Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MAYIS 1991 KÜLTÜRSANAT I Kültür Servisi Sinan Janlıer'in "Çığlık Çığhğa Göç" öaşhkh fotoğraf sergisi yann Çemberlitaş Basın | Müzesi'nde açıhyor. 13 hazirana kadar sürecek sergide Sinan Şanlıer'in Kürt sığınmacılann aralannda dolaşarak altı günde çektiği fotoğrafları görmek mümkün. Şanlıer, sergi kataloğunda şu sözlerine yer veriyor: "Bu çalışma altı gün içerisinde sadece 3.5 saatlik bir zamana sığmak zorunda kaldı. Bütün bunları sanat adına yaptım diyemiyorum... 'En güzel fotoğraflar çekilemeyenlerdir' derler. Acaba hangisi? Yetişemediğin için çekemediğin mi yoksa görmemek için yüzünü çevirdiklerin mi? Hani, ölüm kalım, vesaire gibi..:' SERGİ Çığhk Çığlığa Göç' Lisede çakaıı lavılcım Şenliği düzenleyen öğrencilere göre tek tip kıyafet askerde, hapiste ve okulda var. Lise gençliği düşünmeyen, tartışmayan bir gençlik değil. Ama çok unutulan bir kesim. AHU ANTMEN Gri pantolon ya da etek, bordo kravat, lacivert ceket... Akla hemen lise geliyor. *Ne öğrendim?' değil, 'Kaç aldım?'la geçen, yıllar sonra bunun da ötesinde 'Hangi kursa gitsem!', 'Hangi özel hoca daha yararlı olur?' kaygılarıyla geçen bir üniversiteye hazırhk dönemi. Okumayan, ezberleyen; düşünmeyen, düşünnıediği için tartışmayan bir gençlik mi? YÖK, sağsol, türbanlılar, kısacası üniversitelilerin tartışmalanndan dolayı gözardı edilen, ama yok sayılamayacak lise gençliği bu değil. Lıse gençliği var. Toplumun kendilerini ittiği konumu sorgulayan, onlara yakıjtırılan kimlikten sıyrılmaya çahşan bir gençlik var. Galatasaray Lisesi'nde geçen pazartesi günü başlayan Kültür Şenliği'ni düzenleyen bir grup öğrenci, bu şenlik aracıhğıyla içinde bulundukları konumu tartışmak, söz sahibi olmak, lise gençliğinin de 'bir şeyler yapabüeceğini' kanıtlamak, kısacası varolduklanm göstermek istiyoT. Galatasaray Lisesi mezuniarından, SHP'nin gölge kültür bakanı Fikri Sağlar ve arkadaşlannın sekiz yıl önce başlattığı kültür şenliği, bugün öğrencilerin çabasıyla 'profesyonel' bir şenlik kimliğine bürünmüş. öğrencilerden Tuna Kiremitçi, şenliğin bu denli gelişmesini biraz bazı şeyler koyarak bunlardan seçim yapmalannı sağlamak" diyor. Tuna Kiremitçi de ekliyor: "Ve insanların kendi düşüncelerine saygı duymalarını sağlamak... Gençliğin içinde yaşadığı kimlik sorununun belki de temeli bu. Kimse kendi düşüncesine saygı duymuyor. Bugün Türkiye'yi yöneten insanların dUşündüklerini kimse beğenmiyor, fakat kimse de buna bir alterrmtif koymuyor. Alternatif koyabileceğine inansa bile kendi kimliğine kimse güvenmiyor veya kendi fikrini ortaya koyabilecek değerde bulmuyor." Bir şeyler değişmeli... Hepsi bunun bilincinde. 1968'lerde ve daha sonraki yıllarda gerçekleşen öğrenci olaylannı değerlendirme konumuna sahip olduklarını biliyorlar. Amaçları, 'dakikada devrim' değil. "Bize yetki vermeyecekler" diyor Alişan Çapan, "Biz bunu almak zorunda kalacağız. Ama bizim derdimiz bunu mantıklı bir şekilde almak, galeyana gelerek değil." Bir 'kıvılcıra çakmak', hepsi bu. 15 günlük kültür şenliği de bu kıvılcım için kibrit çakmak, lise gençliğine biraz olsun insanların ilgisini çekmek. Prof. Dr. Tolga Yarman yönetiminde Istanbul'dan yaklaşık 25 Hsenin katılımıyla "21. Yüzyıla Doğru Türkiye'de Gençlik ve Eğitim" başhkh forum iie başlayan kültür şenliğinde, öğrencilerin düzenledikleri etkinHkler kapsamında özellikle paneller, yetişkinlere yönelik daha çok. Ama amaçları zaten, "liseliyi yetişkin dttzeyine çıkartmak, düşünmesini sağlamak." Panellerin yanı sıra sinemalanmızda daha önceden gösterime giren filmlerden örnekler, çeşitli genç tiyatro topluluklannın oyunlan, konserler ve dia gosterileri de etkinlikler kapsamında izlenebilecek. Tüm etkinliklere giriş serbest. Galatasaray Lisesi 8. Kültür Şenliği'nde gençliğin kimliği sorgulanıyor CUMHURİYET/7 Tiyatro söyleşileri • Kültür Servisi Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin Tiyatro Festivali kapsamında düzenlediği söyleşiler sürüyor. Bugün saat 11.00'de AtatUrk Kültür Merkezi Fuayesi'nde festival kapsamında sahnelenen "Buruk Ezgi", "Şeytan Çehnesi" ve "Tartuffe" adlı oyunlar tartışılacak. Sevgi Şanlı'mn yöneteceği toplantılara tiyatro sanatçıları da katılacak. Pazar günü saat 18.00'de ise Taksim Sahnesi'nde Bakırköy Belediye Tiyatrosu tarafından dünya prömiyeri yapılacak olan Nâzım Hikmet'in "Ivan Ivanoviç Var rmydı Yok muydu?" adh oyunu tartışılacak. Mehmet Kök'un yöneteceği söyleşiye oyunun yönetmeni Kenan Işık ve oyuncuları katılacak. 'Gökyüzüne Güneş Çizdim' • Kültür Servisi Mine Arasan'ın "Gökyüzüne Bir Güneş Çizdim" başlıkh gravür sergisi 1 haziran tarihinde Sultanahmet'teki Masal Sanat Evı'nde açılacak. Sergi, 15 temmuz tarihine dek açık kalacak. 1972 yıhnda Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu Grafik Bölümünü bitiren, aynca Prof. Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'nde model çalışmalanna devam eden Mine Arasan, "Ve ben bir gün boyayıverdim dünyayı/pembeye, eflatuna, sarıya, maviye yeşile/Ve bir güneş çizdim gökyüzüne sevgi rengimle" diyor... 1980'li yıllardan bu yana katıldığı yarışmalarda birçok ödül kazanan ve pek çok karma sergiye katılan sanatçı bugüne dek 18 de kişisel sergi açtı. LİSE GENÇLtĞtNİN SORUNLARI Galatasaray Lisesi'nin 8. Kültür Şenliği ni düzenleyen öğrenciler, lise gençliğinin konıımunu tartışmak, sorunlarını ortaya koymak istiyorlar. da Galatasaray Lisesi öğrencilerinin üstlendiği bir misyona bağhyor: "Galatasaray Lisesi'nin Türkiye'nin kıiltur hayatında yüklendiği bir misyon var. tnsanlar son sınıfa geldikleri zaman bir yükümlüluk altına girdiklerini hissediyorlar toplumlanna karşı." Alişan Çapan'a göre lise gençliği de ortaya bir şeyler koyabilir; koymah: "Lise gençliği, düşünmeyen, tartışmayan bir gençlik değil. Ama Türkiye'de çok unutulan bir kesim. tiniversite gençliğinin sorunları ezberlendi artık. Lise gençliği bu arada 'çöpe gidiyor'..." "Bizce hiçbir yetenek veya düşünce üniversitede oluşmuyor, hepsinin kokeni lisede" diyen Kerem Doğrar'a, arkadaşı Tuna Kiremitçi de katılıyor: "Zaten insanların içindeki şeyleri lisede şekillendirmeye başlaması, üniversitedekinden çok daha sağlıklı. (Jniversiteye ham bir şekilde adımınızı atarsanız, karşınıza çıkabilecek fikir ve eğilimlerden sağlıksız bir biçimde etkilenebilirsiniz..." Galatasaray Lisesi öğrencileri, görünüş olarak da kalıpların dışında. Saçları sakalları uzun, giyimleri o iacivert, gri, bordo' renklerine uymuyor pek. Ama bu da düşünceden kaynaklanan bir tavır. Kuçük çapta bir başkaldırı. Alişan Çapan soruyor:"Türkiye'de neden hiçbir lisenin öğrencisi artık forma giymek istemediğini söylemiyor?" Cem özatalay,"Devletin politikası bu. tnsanları sindirmek, saçını keserek, kıyafetini sınırlandırarak onları belli bir kalıba sokma isteği" diye yanıthyor. Tuna Kiremitçi, öğrencilere lise idaresi tarafmdan verilen inisiyatifi vurguluyor: "Bizim okulumuzda boyle bir ortant varsa, yani saçlarımız az biraz uzun, kıyafetlerimiz sivilse, bu, öğrencilerin inisiyatifinden ve idarenin de öğrencinin inisiyatifine gösterdiği saygıdan kaynaklanıyor." Sonuçta Galatasaray Lisesi öğrencilerine 'serseri bunlar' diyen çok, ama Alişan Çapan'ın dediği gibi olay bu denli basit değil ashnda... Kıyafet yoluyla gösterilen tepkiyi Kerem Doğrar şöyle açıklıyor: "Tek tip kıyafet askerlikte. hapishanelerde ve okullarda var. 40 kişi bir kıyafet giyip öğretmen başka kıyafet giyince hocaya buyük gözle bakılacak zannediliyor. Bir tür asimilasyon politikası. Biz bu olaya, en iyi böyle karşı çıkabileceğimizi düşündük." Bu öğrenciler, önlerine konulan bilgi hakkında sorular sormak istiyorlar."Bu siyahtır, bu da beyaz, işte bu kadar"ı reddediyorlar. Galatasaray Lisesi'ndeki 'ağabeylik müessesesi' bile böyle işîemiyor. Alişan Çapan, "Biz de bizden kuçüklere belli fikirler entpoze etmeye çahşmıyoruz.Bizim tek istediğimiz, insanların önüne Bergama'da kazı • Kültür Servisi 13. Uluslararası Kazı Araştınna ve Arkeometri Sempozyumu'nun dünkü oturumunda BergamaMaki kazı ve onarımlar üzerine konuşan VVolfgang Radt, "Bergama Belediye Başkanı yurtdışmda bulunan Bergama Sunağı'nın geri verümesi için bir propaganda kampanyası yapıyor. Bu eserin Türkiye'den çıkanlmış olmasının ne derece güç olduğunun farkındayız. Başkamn 'Sürgündeki Zeus' adh bir kitabı yayımlandı. Bu, gerçek dışı açıklamalar içeren bir kitap. Bergama halkı, dost yabancı arkeologlara karşı kışkırtıhyor. Böyle bir kamuoyu oluşturuhnasuu onaylamıyorum" dedi. HAFTA 'Yunus Emre' Hollanda'da • Kültür Servisi Hollanda Türk Akademisyenler Birligi Vakfı, 39 haziran tarihlerinde Hollanda'da 'Yunus Emre Sevgi Haftası* düzenliyor. 3 haziranda Leiden Üniversitesi'nde başlayacak konferans, panel, tartışma, müzik etkinlîkleri Tvvente, Utrecht, Delft ve Amsterdam üniversitelerinde devam edecek. Program öncesi ve hafta stiresince Hollandaca, tngilizce ve Türkçe basümış 'Yunus Emre" kitapçıkları dağmlacak. Marmara Üniversitesi öğretim görevh'lerinden Doç. Dr. M. Z. Kuşoğlu ve öğrencilerinin hazırladıklan 'Yunus Emre'ye Saygı' sergisi halk kütüphanelcrinde sunulacak. Aynca hafta süresince radyo ve televizyonlarda Yunus Emre özel programiarı yayıalaaacai., , r „ ,<t Aşkın Nıır konserleri • Kültür Servisi tlk kasedi "Sevgiliye" ile 1 milyon satışa ulaşarak Türk hafif müziğinde geniş kitleiere ulaşan Aşkm Nur Yengi, "Gençlik Konserleri" kapsamında Bostancı Gösteri Merkezi'nde konserler verecek. Yengi, "Sevgiliye" kasedinde yer alan şarkılarının yanı sıra temmuz ayı başmda çıkacak yeni kasedindeki parçalan da seslendirecek. 30 mayıs persembe günü saat 21.00'de, haziran cumartesi günü saat 16.00 ve 2t.00'de ve 2 haziran pazar günü saat 16.00'daki konserlerinde Aşkın Nur Yengi'ye Grup Lokomotif eşlik edecek. 3. ULUSLARARASIISTANBUL TİYATROFESTİVALI Perestıx>ykayla elen Kent Oyuncuları, Sovyet yazar Ludmila Razumovskaya'nın "Sevgili Yelena Sergeyevna" adlı oyununu Kenter Tiyatrosu'nda bugün, yann ve 1 haziranda sahneliyor. DtKMEN GÜRÜN UÇARER un MUZAYEDE Nadir kitaplar müzayedesi • Kültür Senrfcd Sahaflar Nilgün ve Kemal özdemir, farklı bir müzayede yöntemi geliştirdiler. Kısa bir süre önce Osmanbca ve Türkçe Nadir Kitaplar Kataloğu'nu yayımlayan sahaflar, kitapseverlere "yazıh teklifle artırma" olanağı tanıyorlar. Bu yöntemin kitapsevere "rahatça düşünme ve müzayedelerde yaşanan heyecanın doğurduğu yanhş karar verme olasılığından uzak "kitap seçme şansı tamdığını belirten Nilgün ve Kemal özdemir, 6 haziran tarihine dek kitapseverlerin teklifini bekliyorlar. Katalogda yer alan kitaplar, 6 haziran tarihine dek cumartesi ve pazar dahil olmak ttzere her gün saat 11.0020.00 arasında Moda Caddesi, Bademaltı Sokağı No. ll'deki sahaf dükkârunda görülebilecek. Yine 6 haziran tarihinde, saat 14.00'ten itibaren kitapseverlere hangi kitaplann kendilerinde kaldığı bildirilecek. nâzını hikmet aramızda açıhş konuşması yaşar kemal ölümünün 28. yıhnda güzelim dünya elvedâ ve merhaba kainat... açık hava tiyatrosu 2 haziran 1991 pazar saat: 20 Davctıyeler Beyoglu DUNYA Sınemaıı, Kadıkoy Evrim Kıtabevı Vakkoroma Taksım /Suaüıye, Akademı Kiıabevı Nışantaşı, Sosyal Yayınlan Kııap Sarayı Cağaloğlu, TYS, PF.N, Mülkıyclıler Bırlıgt'nden alınabılır Ludmila Razumovskaya 1980'de Moskova Tiyatro Yazarhğı Yüksek Okulu'ndan diploma alarak Kültür Bakanhğı'nın seçtiği bir konu üzerine çalışmalarına başlar ve ortaya "Sevgili Yelena Sergeyevna" çıkar. Razumovskaya'ya verilen konu "gençlik sorunları"dır, ama oyunda bu sorunları doğuran eğitim sistemi, toplumsal çöküntü irdelenmiştir. Perestroyka öncesinde kesinlikle hoşgörüyle karşılanmaz sonuç ve "Sevgili Yelena Sergeyevna" yasaklamr. Tabii ki bu yasaklama oyunun sadece Sovyetler Birliği'nde değil, Avrupa ülkelerinde de tanınmasını engelleyemez. Uluslararası 3. Istanbul Tiyatro Festivali'nde "Sevgili Yelena Sergeyevna"yı Kent Oyunculan'ndan izleyeceğiz. Oyunun yönetmeni ve Sergeyevna'sı Yüdız Kenter' le konuşuyoruz. Oyunun bir yerinde Yelena "dönemleri insanlar yaratır" diyor. Bu çok anlamlı bir deyiş. Bize Yelena ile öğrencileri arasındaki çelişkileri, ilişkilcri aktarabilir misiniz? Yelena'da dünyaya belli bir açıdan bakma ahşkanhğı var. Tıpkı 6O'lı yılların insanları gibi. O yıllarda bizde de aynı 'Ayın Fotogyafı9 • ANKARA (UBA) Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği'nde (AFSAD) renkli baskı dalında Bahriye Leblebicioğlu'nun, siyah beyaz dahnda ise Gül Ezen'in çalışmaları "Ayın Fotoğrafı" seçildi. Seçiciliğini Necmettin Külahçı'nın yaptığı yarışmaya 16 fotoğrafçının 25 renkli, 23 siyahbeyaz baskı fotoğraf ile katıldığı bildirildi. Renkli baskı dalında ikinciliği Tolga Ersoy, üçüncülüğü de Doğanay Sevindik'in fotoğrafları aldı. SiyahBeyaz baskı dalında ise ikinciliği yine Gül Ezen alırken, S. Çapanoğlu'nun fotoğrafı üçüncülüğe seçildi. BAŞLANGIÇTA YASAKLANMIŞTI "Sevgili Yelena Sergeyevna"da yönetmenliği ve başrolü sorunlarını ele alan oyun, Sovyetler Birliği'nde perestroyka öncesi dönemde yasaklanmıştı. şey geçirliydi. Örneğin düriyaya sosyalist açıdan baktıklan zaman başka türlü davranışı kabul etmeyen gruplar vardı. Oynadığunız her oyunda inanılmaz sosyal içerikler, mesajlar aranırdı. Zamanla bütün bunlar kırıldı. Yelena da 60'h yıllann insanlarından biri olarak, çocukların sınır tanımaz değerlendirmeleri duydukça şaşkınhğını gizleyemez. "Bizim bir ülkümüz, bir amacımız vardı" der. "Biz kendimizi değil, tarihingeleceğin anlamuıı duşünürdük". Çocukların tercih ettiği ise göze göz, dişe diş bir yaşam biçimi. "Bir işi yapanz, ama karşılığını da tam olarak alınz"... Yelena'nın "Mutluluk bu mu?" sorusuna verdikleri yanıt "Evef'tir. Bu noktadan sonra ilişkiler kirlenmeye başlar. Çocukların zihniyeti bizde 80'li yıUardan sonra tamamen yerleşmiş bir zihniyet, "benim de olsun" zihniyeti. Tabii ki olsun, ama kestirme yoldan, bedel ödemeden elde etmek gibi bir kolaycıhk hâkim her şeye. Gündelik yaşamda da bu böyle, iş hayatında da, okulda da. Bu açıdan evrensel boyutları olan bir oyun "Sevgili Yelena Sergeyevna." Oyunda çocuklar Yelena'yı Antigone ile kıyaslıyorlar. Bu biraz da alaylı bir kıyaslama. Bunu yaparken sorunlarını, açmazlarını ortaya koymuyorlar mı sizce? Oyunda, Paşa dilbilimci olmak isteyen bir genç. "Öyle bir teori üstünde çalışıyorum ki, Dostoyevski'nin tipik bir ateist olduğunu ispatlayacağım" diyor. Çahşması edebıyat çevrelerinde ilgi uyandırıyor. Bu çocuk, dilediği üniversiteye girebilmek için neden matematikten yüksek not alması gerektiğini sorguluyor! Çocuğun bu savı son derecede makul, ama makul isteklerin istenmesinin de bir yolu yordamı olmak gerek. Yelena öğrencilerinin isteklerini büyük bir anlayışla karşılayabilirdi, her şey birden bire zorbalığa dökülmeseydi. Oyunda çocukların ne kadar masum olduklarıru görüyorsunuz. Ama öyle bıçak sırtı bir noktada duruyorlar ki, iyiliklerini kötülüklerine egemen kılamıyorlar. Denge bozulduğu an, zorbahğın başlamasıyla kötü tarafa doğru sarkıyorlar. Onların bu davranışı kadını daha da tahrik ediyor ve isteklerine "hayır" diyor. Ama, sonunda bir yerde mağlup oluyor. Bu mağlubiyet zafere dönüşür mü? Kendi kendiyle barış içinde yaşama gücünü kaybediyor... Oyunda çok güzel başlayan bir şeyin birdenbire vahşete dönüşmesi bir ekstrem. Çocuklar bir ekstremden diğerine hızla kayabiliyorlar. tyi eğitilmedikleri, iyi bilinçlendirilmedikleri için kısa yolu tercih edi Yıldız Kenter üstlendi. Gençlik yorlar. Jnançsızhk ve tümden reddetme havası karşınıza çirkin, diyabolik insanlar çıkartıyor. Ne kadar kötü koşullar içinde olursa olsun insanın kendini kontrol edebilme gücü olmalı. Çocukların bu güçten yoksun olduklarını görüyoruz. Yelena da görüyor bunu. öyle bir yere geliyorlar ki, dönüşü olmayan bir nokta. Toplumun iteleye iteleye getirdiği bir uç nokta... FESTtVALDE BUGÜN Tartnfle/Kraliyet Ulusal Tiyatrosu (Taksim Sahnesi, 20.30) Ayaktakımı Arnsuıda/Ankara Sanat Tiyatrosu (Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, 20.30) Sevgili Yelena Sergeyevna / Kent Oyuncuları (Kenter Tiyatrosu), 20.30. BYYO'da stirekli sergi • Kültür Servisi tstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu 1. Fotoğraf Günleri çerçevesinde 3 haziran günü sürekli sergilenecek bir fotoğraf sergisi açılacak. t.Ü. Basın Yayın Yüksekokulu'nun Beyazıt'taki binasında açılacak sergiden sonra BYYO Genç Gazeteciler Başarı ödülü de verilecek. AŞIK NESİMİ VE CURASIYLA TVeşeli Çeşme neşe kaçırdı Şirin îskit, geçen eylül aymda açılan 'Su' sergisinde 'Neşeli Çeşme' adlı çalışmasını Karikatür ve Mizah Müzesi'nin çeşmesine yerleştirmişti. Programa göre sergi bitiminde kaldırılması gereken çalışma, 'ilgi çektiği' için bir süre daha sergilendi. Ardından da yıktırıhp bir kenara atıldı. Kültür Servisi Şirin tskit'in geçen eylül ayında açılan "Su" sergisi için yaptığı "Neşeli Çeşme" adh çalışmasının sanatçıya haber verilmeden yıktırılması tepkilere yol açtı. tskit'in, Istanbul Belediyesi Karikatür Müzesi'nin küçük havuzuna yerleştirdiği renkli su boruları ve musluklardan oluşan mekân çahşması Karikatür ve Mizah Müzesi Mudürü, karikatürist Erdoğan Bozok tarafından yıktınldı. Bozok, bu uygulamayla ilgili şunları söyledi: "Bu çevre düzenlemesi, aylar önce gerçekleştirilen 'Su' sergisi için yapılmıştı. Sergiyi düzenleyenlere bu çalışmalann ne zaman kaldırılacağını sorduğumda bana 'Bozuluncaya kadar kalsın, sonra kaldınlsın' dediler. Aradan altıyedi ay geçti. Bu arada kirlendi, yosun tuttu, çok çirkin bir görünüm aldı. Zaten böyle bir çahşmanın 16. yüzyılda yapılmış tarihi bir mekânda kalması mümkün değildi." ISKl'nin fınanse ettiği "Su" sergisi için "Neşeli Çeşme" adh mekân çalışmasını müze şadırvanına yerleştiren sanatçı Şirin Îskit ise kendisine haber verilmeden yapıtının yıktınlmasına eleştiri getirerek "Bir çalışma eğer bir müze içinde bile korunamıyorsa, yıkdıp bir kenara atılıyorsa bu çok acı" dedi. tskit sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu heykel portatifti, istenildiği zaman ben onu alıp götürecektim. Bana 'İlgi çekiyor, kalsın' demişlerdi. Ancak yıkılacağı haberi bana verilmedi. Bu olay sokakta olsa bu kadar üzülmezdim. Ama bunu yapan kişi ne yazık ki müze müdürii. Benim heykelim için iş işten geçti. Ama bundan sonra olacak bu tür olaylara örnek olsun diye mahkemeye başvuracağım." Karikatürcüler Derneği üyesi Tan Oral ise olayı duyunca irkildiğini belirterek şunları söyledi: "tstanbul Belediyesi'nin bir müzcsinde bir müze müdürii, bir sanat yapıtını sergilendikten sonra kırıp atıyor, yok ediyordu. Şirin tskit'in 'Neşeli Çeşme adlı yapıtı 'Su' sergisinde çok beğeni toplamış ve basında yankılanmıştı. Şimdi yakılan filmlerden, Kuzgun Acar'ın yok edilen heykelinden ve heykel kıran Beşiktas Belediye Başkanı'ndan sonra yeni üzücü bir olay ile karşı karşıyayız... Unutulmamalı ki müzeler 'güven' üzerinde dururlar. Karikatür ve Mizah Müzesi'nde, kınlan heykelle birlikte asıl bu güven yıkılmıştır. Kim, nasıl artık yapıtını bu müzeye emanet edebilir?" Karikatürcüler Derneği uyelerinden Ferruh Doğan ise yapıtın sergi programına göre daha önceden kaldırüması gerektiğini, ancak yıktmlmasım da hiçbir zaman onaylayamayacağını vurguladı. Karikatürist Behiç Ak ise Müze Müdüru Erdoğan Bozoİc'un "Sanatçının bu çalışmayt şimdiye kadar alması gerekirdi. Bir dekor yapmışsan oyun bittikten sonra sökersin. Bu çahşmayı dekor ola 1 50 YIL Nilgün AKKUŞ İzzet ALTINMEŞE Ali Ekber ÇİÇEK Güler DUMAN Ahmet GÜNDAY Arif SAĞ Karaca Ahmet Semah Ekibi ve AŞIK NESİMİ ÇİMEN Konuşmacılar: Zülfü LİVANELİ Onat KUTLAR Yöneten: Abdullah Nevzat ÖZTÜRK Sunan: Gülsüm ÇINAR Vfer: AÇIK HAVA TİYATROSU ) (26 Mayıs Pazar tarlhlndekt Terih: 7 Haziran Cuma konser hava muhalefeti Saat: 19.30 nedeniyle ertelenmlştlr) rak görüyorum" sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Behiç Ak, "Bir eserin bir müzede geçici sergilenmesi, süm Türkiye Mağaracıhğı" resi dolunca müze müdürüne o yapıtı Metin Albukrek'in 'Türkiye kırma hakkını vermez. O halde bütün Mağaracıhğı' başhkh dialı galeri sahipleri sergi süresi bitiminde tab söyleşisi saat 20.30'da Yeşil loları yakma hakkına sahip olurlardı" Bizans'ta yer alryor. (Tel: dedi. 151 89 25) Karikatürcüler Derneği Başkanı tsmail • 'Yazı ve Yoksulluk" Gülgeç'in konuyla ilgili görüşleri ise şöy Latife Tekin'in 'Yazı ve le. "Geçen yıl Karikatür ve Mizah Mü Yoksulluk' başhkh söyleşis' zesi'nde 'tstanbul Su Günleri' adlı bir saat 18.00'de Bilar'da. (K sergi düzenlenmiştjr. Yalnız bu sergi bün42 89) yesi içinde birçok etkinlik düşünülmüş• llgaz'ın Imza gür tür. Şirin tskit'in bu çahşması da bu etRıfat Ilgaz saat 14.' kiniiğin bir parçasıdn* ve işlevi yalıuz serözel Anakent Liş.r» gi süresincedir. Elimizdeki proje sahibi kitaplarmı imza\ız arkadaşların raporlarında bu özellikle • 'Yaşadığıır belirtilmiştir. Bu tür etkinllklerin parası Tan Oral'ın 'da ödenmiş ve sergi bitiminde de tüm bunGünler' baı'nde yer lar kaldınlmıştır. Hatta tskit'in çauşması gösterisi de bir müddet daha korunmuş, sonra kirGalatansesi Ortaköy lendiği için aynca sürcgelen öbür etkinahyon 'Kasabanuz* liklerimizle herhangi iUşkisi olmadığı için Gal saat 17.00'de sökülmüştür. Onun orada bırakümaT;cek. sı düşünülmezdi, çünkü bu konuda hiçbir yetkili kurulumuzun kararı yoktur." UGUN