18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbr Cumhunyct Maıbaacıhk vç Gazetecılık Türk Anonım Şırketı adına Nadır Nnt 0 Gcnel Yayın Muduru H u n Cmnl. Munsesc MüJuru Eaine ifakUgll. Yazı Işlen MUdüm. Oka) G w n ı ı , 0 Haber Mcrkezı Muduru YaJçn Bayer, Sayfa Duzenj Yonetmem: Ali Acar 0 Temsılcıler ANKARA Ahmet Tu. IZMtR Hiknct ÇMinkıyı, ADANA I; Polmka CıU I^İMIK, Dış Habtrfcr E l f ' **!, Elor.omı Ccafb Tarta* ls Stndıkl Şakraa KeKad. koluı C«W latr Isanbul HaMrlen b M l Kacak. EjıMtıı Gcac» $»•••. Yur. Haberlert N<c4e< Do|a>. Spor DMışm»nı AMaltıdk V u r i n Du. Vuııaı I m fılgtı» \r»>tnm» Şakia Alpa* DUzdUK » I J ı t Yata £ KoonhaKOı AtBcl Korakaa # VU1. l*r 1-rol U a 9 MuhasetK Bakal taı 0 Bu;;t PUnlıır.ı S«|i O««n»b.ı.•!>. 0 Rcklim An* T«™ 0 Ek Ya^ınlar H«ly» Akyol 0 ldâ/î Haır<uı Care 9 Ulrn» Oukı Ç<U 0 Bugı Islem \ H Ud ( Pmond Mv(i Bosuanotb OkU) \kb«L Vılçıa lk)tı Hasu Ccul Hık_n Çnıakıja, Ok« Goatuil. l «ır Mnaa. tlta. Sdçalı. Alı Sinn, U m Tu Basan vr Yavan. Cuaıtnjnvei Matbaaohk ve Gazetecılik TA.Ş. Türtocaiı C*L 39'41 «334 ht PK 246 Isanbul Td 512 05 05 (20 tat). Teioı 22246 Faı (1) 5» 60 72 0 Btrola- AmkM*. Zıyt Göküjj BK Inküap S. No 19 '4 Td 133 ! 1 4M7, Tde* 42344, Fii (41133 05 65 0 lıafe- H Zryı B,. 1352 S. 1 3. "feL 13 12 30. Teld 52359. Fu. 151) 19 53 <0 9 U a c Inono C«i 119 S. No I K»1 1. Td 19 37 52 (4 h»0. Tek» 62155, Fıc (71) 19 25 7» TAKVİM: 8 ŞUBAT 1991 Imsak: 5.34 Guneş: 7.00 Öğle: 12.23 İkindi: 15.09 Akşam: 17.36 Y'atsı: 18.56 Türkiye'dekisanat eserlerine, savaş nedeniyle koruma amblemi konması işi ağırgidiyor Füzelere karşı 'koruma zartfı'Çivit mayisi ve beyaz: Uluslararası tarihi eser koruma işareti çivit mavisi ve beyaz bir zarf biçiminde. Bu 'zarf biçimi' çeşitli tarihi eserler boyutu ve yerine göre havadan görülecek biçimde yerleştiriliyor. Türkiye'de tarihi eser niteliğinde 40 bin bina, medrese, saray, 4 bin antik kent bulunuyor. Kültür Bakanlığı'nın koruma zarfı takılmasına ilişkin genelgesi şimdilik dosyalarda bekliyor ve işaretleme çahşmalan çok ağır yürüyor. Zarfh koruma yöntemi daha çok 'işgal güçlerinin' eserleri tahrip etmemesi için öngörülen bir yöntem. Hava saldırılannda ise eserler daha çok 'Allaha emanet'. Kültür Servisi — Körfez sava- şı ,nedeniyle Türkiye'ye yönele- cek "olası" bir hava saldınsına karşı tarihi eserlerin korunma- ya ahnması için yapılan çahşma- lar oldukça "agır" yürüyor. Koruma amacıyla tarihi eser- lerin üzerlerine zarf biçiminde özel bir amblem yerleştirilmesi- ni öngören Kültür Bakanlığı ge- nelgesi resmi yazışma dosyala- nnda beklemede. AJınan ve alı- nabilecek her türlü önleme kar- şın yine de savaş durumunda ta- rihi eserler "AUah'a emanet" edilecek. Koruma konusunda ne gibi çalışmalann yapıldığını öğren- mek amacıyla görüşlerine baş- vurduğumuz Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Genel Mü- dürü AJtaa Akat, savaşın başla- masından birkaç gün sonra türn valiliklere önlem konusunda ge- nelge gönderildiğini söylüyor. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkilileri ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge- si'ndeki muzelerin "öncetikü ko- ruma bölgesi" kapsamına alın- dığını, bu müzelerde güvenlik önlemlerinin artürılarak gece nöbetçileri uygulamasına baş- landığinı ifade ediyorlar. Gelgelelim tıpkı insanlar için olduğu gibi tarihi eserler için de yeterli sayıda sığınak yok. Mü- zelerdeki eser sayısı çok fazla, depolar ise yetersiz. Konuyla ilgjli çevreler, alınan tüm önlemlere karşın özellikle taşınmaz nitelikteki tarihi eser- lerin "savnnmasız" olduğunu ileri sürüyorlar. Gelişen savaş teknolojisi, uzaktan kumandalı füzeler tarihi eserlerin korunma- sını güçleştiriyor, yetkilileri ça- resiz bırakıyor. Türkiye'de tarihi eser niteli- ğinde 40 bin tarihi bina, medre- se, saray, 4 bin antik kent bulun- duğunu belirten Kültür Bakan- lığı sorumluları, koruma çalış- malanmn "zaman" ve "para" gerektirdiğini sözJerine ekli- yorlar. Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Genel Müdürü Altan Akat, antik ve acık tarihi alan- lann, müze ve saraylann korun- ması amacıyla sivil savunma ha- zırlıklannın yam sıra Lahey An- laşması uyannca belirlenen özel amblemin de yerleştirilmesine de başlandığını söylüyor. Zarf biçimindeki bu özel amblem tarihi alanın büyüklü- ğüne göre havadan ve ön cephe- den görülebilecek biçimde, ko- şullara elverişli bir malzemeyle yapdıyor. Silahlı çaiışma halinde kültür varhklannın korunması için kul- lanılan bu uluslararası işaret çi- vit mavisi ve beyaz renklilerin kanşunı bir zarf. Ancak aradan haftalar geçmesine karşın Nev- şehir dışında hiçbir yerde, hiçbir tarihi eser "zarflanmadı" henuz. Kültür Bakanlığı, diğer kent- lerde uygulanmanın sonuçlanna ilişkin bilgi gelmedigini açıklar- ken Istanbul'da bu konuda ne gibi çalışmalar yapıldığını öğ- renmek için kendisini aradığınıız Kültür Müdürü Rahmi Çubuk- ça da, talimatnamenin Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne, kayma- kamlıklara ve kendilerine bağlı müzelere gönderildiğini, ancak bugüne dek uygulamanın yapı- lıp yapılmadığına ilişkin bilgi gelmedigini belirtiyor. Zarfh koruma yontemi daha çok yabancı güçlerin işgali du- rumunda bu guçleri "u^rma" amacı taşıyor. özellikle de gece- leri yapılacak herhangi bir ha- va saldınsına karşı bu yöntemin hiçbir geçerliliği kalmıyor. Kültür ve tarih eserlerinin ko- runması şimdilik taraflann La- hey Anlaşması'ndaki hükümle- re uyup uymamasına bağlı. Bu anlaşma iki büyük dünya sava- şı sırasında yok edilen kültürel varhkların yaşattığı "acı dene- yim"den sonra imzalandı. 1954'teki bu anlaşmaya imza koyan ulkeler savaş durumunda "kültür varlıklanna saygılı ol- majı, buniann korunup saklan- dıgı yapı ve lesisler ile kendile- rine saldında bulunmamayı, bunlann korunması amacıyla yapılan tesislerin askeri amaçla kullanılınamalannı" karşılıkh olarak benimsiyorlar. Anlaşma dini, laik, mimari, tarihi anıtla- n, sanat anıtlannı, arkeolojik değerlerdeki alanları, elyazma- lan, her türlü sanat eseri, kitap, arşiv, koleksiyonlan korunacak eser kapsamında gösteriyor. Ancak anlaşma "askeri zaru- retin kacınılmaz olduğu dunım- larda iblaller olabilecegini" de belirterek açık bir kapı bırakı- yor. Lahey Anlaşması savaş du- rumunda eserlerin havaalanı, radyo-TV istasyonu, önemli bir liman ya da demiryolu istasyon- lan gibi bölgelerden uzak tutul- masını da hükme bağüyor. Ta- rihi binalann askeri amaçh kul- lanımı ise anlaşmanın ihlali an- lamına geleceği ifade edilerek askeri tesislerin bu bölgelerden uzak kurulmaları tsteniyor. YOK sisteminde yeni düzenleme Universite Köşk'ten yönetilmez— 2 — GENCAY ŞAYLAN 1980'li yıllarda dunyada yaşanan önemli değişimlerin bir bölümü de üniversite alanında gorüldu. özerkliğin iyice kısıtlanıp üniversite yönetimlerinin politize edilmesi bu değişirnlerden biriydi. Ingiliz yuksek öğreniminde "Thatcherinn" çerçevesinde gerçekleştirilen değişiklik buna örnek gösterilebilir. tngiltere'de bu bağlamda öğretim uyelerinin iş güvencesi kaldınlmış, hükümete bağh merkezi denetim ve karar organı kurulmuş, üniversitelere yönelen kamu kaynaklarının tahsisi, uyeleri ticari ve sanayi kuruluşlanndan gelen merkezi denetim organına bırakılmıştır. Bu reformun amacı, üniversitelerin, toplumun kurulu duzeninin taleplerine daha duyarlı hale gelmesi olarak belirlenmiştir. Reformun tngiliz üniversıtelerine ne getirdiği henüz çok açık olarak ortaya çıkmamıştır. Ancak bu değişikliklerin üniversitenin duzeyini yükselttiği, örneğin ABD üniversiteleri ile yarışır hale getirdiği pek söylenememektedir. Aksine, çok köklu bir geleneği olmasına karşın toplum bilimlerinde düzeyin hızlı bir biçimde düştüğü, tepki duyan bir çok öğretim üyesinin işinden aynldığı yolunda tartışma ve göstergeler dikkat çekmektedir. özgün tarihsel koşulları nedeni ile diğer toplumsal kurumlara göre çok daha ileride bulunan Türk üniversite sistemi YÖK düzenlemesi ile büyük bir deprem yaşamıştır ve bunun yarattığı tahrıbatın etkileri hâlâ gündemdedir. Şimdi TBMM'ye sevk edilen bir tasan ile üniversitelerin, özellikle işlevini göreli olarak en iyi yerine getiren en gelişmiş üniversitelerin yönetimlerinin "politizasyonu" gundeme gelmiş bulunmaktadır. Turkiye'nin en gelişmiş üniversiteleri nin yönetimlerinin, hiçbir onkoşul söz konusu olmaksızın cumhurbaşkanınca tayin edilecek ve fahri olarak görev yapacak kişilere bırakılmasınm üniversite sistemine ne kazandıracağı cevabı bilinmeyen bir sorudur. Bu sistemin dünyanın en gelişmiş üniversıtelerine sahip ABD'de uygulamyor olması çok anlamlı bir yaklaşım değildir, çunkü bu tür bir değişmenin örneğin tngiliz üniversitelerine pek bir şey katmadığı ortadadır. Türk yüksek öğrenim sisteminde temel sorun kaynak yetersizhği ve kantitenin baskısı ile kalitenin gerilemesidir. En gelişmiş üniversite yönetimlerinin siyasallaşmasının bu dar boğazları aşma açısından hiçbir şey getirmeyeceği, aksine universite içi çekişmeleri arttırarak sistemin etkinliğinı düşureceği açıktır. Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal hemen hemen her alanda yetki kullammından ve değişiklikler yapmaktan çok hoşlanan bir kişiliğe sahiptir. Ancak üniversite işlevi gereği çok önemli bir kurumdur ve çok büyük kaynaklar kullamlmaktadır. Bu gerçek göz önüne alındığında, özel statülü üniversitelerde üst yönetim kurumuna atamaların cumhurbaşkanlığı katında büyük pazarlıklara ve baskı uygulamalanna konu olacağı söylenebilmektedir. Bunun da Türkiye'nin yaşamsal üniversite sorununun çözümüne bir katkı sağlayamayacağı açıktır. BİTTİ Mezopotamya'nın 'çalınmıs' tabktleri arasında, Babil Knüı'nın Güncş Tannsı Şarnaş tarafından kabul edilmesini gösteren tablet de bulunuyor. Körfez savaşı hem tarihieserlere hem de arkeolojik kazılara darbe vurdu Mezopotamya'yı bombalarkazıyorKültür Servisi — Körfez sa- vaşının "teblike" yüklü yansı- maları bugün kadar, uzak geç- mişi de tehdit ediyor. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Refik Duru, arkeolojinin geleceği açısından Mezopotamya'nın büyük bir yara âldığım söyledi. Duru, Sümer kültürünün ya- yıldığı Mezopotamya'da pek çok yerleşmenin fuze saldınlan sonucu tahrip olma olasüığının çok fazla olduğuna dikkat çeki- yor. Duru, "Herhalde bundan sonra Mezopotamya'da 15-20 yıl boyunca arkeolojik kazı ça- İışması yapılamaz. Basra- Prof. Dr. Refik Duru, Mezopotamya'da pek çok tarihi yerleşimin füze saldırılan sonucu tahrip olma olasılığının çok fazla olduğuna dikkat çekiyor. Bağdat Müzesi'nin de bombardımandan zarar görmüş olması, arkeologları endişelendiriyor. Bagdat arasında bombalara ma- rnz kalan alanda patlamamıs bombalann var olacagı da dü- şânülürse hangi arkeolog cesa- ret edip de kazı japar burada" diyor. Mezopotamya'da arkeolojik araştırma yapmanın artık bir tür "kahramanlık" olacağına dikkat çeken Duru, toprak için- den çıkartılmış ya da çıkamlma- mış eserlerin tahrip olmasının aynca bölge genelinde bütün konteksi yerle bir edeceğini de belirtiyor. ABD'nin Bağdat'a karşı sal- dınya geçtiği ilk günlerde, baş- kentteki Bağdat Müzesi'nin sal- dınlara hedef olduğu ve müze- de çalışan baa arkeologlann ya- ralandığı haberi televizyonun haber bülteninde yer almıştı. 1970'li yıllann başında Irak'a yaptığı bir gezide bu müzeyi zi- yaret eden Duru, Bağdat Müze- si'nin yüzyıhmızm başında ya- pılmış üç kath bir bina olduğu- nu, müzede ağırlıklı olarak Ur, Uruk ve Lagaş gibi eski Mezo- potamya kentlerindeki kazılar- da bulunan Sümer devri eserle- rinin sergilendiğini söylüyor. Ancak Duru'ya göre Bağdat Müzesi'nin çok zengin bir eser koleksiyonu yok. Çünkü söz konusu yapıda Mezopotamya'- nın "çalmmamış" ve dünyanın ünlü müzelerine götürülmemiş son 50-60 yılhk araştırmalarda ele geçmiş buluntular sergileni- yor. Aynca müze depolannda buyük bir tablet koleksiyonu mevcut. Şu aşamada Bağdat Müzesi'- nin ve bölgenin akıbeti hakkın- da bir bilgi edinilmiş değil. Du- ru'ya göre müze yetkilileri ola- sı saldırılara karşı önlemler al- mış olabilir. Ancak bolge gene- linde arkeolojik araştırmalar bütünüyle vurgun yedi. Bu vur- gundan, yaklaşık 100 yıldır ka- zılan ve yakın zamana kadar araştırmaların devam ettiği Uruk, bir dönem kazılmış Ur ve Lagaş gibi önemli Mezopotam- ya kentleri de "ohımsuz" yön- de etkilendi. Bakü-İstanbul uçak 8eferleri • İSTANBUL (AA)— Sovyet Havayollan, Bakü ile Istanbul arasında tarifeli uçak seferlerine dün başladı. Azerbaycan'dan Sovyet Havayollan'nın TU 134 tipi 80 kişilik uçağı ile gerçekleştirilen ilk seferde, Türkiye'ye 61 yolcu geldi. Yolculan, tstanbul Atatürk Havalimanı'nda SSCB Istanbul Konsolosu Vahdet Sultanzade karşıladı. Sultanzade yaptığı açıklamada, bu seferlerin iki ülke arasındaki dostluk ve dayanışma duygulannı pekiştirmede önemli bir rol oynayacağıru söyledi. Azerbaycan Dostluk ve Dayanışma Derneği yöneticilerinin de bulunduğu karşılama töreninde, Azerbaycan Folklor Derneği ekipleri de gösteri sundular. Seferler Sovyet HavayoUan'nca her hafta perşembe günleri gerçekleştirilecek. Elektronik bahçıvan • BOSTON (UBA) — Park ve bahçeleri artık elektronik bahçıvanlar sulayacak. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Boston şehrinde geliştirilen ve her türlü musluk ve vanaya monte edilebilen "Rain date" isimli bir alet ile bahçeler artık elektronik olarak sulanabiliyor. Alete sabah evden çıkarken günün hangi saatlerinde ne kadar süre ile sulama yapacağı programlanıyor. Programlanmış olan "Rain date" gerekli işlemleri yaparak bahçeyi suluyor ve bittiği zaman sulamayı kesiyor. Elektronik sulayıcı "Rain date"in çimlerim kunımasın diyenler için ideal bir alet olduğu bildirildi. Kraliçe'nin Vakko eşarbı • Haber Merkezi — Ingiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in "eşarp koleksiyonu"na, Vakko eşarbı da eklendi. Vakko'dan yapılan açıklamaya göre dünyada eşarp merakı ile tanınan en ünlü kişi olan tngiltere Kraliçesi'nin eşsiz bir eşarp koleksiyonu bulunuyor. Türkiye'nin Londra Büyukelçisi Nurver Nureş aracıhğıyla Saray'a ulaştınlan ve Kraliçe II. Elizabeth tarafından "teşekkürle" kabul edilen eşarp, Kanuni ve tznik desenlerini taşıyor. Eşarbın Kraliçe için özel olarak hazırlandığı bildirildi. Tfelefonda sağhk: 076 • ANKARA (AA) — Vatandaşlar sağlıkla ilgili sorunlarına (076) numaralı telefondan cevap bulabilecekler. Sağhk Bakanlığı'nca Körfez savaşı dolayısıyla bir süre önce 28 ilde kurulan danışma merkezleri, tum yurda yaygınlaştınlıyor. Sağhk Bakanı Halil Şıvgın, sağhk danışma merkezlerinin (076) numaralı telefondan hizmet vereceğini ve 24 saat çahşacağını belirterek "Merkezde görev yapacak doktorlar, tüm vatandaşlann sağhk ile ilgili sorulannı cevaplandıracaklar. Gerektığinde acil müdahale için ambulans gönderebilecekler" dedi. Kabartmaportre bir Sovyet sanatçı tarafından 65 yıl önceyapılmıştı Atatürk'ün eline geçmeyen portre TAYFUN GÖNÜLLÜ ANKARA — Sovyetler Bir- liği Dışişleri eski Bakanı Çiçerin tarafından 1926 yılında, döne- min Dışişleri Bakanı Tevfik Rfişttt Aras'a, Atatürk'e hediye edilmek üzere verilen ve daha sonra kaybolan eser, Tarihi Araştırmalar ve Dokümantas- yon Merkezleri Vakfı'nda bu- lunuyor. 1926 yılında Odessa görüşme- leri anısına K. Maletski adında bir Sovyet sanatçısına yaptınlan ve pirinçten "Moskova Hatıra- sı 1926" yazılan eserin benzer- siz olduğu belirtildi. Sanatçı Maletski, yekpare bir mermer çerçeveye gömülu 26 x 40 santim boyundaki ma- deni kabartma ve gümüş kapla- malı Atatürk portresini, sağın- dan bir hilal ile kuşatmış. Solu- na ise TBMM'yi tasvir ederek dalgalanan bir Türk bayrağı işlemiş. 1927 yılında Türk-Sovyet he- yetlerı arasında imzalanan Tica- ret Anlaşması'nın bir yıl önce Odessa'da yapılan göruşmeler 1926 yılında Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin tarafından dönemin Dışişleri Bakam Tevfik Rüştü Aras'a Atatürk'e iletilmek üzere verilen ve daha sonra kaybolan "Moskova Hatırası 1926" yazüı eser, Tarihi Araştırmalar ve Dokümantasyon Merkezleri Vakfı'nda bulunuyor. anısına Sovyet hukümeti tara- fından K. Maletski adında bir sanatçıya Atatürk'ün portresi sipariş edilmiş. Göruşmeler bittikten sonra Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin tarafından, Hariciye Vekili Aras'a, Atatürk'e iletihnek uze- re armağan edilmiş. Eserin, Atatürk'ün eline ulaş- madan Türkiye'de kaybolduğu belirtiliyor. 194O45 yülan arasında 1. dö- nem Kars Milletvekili Piroğlu Fahrettin Erdogan tarafından bir Ermeni antikacısında bulu- nup satm alınmış. Erdoğan öl- dükten sonra da eseri eşi Zehra Erdoğan korumuş. Tarihi Araştırmalar ve Dokü-- mantasyon Merkezleri Kurma ve Geliştirme Vakfı Başkanı Er- tugrul Zekai Ökte, Zehra Erdo- ğan 'ın bu eseri çeşitli kurumla- ra götürdüğunü, ancak ilgilene- nin çıkmadığmı, yaptığı araştır- malar sonunda öğrendiğini be- lirtti. Zehra Erdoğan öldükten son- ra eser sahipsiz kaldı. Ökte "tşte, eser Zehra hanı- mın ölümüne kadar şu veya bu şekilde konınmuş. Ancak Zeh- ra faanım öldükten sonra eserin acı hikâyesi başlıyor. Eser, ço- cuklann oyuncagı olmuş. Bu sı- rada mermer kaidesi iki yerin- den kınlmış. Birçok kişinin eli- ne geçmiş. Bunlar kimlerdir bil- miyorum, ama buyük bir olası- lıkla antikacılar olmalı" diyor. Yine 1960'h yıUarda Kars Tu- rizm ve Tanıtma Derneği Anka- ra Şubesi Başkanı tarih öğret- meni Fahrettin Kırzıoğlu, Ata- türk'ün portresinin antikacıla- rın eline duştuğunü ve yurtdışı- na kaçırılmaması için mucade- le ettiği belirtiliyor. Yuvayı yapan kuş, yuvasını korur. "Kan koca ç<üışıp didinip, biraz borç harç, biraz da ailelerln destegiyle bir ev sahibi olduk. Ben de mücevherierlmi sattım. Sıra sigoıtaya gelince, baktım kocam savsaklıyor. Doğnı Halk Sigoıtaya gidip Yuvam Sigortamızı yaptırdım. Üstellk çok da koUy ve hesaplı. Malum a, dlşl kuş misali..." JX. Yuvam SlgortasıSi3orta Bir çağdaslık simgesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear