18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2umhuriyet Sahıbı Cumhunyct Matbaacılık ve Gazeiealık. Turk \nomm Şırketı adına Nadir N«tı % Genel Yayin Muduru Hea& Cemal, Maessese Muduru F.mise l v»klntil. W ı hlen Muduru Ofca> Gown»tıı. 0 Haber MerVezı Muduru )atçın B»>er, Sa>fa Duzem Yöncımem \h Ac*r 0 Temsüoler A.NKARA \bm?t Ttn. IZMİR Hıkmct Çelinkıy». \ D \ \ x Çetı» Iv Polıııka Crtt) Ba»laagK. &i Haberte* LtfM Mcu Ekonomı Cc«fiı frrtaa. I; Sendika $«km ***•«. K-ih.ii Cttal Lrtw, U anbui Haberler knul Kaçvk Eğn-n G*»c»> Ş«ytaa. Nw Haberlerı Nccdet Dot» SPOI Dar «tıanı AMvlkadu ^ ureiann. [>ÎI W ıat ktnm Ç*h*4«» \m ırnu ^afcin Alpa». puzcUme \M»tttk Yuıcı 0 Koordıraıcr Akmtt Korafcaa 0 Mal 1 >iet trot LrVm £ Mu!*a«*fc<. Irittı tom £ BjiV « Plınlama *w*|j miMfrnrirfl» 0 JUklam Ayst l»r*« Q Ek Va\m n ;1HIV> <k»oJ 0 Idare Hnnıi Oum £ Ivtame (todcr Çctafc Q Bılgı Mem Nul lul 0 Per»-el S**tı B-«ı«c«t'" Okl» \ktat V^M B*r«r HttM Om*. HîkAM Çctıskıvv Ok» GoBcnuM Ljar MMC*. tlh»n Srtçftk. \lı l waw, Abvrt TM ööion >e Vfivan- Cufflhunyei Maıbaauhk vc Gazet«cilık T K Ş. Turtoca*] C»d 39 41 34134 h PK S« htMibul Tti M2 05 0* (20 hai[, Tek* 22246 Fa* (1) 526 60 ^2 0 «bnttor t ı U n livı Gdkalp Bh İnkıUp S No 19 4, Tet UJ U 41-4" Tci» 42344 F« (4) 133 01 fe< t l m H " H z ' ^ BK H52 S. 2 l Tei 13 12 30, Tekx 52359 f*x (M) 19 !3 60 % Uftiu: inonu Caö H9 S. No i Kıl I, Tet 19 3** 52 <4 h«t> Tete»_ 621SS Fu Cl) 19 25 TS TAKVİM: 19 ŞUBAT 1991 îmsak: 5.22 Guneş: 6.47 Oğle: 12.23 tkindi: 15.19 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.08 Yaygın eğitim yaygmlaşıyor FİGEN ATALAY Yetişkinlere okuma-yazma öğreımek, temel bügjler ver- mek, en son devam etükleri öğrenim kademesinde edindik- leri bilgi ve becerileri geliştir- mek, geçimleritıi sağlayacak yeni uzmanlıklar kazandirmak amaçlannı taşıyan "yaygın cgitün" giderek yaygınlaşıyor. Milli Egitim Bakarüığı Çırak- hk ve Yaygın Eğitim Genel Mttdürü Ahmet Erdofcan, "Türkiye eŞer daha huü kal- luomak istiyorsa yaygın egiti- me daha çok önena venndi- dir" dedi. Milli Egitim Bakanı Avni Akyol'un ifadesiyle yaygın egi- tim, örgûn eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden çıkımş vatandaşla- ra, örgûn egitimin yanında ve- ya dışmda dûzenlenen egitim, öğretim, rehberlik ve uygula- ma faaliyetlerini kapsıyor. Yay- gın egilim, genel ve mesleki- teknik olmak ürere iki temel bölümden oluşuyor. Yaygın eğitimfaaliyetlerinin önemli bir bOlûmü, 752 halk eğitim mer- kezinde sürdürülüyor. Yaygın eğitim kurutnlannın sayısındakı artış da bu konu- ya giderek daha çok önem ve- Bahkçdar foklar için tazminat istedi ŞEVKİ AVC1 FOÇA— Foklar tarafından ağlan parçalanan Foçalı baiık- çılar zararlannın karşılanması için bir çözüm bulunmasını is- tediler. Tüm zararlanna karşın foklara hoşgörülü davrandıkla- nnı belirten balıkçılaı, "Fokl»- nn besienme zoriugu çektigi ay- larda ıskarta balıklanmıa gös- tcrüecek bölgelere aUbiliriz" dediler. Nesli giderek tükenen fokla- rın kurtarılması için çeşitli öne- riler gundeme gelirken foklann yaşadığı bölgelerde geçimlerini babkçüıkla saglayanlar düştük- leri zor durumâ çözüm bulun- masını istediler. Foça'da belediyenin öncülü- ğüyle foklann koranmasma iliş- kin toplant.lann ikincisi yapıl- dı. Bu toplamıda Foça Balıkçı- lar Deraeği Başkanı Necati Ye- nipazar, yöredeki kuçuk balık- çılann düştüğü zor durumu an- lattı. Foklann yaşatılması için balıkçılann da ellerinden geleni yaptığını belirten Yenipaızar şun- lan söyledi: "Foklar tarafından aglan par- çalanan kuçiik bahkçıların za- rariannı karşılamak için bir çö- züm bulunduğunda, balıkçılann foklara olan kızgınlığı da azala- caktır. Foklar bölgemizdeki var- lıgını balıkçılara borçludur. Ag- lara verdigi onca zarara karşın kıyamadığımız bu sevimli bmy- vanlar balıkçılann hoşgörüsu>- le ve destegiyle vaşamlannı sür- dürmektedirtef. Ancak yaz ayla- nnda tüp ve ışık kullanarak fok magaralanna giren dalgıçlar, ba- lıkçı üyelerimiz tarafından uya- nlmalıdır. Foklann besienme zoıiuğu çektigi aylarda ıskarta balıklan gösterilecek bölgetere atabiliriz." Toplantıda yapılan konuşma- larda, foklann yaşatılması için küçük çabalann yeterli olama- yacağı vurgulanarak "Deniz kir- İeniyor, fo&septik sızıntılan. tek- nderin sintine atıklan gun geç- tikçe çoğalıyor. Kimi troller kı- yılan tanyor, dinamitle denizin tüm canidan katlediliyor. Bütün bnnlar doğayı tahrip ederken foklann yaşatılması için harca- nan kiiçttk çabalar sorunu çöz- meye yetmiyor" denildi. Foça yöresinde, Feneradası, Orakadası ve Hayırsızada'da bu- lunan fok mağaralannda biri yavnı beş fok balığının yaşadı- ğı sanılıyor. rildiğinin bir göstergesi. 1983-1984 öğretim yılmda 1.658 olan yaygın eğitim kunı- mu sayısı, 1990-91 öğretim yı- hnda yvizde 146.8'lik artışla 4.093'e çıkü. Yaygın eğitim ku- rumlarından yararlanan kursi- yer sayı&ı, 1 milyon 72 bin 76'dan yüzde 24.2 artışla 1 mil- yon 351 bin 420"ye yûkseldi. Halk eğitim merkezlerinde ha- len 107 dalda eğitim veriliyor. Kuyumculuk, gumüş işkmeci- liği, halıcüık, kilimdlik, turis- tik eşya yapımcıhğı, yorgancı- bk, ağaç işlemeciliği, trikotaj, bunlardan bazılan. MEB Çırakhk ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü Ahmet Ettiogan'a göre yaygın eğitim konusunda *iyi bir noktada- yu." Kalkmmada yaygın egiti- min önemine dikkat çeken Er- doğan, "Milli Egiüm Bakan- hğı'na aynlan kaynaklardan bnvük bir bölümünün yaygın egitime aynlmastada büyük yarar var. Yaygın egitim ku- rumlan çok kısa zamanda kendi kendisini amorti eder, riski yoktur. Bötün dünyada yaygın egitime dinden daha çok önem verliyor. Örgün egi- timin de yaygın egitinV teknik- lerini kayıtsu şartsız kabuUen- mesi lazım" dedi. Prof. Coşkun Özdemir, üniversiteler için öngörülen yeni modeli değerlendirdi Üniversiteye darbe!IŞCL ÖZGENTÜRK Yüksek öğretim Kurumu YÖK, kurulduğundan bu yana çok çeşitli ve sert eleştirilerin he- defı oldu. Şimdi Meclis günde- mine gelmesi beklenen yeni bir yasa tasansı ile hükümet, yük- seköğrenim kurumlannda yeni- den köklü bir düzenlemeye gi- diyor. Vakıf üniversiteleri adı altında yeni üniversiteler kuru- lacak, yönetim 'mütevelli heyetlere' verilecek. YÖK ve üniversite sistemin- deki değişim üzerine 1990 yıb haziran ayında kurulan öğretim ÜyeleriDerneğîninBaşkanıProf. Coşkun özdemir ile görüştük. — Sayın Coşkun Özdemir, YÖK (Yüksek öğrenim Kurulu) yaklaşık dokuz yüını doldurdu. Siz bu dönem içjde bep üniver- sitede kaMuuz. Önce biraz YÖK öncesi universiteden söz edelim, sonra YÖK'un getirdiklerine de- ginelim. ÖZDEMtR — Ben 1968 yı- lından beri üniversitede görev yapmaktayım. 81'de YÖK dü- zenine girdik. Böylece uzun yıl- lar hem YÖK öncesini hem YÖK sonrasını yasadım. YÖK öncesi dönemi YÖK sonrası dö- nemi yaşadıktan sonra daha iyi Özdemir TBMM Komisyonu'nda görüşülen yeni yasa tasansı, sanırım üniversitelere yeni bir darbe vurulmasım ve bu kurumlann siyasal iküdara ve özellikle cumhurbaşkanına bağımhbğını amaçlamaktadır. Öğretim üyeleri yine yönetimin dışında bırakılacaktır. PORTREPROF. COŞKUN ÖZDEMİR 1929 dogumlu Coşkun özdemir, 1952 yılında Istanbul Tıp Fa- kültesi'ni bitirdi. 1957'de nöroloji uzmam, 1960'ta nöroloji do- çenti oldu. 1%3-1964 yıUannda Danimarka ve Ingiltere'de ken- di alanında çalışmalar yapan Dr. Özdemir 1968'de Istanbul Üni- versitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi olarak görev yapmaya baş- ladı. 1969-1971 yıllannda Boston'da Harvard Tıp Fakültesi'nde fello>* olarak çahştı ve bu süre içerisinde ve bunu izleyen yıllar- da nöromüsküler ileti ve nöromüsküler hastalıklan konusunda çeşitli araştırmalar ve yayınlar yaptı. Dr. Özdemir'in nöroloji- nin çeşitli dallannda yerli ve yabana tıp dergilerinde yayımlan- mış çok sayıda çahşması vardır. Amerika'daki klinik nörofiz- yoloji derneğinin üyesi olan Dr. Özdemir yurdumuzda Kas Has- talıklan Demeği'nin ve 1990 vüının haziran ayında kurulmuş olan Öğretim Üyeleri Derneği'nin başkanıdır. Halen lstanbul Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dab Başkanı ve öğretim üye- si olarak görev yapmaktadır. değerlendirdik ve o dönem da- ha bir anlam kazandı. O dönemi şöyle tanımlayaca- ğım. O zaman üniversite Tür- kiye'nin bir üniversitesiydi ve el- bette sorunlan olan bir üniver- siteydi. YÖK dönemini çok eleş- tirdik, eleştirmeyi de sürdürüyo- nız ama bu YÖK öncesinin ku- sursuz, eksiksiz olduğu anlamma gelmiyor. Ama o za- man özerk bir üniversiteydi. Kendi kendini yöneten bir üni- versite. Kendi kurullanyla yöne- tiliyor ve her çeşit üniversite so- runu tartışılıyor, gundeme geli- yordu. ögretim üyesi önemli bir unsurdu. önemli bir in&an... — YÖK sonrası üniversite te- raelde neyi yitirdi? ÖZDEMtR — Hem idari hem bilimsel özerküği! YÖK öncesi arayışlar içindeki özerk üniversite yok artık. 12 Eylül'- le birlikte tum topluma, 12 Ey- lül felsefesi egemen oldu ve bu ortamda üniversite, hak etmedi- ği bir biçimde suçlandı. 'Üniver- site 80 öncesi anarşi olayların- da Önemli bir rol oynamıştır' denildi. O halde universite disip- Hn altına alınmalıdıı. Üniversi- tede özerkliğjn yaran yoktur, tehh'kelidir. Ve bu görüş çerçe- vesinde YÖK hazırlandı. Hazırlanan YÖK Yasasv, merkeziyetçi, hiyerarşik bir ya- pı getirdi. tdari özerkliği ve bu- nun doğal sonucu olarak bilim- sel özerkliği kaldırdı. Heı ne ka- dar sadece idari özerkliği kaldır- dık, bilimsel ozerkliğe dokun- madık diyorlarsa da bu gerçek- çi değildir. İdari özerklik olmayınca bilimsel özerklik de BEN MASUMUM — Maradona, pazar giinkü Napoli-Pisa maçında Napoli formasıyla sahaya çıktıgı zaman gazetecilerin sorn yağmunına tutuldu. Her tünü suçlamayı reddedea Maradona, "Ben masumnm" dedi.Ünltt futbolcu taakkındaki kokain ve kiralık kız soruşturması sürtiyor. (Fotograf: Reuter) Maradona'yamafya golüİtalya'da top koşturan ünlü Arjantinli futbolcu, mafya çevreleri ile kurduğu dostluk sonucu kokain ve genelev ilişkilerine bulaştı. Kiralık kadınlarla maceralarını kabul eden Maradona kokaini kesinlikle reddediyor. Soruşturma giderek derinleşiyor. NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Dünyaca ünlu futbolcu Diego Maradona, ko- kain trafığinden 8 ile 20 yıl ara- sında hapis cezasına çarptınla- bilecek. Maradona'mn normal pasaportunun elinden alınma- sı da gundemde. Ancak Mara- dona'ya Arjantin Devlet Baş- kanı Carlos Menem'in "futbol elçisi" olarak verdiği diploma- tik pasaporta el konması müm- kün gözükmüyor. Uzun bir su- redir ltalya'nın Napoli takı- mında top koşturan ve kaptan- hğını yapan Arjantinli futbol- cu kokain trafiğine kanşmak, genelev ve mafya babalarının çevresine girmekle suçlanıyor. Napoli savcıhğinda sorgulanan futbolcu hakkındaki iddialar ispatlamrsa, "bücör", 8 yıldan 20 yvla dek hapis cezası yakla- şık 1.5 milyar TL para cezası yiyecek. Ashnda futbolcuyu tehdit eden suçlara (kokain bu- lundurmak, kullanmak ve tra- fiğini yapmak) İtalya'da 20 yı- la dek varan hapis cezaları ve- rilebiliyor, ama hafıfletici ne- denlerle bu ceza 1-6 yıla indi- riliyor. Kokain iddialarmı reddeden Maradona bu uyuşturucu tra- fığinin merkezinde bulunan ge- nelev kadınlanyla maceralan olduğunu kabul ediyor. Cannela Cinquegrana adlı bir genelev patronunun calıştır- dıği randevu evinden (otel pa- rası hariç) gecesi 500 bin lirete (yaklaşık 1.4 milyon Türk Li- rası) kız kiraladığıru itiraf eden ünlü futbolcunun, Napoli'de mafya çeteleriyle arkadaşlık kurduğu da kesinlik kazandı. Maradona'yı eleveren de as- lında bu karanlık dostlukları oldu. Napoli'de 'Camomı' adı- nı alan mafya çetelerini yöne- ten Mario Iovine'nin kuzeni Italo Iovine'nin dostu olan Ma- radona'nın, Italo sayesinde ka- dın temin ettiği, kokain ticare- ti ve kullanımının söz konusu olduğu bir çevre içine girdiği de anlaşıldı. Kokain trafığinin izini süren İtalyan polisi bir süredir gizli- ce Italo Iovine'nin telefon ko- nuşmalannı dinlemekteydi. Bu konuşmalardan birinde, Iovi- ne'nin, aym zamanda kokain ticareti yaptığı tespit edilen Cannela Cinquegrana'dan fut- bolcu namına "iki kadın ve mal" talep ettiği kaydedildi. Polisin geçen 7 ocak günü teybe kaydettiği bu konuşma üzerine Napoli savcıhğı Arjan- tinli futbolcu hakkında soruş- turma açtı. Önceki gun kendi isteğiyle savahkta 3 saat ifade veren Maradona, kokain ilişki- sini reddetmekle birlikte her düzeyde hayat kadınlanyla ya- pılan partilere katıldıgmı kabul etü. Bu seks partilerinde koka- in kullanmak ve eşlerine de kul- landırmakla suçlanan "fuibo- lun altın çocugu", sorgu hâ- künliğinden çıkışta, savcıhğa küçük çocuklann arzusu üzeri- ne "kendiliğinden gittiğini" söyledi. Arjantinli bir kadınla evli olan Maradona bu arada Christina Sinagra adında Na- polili bir kadından gayn meş- ru çocuk sahibi olduğu için 4 yıldan beri mahkemelikti. Si- nagra'dan olan çocuğunu tam- mamakta direnen Maradona'- mn îtalyan kadınlanna olan özel zaafı biliniyor. Maradona skandalının mer- kezindeki genelev patronu Car- mela Cinquegrana ise hâkimle- re futbolcunun erotik yaşamı- m tüm aynntılanyla anlatıyor, ama ağır cezası olan kokain ti- caretiyle hiçbir ilişkisi olmadı- ğinı söylüyor. Kaydedilen telefon konuş- malannda "mal" gibi sözcük- lerle ifade edilen kokaine dair her türlü kuşkuyu " O espriydi" diye geçiştirmeye ça- lışıyor. Delillerle üstüne vanl- dığında "ön soruşturma sıra- smda bu tip sorulan yanjöama- yı reddettiğini" söylüyor. Gerek Napoli kulübü gerek taraftarlar Maradona'mn bir- çok uygunsuz hareketi bulun- duğunu, ancak kokain olayma karıştığına inanmadıklannı sövlediler. ounaz. Nitekim böyle olmuştur. Üniversite Öğretim üyesi karar mekanizmalanndan ve yönetim- den tamamen dışlanmıştır. öğ- renci zaten potansiyel suçlu ola- rak kabul edilmiştir. Şöyle söyleyeyim, YÖK düze- ninin verdiği zararlar yıllar bo- yu ve kuşaklar boyu sürecek. Bu söylediklerimde hiçbir abartma yoktur. Türkiye'deki bütün sağ- duyulu insanlar bu acıklı tespi- ti kabul ediyorlar. Birbiri ardı- na universite acüdı. Bunlara 'ge- cekondu üniversiteleri' diyorlar. Altyapısı olmayan, öğretim üye- si olmayan, gerekli donanımı ol- mayan üniversiteler. — Bugunlerde ilginç ve önemli gelişmelerden biri de TBMM'de ve Plan Bütce Ko- misyonu'nda goruşükfl özd sta- tttlu universitekr kunılmasını öagören yasa tasansı; bu yasa üniversite hayatımıza neler ge- Urtçek? ÖZDEMtR — Geçen günler- de TBMM'de, Plan Bütçe Ko- misyonu'nda görüşülen yasa ta- sansı sanınm üniversitelere ye- ni bir darbe vurulmasım ve bu kurumlann siyasal iktidara ve de özellikle cumhurbaşkanına bağımhlığını amaçlamaktadır. Bu yasa ozel statülu devlet üniversitelerini öngörMektedir. Bu üniversitelerdeki 8 kişilik üst yönetim kurulunun, başka bir deyimle mütevelli heyetinin ya- rıdân çoğu ve rektör, cumhur- başkanı tarafından seçilecektir. öğretim üyeleri yine yönetimin dışında bırakılacaktır ve sözleş- meli olarak çalışacaklar, yasal güvencelerden yoksun olacak- lardır. Vakıflara üniversite kurma hakkı verilmesi yine Türkiye'de kaygı ile kuşku ile karşılanması gereken bir şeydir. Doğramacı ve daha başkalan Türkiye'den çok farklı yapılan, gelenekleri, kurumlan olan, çok farklı me- kanizmalann geçerli olduğu Ul- kelerden örnekler vererek özel üniversıtelerin, vakıf üniversite- lerinin varhğından, onlann ba- şarısından söz etmekte ve seçim yerine atamalann bu ileri ülke- lerde de yapüdığmı ileri sürmek- tedirler. Bunlar son derece ya- mltıcıdu-. Harvard bir özel üniversitedir, ama orada mütevelli heyetler bambaşka bir şeküde çalışu-. Bir departman şefınin atanması için en güvenilir büim adamlanndan oluşan komite (Search Commit- te) bazen yülarca sürebilen araş- tırmalar yapar. Bu son yasa üe ilgili olarak çok dikkat çekici olan ve altı çi- zilmesi gereken şey şudur: Böy- lesine önenüi bir yasa Meclis'- ten geçiriürken iktidar partisi, üniversitelere danışmaya, görüş sormaya asla gerek gormemiş- tir. Sanki üniversiteler vesayet altmdadırlar. Politikacüar tara- fından ne uygun görülürse ona boyun eğmek zonındadırlar. Üniversitelerde saçlanru ağırt- mış insanlara, gencine, yaşlısı- na siz ne diyorsunuz diye lütfe- dip sormamışlardır. Yazık ki Meclis'teki öğretim üyesi unva- nını taşıyan milletvekilleri de bu büyük eksiği giderme çabasını göstermemişlerdir. Bu yeni ya- sa tasansım hazırlayanlar kim- lerdir? Niçin Milli Eğitim Baka- ru yurtdışında iken gundeme ge- tirmişlerdir? Bilmiyoruz. Toprağın luııudu ekolojik tanm Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Ertan İlter, Avrupa'da yaygınlaşan ekolojik tanmda, sentetik ilaç ve gübre kullanılmadığını beürterek bu yöntemin Türkiye'de de uygulanması gerektiğini söyledi. arttığına dikat çeken Ege Üni- versitesi Ziraat Fakultesi'nden Prof. Dr. Ertan İlter, ekolojik tanmda, sentetik kimyasal ilaç ve gübrelerin kullanılmadığını açıkladı. İZMİR (Cumhunyet Ege Bü- rosu)— Dünyada tanmdan kay- naklanan çevre sorunlan giderek artarken bilim adamlan özellik- le Avrupa ülkelerinde yaygınla- şan çevre sorunlanna yol açma- dığı gibi insan için de daha sağ- lıklı besin üretimini sağlayan "ekolojik tanma" dikkat çeki- yorlar. Türkiye'de de ekolojik tanm uygulamalannın yaygın- laşmasını sağlamak amacıyla dernek kurma girişimleri başladı. Avrupa ülkelerinde artan çev- re duyarhlı?! ile birlikte ekolo- jik ürünleır ^lan talebin giderek Boylece bu maddelerle topra- ğın ve yeraltı sulannın kirlenme- sinin önune geçildiğini belirten Prof. Dr. İlter, "Aynca söz ko- nusu sentetik kimyasal madde- ler insan sağlıgını da olumsuz etkilemektedir. Bunlann kulla- nımının kaldınlmasıyla insan için de daha sağhklı ürünler üretilmektedir" dedi. Türkiye'de ekolojik tarımın yaygınlaştınlması amacıyla der- nek kurmaya çalıştıklannı beür- ten Prof. Dr. Ertan İlter şunlan söyledi: "Türkiye'den bu ürünlerin ih- racatı da başladı. Kuracağımız dernek bir yandan Türkiye'de başlayan ekolojik tanm çalışnıa- lanna yardımcı olurken diger ta- raftan bu tip üretimio yaygınlas- tınlması için çaba harcayacak. Aynca Ziraat Fakültesi'nde eko- lojik tanma ilişkin bir yüksek li- sans dersi de açmaya çalışıyo- rum. Dünyada çevre sorunlan hızla artıvor. Diğer yandan bun- lara karsı insanlar da daha du- yarlı hale geliyor. Sonınlann ço- zümü için arayışlar var. Dünya- da yaşanan bu gelişmeler ışıgın- da ekolojik ürünlere yönelik ta- lebin daha da artacağını söyle- tnek bir kehanet degil. Tanm uygulamalannda da ekolojik ta- nm giderek yaygınlasacaktır. Türkiye'de daha şimdiden bu ürünlerin ihracatının başlaması bir gösterge." "Ekolojik tanmda, zararhlar- la mücadele nasıl gerçekleştiri- liyor" sorusuna, "Öncelikle has- tahklara daha dayanıklı fertler elde etmek konusunda çalışma- lar y-apılıyor. Zararlılarla da atık bırakmavan biyolojik savaşım yolları gelişüriliyor" yamtını ve- ren Prof. Dr. Ertan İlter, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Ekolojik tanm, sentetik kimyasal ürünler kullandmadan önce gerçekleştirilen geleneksel tanma benzetilebüir. Tek fark o donemden bu yana yaşanan bi- limsel gelişmelerle biyolojik mü- cadele yonternlerinin çok geliş- miş olması. Burada gübre ola- rak da organik gubre kullanılı- yor." Türkiye'de ise "tumüyle" eko- lojik tanma geçilmesinin şu aşa- mada "hayal" olduğunu belirten Prof. Dr. Ertan İlter, "Koouya genel anlamda Türk tarunı için bakarsak halen uygulanan yön- temlerle ekolojik tanm arasında bir geçiş dönerai olarak adlan- dınlabilecek entegre tanm uy^u- lamalan yaygınlaştınlması bir zorunluluk. Yani sentetik kim- yasal maddekrin tanmda kulla- nınu sıkı bir deneüm altına alın- malıdır. Basit bir Uaçla iyileşe- bilecek hastaya daha ağır ya da çok ilaç vermek gibi bir yanuş bir uygulama yaşanıyor Türki- ye'de. Bunun tnutiaka önüne ge- çilmelidir. Hem ekonomik, çev- resel hem de saglık nedenleriy- le. Bu arada ekolojik tanm uy- gulamalannın yaygınlaştınlması için de yöntemler geliştirilmeli- dir. Avrupa'ya yönelik tanm öninleri dışsatımı açısından da bir zorunluluk haline gelecek' tir." Kirk Douglas taburcu oldu • LOS ANGELES (AA) — Amerikan sinema sanatçısı Kirk Douglas, beş gün önce geçirdiği kazadan sonra kaldınldığı hastaneden dün taburcu oldu. Cedars Sinai Hastanesi Sözcüsu Ron Wiseden, Douglîts'ın birkaç çürük ve sıyrık ile kafa derisinde bir kesik dışında iyi olduğunu açıkladı. Kirk Douglas, 5 gün önce içinde bulunduğu helikopterle gösteri uçağının havada çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralanmıştı. Uçaktaki iki kişi de öunüştü. Trafikte 6.298 ölti • ANKARA (AA) — 1990 yıhnda meydana gelen 115 bin 500 trafik kazasmda 6 bin 298 kişi öldü, 88 bin 13 kişi de yaralandı. Geçen yıl, trafik kazalannda bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 12, bu kazalarda yaralananların sayısında yüzde 10 amş kaydedüirken ölenlerin sayısında binde 5 oranında gerileme oldu. Küflüpeynirde tümör tehdidi • KONYA (AA) — Bilinçsizce küflendirilen peynirlerin insan sağlığı için tehlike oluşturduğu, bu tür peynirlerin kanserojen madde ihtiva ettiği öne sürüldü. Konya Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Besin Teknolojisi ve Hijyeni Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Cenap Tekinsen, özellikle Orta Anadolu'da sevilen ve çok miktarda tüketilen kuflü peynirlere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Tekinsen, denetimden uzak, bilinçsizce ve kötü ortamlarda yapılan küflendirme sonucu, aflatoksın adı verilen maddeler oluştuğunu, bunun da zamanla karaciğer, böbrek ve beyinde tümörlere yol açlığını kaydetti. BP tesisi kapatddı • İSTANBUL (AA) — Kartal'daki BP Gazhane depolama ve dolum tesisleri, çevre kirüliğine neden olduğu gerekçesiyle kapatıldı. BP Dış tlişkiler asistanı Deniz Bozkurt, 46 dönüm.arazi üzerine kurulu tesisleri, çevre kirliliğini önlemek amacıyla belediyeden gelen istek üzerine kapadıklannı bildirdi. Bozkurt, aynca, tesisin önünden geçecek yolun deniz ile irtibatlanm kesecek olmasının da kapatma karannda etkili olduğunu söyledi. Süleymaniye evleriprojesi • İSTANBUL (AA) — îstanbul'un turistik değerleri açısından hazine değeri taşıyan Süleymaniye evleri için hazırlanan onanm projesinin, kaynak yokluğundan uygulamaya konulamadığı bildirildi. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Eminönu Belediye Başkanı Naci Akgün, ilçcnin uygulama planlarınm yapılması sırasında "Süleymaniye evleri" konusunun da gundeme yeniden geleceğini belirtti. îîçede bazı yollann araç trafiğine kapatılması çalışmaları yaptıklanru belirten Akgün, "Röleve çalışmalan yapılmış 300"e yakın eski tarihi Türk evi var. Bunlann iman ve restoresi başlıbaşına maü yük getiriyor." dedi. Akgün, Süleymaniye evlerinin onanmı için Turinj Otomobil Kurumu ile işbirliği yapmaya da hazır olduklannı kaydetti. Belediye Üe işbirliği • İstanbul Haber Servisi — Beşiktaş Belediyesi ile Harita Mühendisleri Odası arasında mesleki denetim protokolu inizalandı. Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay, daha önce de Mimarlar Odası, Elektrik Makine Mühendisleri Oda ile mesleki denetim çerçevesinde protokol imzalandığını hatırlatarak "Diğer odalann denetimi daha çok inşaatın başlamasından sonraki sürecı içerıyordu. Oysa Harita Mühendisleri Oda ile imzaladığımız protokc sayesinde denetimi arsa aşamasında başlatıp sonı kadar yürütme olanağmi kavuştuk" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear