yıllarca anti-
demokratik baskılardan aldılar.
Yıllarca Marksistler, dinciler ve Kürtler üzerinde devlet bas-
kıları uygulandı.
Uygulandı da ne oldu?
Dinciler, 12 Eylül desteği ve ANAP ile iktidara geldiler...
Ve PKK terörü doğdul
Yıllarca TKP yasaklandı da ne oldu?
İşte serbestler... Serbestler ve ANAP'ı kendilerine en ya-
kın parti' ilan ettiler.
Evet; çözüm, açık rejimdedir; çözüm, demokrasidedir. Çö-
züm; insan haklarının Edirne'den Ardahan'a kadar, her yer-
de tam, ayrımsız ve eksiksiz uygulanmasındadır.
Türkçülüğün ya da Kürtçülüğün ön plana çıktığı siyasal
ideolojiier, ister istemez, gerginlikler ve sorunlar doğururlar.
Her şoven görüş, bir başka şovenizmin doğumuna yol
açar.
Sağlıklı çözüm, etnik kökenlerin 'ayncalık ya da baskı
nedeni' sayılmadığı demokratik toplumlardadır.
BRANDTLA GÖRÜŞTÜ
Denktaş: Rumlarla
eşit şardarda görüşürüz
Oturma eylemi y^pan memurlar çok sayıda yazılı pankart taşıdılar. (Fotoğraf: Deniz Topaloglu)
Memurun *zam' öfkesiHükümetin öngördüğü yüzde 20 oranındaki zammı yeterli bulmayan
memurlar, telefon eyleminden sonra dün de Sultanahmet'te oturma
eylemi yaptıkları Ayasofya Müzesi önünde 15 dakika oturarak alkışlı
protestoda bulundular.
lş-Sendika Servisi — İstanbul'da dün 600'ü aş-
kın memur, Sultanahmet Meydanı'nda oturma
eylemi yaparak hükümetin öngördüğü yüzde
20'lik temmuz zammını ve memur sendikaları
üzerindeki baskılan protesto ettiler.
Bir süredir telefonlu protesto eylemi yapan
memurlar, dün iş çıkışında, saat 18.30'da Sul-
tanahmet Meydanı'nda toplandılar. Eğitim, be-
lediye. sağlık, tanm, maliye, PTT ve demiryolu
işkollannda çalışan 600'ü aşkm memur, Ayasof-
ya Muzesi önünde 15 dakika oturma eylemi ya-
parak alkışlı protestolarda bulundular. Memur-
lar ellerinde, üzerinde "Ücretli kölelige son",
"Sefalet ücretine hayır", "Ekmek 1000. otobüs
3000 lira, bu zam bana yeter mi?", "Sadaka de-
gil, toplusözleşme", "Memur sendikaları uze-
rindeki baskılara son", "Aşpara, ekmek para,
cüzdan boş, yürek yara", "L'cretimizi biz belir-
leriz, hakkımız yüzde 300" yazılı pankartlar ta-
şıdılar. Burada okunan Eğit-Sen, Tüm-Bel-Sen,
Tüm-Sağlık-Sen ve Tarım-Sen sendikaları tara-
fından ortak hazırlanan basın bildirisinde de hü-
kümetin öngördüğü temmuz zammının memur-
ların ekonomik sorunlarını çözmeyeceği belirtil-
di. Açıklamada, "Yalan ve umut taciıierinin bile
savunamadıgı komik maaş artışlannı, kamu ça-
hşanları olarak kabul etmiyonız. Onur kıncı ma-
aş artışını protesto ediyor, toplu sözleşme hak-
kı istiyoruz" denildi.
Açıklamada, Tüm-Bel-Sen, Tüm Sağlık-Sen,
Eğit-Sen sendikalarının yasadışı bir uygulamayla
mühürlenmeleri de protesto edilerek idare mah-
kemelerinin yürütmeyi durdurma kararlarına
rağmen, memur sendikalan üzerindeki mühür-
lerin kaldırılmaması kınandı. .AJkışb protestolar-
la oturma eylemi yapan memurlar, daha sonra
güvenlik kuvvetlerinin uyanları uzerine, sessiz-
ce dağıldılar.
Öte yandan Sağlık-Sen yöneticileri, sendika-
lannın 7 hazdranda polis tarafından basılarak çok
sayıda üye ile biriikte sendika başkanı Fatma
Patlar ve genel sekreterin gözaltına alındıgını bil-
dirdiler. Gözaltına alınanların daha sonra ser-
best bırakılmasına rağmen sendika başkanlan ve
sekreterlerinin serbest bırakılmamasını kınadılar.
Dış Haberter Servisi — Sos-
yalist Enternasyonal Başkanı
Willy Brandt ile KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş, dün
SHP Genel Başkanı Erdal tnö-
nü'nün girişimiyle bir araya gel-
di. Brandt-Denktaş göriişmesin-
de, Kıbns sorununun çözümü-
ne ilişkin son günlerde atılan
adımların üzerinde durulduğu
bildirildi. Görüşmede Denktaş,
Rum tarafıyla eşit şartlarda ma-
saya oturması koşuluyla ulusla-
rarası bir konferans fikrine
olumlu yaklaştığı mesajını ver-
di. Brandt, Denktaş'la göruş-
mesinden sonra yaptığı açıkla-
mada, Kıbns'ta iki toplumun
politik eşitliğine dayalı bir çö-
zümden yana oiduğunu söyledi.
Brandt ile Denktaş, dün Hil-
ton Oteli'nde bir araya geldiler.
Brandt, görüşme öncesinde ga-
zetecilere, SHP Genel Başkanı
Inönü'nün, Denktaş ile görüş-
mesini önerdiğini, kendisinin de
bu teklifı kabul ettigini söyledi.
Brandt, "Kıbns'taki iki toplu-
mun temsilcileriyie her zaman
görüşmeye bazırun" dedi.
Inönü'nün görüşmenin ger-
çekleşeceğini bildirmesinden
sonra dün tstanbul'a gelen
Denktaş da görüşme öncesinde
karşıhklı görüş alışverişinde bu-
lunulacağını söyledi.
Brandt ile yarım saatlik gö-
rüşmesinden sonra bir açıklama
yapan Denktaş, Sosyalist Enter-
nasyonal başkanında Türk taıa-
fının göruşlerini anlattığını,
Brandt'ın da bu göriışleri ilgi ile
dinlediğini bildirdi. Denktaş,
Brandt'tan KKTC sosyal de-
mokrat partilerinin Sosyalist
Enternasyonal'e alınması konu-
sunda yardımcı olmasını istedi-
ğini de belirtti.
Denktaş, görüşmenin içeriği
hakkında bilgi vermedi. Brandt
ve görüşmeye katılan Inönü'-
nün de konuşmaların içeriği
hakkında bilgi vermedikleri dik-
kat çekti.
Edinüen bilgiye göre, görüş-
mede, Türk tarafının göruşlerini
anlatan Denktaş, Brandt'ın,
Kıbns sorununun çözümüne
ilişkin olarak ortaya atılan
Rum-Yunan ortak önerisi hak-
kındaki sorularına muhatap ol-
du. Brandt'ın, "dokuzlu konfe-
rans" önerisi hakkındaki soru-
larına, Denktaş'ın, "Rumlarla
masaya eşit şartlarda oturmak
koşuluyla böyle bir konferans
fikrini destekleyebilirim" dedi-
ği oğrenildi.
Denktaş, gazetecilerin sorula-
rına verdiği yanıtlarda da
ABD'nin Kıbns özel koordina-
törü Nelson Ledsky'nin Anka-
ra ve KKTC'ye yaptığı temasla-
ra değindi. Denktaş, KKTC'nin
şündiye kadar toprak konusun-
da bir öneride bulunmadığı yo-
lundaki iddialann asılsız oidu-
ğunu söyledi.
NE SICAKTAN
A R Ç E L İ K K L İ M A L A R Ş İ M D İ T A K S İ T L E .
• Arçelik Klima serınletırken uşüimez Uffe-
dıği htjva ! 3 derecenın alhna dujmez
• Yuksek rondımanlıdır Az elektrik harcar
• Montajı ve montaı parçaian ucretstzdır
• Uzun omürjudur. • Bir klımanın kahı so-
ythn kompresorv, dunyanın en r/? kompre-
sörlerınden bındir • Ve Arçelik'm benzer-
KZ tervis örgütü ile kolrteiine sahiphr.
uooa
AKE M6D
MaTW
ME43O0V
4MTVSW
Ali 53O0
SUKRKUMA
KSİU1VC
ATUKTAJÖfT
275 000 H
47C0OOII
4130O0II
SUKSI
n AV
11 AV
11 Vt
KDVMm
TOfUMFfTAT
3300 OOOTl
5640 000 Tl
j 980 ooo n
A . R O E L İ I C Arçelik Bayilerinde.
K L İ M A
Galata Köprüsü
Işyerleri
mühürlendî
tstanbul Haber Servisi — Ta-
rihi Galata Köprusü altındaki
işyerleri, Bu^kşehir Belediye-
si zabıta ekiplerince mühurlen-
di. Mühürleme sırasında dire-
nen köprüaltı esnafından bir
grup, köprü ustünde oturma ey-
lemi yaparak trafiği bir süre ak-
sattı. Köprüaltı esnafmın avu-
katı Serpil Tannöver, tahliyenin
usulsüz oiduğunu öne sürdü.
Yeni köprünün ulaşıma açıl-
masından sonra sökümüne baş-
lanacak olan tarihi Galata Köp-
rüsü'ndeki işyerlerinin boşaltıl-
ması için, Zabıta Müdürü Şinasi
Yalçın ve bir grup zabıta memu-
ru, dün 11.00 sıralarında kop-
rüaltına gelerek işyeri sahiple-
rinden dükkânlan boşaltmala-
rını istedi.
Daha sonra dükkânların tah-
liyesi sırasında zabıta memurları
ile işyeri sahipleri arasında tar-
ıışmalar çıktı. Bazı işyeri sahip-
leri dukkânlarını kilitleyip gi-
derken, bir grup esnaf da köp-
ru ustüne çıkarak oturma eyle-
mi yaptılar.
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
HALtL GÜRCAN
BORSA BANKERUGt BELGES1
^«â«rLcr A.Ş . "nın
2499 sayılı Sermaye PıySsası Kanunu'nun 31 ve
Z2 DCI maddelen çerçevesinde Jl 5 193earı-
hınden ıtibaren aracılık raalıyetınde bulunma-
sına ızın ^erılmıştır Bu belge sahıbı aracı
kurum. sermaye Juruınuna ilişkin tercıhi
nıyle aracılık yuklemınj Inder^ntmg!
mı yapamaz 31 Ş
C E N S A MENKUL DEĞERLER AŞ.
Büro
Spof Caddesl No. 149/1 Boçikiat/İST.
T«*. : Bocsa : 143 41 32-152 12 T7
161 80 06 - 161 24 29 - 161 41 68 Fax 161 56 07
A