18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r HURÎYET/10 DIŞ HABERLER 4 ARALIK 1991 Çevik Güç'e Türk tngayı EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — NATO bünye- sinde kurulması öngörülen Çe- vik Güç'e Türkiye'nin iki tu- gayla katılmak istemesi, ayn- ca Gttney Kanat Karargâhı'nın da TürkiyeMe kurulmasını önermesi, Baü Avrupa Birliği (BAB) tarafından hazırlanan bir raporda, "Körfez Savaşı'n- dan sonra Tiirkiye'ııin bölgede artan önemini vurgMİamayı amaçuyor" seklinde değerlen- dirildi. Raporda, Türkiye'nin NA- TO ülkeleri ve NATO'nun as- keri kanadında yer almayan Fransa'nm BAB üyesi sıfatıy- la Çevik Güç'e yapmayı öner- dikleri katküardan aynntıh olarak söz ediliyor. Ancak Yu- nanistan'ın hiçbir öneri getir- mediği görülüyor. "Avrapa ÜV kelerinin Mevcat Askeri Yetenekleri' başhklı bölttmde Yunanistan'ın adımn geçme- mesine ilişkin bir yorum ya da ifade raporda yer almadı. Sa- dece Yunanistan'ın, NATO Çe- vik Gücü'nde ohışturulacak dört tümenden üçüncüsunde, Türkiye, Ispanya ve ttalya ile birlikte yer alması öneriliyor. "Avnıpa Hızh Tepld Guc* tcn Sflab ve Domuıım" başlıklı, 29 sayfa ve 4 ekten oluşan aynn- tıh raporda, NATO'nun, 70 bin kişilik böyle bir kuvveti, 5 yıl içinde göreve hazır duruma ge- tirebilecegi, gerektiği zaman kuvveti 5-7 günde sonuçlandı- nlabileceğinden söz ediliyor. ITAIZA Hâkimler grevde NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA— Italya'da dün 7 bin hâkim greve gitti. tvedilik taşıyan hukuki önlemler dışın- da ülkede bir gün boyunca hiç- bir dava gorulmedi. Acil bazı tutuklamalar için görevdc ka- lan belli sayıdaki hâkim dışın- da çizmenin tüm hâkim ve sav- cüarı greve katıldı. Italyan cumhuriyet tarihinde ilk kez rastlanan "haUmler grevi", Yüksek Hâkimler Kurulu'nun (YHK) Başkanlığı'nı yapan Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga'ya karşı düzenlendi. Olayı "bir başkatdm hanketi" olarak nitelendiren Cossiga, son ana dek yaptığı çeşitli çağ- nlarla hâkimlerin eylemini ön- lemeye çahştıysa da bu girişim- lerinde başan sağlayamadı. Yüksek Hâkimler Kurulu'- nun tartışma konulannı kimin belirleyeceği konusu 15 gün önce alınan grev karannı tu- tuşturan "krvücnn" oldu. Ital- ya'da 1988'de çıkan ve Cum- hurbaşkanı Cossiga'mn imza- sını taşıyan bir yasa gereğince YHK kendi gündemini ser- bestçe belirlemek hakkına sa- hip bulunuyor. Ancak Cossi- ga, pratikte bunu engelliyor. 15 gün önceki son toplantıda hâ- kimlerin kendisine sormadan gündem belirlemelerine karşı çıkan Cossiga, cumhurbaşka- oının onayı olmadan YHK'nın gundemindeki konulann tartı- şılamayacaginı soyledl Ankara'nın gözü AT doruğunda Türkiye, "AT'nin genişlemesi" konusunun Maastricht'tekitarihi doruğa nasılyansıyacağını dikkatle izJliyor SABETAY VAROL BRUKSEL — Avrupa Topluluğu önümüzdeki pazartesi ve salı günleri gerçekleşecek Maastricht doruğuyla ta- rihinin en önemli virajlanndan birini almaya hazırlaruyor. Yeni "birlik" sözleşmesinin imzalanacağı bu doruğa bir haftadan az bir zaman kala 12'lerin kendi aralanndaki görüş aynhklan he- nüz giderilemedi. Hem siyasi hem de parasal birlik konularında ulusal ege- menlik haklanndan fedakârlık etmeye bir türlü yanaşmayan Ingiltere'yi ke- narda bırakan bir "Birleşik Avrupa", artık Brüksel'de hayli güçlü eğilim ola- rak görünmeye başladı. Bütün dünya gibi AT nezdindeki Türk diplomatik misyonu da siyasal ve parasal "birlik" muzakerelerini çok yakından izlemeye devam ediyor. Do- ruğa beş gün kala yoğunlaşan trafik, Türk daimi temsilciliğindeki görevlilere de heyecanh anlar yaşatıyor. Misyona hâkim olan eğilim şu: AT ülkeleri ara- sında yoğun pazarlıklar, dorağun son beş dakikasına kadar sürse dahi 12 Av- rupa ulkesi arasında yeni birlik sözleş- mesi Hollanda'nın Maastricht kentin- de mutlaka imzalanacak. AT nezdin- de Türk daimi delegasyonunun bir üst düzey yetkilisi, bu aşamada tarafların kendi pazarlık marjlannı arttırmak için gerilimi yüksek tutmaya devam ettiği- ni, bunun görüşmelerin fiyasko ile so- nuçlanacağı anlamına gelmediğini ifa- de etti. Nitekim Bonn ve Paris'in geçen haf- ta içinde verdiği önemli tavizlere ve 12 dışişleri bakaru arasında iki gündür de- vam eden çok sıkı pazarlıklara karş;n Londra "oy çokluğu ik ortak dış po- litika saptama" ilkesini kabule düne kadar yanaşmadı. Avrupa Topluluğu'nun "savunma yeteneği" olan bir kuraluş haline ge- tirilip getirilmeyeceği, belirsizligini ko- ruyan konular arasında yer aldı. Genel kanı, Maastricht doruğunun birlik sözleşmesine bu konuyu sadece birkaç cümleyle dahil edeceği yönün- de. Başka bir deyişle Avrupa Siyasal Birliği'nin can damarı sayılan "Avrn- pa Savnnma Kimtigi" daha sonra ele alınmak üzere bir anlamda şimdilik ke- nara konacak. Pek haklı olarak yeni vrupa savunma kimliğinden dışian- ma endişesi taşıyan Ankara, bu konu- daki gelişmeleri büyük bir dikkatle ve belli bir rahatsızlıkla izliyor. Ankara'mn Maastricht doruğu ha- arlığıyla ilgili olarak üzerinde hassa- siyetle durduğu noktalardan bir diğe- rini ise "genişteme" konusunun doru- ğa nasıl yansıyacaği oluşturdu. Şimdiye kadar edinilen bilgilere göre 12 lider, Avrupa Komisyonu'nu "yeni 4ye ül- kdere gaüsteme" sorununa global bir çözüm bulmak üzere görevli kılacak. AT'nin "yüriitme organ" sayılan, ancak yeni birlik sözleşmesiyle yaptı- nm etkinliğı Bakanlar Konseyi aleyhi- ne zayıflayacak olan komisyon, 6 ay- bir yü arası bir sure içinde yeni tam üyelik başvurulanna karşı topluluğun genel politikasrm saptayacak. Komis- yon, raporunu bundan sonraki doruk- lardan birine sunacak. BUindiği gibi Isveç ve Avusturya şimdiden tam üyelik için başvurdu. Is- viçre, Finlandiya ve Norveç gibi "zeBgin" kuzeyli ülkelerin de "eger başvunı yapmaya niyetli iseler" bunu bir an önce gercekleştirmeye teşvik edi- leceği tahmin ediliyor. Bundan sonra AT, adı gecen bu EFTA ülkeleri hak- kında nasıl bir ortak tutum alacağmı belirleyecek. Bu ülkelerin 1995-96 yü- lannda topluluğa tam üye otmalan sürpriz teşkil etmeyecek. Eğer bu süre içinde daha iyimser ba- zı gelişmeler yer almazsa Ankara'mn tam üyeliği konusu, sadece bu tarih- ten sonra kaldınldığı raftan cıkarüa- büecek. T n . l r » n M : n « n M ' < 1 n > > Resmi bir ziyaret için AD- 1 u r k m e n ı s t a n d a n k a r a d a bulunaıl Turkmen- t$ininmîl tilİPhİ i s t a n Devkt Başkanı Sa- l a n ı n ı n a utıeoı p a r m u r a d Nsyazov, Turki- ye'nin Tiirkmenistan'ı tanunasına ilişkin resmi talebini diın Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'a sundu. Niyazo\, "Ancak acelemiz yok, kardeş Türkiye için uygun bir zamanda tanınmak isteriz" dedi. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Cumhuriyet'in bu konu- daki sorusunu yanıtlarken, "Sovyetler Birliği'ndeki cumhuri- yetleri bir bntün olarak degerlendiriyoruz. Türkmenistan'ın ta- lebi bu cerçevede degertendirilecektir" dedi. Niyazov, Cumbur- İ992 ABD BAŞKANLIKSEÇİAİI başkanı Turgut Ozal ile birlikte Ortadoğu Sanayi ve Tkaret Mer- kezi (OSTİM) ile Aselsan'ı gezdi. OSTÎM'de bir sanayici, uran- lerinin pazarianması için Cumhurbaşkanı Özal'dan istekte bu- lundu. Özal'ın "Ben httkumette degilim" karşıbğını vermesi uzerine sanayici, "Biz bunu zaten Sayın Demirelden isleyecegiz" karşdığını verdi. Bu arada konuk Devlel Başkanı Niyazov, Cum- hurbaşkanı Özal'a "Meleki" adında 3 yaşında bir tay hediye etti. "Meleki"nin 360 kilometrelik çolu hiç su içmeden 3 günde geçtiği belirtildi. Özal da Niyazov'a bir av tufegi sundu. Ak- şam, Özal onuruna bir yemek veren Niyazov, bugün İzmir'e gi- decek. (Fotograf: AA) TüRKtYE/YUNANİSTAN BAB'a üyelik sorun olduParis'te "BAB'a üyeliğin AT üyeliğine bağlanamayacağı" karan tavsiye olarak benimsenirken, Brüksel'deki AT Dışişleri Bakanlan Toplantısı'nda, Türkiye'nin üyeliği dile getirilmedi, Yunanistan'ın üyeliğine ise sıcak bakıldı. BRÜKSEL/PARİS (Camha- riyet) — Baü Avrupa Birliği'nin Paris'te süren toplantısında AT üyeliğinin BAB'ye üye olmak için önşart olamayacağı tavsiye karan olarak benimsenirken Brüksel'de toplanan AT Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Turk- iye üyeliğinden söz edilmemesi dikkat çekti. Yunanistan Dışiş- leri Bakanı Andonis Sanuras, BAB'ye alınmadığı takdirde, Maastricht zirvesinde imzaya açüacak birlik sözleşmesini ve- to edeceklerini söyledi. Mine Sa«l«ier'nin Paris'ten bildirdiğine göre Ingiliz Parla- menter Sir Geoff rey Finnsberg, "BAB'ye girebilmek için AT üyesi olmak gerektiği uydunna- casuu son verilmesini" istedi. Finnsberg'in tavsiye karan 31 olumlu, 7 olumsuz ve 14 cekim- ser oyla kabul edildi. Yunan Milletvekih Pathas da "Türki- Başkan Bııslı 'gizli solcu'Reagan yönetiminde büyük bir sıçrarna yapan Amerikan sağı, Bush'un "ıhmlı" çizgisinden ötürü "liberaUer sağı içten ele geçiriyor" diye feryada başladı. Teksaslı, muhafazakâr 'vahşi kapitaüst'e karşılık, Doğu yakasında yaşayan burjuva 'ıhmlı kapitalist' gruptan olan Bush, 'gizli solcu' suçlamasıyla karşı karşıya. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — ABD sa- ğının bu seçündekı en buyuk iki- temini "Bush usolM ılımlı sagcıkk" oluşturuyor. Amerikan sagı 1980'lerde Ro- nald Reagan'ın önderliğinde müthiş bir sıçrarna yaptı. Rea- gan sağcılığı, Avrupa'da "vahşi kapjtılfom" denilen, Amerika'- da ise "Amerika'yı Amerika ya- pan olgn" diye ifade edilen an- layışa dayanıyordu. Ancak George Bush'un yöne- timi altmda bu anlayış yumuşa- dı ve yerini ekonomik açıdan daha ıhmlı, sosyal açılan da in- san haklanna daha duyarh bir sağalığa bıraktı. Bunun üzerine Amerikan sağı "Liberaller, sagı içten ele geçiriyor" diye feryada başladı. Bush, Amerika'nın köklü zengin ailelerinden "Walker"lar- dan geliyor. Bush'un temsil et- tiği "eski para" aym zamanda Amerikan sermaye dünyasuun "libend" kanadını oluşturuyor. Yani Teksaslı, muhafazakâr, "vahsi kapitaliste" karşılık, do- ğu Yakasında yaşayan burjuva "ılımlı kapitalist" ikinci gruba ait olan Bush şu anda Teksas çizgisindeki sağın "gizli solcu" suçlaması ile karşı karşıya. Reagan sagını temsil eden muhafazakâr yazar Patrick Buc- hanan, geçen günlerde Washing- ton Post'ta "gerçek muhafaza- kâriann tekrar cumhuriyetçüe- rin iiderligini ele geçirme zamanı" djye yazdı ve "Ameri- kan sagını, elit, yumurta kafa- h, haki pantolonla, mavi çizgili gömleUi baıjavalaru dinden kurtarma" kampanyası başlattı. Bu kavgayı daha iyi anlamak için, "post-komünizm" dönemi- ne giren Amerikan sağımn bazı değerlerine bakmak gerekiyor. Buchanan'm temsil ettiği muha- fazakâr çizgi milliyetçi, ekono- mide korumacı, dış politikada izolasyonist, göçmen karşıtı, kızgın vereaksiyoner.Bush'un temsil ettiği cizgi ise enternasyo- nalist, ticaret duvarlanna karşı, insan haklanna duyarh, bu çiz- ginin önde gelen entelektüelle- ri 1964 İnsan Haklan Yasası'nı destekleyerek ırkcıhk ile aralan- na mesafe koydu. Buna karşılık, birinci çizginin entelektüeli Murray Rothbard karşı çıktı. Bush, özel okullara gitmiş, Yale Universitesi'nden mezun ol- muş bir senatör oğlu. Üniversi- te günlerinden beri "Unhed Negro Fund" adlı zenci yardım fonuna bağışta bulunuyor. Re- agan'ın başkan yardımcısı oldu- ğu günden bu yana "kurtaj özgürlügüni" ağzına abruvor. Ancak yakm çevresi, "Her ka- dın buna kendisi karar versin, oıiar adına devlel degU" diye düşundüğünu aktanyor. Princeton Üniversitesi'nin "başkanlık tarihi" hocası Prof. Fred Greenstein, "Başkan olalı ttç yıl oMn, ama bu adam sagcı mı soku mu MUa anlayamadım" diyerek Amerikan "gerçek" sa- ğımn, Cumhuriyetçi Parti'nin başkanhk önseçiminde "sağın nrtındaki sol parazit" Bush'a karşı büyük bir mücadele vere- ceğini söylüyor. ye'yi Avrupa platformundan dtşlayan, Yunanistan degil BM >ararian ve AT'dir" dedi. Brüksel'den SabeUy Varol'un bildirdiğine göre AT'nin karaı organı dışişleri bakanlan top- lantısında dün Türkiye'nin üye- liği hiçbir şekilde dile getirilme- di. Sadece Ankara'mn bir sa- vunma kuruluşu olarak BAB'- ye "ortak üye" olması olasılığı üzerinde duruldu. İki gün süren AT Dışişleri Ba- kanlan Toplantısı sırasında Ati- na'nın BAB'ye üye ohna konu- sunda ısrarü olduğu Yunanistan Dışişleri Bakaru tarafından acık- ça dile getirildi. Yunanistan Dı- şişleri Bakanı, ülkesinin BAB üyeliğinin kendi hükumeti için çok önemli olduğunu ve bu ko- nuda geri adım atmalannın ola- nak dışı olduğunu ifade etti. Yu- nanistan'ın Batı Avrupa Birliği- ne üyeliği BAB protokolünde acıkça yer almadığı takdirde Yu- nan Başbakanı KonsUntin Mit- sotakis'in AT'nin yeni "birlik" sözleşmesini veto etmeye kesin kararlı olduğu haber verildi. Ne var ki Yunanistan'ın BAB üyeliği, Maasticht doruğu önce- sinde Brüksel'de devam eden AT Dışişleri Bakanlan Toplantısı- nda önemli tartışmalardan biri- ne konu oldu. Uzun vadede Batı Avrupa Birliği'nin AT'nin "silahlı kolu' olmasını arzulayan Almanya ve Fransa, Atina'mn ü>rliğinin ka- çınıhnaz ve gerekli olduğunu be- Urttiler. Ancak ATyle BAB ara- sında bu tür bir bütünleşmeyi engellemek isteyen Londra, "Bir NATO üyesi olan Türkiye'ııia dışanda kalması halinde Ynna- nisUn'ın BAB'yettyeügininim- kâasz" olduğunu vnrguladı. AT Dönem Başkanı Hollanda'nın da Ingiltere'nin görüşüne katıl- dığı belirtildi. Ancak dönem başkanı olarak Maastricht doru- ğunun başanyla sonuçlanması hususunda herkesten çok çıka- n olan ve sorun istemeyen La- hey'in, Londra'yı yeterince arka- lamadığı gözlendi. Mitterrand ile Major anlagtı • LONDRA (AA) — tngiltere ve Fransa'nın, yeni bir uçaksavar firkateyni geuştirme konusunda anlaşmaya vardıklan açıklandı. Ingfliz yetkUilerin, "Anglo-Fransız savunma işbirüğinin yeni bir kilometre taşı" olarak nitelendirdikleri anlasma konusundaki açıklama, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand Ue tngiltere Başbakanı John Major'ın, üçbuçuk saat süren görüşmesi sonrasmda yapüdı. Açıklamada, yeni fırkateynin maliyeti hakkında detayh bilgi verilmezken, geminin önümüzdeki yıüarda hizmete gireceği bildirildi X£: Mülteciler özümlenmeli • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Parlamentosu, ATnin "mültecileri özümleyerek" ırkçüığa karşı savaşması gerektiğini bildirdi. Avrupa Parlamentosu başkanı Enrique Baron Crespo, Brüksel'de yaptığı açıklamada, AT ülkelerinin dışişleri bakanlanndan "geçmişin yeniden ranlanan kötülük ve hoşgörüsuzlüklerinin" karşısında yer almalannı istedi. Esad, yeniden deviet başkanı • ŞAM (AA)— Suriye Deviet Başkam Hafız Esad, önceki gün yapılan ve tek aday olarak katüdıgı referandumda, 4. kez bu göreve seçildi. Içişleri Bakanı Muhammed Harba, düzenlediği basın toplanüsmda, halkm hemen hemen tümünün, Esad'm 7 yıllık yeni bir dönem için yeniden deviet başkam olması yönunde oy kullandığını açıkladı. Esad, daha önce de 1971, 1978 ve 1985 yıllannda deviet başkanlığına secilmişti. Togo'da başbakan tutsak alındı • LOME (AA) — Togo Başbakanı Joseph Kokdu Koffigoh'un, "silahlı kuvvetlerin elinde ve güvenlik içinde" olduğu bildirildi. Perşembe gününden bu yana askerlerin işgali altındaki Lome Radyosu, silahlı kuvvetlerin başbakanı ele geçirmeyi başardığım duyurdu. Radyodan yapılan açıklamada, başbakanın sağ-salim ve güvenlik içinde olduğu kaydedildi. Askerler, başbakanlık binasına dün sabah saldırmışlardı. lanıklann ifadelerine göre askerler, iki tankla başbakanlığm ana kapısuu kuarak avluya girdiler, Koffigoh'un bulunduğu binaya ateş açtılar. Başbakanlığm 60 kadar koruması ise askerlerin hareketine silahla karşılık verdi. "İlk Isuzu 'yla başladtk ise, sonra bOyüdük. Hiçbirine motor yapmadtk." BİLAL ŞAHİN 06 F2335 "Bizde kilometre yapmak sorun değil! Isuzu devirii kullanmayı seven birkamyon. Şu anda 1 mılyonu geçmiş vaziyette " AU İHSAN BİLİCI 06 E9650 "Bizım orolorkıs! Başkalan kalır, bızgideriz. 653 bin kıhmetredeyiz, daha motor kapağı e!lenmedı " CELAL AKPOLAT 58DE876 "Benım Isuzu 572 bınde. Servise tamiriçin değıl, çay içmeye gidiyonjm. Isuzu hep kazandınyor." HALİL CİĞDEM 38FNS03 ••M^BHa^MM "Kilometre 1 milyonda. !kişoför yoruluyonjz, Isuzu'yu yorumryoruz." AHMETAKIN 58DK158 ^HMMMMa^BM "Şu an 669 bin kilometrede. \folla Isuzu, neklamını kendi yapıyor!" MÜNİRDEMİR 34NN825 o4 ren ben Isuzu kullanmz. . Halen 3 Isuzu araamız var, 3'ü de 500bint geçtı, motorda tık yok!" RIZA YOĞUNAU 28AV205 "Ştrndı 1,5 milyon kilometredeyiz. Ben ınanıyotvm ki, Isvzu'ma 2 milyon km yoptınnm." 'BURHAN HENDEKCİGİL UAF233
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear