18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbi Cumhumet Maıbaaul k *e Gazeieıtltk. Turk A.nomm Şırketı adına Nadır Nadi £ Gend \a\ın Muduru Hasan Ctmal. Muessese Muduru Emıne l$akligıl, >azı ljlen Muduru Ofc» Gonrasın. # Haber Merkczı Mddurj ^alçın Ba>er, Sa\!a Duzenı Voneımeni Mı \car 0 Temsıkıier Wk\R\ \hmtt T*n. İZMIR Hilmri Çetınkaya. AD^NA (etin ) tgenoglu 1, PolıdU (.rlsl •**!»•«*. Dıs Hab<rlcr Ln>un Balrı Ekononıı CCHRU Tarfcaa. I; Scndıka Şmknm Itıeneı. k-ihur Crtal Lttcr. isıantıul HdDcrif, ItanaJ Ksçvk. E^ıiım (MCI) Şsylu. \ur Haberlcrı Stcdrt Do|M Spof Danışmarı. AbdHİk*«r >uc«laıan l>; Ya/ılar kmm (.ıl^»-. \raşıınn3 Şrtn Mp»v Diuttıme \Mutltt \met 0 koordınaıor \kfori ILonfeM 0 Mal likr hnti trinl 0 Muhd «rht Bntrai Voer 0 Butv e PlanUma >**fi OsmMbnrogta 0 Rek am \*y lorun 0 Ek. >avr ar Haltı \k>ol 0 Idare HUSMIB Cam 0 >k'mc Ondrr ÇHık 0 B<igı lşl«n >ul IMJ 0 Penonet Srtm BosHacıo^u OkU} \kb^ talpa laycr Hasu Crnıi. HriLin«t ^enakıyı. Oki) O O I N S I . L(ur Haaın \\hmm Xlcık. AÜ Straea. AkaM Tıı fiaı»n v* Yavan. Cumhunyet Maıbaacıttfc ve Cazfleali» T A Ş Turkocajı Cad 39/41 C«j»loitu Î4334 IM PK 244 İsunbul Tel 512 05 05 (20 tat), Tete* 22246 F M (1) 526 60 72 % Burolar Kmkmv Zıya Gökalp Bfv inkılapS No 19'4. Td 133 1141-47. Tekx 42344, Fax (4) 133 05 65 ^ Izmk- H Zı>* BJv 1352 S 2'3. TeL 13 12 30. Teto 52359. Fax (51> 19 53 60 0 A d m Inönü Cad 119 S. No 1 Kat l Tel 19 37 52 (4 hat), Tete» 62155, F u (71) W 23 7 8 INGHTERE TAKVİM: 23 MART 1991 Imsak: 4 30 Güneş: 5.56 Öğle: 12.15 Ikindi: 15.42 Akşam: 18.25 Yatsı: 19.45 Basında zor günler Gençler bazı gazeteleri bırakıyorlar. Listenin başında magazin ve bulvar gazeteleri var. Bire bin katarak, cinselliği gıdıklayarak karmaşık olayları basite indirgemeye çalışırken iyice sulandıranlara rağbet azalıyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Ister ciddi, ıs- ter magazin, ister gundelik, is- terse sadece pazar günleri ya- yımlanan turu olsun tngiliz ba- sını tumuyle dar bir boğazdan geçiyor: llan gelirlerinde azal- ma. Yapılan bu>uk reklam harcamalarına karşın kaybolan okuyucular. Parasız bazı ekle- rinden ya \azgeçmek zorunda kalan ya da sayfa eksılten ga- zeteler. Yayın hayatına atılalı henüz iki yıl bile olmadığı hal- de "Sunda> Correspondent" ile "Independent" gazetesınin yenıvetme pazarına yönelik "lndy"sinin kapanması. tşini kaybeden gazetecilerin çetelesi- ni basın sektoru dahi tutamı- yor. 500-1000 kışı arasında bir rakam. Son atılan, Robert MaxweH'ın "Oail) Mirror"u- nun genel yayın yonetmeni. En ilerı başdondurucu elek- tronik teknolojinin tanıtıldığı ALMANYA "basın fuarı", Ingiliz basını hakkında en karamsar değer- lendirmelerin de yapıldığı adres oldu: "Yazılı basın, bazı istis- nalar dışında, (eleviz>ona yenik duşmeye devam edi>or". Kor- fez savaşı sırasında bazı gaze- telerin fazla baskı yapmaları, bu başaşağı gıdişi değiştirmiş değil. Ingiliz basınının genel buyuk sorunu ıse tele\izyonla rekabet. Uydulu uydusuz, kablolu kab- losuz, 24 saat aralıksız muzik, video klipleri ya da haber gos- teren televizyon kanallarının gorsel ve anlık gucu ile siyah- beyaz basının rekabeti... Magazin basını genelde sade- ce genç okuyucu kaybetmekle kalmıyor, genel okuyucu knle- sınde de cıddı basını tercih an- makta. Magazin basınının son iki yıldaki okuyucu kaybı 1 milyona yakın. Hem de yapı- lan buyuk reklam harcamala- rına karşın. Savaş bitti tirajlar düştü DENİZ İNCEDİKEN KÖLN — Korfez sa\aşı Al- man basınını da etkılemekten geri kalmadı. Korfez'de sıcak sa\aşın başladığı ocak a>ı orta- larında Almanya'da şazılı ba- sında gene! olarak bir tiraj ar- tışı ka>dedıldi. Ozellikle, Turki- ve'de de satılan 'Der Spiegel", 'Stern' gibi önde gelen haber dergilerinin tirajlarında, dığer yazılı basın organlarına oranla daha belirgin bir artış oldu Or- neğin, >urtdışı dahıl toplam 1 milyon 400 bın baskı yapan îDer Spiegel' dergısı, yetkilıle- rın verdiklerı bılgilere gore en sıcak gunlerinde ust uste kapak konusu yaptığı Korfez sa\aşıy- la, tırajını yaklaşık 1 milyon 300 bine çıkardı. Mart ayı ba- şında Spiegel'in tırajı yaklaşık 160 bin dolayında gerılemiş du- rumda. Şimdı Korfez savaşının sona ermesı\le, genel olarak tum ya- zılı basının tırajında bir gerıle- me goruluyor. Ancak bu 'gore- FRANSA ce gerileme', tırajların yenıden. sa\aş oncesı bulunduklan du- ze\e ınmelerı>le hemen hemen durulmuş gibi. Korfez savaşının Alman basını uzerındekı en onemlı etkisi, savaş boyunca uvgulanan ve Alman gazetecı- lere yabancı bir kavram olan "sansur'du Bir yanda sansur, dığer yanda savaşın kanlı ve acıklı tabloları, Alman gazete- cileri bir 'meslek ahlakı' taruş- ması ıçıne soktu. Orneğin, Al- man Gazetecıler Sendikası DJV'nın yayın organı 'Journa- list', mart ayı sayısını, hemen hemen tamamen "Korfez sa\a- şının kitle iletişim organlarına elkisi \e sansur" olayıvla ılgılı tartışmalara ayırdı. Savaş sırasında, birçok va- bancı sendıka gibi, sansurun derhal kaldırılması talebınde bulunan Alman Gazeteciler Sendikası, bu onlemlerin ozgur haberciliğın inanılırlığını ve okuyucunun guvenini sarsaca- ğını vurguladı sık sık. 96 yeni yayın MtNE SAULNIER PARİS — Paris basını yeni dağıtım kurumu NMPP'nin açıkladığı 1990 ıstatıstiklerine gore bayi satışlarında geçen yıl, 1989'a oranla yüzde 1 mal ar- tışı, yüzde 4.1 de kazanç artışı kaydedildi. Suavi Kaptan yayın yonetmeni Güneş'te yeni yönetmen Haber Merkezi — Güneş ga- zetesinde Uluç Giirkan'ın on- ceki gün istifasından sonra Ge- nel Yayın Yönetmenliği'ne ga- zete bünyesindeki Gun-Ha Ge- nel Müdurü Suavi Kaptan ge- tirildi. Uluç Giirkan'ın ardın- dan istifalarını açıklayan Yazı- işleri Müdüru Deniz Som, Ya- zıişleri Yonetmeni Nihat Bıik, Haber Muduru Erhan Akyddız ve Teknik Yönetmen Ender Aladınlar bugun gorevlerinı bı- rakıyorlar. Bu arada Güneş'in dış politika yazarı Cengiz Çan- dar da mart ayı sonundan ge- çerli olmak üzere istifa ettiğini açıkladı. Güneş Yonetim Kunılu üyesi Prof. Çetin Özek, Cumhuri- yet'in sorulsırını yanıtlarken Suavi Kaptan'ın genel yayın yönetmenliğine getirildiğini söyledi. Prof. Özek, Güneş ça- lışanlarının oluşturdukları 15 kişilik konseyin kendisiyle gö- rüşüp görüşmediği sorusuna ise 'Kanunda konsey diye bir şey yazmıyor. Ben de böyle bir konsey bilmiyorum' yanıtını verdi. Prof. Özek, bugün gö- revlerini bırakacak olan yazi iş- lerinin dört yöneticisınin yeri- ne kimlerin getirilecekleri ko- nusunda da "Giden gider, ka- lan saglar bizimdir. Dışarıdan adam almayacagız. Çalışacak birileri bulunur" dedi. Özek, sadece Gunaydın'la Guneş'in aynı mekâna taşınmalarının söz konusu olduğunu belirtti. Piyasaya sunulan yayın ora- nındaki yuzde 1 artış, 1.76 mil- yar gazete ve dergı sayısı anla- mına geliyor. Yüzde 4 1 ora- nındaki kazanç artışı ise 11 mıl- yar 330 milyon franga eşdeğer. NMPP, yaptığı araştırmayı 358 gazete uzerinde yuruttuğu- nü belirtiyor. 1990 yılında, Fransız basını 96 yeni yayın ka- zanmış bulunmakta. Bu artış, 222 yayın organınm soz konu- su vıl piyasadan kalkışı ve 318 yeni organın çıkışı sonucunda görüluyor. Ulusal olçekte dağıtılan gun- luk sıyasi gazeteler, okuyucu kitlesinin yuzde 62.9'unu tut- makta. Diğer yuzdeyi yerel ba- sın paylaşıyor. Buna karşın ve Korfez krizine rağmen söz ko- nusu buyuk gunluk basının ba- yi satışlarında 1989 yılına oran- la yuzde 1.9'luk bir duşuş var. Ancak bu satış, gazetelerin ek dağıttıklan gunler yuzde 2.2'lik bir artışla telafi ediliyor. Fakat Fransızlar, yıne de ba- sın harcamalarında kesintı yap- mışlar. Çunku bu dilimdeki masraflan yalnızca "'o 3 ora- nında artarken diğer tuketim- lerını r o 3.4 oranında yukselt- mişler. Bir Fransız aılesinin butçesinde "o 6'lık yer tutan kultur-eğlence dıliminın yalnız- ca r o 13.1 * ı gazete harcamala- rı. Bu oran yılda 743 franga eş- değer oluyor. Öte yandan 1990 yıh, Fran- sa'daki medyalar için reklam gelirleri bakımından duş kırık- lığı yarattı. Reklam Araştırma ve İnceleme Enstitusü'nun (IREP) verilerine gore önceki yıllarda büyük artış gosteren reklam gelirleri geçen sene çok az arttı. Medyaların gelirleri 1988'e göre 12 milyar, 1989'a göre 5 milyar arttı, ancak bu artış oranı, onceki senelerin yuzde 16'lık, yüzde 14'luk skorlarıyla kıyaslandığında ol- dukça düşük: Tahminen yüzde 10. İlan gelirlerindeki bu oran- sal duşuşten en çok yazılı ba- sın, ozellikle de gunluk gazete- ler etkilendi. Televizyon ise yuzde 10'luk bir artışla, en az kaybeden medya. Eski teknik direktör Hiddink'e göre 20-25 milyonluk taraftar, dünyanın en büyük gücü Fener'i sevmek yetmezABDÜLKADİR YÜCELMAN 9 ay bile olmadı Fenerbahçe- deki yaşantısı. Buyuk umutlar- la gelmişti Türkiye^ye, kendisine umutla bakanlar da çoğunluk- taydı. Ama Fenerbahçe'ye her gelen yabancı gibi o da zaman içinde öğütulüverdi. Hem de çok kısa bir sürede ve de Fener- bahçe'nin geleneksel zamanla- ma yanlışlığı içinde. Fenerbahçe'ye geldiğinin ilk aylannda her şey toz pembeydi. Onunla Yıldız Parkı Malta Köş- ku'ndeki ilk söyleşimizi anımsı- yorum; konuşurken geleceğin- den kuşku duymayan, Fener- bahçe deyince gözleri panldayan bu futbol adamı için biz de ga- yet iyimser duşünüyor ve Fener- bahçe için kafasındaki planı oğ- renince kendisine daha bir sem- pati ile bakıyorduk. Bugün kariyerinin kimsenin tartışama- yacağı o büyuk futbol adamı ile son göruşmemizi Turkiye'den ayrılmadan birkaç saat önce ya- parken yine aynı duygularla ve aynı duşüncelerle doluyduk. Bu kez gözleri zaman zaman uzak- lara dahyor ve laflan ağzından kimseyi kırmamak için daha bir dikkatli çıkıyordu. "Konuşmak istemiyorum gi- derken. iiıtfen beni sıkıştırma" diye söze başladı hemen, ama bizim ısrarımızı görunce "tsim yok" dedi. Ve biz 1 saat hiç kim- senin adını ağzımıza almayarak Fenerbahçe'den söz ettik. — Sayın Hiddink, böyle kısa bir sürede aynlacağınızı ne siz ne ben bekliyorduk doğrusu. Neden işler ters gitti böylesine? — Doğrusunu söyleyeyim mi, ben de beklemiyordum. — Türkiye^e geldiginizde bu- yuk planlar vardı kafanızda. Bunları neden gerçekleştireme- diniz? — Aslında giderayak kimse için konuşmak istemiyorum. Gazetecilerin konuşma teklifle- rini bunun için reddettim. Kim- seyi kırmak, kimseyi eleştirmek istemiyorum. Fenerbahçe buyuk bir kulup, o kendi geleceğini kendisi belirler. Benim yolum şu anda başka yönde. — Peki, ama c enerbahçe şu anda her şeye flu bakıyor. Şu anda Fenerbahçelilerin yapma- sı gereken şeyin ne olduğunu soyleyebilir misiniz? — Fenerbahçe şu anda neden bu hale geldiğinin bir analizini yapmalı ve onun önlemlerini al- malıdır. Şu anda bu iş bana diış- mez. — Sizce en biiyiık yanlışlık nedir? — Futbol artık bir endüstri- dir. Endustrileşme şirketleşme ile olur. Futbol da şirketleşme is- ter. Profesyonellik ister. Plansız hiçbir ış başan getırmez. Işlerın organize edilmesi gerekir. Plan ve organizasyon olmazsa sonuç- lar sürprizdir. Bu, ya iyi ya da kötü olabilir. Ikisi de rastlantı- dır. Şans veya şanssızhktır. Bir futbol kulübünde işin sportıf yanı gözardı edilmeden profes- yonellik ve ticari anlayış on planda tutulmalıdır. Kulüplerın başka turlu yaşaması mümkun değildir. Fenerbahçe için şimdi yapılması gereken de budur. Fe- nerbahçe'nin bir kulup olması için ben gereken öğeleri saydım. Ama bunların değerlendirilme- si sayın Fenerbahçeli yöneticile- 'rin yapması gereken işlerdir. — Şu anda Fenerbahçe'de de bu tür bir anlayış var. Ama ise nereden başlanacağı bilinmiyor. Futbolculardan mı, teknik kad- rodan mı, yöneticilerden mi, yoksa sistemden mi? — Şirketleşmiş futbol, yani futbolun şirketleşmesi bence en önemli konu. Fenerbahçe, bu şirket politikası içinde yönetim- de ciddj görev bölümleri yapma- lı. İş açısından bunları söyleme- me rağmen şu kısa sürede kal- dığım Fenerbahçe'de herkesi sevdim. Çünku herkes elinden geldiği kadan ile şu veya bu şe- kilde bir şeyler yapmaya çalıştı. İyi niyetlerinden hiç kuşkum ol- •- Fenerbahçe, dünyanın en büyük kulübü. Çünkü dünyada Ij • hiçbir kulübün 20-25 milyon taraftarı yoktur. Milli takımların /o bile yoktur. Ben bu büyük taraftara saygı duyuyorum. O büyük potansiyeli hiç unutmamak gerekir. Jjfs İstediğim takımı kuramadım. Buna sakatlıklar engel oldu. ft İstediğim 11 hiçbir zaman iki maç arka arkaya oynayamadı. /o Bunu mazeret olarak söylemiyorum, ama gerçek bu. Futbol bir endüstridir. Şirketleşme ister, profesyonellik ister. Plansız hiçbir iş başan getirmez. Plan ve organizasyon olmazsa sonuçlar sürprizdir./o GLUS HİDDİNK- Hollandalı Guus Hiddink, Turkiyeye büyük umutlarla gelmişti. Ama Fe- nerbahçe'deki yaşantısı 9 ay bile siirmedi ünlü futbol adamının. (Fotoğraf: Mustafa Krsoy) madı. Ama önemli olan bu duy- gu zenginliğine yon verebilmek. Sevgi çok guzel bir şey. Ancak kontrol edilmelidir. Kontrol edilmeyen su nasıl önüne geleni yıkıp geçerse kontrolsuz sevgi de ona benzer. — Yani Fenerbahçe'yi çok se- anlaşılıyor. Kesinlikle söyleye- ven kişilerin sadece sevgileri ile yim ki pişman değilim. Turki- bu işyürümüyor demek istiyor- ye'ye gelmeden once fazla bir sunuz. bilgim olmadı. Geldikten sonra — Oyle. beni Türkiye'de o kadar sıcak — Sayın Hiddink, Türkiye'ye bir ilgi ile karşıladılar ki. Tabii gelmeden önce Turk insanının birkaç kişi dışında. Bunlar her yapısını, Türk kulup sisteminin şeyi örtüyordu. Ben de fazla bir henüz ticari ve profesyonel an- araştırmaya gerek görmedim. layışa sahip olmadığını, henüz Kendi işime baktım. profesyonellik yapılaşmasının — Bu arada bir otokritik yap- ilk aşamasında olduğunu bir sanız; kendiniz ve yaptığınız iş- ufak soruşturma ile öğrenebilir- lerde acaba bir hatanız olmadı diniz. mı? — Sorunuzdan pişmanlık gi- — Biraz önce Fenerbahçelile- bi bir duyguya sahip olduğum rin bu sezonki işler için iyi bir analiz yapması gerekiyor demiş- tim. Aynı şeyi kendim için de duşunuyorum. Benim de Fener- bahçe'deki günlerim için taraf- sız ve iyi bir analiz yapmam ge- rekiyor. — Sizin hatalarınız, yanlışla- nnız dışında sizin elinizde olma- yan aksaklıklar da oldu mu? — Futbol takımını etkileyen, aslında ilgisi olmadığı halde yi- ne de olumsuz etkileyen yöne- tımdeki anlaşmazhklar oldu. Bunu önlemek elimde değil. Ve halıyle bu anlaşmazhklar fut- bolcuları da, beni de etkiledi. — Sayın Hiddink, bu sezon sakatlıklar ve şanssızlık da ba- şansızlıkta etken oldu mu? — Sakatlıklar veya şanssızlık- lar benim için geçerli bir baha- ne ya da mazeret değildir. Da- ha doğrusu bunlara sığınmak, olaya çok basit bakmak demek- tir. Üstelik Turkiye'deki hakem- ler gayet iyi. Ayrıca 12. futbol- cumdan 18. futbolcuya kadar hepsi de takıma girip oynayacak nitelikteydi. Sadece şunu söyle- yebilirim: İstediğim takımı ku- ramadım. Buna sakatlıklar en- gel oldu. istediğim 11 hiçbir za- man iki maç arka arkaya oyna- yamadı. Bunu bir mazeret ola- rak söylemiyorum, ama gerçek bu. Çünkü bu bile tam bir ge- rekçe değil. — Peki olaya bir de şöyle baksak: Siz kariyer sahibi tam bir profesyonelsiniz. Bizim fut- bolculann ise tam profesyonel olup olmadıklan tartışılır. Bu- nu da kimse inkâr etmiyor za- ten. Acaba sizin bu anlayıştaki bir ekibe uyum saglayamadıgı- nız da söz konusu olabilir mi? — Profesyonellikte her türlü koşullarda çalışılmalıdır. Bu sö- zü kendim için söylüyorum. Söylediğiniz doğru olabilir. Çünkü Fenerbahçe yeni bir isimse, ben de futbolcular için bir kapalı kutuydum. Onların beni tanıması, benim onları ta- nımam için zaman gerekiyordu. BUtün bunlar ve zaman hep aleyhimize çalıştı. — Tam birbirinize alışacagı- nız zaman ise sabırsız Fenerbah- çe yönetimi için çok uzun geldi Sayın Hiddink. — Maalesef öyle. Ama benim yakınlaşmam yetmedi. Bana di- ğer teknik kadroda çalışan arka- daşlarla yönetimdeki arkadaşla- nn yardım etmesi ger;kirdi. Bu pek öyle olmadı. Ama bütün bunlara tek bir şey ekliyorum. Bütün bunların hiçbiri teker te- ke*r benim için mazeret olamaz. Ben madem ki profesyonelim, dediğim gibi türlü ağır şartlar- da bile gık demeden çalışmam gerekirdi. Zaten gıkım da çık- madı. — Fenerbahçe'de acaba Avru- pa'da oynayacak nitelikte fut- bolcu var mı? — Teknik ve karakter olarak var. Ama yaşlan ilerlemiş. Bu- gunkü futbol düşüncesine daha genç yaşta ulaşabiiselerdi keşke. — Fenerbahçe taraftarlanna bir mesajınız var mı giderken? — Fenerbahçe, dünyanın en büyük kulübü. Nedeni de şu: Dünyada hiçbir kulübun 20-25 milyon taraftan yoktur. Milli ta- kımlann bile yoktur. Ben bu bu- yuk taraftara saygı duyuyorum. Onlan teker teker seviyorum. Onlann sesleri hâlâ kulaklarım- da. O büyuk potansiyeli hiç unutmamak gerekir. 20 milyon- luk bir sevgi, dünyanın en buyuk gücudür. Futbolun şirketleşmesi dedim, hangi şirkete 20 milyon insan sevgi ve sempati ile bakar? Gazeteniz aracılığı ile hepsine sevgilerimi iletiyorum. Birçok gazete giderayak benimle konuş- mak istedi. Fenerbahçe muha- birlerini de çok seviyorum. Ama laflarımı değişik biçimde yo- rumlamasınlar diye sadece ve sadece ilk geldiğim gunden beri virgülüne dokunmadan dedikle- rimi yazan Cumhuriyet'e ve si- ze anlatmak istedim duyguları- mı. Bugun Fenerbahçe'den ve Türkiye*den ayrılıyorum, ama bir gün doneceğim. Hiddink'in bu kadar duygu- sal olduğunu sanmıyordum. İlk geldiğinde tanışırken tokalaştı- ğım bu büyük futbol adamına veda ederken yanağını uzattı ve Türk usulu yanaktan öpuştük. Bu, Hiddink'in belki de Turki- ye'den götürdüğü bir geleneği- mizdi. Özel TV'de hesap günleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Özel radyo-televizyon kurulmasına olanak veren ana- yasa değişikliği ilk kez şekillenirken özel TV ya- yım yapmaya hazırlanan kuruluşlarda 'bekleme' dönemi sürüyor. Bu kuruluşlardan Hurriyet, Sa- bah, Turkiye gazeteleri, İmaj TV ve Karacan TV, Radyo Televizyon Yuksek Kurulu'nun özel TV raporundan sonra şimdi de anayasa değişik- liğini bekliyorlar. Hurriyet gazetesi ozel TV çalışmalarını Ulu- sal Radyo Televizyon (URT) grubu ile ortakla- şa yürutuyor. Türker İnanoğlu'nun sahibi oldu- ğu URT, TRT'ye en çok program ureten ve sa- tan kuruluşlar arasında yer alıyor. Hodri Mey- dan', 'İşte Hayatımız', 'Bir Başka Gece' gibi programların yapımcılığını ustlenen URT, şu an- da özel TV için altyapısını oluşturmuş kuruluş- ların başında geliyor. URT'nin sahibi Türker İnanoğlu, ozel TV yrsası çıktığı takdirde, "48 saat içinde yayına geçebileceklerini' belirtiyor. Turkiye gazetesınin Turkiye Radyo Televizyo- nu (TGRT) ise televizyon yayınlarına ilişkin ça- lışmalarını 1987'den bu yana sürdürüyor. TGRT, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'tavsiye ettiği' program kasetlerinin yanı sıra film yapımcılığı- nı da gerçekleştiriyor. Ali Karacan'ın yönetimindeki Karacan TV de TRT'ye ve çeşitli kuruluşlara sponsor program uretimini surdurüyor. Karacan TV, televizyon istasyonu kurmaktan çok, mevcut kuruluşlara program uretimi yapmayı yeğliyor. Sabah gazetesi ise 'Satel' adı altında televiz- yonculuğa hazırlanıyor. Sabah grubu da 'teknik altyapı'sı ile özel televizyonculuğa hazırlanma- sına karşın bu yayınlann hangi esaslar altında yapılacağına ilişkin ilkelerin belirlenmesini bek- liyor. Sabah grubundan ayrılanimaj, şu anda program uretimi gerçekleştiren kuruluşlar ara- sında bulunuyor. İmaj, TV de televizyon istas- yonu kurmak yerine program uretimi yapmayı tercih ediyor. Özel TV girişimcileri, 'yayın yapmaya hazır konumda olduklannı belirtmelerine karşın hangi esaslar içinde yayın yapacaklarını saptamış de- ğiller. Radyo Televizyon Yuksek Kurulu'nun tar- tışmaya açtığı 'özel TV' raporu dışında ellerin- de somut bir duzenleme bulunmayan girişimci- ler, 'ilkeler tamamen belli olana değin' beklemeyi yeğliyorlar. Mektuplarda posta kodu • ANKARA (AA) — Mektup ve diğer gonderilerde posta kodu uygulaması artık zorunlu hale geliyor. Modern taşıma sistemleri, otomatik mektup ayırma makineleri ve video optik mektup okuyucularla bilgisayann kullanıldığı Ankara Posta İşleme Merkezi'nin devreye girmesiyle posta kodu yazılmayan mektuplar alıcısına gecikmeli ulaşacak. PTT Genel Müdürü Emin Başer, mektup ve diğer gonderilerde posta kodu yazma oranının yüzde 50'ye ulaştığını söyledi. Başer, posta kodu uygulamasının gönderilerin işlenmesi, sevki ve dağıtırmnda sürat ve kolayhk sağlayacağını, yanlışlıkları önleyeceğini, postada mekanizasyon sistemine geçişi gerçekleştireceğini kaydetti. Mesir şenlikleri • MANİSA (Cumhuriyet) — Son yıllarda mart aylannda kutlanan mesir şenlikleri bu yıl Ramazan nedeniyle 24-28 nisan tarihlerine ertelendi. 451. Mesir Şenlikleri'nde toplam 15 ton mesir macunu dağıtılacak. Turizm Derneği Başkanı Cumhur Karagozler, mesir macunu için yurtdışından da talepler geldiğini belirterek bu yıl Avrupa ve Ortadoğu ulkelerine 10 ton mesir macunu dışsatımı gerçekleştirileceğini açıkladı. Çukurova Ekspresi • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) — Devlet Demiryolları, Adana - Ankara arasında çahşmak üzere "Çukurova Ekspresi" adı altında bir treni sefere koyuyor. Tren, ilk seferine 1 Nisan 1991 pazartesi günü saat 19.20"de Adana'dan Ankara'ya hareketle başlıyor. Devlet Demiryollan 6. Bölge Baş müdürü Süleyman Gündoğdu, aynı hatta karşılıklı olarak işleyen dört trene ek olarak sefere konan Çukurova Ekspresi'nin yataklı ve yemekli vagonlara sahip bulunduğunu söyledi. Sınav trafi^ • ANKARA (AA) — Anadolu, Anadolu öğretmen ve fen liselerine başvurular pazartesi günü başlıyor. Başvurular 5 nisanda sona erecek. Açıköğretim Fakültesi'nin yurtdışı programlarına kayıth 250 bini aşkın öğrenci ise bugün ve yarın ara sınava girecek. 26 mayıs pazar günü Anadolu liseleri sınavı, öğleden sonra da fen liseleri sınavı yapılacak. Anadolu öğretmen liseleri sınavı ise 9 haziran pazar günü gerçekleştirilecek. 'Bisküvi fabrîkası mı?' • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) — Etibank'a ait Ferrokrom ve Karpit Fabrikası îdare Müdürü Orhan Bozoklu, fabrikanın çevreye zarar vermemesi için çalıştıklannı belirterek "Bisküvi fabrikası da değil burası. Tabii bazı etkileri olacak" diye konuştu. 700 personelin bulunduğu fabrikada yapılan sağlık taramaları sonunda akciğer rahatsızlıklanna bolca rastlandığı öne sürülüyor. Akdeniz Üniversitesi Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Necati Dedeoğlu, kişisel koruyucu araçlann en son çare olarak düşünülmesi gerektiğini belirtirken, önemli olanın, işletmenin çevreye ve çalışanlarına zarar vermemesi olduğunu söyledi. Sağlık semineri • ANKARA (ANKA) — Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık Bakanlığı'nın işbirliği sonucu düzenlenen "Sağlık Hizmetlerinde Avrupa'nın Deneyiminde Politika Uretimi" konulu uluslararası seminer, 24-28 mart tarihleri arasında Nevşehir-Ürgüp'te yapılacak. Ürgüp Turban Oteli'nde gerçekleştirilecek seminerin açış konuşmasuu Sağlık Bakanı Halil Şıvgın yapacak. Bazı Avrupa ülkelerinin sağlık enstitüsü temsilcilerinin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörlügü temsilcilerinin de katılacağı seminerin ikinci gününde Almanya, İngiltere sağlık enstitulerinin temsilcileri ülkelerindeki genel sağlık sigortası ve koruyucu sağlık hizmetleri konularında bilgi verecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear