18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- 21MAKT 1991 * • • • KENTYAŞAM HURİYET/17 >UGUN • Mülkiyeliler Birliği'nin Kuruçeşme'deki lokalinde düzenlenen Hoşgorünün 500 Yılı adlı panelde işadamı Üzeyir Garih, Ispanya'dan Istanbul'a göç eden Yahudiler ve diğer azınlıkların Osmanlı toplumundaki yaşamlarını anlatacak. Elektrik kesintisi • tSTANBUL (AA) — Türkiye Elektrik Kurumu'nca (TEK), lstanbul'un Anadolu yakasındaki bazı bölgelere, 24 mart pazar gunü, 5 saat süreyle elektrik verilemeyeceği bildirildi. Aktaş Elektrik A.ŞMen yapılan açıklamada, 24 mart pazar günü saat 08.00-13.00 arasında, Dudullu ana indirici merkezde TEK tarafından yapılacak genel bakırn çalışmaları nedeniyle, çıkış fidelerine enerji verilemeyeceği belirtildi. Elektrik verilemeyecek bölgeler şunlar: Dudullu Sanayi, Umraniye Çakmak Mahallesi, Sarıgazi, Alemdağ. İkinci yaya yolunu Nurettin Sözen açtı Nuruosmaniye artık yayaların Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Cağaloğlu'ndaki caddenin açılışında yaptığı konuşmada "Yaya bölgesi, esnafı da memnun edecektir" dedi. İstanbu) Haber Servisi — Nu- ruosmaniye Caddesi artık yaya- ların. Dericiler, halıcılar, turis- tik eşya mağazalan ve banka şu- beleriyle dolu bu caddeyi bun- dan sonra sıra sıra dizilen turist otobüsleri kaplayamayacak. Dün ilçe belediye başkanları ve Btiyükşehir Belediyesi ile bir- likte yaya bölgesini açan Büyük- şehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, yayalaştırma projesinin cadde üzerindeki esnaf ve basın kuruluşlarıyla konuşularak, on- ların ihtiyaçlarına göre oluştu- rulduğunu belirtti. Sözen, "Bazı esnaf da tepki gösterdi, ancak turistler için bir çekim merkezi oluşturacak olan yaya bölgesi esnafı da memnun edecektir" dedi. Cağaloğlu Meydanı'ndan Nuruosmaniye Camii'ne kadar uzanan Nuruosmaniye Cadde- si İstanbuPda İstiklal Caddesi'nden sonra yayalara ayrılan ikinci ana cadde oldu. Çoğunlukla turistlere satış ya- pan halıcı, antikacı \e kuyum- cuların yanı sıra Milliyet Gaze- tesi'yle Anadolu Ajansı'nın bi- nalannın da yer aldı|ı caddenin yeni görünümünde dekoratif sokak lambaları, iki zabıta ku- lübesi, yayaların görebileceği yükseklikte bir saat, bilgi pano- ları, yer ahyor. Yayalaştırma projesi 693 mil- yon 750 bin liraya ihale edildi. Sirkeciler tnşaat fırmasının üst- lendiği çalışmalarda, Nuruos- maniye Caddesi ile Bab-ı Ali Caddesi arasında kalan kısım ile Alibaba Türbesi, Adem Yavuz ve Türbedar Sokakları da yaya bölgesi olarak düzenlendi. Ay- rıca ağaçlandırma çalışmaları da yapıldı. Nuruosmani>e (aşıtlara kapalı. (Fotoğraf: Krdoğan Koseoğlu) Kalp Haftası başlıyor Cezaevlerinde kalp taramasıPazartesi günü başlayacak olan Kalp Haftası'nda bir dizi etkinliı; yapılacak. Metris Cezaevi'nde 700 kişi kalp taramasından geçirilecek. tstanbul Haber Servisi — Türk Kalp Vakfı'nca, 25-31 mart tarihleri arasında gerçek- leştirilecek "Kalp Haftası" çer- çevesinde bir dizi etkinlik ger- çekleştirilecek. Türk Kalp Vakfı Başkanı Çe- tin Yıldırımakın, Basın Müzesi'nde duzenlenen toplan- tıda, hafta süresince gerçekleş- ürüecek etkinlikler hakkında bilgi verdi. Türkiye'de ölümle- rin yüzde 70 oranında kalp ve damar hastalıklanndan kaynak- landığını bildiren Yıldınmakın, toplumu, kalp-damar hastalık- ları konusunda bilgilendirme ve tedavilerinin sağlanması konu- sunda vakıf olarak çalışmaların aralıksız olarak sürdürüleceğini açıkladı. Hafta süresince Türkiye Kalp Vakfı ile TRT Istanbul Televiz- yonu aracıbğıyla kalp sağlığı ta- raması, okullarda kalp hastalık- lanndan korunma ve tedavi yöntemleri konusunda konfe- ranslar düzenleneceğini belirten Yıldınmakm, bu yıl ilk kez Adalet Bakanlığı'nın izin ve desteğiyle, Metris Cezaevi'nde- ki 700 kişinin kalp taramasın- dan geçirileceğini söyledi. Bu arada cezaevindeki tutuklular arasında daha önce duzenlenen karikatür yanşmasında derece alanlara da ödüllerinin törenle verileceğini açıklayan Yıldınma- kın, 7 yaşındaki bir kız çocuğu- nun açık kalp ameliyatının va- kıfça yaptırılacağını bildirdi. Kalp Haftası'nın açılışı, 25 mart pazartesi günü Adalet Ba- kanı, Milli Eğitim Bakanı ve Sağlık Bakanı'nın katılacağı bir toplantıyla açılacak. EREKLI TELEFONLAR m Polb brtat: 055 • İtfaiye: 000 • iantama: 056 • Zabıta MMiiriâiâ: 527 57 00 • Menciıklar MMft«i«: 172 13 73 -74-75 ve 068 • tSld anza: 068 • SAtLM: Hmr Aeil: 077 Saihk MidBiKii: 511 89 18 Cem*»aşa tıp: 588 48 00 Çapa îıp: 525 92 30 Marmn Tıp: 340 01 00 Hartopaw IhaMne: 345 46 80 StfH Etfat: 131 22 09 Takstaı kkrartMi: 152 43 00 SSK Sautra: 588 44 00 SSK OtaMydanı: 132 30 00 SSK HztepK 358 67 60 Traflk Şake IM.: 176 24 14 (lst). 356 04 85-86 (Kadık&y) BMge Tıaflk: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (ŞehirıçO, 314 36 (B.Çekmece) • THY: iç Hattar 573 13 31. Dt* Hattar 574 23 00 (25 hat). Smtral: 574 73 00. RezervasyoK 574 82 00 (45hat) • DDY: Siıfcecl Dam*mı: 527 00 50. H.Pasa Danrçma: 336 20 63 H.Pa» Santral 348 80 20 • VAPUR: $«Mr Hatlan: 526 40 20. 144 42 33. DMİ2 Yrtan (Aceftte): 145 53 66. 144 25 02, 149 18 96 DMb OtobiJİ: 149 15 38 HABERLERIN DEVAMI Yolun Yarısı... (Baftarafı 1. Sayfada) letler, Avrupa Topluluğu (AT) söz konusu ol- duğunda, Türkiye daha rahat edecektir. AT ile ekonomik ilişkilerini geliştirme yotunda bir engelin böylece ortadan kalkacağı söylene- bilir. O yüzden Kıbns'ta çözüm, yalnız Kıbrıs Türkü için değil, Anadolu insanı için de ya- rarlı olacaktır. Çözüm bir yerde uzlaşma demektir; kar- şılıklı ödünler verilerek bu noktaya ulaşılır. Bu açıdan kuşkusuz Türk tarafının da ata- cağı adımlar vardır. Ama bazı belirli temel ilkeler vardır ki, ille de çözüm olsun diye Türk tarafının bunlar- dan vazgeçmesi de söz konusu olamaz: iki toplumlu, iki kesimli, siyasal eşıtliğe ve etki- li Türk güvencesine dayalı federal bir çözüm... Kıbrıs gibi Kürt sorununun da çözüm yo- luna girmesi, ülkemizin iç ve dış dengeleri- ni olumlu yönde etkileyecektir. insan hakla- rıyla ilgili boyutu nedeniyle, Türkiye'nin bir yandan ABD Kongresi, Avrupa Konseyi, Av- rupa Parlamentosu, BM gibi platformlarda başı bir dertten kurtulacak, öte yandan say- gmlığı artarken ımajı düzelecektir. Bu arada örneğin AT ile ilişkilerimizin her alanda ge- lişmesini önleyen pürüz ya da özürlerden biri temizlenmiş'oiâcafclıf/Aynı zamanda iç po- litikada büyük bir istikrarsızlık kaynağı kuru- tulurken, Türk dış politikası da bir yükü üs- tünden atacaktır. Çözüm, ama nasıl? Kürt sorununun çözümüyle ilgili ipuçları BM kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ta- raf olduğu insan hakları bildirgelerinde, Av- rupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Paris Şartı'nın ıçeriğinde vardır. Madem ki bunla- rın tümünde devlet olarak imzamız var, o za- man demokrasi ve insan haklannın en temel koşullarını bu ülkede yaşayan herkese uy- gulamak zorundayız. Bir başka deyişle: Türkiye üniter, yani tekil bir devlettir; res- mi dili ve resmi eğitim dili Türkçedir. Ama bu arada herkesin, hangi etnik kökenden olursa olsun. kendi dilini ve kendi kimliğini korumaya ve geliştirmeye hakkı vardır. Ana- dilinde ıster konuşur, ister şarkı söyier, ıs- ter yazar, kimse karışamaz. Kendi etnık kö- keninden ötürü, siyasal, toplumsal ve kültü- rel açılardan hiçbir ayrımcı muameleye tabi tutulamaz. O yüzdendir ki, Kürt kökenli Türk vatan- daşlarına kültürel haklannın tümüyle tanın- ması, ülkemizde hem insan hakları hem de siyasal normalleşme açısından yerinde bir gelişme olacaktır. * Türkiye'yi içte ve dışta rahatlatacak bir başka temel konu kuşkusuz siyasal rejimle ilgilidır. Siyasal rejimi, işlerliği olan demok- ratik bir yörüngeye oturtmak, bir yandan ül- ke içinde yıilardır kabak tadı vermiş olan kı- sır politik tartışmaları noktalayacak, öte yan- dan Batı ile ilişkilerde Türkiye'nin manevra alanını genişletecektir. Özellikle Avrupa Top- luluğu'na karşı belirli Kamburlardan kurtula- cağı söylenebilir ülkemizin. Bir siyasal rejimi oluşturan temel yasalar bellidir: Başta anayasa olmak üzere seçim ve siyasal partı yasaları, Meclis içtüzüğü. iş yasaları gibi... Ayrıca her türlü fikrin serbest- çe yarışabileceği bir özgürtük prtamının sağ- lanması için ceza yasası başta olmak üzere bazı yasalarda demokratik düzenlemeler ya- pılması... Örneğin, bu konudaöza/yönef/m/yeni bir anayasa taslağını kamuoyunun tartışmasına açmış durumda. Taslağın demokrasi açısın- dan yetersiz yanları olduğu gibi, bugünkü anayasal duruma göre daha ileri, daha de- mokratik özellikleh de vardır. Olumlu yanlanyla birlikte sistematik ol- maktan uzak, bölük pörçük, hayli aceleye getirilmiş bir içerik göze çarpmaktadır. Özal yönetimi, seçime kadar böyle bir ana- yasal değişikliği gerçekleştirebilir mi? Buna ihtimal vermek çok güç. Her ne ka- dar ANAP'ın taslağında muhalefet partileri- nin de evet diyeceği noktalar varsa da, ay- rıldıkları noktalar da çoktur. Ayrıca hem SHP hem DYP, kendi anaya- sa taslaklarıyla seçmen önüne gidecekleri- ni açıklamış bulunuyorlar. O yüzden, iktidarla muhalefet arasında se- çim öncesinde böylesi bir uzlaşmayı bekle- mek gerçekçi olamaz. Çok şey gibi, demokrasi için anayasal re- form da seçim sonrasına kalıyor. Son olarak şunu söylemek isteriz: Hiç ol- mazsa, temel sorunlann çözümü için ciddi bir arayış artık sivil siyaset kadroları içinde başlamıştır; birtakım sorunlann savsaklana- mayacağı, iç ve dış koşulların zorlanmasıy- la artık iyice anlaşılmıştır. Yolun yarısı demektir bu! Partilerde anayasa şoku Önce 13. nıadde değiştirilmeli (Baştarafı 1. Sayfada) ' rin bu değişiklikleri yönlendir- ' mesine izin verilmemesi gerekir. - Gelip geçici çözümler yerine köktenci ve kalıcı olanlar aran- : malıdır. Açıklanan taslak, ace- • leye gelmiş ve gerekli köktenci- ' likten uzaktır." Adalet Bakanlığı'nın, taslağı üniversitelere gönderdiği ve bu kurumlardan görüş istediği öğ- renildi. Üniversitelerin, taslağa ilişkin görüşlerini önümüzdeki hafta içinde bakanlığa iletmeleri bekleniyor. Adalet Bakanlığı'nın, taslağı üniversitelere gönderdiği ve bu 1 kurumlardan görüş istediği öğ- • renildi. Üniversitelerin, taslağa • ilişkin görüşlerini önümüzdeki hafta içinde bakanlığa iletmeleri bekleniyor. . AÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oya Araslı, ana- yasaların, "kişi-devlet ilişkileri- ni ve devlet organlarının yetki- . lerinj belli diinya görüşleri dog- rultusunda ve bu göriişlerle tu- . tarlı olarak sistematik biçimde düzenleyen metinler olduğunu" belirterek şöyle dedi: "Böylesi ınetinlerde birkaç maddeyi degiştirmekle yepyeni bir anayasal düzene ulaşılacağı düşünülemez. Bu yanlış düşiin- ce, anayasalan, günliik sorunla- ra günliik çözümler getiren bir- takım yasalarla aynı düzeyde görmenin ürünüdur. Anayasada özgürlükleri kısıtlayan hükiim- ler bütünüyle değiştirilmeden, bazı özgürlüklere ilişkin kural- larda degişiklik yapmak, göster- meliktir. Bunlar, göz boyamaya yönelik aldatmacalar olarak kal- mava mahkûmdurlar." Aynı fakülte öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Metin Günday da anayasanın temel hak ve özgür- ldkleri sınırlayan 13. maddesini anımsatarak "Hatta bu madde nedeniyle, 1982 Anayasası'nda özgürlükler istisna. kısıtlamalar ise kural haline dönüştürülmüş- tür. Demokratik bir anayasada ise tam tersi geçertidir. Eğer Ba- tüı anlamda değişiklikler amaç- lanıyorsa önce bu maddenin de- ğiştirilmesi gerekir. Taslak ise bu maddeye hiç dokunmuyor. Bu nedenle değişiklikleri samimi bulmuyorum" dedi. Günday, cumhurbaşkanının halk tarafın- dan seçilmesinin ise parlamen- ter sistemin terk edilip başkan- lık sistemine doğru önemli bir adım atılması anlamı taşıdığını söyledi. İC SBF öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bakır Çağlar da tas- lağı şu iki açıdan değerlendirdi: "1- Hak ve hürriyetler reji- minde sınırlı bir liberalleşme var. Çünkü anayasaya bu konu- da getirilen genel sımrlama tek- niği korunuyor. 13. madde var- lığını aynen koruyor. Bu koşul- larda özel sınırlamalarda liberal- leşme, sistemin mantığmı degiş- tirmez. Genel sımrlama tekni- ğinden özel sımrlama tekniğine geçilmezse, kriz karamameleri, 12 EylUI hukukuna getirilen yar- gı bağışıklıklan aşılmazsa, hak ve hürriyetler rejiminde liberal- leşme sadece taktik bir felsefe olur, gerçek bir felsefe değil. 2- Siyasal iktidar yapısında değişme. Sisteme cumhurbaşka- nı çıkarken ikinci bir sandık ek- leme arayışı. Bunun doğal sonu- cu olarak cumhurbaşkanını yet- kilendirme ve bu ölçüde politik- leştirme. Bu degişiklik yeni bir yapılanmaya yol açmayacak, ama şu anda geçerli olan uygu- Umayı kurumsallaştıracaktır." Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Bülent Tanör de 13. maddeyi anımsatarak "Temel hak ve öz- gürlükJerle ilgili atılmak istenen adımlar olumlu. Ama anayasa- nın bu konudaki sisıematiği bü- tünüyle değişmeden bu alanda bir iyileşme mümkün değil" de- di. 13. maddenin yasama orga-' nına özgürlükleri çok geniş bi- çimde sımrlama yetkisi tanıdığı- nı kaydeden Tanör, "Yeni bir anayasaya gidilmedikçe Türki- ye'de özgürlük, insan hakları ve demokrasi sorunu çözülemez" dedi. Cumhurbaşkanının seçimi ve yetkileri konusunda da çok yanlış adımlar atıldığını savunan Tanör şöyle dedi: "Cumhurbaşkanının yetkile- rini daha da arttıran ve aynı dogrultuda onu genel oyla seç- tiren taslak bence çok tehlikeli bir çığır açıyor. Bu aslında, Özal'ın bir yıldır fıilen yaratmış olduğu yan başkanlık sistemini tescil anlanuna geliyor. Ben şah- sen klasik parlamenter rejime, sorumsuz, dekoratif cumhur- başkanma taraftar olduğum için bu değişikliği sakıncalı buluyo- rum. Bugünkü cumhurbaşkanı, genel oyla seçilmediği halde bu anayasayı bile aşan birtakım uy- gulamalar içinde." İÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Meh- met Semih Gemalmaz da, öngö- rulen değişikliğin kısmi olduğu- nu anımsatarak "Kısmi her çö- züm, 12 Eylül rejiminin sürrne- sine yarayacaktır. Amaç, 'de facto' rejiminin demokratikleş- tirilmesi değil, yeni oldubinilerle Özal'ın kişisel iktidarının sürdüriilmesidir" dedi. Türkiye1 nin demokratik çevrelerinin kıs- mi önerilere karşı duyarlı olup bunları reddetmesi gerektiğini de kaydeden Gemalmaz, "Kıs- mi degişiklik önerileri ister ik- tidar, isterse de demokratik ör- gütlerden gelsin, kuşku ile kar- şılanmalıdır. Aslolan, 'de jure' rejime geçilmesidir. Bunun da bir koşulu vardır; bütünüyle 12 Eylül rejimini tasfiye etmek" (Baştarafı 1. Sayfada) tehlikeye düşürüyor. Anayasa taslağının bu biçimiyle yasalaş- masında ısrarlı olan Cumhur- başkanı Özal'ın ABD gezisi dö- nüşünde SHP ve DYP liderleriy- le "uzlaşma" arayacağı ve ANAP milletvekilleriyle yeniden ikna toplantıları yapmak zorun- da kalacağı belirtiliyor. Öte yandan anayasa taslağı- nın Bakanlar Kurulu'na ve ba- sına dağıtılması, Özal'ı kızdırdı. Özal'ın, ABD'ye giderken ken- disini uğurlamaya gelen Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya, "Bu işin zamanlaması vardı. Neden bilgimiz dışında taslağı dağıttı- nız?" biçiminde j'akındığı bildi- rildi. Anayasanın 175. maddesi- ne göre anayasa değişikliklerinin TBMM'ye sunulabilmesi için üye tam sayısının en az üçte bi- ri olan 150 milletvekilinin imzası gerekiyor. Anayasa değişiklikleri en az 270 milletvekilinin gizli oyuyla yasalaşabiliyor. Bu du- rumda Cumhurbaşkam'nın ana- yasa değişikliklerini referandu- ma götürmesi gerekiyor. Refe- randum yolu zorunlu olmadan anayasa değişikliğini gerçekleş- tirmek için ise en az 300 millet- vekilinin gizli oyu gerekiyor. Başbakan Akbulut'un ANAP milletvekilleri ile iftar sohbetle- rinde referandum yoluna baş\aı- rulmadan gerçekleşebilecek ana- yasa değişikliğine evet demesi, taslağın bu biçimiyle TBMM'ye sunulmasına engel oluştururken ANAP grubu da taslağın birçok maddesine karşı çıkıyor. Bu du- rumda, anayasa uyannca tasla- ğın muhalefet partileriyle uzlaş- ma olmadığı takdirde ANAP grubundan 150 milletvekilinin imzasını alması bile mümkün görünmüyor. SHP ve DYP ise "önce erken seçim" koşulunun yanı sıra anayasa değişikliği için "partilerarası uzlaşma" koşulu- nu öne sürüyor. ANAP grup başkanvekilleri, Başbakan Akbulut'un "Muha- lefet partileri temsilcileriyle görüşün" isteğine rağmen bu yönde henüz harekete geç- mediler. Cumhurbaşkanı Özal, anaya- sa değişikliği için referanduma da gidilebileceğini ifade ederken Başbakan Yildırım Akbulut, re- feranduma gitmenin ANAP'ta kan kaybına yol açacağı endişe- siyle "Anayasa değişikliğini re- ferandumsuz çözümlemeliyiz" görüşünde ısrar ediyor. Akbu- lut, ANAP milletvekillerine ver- diği iftar yemeklerinde anayasa değişikliği konusunda milletve- killerini iknaya çalışırken taslak- ta dört ana noktanın ANAP için önemli olduğunu vurguladı. Akbulut, bu unsurlan "seç- men yaşının 18'e indirilmesi, cumhurbaşkanının halk tarafın- dan seçilmesi, mületvekili sayı- sının 600'e çıkanlması, 141,142 ve 163. maddelerin kaldırılma- sına engel oluşturan anayasa maddeleri" olarak sıraladı. Akbulut'un önceki akşam verdiği iftar yemeğinde anayasa taslağı ile ilgili bilgi veren Ada- let Bakanı Oltan Sungurlu, la- iklik ve teokratik partiler konu- sunda şu görüşleri savundu: "Laiklik Fransa'dan alındığı gibi dinsizlik olarak algılanma- malı. Devlet laik diye devlet da- iresinde çalışanlann namaz kıl- maması, oruç tutmaması diye bir şey olabilir mi? Türkiye'de bu vapı 1950'den sonra değişti. Din ve vicdan hürriyeti her^şeyin önünde gelmelidir. Dini devlet kurulacak diye bir endişeye ge- rek yok. Anayasadaki laiklik prensibi buna engeldir. İnsanlar dini inançlannı serbestçe dile ge- tirecekler. Buna engel yok. Ancak dini parti kurulduğunda veya bu söz konusu olduğunda anayasa- nın laiklik prensibiyle bu çelişir ve Anayasa Mahkemesi bunu kapatır" diye konuştu. Sakarya mületvekili Yalçın Koçak da anayasa değişikliği ve diğer önerilerin ANAP grubun- da ve parti yetkili organlarında göruşülmeden gündeme getiril- mesini eleştirdi. Devlet Bakanı Vehbi Dinçer- ler başta olmak üzere bazı ba- kanlar da taslağın ANAP MKY'K'da ve grupta görüşülme- si gerektiğini önerdiler. Dinçer- ler, anayasa değişikliği taslağının yöntemi, stratejisi ve zamanla- masının partinin yetkili organ- larında göruşülerek belirlenmesi gerektiğini savundu. Eski TBMM Başkanı, ANAP Trabzon Mületvekili Necmettin Karaduman, taslağın cumhur- başkanının halk tarafından se- çilmesi hükmüne karşı çıkıyor. Özal'a tepki duyan bazı ANAP milletvekillerinin de taslağın bu hükmüne tepki gösterdikleri be- lirtiliyor. ANAP Genel Başkan adaylarından Hasan Celal Gü- zel ve bazı arkadaşları da bu maddeye karşı olduklarını açık- ladılar. ANAP'ın milliyetçi eğilimde- ki milletvekilleri de TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırılmasına engel oluşturan anayasanın 14 ve 24. maddesi değişiklikleri başta olmak üze- re, Kürtçe yayın ve yayım yapü- masına olanak sağlayan, din, mezhep aynmına dayalı veya ko- münist ya da faşist parti kurul- masına olanak sağlayan değişik- liklere tepki gösteriyorlar. Taslaktaki bu hükümlerde de- ğişikliklere gidilmediği takdirde bu milletvekillerinin taslağa oy vermeyecekleri belirtiliyor. ANAP'ın TBMM'deki san- dalye sayısı 276 olduğundan, re- ferandumsuz bir anayasa deği- şikliği için tüm grup olumlu oy kullansa bile muhalefetten en az 24 milletvekilinin desteği ge- rekiyor. SHP'den ret SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, dün partisinin Anayasa Komisyonu üyeleriyle yaptığı toplantının ardından basına bir açıklama yaparak Adalet Ba- kanlığı'nın anayasa taslağını de- ğerlendirdi. Çetin, 1982 Anaya- sası'nın toplumun demokratik- leşmesi önünde bir engel oluş- turduğunu, yeni bir anayasa ih- tiyacı bulunduğunu vurgulaya- rak şöyle konuştu: "Ancak böyle bir anayasanın iceriği kadar nazırlanışı ve sunu- luşu da her türlü önyargıdan uzak, demokratik yöntemlere dayalı ve ulusal bir uzlaşmanın beklentilerine uygun olmak zo- rundadır. Bugünkü TBMM, ira- desini yeterince erginh'kle konı- yamayan bir parti çoğunluğuna dönüşmüş görünen yapısıyla bu gereksinmeyi karşılayabilecek durum ve oluşumdan uzaktır. Sağlıklı bir anayasa degişikliği- nin önünde kaygı verici bir en- gel olarak görünen bu duruma karşın SHP, Adalet Bakanlığı'- nın degişiklik onerilerini yetkili kurullarında değerlendirecek- tir." Degişiklik önerilerinin özel- likle "temel hak ve özgüriüklerle ve siyasal yaşamın yapısıyla ilgili bölümlerinin SHP'nin savundu- ğu görüşlere yakın olduğunu" kaydeden Çetin, "Ancak 1982 Anayasası böyle birkaç madde değişikliğiyle düzeltilemeyecek eksiklik ve aksaklıklarla temel- den sakat bir hukuk belgesidir. Bu anayasanın bireye karşı dev- leti korumaya çalışan temel ba- kışı değişmeden tek tek, madde madde iyileştirilmesi. demokral- laştmlması sağlanamaz" dedi. Çetin, anayasanın bir bütün ol- duğunu, ANAP'ın önerisinde ise üst yargı organlarının, üni- versitelerin, çalışma yaşamının, olağanüstu halin düzenlenmesi- ne ilişkin butün kurallar, Mec- lis'i devre dışı bırakan kararna- meler duzeninin tümüyle korun- duğunu, bunlarla ilgili öneri ge- tirilmediğini söyledi. Çetin şöy- le devam etti: "Öte yandan temel hak ve öz- güriüklerle ve bazı sınırlı alan- larla ilgili olumlu görüntü veren düzenlemelerin ardında, birkaç madde düzenlemesiyle vahim bir rejim değişikliğine sinsice kapı aralanmaya çalışılmakta- dır. Cumhurbaşkanının bugün- kü anayasa çerçevesi içindeki öl- çüsüz yetkileri ve buna karşın sorumsuzluğu korunurken TBMM'nin oluşturacağı bir ulu- sal anlaşma içinden degil, taraf- sızlığı tümüyle ortadan kaldıra- cak ve siyasal kutuplaşmayı kes- kinleştirecek biçimde halkoyuy- la seçilmesi yolu da açılarak ül- ke bir 'başkan sistemine' itilme- ye çalışılmaktadır. O nedenle anayasa değişikliği onerisi sa- hiplerine, önerileri böyle bir pla- nın parçası değilse ve içtenlikli bazı düzenlemeleri gerçekten amaçlıyorsa, önce bu hükümleri ortadan kaldırmalarını ve son- ra anayasanın bir ulusal uzlaş- ma belgesi olması gerektiğini gözeterek bu yönde bir çalışma- ya yönelmelerini hatırlatmak is- tiyoruz. Bu takdirde SHP de ge- rekli katkıyı yapmaya hazır ola- caktır." DYP ise ANAP'ın Adalet Ba- kanlığı'nda hazırlattığı taslakla anayasa değişikliği girişimini "samimi" bulmayarak "partile- rarası uzlaşma" istedi. DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Hüsa- mettin Cindoruk, anayasa deği- şikliği önerisinin Seçim Yasası ile birlikte ele alınması gerekti- ğini bildirerek, temel koşulun, partilerarası uzlaşma olduğunu söyledi. Cindoruk, Cumhuriyet'in so- rularını yanıtlarken Adalet Ba- kanlığı'nca hazırlanan taslakta- ki anayasa değişikliği önerileri- nin biçimsel olduğunu belirte- rek, "Türkiye'nin yeni bir ana- yasaya ihtiyacı var. Yeni anaya- sa da bu iktidarla yapüamaz. Bu iktidar demokrat değil ki. Bir- takım günlük biçimsel değişik- likler öneriyorlar. Arkasındaki hesaplarda ülkenin demokratik- leşmesi değil, kendi iktidarları- nı sürdürmektir" diye konuştu. Cindoruk, bu değişikliklerin yeterli olmadığını da bildirdi ve "Anayasanın değiştirilecek nice maddesi var. Parca parça değiş- tirmek yerine, samimi iseler par- tilerarasında bir komisyon kuru- lur, bunlar incelenir" dedi. Ahmet Ozal (Baştarafı 1. Sayfada) (yüzde 48.5) aynı. 1 milyar lira sermayeli şirketin geri kalan yüzde 3'lük ortaklıkları Kaya Nomalar, Cüneyt Ülsever ve Er- can Ortaç arasında bölüştürül- dü. Ortaklardan Cüneyt Ülsever, Bülent Şemiler döneminde Em- lak Bankası Genel Müdür Yar- dımcısıydı. Bir süre Asil Nadir'le birlikte çalışan Ülsever, daha sonra Türkinvest'te yönetim ku- rulu üyeliği yaptı. Ülsever, son olarak Magic Box Incorporated AG'de işletme müdürlüğü yapı- yordu. Ülsever aynca Tunca Tos- kay ile birlikte Met Medikal Sağlık Eğitim Tesisleri Sanayii ve Ticaret AŞ'yi kurmuştu. Yeni şirketle ilgili olarak Ya- vuz Çizmeci, bu projeyi uzun sureden beri Ahmet Özal'la dü- şunduklerini, çok ciddi bir piya- sa araştırması sonrasında, ihti- yaçların ve eğilimlerin saptandı- ğmı, bu alandaki boşluklann doldurulması ve talebe cevap vermek üzere projenin uygulan- masına karar verildigini belirt- ti. Çizmeci, Ahmet Özal'ın ha- vacıhğa ilgi duyduğunu belirte- rek "Ahmet'in Airbus uçurabi- lecek lisansı var" dedi. Uçucu- luğa Amerika'da öğrenciliği sı- rasında merak saran Özal, An- kara'da zaman zaman uçuyor. Ahmet Özal, Almanya'dan ya- yın yapan Magic Box'ın üst dü- zey yönetiminde fiilen yer alıyor. Vip Air, Sultan Air'ın 130'dan 72-76 koltuğa indirilmekte olan iki Boeing-737 uçaklarıyla ma- yıs ayıııdan itibaren İstanbul- Ankara arasında "first class" (birinci sınıf) hizmet vermeye başlayacak. Talebe göre diğer şe- hirlere de uçacak olan Vip Air- in bilet ücretlerinin THY tarife- sinin "biraz üzerinde" olacağı kaydedildi. Bir ilgili, "Biz THY ile fiyat değil hizmet rekabeti yapacağız" dedi. GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafı >. Sayfada) ler kurulacak, ancak aynı taslakta yer alan bir başka mad- deye göre de 'devletin ülkesi ve mılliyetiyle bölünmezlik' il- kesine aykırı din ve ırk ayrımına dayalı çalışmalar yapılma- yacak! Bu anayasa, beş-on maddesinin değiştirilmesi ile düze- lecek türden bir anayasa değildır. Anayasayı bütün mad- deleriyle birlikte baştan aşağı değiştirmek gerekir. Bunu ya- pacak otan da ANAP'ın çoğunluğunu oluşturduğu bu Meclis değil ilk seçimle gelecek TBMM'dir. Özal'ın amacı Çankaya'daki görev süresini uzatmaktır. Özal, bir daha TBMM'de bu çoğunluğu elde edemeye- ceğinı biliyor. Bildiği için de seçimlerden önce bu çoğunlu- ğa dayanarak dilediği değişiklikleri yapmak istiyor. ANAP'ın eiinde anayasayı değiştirecek çoğunluk var mı? Var. Anayasanın değiştirilmesi için TBMM üye tam sayısının en az üçte birinin bu değişiklikler için başvuruda bulunması ve beşte üçünün de bu değişiklikler için 'kabul oyu" kul- lanması gerekiyor. Anayasanın 175. maddesi 1987 yılında değiştirilmiş VB anayasa değişikliği için aranan 'üçte iki' çoğunluk -300- oy, 'öeşfe üç' ile 270 oya indirilmiştir. TBMM'de ANAP şu anda 276 sandalyeye sahiptir. Bu 'Meclis aritrmtiği' teorik olarak ANAP'a anayasa değişikli- ği için yeterli olanağı vermektedir. Ancak 270 oyla geçen <jeğişiklikler halkoylamasına sunulacaktır. Anayasa taslağında yer alan bazı hükümlerin, örneğin 'kanunla yasaklanmış dillarde yayın yapılamayacağı'na iliş- kin yasağı kaldıran değişikliğin ANAP milletvekillerinin ta- mamının desteğini alması güctür 175. maddede yapılan bir başka değişiklikle de anayasa değişikliklerinin kabulü 'gizli oy' koşuluna bağlanmıştı. Bu yüzden hem bu 26. maddede öngörülen değişiklik- lerin hem Ceza Yasası'nın 163. maddesinin dayanağı olan 24. maddedeki fıkrayı kaldıran önerinin ANAP grubundan 'gizli oyla' geçmesi de pek kolay değilair. Denilebilir ki: —ANAP; bu maddelerde HEP'in, SBP'nin ve Kürt kökenli SHP ve DYP milletvekijlerinin de desteğini alabilir. Olabilir: Ancak bu, Özal için kolay göze alınmayacak bir 'ris/fiir. Diyelim ki bu değişiklikler 270 oyla geçti. Bu durum- da bu değişiklikler için nalkoylaması yapılacaktır Bu da ANAP ve Özal için bir başka risk ve bir başka tehlikedir. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan 14. ve 76. madde- lerdeki değişiklikler, muhalefet oylarıyla da TBMM'den ge- çebilir. Muhalefet partileri, bir kısım değişikliğe evet' bir kısmı- na da 'hayır' diyorlar. Bu durumda taslak üzerinde iktidar ve muhalefet arasında anlaşmadan da söz edilemez. Anayasa değişiklikleri üzerinde iktidar ve muhalefet par- tileri arasında bir güven ortamında uzlaşma sağlanamaz- sa oylamalarda çok şaşırtıcı sonuçlar ile de karşılaşılabilir. Özal'ın öteden beri cumhurbaşkanlığı süresini uzatmak istediği, bunun için iormül' aradığı, bu formülü kabul ettir- mek için de uygun zaman ve fırsat aradığı da biliniyordu. Şimdi Özal, Körfez savaşı ve Kürt sorunu ile böyle uy- gun bir ortam oluştuğu kanısındadır. Bütün isteği, ne ya- pıp yapıp, cumhurbaşkanlığı süresini uzatmaktır. Bunun için bulduğu formül, cumhurbaşkanının halk tarafından seçil- mesidir. TRT'yi, Magic Box'ı, anayasa değişikliğinden sonra ku- rulacak özel televizyon kanallarını ve denetimi altında tut- tuğu gazeteleri de kullanarak "Amerikanvari kampanya" ile cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağı umudundadır. Miç belli olmaz, bu kampanyaya Bush bile katılabilir! ANAP, bugüne kadar hiçbir anayasa değişikliğine yanaş- madı. 141-142 ve 163'üncü maddeler konusunda da iki yıl- dır toplumu oyalıyor. Af konusunda da ANAP liberalizmi, kendini belli ediyor. Bugüne kadar, siyasal hükümlüier de- ğil hep altın, döviz, gümrük, silah, sigara ve uyuşturucu madde kaçakçıları affedildiler. ANAP, niçin daha önce koruyucusu kesildiği, bekçiliğini yaptığı anayasayı bugün değiştirmek istiyor? Hani ne demişler: —Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü? Özal, muhalefeti niçin köşeye sıkıştırıp ille de öpmeye ça- lışıyor? ADANA HIPODROMU'NDAN FİKRET DAĞLIOĞLU TAHMİNLER 1. KOŞU: F. Şubat (5), P. Os- mancık (2), S.Aytunç (1). 2. KOŞU: F. Demirbey (6), P. Arkadaş 1 (3), PP. tlkgan (5), S. Şenbatur (1). 3. KOŞU: F. Tesadüf (8), P. Mirdasbey (4), PP. Serhad (5), S.Altuğbey (1). 4. KOŞU: F. Fırat 16 (2), P. Gökbey (14), PP. Kıryunt (6), 5. Özgün 1 (7). 5. KOŞU: F. Günseli (2), P. Ketence (13), P. Onyx Har- mony (7), S. Gülnar (10). 6. KOŞU: F. Akansel (6), P. Nilüfer (4), PP. Erdoğdu (3), P. Erdal 1 (17), S. Baba (2). 7. KOŞU: F. Mehteran (2), P. Good Luck (1), PP. Partner (5), S. Tosca (10). OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağlıoğlu M. Tokmak N. Yılmaz K. Akyer 6-2-1-3 6-3-5-1 6-5-9-1 6-3-5-9 4-3-5-1 4-8-5-1 4-8-5 8-5-4-1 2-14-6 2 2-6-14 2-14-7 2-5 2 2 2 5-3 6 6-3-4 6 2 1-2-5 2-1 2-1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear