Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbi Cumhumet Maıbaaul k *e Gazeieıtltk. Turk A.nomm Şırketı adına
Nadır Nadi £ Gend \a\ın Muduru Hasan Ctmal. Muessese Muduru
Emıne l$akligıl, >azı ljlen Muduru Ofc» Gonrasın. # Haber Merkczı
Mddurj ^alçın Ba>er, Sa\!a Duzenı Voneımeni Mı \car 0 Temsıkıier
Wk\R\ \hmtt T*n. İZMIR Hilmri Çetınkaya. AD^NA (etin ) tgenoglu
1, PolıdU (.rlsl •**!»•«*. Dıs Hab<rlcr Ln>un Balrı Ekononıı CCHRU Tarfcaa. I; Scndıka Şmknm Itıeneı. k-ihur Crtal Lttcr.
isıantıul HdDcrif, ItanaJ Ksçvk. E^ıiım (MCI) Şsylu. \ur Haberlcrı Stcdrt Do|M Spof Danışmarı. AbdHİk*«r >uc«laıan
l>; Ya/ılar kmm (.ıl^»-. \raşıınn3 Şrtn Mp»v Diuttıme \Mutltt \met 0 koordınaıor \kfori ILonfeM 0 Mal
likr hnti trinl 0 Muhd
«rht Bntrai Voer 0 Butv
e PlanUma >**fi OsmMbnrogta 0 Rek am \*y lorun 0 Ek. >avr ar
Haltı \k>ol 0 Idare HUSMIB Cam 0 >k'mc Ondrr ÇHık 0 B<igı lşl«n >ul IMJ 0 Penonet Srtm BosHacıo^u
OkU} \kb^ talpa laycr Hasu
Crnıi. HriLin«t ^enakıyı. Oki)
O O I N S I . L(ur Haaın \\hmm
Xlcık. AÜ Straea. AkaM Tıı
fiaı»n v* Yavan. Cumhunyet Maıbaacıttfc ve Cazfleali» T A Ş Turkocajı Cad 39/41 C«j»loitu
Î4334 IM PK 244 İsunbul Tel 512 05 05 (20 tat), Tete* 22246 F M (1) 526 60 72 %
Burolar Kmkmv Zıya Gökalp Bfv inkılapS No 19'4. Td 133 1141-47. Tekx 42344, Fax (4) 133
05 65 ^ Izmk- H Zı>* BJv 1352 S 2'3. TeL 13 12 30. Teto 52359. Fax (51> 19 53 60
0 A d m Inönü Cad 119 S. No 1 Kat l Tel 19 37 52 (4 hat), Tete» 62155, F u (71) W 23
7
8
INGHTERE
TAKVİM: 23 MART 1991 Imsak: 4 30 Güneş: 5.56 Öğle: 12.15 Ikindi: 15.42 Akşam: 18.25 Yatsı: 19.45
Basında
zor günler
Gençler bazı gazeteleri bırakıyorlar. Listenin
başında magazin ve bulvar gazeteleri var.
Bire bin katarak, cinselliği gıdıklayarak
karmaşık olayları basite indirgemeye
çalışırken iyice sulandıranlara rağbet azalıyor.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Ister ciddi, ıs-
ter magazin, ister gundelik, is-
terse sadece pazar günleri ya-
yımlanan turu olsun tngiliz ba-
sını tumuyle dar bir boğazdan
geçiyor: llan gelirlerinde azal-
ma. Yapılan bu>uk reklam
harcamalarına karşın kaybolan
okuyucular. Parasız bazı ekle-
rinden ya \azgeçmek zorunda
kalan ya da sayfa eksılten ga-
zeteler. Yayın hayatına atılalı
henüz iki yıl bile olmadığı hal-
de "Sunda> Correspondent"
ile "Independent" gazetesınin
yenıvetme pazarına yönelik
"lndy"sinin kapanması. tşini
kaybeden gazetecilerin çetelesi-
ni basın sektoru dahi tutamı-
yor. 500-1000 kışı arasında bir
rakam. Son atılan, Robert
MaxweH'ın "Oail) Mirror"u-
nun genel yayın yonetmeni.
En ilerı başdondurucu elek-
tronik teknolojinin tanıtıldığı
ALMANYA
"basın fuarı", Ingiliz basını
hakkında en karamsar değer-
lendirmelerin de yapıldığı adres
oldu: "Yazılı basın, bazı istis-
nalar dışında, (eleviz>ona yenik
duşmeye devam edi>or". Kor-
fez savaşı sırasında bazı gaze-
telerin fazla baskı yapmaları,
bu başaşağı gıdişi değiştirmiş
değil.
Ingiliz basınının genel buyuk
sorunu ıse tele\izyonla rekabet.
Uydulu uydusuz, kablolu kab-
losuz, 24 saat aralıksız muzik,
video klipleri ya da haber gos-
teren televizyon kanallarının
gorsel ve anlık gucu ile siyah-
beyaz basının rekabeti...
Magazin basını genelde sade-
ce genç okuyucu kaybetmekle
kalmıyor, genel okuyucu knle-
sınde de cıddı basını tercih an-
makta. Magazin basınının son
iki yıldaki okuyucu kaybı 1
milyona yakın. Hem de yapı-
lan buyuk reklam harcamala-
rına karşın.
Savaş bitti
tirajlar düştü
DENİZ İNCEDİKEN
KÖLN — Korfez sa\aşı Al-
man basınını da etkılemekten
geri kalmadı. Korfez'de sıcak
sa\aşın başladığı ocak a>ı orta-
larında Almanya'da şazılı ba-
sında gene! olarak bir tiraj ar-
tışı ka>dedıldi. Ozellikle, Turki-
ve'de de satılan 'Der Spiegel",
'Stern' gibi önde gelen haber
dergilerinin tirajlarında, dığer
yazılı basın organlarına oranla
daha belirgin bir artış oldu Or-
neğin, >urtdışı dahıl toplam 1
milyon 400 bın baskı yapan
îDer Spiegel' dergısı, yetkilıle-
rın verdiklerı bılgilere gore en
sıcak gunlerinde ust uste kapak
konusu yaptığı Korfez sa\aşıy-
la, tırajını yaklaşık 1 milyon
300 bine çıkardı. Mart ayı ba-
şında Spiegel'in tırajı yaklaşık
160 bin dolayında gerılemiş du-
rumda.
Şimdı Korfez savaşının sona
ermesı\le, genel olarak tum ya-
zılı basının tırajında bir gerıle-
me goruluyor. Ancak bu 'gore-
FRANSA
ce gerileme', tırajların yenıden.
sa\aş oncesı bulunduklan du-
ze\e ınmelerı>le hemen hemen
durulmuş gibi. Korfez savaşının
Alman basını uzerındekı en
onemlı etkisi, savaş boyunca
uvgulanan ve Alman gazetecı-
lere yabancı bir kavram olan
"sansur'du Bir yanda sansur,
dığer yanda savaşın kanlı ve
acıklı tabloları, Alman gazete-
cileri bir 'meslek ahlakı' taruş-
ması ıçıne soktu. Orneğin, Al-
man Gazetecıler Sendikası
DJV'nın yayın organı 'Journa-
list', mart ayı sayısını, hemen
hemen tamamen "Korfez sa\a-
şının kitle iletişim organlarına
elkisi \e sansur" olayıvla ılgılı
tartışmalara ayırdı.
Savaş sırasında, birçok va-
bancı sendıka gibi, sansurun
derhal kaldırılması talebınde
bulunan Alman Gazeteciler
Sendikası, bu onlemlerin ozgur
haberciliğın inanılırlığını ve
okuyucunun guvenini sarsaca-
ğını vurguladı sık sık.
96 yeni yayın
MtNE SAULNIER
PARİS — Paris basını yeni
dağıtım kurumu NMPP'nin
açıkladığı 1990 ıstatıstiklerine
gore bayi satışlarında geçen yıl,
1989'a oranla yüzde 1 mal ar-
tışı, yüzde 4.1 de kazanç artışı
kaydedildi.
Suavi Kaptan
yayın yonetmeni
Güneş'te
yeni
yönetmen
Haber Merkezi — Güneş ga-
zetesinde Uluç Giirkan'ın on-
ceki gün istifasından sonra Ge-
nel Yayın Yönetmenliği'ne ga-
zete bünyesindeki Gun-Ha Ge-
nel Müdurü Suavi Kaptan ge-
tirildi. Uluç Giirkan'ın ardın-
dan istifalarını açıklayan Yazı-
işleri Müdüru Deniz Som, Ya-
zıişleri Yonetmeni Nihat Bıik,
Haber Muduru Erhan Akyddız
ve Teknik Yönetmen Ender
Aladınlar bugun gorevlerinı bı-
rakıyorlar. Bu arada Güneş'in
dış politika yazarı Cengiz Çan-
dar da mart ayı sonundan ge-
çerli olmak üzere istifa ettiğini
açıkladı.
Güneş Yonetim Kunılu üyesi
Prof. Çetin Özek, Cumhuri-
yet'in sorulsırını yanıtlarken
Suavi Kaptan'ın genel yayın
yönetmenliğine getirildiğini
söyledi. Prof. Özek, Güneş ça-
lışanlarının oluşturdukları 15
kişilik konseyin kendisiyle gö-
rüşüp görüşmediği sorusuna ise
'Kanunda konsey diye bir şey
yazmıyor. Ben de böyle bir
konsey bilmiyorum' yanıtını
verdi. Prof. Özek, bugün gö-
revlerini bırakacak olan yazi iş-
lerinin dört yöneticisınin yeri-
ne kimlerin getirilecekleri ko-
nusunda da "Giden gider, ka-
lan saglar bizimdir. Dışarıdan
adam almayacagız. Çalışacak
birileri bulunur" dedi. Özek,
sadece Gunaydın'la Guneş'in
aynı mekâna taşınmalarının
söz konusu olduğunu belirtti.
Piyasaya sunulan yayın ora-
nındaki yuzde 1 artış, 1.76 mil-
yar gazete ve dergı sayısı anla-
mına geliyor. Yüzde 4 1 ora-
nındaki kazanç artışı ise 11 mıl-
yar 330 milyon franga eşdeğer.
NMPP, yaptığı araştırmayı
358 gazete uzerinde yuruttuğu-
nü belirtiyor. 1990 yılında,
Fransız basını 96 yeni yayın ka-
zanmış bulunmakta. Bu artış,
222 yayın organınm soz konu-
su vıl piyasadan kalkışı ve 318
yeni organın çıkışı sonucunda
görüluyor.
Ulusal olçekte dağıtılan gun-
luk sıyasi gazeteler, okuyucu
kitlesinin yuzde 62.9'unu tut-
makta. Diğer yuzdeyi yerel ba-
sın paylaşıyor. Buna karşın ve
Korfez krizine rağmen söz ko-
nusu buyuk gunluk basının ba-
yi satışlarında 1989 yılına oran-
la yuzde 1.9'luk bir duşuş var.
Ancak bu satış, gazetelerin ek
dağıttıklan gunler yuzde 2.2'lik
bir artışla telafi ediliyor.
Fakat Fransızlar, yıne de ba-
sın harcamalarında kesintı yap-
mışlar. Çunku bu dilimdeki
masraflan yalnızca "'o 3 ora-
nında artarken diğer tuketim-
lerını
r
o 3.4 oranında yukselt-
mişler. Bir Fransız aılesinin
butçesinde "o 6'lık yer tutan
kultur-eğlence dıliminın yalnız-
ca
r
o 13.1 * ı gazete harcamala-
rı. Bu oran yılda 743 franga eş-
değer oluyor.
Öte yandan 1990 yıh, Fran-
sa'daki medyalar için reklam
gelirleri bakımından duş kırık-
lığı yarattı. Reklam Araştırma
ve İnceleme Enstitusü'nun
(IREP) verilerine gore önceki
yıllarda büyük artış gosteren
reklam gelirleri geçen sene çok
az arttı. Medyaların gelirleri
1988'e göre 12 milyar, 1989'a
göre 5 milyar arttı, ancak bu
artış oranı, onceki senelerin
yuzde 16'lık, yüzde 14'luk
skorlarıyla kıyaslandığında ol-
dukça düşük: Tahminen yüzde
10. İlan gelirlerindeki bu oran-
sal duşuşten en çok yazılı ba-
sın, ozellikle de gunluk gazete-
ler etkilendi. Televizyon ise
yuzde 10'luk bir artışla, en az
kaybeden medya.
Eski teknik direktör Hiddink'e göre 20-25 milyonluk taraftar, dünyanın en büyük gücü
Fener'i sevmek yetmezABDÜLKADİR
YÜCELMAN
9 ay bile olmadı Fenerbahçe-
deki yaşantısı. Buyuk umutlar-
la gelmişti Türkiye^ye, kendisine
umutla bakanlar da çoğunluk-
taydı. Ama Fenerbahçe'ye her
gelen yabancı gibi o da zaman
içinde öğütulüverdi. Hem de
çok kısa bir sürede ve de Fener-
bahçe'nin geleneksel zamanla-
ma yanlışlığı içinde.
Fenerbahçe'ye geldiğinin ilk
aylannda her şey toz pembeydi.
Onunla Yıldız Parkı Malta Köş-
ku'ndeki ilk söyleşimizi anımsı-
yorum; konuşurken geleceğin-
den kuşku duymayan, Fener-
bahçe deyince gözleri panldayan
bu futbol adamı için biz de ga-
yet iyimser duşünüyor ve Fener-
bahçe için kafasındaki planı oğ-
renince kendisine daha bir sem-
pati ile bakıyorduk. Bugün
kariyerinin kimsenin tartışama-
yacağı o büyuk futbol adamı ile
son göruşmemizi Turkiye'den
ayrılmadan birkaç saat önce ya-
parken yine aynı duygularla ve
aynı duşüncelerle doluyduk. Bu
kez gözleri zaman zaman uzak-
lara dahyor ve laflan ağzından
kimseyi kırmamak için daha bir
dikkatli çıkıyordu.
"Konuşmak istemiyorum gi-
derken. iiıtfen beni sıkıştırma"
diye söze başladı hemen, ama
bizim ısrarımızı görunce "tsim
yok" dedi. Ve biz 1 saat hiç kim-
senin adını ağzımıza almayarak
Fenerbahçe'den söz ettik.
— Sayın Hiddink, böyle kısa
bir sürede aynlacağınızı ne siz
ne ben bekliyorduk doğrusu.
Neden işler ters gitti böylesine?
— Doğrusunu söyleyeyim mi,
ben de beklemiyordum.
— Türkiye^e geldiginizde bu-
yuk planlar vardı kafanızda.
Bunları neden gerçekleştireme-
diniz?
— Aslında giderayak kimse
için konuşmak istemiyorum.
Gazetecilerin konuşma teklifle-
rini bunun için reddettim. Kim-
seyi kırmak, kimseyi eleştirmek
istemiyorum. Fenerbahçe buyuk
bir kulup, o kendi geleceğini
kendisi belirler. Benim yolum şu
anda başka yönde.
— Peki, ama
c
enerbahçe şu
anda her şeye flu bakıyor. Şu
anda Fenerbahçelilerin yapma-
sı gereken şeyin ne olduğunu
soyleyebilir misiniz?
— Fenerbahçe şu anda neden
bu hale geldiğinin bir analizini
yapmalı ve onun önlemlerini al-
malıdır. Şu anda bu iş bana diış-
mez.
— Sizce en biiyiık yanlışlık
nedir?
— Futbol artık bir endüstri-
dir. Endustrileşme şirketleşme
ile olur. Futbol da şirketleşme is-
ter. Profesyonellik ister. Plansız
hiçbir ış başan getırmez. Işlerın
organize edilmesi gerekir. Plan
ve organizasyon olmazsa sonuç-
lar sürprizdir. Bu, ya iyi ya da
kötü olabilir. Ikisi de rastlantı-
dır. Şans veya şanssızhktır. Bir
futbol kulübünde işin sportıf
yanı gözardı edilmeden profes-
yonellik ve ticari anlayış on
planda tutulmalıdır. Kulüplerın
başka turlu yaşaması mümkun
değildir. Fenerbahçe için şimdi
yapılması gereken de budur. Fe-
nerbahçe'nin bir kulup olması
için ben gereken öğeleri saydım.
Ama bunların değerlendirilme-
si sayın Fenerbahçeli yöneticile-
'rin yapması gereken işlerdir.
— Şu anda Fenerbahçe'de de
bu tür bir anlayış var. Ama ise
nereden başlanacağı bilinmiyor.
Futbolculardan mı, teknik kad-
rodan mı, yöneticilerden mi,
yoksa sistemden mi?
— Şirketleşmiş futbol, yani
futbolun şirketleşmesi bence en
önemli konu. Fenerbahçe, bu
şirket politikası içinde yönetim-
de ciddj görev bölümleri yapma-
lı. İş açısından bunları söyleme-
me rağmen şu kısa sürede kal-
dığım Fenerbahçe'de herkesi
sevdim. Çünku herkes elinden
geldiği kadan ile şu veya bu şe-
kilde bir şeyler yapmaya çalıştı.
İyi niyetlerinden hiç kuşkum ol-
•- Fenerbahçe, dünyanın en büyük kulübü. Çünkü dünyada
Ij • hiçbir kulübün 20-25 milyon taraftarı yoktur. Milli takımların
/o bile yoktur. Ben bu büyük taraftara saygı duyuyorum.
O büyük potansiyeli hiç unutmamak gerekir.
Jjfs İstediğim takımı kuramadım. Buna sakatlıklar engel oldu.
ft İstediğim 11 hiçbir zaman iki maç arka arkaya oynayamadı.
/o Bunu mazeret olarak söylemiyorum, ama gerçek bu.
Futbol bir endüstridir. Şirketleşme ister, profesyonellik ister.
Plansız hiçbir iş başan getirmez. Plan ve organizasyon
olmazsa sonuçlar sürprizdir./o
GLUS HİDDİNK- Hollandalı Guus Hiddink, Turkiyeye büyük umutlarla gelmişti. Ama Fe-
nerbahçe'deki yaşantısı 9 ay bile siirmedi ünlü futbol adamının. (Fotoğraf: Mustafa Krsoy)
madı. Ama önemli olan bu duy-
gu zenginliğine yon verebilmek.
Sevgi çok guzel bir şey. Ancak
kontrol edilmelidir. Kontrol
edilmeyen su nasıl önüne geleni
yıkıp geçerse kontrolsuz sevgi de
ona benzer.
— Yani Fenerbahçe'yi çok se- anlaşılıyor. Kesinlikle söyleye-
ven kişilerin sadece sevgileri ile yim ki pişman değilim. Turki-
bu işyürümüyor demek istiyor- ye'ye gelmeden once fazla bir
sunuz. bilgim olmadı. Geldikten sonra
— Oyle. beni Türkiye'de o kadar sıcak
— Sayın Hiddink, Türkiye'ye bir ilgi ile karşıladılar ki. Tabii
gelmeden önce Turk insanının birkaç kişi dışında. Bunlar her
yapısını, Türk kulup sisteminin şeyi örtüyordu. Ben de fazla bir
henüz ticari ve profesyonel an- araştırmaya gerek görmedim.
layışa sahip olmadığını, henüz Kendi işime baktım.
profesyonellik yapılaşmasının — Bu arada bir otokritik yap-
ilk aşamasında olduğunu bir sanız; kendiniz ve yaptığınız iş-
ufak soruşturma ile öğrenebilir- lerde acaba bir hatanız olmadı
diniz. mı?
— Sorunuzdan pişmanlık gi- — Biraz önce Fenerbahçelile-
bi bir duyguya sahip olduğum rin bu sezonki işler için iyi bir
analiz yapması gerekiyor demiş-
tim. Aynı şeyi kendim için de
duşunuyorum. Benim de Fener-
bahçe'deki günlerim için taraf-
sız ve iyi bir analiz yapmam ge-
rekiyor.
— Sizin hatalarınız, yanlışla-
nnız dışında sizin elinizde olma-
yan aksaklıklar da oldu mu?
— Futbol takımını etkileyen,
aslında ilgisi olmadığı halde yi-
ne de olumsuz etkileyen yöne-
tımdeki anlaşmazhklar oldu.
Bunu önlemek elimde değil. Ve
halıyle bu anlaşmazhklar fut-
bolcuları da, beni de etkiledi.
— Sayın Hiddink, bu sezon
sakatlıklar ve şanssızlık da ba-
şansızlıkta etken oldu mu?
— Sakatlıklar veya şanssızlık-
lar benim için geçerli bir baha-
ne ya da mazeret değildir. Da-
ha doğrusu bunlara sığınmak,
olaya çok basit bakmak demek-
tir. Üstelik Turkiye'deki hakem-
ler gayet iyi. Ayrıca 12. futbol-
cumdan 18. futbolcuya kadar
hepsi de takıma girip oynayacak
nitelikteydi. Sadece şunu söyle-
yebilirim: İstediğim takımı ku-
ramadım. Buna sakatlıklar en-
gel oldu. istediğim 11 hiçbir za-
man iki maç arka arkaya oyna-
yamadı. Bunu bir mazeret ola-
rak söylemiyorum, ama gerçek
bu. Çünkü bu bile tam bir ge-
rekçe değil.
— Peki olaya bir de şöyle
baksak: Siz kariyer sahibi tam
bir profesyonelsiniz. Bizim fut-
bolculann ise tam profesyonel
olup olmadıklan tartışılır. Bu-
nu da kimse inkâr etmiyor za-
ten. Acaba sizin bu anlayıştaki
bir ekibe uyum saglayamadıgı-
nız da söz konusu olabilir mi?
— Profesyonellikte her türlü
koşullarda çalışılmalıdır. Bu sö-
zü kendim için söylüyorum.
Söylediğiniz doğru olabilir.
Çünkü Fenerbahçe yeni bir
isimse, ben de futbolcular için
bir kapalı kutuydum. Onların
beni tanıması, benim onları ta-
nımam için zaman gerekiyordu.
BUtün bunlar ve zaman hep
aleyhimize çalıştı.
— Tam birbirinize alışacagı-
nız zaman ise sabırsız Fenerbah-
çe yönetimi için çok uzun geldi
Sayın Hiddink.
— Maalesef öyle. Ama benim
yakınlaşmam yetmedi. Bana di-
ğer teknik kadroda çalışan arka-
daşlarla yönetimdeki arkadaşla-
nn yardım etmesi ger;kirdi. Bu
pek öyle olmadı. Ama bütün
bunlara tek bir şey ekliyorum.
Bütün bunların hiçbiri teker te-
ke*r benim için mazeret olamaz.
Ben madem ki profesyonelim,
dediğim gibi türlü ağır şartlar-
da bile gık demeden çalışmam
gerekirdi. Zaten gıkım da çık-
madı.
— Fenerbahçe'de acaba Avru-
pa'da oynayacak nitelikte fut-
bolcu var mı?
— Teknik ve karakter olarak
var. Ama yaşlan ilerlemiş. Bu-
gunkü futbol düşüncesine daha
genç yaşta ulaşabiiselerdi keşke.
— Fenerbahçe taraftarlanna
bir mesajınız var mı giderken?
— Fenerbahçe, dünyanın en
büyük kulübü. Nedeni de şu:
Dünyada hiçbir kulübun 20-25
milyon taraftan yoktur. Milli ta-
kımlann bile yoktur. Ben bu bu-
yuk taraftara saygı duyuyorum.
Onlan teker teker seviyorum.
Onlann sesleri hâlâ kulaklarım-
da. O büyuk potansiyeli hiç
unutmamak gerekir. 20 milyon-
luk bir sevgi, dünyanın en buyuk
gücudür. Futbolun şirketleşmesi
dedim, hangi şirkete 20 milyon
insan sevgi ve sempati ile bakar?
Gazeteniz aracılığı ile hepsine
sevgilerimi iletiyorum. Birçok
gazete giderayak benimle konuş-
mak istedi. Fenerbahçe muha-
birlerini de çok seviyorum. Ama
laflarımı değişik biçimde yo-
rumlamasınlar diye sadece ve
sadece ilk geldiğim gunden beri
virgülüne dokunmadan dedikle-
rimi yazan Cumhuriyet'e ve si-
ze anlatmak istedim duyguları-
mı. Bugun Fenerbahçe'den ve
Türkiye*den ayrılıyorum, ama
bir gün doneceğim.
Hiddink'in bu kadar duygu-
sal olduğunu sanmıyordum. İlk
geldiğinde tanışırken tokalaştı-
ğım bu büyük futbol adamına
veda ederken yanağını uzattı ve
Türk usulu yanaktan öpuştük.
Bu, Hiddink'in belki de Turki-
ye'den götürdüğü bir geleneği-
mizdi.
Özel TV'de hesap günleri
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Özel
radyo-televizyon kurulmasına olanak veren ana-
yasa değişikliği ilk kez şekillenirken özel TV ya-
yım yapmaya hazırlanan kuruluşlarda 'bekleme'
dönemi sürüyor. Bu kuruluşlardan Hurriyet, Sa-
bah, Turkiye gazeteleri, İmaj TV ve Karacan
TV, Radyo Televizyon Yuksek Kurulu'nun özel
TV raporundan sonra şimdi de anayasa değişik-
liğini bekliyorlar.
Hurriyet gazetesi ozel TV çalışmalarını Ulu-
sal Radyo Televizyon (URT) grubu ile ortakla-
şa yürutuyor. Türker İnanoğlu'nun sahibi oldu-
ğu URT, TRT'ye en çok program ureten ve sa-
tan kuruluşlar arasında yer alıyor. Hodri Mey-
dan', 'İşte Hayatımız', 'Bir Başka Gece' gibi
programların yapımcılığını ustlenen URT, şu an-
da özel TV için altyapısını oluşturmuş kuruluş-
ların başında geliyor. URT'nin sahibi Türker
İnanoğlu, ozel TV yrsası çıktığı takdirde, "48
saat içinde yayına geçebileceklerini' belirtiyor.
Turkiye gazetesınin Turkiye Radyo Televizyo-
nu (TGRT) ise televizyon yayınlarına ilişkin ça-
lışmalarını 1987'den bu yana sürdürüyor.
TGRT, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'tavsiye ettiği'
program kasetlerinin yanı sıra film yapımcılığı-
nı da gerçekleştiriyor.
Ali Karacan'ın yönetimindeki Karacan TV de
TRT'ye ve çeşitli kuruluşlara sponsor program
uretimini surdurüyor. Karacan TV, televizyon
istasyonu kurmaktan çok, mevcut kuruluşlara
program uretimi yapmayı yeğliyor.
Sabah gazetesi ise 'Satel' adı altında televiz-
yonculuğa hazırlanıyor. Sabah grubu da 'teknik
altyapı'sı ile özel televizyonculuğa hazırlanma-
sına karşın bu yayınlann hangi esaslar altında
yapılacağına ilişkin ilkelerin belirlenmesini bek-
liyor. Sabah grubundan ayrılanimaj, şu anda
program uretimi gerçekleştiren kuruluşlar ara-
sında bulunuyor. İmaj, TV de televizyon istas-
yonu kurmak yerine program uretimi yapmayı
tercih ediyor.
Özel TV girişimcileri, 'yayın yapmaya hazır
konumda olduklannı belirtmelerine karşın hangi
esaslar içinde yayın yapacaklarını saptamış de-
ğiller. Radyo Televizyon Yuksek Kurulu'nun tar-
tışmaya açtığı 'özel TV' raporu dışında ellerin-
de somut bir duzenleme bulunmayan girişimci-
ler, 'ilkeler tamamen belli olana değin' beklemeyi
yeğliyorlar.
Mektuplarda
posta kodu
• ANKARA (AA) —
Mektup ve diğer
gonderilerde posta kodu
uygulaması artık zorunlu
hale geliyor. Modern taşıma
sistemleri, otomatik mektup
ayırma makineleri ve video
optik mektup okuyucularla
bilgisayann kullanıldığı
Ankara Posta İşleme
Merkezi'nin devreye
girmesiyle posta kodu
yazılmayan mektuplar
alıcısına gecikmeli ulaşacak.
PTT Genel Müdürü Emin
Başer, mektup ve diğer
gonderilerde posta kodu
yazma oranının yüzde 50'ye
ulaştığını söyledi. Başer,
posta kodu uygulamasının
gönderilerin işlenmesi, sevki
ve dağıtırmnda sürat ve
kolayhk sağlayacağını,
yanlışlıkları önleyeceğini,
postada mekanizasyon
sistemine geçişi
gerçekleştireceğini kaydetti.
Mesir şenlikleri
• MANİSA (Cumhuriyet)
— Son yıllarda mart
aylannda kutlanan mesir
şenlikleri bu yıl Ramazan
nedeniyle 24-28 nisan
tarihlerine ertelendi. 451.
Mesir Şenlikleri'nde toplam
15 ton mesir macunu
dağıtılacak. Turizm Derneği
Başkanı Cumhur
Karagozler, mesir macunu
için yurtdışından da
talepler geldiğini belirterek
bu yıl Avrupa ve Ortadoğu
ulkelerine 10 ton mesir
macunu dışsatımı
gerçekleştirileceğini
açıkladı.
Çukurova
Ekspresi
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleri Bürosu) —
Devlet Demiryolları, Adana
- Ankara arasında çahşmak
üzere "Çukurova Ekspresi"
adı altında bir treni sefere
koyuyor. Tren, ilk seferine 1
Nisan 1991 pazartesi günü
saat 19.20"de Adana'dan
Ankara'ya hareketle
başlıyor. Devlet
Demiryollan 6. Bölge Baş
müdürü Süleyman
Gündoğdu, aynı hatta
karşılıklı olarak işleyen dört
trene ek olarak sefere
konan Çukurova
Ekspresi'nin yataklı ve
yemekli vagonlara sahip
bulunduğunu söyledi.
Sınav trafi^
• ANKARA (AA) —
Anadolu, Anadolu
öğretmen ve fen liselerine
başvurular pazartesi günü
başlıyor. Başvurular 5
nisanda sona erecek.
Açıköğretim Fakültesi'nin
yurtdışı programlarına
kayıth 250 bini aşkın
öğrenci ise bugün ve yarın
ara sınava girecek. 26 mayıs
pazar günü Anadolu liseleri
sınavı, öğleden sonra da fen
liseleri sınavı yapılacak.
Anadolu öğretmen liseleri
sınavı ise 9 haziran pazar
günü gerçekleştirilecek.
'Bisküvi
fabrîkası mı?'
• ANTALYA (Cumhuriyet
Bürosu) — Etibank'a ait
Ferrokrom ve Karpit
Fabrikası îdare Müdürü
Orhan Bozoklu, fabrikanın
çevreye zarar vermemesi
için çalıştıklannı belirterek
"Bisküvi fabrikası da değil
burası. Tabii bazı etkileri
olacak" diye konuştu. 700
personelin bulunduğu
fabrikada yapılan sağlık
taramaları sonunda akciğer
rahatsızlıklanna bolca
rastlandığı öne sürülüyor.
Akdeniz Üniversitesi Halk
Sağlığı uzmanı Prof. Dr.
Necati Dedeoğlu, kişisel
koruyucu araçlann en son
çare olarak düşünülmesi
gerektiğini belirtirken,
önemli olanın, işletmenin
çevreye ve çalışanlarına
zarar vermemesi olduğunu
söyledi.
Sağlık semineri
• ANKARA (ANKA) —
Dünya Sağlık Örgütü ile
Sağlık Bakanlığı'nın
işbirliği sonucu düzenlenen
"Sağlık Hizmetlerinde
Avrupa'nın Deneyiminde
Politika Uretimi" konulu
uluslararası seminer, 24-28
mart tarihleri arasında
Nevşehir-Ürgüp'te
yapılacak. Ürgüp Turban
Oteli'nde gerçekleştirilecek
seminerin açış konuşmasuu
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın
yapacak. Bazı Avrupa
ülkelerinin sağlık enstitüsü
temsilcilerinin yanı sıra
Dünya Sağlık Örgütü
Avrupa Bölge Direktörlügü
temsilcilerinin de katılacağı
seminerin ikinci gününde
Almanya, İngiltere sağlık
enstitulerinin temsilcileri
ülkelerindeki genel sağlık
sigortası ve koruyucu sağlık
hizmetleri konularında bilgi
verecekler.