17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/4 HABERLER 12 HAZÎRAN 1991 Işkence iddiası • KOCAELİ (AA)— lzmit'te bir süre önce gözaltına alınan 4 kişi, adli tıp ve hükümet tabipliğinden aldıklan raporları göstererek kendilerine işkence yapıldığmı iddia ettiler. Nevruz kutlamalan sırasında ve sonrasında Kocaeli Emniyet Müdürlüğü siyasi şube ekiplerince gözaltına alınan Secaattin Şekerci, Murat tskenderoğlu, Cern Tat ve Oktay Kahraman adlı kişiler, SHP il binasında düzenledikleri basm toplantısında, poliste fiziki ve psikolojik işkence gördüklerini söylediler. Secaattin Şekerci, Eyüp Adli Tıp Şube Müdürü'nün kendisine yapüan işkenceyi belirleyen 7 günlük raporu, Oktay Kahraman ise tzmit Merkez Hükümet Tabipliği'nin vücudundaki ezik ve darbe izlerini tespit edilmesmi içeren raporu basın mensuplanna gösterdı. "NAIÖ belgeleri" davası • ANKARA (AA)— MSb NATO ve Antlaşöıalar Şube BaşkanlığYnda uzman yardımcısı olarak görev yaptığı sırada, gizli ve hizmete özel belgeleri alarak evinde bulundurduğu gerekçesiyle hakkında dava açılan îrfan Kaya Ülger'in yargılanmasına devam edildi. Savcı, sanığın TCK'nın 135-2. maddesine göre 5 seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasııu istedi. Ankara Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya, sanık trfan Kaya Ülger ile avukatlan Şevket Kazan ile Mehmet Söğük katıldılar. Mahkeme Başkaru, sanık avukatlanna ek savunma için süre verilmesini kararlaştırarak duruşmayı başka bir güne bıraktı. Odabaşı'na soruştunna • Istanbul Haber Senisi — Pen Kulübü üyesi şair Yılmaz Odabaşı hakkında "Şeyh Sait Isyanı" adlı kitabı nedeniyle soruşturma açıkiı. lstanbul DGM Savcıhğı'nca, kitapta 3113 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nm 8. maddesi gereğince açılan soruşturmada, Odabaşı'nın yayın yoluyla bölücü propaganda yaptığı ileri sürüldü. Murtaza Kaya'ya otopsi • tstanbul Haber Servisi — Kanarya'da bildiri dağıtırken polisle girdiği çatışmada ağır yaralandığı öne sürülen ve kaldınldığı hastanede ölen Murtaza Kaya'nuı cesedi, otopsi yapılmak uzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Murtaza Kaya'nın cesedini tstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Morgu'nda Adli Tıp Kurumu'na götürmek üzere, ağabeyleri Dr. Eşref Kaya Kastamonu'ndan, Tevfık Kaya da Kars'tan tstanbul'a geldiler. Özçeri'nin veda kokteyli • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Tugay Özçeri'nin Türkiytfnin NATO Daimi Temsilciliğine atanması dolayısıyla bu akşam bir kokteyl verildi. Hilton Oteli'nde verilen kokteyle Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar, bazı milletvekilleri, diplomtik misyon şefleri, üst düzey bürokratlann da aralarmda bulunduğu kalabahk bir davetli topluluğu katıldı. Ertan Sert tahliye oldu • İZMtft (AA) — Marmaris Hayali Ihracat davasından sanık Ertan Sert, kaldığı Uşak Cezaevi'nden dün tahliye oldu. Izmir DGM tarafından 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptınlan Ertan Sert'in, bir süre önce yürürlüğe giren Terörle Mücadele Yasası'ndan yararlandıgı bildirildi. Yargıtay'ın Ertan Sert'in tahliyesine ilişkin kararı önce Izmir DGM'ye telgrafla tebliğ edildi. Buradan da Uşak Cezaevi'ne iletilerek Ertan Sert'in tahliyesi gerçekleşti. Yüksel Çakmur, TANSAŞ'taki rüşvet' suçlamasına karşı afışlipropagandayapıyor Halk, rüşveti tarüşacakBaşkan Çakmur, TANSAŞ'ın deterjan alımlanyla ilgili rüşvet suçlamalannı bugün Çınar Sineması'nda yanıtlayacak. Halk önündeki toplantı "açık tartışma" şeklinde olacak. Çakmur halkm sorulannı tek tek cevaplandıracak. HÜSEYtN ERCİYAS İZMİR — TANSAŞ'ın deter- jan alımlanyla ilgili rüşvet sav- lan üzerine 'açık tartışma' dü- zenleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, 'afış- lerle karşı propaganda' yöntemi uyguluyor. Siyasal iktidarı 'belediyelere karşı tutum içinde olmakla' suç- layan Çakmur, belediyeye yöne- lik kimi uygulamalar karşısında afışlerle halka yakınıyor. Büyükşehir Belediye Başkam Yüksel Çakmor'un TANSAŞ'- ın deterjan ahmlanyla ilgili rüş- vet savlannı yanıtlayacağı 'açık tartışma' bugün Çınar Sinema- sı'nda yapılacak. Kent yönetici- lerinin, belediye başkanlannın, il genel meclisi, belediye mecli- si üyelerinin, gazetecilerin, muhtarlann, yurttaşlann, konu- ya ilgi duyan herkesin çağrılı ol- duğu toplantıda Çakmur, Yeni Asır ve Sabah gazetelerince di- le getirilen rüşvet savlannı ya- nıtlayacak. Bu arada, kent merkezinde yurttaşlann yoğun olarak bu- lunduğu hareket noktalan de- terjan alımlarında rüşvet savla nna ilişkin afiş ve pankartlarla donatüdı. Bu pankart ve afişler- de, "TANSAŞ tüm çirkin oyun- lan halkımızdan yana bozmaya devam edecek. Büyükşehir Be- lediye Başkanı Yüksel Çakmur, deterjan gerçeğini Çınar Sine- ması'nda anlatacak" denildı. Izmir Büyukşehir Belediyesi'- nin siyasal iktidann çeşitli uygu- lamalarına ilişkin "afışli karşı propagandası' da sürüyor. Be- lediyenin körüklü otobüslerin getirilememesi üzerine başlattı- ğı afışli karşı propaganda yön- temi giderek yaygınlaşıyor. Büyükşehir Belediyesi ekiple- ri de kentin her yanındaki ilan panolannı yeni hazırlanan afiş- lerle donatmaya hazırlanıyor. Bu afişlerden birinde ANAP'm 26 Mart yerel seçimleri öncesin- de belediyelerin 'eli kolu baglı adam' durumunda gösterildiği ve "Eli kolu baglı bir belediye başkanı ister misiniz" sorusu- nun yöneltildiği ilanının kupü- rü yer alıybr. Bu kupürün son- rasında 'iktidar sözünde dunı- yor' deniyor. Belediye gelirlerinin kırpılıp, kaynaklannın kurutulduğu kay- dedilen dev afişlerde iki yıl için- de gerçekleştirilen yatınmlar sı- ralanıyor ve 'sevgüi İzmirliler' diye başlayan metin, "Ama bi- n yıldıramadılar. Hizmet diren- cimizi kimse kıramayacak" söz- leriyle son buluyor. 'Enflasyon ülkeyi kavuruyor' başhğı altın- da hazırlanan ve kentin çeşitli kesimlerindeki ilan panolannın yam sıra tüm otobüslere, bele- diyeye ait yapılara, duraklara asılan afişlerde de ulaşım hiz- metlerine yapılan zamlar savu- nularak iktidann uygulamaları eleştiriliyor. Bu afişlerde şöyle deniyor: "Bilet ücretlerini 2 Haaran 1990'da yükselttik. O tarihte mazotun litres 1184 liraydı, bu- gün 2030 lira oldu. Mazot fiya- tı yüzde 95 arttı. Biz göreve gd- diğimizde lastik 230 bin liraydı, şimdi bir otobüs lastiği 700 bin liradan satdıyor. Biz bilet fıyat- lannı yüzde 40 civannda yük- seltmek zorunda kaldık. Sizle- re söz veriyoruz, hükümet ma- zot fiyatlannı indirsin, biz de bi- let fiyatlannı düşürelim." SHP il, ilçe, belediye başkan- lan, SHP'li il genel meclisi üye- leri ile SHP'li belediye meclis üyeleri dün bir bildiri yayımla- yarak detarjan olayı ile ortaya atılan savlan kınadılar. Açıkla- mada, konunun dayanaksız, kasıtlı ve sonımsuz bir iddia ol- duğu belirtildi. SHP'NİN HAVUZBASI KOKTEYLİ Inönü'yle Baykalyan yana gelmedi CELAL BAŞLANGIÇ tstanbul "yaz şaşkınlı- gV'nı yaşıyor. Hilton Oteü'- nin bahçesinde yeşilin tonları yarışa girmiş. Havuzbaşma inen merdiven, yeşilden bir tünelin içinden ge- çiyoT sanki. Çiçek kokulannda yapay parfümlerin izleri var. Merdivenin başında SHP Genel Sekreteri Hikmet Çeün, yardımcüan Ertuğrul Günay \ e Abdülkadir Ateş konukları karşıhyor. Dünyanın dört bir yanından gelen "sosyalistler" havuzun başına toplanmış VViDy Brandt, Şimon Perez, Celal Talabani, karı koca Cum-blatlar... SHP de tam kadro havuzun başında nere- deyse. Erdal tnönü, Deniz Bay- kal, Yüksel Çengel, Ismail Cem, Etem Cankurtaran, Mus- tafa Kul, Tayfur Ün, Kamer Genç, Eşref Erdem, Mehmet Kahraman, Onur Kumbaracı- başı, Fikret Ünlü, Mustafa Sa- ngul, Cemal Seymen, Nuretün Sözen, Yüksel Çakmur, Celal Doğan, Fatma Girik, Ercan Karakaş... Hoş bir ortamda politikanın "ciddiyeti"ne uygun giyinmiş şık insanlar... Havuz başına gelen SHP'li- ler Brandt'a, Perez'e, Talaba- ni'ye şöyle bir göz atıp gördük- leri ilk tanıdıklarının yanında alıyorlar soluğu: — Seyhan kongresini bizim- kiler mi kazandı, onlar mı? Sorduğu kişi de en çok Ko- caeli kongresini merak ediyor: — tki yönetim kurulu üyesi eşit oy almış kongrede. Acaba kurayı onlar mı kazandı biz mi kazandık? tnönü de Baykal da havuzun başında. Ancak ayn ayn nok- talarda duruyorlar. Kokteyl boyunca hiç karşılaşrmyor tnö- nü'yle Baykal. Bir gazeteci tnö- nu'ye "Sayın Baykal'ın gelme- sini nasıl karşüıyorsunuz" di- ye soruyor. Inönu bu soruyu nasıl "karşdayacagV'nı bilme- menin şaşkınlığıyla "Nereler- de, göremedim ben" diye ba- kınıyor. Baykal havuzbaşının bir köşesinde duruyor. Yanma gelenlerin çoğu, kendisini des- tekleyenler. Kokteyle "sızmış" delegeler, arkasında delege des- teği olan belediye başkanlan "el üstünde" tutuluyor. San- gül Şişli delegelerini İnönü'ye "kaydırmış." Beyoğlu Beledi- ye Başkanı Hüseyin Aslan'a "Sen de benim gibi yapacaksın degil mi" diye soruyor. Aslan'- ın tebessümü "ortada." tsmail Cem İstanbul'un ilçe kongrelerinden neredeyse bir ay önce tek tek delege hesabı- m yapmıştı. "Hepsi tuttu" di- BAYKAL — Kokteylde, milletvekilleriyle söyleşü. (Fotograf: Erdoğan Köseoğlu) yor Cem, "Bir tek Bakırköy dı- şmda. " Bakırköy'ün yüze ya- kın delegesi var. "Siirpriz" bir sonuçla genel merkez yanlılan kazandı. tşte Cem hesabmda Bakırköy'ü tutturamayınca, Baykal yanlılan Genel Mer- kez'den yaklaşık yüz fark yi- yorlar. Genel Merkez desteğiy- le Bakırköy ilçe Başkanı olan Seyit Ali Güneş, Baykal'ın ya- mndan gülerek geliyor: — Sayın Baykal bana kızdı. 'Partide bir sıçrama, bir ham- le yapacaktık, önümüzü tıka- dın' dedi. Ben de 'Hep kendi- nize çalışacağınıza biraz da partiye çalışın' karşılığını ver- dim. "Sosyal Demokrasi Günde- mi" adlı kitabı piyasaya yen: çıkan Asaf Savaş Akat geliyor bir ara Baykal'ın yanma. Bay- kal, Akat'ın çanşmasını övü- yor. Akat "kaülımci demokra- siyle kalkınma modeli"nden gi- rip Baykal "a "Güney Kore mo- deliyle kalkmma"yı dokundu- ruveriyor. Genel Merkez yanblan Bay- kalaları suçluyor: — Parti iktidara yürüyor. Şimdi yapılan anketlerde yüz- de 20'lerde görünse bile secim atmosferinde, sandık başında bu oran daha çok yükselir. An- cak Baykalcıların 'parti içinde kavga varmış' gibi bir görüntü yaratmalan, oylarda sıçrama- yı engelliyor. Baykalcılann yaklaşımı ise başka bir boyutta: — SHP tıkanma noktasın- dadır. Genel Merkez'in kazan- dığı yerierde bile kongrelerde oylar neredeyse başa baş çıkı- yor. Bu, şu andaki genel baş- kamn partide ancak yüzde 50'ye yakın destek aldığını gös- terir. SHP'nin bu tıkanıklıktan çıkması için görüntüsünü, po- litikasını, bazı anlayışlannı ve hatta liderini değiştinnesi gere- kir. Bu iki görüş, kendi içlerinde kümeleşmiş genel merkezciler ve Baykalcılar arasında yankı- lanıyor. "Delege hesaplan"- nın, "N olacak bu SHP'nin hali"nin dışında üçüncü bir ko- nu da Baykal'ın yeniden genel başkanlığa aday olup olmaya- cağı. Baykal'ın çevresinde ke- netlenmiş çekirdek kadronun göruşü "Baykal aday olmalı." "Delege hesabı tutmaz, Baykal kaybederse büyük yara almaz mı" endişesini ise başka bir formülle çözmeye çalışıyorlar. "tnönü'yü destekleyenler ara- sında bile partinin tıkandıgını kabul edenler var. Degişik itti- faklarla, delege hesaplan ku- rultayda neden tersine çevril- mesin. Örneğin Baykal'ın yanı- na şu anda yönetimden pek hoşnut olmayan kişilerle hatta bir Aydın Güven Gürkan, bir Ercan Karakaş'la yani degişim- den yana olanlarla kurulacak ittifaklar, kurultayda yepyeni bir tablo çıkartabüir." SHP'liler kokteylden "par- ti içi hesaplan"nı yapa yapa ayrıhyorlar. Gece aynı hesap- lar otel lobilerinde, restoranlar- da yapılacak. Akşama doğru da havuzbaşındaki yeşiller da- ha bir koyulaşıyor. Havada "yaz şaşkınlıgı..." DEMIREL 6 Miüet iradesiyle yenileşeceğiz' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Sükyman Demirel, Turkiye'nin önümüzdeki 10 yıl içinde, özün- de millet iradesi olan bir yeni- leşmeyi mutlaka gerçekleştirece- ğıni bildirdi. Demirel, Cumhur- başkanı Turgut Özal ile sanayi- ciler arasındaki 'horoz' tartış- masına ilişkin sorulan, 'ugi ala- nımın dışında' yanıtını verdi. DYP lideri Demirel, dün Da- nıştay Başkanı Ekrem tspir ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'nu ziyaret etti. Demirel, Ispir'i Danıştay Baş- kanlığı'na seçilmesi nedeniyle kutladığı ziyarette, 1991 hazira- runda devletin topyekûn yenileş- me, islahat ve restor-asyon iste- diğini bildirerek "Türkiye önü- müzdeki 10 yıl içinde, özünde millet iradesi olan bir yenileşme- yi mutlaka gerçekleştirecekür" diye konuştu. Henüz devletin halk tarafm- dan tümüyle kucaklanır dururn- da olmadıgını belirten Demirel, hukukun üstünlüğüne dayalı devletin, sevgi, adalet, şefkat ve eşitlik müessesesi olduğunu bil- dirdi. Demirel, TESK genel merke- zini ziyareti sırasında da TBMM'de bir süre önce kabul edilen bir yasa üe konfederasyo- nun odaya dönUşmesini kutladı. TESK Başkanı Cemal Tercan da enflasyon, faiz ve kredi uy- gulamalanndan yakındı ve enf- lasyonla mücadele için esnafın desteklenmesi gerektiğini savundu. Demirel ise TESK'nin bir ka- mu kuruluşu olduğunu, bu ne- denle kendisine devletçe bina verihnesinin normal olduğunu anlattı ve "Zaten kimse onu eleştirmiyor. Eleştirilen öyle yüksek fıyatla bina kiralanma- sıdır. Eger kendisine bina lazun- sa alır. O kadar yüksek fiyata kiralamanın izahı (evkalade güçtür" diye konuştu. Demirel, DİSK'in durumu anımsatılarak "Devlet bir yan- dan yasa çıkararak bir işçi ör- gütünün tüm malına mülküne d koyuyor, bir yandan esnaflara bu şekilde destek veriyor. Bu çe- üşkiyi nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "tkisi birbirinden ayn. Dev- let dunıp dururken işçi kurulu- şunun malına el koymamış. AP'nin, CHP'nin de malına el koydıüar. Daha önce el kon- muş, şimdi iade etmemiş. thti- lal tasamıfuna hak vermem mümkün degil." Demirel, özal'ın ANAP kongresi ile ilgili açıklaması ve iktidarı eleştiren bazı kesimlere yönelik 'horozlar' sözleri anım- satılınca ise "ilgi alanım dışında" dedi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇEtiNKAYA KÜRDİSTAN YURTSEVER BİRLİĞİ LİDERİ CELAL TALABANİ: 6 Ozal, Tank Aziz'e kanmasırîCAUTM ATPAv s ı tecritten kunulmaya çalışacak. sağlandı mı? ğunu kabul etmiyorlar. Biz Kerkük'ün ŞAtllN A L f A l — Özal'dan btklediğiniz nedir? TALABANt — Evet, özellikle Irak bir Kürt kenti olduğunu iddia etmiyoruz, Kürdistan Yurtsever Birliği örgütü li- TALABANt — Şahsen Cumhurbaş- Kürdistanı'nda durumun normalleştiril- Kürtlerle birlikte Türkmenlerin yaşadı- deri Celal Talabani, Sosyalist Enternas- kanı özal'ın Tank Aziz ve Irak rejimi ta- mesi, Kürdistan'ın özerkliği ve Irak ulu- ğı, ama Kürdistan sınırlan içinde bir kent yonal konsey toplantısma katılmak üzere rafından aldatılmasma izin vermeyece- sal birliğinin korunması konusunda an- olduğunu söylüyoruz. Önceleri Kerkük Istanbul'da bulunuyor. Talabani ile Bağ- ğini umuyorum. Cumhurbaşkanı Özal'ın laşmaya vanldı. Fakat Irak hükümetiy- ilinde hiç Arap yoktu. Arap kabileleri dat'ta yürütülmekte olan özerklik görüş- ABD ile işbirliği yaptığını, en azından le anayasa konusunda anlaşmazlıklan- sonradan buraya yerleştirüdi. Bu Arap- meleri, Türk hükümetiyle ve SHP ile iliş- Ankara'daki Irakh TürkmenleTİ dinledi- mız var. Irak hükümetinin önerdiği ana- laştınna ve milli baskı politikasından kiler, PKK hakkındaki görüşleri üzeri- ğini sanıyonım. Türkmen Milliyetçi Par- yasayı kabul edemeyiz. Bu BAAS parti- yalnızca Kürtler değil Türkmenler de za- ne uzun bir görüşmemiz oldu. Görüşme- tisi'nin genel merkezi şimdi Ankara'da si için bir program olabilir, ama Irak hal- rar görüyor. mizin uzunca bir özeti şöyle: bulunuyor. kı için bir anayasa olamaz. Irak Sayın Talabani, Tank Aziz Cumhur- — Kürdistan Demokrat Partisi Başka- hükümetinin tasansı BAAS partisinin , ~ sosyalist tnternasyonal (S»L) top- başkanı Özal'la görüşmek üzere Anka- tu Mesut Barzani, Bağdat'ta Saddam re- iktidar tekelini ve Saddam Hüseyin kül- lan^ma katıhyorsunuz. SEden ne gıbı ra'ya geliyor. Özal'dan büyük olasılıkla jimiyle görüşmelerde bulunurken siz türiinü sürdürmeyi amaçlıyor. Biz hükü- T ^ / 7 £ ? î 5 t o r 5 u n n z 1 > , üişkflerin nonnalleştirilmesini, belki pet- Economist dergisine elde silah bekledi- metin bir kunıcu meclis için serbest se- lALABANi f ^ ^ dempkratlar- rolboruhattmmaçılmasınıisteyecek.Bu giııizi söylediniz. Barzani ile aranızda gö- çimler yapmasmı, kurucu meclisin hazır- I L , ^ ^ 1 ? ^ * ^ ıT «rfı konuda ne düşünüyorsunuz? riiş aynlığı mı var? layacağı anayasanın halkoyuna sunula- oette kı özel bır dönem. Başkan Wılly TALABANt — Cumhurbaşkanı TALABANt — Hayır, Mesut Barza- rak onaylanmasını öneriyoruz. Sözde Brandt, Genel bekreter Luıs Ayala Baş- özal'm BM Güvenlik Konseyi kararla- ni'nin başında olduğu heyet ben dahil "Devrim Komuta Konseyi"nin sözde ^ l i ^ m h W?* b l z e ouyük yakmlık nna uymaya devam edeceğine inanıyo- bütün Kürt liderlerini temsU ediyor. Be- "BAAS Devrimi"nden baştan beri so- f^f™"- S E L d e n mo J^ v e ^ d e s " rum. Tank Aziz belki Türkiye'yi Kürt nim söylediğim, görüşmelerde bulunur- rumlu olduğu, dolayısıyla konseyin ik- «K Deiüiyoruz. » - ra n ?f > ispanya, isveç gı- halkına karşı işbirliği için iknaya çalışa- ken Irak hükümetine teslim olmadığı- tidan ulusal meclise devredene kadar gö- ™ sosyaiıstlenn ıktıdarda olduğu ulke- cak. Türk yetkililerini, aksi takdirde mız. Kürk sorunu için siyasi ve barışçı revde kalması konusunda direniyorlar. ' , a e ı L l r a ,. ^ ^ ^ » n a a n yaicmp yı- Kürtlere özerkük vermekle tehdit edecek. bir çözüme ulaşmak için elimizden ge- tkinci olarak, özerk Kürdistan'uı sınır- «Jf1 K ü r d j s t a n m ^P1 ^ mş^1 .l c ı n m - Belki de Türkiye"de eski zihniyetin hâlâ leni yapıyoruz, ama Irak Kürt halkına yi- lan konusunda anlaşamıyoruz. Mende- '! aesteK vermeierını; Jrak rejımı uzerın- geçerli olduğunu sanıyor. Tank Aziz bel- ne savaş açarsa teslim olmayacağız. De- li'nin bir Kürt kenti olmadıgını, Hani- d e 1 >u .n ,l e n .n h a W a n m n tanınmas! ıçın ki Türkiye ile ilişkileri düzeltmek için ti- mokratik ve çoğulcu Irak çerçevesinde kin, Sincar giW kentlerin ise sözde ulu- eeremı oaslcıyı surdurmelennı ıstıyoruz. caret yollannı acmak; sonra da boru hat- Kürt sonınuna kalıcı bir çözüm buluna- sal güvenlik gerekçeleriyle Kürdistan'a -f I»KK tının açılmasına ikna için çalışacak. cağını umuyonız. Ama kendimizi savun- dahil ohnamasım istiyorlar. Kerkük'ün " ^ ^ * , , Türkiye ile ilişki kurarak, Kürtlere karşı mak gerekirse buna hazınz. bir Arap kenti olmadığını kabul ediyor- 1 urltiye Bin yeaı saldırısından sonra düştüğü uluslarara- — Saddam'la görüşmelerde ilerleme lar. ama Irak Kürdistanı'na dahil oldu- gerçeklerİBİ göraıeli Dayatmacılık Delege Anarşisini Doğurur... ŞHP'de neler olup biliyor şöyle bir dönüp bakalım mı? ilçe kongrelerinden sonra il kongreleri kıran kırana bir mü- cadele içinde geçiyor. Parti içi demokrasinin boyutu gide- rek dayatmacılığa, bir başka deyişle delege anarşisine dö- nüşüyor. İlçe başkanlan yetkilerini ve sorumluluklarını bir ke- nara bırakıp il başkan adaylannı belirliyor. Kongre sonuçlarından sonra delege hesabı yapılıyor. İrtö- nücüler yani genet merkez yanlılan açıklama yapıyor. — Şu kadar ilde, şu sayıda delege bizim... Baykal ve ekibi bu savaşa karşı kazandıkları delege sa- yısını açıklıyor: — 50 farkla önde gidiyoruz. Tablo ortada. Edirne'den Er- zurum'a kadar tulum çıkardığımız illerin sayısı oldukça faz- la... Tekirdağ Milletvekili ve PM üyesi Enis Tütûncü, Edirne ve Tekirdağ'da Baykal ekibinin başarısını şöyle yorumluyor: — Dünyadaki dengelerin yeniden değiştiği, solun yeni bir içerik kazandığı Türkiye'de sosyal demokrasi yeniden suyun öbür tarafından kavrandı, benimsendi... Bir süre önce Deniz Baykal Trakya'ya gitti, öğrendiğimiz kadarlyla. bir hayli ilgi gördü. Baykal ve arkadaşlarının Edir- ne, Tekirdağ ve Kırklareli'de seçim kazanmaları sanıldığı gibi 'yeni ideolojilerin' etkisinden değil. Çünkü Baykal ekibi, Ba- lıkesir'de de seçim Bir il başkan adayını ve yönetim kurulunu ilçe başkanlan, delegeler belirliyorsa, bunun adı parti içi demokrasi olamaz. Bu yöntemin adı açık seçik anlatılmalıdır. Çünkü dayatmacılık delege anarşisini doğurur. yitirdi. Yani Balıkesir kalesi düştü. İnonü- cülerin Edirne ve Te- kirdağ'da seçim yrtir- mesinın nedeni ye- rel yönetimler yü- zündendir. SHP'de kurultay sonuçlarını lstanbul, Ankara ve İzmir de- (egeleri belirteyecek. İlçe kongrelerinden çıkan sonuçlara gö- re de üç büyük kent- te Baykalcılann şan- sı yok denecek ka- dar az... Ama asıl sorun, İnönücü ve Baykalcı olmak değil bize göre. Çünkü SHP'de, kimin ne zaman Bay- kalcı, kimin ne zaman İnönücü olduğu hiç belli değil. Kü- çük çıkarlar, milletvekilliği hesaplan, belediye başkanlarıy- la iiişkiler, parti içindeki dengeleri bir anda bozabiliyor. Bizim anlatmak istediğimız başka şey... SHP'de bir il başkanı adayı kendı çalışacağı yönetim ku- rulunu belirleme özgürlüğüne sahip midir? İl başkanı adayı çalışacağı yönetim kurulunu kendi belirlemezse, seçikjiğinde nasıl uyum sağlayacaktır? Bakıyoruz, il başkanı adaylannı ilçe başkanlan, delege- ler belirliyor. Bu hastalık SHP'ye CHP'den geçmiştir. 1980 yılı öncesinde yaşandı. Ancak bu kez il başkanı adayının ça- lışacağı yönetim kurulunu da ilçe başkanlan ve delegeler ön yoklamadan geçiriyor. İnönücü ve Baykalcı ekibinin yan- daşlarının hesabı SHP'yi büyütüp, iktidara yöneltmekten öte bir amaç taşıyor... — Örgütler bizim olsun, kurultayı kazanalım yeter... Ama o örgütler, delegeler, yarın bir pazarlık sonucu o ka- nattan diğerine rahatlıkla geçebilir. Özellikle bölgecilik he- sabı yapanlar, sosyal demokrasi bilincini taşımayan çıkar gruplan SHP'yi sonu gelmeyen bir maceraya sürükleyebi- lir... Şimdi üç büyük kerttte bu pazarlıklar sürüyor... SHP, il genel meclisi, belediye meclisi üyelikleri seçimin- den hiç ders almadı mı? Bu kurullara seçilenlerin çoğunun ilkokul mezunu oldu- ğu, mazbatalannı alırken hâkimin elini öptükleri unutuldu mu? Bir il başkan adayını ve yönetim kurulunu ilçe başkanla- rı, delegeler belirliyorsa, bunun adı parti içi demokrasi ola- maz. Bu yöntemin adı açık seçik anlatılmalıdır. Çünkü da- yatmacılık delege anarşisini doğurur. Yarın, il başkanlan bu yöntemi benimseyip -çünkü onlar • ayn yöntemle seçilecekler- kurultayda genel başkan aday- larıyla pazarlık yaparlar. Parti meclisi üyelerini kendileri be- lirlemek isterler. Evet, SHP bu yöntemi bırakmalıdır. Bir il başkanı adayını» ilçe başkanlan, delegeler önseçimle seçmez, seçim kong- \ rede yapılır. Aday olmak da her partilinin en doğal demok- ratik hakkıdır. Kimse engel olamaz. Dayatmacılık SHP'de delege anarşisini doğurur... DÜRZİ LİDER CUMBLAT Kazanova değilim Haber Merkezi — Son dere- ce zayıf, uzun boylu, kırk yaş- larında, saçlan dökuk adam koltuğa yatar gibi oturaıuş. Sır- tında çok şık gri bir kostüm, beyaz gömlek, boynunda koyu kırmızı desenli bir kravat var. Mavi gözlerinin içi gülüyor ko- nuşurken. Ona baktığınızda dağlarda yaşayan bir Dürzi li- der olduğunu anlamanın ola- nağı yok. Sosyalist Entemasyonel Kon- sey toplantısı için Istanbul'da bulunan Lübnanh Dürzi lider Velid CumMat'la Hilton Oteli'- nin terasında konuşuyoruz. Bi- raz özel yaşamına müdahaie oluyor, ama yine de pek çok ki- şinin merakını uyandıran bir soru öncelikle şekilleniyor: "601ı yıllann ortalanndan beri, yani ilk gençliğinizden bu yana hep bir playboy olarak ta- nındınız. Diskoteklerde, çeşitli kadınlarla gezer, motosikletten inmez, deri ceket, bluejean'den başka kılık giymezdiniz, şimdi dunıldunuz mu?" Cumblat hafifçe omuz silke- rek gülüyor: "Bu berhalde Madam Mora- via'yla (ünlü İtalyan yazar Al- berto Moravia'nın dul karısı Carmen Llera) yasadığım Uişki- nin yarattığı bir görüntü olsa gerek." "Ama Carmen Llera'dan ön- cesi..." diye üsteliyoruz. Aldığımız yanıt şöyle: "Madam Moravia'yla ilişki- miz o kadar eskidendi ki artık unuttum bile. Playboyluğuma gelioce... Rahat yaşamayı seve- rim. Hâlâ deri ceket, blujean giyerim. Çeşitli motosikletlerim de var. Ne var bunda? Ama ba- sını bilirsiniz. Hep bir şeyler ya- ratmaya çalışır." Hayat zor, gibilerinden elini salhyor. Bunun üzerine yeni bir soruya geçiyoruz: "Politika yapmak zor mu?" Politika her zaman zordur. "Lübnan'ın geleceği?" Durum şimdilik fena değil. Ama çevre faktörleri var. Bütün istediğimız güneydeki tsrail kuvvetlerinin bir an önce geri çekilmesi. Taif Antlaşması'na göre Suriyeliler 7 ay içinde geri çekilecek. Yakında Lübnan Dağlan'nı da boşalüyorlar. Bü- tün sonınumuz ekonomik. Pa- raya çok ihtiyacımız var. Savaş ülkeyi yedi bitirdi. Ülke iflasta. Kurulması kararlaştmlan Arap Fonu'ndan da ses yok. Sosyalist Entemasyonal'in dünkü açıhş toplantısında İtal- yan Sosyalist lider Bettino Cra- xi'nin konuşması hakkında ne düşünüyordu acaba? "Çok iyi, orijinal ve icten bir konuşmaydı. ttalya'nm bize tn- tumu hep böyle olmuştur za- ten. ttalya çok önenüi bizim için. Her zaman yardıma ha- aar." Peki ya tsrailli Sosyalist lider Şimon Perez'in konuşması? "Perez hep aynı plağı çaiıyor. Yülardır virgulünu bile degiştir- medi. Charles Aznavour'un şarkısı gibi 'Hiç değişmedi!" ATATÜRKTEN DÜŞÜNCELER Ya> ına hazırlayan Enver Ziya Kanü 6. bası 15.000 Ura(KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli göndeıflmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear