Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
'75 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Awacs'larve kızaklarGüneydoğu'yu gezerken birbirinin tam zıddı olan
görüntüler insanın ağzını bir karış açık bırakır. Bugünlerde
bu çelişki daha da yoğun yaşanıyor. Bir yanda teknolojinin
son harikası Awacs'lar, F-104'ler, 111'ler, diğer tarafta
çöplüğü karıştıran çocuklar, mandalarm peşindeki
kızaklarla kar üstünde odun taşıyanlar.
CELAL BAŞLANGIÇ
BATMAN — Askeri kamyon çelik halatla ar-
kasındaki avcı uçağını hangara doğru çekiyor.
Batman Havaalanı kıpır kıpır. İki Fantom kanat
kanata kalkıyor, aynı anda iki F-104 iniyor. Pistle
uçmaya hazır iki F-4 yar. Gökteki karaltı Ame-
rikahlann ünlü 'Apachi'si. Alanın tel örgüleri
içinde, bir Amerikan askeri bisikletle geziniyor.
Beş subay, üstlerınde eşofmanlanyla 'saglıklı
yaşam' koşusunda.
Türkiye'deki "sıfınmacılar" gibi "Körfez
savaşı" nedeniyle Güneydoğu'ya gelen Amerikan
askerlerinin de yaşam koşullan bulunduklan
kente göre değişiyor. örneğin Malatya'dakiler,
kaldıklan otelle askeri üs arasında hapis. En ra-
hat konumdakiler de Diyarbakır'da görevli olan-
lar. Kentin lüks otellerinde kalıyor, geceleri res-
Incirlik |
Özala
toranlarda Kürtçe türkü dinleyip dansöz seyre-
diyorlar. Irak'tan gelen sığınmacılar da öyle. Di-
yarbakır'dakiler evlerde oturuyor, istedikleri ye-
re gidebiliyorlardı. Muş'takiler de evlerde oturu-
yordu, ama kente inmelerine sınır konmuştu. En
gtlç dunımdakiler ise Kınltepe'dekilerdi. Hem
kente inmelerine kısıtlama vardı hem de iki bu-
çuk yıldır yaz kış çadırda yaşıyorlardı. Işte Bat-
man'daki Amerikan askerleri de Kızütepe'deki sı-
ğınmacılar gibiydi.
Batman'da Amerikalılann kente inmeleri ya-
sak. Çünkü ilk günlerde baa askerler iki yaşlı-
nın 'bsstonlu' saldınsına uğramış, Türk asker-
leriyle çarşıya inen Amerikahlara *yuh'lu bir
'hoşgddiniz' denmişti. Batman Üssü'ndeki Ame-
rikalı askerler Malatya'da ya da Diyarbakır'da
görevli olanlar gibi otellerde kalamıyor. Üsse ku-
rulu çadırlarda yaşıyor Batman'daki bin kadar
Amerikalı. Hatta 'çadır kittse' bile kurulmuş üs-
sün içinde
"Kızütepe'deki s]gramacılar"a dönen Batman1
daki Amerikan askerleri için hemen hemen hiç
erzak alınmıyor Batman'dan. Üssün kıyısmda,
Amerikan askerlerinin Türkiye'ye gelmesinden
sonra yeni bir çöpluk oluşmuş. Batmanlı bazı
yurttaşlann da *yeni geçim kapısı' olmuş üssün
kıyısındaki çöplük. 'Savaş ganimeti' olarak çöp-
lükten, kullanilmış kâğıt tabak, plastik çatal, bı-
çak, kaşık, teneke meşnıbat kutusu ve ambalaj-
da kalmış bisküvi ile çikolata topluyor Batman-
h çocuklar.
Amerikalılann çöplüğünde dondurulmuş köf-
te, çeşitli sebze ambalajlanyla, biradan ananasa
kadar her türlu içeceğın teneke kutusuna rastla-
myor. Hatta çöplükte birkaç günlük Amerikan
gazetelerine, yansı yanmış 'tesHm, tesellüm
makbuzlan' na rastlamak da mümkün.
Dinci kesimin iıamaz sonrası cuma gösterisi'
yapüğı Batman'da yabancı askerlere pek iyi gözle
bakılmıyor. Bu nedenle de kente indirilmiyor
Amerikan askerleri. Batmanlılar, 'Körfez sava-
şı'nın yüzünü görmüyorlar, sesini duyuyorlar.
Gece gündüz, durmadan kalkıp inen uçaklar,
kent halkına 'fonda bir savaş gürültüsü' duyu-
ruyor. Görünürde de üsteki uçak ve helikopter
yoğunluğu dışında başka bir şey yok; ama han-
gisi gerçek, hangisi değil, bunu ayırt etmek ola-
naksız.
Savaş başladıktan sonra Batman Üssü'nü ge-
zen gazeteciler şaşınp kalmışlardı. İki asker ko-
ca uçağı arkasından ite ite hangara sokuyordu.
Gazeteciler kendi aralannda 'Vay canına', 'Am-
ma da güçlüler' gibi konuşurken bir subay du-
rumu açıkladı:
—Arkadaşlar, o gördüğttnüz Saddam'ınkiler
gibi maket açaklardır.
Güneydoğu'yu gezerken birbirinin tam zıttı
olan görüntüler insanın ağzmı bir kanş açık bı-
rakır. Bugünlerde bu çelişki daha da yoğun ya-
şanıyor. Bir yanda 'teknolojinin son barikası'
Awacslar, F-104'ler lll'ler, Patriotlar, dondurul-
muş köfte ve bezelyeler, onlann hemen dibinde-
ki 'diğer yan'da çöplüğü karıştıran çocuklar, iş-
sizler, topraksızlar, baskıdan, terörden korkup
göçenler. Bugünlerde Güneydoğu'da gelişmişlikle
gelişmemişlik daha bir iç içe yaşanıyor. Bir yan-
da kamyonlar 'teknolojinin son harikası' olan
bilgisayarh uçakları çelik halatlarla çekiyor, di-
ğer yanda insanlar mandalann peşindeki kızak-
larla kar üstünde odun taşıyor... Her şey insan
için, gelişmiş savaş teknolojisi de, kar altında
mandalarla odun taşıyan kızak da...
hADANA / BATMAN / İS-
KENDERUN — Incirük ve Bat-
man üslerinde yoğun hava tra-
flği yeniden dikkati çekerken de-
miryoluyla Batman Gan'na ge-
len 200 kadar askeri araç, Irak
sınırına gönderildi. Bu arada
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın,
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Dogan Gureş'le birlikte 18
şubatta Incirlik Ussü'ne gelerek
incelemelerde bulunacağı bildi-
rildi.
Körfez savaşının ikinci gü-
nünden beri Irak'a yönelik ha-
va operasyonlannda kullanılan
Incirlik Üssü, bugüne dek alışıl-
madık biçimde uçak trafiğine
sahne oluyor. Önceki gün öğle-
den sonra yoğun uçak kalkışla-
nna sahne olan lncirlik Üssü
dttn gece yansından itibaren S
kez Irak'a yönelik operasyonlar-
da kullamldı. Yaklaşık yarun sa-
atlik süre içinde üsten SO'ye ya-
kın savaş uçağı havalandı.
Uçaklann neredeyse aynı zaman
dilimi içinde Incirtik pistlerine
doğnı inişe geçmesi kasaba, E-5
Karayolu ve Adana'nın bazı ma-
hallelerinden de dikkatle izlen-
di. Yoğun trafik nedeniyle uçak-
lann çoğu üssü pas geçmek zo-
runda kalırken çıkardıkları gü-
rültü yurttaşlar arasında heye-
can yarattı. lncirlik Üssü'ne göz-
lenebildiği kadanyla her 10 da-
kikada bir ya askeri kargo uça-
ğı inip-kalkıyor ya da küçük
boyda yolcu uçakları geliyor.
Batman Üssü'nde de dikkati çe-
ken biçimdeki yoğun hareketli-
liğin, daha çok Irak sınırına yö-
nelik 'keşif uçuşlan'run arttınl-
masmdan kaynaklandığı belirti-
üyor. İncirlik Üssü'nden bir yet-
kili, "Hava harekâtı yoğun bi-
çimde sürüyor. İncirlik-Batman
trafigi de devam ediyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın önümüzdeki pazartesi
günü tncirlik'e geleceği biidiril-
di. Üst düzey askeri yetkililerle
birlikte tncirlik'e geleceği açık-
lanan özal Için üs ve çevresinde
yoğun önlemler alınmaya baş-
Iandı. Cumhurbaşkanınm gezi-
si nedeniyle tncirlik Üssü'nü E-5
Karayolu'ndan aynlan yolda as-
faltlama ve yama çalışması baş-
latıldı. Karayollanna ait çok sa-
yıda aracın askerlerin gözeti-
minde başlattığı asfaltlama ça-
hşmasmın bir iki güne kadar ta-
mamlanacağı bildirildi.
öte yandan NATO yardımı
kapsamında bir süre önce Al-
manya ve ttalya'dan Türkiye'ye
gönderilen askeri malzeme ve
muhimmatın Iskenderun lima-
m üzerinden Güneydoğu bölge-
sine yollandığı bildirildi. Yetki-
lilerden edinilen bilgiye göre
Merzario adındaki Italyan gemi-
si, 2 bin 500 ton Ines adlı Alman
bandıralı gemi de 2 bin 364 ton
askeri malzeme getirdi.
Bu arada demiryoluyla Istan-
bul Tuzla'daki fabrikadan gön-
derilen 200 jip dün sabah Bat-
man Gan'na ulaştı. Burada ya-
kıt ikmali yana jipler, Midyat-
Idil Karayolu'yla Irak sınırına
doğnı gitti.
GEÇ KALAN HAZIRLK — Ülyedin Falhan, Van'ın Gevış ilçesi Baraşı köyunden. Kızağına yiikledigi odunlan mandalara taşıtayor. Bu bölgede odun satışı
"göz karan" yapdıyor. Gördügü bir yıgın odunu 350 bin lira ödeyerek almış. "Kagnı-kızagı"yla parca parça taşıyor. Dört bir yan kar beyazı. Fulhan "bu kış
biraz geç kaldık" diyor. "Odunu zamanında alamadık". (Fotograf: Zafer Aknar)
Irak sınırına şişme botVEDAT YENERER
SİLOPİ — Irak'tan Türkiye'-
ye sığınmalar devam ediyor.
Habur sınır kesiminden önceki
gece 3'ü asker 65 kişi Türkiye'-
ye kaçtı. Kuzey Irak'tan kaçan-
lara Mesut Barzani ve Celal Ta-
labani yanhlannın yardım ettik-
leri öğrenildi. Kızılay, Silopi'de
halka yiyecek yardımı yapıyor.
Vatandaşlann verilen iaşeden
memnun olmadıkları gözlendi.
Irak sınır kesimine askeri yığı-
nak devam ediyor. Son iki gün
içinde sınır boyuna şişme bot,
köprü ve çok sayıda zırhh kam-
yon ve ambulans sevk ediliyor.
Körfez'de yaşanan sıcak sa-
vaştan kaçan Irakh asker ve si-
viller değişik noktalardan Tür-
kiye'ye sığmmaya devam edi-
yor. Habur sınır kesiminden ge-
çişlerin özeUikle sınır kesiminde-
ki Kapüı ve Çahşkanköy arasın-
dan yapıldığı belirtildi. Önceki
gece gelenlerle birlikte Silopi'de
Beşkardeşler Oteli'ne yerleştiri-
lenlerin sayısı 94'e ulaştı. Sayı-
nın arttığı zamanlarda Habur
Gümrük Başmüdürlüğü'ne ait
otobüslerin sığınmacıları Tat-
van'daki kamplara taşıdıkları
kaydedildi.
Irak sınır kesiminden Türki-
ye'ye geçiş yapanlar Silopi, Gül-
yazı ve Andaç'ta kurulan kara--
kollarda toplandıktan sonra
kamplara ve diğer birimlere
gönderiliyorlar. önceki gün de
Uludere'nin sıfır noktasındaki
Yemişli köyunden 11 askerin
lere göre de Kuzey Irak'ta en az
5-6 bin askerin Celal Talabani
ve Mesut Barzani'nin kampla-
rına sığındıklan öne sürüldu.
Askerlerin sığınma sırasında
kamplara 22 Irak tankını da be-
raberlerinde getirdikleri söylen-
di. Irakh askerlerin açlık ve se-
faletle karşı karşıya oldukian, bu
nedenle de askeri birliklerde
kopmaların olduğu anlatıldı.
ğıtılan iaşe torbalannda şunlar
bulunuyor: 1 kilo şeker, 1 litre
süt, 2 sana yağı, 1 kilo sıvı yağ,
100 gram çay, 1.5 kilo merci-
mek, 2 kilopirinç ve 25 kilo un.
Dağıtüan iaşeyi almak için olu-
şan kuyrukta bekleyen vatan-
daşlardan Celal Yalım verilen-
leri Körfez krizinden etkilenen-
ler için yetersiz ve gülünç olarak
bulduğunu belirterek şöyle
Kuzey Irak'tan Türkiye'ye kaçanlara Barzani ve Talabani
yanhlannın yardım ettiği belirtiliyor. Sınıra askeri yığınak
devam ediyor. Kamyon ve ambulans sevk ediliyor. Körfez'de
yaşanan sıcak savaştan kaçan Irakh asker ve siviller değişik
noktalardan Türkiye'ye sığmmaya devam ediyor.
Andaç Karakolu'na teslim ol-
dukian da öğrenildi. Askeri yet-
kililerden edinilen bilgilere gö-
re Irak'tan gelenleri sorgulamak
üzere yeni bir sorgu ekibinin
oluşturulma safhasında olduğu,
birkaç güne kadar da eğitimle-
rine başlanılacağı belirtildi.
Irak'tan Türkiye'ye kaçan as-
ker ve sivillerden edinilen bilgi-
Kızılay Silopi'de Körfez kri-
zinden etkilenen vatandaşlara
yiyecek yardımı yapıyor. Silopi
Belediyesi'nin yanında kurulan
bir merkez önünde toplanan
yaklaşık 100 kadar mağdur Si-
lopili vatandaş, verilen yardım-
dan hoşnut olmadıklannı söy-
lediler.
Kızılay tarafından halka da-
konuştu:
"Verilen yiyecek az ama ne
yapalım. İş yok güç yok. Tar-
İalanmıza bu sene tank ektik.
Arazilerimiz köstebek yuvasına
döndu. Evde çoluk çocuk peri-
şan durumdayız. Bu yardıma
bile muhtaç kaldık. Verilen yi-
yecek çok az. Zaranmızın ya-
nında gülünç kalıyor. Devlet za-
ten bölgede savaş durumu nede-
niyle balka hiçbir yardımda bu-
lunmazken bu yiyecegi vererek
göz boyamaya çalışıyor."
Kuyrukta bekleyenlerle ko-
nuştuğumuzu polise bildiren Kı-
zılay yetkilileri nedeniyle yakla-
şık 10 dakika sonra 3 sivil polis
memuru yanımıza gelerek na-
zikçe Silopi'ye girmenin yasak
olduğunu halırlattılar. Adımı
sorduktan sonra bir listeden
kontrol ettiler. "İnsanlaria ko-
naştuğum için kara listeye mi
alındığınu" sorduğum zaman
da "Hayır ama kuyruktakiler-
4e biraz daha konuşsaydınız ka-
ra listeye alınacaktuuz" diye ya-
mt verdiler. Silopi'ye gazeteci-
lerin sokulmadığım ve Olağa-
nüstü Hal Bölge Valiliği'nden
emir olduğunu bir kez daha ha-
tırlatarak Silopi'den aynlmamızı
istediler.
Bu arada sınır boyuna askeri
sevkıyat da devam ediyor. Özel-
likle köpru, şişme bot ve yeni
ambulansların Irak'la Türkiye
arasında sınır oluşturan Hezil
çayı yakınlarına konuşiandınl-
dığı görüldu.
Kuvvet komutanlannın ortak sorunu, teknolojiyetersizliği
'Sayısal üstünlük,güçüstünlüğü değildir'ASKARA (ANKA) — Deniz, hava ve jandar-
ma tomutanları, 2000'li yıllara girerken en bü-
yüksorunlarının "eskiyen teknoloji ve bunu ye-
•ttenek içio kaynak yetersizliği" olduğunu bil-
dirdler.
VVlık olarak yayımlanan "Savunma ve
Hatıcılık" dergisinin sorulanm yamtlayan kuv-
vet :omutanları birüJclerinin modernizasyon ça-
lışnalan ve sorunlan ile ilgili bilgi verdiler. De-
niatîCuvvetleri Komutam Oramiral Irfan Tınaz,
TtiK Deniz Kuvvetleri'nin Varşova Paktı ve Sov-
ye«±r Birliği karşısında tek başın.a yeterli olma-.
dıgnı ancak NATO ittifakının güney bölgesin-
derl. savunmasına önemli bir katkıda bulunacak
^ oldugunu bildirdi.
<râmiral lrfan Tınaz "1990Hı yülar için deniz
kuvvetlerinuı en önemli soranunu" da şöyle açık-
ladı:
"Türk Deniz Kuvvetleri'ni yoguu sekilde meş-
gul eden en önemli konu envanterinde bulunan
fiziki ve teknolojik ömürlerini tamamlamış eski
platfonnlann, günümüz teknolojisi ile inşa edil-
miş yeni platformlarla bire bir esasına gore de-
ğiştirflmesl hususudur."
Hava kuvvetleri
Hava Kuvvetleri Komutam Orgeneral Siyami
Taştan ise, komutanlığı ile,ilgili bilgi verirken
uçak miktannın "sayısal" olarak üstunlüğün
"gücün" üstünlüğü anlamını taşımadığını vur-
guladı. Modern uçak kapsamında bulunan
F-16'lann muharip uçaklar içindeki sayısal yeri-
nin yüzde 40 olduğunu bildiren Orgeneral Taş-
tan, diğer yüzde 6O'ı oluşturan F-104 gibi uçak-
lann yedek parçalannı üreten fabrikalann bazı-
lannın kapatıldığını, bu nedenle zorluklarla kar-
şılaşıldığını bildirdi. ABD ve Avrupa ülkelerin-
de bu uçaklann ekonomik ömrünü tamamladı-
ğını ve servis dışı bırakıldığını açıklayan Hava
Kuvvetleri Komutam Taştan, F-16'ların modern
mühimmat, gelişmiş atış sistemleri ve elektronik
harp sistemleri gibi unsurlarla takviyesine çalı-
şıldığım kaydetti.
Orgeneral Taştan, F-104 uçaklannın F-16
C/D'lerle modernize faaliyetlerinin sürdüğünü,
1994 yıhnda projenin tamamlanacağını hatırlattı
ve C-47 nakliye uçaklanmn da CN-235 hafif nak-
liye uçakları ile modernize edilecegini bildirdi.
Jandarma Genel Komutam Orgeneral Eşref
Bitlis de Jandarma Genel Komutanhğı'nın mo-
dernizasyonu planunn 2O0O'li yıllan kapsayacak
şekilde orta vadeli olarak planlamiığını açıkla-
dı.
Orgeneral Eşref Bitlis, Jandarma Genel Ko-
mutanhğı'nın sorunlarını da şöyle anlattı:
"1990lı yıllar için Jandarma Genel Komutan-
bğı'nın en önemli sorunlan uzman personel ve
mali kaynaklar şeklinde ifade edilebilir. Türki-
ye yüzöîçümiinün yüzde 92'si gibi çok büy ük bir
bölümde ve altyapının sınırlı olduğu geniş bir
bölgede görev yapan jandarma birlikleri, Batı ül-
kelerinin tam tersine yüzde 10'luk bir rütbeli per-
sonel ile hizntetleri yerine getirmeye çalışmakta-
dır."
DUN^ADA BUGUN
ALİSİRMEN j
SonınunÖzii
Körfez savaşı ilginç aşamalardan geçerek sürer, kimi Pen-
tagon'a yağ yakıp, kimi Amerikan askerine su satıp yolunu
bulmaya çalışırken Kıbrıs'tan Ankara'ya kaygı verici haber-
ler geliyor.
Milliyet gazetesinin Nilüfer Yalçın imzalı dünkü haberinde,
Kıbrıs Rum yönetiminin hızla silahlanmakta olduğu yazılmak-
taydı. Gerçi, haberde bildirilen hususlar konuyla ilgili kişile-
rin habersiz olduğu gelişmeler değil. Kıbrıs Rum yönetimi
uzun süredir bir silahlanma kampanyası içindedir. Ancak Kör-
fez bunalımının, Ortadoğu sorunlar paketi içinde Kıbns'ı da
bir kez daha gündeme getirmiş otması, sorunun boyutlannı
büyütmektedir.
Öte yandan Kıbrıs Rum yönetimi liderleri ile Rum Muha-
fız Gücü Kuvvetleri komutanlannın açıklamalan, bunlann ku-
zeye karşı bir askeri harekâtı düşünmeseler bile iç politik ne-
denlerle sıkça dile getirmeye başladıklarını göstermektedir.
Türkiye'nin konumu da göz önünde bulundurulunca, bu
tür bir girişimin onlar için intihar anlamını taşıyacağını, üs-
telik, böyle bir çatışmanın Ankara ile Atina'yı da içine çeke-
rek, bölgede olduğu kadar, NATO'da da çok büyük ve durul-
ması güç çalkantılara yol açacağını görmemek olanaksızdır.
Belki de bu olguların çılgınca girişimi engelleyeceği dü-
şünülebilir. Ancak böylesi bir yargı Rum şovenizminin çapı-
nı gözardı etmek demektir ve ne yazık ki sözü edilen şove-
nizm zaman zaman en akıl almaz girişimlere dahi kapıyı açık
tutacak boyutlara varabilmektedir.
Oysa diplomatik gelişmelerin ve askeri girişimlerin de öte-
sinde, Kıbns sorununun özü şovenizmi hiç mi hiç kaldıramaz.
Kıbrıs'ta asıl sorun, bir devletin tabanını oluşturacak ulus bi-
lincinin bir türlü geliştirilememiş olmasıdır. Tarihi koşullar, bel-
ki özellikle bir arada yaşama ve amaç bırliğini içeren, böyle-
si bir bilincin oluşmasını güçleştırmiştir. Hatta bugünden ya-
rına, böyle bir bilincin ve birimin oluşmasını düşünmek güç-
tür. Ama eğer gerçekten bağımsız bir Kıbrıs devleti isteni-
yorsa, burada Türk kökenli etnık grup ile Rum kokenli etnik
grubun bir arada yaşama ısteklerinı arttıncı girişimleri yoğurv
laştırmak en doğru davranış biçimi olacaktır.
Hiç kuşku yok ki, böyle bir gelişmeyı sağlama yolunda her
iki topluma ve liderterine olduğu kadar, Türk ve Ellen aydırv
larına da büyük yükümlülükler düşmektedir.
Eğer, Ada'nın her iki etnik kökeninin, tarihsel, kültürel ve
duygusal bağlarını da gözardı etmeden, ama yepyeni bir bt-
rimi, zaman içinde, yaratmaya yönelik, yeni ve özgün bir ta-
rih anlayışı geliştirilemezse, alınacak bütün sılahlar, sağla-
nacak tüm bağlantılar etkısiz kalacak, Kıbrıs fiılen ikiye bö-
lünmüş ve bir bölümü Yunanistan'ın, öbür bölümü de Türki-
ye'nin vesayetınde bir ada olarak kalacaktır.
Kıbrısın bağımsız geleceği, ancak Ada'daki sorunun özü-
nün kavranmasıyla sağlanabilir. Sorunun özü ise silahla ya
da şovenizmle çözülebilecek gibi değildir.
Akıl, geniş düşünme yeteneği, sağduyu ve yüreklilik ilgili
taraflara egemen olamadığı sürece, alınacak silahların etki-
si ise koca bir sıfır olacaktır.
VB şimdilik görünen odur ki akıl, sağduyu ve geniş düşün-
me yeteneğinin kısır hesaplar ile batak şovenizme egemen
plmasını sağlayacak çapta liderler ilgili tarafların hiçbirinde
iktidarda değildir.
Kıbrıs'ta önemli olan herhangi bir çatışmayı veya savaşı
kazanmak değil, barışı kazanmak ve bu barış ortamında, ya-
vaş yavaş bırbirle-ıne alışacak, birlikte yaşamaktan karşılıklı
çıkarlar elde edecek olan iki toplum ilışkilerinı gelıştırmek ve
gelecekte iki etnik gruplu, ama birlikte yaşama istenci olan
bir ulus değilse bile ulus benzerı bir topluluk yaratmaktır. İş-
Xe o zaman Kıbrıslılar yalnız kendi sorunlarını çözmekle kal-
mayacak, ama aynı zamanda bütün dünyaya örnek olacak-
lardır.
ECUMHURİYET / R f I P Q
KULÜBÜ / HİPERMARKET
K İ T A P G U N L E R İ
YENİ KİTAPLAR, ÜNLÜ YAZARLAR
İMZA GÜNÜ
YARIN • 16 Şubat Cumartesi, 15.00
EMRE KONGAR GÜLTEN DAYIOĞLU
• BELPA / Çırpıcı yolu (Fruko-Tamek Karftsı) Merter
Tel: 561 02 03 (4 hat)
DCCrn
CUMHURİYET
KİTAP
KULÜBÜ / HİPERMARKET
K İ T A P G U N L E R İ
YENİ KİTAPLAR, ÜNLÜ YAZARLAR
İMZA GÜNÜ
• 17 Şubat Pazar, 15.00
NECATİ CUMALI
BELPA / Çırpıcı yolu (Fruko-Tamek Karşısı) Merter
Tel.: 561 02 03 (4 hat)