Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2umhuriyet
Sahıbı Cumhunyct Matbaacılık ve Gazeiealık. Turk \nomm Şırketı adına
Nadir N«tı % Genel Yayin Muduru Hea& Cemal, Maessese Muduru
F.mise l v»klntil. W ı hlen Muduru Ofca> Gown»tıı. 0 Haber MerVezı
Muduru )atçın B»>er, Sa>fa Duzem Yöncımem \h Ac*r 0 Temsüoler
A.NKARA \bm?t Ttn. IZMİR Hıkmct Çelinkıy». \ D \ \ x Çetı»
Iv Polıııka Crtt) Ba»laagK. &i Haberte* LtfM Mcu Ekonomı Cc«fiı frrtaa. I; Sendika $«km ***•«. K-ih.ii Cttal Lrtw,
U anbui Haberler knul Kaçvk Eğn-n G*»c»> Ş«ytaa. Nw Haberlerı Nccdet Dot» SPOI Dar «tıanı AMvlkadu ^ ureiann.
[>ÎI W ıat ktnm Ç*h*4«» \m ırnu ^afcin Alpa». puzcUme \M»tttk Yuıcı 0 Koordıraıcr Akmtt Korafcaa 0 Mal
1 >iet trot LrVm £ Mu!*a«*fc<. Irittı tom £ BjiV
« Plınlama *w*|j miMfrnrirfl» 0 JUklam Ayst l»r*« Q Ek Va\m n
;1HIV> <k»oJ 0 Idare Hnnıi Oum £ Ivtame (todcr Çctafc Q Bılgı Mem Nul lul 0 Per»-el S**tı B-«ı«c«t'"
Okl» \ktat V^M B*r«r HttM
Om*. HîkAM Çctıskıvv Ok»
GoBcnuM Ljar MMC*. tlh»n
Srtçftk. \lı l
waw, Abvrt TM
ööion >e Vfivan- Cufflhunyei Maıbaauhk vc
Gazet«cilık T K Ş. Turtoca*] C»d 39 41
34134 h PK S« htMibul Tti M2 05 0* (20 hai[, Tek* 22246 Fa* (1) 526 60 ^2 0
«bnttor t ı U n livı Gdkalp Bh İnkıUp S No 19 4, Tet UJ U 41-4" Tci» 42344 F« (4) 133
01 fe< t l m H
" H z
' ^ BK H52 S. 2 l Tei 13 12 30, Tekx 52359 f*x (M) 19 !3 60
% Uftiu: inonu Caö H9 S. No i Kıl I, Tet 19 3** 52 <4 h«t> Tete»_ 621SS Fu Cl) 19 25 TS
TAKVİM: 19 ŞUBAT 1991 îmsak: 5.22 Guneş: 6.47 Oğle: 12.23 tkindi: 15.19 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.08
Yaygın eğitim
yaygmlaşıyor
FİGEN ATALAY
Yetişkinlere okuma-yazma
öğreımek, temel bügjler ver-
mek, en son devam etükleri
öğrenim kademesinde edindik-
leri bilgi ve becerileri geliştir-
mek, geçimleritıi sağlayacak
yeni uzmanlıklar kazandirmak
amaçlannı taşıyan "yaygın
cgitün" giderek yaygınlaşıyor.
Milli Egitim Bakarüığı Çırak-
hk ve Yaygın Eğitim Genel
Mttdürü Ahmet Erdofcan,
"Türkiye eŞer daha huü kal-
luomak istiyorsa yaygın egiti-
me daha çok önena venndi-
dir" dedi.
Milli Egitim Bakanı Avni
Akyol'un ifadesiyle yaygın egi-
tim, örgûn eğitim sistemine hiç
girmemiş ya da herhangi bir
kademesinde bulunan veya bu
kademeden çıkımş vatandaşla-
ra, örgûn egitimin yanında ve-
ya dışmda dûzenlenen egitim,
öğretim, rehberlik ve uygula-
ma faaliyetlerini kapsıyor. Yay-
gın egilim, genel ve mesleki-
teknik olmak ürere iki temel
bölümden oluşuyor. Yaygın
eğitimfaaliyetlerinin önemli bir
bOlûmü, 752 halk eğitim mer-
kezinde sürdürülüyor.
Yaygın eğitim kurutnlannın
sayısındakı artış da bu konu-
ya giderek daha çok önem ve-
Bahkçdar
foklar için
tazminat
istedi
ŞEVKİ AVC1
FOÇA— Foklar tarafından
ağlan parçalanan Foçalı baiık-
çılar zararlannın karşılanması
için bir çözüm bulunmasını is-
tediler. Tüm zararlanna karşın
foklara hoşgörülü davrandıkla-
nnı belirten balıkçılaı, "Fokl»-
nn besienme zoriugu çektigi ay-
larda ıskarta balıklanmıa gös-
tcrüecek bölgelere aUbiliriz"
dediler.
Nesli giderek tükenen fokla-
rın kurtarılması için çeşitli öne-
riler gundeme gelirken foklann
yaşadığı bölgelerde geçimlerini
babkçüıkla saglayanlar düştük-
leri zor durumâ çözüm bulun-
masını istediler.
Foça'da belediyenin öncülü-
ğüyle foklann koranmasma iliş-
kin toplant.lann ikincisi yapıl-
dı. Bu toplamıda Foça Balıkçı-
lar Deraeği Başkanı Necati Ye-
nipazar, yöredeki kuçuk balık-
çılann düştüğü zor durumu an-
lattı. Foklann yaşatılması için
balıkçılann da ellerinden geleni
yaptığını belirten Yenipaızar şun-
lan söyledi:
"Foklar tarafından aglan par-
çalanan kuçiik bahkçıların za-
rariannı karşılamak için bir çö-
züm bulunduğunda, balıkçılann
foklara olan kızgınlığı da azala-
caktır. Foklar bölgemizdeki var-
lıgını balıkçılara borçludur. Ag-
lara verdigi onca zarara karşın
kıyamadığımız bu sevimli bmy-
vanlar balıkçılann hoşgörüsu>-
le ve destegiyle vaşamlannı sür-
dürmektedirtef. Ancak yaz ayla-
nnda tüp ve ışık kullanarak fok
magaralanna giren dalgıçlar, ba-
lıkçı üyelerimiz tarafından uya-
nlmalıdır. Foklann besienme
zoıiuğu çektigi aylarda ıskarta
balıklan gösterilecek bölgetere
atabiliriz."
Toplantıda yapılan konuşma-
larda, foklann yaşatılması için
küçük çabalann yeterli olama-
yacağı vurgulanarak "Deniz kir-
İeniyor, fo&septik sızıntılan. tek-
nderin sintine atıklan gun geç-
tikçe çoğalıyor. Kimi troller kı-
yılan tanyor, dinamitle denizin
tüm canidan katlediliyor. Bütün
bnnlar doğayı tahrip ederken
foklann yaşatılması için harca-
nan kiiçttk çabalar sorunu çöz-
meye yetmiyor" denildi.
Foça yöresinde, Feneradası,
Orakadası ve Hayırsızada'da bu-
lunan fok mağaralannda biri
yavnı beş fok balığının yaşadı-
ğı sanılıyor.
rildiğinin bir göstergesi.
1983-1984 öğretim yılmda
1.658 olan yaygın eğitim kunı-
mu sayısı, 1990-91 öğretim yı-
hnda yvizde 146.8'lik artışla
4.093'e çıkü. Yaygın eğitim ku-
rumlarından yararlanan kursi-
yer sayı&ı, 1 milyon 72 bin
76'dan yüzde 24.2 artışla 1 mil-
yon 351 bin 420"ye yûkseldi.
Halk eğitim merkezlerinde ha-
len 107 dalda eğitim veriliyor.
Kuyumculuk, gumüş işkmeci-
liği, halıcüık, kilimdlik, turis-
tik eşya yapımcıhğı, yorgancı-
bk, ağaç işlemeciliği, trikotaj,
bunlardan bazılan.
MEB Çırakhk ve Yaygın
Eğitim Genel Müdürü Ahmet
Ettiogan'a göre yaygın eğitim
konusunda *iyi bir noktada-
yu." Kalkmmada yaygın egiti-
min önemine dikkat çeken Er-
doğan, "Milli Egiüm Bakan-
hğı'na aynlan kaynaklardan
bnvük bir bölümünün yaygın
egitime aynlmastada büyük
yarar var. Yaygın egitim ku-
rumlan çok kısa zamanda
kendi kendisini amorti eder,
riski yoktur. Bötün dünyada
yaygın egitime dinden daha
çok önem verliyor. Örgün egi-
timin de yaygın egitinV teknik-
lerini kayıtsu şartsız kabuUen-
mesi lazım" dedi.
Prof. Coşkun Özdemir, üniversiteler için öngörülen yeni modeli değerlendirdi
Üniversiteye darbe!IŞCL ÖZGENTÜRK
Yüksek öğretim Kurumu
YÖK, kurulduğundan bu yana
çok çeşitli ve sert eleştirilerin he-
defı oldu. Şimdi Meclis günde-
mine gelmesi beklenen yeni bir
yasa tasansı ile hükümet, yük-
seköğrenim kurumlannda yeni-
den köklü bir düzenlemeye gi-
diyor. Vakıf üniversiteleri adı
altında yeni üniversiteler kuru-
lacak, yönetim 'mütevelli
heyetlere' verilecek.
YÖK ve üniversite sistemin-
deki değişim üzerine 1990 yıb
haziran ayında kurulan öğretim
ÜyeleriDerneğîninBaşkanıProf.
Coşkun özdemir ile görüştük.
— Sayın Coşkun Özdemir,
YÖK (Yüksek öğrenim Kurulu)
yaklaşık dokuz yüını doldurdu.
Siz bu dönem içjde bep üniver-
sitede kaMuuz. Önce biraz YÖK
öncesi universiteden söz edelim,
sonra YÖK'un getirdiklerine de-
ginelim.
ÖZDEMtR — Ben 1968 yı-
lından beri üniversitede görev
yapmaktayım. 81'de YÖK dü-
zenine girdik. Böylece uzun yıl-
lar hem YÖK öncesini hem
YÖK sonrasını yasadım. YÖK
öncesi dönemi YÖK sonrası dö-
nemi yaşadıktan sonra daha iyi
Özdemir TBMM
Komisyonu'nda
görüşülen yeni yasa
tasansı, sanırım
üniversitelere yeni bir
darbe vurulmasım ve
bu kurumlann siyasal
iküdara ve özellikle
cumhurbaşkanına
bağımhbğını
amaçlamaktadır.
Öğretim üyeleri yine
yönetimin dışında
bırakılacaktır.
PORTREPROF. COŞKUN ÖZDEMİR
1929 dogumlu Coşkun özdemir, 1952 yılında Istanbul Tıp Fa-
kültesi'ni bitirdi. 1957'de nöroloji uzmam, 1960'ta nöroloji do-
çenti oldu. 1%3-1964 yıUannda Danimarka ve Ingiltere'de ken-
di alanında çalışmalar yapan Dr. Özdemir 1968'de Istanbul Üni-
versitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi olarak görev yapmaya baş-
ladı. 1969-1971 yıllannda Boston'da Harvard Tıp Fakültesi'nde
fello>* olarak çahştı ve bu süre içerisinde ve bunu izleyen yıllar-
da nöromüsküler ileti ve nöromüsküler hastalıklan konusunda
çeşitli araştırmalar ve yayınlar yaptı. Dr. Özdemir'in nöroloji-
nin çeşitli dallannda yerli ve yabana tıp dergilerinde yayımlan-
mış çok sayıda çahşması vardır. Amerika'daki klinik nörofiz-
yoloji derneğinin üyesi olan Dr. Özdemir yurdumuzda Kas Has-
talıklan Demeği'nin ve 1990 vüının haziran ayında kurulmuş olan
Öğretim Üyeleri Derneği'nin başkanıdır. Halen lstanbul Üniversi-
tesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dab Başkanı ve öğretim üye-
si olarak görev yapmaktadır.
değerlendirdik ve o dönem da-
ha bir anlam kazandı.
O dönemi şöyle tanımlayaca-
ğım. O zaman üniversite Tür-
kiye'nin bir üniversitesiydi ve el-
bette sorunlan olan bir üniver-
siteydi. YÖK dönemini çok eleş-
tirdik, eleştirmeyi de sürdürüyo-
nız ama bu YÖK öncesinin ku-
sursuz, eksiksiz olduğu
anlamma gelmiyor. Ama o za-
man özerk bir üniversiteydi.
Kendi kendini yöneten bir üni-
versite. Kendi kurullanyla yöne-
tiliyor ve her çeşit üniversite so-
runu tartışılıyor, gundeme geli-
yordu. ögretim üyesi önemli bir
unsurdu. önemli bir in&an...
— YÖK sonrası üniversite te-
raelde neyi yitirdi?
ÖZDEMtR — Hem idari
hem bilimsel özerküği! YÖK
öncesi arayışlar içindeki özerk
üniversite yok artık. 12 Eylül'-
le birlikte tum topluma, 12 Ey-
lül felsefesi egemen oldu ve bu
ortamda üniversite, hak etmedi-
ği bir biçimde suçlandı. 'Üniver-
site 80 öncesi anarşi olayların-
da Önemli bir rol oynamıştır'
denildi. O halde universite disip-
Hn altına alınmalıdıı. Üniversi-
tede özerkliğjn yaran yoktur,
tehh'kelidir. Ve bu görüş çerçe-
vesinde YÖK hazırlandı.
Hazırlanan YÖK Yasasv,
merkeziyetçi, hiyerarşik bir ya-
pı getirdi. tdari özerkliği ve bu-
nun doğal sonucu olarak bilim-
sel özerkliği kaldırdı. Heı ne ka-
dar sadece idari özerkliği kaldır-
dık, bilimsel ozerkliğe dokun-
madık diyorlarsa da bu gerçek-
çi değildir. İdari özerklik
olmayınca bilimsel özerklik de
BEN MASUMUM — Maradona, pazar giinkü Napoli-Pisa maçında Napoli formasıyla sahaya çıktıgı zaman gazetecilerin sorn yağmunına tutuldu. Her
tünü suçlamayı reddedea Maradona, "Ben masumnm" dedi.Ünltt futbolcu taakkındaki kokain ve kiralık kız soruşturması sürtiyor. (Fotograf: Reuter)
Maradona'yamafya golüİtalya'da top koşturan ünlü Arjantinli
futbolcu, mafya çevreleri ile kurduğu dostluk
sonucu kokain ve genelev ilişkilerine bulaştı.
Kiralık kadınlarla maceralarını kabul eden
Maradona kokaini kesinlikle reddediyor.
Soruşturma giderek derinleşiyor.
NtLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Dünyaca ünlu
futbolcu Diego Maradona, ko-
kain trafığinden 8 ile 20 yıl ara-
sında hapis cezasına çarptınla-
bilecek. Maradona'mn normal
pasaportunun elinden alınma-
sı da gundemde. Ancak Mara-
dona'ya Arjantin Devlet Baş-
kanı Carlos Menem'in "futbol
elçisi" olarak verdiği diploma-
tik pasaporta el konması müm-
kün gözükmüyor. Uzun bir su-
redir ltalya'nın Napoli takı-
mında top koşturan ve kaptan-
hğını yapan Arjantinli futbol-
cu kokain trafiğine kanşmak,
genelev ve mafya babalarının
çevresine girmekle suçlanıyor.
Napoli savcıhğinda sorgulanan
futbolcu hakkındaki iddialar
ispatlamrsa, "bücör", 8 yıldan
20 yvla dek hapis cezası yakla-
şık 1.5 milyar TL para cezası
yiyecek. Ashnda futbolcuyu
tehdit eden suçlara (kokain bu-
lundurmak, kullanmak ve tra-
fiğini yapmak) İtalya'da 20 yı-
la dek varan hapis cezaları ve-
rilebiliyor, ama hafıfletici ne-
denlerle bu ceza 1-6 yıla indi-
riliyor.
Kokain iddialarmı reddeden
Maradona bu uyuşturucu tra-
fığinin merkezinde bulunan ge-
nelev kadınlanyla maceralan
olduğunu kabul ediyor.
Cannela Cinquegrana adlı
bir genelev patronunun calıştır-
dıği randevu evinden (otel pa-
rası hariç) gecesi 500 bin lirete
(yaklaşık 1.4 milyon Türk Li-
rası) kız kiraladığıru itiraf eden
ünlü futbolcunun, Napoli'de
mafya çeteleriyle arkadaşlık
kurduğu da kesinlik kazandı.
Maradona'yı eleveren de as-
lında bu karanlık dostlukları
oldu. Napoli'de 'Camomı' adı-
nı alan mafya çetelerini yöne-
ten Mario Iovine'nin kuzeni
Italo Iovine'nin dostu olan Ma-
radona'nın, Italo sayesinde ka-
dın temin ettiği, kokain ticare-
ti ve kullanımının söz konusu
olduğu bir çevre içine girdiği de
anlaşıldı.
Kokain trafığinin izini süren
İtalyan polisi bir süredir gizli-
ce Italo Iovine'nin telefon ko-
nuşmalannı dinlemekteydi. Bu
konuşmalardan birinde, Iovi-
ne'nin, aym zamanda kokain
ticareti yaptığı tespit edilen
Cannela Cinquegrana'dan fut-
bolcu namına "iki kadın ve
mal" talep ettiği kaydedildi.
Polisin geçen 7 ocak günü
teybe kaydettiği bu konuşma
üzerine Napoli savcıhğı Arjan-
tinli futbolcu hakkında soruş-
turma açtı. Önceki gun kendi
isteğiyle savahkta 3 saat ifade
veren Maradona, kokain ilişki-
sini reddetmekle birlikte her
düzeyde hayat kadınlanyla ya-
pılan partilere katıldıgmı kabul
etü. Bu seks partilerinde koka-
in kullanmak ve eşlerine de kul-
landırmakla suçlanan "fuibo-
lun altın çocugu", sorgu hâ-
künliğinden çıkışta, savcıhğa
küçük çocuklann arzusu üzeri-
ne "kendiliğinden gittiğini"
söyledi.
Arjantinli bir kadınla evli
olan Maradona bu arada
Christina Sinagra adında Na-
polili bir kadından gayn meş-
ru çocuk sahibi olduğu için 4
yıldan beri mahkemelikti. Si-
nagra'dan olan çocuğunu tam-
mamakta direnen Maradona'-
mn îtalyan kadınlanna olan
özel zaafı biliniyor.
Maradona skandalının mer-
kezindeki genelev patronu Car-
mela Cinquegrana ise hâkimle-
re futbolcunun erotik yaşamı-
m tüm aynntılanyla anlatıyor,
ama ağır cezası olan kokain ti-
caretiyle hiçbir ilişkisi olmadı-
ğinı söylüyor.
Kaydedilen telefon konuş-
malannda "mal" gibi sözcük-
lerle ifade edilen kokaine dair
her türlü kuşkuyu " O
espriydi" diye geçiştirmeye ça-
lışıyor. Delillerle üstüne vanl-
dığında "ön soruşturma sıra-
smda bu tip sorulan yanjöama-
yı reddettiğini" söylüyor.
Gerek Napoli kulübü gerek
taraftarlar Maradona'mn bir-
çok uygunsuz hareketi bulun-
duğunu, ancak kokain olayma
karıştığına inanmadıklannı
sövlediler.
ounaz. Nitekim böyle olmuştur.
Üniversite Öğretim üyesi karar
mekanizmalanndan ve yönetim-
den tamamen dışlanmıştır. öğ-
renci zaten potansiyel suçlu ola-
rak kabul edilmiştir.
Şöyle söyleyeyim, YÖK düze-
ninin verdiği zararlar yıllar bo-
yu ve kuşaklar boyu sürecek. Bu
söylediklerimde hiçbir abartma
yoktur. Türkiye'deki bütün sağ-
duyulu insanlar bu acıklı tespi-
ti kabul ediyorlar. Birbiri ardı-
na universite acüdı. Bunlara 'ge-
cekondu üniversiteleri' diyorlar.
Altyapısı olmayan, öğretim üye-
si olmayan, gerekli donanımı ol-
mayan üniversiteler.
— Bugunlerde ilginç ve
önemli gelişmelerden biri de
TBMM'de ve Plan Bütce Ko-
misyonu'nda goruşükfl özd sta-
tttlu universitekr kunılmasını
öagören yasa tasansı; bu yasa
üniversite hayatımıza neler ge-
Urtçek?
ÖZDEMtR — Geçen günler-
de TBMM'de, Plan Bütçe Ko-
misyonu'nda görüşülen yasa ta-
sansı sanınm üniversitelere ye-
ni bir darbe vurulmasım ve bu
kurumlann siyasal iktidara ve
de özellikle cumhurbaşkanına
bağımhlığını amaçlamaktadır.
Bu yasa ozel statülu devlet
üniversitelerini öngörMektedir.
Bu üniversitelerdeki 8 kişilik üst
yönetim kurulunun, başka bir
deyimle mütevelli heyetinin ya-
rıdân çoğu ve rektör, cumhur-
başkanı tarafından seçilecektir.
öğretim üyeleri yine yönetimin
dışında bırakılacaktır ve sözleş-
meli olarak çalışacaklar, yasal
güvencelerden yoksun olacak-
lardır.
Vakıflara üniversite kurma
hakkı verilmesi yine Türkiye'de
kaygı ile kuşku ile karşılanması
gereken bir şeydir. Doğramacı
ve daha başkalan Türkiye'den
çok farklı yapılan, gelenekleri,
kurumlan olan, çok farklı me-
kanizmalann geçerli olduğu Ul-
kelerden örnekler vererek özel
üniversıtelerin, vakıf üniversite-
lerinin varhğından, onlann ba-
şarısından söz etmekte ve seçim
yerine atamalann bu ileri ülke-
lerde de yapüdığmı ileri sürmek-
tedirler. Bunlar son derece ya-
mltıcıdu-.
Harvard bir özel üniversitedir,
ama orada mütevelli heyetler
bambaşka bir şeküde çalışu-. Bir
departman şefınin atanması için
en güvenilir büim adamlanndan
oluşan komite (Search Commit-
te) bazen yülarca sürebilen araş-
tırmalar yapar.
Bu son yasa üe ilgili olarak
çok dikkat çekici olan ve altı çi-
zilmesi gereken şey şudur: Böy-
lesine önenüi bir yasa Meclis'-
ten geçiriürken iktidar partisi,
üniversitelere danışmaya, görüş
sormaya asla gerek gormemiş-
tir. Sanki üniversiteler vesayet
altmdadırlar. Politikacüar tara-
fından ne uygun görülürse ona
boyun eğmek zonındadırlar.
Üniversitelerde saçlanru ağırt-
mış insanlara, gencine, yaşlısı-
na siz ne diyorsunuz diye lütfe-
dip sormamışlardır. Yazık ki
Meclis'teki öğretim üyesi unva-
nını taşıyan milletvekilleri de bu
büyük eksiği giderme çabasını
göstermemişlerdir. Bu yeni ya-
sa tasansım hazırlayanlar kim-
lerdir? Niçin Milli Eğitim Baka-
ru yurtdışında iken gundeme ge-
tirmişlerdir? Bilmiyoruz.
Toprağın luııudu ekolojik tanm
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof.
Ertan İlter, Avrupa'da yaygınlaşan ekolojik
tanmda, sentetik ilaç ve gübre
kullanılmadığını beürterek bu yöntemin
Türkiye'de de uygulanması gerektiğini söyledi.
arttığına dikat çeken Ege Üni-
versitesi Ziraat Fakultesi'nden
Prof. Dr. Ertan İlter, ekolojik
tanmda, sentetik kimyasal ilaç
ve gübrelerin kullanılmadığını
açıkladı.
İZMİR (Cumhunyet Ege Bü-
rosu)— Dünyada tanmdan kay-
naklanan çevre sorunlan giderek
artarken bilim adamlan özellik-
le Avrupa ülkelerinde yaygınla-
şan çevre sorunlanna yol açma-
dığı gibi insan için de daha sağ-
lıklı besin üretimini sağlayan
"ekolojik tanma" dikkat çeki-
yorlar. Türkiye'de de ekolojik
tanm uygulamalannın yaygın-
laşmasını sağlamak amacıyla
dernek kurma girişimleri
başladı.
Avrupa ülkelerinde artan çev-
re duyarhlı?! ile birlikte ekolo-
jik ürünleır ^lan talebin giderek
Boylece bu maddelerle topra-
ğın ve yeraltı sulannın kirlenme-
sinin önune geçildiğini belirten
Prof. Dr. İlter, "Aynca söz ko-
nusu sentetik kimyasal madde-
ler insan sağlıgını da olumsuz
etkilemektedir. Bunlann kulla-
nımının kaldınlmasıyla insan
için de daha sağhklı ürünler
üretilmektedir" dedi.
Türkiye'de ekolojik tarımın
yaygınlaştınlması amacıyla der-
nek kurmaya çalıştıklannı beür-
ten Prof. Dr. Ertan İlter şunlan
söyledi:
"Türkiye'den bu ürünlerin ih-
racatı da başladı. Kuracağımız
dernek bir yandan Türkiye'de
başlayan ekolojik tanm çalışnıa-
lanna yardımcı olurken diger ta-
raftan bu tip üretimio yaygınlas-
tınlması için çaba harcayacak.
Aynca Ziraat Fakültesi'nde eko-
lojik tanma ilişkin bir yüksek li-
sans dersi de açmaya çalışıyo-
rum. Dünyada çevre sorunlan
hızla artıvor. Diğer yandan bun-
lara karsı insanlar da daha du-
yarlı hale geliyor. Sonınlann ço-
zümü için arayışlar var. Dünya-
da yaşanan bu gelişmeler ışıgın-
da ekolojik ürünlere yönelik ta-
lebin daha da artacağını söyle-
tnek bir kehanet degil. Tanm
uygulamalannda da ekolojik ta-
nm giderek yaygınlasacaktır.
Türkiye'de daha şimdiden bu
ürünlerin ihracatının başlaması
bir gösterge."
"Ekolojik tanmda, zararhlar-
la mücadele nasıl gerçekleştiri-
liyor" sorusuna, "Öncelikle has-
tahklara daha dayanıklı fertler
elde etmek konusunda çalışma-
lar y-apılıyor. Zararlılarla da atık
bırakmavan biyolojik savaşım
yolları gelişüriliyor" yamtını ve-
ren Prof. Dr. Ertan İlter, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Ekolojik tanm, sentetik
kimyasal ürünler kullandmadan
önce gerçekleştirilen geleneksel
tanma benzetilebüir. Tek fark o
donemden bu yana yaşanan bi-
limsel gelişmelerle biyolojik mü-
cadele yonternlerinin çok geliş-
miş olması. Burada gübre ola-
rak da organik gubre kullanılı-
yor."
Türkiye'de ise "tumüyle" eko-
lojik tanma geçilmesinin şu aşa-
mada "hayal" olduğunu belirten
Prof. Dr. Ertan İlter, "Koouya
genel anlamda Türk tarunı için
bakarsak halen uygulanan yön-
temlerle ekolojik tanm arasında
bir geçiş dönerai olarak adlan-
dınlabilecek entegre tanm uy^u-
lamalan yaygınlaştınlması bir
zorunluluk. Yani sentetik kim-
yasal maddekrin tanmda kulla-
nınu sıkı bir deneüm altına alın-
malıdır. Basit bir Uaçla iyileşe-
bilecek hastaya daha ağır ya da
çok ilaç vermek gibi bir yanuş
bir uygulama yaşanıyor Türki-
ye'de. Bunun tnutiaka önüne ge-
çilmelidir. Hem ekonomik, çev-
resel hem de saglık nedenleriy-
le. Bu arada ekolojik tanm uy-
gulamalannın yaygınlaştınlması
için de yöntemler geliştirilmeli-
dir. Avrupa'ya yönelik tanm
öninleri dışsatımı açısından da
bir zorunluluk haline gelecek'
tir."
Kirk Douglas
taburcu oldu
• LOS ANGELES (AA)
— Amerikan sinema
sanatçısı Kirk Douglas, beş
gün önce geçirdiği kazadan
sonra kaldınldığı
hastaneden dün taburcu
oldu. Cedars Sinai
Hastanesi Sözcüsu Ron
Wiseden, Douglîts'ın birkaç
çürük ve sıyrık ile kafa
derisinde bir kesik dışında
iyi olduğunu açıkladı. Kirk
Douglas, 5 gün önce içinde
bulunduğu helikopterle
gösteri uçağının havada
çarpışması sonucu meydana
gelen kazada yaralanmıştı.
Uçaktaki iki kişi de
öunüştü.
Trafikte
6.298 ölti
• ANKARA (AA) — 1990
yıhnda meydana gelen 115
bin 500 trafik kazasmda 6
bin 298 kişi öldü, 88 bin 13
kişi de yaralandı. Geçen yıl,
trafik kazalannda bir
önceki yıla oranla yaklaşık
yüzde 12, bu kazalarda
yaralananların sayısında
yüzde 10 amş kaydedüirken
ölenlerin sayısında binde 5
oranında gerileme oldu.
Küflüpeynirde
tümör tehdidi
• KONYA (AA) —
Bilinçsizce küflendirilen
peynirlerin insan sağlığı için
tehlike oluşturduğu, bu tür
peynirlerin kanserojen
madde ihtiva ettiği öne
sürüldü. Konya Selçuk
Üniversitesi Veterinerlik
Fakültesi Besin Teknolojisi
ve Hijyeni Ana Bilim Dalı
Başkanı Prof. Cenap
Tekinsen, özellikle Orta
Anadolu'da sevilen ve çok
miktarda tüketilen kuflü
peynirlere dikkat edilmesi
gerektiğini söyledi. Prof.
Dr. Tekinsen, denetimden
uzak, bilinçsizce ve kötü
ortamlarda yapılan
küflendirme sonucu,
aflatoksın adı verilen
maddeler oluştuğunu,
bunun da zamanla
karaciğer, böbrek ve
beyinde tümörlere yol
açlığını kaydetti.
BP tesisi
kapatddı
• İSTANBUL (AA) —
Kartal'daki BP Gazhane
depolama ve dolum tesisleri,
çevre kirüliğine neden
olduğu gerekçesiyle
kapatıldı. BP Dış tlişkiler
asistanı Deniz Bozkurt, 46
dönüm.arazi üzerine kurulu
tesisleri, çevre kirliliğini
önlemek amacıyla
belediyeden gelen istek
üzerine kapadıklannı
bildirdi. Bozkurt, aynca,
tesisin önünden geçecek
yolun deniz ile irtibatlanm
kesecek olmasının da
kapatma karannda etkili
olduğunu söyledi.
Süleymaniye
evleriprojesi
• İSTANBUL (AA) —
îstanbul'un turistik değerleri
açısından hazine değeri
taşıyan Süleymaniye evleri
için hazırlanan onanm
projesinin, kaynak
yokluğundan uygulamaya
konulamadığı bildirildi. AA
muhabirinin sorularını
yanıtlayan Eminönu Belediye
Başkanı Naci Akgün, ilçcnin
uygulama planlarınm
yapılması sırasında
"Süleymaniye evleri"
konusunun da gundeme
yeniden geleceğini belirtti.
îîçede bazı yollann araç
trafiğine kapatılması
çalışmaları yaptıklanru
belirten Akgün, "Röleve
çalışmalan yapılmış 300"e
yakın eski tarihi Türk evi
var. Bunlann iman ve
restoresi başlıbaşına maü
yük getiriyor." dedi.
Akgün, Süleymaniye
evlerinin onanmı için Turinj
Otomobil Kurumu ile
işbirliği yapmaya da hazır
olduklannı kaydetti.
Belediye Üe
işbirliği
• İstanbul Haber Servisi
— Beşiktaş Belediyesi ile
Harita Mühendisleri Odası
arasında mesleki denetim
protokolu inizalandı.
Beşiktaş Belediye Başkanı
Ayfer Atay, daha önce de
Mimarlar Odası, Elektrik
Makine Mühendisleri Oda
ile mesleki denetim
çerçevesinde protokol
imzalandığını hatırlatarak
"Diğer odalann denetimi
daha çok inşaatın
başlamasından sonraki
sürecı içerıyordu. Oysa
Harita Mühendisleri Oda
ile imzaladığımız protokc
sayesinde denetimi arsa
aşamasında başlatıp sonı
kadar yürütme olanağmi
kavuştuk" dedi.