18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 ARALIK 1991 CIJMHURIYETTEN OKURLARA OKAY GÖNENSİN Tiraj... G eçen ay Cumhuriyeften bazı önemli yazarianmız ve arkadaşlarımızın aynlmasının ardından açılan "Cumhuriyet okumayın" kampanyası ne yazık ki etklli oldu. Yaklaşık 45 bin okurumuz Cumhuriyet almamakta direniyor. ". 'yı okuma" kampanyası açanlara öneririz, bu ". "nın yerine kendi adlarını koyup düşünsünler. Cumhuriyet hep "Aziz Nesin'i okumayın", "Muzaffer İlhan Erdosfu okumayın" diyen yasakçı kafalara karşı mücadele etmiştir ve edecektir. Başka bir şey eklemeye gerek var mı? Ama aynı önerimiz, yazar olmamasına karşın yine Cumhuriyefi okumama kampanyası açan Semra Özal için de geçerli. Cumhuriyefin geçen ayki satışları haftalara göre şöyle gelişti: • 2- 8 Kasım 106.548 ] 9-15 Kasım 66.853 • 16-22 Kasım 62.287 '23-29 Kasım 62.900 Cumhuriyefin tirajının şu anda çok geniş çevrelerde tartışma konusu olduğunu biliyoruz. Bu nedenle son 20 yıllık satış ortalamalarını da tartışmalara yararı olacağını düşünerek sunuyoruz: 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 103.527 90.489 56.534 65.112 76.059 98.529 112.360 110.035 99.389 103.537 76.358 • 91.442 91.368 82.253 93.931 100.304 119.029 124.304 114.304 115.554 121.594 Kasım 1991'de gazeteler günlük olarak 200 bin dolayında daha okur kaybettiler. Günlük ortalama net satışlar ve bir önceki aya göre fark şöyle oldu: 2.000 liralık gazeteler Cumhuriyet Sabah Hürriyet Milliyet 76.388 737.093 588.234 396.392 -45.172 -6.733 -5.686 -9.659 1.800 liralık gazeteler Günaydın Yeni Asır Tercüman 62.061 51.000 37.129 -9.240 +1.000 -15.472 1.700 liralık gazete Tûrkiye 303.471 -47.230 1.500 liralık gazeteler Bugün Meydan Tan Zaman 228078 211.245 79.079 61500 Güneş 16.500 -20.732 -5.140 -1.847 +4.443 -3.958 1.000 liralık gazeteler Fotospor Foto Maç Duvar 152.480 84.099 14.176 -18.007 -6.401 -20.758 HÂYRETITN EREN 21.11.1980'de gözaltına alındı. "Kayıp:' Yeni kayıplarla acımız daha da artıyor. AÎLESİ T.C. ÎPSALA ASLÎYE CEZA MAHKEMESİ Dolandıncılık suçundan sanık Çorum Sungurlu ilçesi Türk Hacüar- hanı köyu nüfusuna kayıtlı olup Izmit Tütünçiftliği, Divanyolu No: 27'de oturur, Mustafa ve Mahi oğlu, 1928 D.lu Emin Gınık hakkında Ipsala C.Başsavclığı'nca mahkememize açılan kamu davasının yapı- lan yargılaması sonunda yokluğunda atılı eylemden dolayı TCKImn 503/ilk, 2790 SK. TCK. 522/1 maddesi gereğince 4 ay hapis ve 6.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına karar verilmiştir. Mahkememizin 25.4.1991 günlü ve 1989/47 esas, 1991/27 karar sa- yıh ilamı tüm aramalara rağmen sanığa tebliğ edilememiştir. Bu ne- denle ilamın 7201 sayüı yasanın 28,29, 30 ve 31. maddeleri gereğince ilanen tebliğıne karar verilmiştir. Karar özetinin gazetede yayımlanmasından itibaren 15 gtln sonra hükmün kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliği olunur. 22.11.1991 Basın: 46054 T.C. tPSALA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Karşılıksız çek vermek suçundan sanık Istanbul Kadıköy ilçesi Hasan- paşa Mahallesi nüfusuna kayıtlı, Çatalca Kabakça köyünde otunır Remzi ve Rahime oğlu 1956 D.lu Hayrettin Gür hakkında lpsala C.Baş- savcılığınca mahkememizce açılan kamu davasının yapılan yargıla- ması sonunda yokluğunda anlı eylemden dolayı TClCnın 503/ilk, 2790 SK.TCK. 522/1 maddesi gereğince 4 ay hapis ve 6.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına karar verilmiştir. Mahkememizin 1987/84 esas, 1991/43 karar sayılı ve 23.5.1991 ta- rihle kararı tüm aramalara rağmen sanığa tebliğ edilemediğinden ila- mın 7201 sayılı yasanın 28, 29, 30 ve 31. maddeleri gereğince ilanen tebüğine karar verilmiştir. Karar özetinin gazetede yayımlanmasından itibaren 15 gün sonra hükmün kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 22.11.1991 Basın: 46053 Kalp Krizi «Geliyorum» der Kalbinizi Kontrol Ettiriniz. Tel: 17512 44/45148 58 66 Fax: 166 4712 AJNMA "Ölüm değil bu, başka bir şey..." Ozel Televizyoıı Sortmıı Özel TV'ler konusunda izin ve denetim yetkilerinin, çeşitli ülkelerde "bağımsız idari otorite" olarak nitelenen organlarca yerine getirildiği gözlenmektedir. Bu organlar baştan konulan kurallara aykırılığı t d k l d dd i i i l Özel TV düzenine nasıl geçilebileceği konu- sunu ele alırken öncelikle RTYK tarafından yayımlanan raporda yer alan önerilere değin- mek gerekir. (Radyo-Televizyon Yüksek Kurulu'nun özel teîevizyon ve radyo uygula- masına ilişkin görüş ve önerilerini kapsayan rapor. Ankara, 6 Araiık 1990) Rapora göre saptadıklanndayaymfdurdurma.ızni geri alma, para cezası ufgulama gib, ^ ^ S Ö İ T ^ t t f Ö Sy y g yaptırım yetkileri ile de donatılmışlardır. Prof. Dr. TURGUT TAN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Türkiye'de uzun yıllar devlet televizyonu te- keli uygulamasından sonra özel teîevizyon yayınlarının başlaması ile bu alanda bir belir- sizlik ve karmaşa dönemine girilmiştir. Baş- langıçta Starl adı altında yurtdışından uydu kanalıyla Türkiye'ye yönelik özel teîevizyon yayınlannı yerel idarelerin kurduklan çanak antenlerle özel ve veya yabancı yayınlan hal- ka aktarmalan izlemiştir. 20 Ekim genel seçımlcri öncesınde bu kez siyasal partileri- mizde "'kendı televizyonunu kendin kur" eği- limi ortaya çıkmıştır. Öte yandan bütün bu gelışmelere koşut olarak kamuoyundada özel teîevizyon uygulamasına geçilmesinin gerekli- liği konusunda birgörüş birlijş oluşmuştur. Ançak özel teîevizyon yayınlarının başla- ması ile beraber. bu konuda yetkilı organ olan Radyo \e Teîevizyon Yüksek Kurulu'nun (RTVK) uygulamanın anayasa ve yasalara aykırı olduğu savı ile başlattığı hukuksal gıri- şimler sonuçsuz kalmış. 20 Ekim genel seçim- leri propaganda döneminde bir siyasal partimizın başvurusu üzenne Yüksek Seçim Kurulu'nun Starl yayınlarının PTT uydu ve- rıcileriyle uyduya verilip daha sonra alıcılarla alınıp yun ıçine yayımlamak suretiyle seçim \asaklarına aykırı davrandığına karar verme- sı üzenne seçimlerle sınırlı bir dısiplin getirile- bilmiştir. RTYK Başkanı. yaşanan bu karmaşayı "'Mevcut radyo ve teîevizyon yasa- sının değıştırilmesı konusunda herhangi bir gavret yok. Aksine olabildiğince yasaların ıh- lali söz konusu" diyerek özetlemektedir. (Panorama. 15 4.1990. s 37.) Basında yeralan son haberlere göre şimdilik altı şeni özel teîevizyon kuruluşu için hazırlık- lar yapılmakta. bunun için yurtdışından uydular kıralanmakta ve dizıler satın alın- m'aktadır. (Cumhuriyet, 4.11.1991) Bu durum. Türkıye'de özel teîevizyon uygulama- sına geçılmesı için gerekli hukuksal altyapı- nın. anayasa değışıkliği de dahıl bir an önce oluşturulması zorunluğunu göstermektedır. Starl örneği Türkıyenın ılk özel televizvonu olarak bilı- nen Starl. yurtdışında kurulmuş Magıc Box isimli şirket tarafından ışletilmektedir. Nite- kım kendisinı Türkiye'nın en çok izlenen TV kanalı olarak sunan Starl. genel seçımler sıra- sında Alman \asalarına bağlı olarak calıştığı- nı Türk izleyicilerine anırhsatmaktan da geri kalmamıştır Bu durumun hukuksal açıdan özellik taşıması doğaldır. RTYK Başkanı'na göre "Yasal bir statü içinde de diyernezsiniz, yasal olmayan bir statü içinde de diyernezsi- niz. Çünkü Magıc Box yayınlarını tarif eden hukuksal bir düzenleme yok." (Anahtar, MPM yayını. Ocak 1991, sayı:25. s:4) Esasen Türkiye'dekı teîevizyon tekelinden kurtulmak için yabancı bir ülkede kurulup yayın yapan bu özel TV'ye uygulanacak kuralların Türk mevzuatında bulunmadığı kabul edilse de en azından kurulduğu ülkede özel televizyonların bağlı olduğu kurallara göre çalışmak zorunda olduğu bir gerçek. Kaldı ki Starl gibi uydu aracılığı ile yapılan bu tür TV yayınlarında sorunlar bir ülkenin sınırlarını aşan boyutlar kazanmakta. aynı za- manda bırçok devleti ilgilendırmektedir. Bu nedenledir ki 1989 yılında bildiğimiz kadany- la Türkıye'nin henüz imzalamadığı '"sınır ötesi tcle\ ız\ on sözleşmesi" yapılarak bu alanda bir disiplın getirilmeye çalışılmıştır. Bu sözleşme- niteliğinde ve tarafsız radyo ve teîevizyon ya- yınlan yapabılmelerine ilişkin esas ve usulleri gösterir" hükmüne yer verilmelidir. İzin veri- lecek özel Hşi, vakıf veya anonim şirket tipin- de tüzel kişi olacaktır. Yabancı tüzel kişilere Türkiye'de radyo ve teîevizyon yayın izni ve- rilmeyecektir. Türk şirketin sermayesinde yabancı sermaye katkı oranı ise yasa ile belir- îenecektir. Rapora göre özel tüzel kişi iki şekilde yayın yapabilecektir: Devlet radyo ve teîevizyon ku- rumunun kanallanndan yararlanarak veya kendisi radyo ve teîevizyon verici tesisleri ku- rarak. İkinci durum. ancak Türkiye'nin yarı- sım kapsayacak güçte tesis kurulması halin- de söz konusudur. Özel TV'nın hukuksal rejimınin belirlenmesı açısından raporun önemli noktası, özel TV ve radyo işletmesinin "kamu hizmeti niteliğinde yayın" yapabilmesidir. Anayasa değişikliğin- den sonra özel radyo ve TV konusunda yapıla-^ cak yasal düzenlemenin anayasaya uygun olabiîmesi için "tarafsızlığın sağlanması ve kamu hizmeti esprisine uyulması" gerekeceği ve bu yasal düzenlemede kamu hizmeti niteli- ye göre yayınlann uyduya gönderildiği ülke- ğindeyayın yapılabilmesi için vakıf veyaşirke nın. bu ülke sözleşmeye taraf değilse frekans tin kuruluşunda uyması gerekli esas ve usulleı \e uydu kanalından yararlanma hakkını veren ülkenin yetkili makamları ve uygun araçlarla yapılan yayınların sözleşme hükümlerine uy- gunluğunu gözetme yetkisi vardır. uşuncla uyması gerekli esas ve usuller ile kuruluşlann serrnayelerine, gelirlerine, ya- yın niteliklerine ilişkin esaslann aynntılı olarak gösterilmesi gerektiği de raporda belir- tilmektedir. PARİSTEN SELÇUK DEMİREL Ozel TV düzenine gecirilirken ilk yapılması gereken. raporda da belirtildiği gibi anayasa değişikliğidır. Bu. ya yürürlükteki anayasa maddesine raporda önerildiği gibi özel TV ku- ruluşuna izin veren bir hüküm eklenerek , yapılabilir ya da RTYK statüsüne ilişkin dü- zenlemelen de içerecek biçimde yeni bir madde yazılabilir. Anayasa değişikliğinden sonra ikinci aşa- mada yapılması gereken, 2954 sayılı Türkiye Radyo Teîevizyon Kanunu'nun yeniden dü- zenlenmesidir. Aynca radyo televizyon yayın- lan eloktromanyetik dalgalar yoluyla yapıldığına göre frekans planlama ve tahsisi konusu ve bu cümleden olarak da Telsiz Genel Müdürlüğü'nü düzenleyen 1813 sayılı Telsiz Kanunu'nun ele alınıp yeniden düzenlenmesi gerekecektir. Nitekim Telsiz Genel Müdürlü- ğü yetkilileri, kendilerinden izin alınmadığı için bugün Starl yayınlannda kullanılan fre- kanslann yasadışı olduğunu ileri sürmekte ve bugünkü durumun sürmesi halinde ileride cid- di Frekans kargaşasmın çıkabileceğine dikkat çekmektedirler. (Cumhuriyet, 18.11.1991) Yeni statü Günümüzde kamu hizmetlerinin Özel kişile- re gördürülmesi uygulamalanmn giderek yaygınlaşması karşısında, günümüz gereksi- nimlerini karşılayacak yeni bir hukuksal statüye kavuşturulması zorunluğu ortaya çık- maktadır. Nitekim son yıllarda ımtiyaz usulü- nün yeniden güncelleştiği ve geleneksel tanımından tümüyle kopmadan yenileştiği ol- gusuna dikkat çekilmektedir. Özel TV uygulaması, ister izin ister imtiyaz yolu ile yürütülsün. kimi kamu hizmeti niteli- ğinden kaynaklanan pek çok koşula bağlan- maktadır. Özel TV'nin de çoğulculuğu, bağımsızlığı ve dürüstlüğü sağlayarak kamu yaranna hizmetle görevli olduğu kabul edil- mektedir. Her şeyden önce izin veya imtiyaz verilecek şirketin bazı koşullan taşıması ge- rekmektedir. Örneğin, anonim şirket statüsün- de olması. ulusal düzeyde günlük veya haftalık yayın organınaorganlanna sahip şır- ketlerle diğer gerçek veya tüzel kişilenn ımti- yazlı şirket sermayesinde sahip olabilecekleri payın sınırlanması gibi. öte yandan hizmetin yürütülmesi sırasında uyulması gereken ku- rallar da aynntılı olarak düzenlenmektedir. Bu cümleden olarak örneğin ulusal kaynaklı fılmlerle müzik programlanna aynlrnası gere- ken asgari sürelerle, reklamlara aynlabilecek azamı süreler baştan sınırlanmaktâdır. Özel TV'ler konusunda izin ve denetim yet- kilerinin çeşitli ülkelerde 'bağımsız ıdari otori- te' olarak nitelenen organlarca yerine getiril- diği gözlenmektedir. Bu organlar baştan konulan kurallara aykırılığı saptadıklannda yayını durdurma. izni geri alma, para cezası uygulama gibi yaptınm yetkileri ile de donatıl- mışlardır. Böylesine geniş yetkilerle donatıl- mış bir organın bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak özel bir statünün de oluşturulması zorunluğu açıktır. Maastricht Penklemi Maastricht, pek çokları için çözümü güç bir denklem olacak. Kimi AT üyesi ülkeler, ekonomik ve parasal birliğin katı kurallarını uygulamakta zorlanacaklar. ASAF CAN Hollanda'nın güneyinde Maastricht'te ya- pılan doruk, Avrupa'nın tarihinde bir "dö- nüm noktası" sayılıyor. Dorukta biri siyasi, diğeri ekonomik olmak üzere iki önemli an- laşma imzalanacak. Belli başlı Avrupa ülke- lerinin hiçbiri bir başarısızhğın sorumluluğu- nu üzerine alamayacağı için doruk başarıyla sonuçlanacak. Çünkü yaşadığımız tarihi ge- lişmeler Avrupa'yı bu başanya zorlayacak: 1. Yugoslavya'daki iç savaş ve Sovyetler Birliği'ndeki dağılma süreci ile Doğu Avru- pa ülkelerinde huküm süren karışıklık örgüt- lenmiş bir birlik içinde hareket edebilecek ve karşıt ağırlık oluşturabilecek bir Avrupa'yı zorunlu kılacak. 2. Sovyetler Birliği'nin bir süper güç ola- rak bıraktığı boşluğu yalnız ABD'nin doldur- masmdan hoşlanmayan Avrupa, Batı dünya- sında belli dengelerin sağlanabilmesi için bir karşıt ağırlık yaratmak isteyecek. 3. Doğu'daki güç boşluğuna karşın Birle- şik AJmanya'da doğabilecek yeni emperya- Iizm arayışlarından duyulan rahatsızlık da Avrupa'yı ortaklıSa itecek. Çünkü tüm kıta- daki dengeleri altüst edebilecek bu tehlikeyi ancak siyasi ve ekonomik bakımdan bütün- leşmiş bir Avrupa bertaraf edebilecek. AT içinde ağırhk taşıyan büyük Avrupa ül- kelerinin tümü bu tehditlerin bilincindeler. Ren nehrinin öte kıyısındaki komşusunu fren- lemek isteyen Fransa'nın Avrupa politikası- nı Fransız-Alman diyaloğuna dayandırması- nın nedeni bu. Ingiltere de Almanya ile AT içinde birlikte yaşamaktan başka çare olma- dığının farkında. Aksi takdirde hâlâ dolarla birlikte uluslararası döviz birimi olarak kul- lanılan sterlinin yerini hızla Alman Markı'nın alacağını biliyor İngiltere. Bu durumda da Avrupa'dan iyice soyutlanmış biçimde yapa- yalnız kalacağını hesaplıyor. öte yandan Kohl'ün ve muhalefetteki Sos- yal Demokratlann da sık sık tekrarladıkları gibi Almanya da kendi geçmişinin hortlakla- rından çekiniyor ve gelecekte de benzeri hırs- ların peşinden koşmamak için lokomotifliği- ni yapacağı bir Avrupa'nın içinde kalmayı yeğliyor. Tüm bu nedenlerden ötürü,*AT ülkeleri Maastricht'te siyasi birlik ve ekonomik, pa- rasal birlik anlaşmalarını imzalamaya kendi- lerini mecbur hissediyorlar. Gerçi bu anlaş- malardan ilki, bir ilkeler deklarasyonunun öteşine geçemeyecek gibi görünüyor. Ama si- yasi birlik anlaşması bir Avrupa dış politika- sının ortak hatlanru tanımlamak bakımından önem taşıyor. Bu politika çerçevesinde BAB (Batı Avrupa Birliği) için de daha etkin ve bü- yüyen bir yer aranıyor. Ekonomik ve parasal birlik anlaşması ise üye ülkeler için bağlayıcı ağır taahhütler ge- tirecek. Bu taahhütler hiç şüphesiz ekonomi, para ve maliye politikalan gibi en hassas alan- İarda Uyelerin ulusal egemenliklerini kısıtla- yacak. Bu anlaşmanın temel amacı ise 2000 yılında ortak Avrupa Para Birimi'ni dolaşı- ma sokmak olacak. Bunun için de uyelerin ekonomi politikalanru koordine eden bir Av- rupa Merkez Bankasfnın kurulması gerek • Maastricht, pek çoklan için çözümü güç bir denklem olacak. Yunanistan, Portekiz, Ispan- ya, ltalya ve İngiltere gibi AT üyesi kimi ül- keler, ekonomik ve parasal birliğin katı ku- rallarını uygulamakta zorlanacaklar. Bu ül- keler kemer sıkmak, enflasyonu ve kamu açıklarını aşağıya indirmek durumunda kala- caklar. Çünkü Avrupa Merkez Bankası ve özellikle Almanya, 1996-97'den itibaren eko- nomilerini ciddi biçimde yönetmeyen uyele- rin kamu açıklarını finanse etmeyi kabul et- meyecekler. Bu kurallar üyelik içinAT'nin kapısını çalan yeni ülkelere büyük zorlukiar çıkartacak. Maastricht'ten önce aşırı baskı koyan eko- nomik şartlar ileri sürülmeden AT'ye girmek mümkündü. Maastricht'ten sonra de facto olarak pratikte, yalnız zengin ülkeler AT'ye üyeolabilecek. Ama Türkiye, Kıbrıs ve Doğu Avrupa ül- kelerinin durumu farklı bir seyir izleyecek. Maastricht'ten çıkan, Avrupa; Çekoslovak- ya, Macaristan ve Polonya ile geçen kasım ayında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde ye- ni bir ilişki içine girecek. Bu ilişki aşamah ola- rak yaratılan bir serbest ticaret alaruyla, si- yasi ve stratejik işbirliğiyle sınırlı kalacak. Türkiye ile olan ilişkiler de bu çerçevede çizi- lecek. TWA ile Amerikaya uçmanın üç yolu var! TWA ile, Amerika'nın üç büyük merkezine, New York'a, VVashington'a, St. Louis'e, Frankfurt üzerinden direkt ulaşabilirsiniz... Haftanın üç günü. New York, VVashington ve St. Louis'den, Amerika'nın belli başlı 10O'den fazla kentine de TWA ile ulaşabilir, TVVA'in ekonomik fiyatlarını daha da yakından tanıyabilirsiniz. Kusursuz TWA konforunu da... II I UCMI l_fCl^>M I \J\J U C TWAAMERİKA'NINEN İYİSİ Rezervasyonlanmz ıçın VAA Türkiye Genel Satış Acentesı Mıltur htanbul.fl) 134 53 27-134 53 32 Izmır (51) 2185 86-218713 Ankara- (4) 127'4107 (2 hat) \a da kendı sevahat acentenızı aravınız 1000 DOLARA HİNTLİ BÖBREGİÖLÖM MAHKUMIARINA YENİ UMUT KAPISI: HİNDİSTAN! BİNLERCE YOKSUL HİNTLİ BÖBREK PAZARINDA... BOMBAY'DA NAKİL YAPTIRAN TÜRK HASTALAR ANLATIYOR: " 15 GÜNDE YAŞAMA GERİ DÖNDÜM" DİYANETTE ALEVİLER İÇİN GİZLİ TOPLANTI • HİKMET ÇETİN: "ÖZAL'SIZ DIŞ POLİTİKA" • HÜKÜMET'E MEYDAN OKUYAN BELÂ: İSTANBUL • SÜNGÜSÜZ ORDU • CERRAHPAŞA'YI KOÜ BASİÜ BASTI «SKANDAL: KUDUZ ETLİ TABLDOT • HÜLYA AVŞAR: BENİM ERKEĞİM İBO • FAS KRAU'NIN TORUNU İSTAN- BULLU TİRAJE • GÖBEK ATARKEN ORGAZM • EROTİK KASETLER BAKKALINIZDA • LİMON'U FENA HALDE LEMAN YAPTILAR «SOy- YEJLERE SON DARBE UKRAYNA'DAN »AVRUPA DÖ- NÜM NOKTASINDA • FUTBOLUN ALTYAPISI SERPİL HAMDİ TÜZÜN'DEN SORULUR H A B E R C I L I K T E S O N H O K T A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear