Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
r i CUMHURÎYET/2 Terörle Mttcadele Yasası Prof. Dr. ERDENER YURTCAN Istanbul Üniversitesi Yasanın Genel Degerlendirmesi OLAYLAR VE GÖRÜŞLER temelinden kısıtlayan bir husustur ve AY'mn 36. maddesine aykındır. Yasanm 15. maddesinde görevlilerin yargılanması konusunda, mutlak tutuksuz yargılanma ilkesinin benimsenmiş oluşu, AY 19/4. maddeye aykırıdır. Yargı yetkisine bir müdahaledir. Türkiye'de mecburi tutuklamadan mecburi tutuklamamaya gelmek şaşırtıcıdır. Bunun takdiri yargıçta olmahydı. Bazı yargılamalann sonuçlarının kâğıt üzerinde kalması tehlikesi vardır. Terör nedeni ile yargılanan kamu görevlilerinin korunmak istendiği izlenimi doğmaktadır. Yasanın 17. maddesinde, 647 sayılı yasanın J9. maddesinin duzenlemesinden farklı oiarak şartla salıverilme konusunda çok daha uzun sürelerin kabul edılmış olması ile firariler yönünden şartla salıverilme yasağının kabulü AY 12. maddeye, eşitlik ilkesine aykındır. Terör faillerinin diğer faillere oranla daha ağır biçimde cezalandırılması suç ve ceza politikası ile açıklanabilir. Şartla salıverilme, infaz sırasında mahkuma tanınan bir atıfettir. Bu husus, mahkumun infaz sırasındaki tutum ve davranışına bağkdır. Bu kavramın temelinde, mahkumun iyi hali ile topluma intibak edebilmesi yatar. Bu nedenle mahkumlar arasında yasayla süre farklılığı yaratmak, eşitlik ilkesine aykın düşer. Anayasa Mahkemesi yaklaşımı ile eşitlik, eşit şartlar içinde bulunanların aynı işlem ve sonuçlara tabi tutuhnalandu dahi terör yasasındaki sonuç, eşitlik ilkesini zedeler. Mahkumlar, içinde bulundukları şartlar dolayısıyla cezalandırma aşamasmda, şartlar ve farklılıklar dolayısıyla değişik cezalara çarptırılabilirler. 3 örnek: 1 Mükerrirler 2 Terör suçluları 3 1918 sayılı yasa (kaçakçdık suçlarmın devlet memurlan tarafından işlenmesi halinde iki kat ceza). Bu türden cezalandırma gerçekleştikten sonra, şartla sahvermede süre yönünden eşitlik olmalıdır. Yasanın geçici 9. maddesinde işçi sendikalannın mallanmn hazineye devri, genel müsadere anlamım taşır ve AY 38. maddeye aykındır. Suçun kesin hukümle sabit olmadığı bir durumda müsadereden söz etmek temel bir hatadır. Yasanın 8. maddesinde, devletin bölünmezliği aleyhine propaganda başlığı altında, yöntem, maksat, düşünce ne olursa olsun, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünu bozmayı hedefleyen propaganda, toplantı, gösteri, yürüyüş cezalandınlmaktadır. 142/3.5 ila 10 yıl ağır hapis cezası öngörmüş iken, yasa 2 ila 5 yıl ağır hapis ve 50100 milyon ağır para cezası öngörmektedir. SONUÇ: TCK 142/3 biçim oiarak yürürlükten kalkmıştır. Ancak içerik oiarak değişikliğe uğrayarak halen yürürlüktedir. Yeni yasayla ceza hafiflemiştir. Yasanın 10/a maddesinde, sanık ya da müdahilin en çok üç avukat tarafından temsil edilmesinde, iddia ve savunma hakkını zedeleyen bir yön yoktur. Bu düzenleme AY. 36'ya da aykın değildir. tlk bakışta avukattan yararlanmanın sayısal biçimde sınırlanması yadırganabilir. Ancak her sanık için en çok üç müdafi ve her müdahil için bu sayıdaki avukatın kabulü, iddia ve savunma hakkının özünü zedeleyen bir hüküm değildir. "Hakkın kötüye kullaoılması" kavramı hukukun bütün alanlarında geçerli olan temel bir ilkedir. Bu ilkenin ceza yargılaması alanında da geçerli olacağı kuşkusuzdur. Bazı politik yargılamalarda savunma hakkının kullanılmasının kötüye kullanıldığı bir gerçektir. Bu nedenle sınırlama hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacına yöneliktir. Yabancı yasalarda bu tür düzenlemelere rastlanmaktadır. örnek: Alman CMUK, md. 137. Yasanm 5. maddesinde iki grup terör suçu için de "yarı oranında" arttınm uygulanması hükmü, AY 12. maddesi açısından değerlendirildiğinde, şöyle bir tablo ile karşı karşıyayız: Yasada mutlak ve nispi terör suçlan ayrımı söz konusudur. Mutlak terör suçlarmda, daha önce de belirtmeye çahştığım üzere, failin saiki ve amacı önemli değildir. Bu suçların terör amacı dışında işlenmesi de mümkün değildir. Bu nedenle bu tür suçlardan ötüru faillere yasanın 5. md. gereğince cezada yarı oranında arttınm uygulanması AY 38. md.'sine, cezada kanunilik ilkesine aykındır. Ceza hukuku alarunda beh'rli faillere ve suçun işlenmesindekı özelüklere göre, faillerin daha ağır biçimde cezalandınlması, yasalarda açıklanan nitelik ve özelliklere dayanmak zorundadır. Bu durumlar söz konusu olmadığmda, daha ağır biçimde cezalandırma sonucu kabul edilemez. Bu bakımdan mutlak terör suçlannda yasakoyucu, bu suçların niteliklerini göz önünde tutarak ağır cezalar tayın etmiştir. Bu cezalann bir de terör nedeniyle arttınlmasımn temeli yoktur. AY 38. md. ihlal edilmektedir. Yasada yer alan nispi terör suçları yönünden yukanda anlatılan hususlan tekrarlamak mumkün değildir. Nispi terör suçlannda failin saiki ve amacı terör yaratmak olmalıdır. Faile verilecek cezada bunun göz önünde bulundurulması gerekir. Bu nedenle, bu suç sınıftnda yer alan suçlarda yasada öngörüien cezalann, suçtarm terör saik ve amacı dışında işlenmesinin karşıhğı olduklan, aynı suçların terör suçu olarak değerlendirilmesinde, faile verilecek cezanın yarı oranında arttırıimasında, ceza hukuku ükeleri ve AY'a aykırılık bulunmadığı söylenebilir. Son söz: TMY'yi çeşitli açüardan değerlendirdiğimizde, yukanda takdım etmeye çalıştığım tablo ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun iyı bir "eser" olmadığı kanaatindeyim. Eserin güzelleştirılmesi ilk adımda Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştırilebılir. Bunun dışında ülkemizin hukukçulan da bu konuda gerekli mücadeleyi yapmak zorundadırlar 20 MAYIS 1991 OJMHDIHYErTEiV OKURLARA... OKAYGÖNWSİN "Hakkın köttiye kullanılması" kavramı hukukun bütün alanlarında geçerli olan temel bir ilkedir. Bu ilkenin ceza yargılaması alanında da geçerli olacağı kuşkusuzdur. Bazı politik yargüamalarda savunma hakkınm kullanılmasının kötüye kullanıldığı bir gerçektir. Bu nedenle sınırlama, hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacına yöneliktir işlediği sabit olan kişidir. Doğru terim terör faili olmahydı. 11. maddede gözetim teriminin kullanılmış olması doğru değildir. Gözetim, muşahede anlamına gelir. Oysa amaçlanan husus, gözaltı (nezaret) olmak gerekirdi. 1. maddede örgüt tanımı yapıldıktan sonra, bir son maddede, örgüt terimine yollama yapılarak TCK'da bu anlamı taşıyabilecek bazı terimler sayılmaktadır. Sayma yoluna gidildiği zaman bunun tam olması gerekir. Oysa yasada eksiklik var. örnekler: TCK madde 150 (fesat heyeti), TCK madde 171/1 (gizli ittifak). Özel Bir Gün 1 Terör, devleti ortadan kaldırmayı, devlet düzenini bozmayı, toplumda kargaşa yaratmayı hedefleyen bir harekettir. 2 Devletin terörle mücadele konusunda gerekli önlemleri alacağı ve hukuki düzenlemeleri yapacağı tabiidir. 3 Terörün ortaya çıkışı ile paralellik taşıyan bir olgu, devlete karşı işlenen suç olgusudur. Terör, devleti yıkmaya çalışırken devlet de kendini korumak amacındadır. 4 Devlet koruyucu önlemlerini alırken kendisini bağlayan ve sınırlandıran ilkeler bellidir. 5 Bunlar, devletin anayasası ile koyduğu esaslardır. Bu anayasal esaslar yansımasıru yasalarda bulacaktır. Bu tablo içinde hukuka bağlı devlet noktasına ulaşılacaktır. 6 Bu konuda yapılacak temel değerlendirmede de devlet terörle mücadele ederken anayasasına koyduğu ilkeler ve yasalardaki kurallara uygun hukuki düzenlemeler yapacaktır. 7 Yapılacak hukuki duzenlemelerde devlet, anayasaya aykın obnamak şartı ile daha ağır sonuçlar getirebilecektir. Bu ağırlık devletin kendisini teröre karşı korumak amacı ile açıklanabilecektir. 8 Hukuki düzenlemenin çerçevesi çizilirken amacın terörle mücadele olduğu gözden uzak tutulmayacaktır. Bu nokta gözden kaçınldığında suçla mücadele konusunda gereksiz sertleştirme ve ağırlaştırmalann ön plana çıkması söz konusu olur ki bu durumda fertler, özellikle hak ve özgürlüklerin kullanılması yönünden önemli ölçüde zarar görecektir. Bu genel değerlendirmenin ışığı altında, bundan sonra yasanın çeşitli düzenlemeleri ile ilgili kanaatierımi açıklayacağım. Bumı yaparken daha önce yapmaya çakstığun tespitlere yollamalar yolu ile aradaki köprülemeyi kurmaya çalışacağım. Yasada terör suçlarmın düzenlenişi tkili bir ayırım dikkati çekmektedir. Bunlar mutlak ve nispi terör suçlarıdır. Üçüncü maddede bazı suçlar mutlak terör suçu oiarak öngörülürken, bazı suçların terör saiki ile işlenmesi halinde yasaya tabi olacağı belirtilmiştir. Nispi terör suçlarmda, faildeki saikler sayılmıştır. Bunlar, devleti, devletin temel kurumlanm ve güçlerini yok etmek, zayıflatmak, ele geçirmek eylemleridir. Mutlak terör suçlarmda faildeki saik ve amaç önemli değildir. Bu sınıftaki suçlar nitelikleri bakımmdan devleti ve devlet güçlerini yıkmayı gerçekleştirebilecek durumda olmahdırlar. Bu suçlar ayrıca genel kasıtla işlenirler. Nispi terör suçlannda vurucu nokta faildeki saiktedir. Bu saik yasanın birinci maddesinde sayılanlardan biri olmahdır, failde bu saik yoksa, terör suçu da yoktur. Bu suçlar ancak özel kastla işlenebilir. Yasanın uygulanması ile mahkemelerce verilecek kararlar bu noktayı aydınlatacaktır. özel, sade, anlamlı, duygulandırıcı bir tören vardı. Büyükşehir G azetemizde dünIzmir Nadir Nadi'yiBelediye Meclisi'nin Başyazanmız "Yılın Atatürkçüsü" seçmesi ve Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'un bu anlamlı kararı bir plaket ve beratla birlikte Başyazarımıza sunması hepimize güç unutulur bir gün yaşattı. Sayın Çakmur'un sunduğu beratta şu yazı var: "Türkiye'de demokrasinin yaşaması için geniş katkılarda bulunan; özgürlüklerden yana, insan hakiarından yana, demokrasiden yana yılmaz savaşımını günümüze dek sürdüren; Yunus Nadi'den gelen yaşam felsefesini ve dünya görüşünü ilke olarak ortaya koyan ve yaşam biçimi olarak her zaman demokrasiyı savunan; tum Türk halkına öğretmenllk yapan Mustafa Kemal için Mustafa Kemal'in devrim ve ilkeleri için laiklik açısından, Cumhuriyet açısından Türkiye'de en güzel eserleri veren; Türklye Cumhuriyeti kurucusu büyük devlet adamı, eşsiz insan, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı devrimlerin ve ilkelerin halka benimsetilmesl ve öğretilmesinde önder çalışmalar yapan; Atatürk'ün devrim ve ilkelerine sadık nesiller yetiştirilmesini amaç edinen ve bu nedenlerle İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 7 Mart 1991 tarihti oturumunda almış olduğu 05.37 nolu kararıyla 1991 yılında "Yılın Atatürkçüsü" seçilen Cumhuriyet gazetesi Başyazan Nadir Nadi'ye İzmir halktnın şükran duygulannı sunuyorum. Saygılarımla. Yükset Çakmur izmir Büyükşehir Belediye Başkanı" Yasadaki anayasaya aykınlıklar Mevkut eserler yoluyla işlenen suçlarda (örnek, 6/son, 7/son, 8/son) mevkute sahibinin cezalandırılması cezalann şahsihğı (Anayasa 38) ilkesine aykındır. Fiili olmayan kişinin ceza sorumluluğu olmamak gerekir. Aynı sonuç "Muzur Yasası"nda vardır. Bu yasanın Anayasa Mahkemesi'nde değerlendirmesinde Anayasa Mahkemesi bu noktayı tartışmamıştı. Bu büyük bir hatadır. Bu kez üzerınde durulmak gerekir. Üikemizde mevkute sahıbinm ceza sorumluluğu eski Matbuat Kanunu'nda 1938 yhnda yapılan değişiklik ile (3518 sayılı yasa) kabul edilmişti. Bu hatadan 1950 yılında dönülmüştür. Aynı batansn şiradi özel yasalarda tekrarlanması doğru değildir. Aynca yasada sorumiu müdüre, mevkute sahibme verüecek cezanın yansının verilmesi de bir çelişkidir. Sorumiu müdur işin başmda olan kişidir. Mevkute sahibi ise bu işe para yatıran kişi olmak özeiliğine sahiptir. Yine bu konuda bazı mevkutelerın (yenı başlamışlar) başka mevkutelerin satış tutarma göre cezalandırılmalan, başkasının fiiline göre cezalandırılmak anlamını taşır. Yasanın 10/b maddesinde, tutuklu sanıklarm görevhlerin nezaretinde savunmayı üstlenen kişilerle ancak görüşebilmeleri, savunma hakkmı Yasada dikkati çeken birkaç nokta Yasanm 15/son maddesinde görev suçlan yönünden MMK'nın uygulanması hatahdır. Bu yasanm istendiği zaman sanık lehine, istendiği zaman sanık aleyhine işleyebileceği hatırlanmalıdır. Aynca Türk sisteminde 3628 sayılı yasada önemli memur suçlan için genel yargüama kuralları uygulanırken bu yasayla bundan dönüş yapıhnası hatahdır. Yasa koyucu da bir ölçüde hatasmı anlamış gibidir. Çünkü, görev nedenıyle işlenen adam öldürme ve buna teşebbüs fiilleri MMK dışında tutulmuştur. Yasanın geçici 2/son maddesinde yargılanan santklar için duruşmaya gelmeme halinde, savcı Önünde verilen ifadenin yeterli sayüması, ceza yargılamasmın temeline aykındır. Her sanık en az bir kez hâkim önünde sorguya çekildikten sonra yargılama sonuçlandırılabilir. TCK'mn 142/3. maddesi ile yasanm 8. maddesi karşılaştırıldığmda, şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadtr: • [y 142/3. maddede ırk mulahazası ile anayasanın tarudığı kamu haklanmn kısmen veya tamamen ortadan kaldınlması hedeflendiğinde, veya milli duygulan yok etmek veya zayıflatmak için propaganda cezalandırıhnakta idi. Yasanın dili ve yanhş kuiianıtan terimler Bu konuda dikkatı çeken husus, yasada dii yönünden hatalar yapıldığı gibi, çeşitli hukuki terimlerin yanhş ya da kanşıkhğa meydan verecek biçimde kullanıimış oluşudur. Örnek oiarak şuniar belirtilebilir: Birinci maddede, cebirşiddet yanmda, baskı terimine yer verilmesi gereksiz bir tekrardır. Cebirle baskj aym potada mütalaa edilebilir. Yine birinci maddede " Anayasada beürtilen cumburiyetin niteliklerî" teıımi TUrkçe oiarak hatahdır. DoŞrusu: Cumhuriyelin anayasada belirtilen nitelikleri olmak gerekir Aynca anayasada cumhurıyetin nitelikleri sayıhrken demokratık, laık, sosyal hukuk devleti olmak biçiminde bir sayma vardır. Yasanın birinci maddesinde sosyal, laik düzeni değistirmek terimi gereksiz biçimde tekrarlanmaktadır. Tek eksik kalan demokratık düzen terimıdir. Ikıncı maddede terör suçlusu teriminin kullanıimış olması affedilmez bir hatadır. Suçlu, suç „ 7Mar/199fi •/991 ı/t/ım&r 'YIUNATATÜRKcâiü ' CVStir NADl> OKTAyAKBAL EVET/HAyiR "Ben bir halk ve toplum ozanıyım. Ya da öyle bir ozan olmak isterir'ı." Ceyhun Atuf Kansu böyle diyordu "Ben" adlı yazısında. "Bulanık sulardan hoşlanmam Ne var ki bu yolu tutunca da sizi ozan saymayıverıyorlar. Saymasınlar, ben onların ozanı değilim kı ben halk ozanıyım. Bıreysel duygularımı da, topluma yönelmış mısralarımı da severek, bilerek, açık açık söylerim ben. Türk halk şiirinin geleneğidır bu. Halk şiinne öykündüğümü söyleyebilirler. Ben o şiire öykünmüyorum, okulum benim o şiir, şiiri o okulda öğrendim. Gerçek şiir de orada, halktadır diyorum." Bilgi Yayınları Ceyhun Atuf Kansu'nun "Bütün Eserleri"ni yayımlamaya başladı. ilk kitapta Kansu'nun bugüne dek kitaplaşmamış şıırleri yer alıyor. Türkıye İş Bankası birkaç yıl önce Kansu'nun şiirlerini iki cilt halinde yayımlamıştı. Tükenmiş bulunan bu kitaplar bir daha basılmadı. Şimdı Bilgi Yayınları Kansu'nun bütün yapıtlarını yayımlamaya başladı. Titiz ve ciddi bir araştırmacı olan Muzaffer Uyguner'in düzenlediği bu dizi her bakımdan güven vericidır. Uyguner, önsözde şöyle tanrtıyor Ceyhun Atuf Kansu'yu: "Kansu, gerçek bir Atatürkçüdür. Daha çok yazılarında görülen Atatürkçülük anlayışını şiirlerinde de buluruz. Aynca Kurtuluş Savaşı şiirlerinde de bir kaynaktır... Kaynağı halktır, halkın gelenekleri, zevklerı, zanaatı ve sanatıdır. Halkı oluşturan bireylere duyduğu sevgi, halka olan sevgisini ummanlaştırır." Ceyhun Atuf Kansu'yu oldukça geç tanıdım. Bunun nedeni onun Ankara'da, istanbul sanat çevrelerinden uzak oluşuydu. Ankara dışındaydı çoğu kez. Hekim olarak Anadolu insanına hizmet veriyordu. Şiiriyle halkın içinde olduğu kadar hekim olarak da öyleydi. Halkın yanmda, halktan biri... Uzun yıllar TDKyönetim kurullarında btrlikte olduk. Çoğu kez yan yana oturuyorduk. O yıllar genç insanların öldürüldüğu, birbirlerini öldürdüğü ya da gizli ellerin kanlı iç kavgayı sürdürdüğü bir dönemdi. Kansu, çok üzülüyordu olup bıtenlere. Şöyle yazmıştı bir şiirinde: "Bakıyorum da sabah gazetelerine / Biriniz daha ölmüşsünüz. / İlk cemre suya ınerken. / Kanınıza erken bir gülle düşmüş ölüm / ölüm bizden önce çıkıyorsa sokağa / Çiçek sevişmeden dökülüyorsa / Yaşam bir gömüttür öyleyse / Bir yanlışlık var bu düzende." Bu düzende bir yanlışlık vardı elbetl Ama neredeydi, neresindeydi bu yanlışlık? Nasıl düzeltılecekti? ikimiz de yanlışlığı Atatürk devriminden uzaklaşmakta görüyorduk. Yanlışlık, ucuz politika çıkarları için halktan yana, demokrat bir toplumdan yana görüşlerin, tutumların bir yana itilmesindeydi. Yalnızca iktidar tutkusu içinde çırpınan polıtikactlar, hangi partiden olurlarsa olsunlar, devrim yolundan dönmüşlerdi. Kblaydı ucuz politikacılıkl Kısa sürede kazanç getiriyordu! Varsın gençler sağcı solcu dıye birbirlerini öldürsünler, vız geliyordu katı yüreklilere. Evet, 'bir yanlışlık var'dı bu düzende... Kansu'nun Atatürk sevgisi her şeyden önce onun eylemine, onun devrimcı kişıliğine, yaratıcılığına olan bir sevgiydı. Şöyle yazıyordu "Adıdır Başkaldırmanın" adlı şiirinde: "Mavı ımış gözlerı / Yeşil olsa ne çıkardı gözlerı / Güzel olan sözleridir sözleri. / Sarı imiş saçları / Kara olsa ne çıkardı saçları / Büyük olan kararıdır kararı / Ya bağımsızlık ya Ölüm / Bu sese başkoymalı, katılmalı kavgasına / Ya da kapamalı artık söylev faslını / Soyadıdır başkaldırmanın Atatürk / Eökldikçe, bozuldukça bir yanlarımız / Alıp glder başımızı yazılırız Ankara'da / Karaoğlan çarşısından Inip gelen ordusuna." 'Hâlâ Yürüyor Bak, En Önde...' Izmir'den tören için gelen temsilcilerin içinde SHP'liler de vardı, DYP'liler de, ANAP'lılar da... Değlşik siyasal görüsleri vardı, ama Cumhuriyefin temel ilkeleri ve bu ilkelerin korunması açısından Başyazanmız Nadir Nadi ve Cumhuriyefin özel konumunun bilincindeydiler. Bu özel günü hep birlikte yaşadık. OPPORTUNITY IN SALES 'BOS, a joınt venture Company betvveen the KOÇ Group and a muttinatıonal world İeader British Oxygen Company, ıs looking for a sales interested candidate to lead a whole project The appropnate candidate will benefit from ınternational traınıng and will have the opportunity to buildup a sectıon The company environment is challanging and ıts current staff are young and actıve Required qualıflcations are, • University degrec in Engineering or Science • Good command of Englısh • Drivıng Lıcence • Not oldcr than 28 • Malcs must be free of Mllitary obligation • Previous sales experience could be an asset. İnterested candidates should send their CV's attached wıth a recent photo to Att.to Mrs. Yeşim ÇETİNER Birleşlk Oksijen Sanayii A.Ş. Buyflkdere Cad. 145/1 Aygaz Han Kat. 3 80300 ZincirlikuyuİSTANBUL With reference to the title sought before June 1, 1991. AU applications will be treated in Strıct Confidence 1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GORE SlGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR •L (Arkast 19. Sayfada)