26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MAKT 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 TÜSİAD raporu • ANKARA (ANKA) — TÜSİAD yeni yönetim kurulu tarafından hükümet ve parti liderlerine sunulan, "21. yüzyüa doğru Türkiye" raporunun "Yeni bir atıhm için; kalkınma sürecinde farklı döneme geçiş" ve "Rekabetçi bir ekonomiye doğru; hedeflere odaklaşmış stratejik programlar" başlıklı iki bölümü bugün The Marmara Oteli'nde düzenlenecek toplantıda açıklanacak. Dört bölümden oluşan ve "Ülke stratejLsi raporu" olarak da bilinen raporun üçüncü ve dördüncu bölümleri üzerindeki çabşmalar ise sürüyor. Petkim eylemleri • tZMtR (Cnmhuriyet Ege Bürosu) — Aliağa ve Yanmca'da kurulu Petkim tesislerinde çalışan 6 bin 300 işçi bu hafta yeni eylemler başlatacak. Sözleşraenin uyuşmazhkla noktalanmasını ve Kamusen'in "vurdumduymaz" tututnunu protesto için çeşitli eylemler deneyen, son olarak 48 saatlik işyerinden çıkmama eylemi ,yapan Petkim işçisi bu hafta da eylemlerini sürdurecek. Hak-lş grevleri • ANKARA (ANKA) — Hak-tş Başkanlar Kurulu toplusözleşme görüşmeleri devam eden işyerlerinde gerekli hallerde yasal ve yaygın grevlerle hak alma mücadelesinin başlatılmasını kararlaştırdı. Hak-lş Genel Başkanı Necati Çelik ise işçi çıkarmalann arttığı ve sorunlann giderek büyüduğu bir ortamda grev hakkımn "aamadan kullanılacağını" bildirdi. Silah imalatına destek • ANKARA (AA) — Küçük ve orta ölçekli sanayiciyi teşvik etmek amacıyla, MKEK'nın askeri gizliliği ve stratejik önemi olmayan çok sayıda tabanca, silah ve mühimmat parçalannın imalatı, belirlenen program çerçevesinde küçük ve orta ölçekli sanayici tarafından gerçekleştirilecek. Karadeniz sanavi îstivorBugüne kadar yaşamını doğanın koyduğu kurallara göre sürdüren Karadenizli artık bölgenin gelişmesi için sanavi istiyor. TAYFUN DEVECİOĞLtT Karadeniz sahil şeridinde, Samsun'dan Sarp'a kadar yol alırken beyinlere kazınan iki ay- n manzara var: Sol tarafta za- man zaman azgın, zaman za- man da küçük bir göl kadar us- lu Karadeniz; sağ tarafta ise ba- zen olanca ağırlığıyla yola dö- külüverecekmiş hissini veren ka- ya parçalan, yeşil ile kahveren- ginin iç içe olduğu sık ormanlar, doğanın izin verdiği her kanş topraktaki çay ve fındık, kara- lahana ve mısır bahçeleri, ya- bancılann nasıl çıkıldığına bir- türlü akıl sır erdiremediği, dik yamaçlardaki özgun evler... Karadenizli, doğayla kucak kucağa yaşıyor. Bu saadeti şim- diye kadar hiç kimse bozama- mış. Ama şimdiye kadar yaşa- mını doğanın koyduğu kuralla- ra riayet ederek sürdüren Kara- denizli artık geçim sıkıntısından kurtulmak istiyor; daha iyi bir yaşam için bölgenin gelişmesi için sanayi istiyor. Bu istek, çev- re kirliliği tehukesini bile bir ya- na itiyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin ocak 1991 'de yayım- ladığı 'Karadeniz Bölgesi Eko- nomik Raporu'ndaki veriler, bölgedeki 'sanayisizligi' şöyle ortaya koyuyor: Karadeniz Böl- gesi'ndeki illerde yaratılan ima- lat sanayiindeki katma değerin Türkiye toplamı içindeki payı SANAYİ AMA NASIL — Artık çayı, fındıgı para eımeyen Karadenizlinin geleneksd meslegi gurbetçilik de gerek içerde, ge- rekse yurtdışında tıkanmış. Karadenizli sanayi istiyor... 1980 yılında yüzde 8.7 iken bu oran 1986 yılında yüzde 5.5'e gerilemiş. Oysa aynı yıllar ara- sında Türkiye'deki toplam ima- lat sanayiinin toplam GSYİH'- deki payı yuzde 22.4'ten yüzde 26.1'e yükselmiş. 1990 yıh genel nüfus sayımı sonuçlanna göre Türkiye nüfu- sunun yüzde 12.4'ünu barındı- ran bölgenin, Türkiye'deki top- lam sanayi elektrik tüketiminde- ki payı 1987'de yüzde 9.4'ken bu oran 1989'da yüzde 8.4'e ge- rilemiş. Karadeniz Bölgesi'ndeki gü- dük sanayinin motoru ise Zon- guldak. Bölgedeki madenriliğin ve imalat sanayiinin yarıya ya- kmı Zonguldak'ta. Karadeniz Bölgesi'nde inşaatı biten organize sanayi bölgesi yok. 1973-76 yıllan arasmdaki bölgede 7 adet organize sanayi bölgesi kurulması için Bakanlar Kurulu karan alınmış. Bunlar- dan altısı için şimdiye kadar bir adım bile atılmamış. Amasya organize sanayi bölgesındeki ça- lışma ise 'mütesebbis teşekküT- ün kurulmasından ibaret. Zonguldak bir kenara bırakı- hrsa bölge sanayiinin panora- ması şöyle: Rize ve çevresinde- ki çay fabrikalan, Ordu ve Gi- resun çevresindeki fındık işleme tesisleri, Bafra ve Tokat çevre- sindeki yaprak tütûn işleme ev- leri, yine Tokat ve Samsun'da- ki sigara fabrikalan. Göriıldü- ğü gibi olan sanayi de tanma bağh. Peki tarım için ne yapılmış Karadeniz'de? Her genel seçim öncesinde olmadık vaatler veril- miş, devletin ürün ahm dönemi seçim öncesine denk düsmüşse iyi taban fiyatlan verilmiş. Se- çim endişesine bağü taban fiyatı polıtıkaları sonucu dağ taş fın- dık, tütün ve çayla dolmuş. örneğin Ordu ve Giresun'un tek geçim kaynağı olan fındık- ta ekim alanlan 1960-89 yılları arasında yuzde 63 oranında art- mış. Fındık, Ordu ve Giresun'- un dışına çıkarak Trabzon'a ulaşmış. Bununla da kalmaya- rak Çarşamba Ovası gibi verimli taban arazilere de kaymış. So- nuçta 1979 yıhnda Hamburg Ti- caret Borsası'nda tonu 520 do- lar eden fındık, 1991'de 275 do- lara kadar düşmüş. Dünya fın- dık üretiminin yuzde 66'sının Türkiye tarafından karşüandığı Ankarada turizm zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Avrupa ulkelerinden 315 seyahat acentesi, tur opera- törleri ve turizm birlikleri tem- silcileri ile gazetecilerin katılaca- ğı "Dünya Turizm Ticareti" konulu toplantı Ankara'da bu- gün yapıhyor. Yerli ve yabana turizmcileri bir araya getirecek toplantıda Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bir konuşma ya- pacak. Turizm BakanüğVndan verilen bilgiye göre 200 kadar yerli turizmcinin de katdacağı toplantıya, Almanya'dan 82, lngiltere'den 37, Italya'dan 34, Fransa'dan 33, lsviçre'den 30, Avusturya'dan 24, Hollanda'- dan 20, Isveç'ten 16, Ispanya'- dan 14, Belçika'dan 8, Dani- marka'dan 7, Norveç ve Fınlan- diya'dan 5'er olmak üzere top- lam 31* seyahat acentesi davet edildı. Toplantırun açış konuş- masının da Turizm Bakanı Ü- han Aküzıim tarafından yapıla- cağı bildirildi. Ote yandan dün de Turizm Bakanhğı ve TÜRSAB'ın davet- lisi olarak Türkiye'ye gelen ya- bana tur operatörleri, turizm şirketi sahip ve yöneticileri ile sektörle ilgili yabancı basın mensuplarından 180 kişilik bir grup Istanbul'da, Turkiye'deki ITT Sheraton Otelleri'nin spon- DÛVİZ KURLARI Dövam Cma 1 ABODolan 1 AtmanMartı 1 Avustratya Dotan 1 BOdka Frangı 1 Fransa Frangı 1 HoHanda Fkxını 1 Isveç Kroou 1 Isvıçre Frsngı 100 ItUyan Lıreo .1 Japon Yeni 1 Stortn 1 SAnbstan ftyalı Oövc Alış 3506 97 2206 21 2712 78 10710 648 01 1959 22 600 39 2548 27 295 87 25 73 6468 08 935 67 Dûvn Satış 3516 00 2210 63 2718 22 107 31 649 31 1963 15 60159 2553 38 298 46 25 78 648104 937 55 Efektıt Alı; 3505.46 2204 00 2666 66 105 27 647 36 1957 26 594 39 2545 72 290 84 25 47 646161 912.28 Elektrt Satış 3526 55 2217 26 2726 37 107 63 65126 1969 04 603 39 2561.04 297 35 25 85 6500.48 940 36 UMMT1M1 (mum $ 1 5904 Alman Martu $ 5 4149 FrFrançı S 1 7909 Ho* Flonnı J 1 3769 Isv Frangı S 1185 99 ta! Lıretı i 136 40 Japon Yera S 3 7501 S Arab Fbyaiı £ 18432* sorluğu ile ağırlandılar. Shera- ton Istanbul Otel and Towers'- da verilen ve yabana turizmci- lerle Türk meslektaşlannın bir araya gelmesini sağlayan davet- te bir konuşma yapan Sheraton Management Corporation Baş- kan Yardımcısı, Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz Bölge Müdü- rii, Sheraton Istanbul Hotel Ge- nel Müdürü Wlüam Bauer, "Dogal ve tarihi zenginliginin yanı sıra 200 bine ulaşan yatak kapasitesi ile Türkiye'nin dun- ya turizmindeki payının giderek arttığını" söyledı. Davete AS- TA International Başkanı Eco- nomides, ASTA Başkanı Gil- raore ile Alman Seyahat Acen- taları Birlıği Başkanı Schneider de katıldılar. ve Türkiye'deki fındık üretimi- nin son 30 yılda yüzde 377 ora- nında arttığı düşünülürse, fın- dık fiyatlanndaki yan yarıya azalmanın Türkiye'deki yanlış uretim planlamasından daha doğrusu 'tanma dayalı seçim poUtikalanndan' kaynaklandı- ğuu söylemek yanlış olmuyor. Fatsa'dan başlayarak SSCB sımrına kadar yerleşen çay üre- ticilerinin kaderi de fındık üre- ticflerine benziyor. Dunyanın en fazla çay üreten ulkeleri Hindis- tan, Çin, Sri Lanka, Kenya, SSCB, Endonezya ve Türkiye. Başta gelen ihracatçı ülkeler ise Hindistan, Çin, Sri Lanka ve Kenya. Türkiye'nin çay ihraca- tı ise yok denecek kadar az. Yurtiçi tüketimi aşan üre- tim ve devlet kaynaklannın azalması nedeniyle taban fiyat- lannın düşuk seviyede kalması çay üreticisini artık geçinemez hale getirmiş. Çay-Kur, peşin para ödeyemez hale gelince de çay üreticisinin kaderi de fındık üreticısine benzemiş. Her iki ke- sim de üretim alanlanrun daral- tılmasını, sökülecek fidanlar için devlet tazminatını, açılacak ekim alanları için alternatif ürünlerin seçimini istiyor. Karadeniz'in tutününde de kahteyle ilgili problemler var. Türk tütününun yüzde ll'ini üreten bölgenin ihracattan aldı- ğı pay ancak yüzde 4. Verimi arttırmak için tütün yetiştirici- Iiğinin taban arazilere kayması ve yanlış gübre ve sulama kah'- teyi yok etmiş. Bir de hamsisi varmış Kara- denizlinin. Artık o da yok. Koy- duğu avlanma yasaklarını yete- rince denetleyemeyen devlet ve bundan yararlanan Karadeniz- li, hamsi tarlasuu kurutmuş. EKONOMİ NOrLAM OSMAN ULAGAy Umut Sam Amca'da... Faizler tırmanıyor, para aslanın ağzında. Kamu kesimin- den alacaklı olanlar dertli. Birçok piyasada beklenen can- lanma henüz belirgin değil. Iş âleminde pek çok kimse sı- kınttyı hissedıyor, ama çoğunluk umutlu. Son haftalarda ko- nuşma otanağını bulduğum çoğu kimse, "Canım biraz sıkıstı işler, ama Turgut Bey Amerika'ya gidiyor, herhalde bir şeyler kopartacak, bir çıkış yolu bulacak" diyor. Işadamı Şank Tara, "İyimseriik isadamlığının önkoşuludur", derdi. Bilmiyorum, Şarık Bey bu görüşü savunmaya devam ediyor mu? Ama bu görûşte bir gerçek payı var gibi geliyor bana. Önemli olan, iyimserliğin dayanakiarı ve dozu. Geçerli varsayımlara ve doğru hesaba dayanmayan bir iyimserliğin başarı mı yoksa başarısızlık mı getireceği herhalde tartışıla- bılır bir konu. Sayın Cumhurbaşkanı, ABD ziyaretinde neyin pazarlığını nasıl yapar, ne verip ne alır, Amerika'dan ne boyurta bir mali destek sağlayabilir, doğrusu hiç bilmiyorum. Sayın Özal'ın kafasının ıçine girmeden böyle şeylerı bilmek de olanaksız galiba, onun için hiç çaba harcamaya da değmez. Ama lyım- ser işadamlarının varsayımı doğru. Amerıka çıkarıp da Türki- ye'ye şunun ya da bunun karşılığtnda, "Al sana benden 5 mil- yar dolar, dilediğin gibi harca" derse Türkiye'nin halen ya- şamakta olduğu sıkıntıları şimdilik aşmasını epeyce kolay- lastırmış olur. Türkiye, böyle bir desteği ABD'den ya da başka dış kay- naklardan sağlayamaz, dış kaynak kullanma olanaklarını hız- la arttıramazsa bugün içine düşmüş göründüğü çıkmazdan da kolay kolay çıkamaz. Büyüyen kamu finansman açıklan ve tırmanan faizl°( ' ekonomiyi, sınırlı büyüme temposunda tırmanan enflasyor kısırdöngüsüne sokar. Bu kısırdöngüyü aşmak için şımdı umutlar Sayın Özal'da ve Sam Amca'da. İyımseriiğı kendilerine şiar edinmiş işadamları için bunun ötesini düşünmek şimdilik gereksız ama biz gene de Türki- ye'nın ıçıne düşmüş göründüğü kısırdöngüye değınmeden edemeyeceğız. Bu da bızim hastahğımız herhalde. Geçen yılın başlannda Merkez Bankası Başkanı flüsdü Sa- racoğlu 'para programı'nı açıkladığında şöyle yazmışım: "Acaba Sayın Saracoğlu'nun çok dikkatli bir çerçeve çi- zerek açıkladığı 'parasal program' kendi başına ekonominin üzerindeki sislen dağıtmaya yeterli mi? Yoksa ekonominin yönetiminde diğer köşebaşlarını tutan birimlerin de benzer biçimde kendi hedeflerini ve programlannı belirteyerek açık- lamaları zorunlu mu? Bence zorunlu. 'Parasal program'ın başarıyla uygulana- bilmesi için kamu açıklarının artmaması, tersıne kamu kesi- mi borçlanma gereğinın azalması ve Hazine'nin Merkez Ban- kası üzerinde baskı yapmaması gerekiyor." Daha sbnra birçok yazımda DFT Müsteşarı Alı Tigrel'in, Mazine Musteşar Yardımcısı Mahfi Eğılmez'ın ve diğer bazı yetkililerin, uzmanların bu konudaki görüşlerine yer vetmi- şim. Hemen hepsi, maliye politikasıntn hedefleri de açıkça belirlenmeden, iç borçlanma limitlerini saptayan bir 'rnali program' yapılmadan, 'parasal program'ın başarıya ulaşma- sının çok zor, hatta olanaksız olduğunu belirtmişler. Şimdi bir yıl sonra gelinen noktaya bakın. Arkadaştmız Bilâl Çetin'in geçen cumartesi yayımlanan haberinin başlığı şöy- le: "Merkez Bankası Teslim Oldu". Merkez Bankası yetkılile- ri, işler bu noktaya geldikten sonra Hazıne'ye avans açma- makta direnmenın bir anlamı kalmadığını belirtmişler. Bu du- rumda halen 5 trilyon lira dolayında olan avanslar 15 trilyo- na kadar çıkabılecekmış. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu da ge- çen hafta İstanbul'da yaptığı bir konuşmada, kamu kesimi finansman açığının 'en büyük problem' olduğunu vurgula- yarak kamu kesimi açıklan nedeniyle Hazine'nin Merkez Barv kası'na yaslandığı bir ortamda 'para programı'nın 'abesle iştigal' olacağını söyledi. Sonuç meydanda. Merkez Bankası'nın kendi başına bir 'parasal program' ilan etmesı ve buna uymaya çalışma» olumlu bir çabaydı, ama tek başına istenen sonucu sağla- madı. Sonunda kamu kesiminin dev finansman açıklan 'pa- (Arkası 17. Sayfada) rn/ JL mempra'ya dayanılmaz. Albenisi, gücü, ^g^/JIkonfonı fiyatından çok daha üstündür. Tempra'ya dayanılmaz. Dunyanın en büyük otomobil üreticilerinden Fiat'tn en son ve en gelişmiş ürünüdür. Tempra, erişebileceğiniz gerçektir. Tempra'yla tanışın. Kendinizi, çevrenizi ve mevcut otomobilinizi aşın. Üstelik, yalnız Tofaş a özgü yaygın senis, yedek parça güvencesi ekkazancınızdır. Tempra'ya özgü üstünlükler... Kıyaslayın! • Dünya ve Ttirk pazanna sunulma yüv 1990. • Yuksek teknoloji ıtrunu, guçlu nıotor. • Digiplex2.. Tamelektronikateşlemesıstemi. • FuelCut-Offsistemliçift boğazhgelişmiş karburator. * Yanş otomobilleri dıştnda en duşıık aerodinamik direnç katsaytsı (Cd: Q28).Havayı ok gibi yarar • Olağanüstu yaktt tasarrufu (90 km/s sabit bızda 5.6H/100km). • Kendikategorisindekiengeniş içhacim.. Fiat'a ozgü. • Vucudu saran ustün konforlu koltuklar. • Yukartya. aşağtya, öne, arkaya ayarlanabilen surucu koltuğu** • Dört koltukta emniyet kemeri. • Dijital ve elektronık gosterge tablosu. • Elektronıkkontrolpaneli • Hidrolıkdireksiyon* • Halojenfarlar, balojensısfarlan* • Renkli camlar • Arka catn sileceğı. • 88°açılan kapılar • Tampon hizastnda 92°açılan bagaj kapağı. • Tam otomatik kiıma** • Kilometre sımrt olmakstzın 1 yıl garanti. • Paslanmaya, çürümeye karşı 3 yıl boya garantisi • Aksesuarlı tiplerimızde metiuttur ** llaıv aksesuuriı ıv tam mnmattk klımalı lıpimtzde mefcuttur Tempra tûnıbiraile\ibasıaııcıkırtır. F I A T Nakliye dahil Türkiye'nin her yerinde Tempra SX 38.519.000 TL. + %20 KDV 7.703.800 TL. Tempra SX AksesuarU 45.701500 TL. + %20 KDV 9.140300 TL Tempra SX İlave Aksesuarlı ve Tam Otomatik Klimalı 50.126300 TL + %20 KDV 10.025300 TL • Türkiftmn otomoöîl û/ttldsı Taff " tr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear