Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
RALIK 1991 DİZt-RÖPORTAJ CUMHURİYET/7
raııı*ıDagtarfııclaKırgız lıavası
D A Ğ 1 L A N S S C B ' D E
TÜRKİ CUMHURİYETLER
Orta Asya
Uyanıyor
FATİH YILMAZ
Kırgızlar; atı,kadınıve ençokda kendüeriniseviyorlar
Kırgız adına ilk kez Mö 3. yüzyılda Çin me- çe sözcukkrin Kırgızca
tinlerinde rastlanır. Kırgızlann Orta Asya'daki
Türk boylannın en büyüklerinden biri olan Kıp-
çaklardan gekükleri sanılvyor. &. yüzyılda da Or-
hun Yazıtlan'nda Kırgızlardan babsedilir. Kırgız-
ca ik Orhıra Yazıtlaıı'nda kullanılan dil arasın-
da şaşırtıcı bir benzerlik vardır.
Kırgızca, Türkçeye çok yakm özellikler gös-
terir. Kazakça ik çok yakın akrabadu. Bazj Türk-
Türkçe
olsa
orta
dil
giyinmek
yuz
inanmak
et
Kırgızca
bolso
ono
til
kiyinmek
cûz
işenmek
et
karşılıklan şöyle:
Türkçe Kırgızca
üzüm cüzüm
ev ev
cevi2 yangak
karabiber karamhus
yıldız cıldız
sonbahar guz
kaduı ayala
KA2AKISTAN
TACIKISÎAN
KİMLİK KARTI KIRG1ZİSTAN
Nüfusu: 4.5 milyon
Yüzdkümü: 198.500 km1
Başkenti: Bişkek
Etnik dagılım: °7o 48 Kırgız, «?« 26 Rus, % 12
Ozbek, °?t> 1 Amska, "» 13 Kazak, Çinli, Koreli,
Uygur ve Alman.
Kaynaklan: Civa, amimon, çinko ve kalay.
Ekonomi: Dağlık olması nedeniyk özellikk
hayvancılık çok gettşmişür.
BtSKEK — Kırgızlar, atı, kadını ve en
ok da kendücritü seviyorlar. Ha, bir de Ti-
n Şan'ı (Tann Dağlan). Onlara göre Orta
^sya'nın en katıksız halkı kendileri. Ma-
ıas adlı 1 milyon dizelik destanlannın eşi
benzeri yok. Kendikrine Türk denildiğin-
de sinirleniyorlar. Anadolu Türklerinin,
Kırğızlann atalanrun Gürcu, Ermeni ve
Rum kadınlarla ilişkisinden meydana gel-
diğiıü şakayla kanşık, ancak böbürknerek
anlatmayı seviyorlar.
Kırgızistan'ın başkenti Biskek, tuhaf bir
kent. Eski adı, Frunze. Komunizmi, ordu-
suyla Orta Asya'ya taşıyan Fnınze'nin adı
ortadan kaldınlalı henüz bir yıl büe olma-
mış, ancak Frunze'nin heykelleri kentin
önemli yerlerini hâlâ susluyor. Bişkek, mi-
marisiyle, binalarırun rahatsız edıci yavvan-
lığıyla, içerisinde gekceğe dönük hiçbir
umudu banndırmıyor gibi. Sanki 50 yü
sonra Bişkek'e geldiğinizde, aynı şeyleri gö-
receksiniz.
Ancak kente tepeden bakan, karlı do-
nıklanyla elinizi uzatsanız yakalayacak-
mıssınız gibi bir his uyandvran Tıen Şan,
kentin gerçeküğinin uzağma dûşüyoT. Biş-
kek'in hemen hemen her tarafmdan, ha-
fifçe başmızı kaldırdığmuda bütün heybe-
tryle size kucaklayan Tann Daglan, Kırgız-
lar açısından, hetn geçmişi hem de gelece-
ği simgelıyor. Tann Dağlan'nabakıp da ge-
leceğe kadeh kaldırmak, Kırğızlann gun-
deük yaşamlannda ağırUkh bir yer tutuyor.
Lenin de kendi adırun verildiği meydan-
dan, Tien Şan'a bakıyor. Lenin Meydanı,
Moskova'daki Kızıl Meydan'm kuçuk bir
kopyası. Meydana açüan tum sokak-
lardaki sessizlik ve aşın düzen, Stalin dö-
neminden nizgârlar estiriyor. Kırgudstan'm
başkentirun degişen adı ve Tien Şan'ın hey-
betü görunüşu dışında, komünizm, simge-
lerle, heykelkrle, geüşmekre inatla Kırgı-
zistan'ın başkenti Bişkek'te direniyor.
"Biı ttepimfc komünisüz, ama şimdi
demokntu" diyor, gevrek gevrek gülen
Kırgjz parlamenter Begiş Ahmedov. Masa-
smın çekmecesinden çıkardığı "Turkçe
ögrenelinr adh kitabı göstenyor. Kendi-
sini zorlayarak "konusacagım" diyebıliyor.
Biz onu, o da bizi anlıyor. Ahmedov, Turk-
lerin birligine inanarüardan, ancak kan dö-
külmesin istiyor. Kırgızistan'da özellikle
gençler arasında Turancüık düştincesinin.
yayüdıgıru söylüyor.
Ahmedov, birden Mehmet Ali Ağca'yı
sonıyor ve Bişkek'te yeni doğan birçok ço-
cuğa A|ca adı verildigini Türkçe söyleme-
ye çaUşıyor. Kendisi de Alma Ata'da ko-
münizm okulunda yetişmesine, partide
önemli görevlerde bulunmasına karşın acık
olarak belirtmekten kaçmsa da Ağca adı-
nı ağzına aldıgında, koltugunda daha bir
dikleşiyor. Ağca'nın ne tür ilişkileri oldu-
ğunu, Abdi tpekçi gibi bir gazeteciyi öldur-
düğünü söyledigimizde ise bizi pek anla-
mıyor.
Lenin heykelleri, komünist simgeler ko-
mılarında ise, Ahmedov'un söyledikleri il-
ginç: "Başkentin adını değişürdik, mil>on-
larca rubteye mal oldu. BuoUr da ysvaş ya-
vaş degişccekkr. Her de^şikfik, çok büyük
para istiyor. Bu da bizde yok." Ahmedov'la
rasüanu eseri, parlamento binasında ko-
nuşacak bir yetküi ararken tanıştık. Bize,
Bişkek'te rehbcrlik yapma önerisinde bu-
lunuyor, kabul ediyonız.
Sokaktayız. Gözlerimizister istemez, Ti-
en Şan'a kayvyor. Ahmedov, elini yumnjk
yapıp başparmağını havaya kaldırarak, iyi
işareti yapıyor ve anlatıyor:
"Bu dag, Kırğızlann her şcyi, Kırgız yi-
in saklandığı yerler huralar. Komü-
d d
^ ğ y
nizm zamamnda, ner«de>se bu dagın adı-
u ağza almak bile suçtu. Herkes korku-
yordu. Kugızlann atalannın toprakhuı bu-
ral&r. Sonra, kemunizm sahip çıktı bu da-
İ*. Tepelerine, zafer, komünizm adlannı
verdi. Kırgızlar, bunu kabuUenmeâi. Bu
daglar, 1916 yılında Kırgız topragına Rus-
lann yerteşürümesine karşı ayaklftnan Kır-
ğızlann cesetkriyk doiu. Bunu unutmadık.
Komilnizm bile, bu nefreti silemedi."
Kaldınmlarda, bir çeşit takke olan
"topa" giymiş Kırgız erkekleri, saçlan bel-
lerine kadar iki örgü halinde dökulen Kır-
gır kızlan, duzenli bir bicimde gidip geli-
yor. Kırgız dilinde topuya takke de deni-
yor, Kırğızlann milli giysderinden. Sokak
başlannda, Çingeneler, sepeüerdeki çicek-
lerini satmaya çalışıyor. Birkaç Rus, hızlı
taızh yürüyorlar. Akna Ata'nın aksine Rus-
lar pek ortalıkta gönilmüyor.
Moskova'da ağustos ayındaki darbenin
hemen ardından bir vmcin ucunda heyke-
li idara edilen KGB'nin kurucusu Jerzins-
ki'nin adıyla anılan caddeye doğru ilerli-
yoruz. Devlet ma|azalan burada da boş.
lnsaıûar, düzene kaynsız bir şekilde boyun
eğmiş gözuküyorlar. Kentin sıkıntı veren
havasını, Tien Şan'ın yanı sıra dagıtan bir
diğer önemli faktörûn de ince belli, alım-
lı, uzun saclı, çekik gözlu Kırgız kızlan ol-
dugunu farkediyoruz. Ahmedov da bu
gözlemirrüzi dogruluyor.
Kırgız kızlan, daha birkaç yıl öncesine
kadar saçlannı kesmezlermiş. Ahmedov,
"Bu moda cahşi (yahşi) degi'" diyor. Son-
ra, Kırgız kızlannm, Kazak hemcinslerine
-oranla şansh olduğunu, çünkü Kırgıâstan1
da hemen hemen bir erkeğe bir kad n düş-
tttğtınü söylüyor. Kazakistan'da ise bir er-
keğe iki kadm düşuyor.
Aksam, Bişkek'e hüzünle iniyor. Sokak-
lardan gtizel Kırgız kızlan çekiliyor. Tien
Şan, görünmez oluyor. Kent, sanki bir sa-
vaşı yaşıyormuş gibi kabuğuna çekuiyor ve
çift başh (hem komünist hem de demok-
rat) düzenin gece devriyesi başhyor. Ahme-
dov'la biz de adımlarımızı sıklaşunyoruz.
Jerzinski Caddesi geride kalıyor, pazar ye-
rine geliyoruz. Ayakta, bir Kırgız köylüsü-
nun açıkta sattıftı iki bardak k^mızı çeki-
yoruz. Bıraz sonra, *1tMk«aW görûşecegiz.
Türkiye'ye yakııı takip
Kırgıastan'ın çiçegi burnunda Tanm Ba-
karu Bekbolat Talgarbeckovia, Ahmedov'-
un yanm Türkçesi aracüığıyla konuşuyo-
ruz. Kırgızca, Türkçe ik aynı kökten, an-
cak Kazakça gibi anlaşıhnası zor. Birçok
kelime birbirine benziyor. Talgarbeckov,
Kırgızistan'ın ekonomik bir kriz içerisin-
de oldugunu, kendileri için Türkiye'nin iyi
bir örnek olduğunu anlatıyor.
Talgarbeckov, tûm Krrgızistan'ın, Mos-
kova'dan çok Türkiye'ye yönelmek istedi-
ğini, ancak ekonomik kriz nedeniyk mer-
keze sırt çevirmekrinin çok zx>r olduğunu
söylüyor. Yapılan özelkştirmekrin iyi so-
nuç verdiğini, kısa surede toprak reformu-
-na başlanacagını anlatıyor. Bu arada kapı
çalınıyor ve gögsünde parlamenter rozeti
ile Kırgıza benzemeyen birisi ginyor. Mak-
sut tzzetov, Ahıska Türkü, Kazakistan'dan
sonra Kırgızistan'da da imdadımıza Ahıs-
kalar yetişiyor. Ahmedov, çevirmenli|i bı-
rakıyor, İzzetov başlıyor. Tanm Bakanı da
memnun. Daha bir şevkle anlauyor. Tanm
bakanlıgının eski daire müdürlerinin, dev-
let malı traktörleri, kamy^nlan nasıl sat-
tıklannı, işlerine son verildigini bir çırpı-
da söylüyor. Tûrkiye'nm Kırgızistan'a öğ-
retecek çok şeyi olduğuna inanan Talgar-
beckov'a veda edip aynlıyoruz.
KlRGIZİSTANLİDERİAKAYEV:
Pantürkizm
tehlîke d
Askar Akayev, Türki
cumhunyetlerin ve
Türkiye'nin ekonomik
ve kültürel alanlarda
işbirliğini
güçlerıdirmesinden
yana. Akayev'e göre
Pantürkizm de
gündemde, ancak
tehlikeli boyutta dc|il.
AKAYEV
— Biz, tum ül-
kelerle, Orta
Asya'daki
komşularımız-
la olan ilişkile-
rimizi karşıhk-
lı saygıya da-
yandırmak ko-
nusunda ısrar^-
lıyız. Acık ola-
rak söylemek
gerekirse, tüm
Orta Asya
cumhuriyetleri
politik olarak
Türkiye'den
uzaklar. Çün-
kü bizler bir
Sovyet biriki-
raine" sahibiz,
ancak Türki
cumhuriyetle-
rin birligini is-
teyenlerin sayı-
sı son günkrde
giderek artıyor.
Bu bir gerçek,
ancak bunu ben Pan-Türkizme
varacak kadar büyük bir olgu
olarak görmüyorum. Insanlar
iyiyasamak istiyor. BazJanrun
iyi yaşama biçimi olarak Pan-
Türkizme yönelmelerini de
yanlış buhnuyorum. Eğer Kır-
gızistan olarak ekonomide
amaçladıgımız yere vanrsak o
zaman Pan-Tûrkizm ya da Is-
lamiyet gibi olgular tehlike ol-
maktan çıkar. Eğer amacımı-
zı gerçekleştiremezsek, o za-
man bunlar bir tehlike olarak
karşımıza çıkar. Bu konuda
herkesin sağlıkhdüşünmesi ge-
rekiyor.
Bir ekonomik birlik
olabilir, ancak bu, kimseyi be-
lirli koşullarda davranmaya
zorlamamalı. Ben, dar kahp-
lar içerisine sıkışmış birük an-
layışına karşıyım. Sovyet siste-
mi bile bunu beceremedi, an-
cak ben Orta Asya cumhuri-
yetleri ve Türkiye arasmdaki
ilişkikrin, diğer ülkekTİe ger-
çekleştkilecek olanlara oranla
önceük kazanacağmı söyleye-
bilirim. Bu, özellikle ekono-
mik ve kültürel alanlarda ola-
cak. örneğin Kırgızistan Latin
alfabesine geçmek istiyor, bu
yönde cahşmilar var. Böyle bir
durumda iüşküerimizin çok
daha gelişeceğine inanryorum.
K1RG121STAN1N BEKLENTILERI
BtŞKEK — Kırgızistan ik Turkıye arasında ilişkıkr Uderkr
daeyinde henüz ek alınmış bulunmuyor. Ancak Kırgızistan
fcşbakanı başkanhğmdaki bir heyetin geçen eylül ayında An-
. Vara'da Cumhurbaşkanı Özal tarafmdan kabul edilmesi ve son-
rmnda yapılan heyetkrarası görüşmeler çerçevesinde beklen-
üeri şu şekilde özetkmek mümkün:
1. Bişkek'te canü yapımı için ödenek — Kırgız yetküikr Tur-
fcye'nin Bişkek'te yapılacak cami için 1 milyon 200 bin dolar-
te yardım sözü verdiğini ve bu sözun bir an önce yerine geti-
ranesini istiyorlar. Aynca dini kitaplar da isteniyor.
I. Karşıltkh tkaretin arttınlması — Bu konuda da Kırgızis-
tm'ın bekkntikri özellikk iki konuda yoğunlasıyor. Kırgızis-
«n, ekonomisinin ana kakmini oluşturan yapağı ve ipeğin Turk
frmalarla ortak kurulacak fabrikalarda işknmesini ve Batı pa-
arlanna satılmasmı istiyor. Kırgızıstan ayrıca Türkiye'den gı-
Q raaddekri alınması konusunda da istekli.
i, Latin alfabesine geçiş — Kırgızistan, Latin alfabesine ge-
çge Türkiye'nin yardımlannı bekhyor. Bu konuda daha ön-
oki Türk hükumetkriyk Kırgız yönetımi arasında bir ilke an-
bpnasına vanlmış durumda, ancak somut bir adım henuz atı-
Mlmiş değil. Kırgu yetküikr, bu konuda çabatarın arttırıl-
tısmı istiyorlar.
BtŞKEK —
Kırgızistan
Dckt Baskanı
Askar Akayev,
"Demokrasi-
den ve serbest
pazar ekono-
misinden taviz
•vermeyeceğiz"
diyor. Akayev'e
göre de (Kaza-
kistan lideri
Nazarbayev'de
olduğu gibi)
Türkiye; eko-
nomisi, laik bir
ülke oluşu ve
Avrupa'ya ya-
kınlığı gibi ne-
denlerk Kurgı-
zistan ve tüm
Türki cumhu-
riveüer için çe-
kim merkezi
olustunıyor.
Akayev, Mi-
hail Gorba-
çov'a karşı
ağustos ayında girişüen darbe-
ye, Rusya Federasyonu Devlet
Baskanı Boris Yeltsin'le birlik-
te ilk karşı çıkan lider ve bu-
nunla övünüyor. Akayev, gö-
re>e gelişini ise "sivil darbe"
olarak nitekndiriyor. Leniniz-
m« hâlâ saygı duyduğunu söy-
leyen Akayev'e sorduğumuz
sorular ve yanıtları şöyle:
— Türkiye, Kırgızistan açı-
snoan size göre ne ifade edi-
yorî
jüLAYEV — Türkiye'nin
getçekleştirdiklerini yakından
taldp ediyonız. Ekonomik ve
k\iitürel alanlarda işbirliğimi-
n geliştirmek istiyoruz. Tür-
kiıe'nin, tarihselyakınhk ve şu
andaki konumu nedeniyk bir
çerJm merkezi oluşturduğu bir
gsçek ve bunu kimse yadsıya-
mu. Kırgız uzmanlar Türki-
yrye gidip, ekonomide işbirti-
ğiiin hangi koşullarda yapıla-
ca^ını araştmyorlar. Biz, Kır-
gınstan ekonomisini her şeyiy-
le Jışa açmak istiyoruz. Bunun
İÇB ilk aşamada Türkiye'ye
ötceük vereceğiz. Birçok Türk
finnası Kırgızistan'da iş yap-
nuk istiyor, çok memnunuz.
-Pofttik olarak Türkiye ik
BUUter ne olabüir? Bir Türk
tophdugu konusunda
dttşintüyorsunuz?
Kırgızlar, Orta Asya'da Şaman geleneklerini guçliı olarak sürduren bir ha»k. Nevruz'u kut\u>orlar Ne kutlamalarda Şamamzmi, eski gözde
yaşam biçimlerini canland»n>orlar. Kırgızlar için tslami>et baskın bir özeltik göstermiyor. Onlar; Manas'ı. aüarı, geçmışlenm ozluyorlar.
Kendilerine Turk denildiğinde sinirteniyorlar ve Orta Asya'nın en katıksız insanlan olmakla övünüyoriar.
KırgızJarın 1 milyon dizüik tarihlerv Manas
»unyanın en uzunManas, Kırğızlann yasamında çok önemli bir
yer tutar. Manas, 1 milyon mısrasıyla dünyamn
en uzun destanıdır. Kırgızistan'da hâlâ bu des-
taru ezbere okuyan kişiler var. Manas, yazıya an-
cak geçen yuzyılda geçinlrrûştir. Daha önce ne-
silden nesile sözlü olarak aktarüa aktanla Kır-
ğızlann geçmişleriyle yaşadıklan an arasında bir
köprü vazifesi gönnüştür.
Dcstam söyleyenkr de Manas olarak anümak-
tadır. Bişkek'te 1 milyon mısrayı ezbere okuyan
20 yaşmda bir Manas'la konuştuk. Marat adh
Manas, bizim için destanın bir bölümunü oku-
du. Manaslar, destanı yalnızca okumakla kalmı-
yor, aynı zamanda canlandınyoTİar da. Olayla-
nn akışına göre Manas, mimikkriyk, jestkriyle
sizi, destamn oluştuğu çaglara götüruyor ve bir
noktada Türkiye'deki meddahlarla buluşuyor.
Destan, 9. yüzyıia kadar geri gidvyor. Yenisey
boylannda geçiyor ve Manas adh bir hanın uze-
rine kuruluyor. Çakıp adb Kırgu hanının bir oğlu
olur. Adına Manas derkr. Kalmuklann beyi Kara
Han'ın oğlu Alman Bet'k Manas çok iyi dost
olurlar ve Çinlikre karşı savaşırlar. Manas, ka-
zandığı zaferkrk Yenisey boylannda dilden dile
söyknır olur. Timur'un veziri Mendibey, bir tu-
zak kurarak Manas'ı öldürür. Manas'm sadık aü,
av kuşu ve köpegi, tannya yalvararak Manas'ı ge-
n ısterler. Manas dirilir ve savaşını sürdürür.
Bundan sonraki bölumlerde Manas'ın eceliy-
k ölümü ve oğullannm maceralan anlatılır. Ma-
nas, üç bab halinde basılmışür, Rusca ve Kırgız-
ca olarak okunmaktadır. Marat'ın bizim için
okuduğu Manas'tan bir bolümü Kırgızca olarak
sunuyonız:
Kankor Manas baatınn
Karabork katın alyanı
Kan atası Çakıp bey
Kalkına kadar salyanı
Akılmandın baanşın
Esen korgon bolduk biz
Erbegyen Manas balanı
Kırgıztan'da 50 bin civannda Ahıska
Türküyaşıyor. Kırgızlar da onlan "TiA*
olarak adlandınyor. Sialin tarafmdan top-
raklanndan edilen ve Orta Asya'ya da$ıtı-
lan Ahıskalar, şimdi geriye dönmerûn mft-
cadelesini veriyorlar. Kırgızistan Parlamen-
tosu üyesi Maksut tzzetov da bu mücade-
lede başı çekenlerden.
SSCB Devlet Baskanı Mihail Gorbaço,
geçen ay sonunda Bişkek'e bir ziyarettebu-
lunmuş. Parlamentoda yapılan görüşme-
kr sırasında İzzetov, Gorbaçov'a yurtlan-
na ne zaman döneceklerini sormuş. Oor-
baçov, "Bu konuyu incelijoruz. Yakmda
bir sonuç abm" demiş. Gorbaçov'la IZM-
tov'un bu diyaloğu, Kırgızistan'da siyasi
kulisin önemli olaylanndan birisi.
Ahıskalar, ne Kırgızlara ne de Kazakla-
ra, hele hek Ozbekkre hiç güvenmiyorlar.
1989 yıhnda özbekistan'ın Fergana kentin-
de Ozbeklerin saldınsına uğradıklanru
Ahıskalar hiç unutmuyorlar. Bu olay ko-
nusunda Moskova'dan Bişkek'e, Taşkent'e
kadar herkes birbirini suçluyor. Ahıskalar,
bu saldınnın bir birikimi yansıttığını, sür-
günden sonra yaşadıklan bu topraklarda,
zaten ikinci sınıf vatandaş olarak yaşadık-
lanm, iyi okullara ve işkre ginnek için çok.
büyük rüşvet verdikkrini söylüyorlar. Tek
amaçları, Türkiye ile Gürcistan arasında-
ki yunlanna dönebilmek. Kırğızlann, Ka-
zaklann Müslüman olmadıklanm, sünncl-
sizlikkrini, camilere abdestsiz gurdiklerini,
her Ahı&kahdan duymak mümkün.
Videoda Özal ve tbrahim
Tattıses
tzzetov'un evindeyiz. Tek kath, tuvaleü
dışanda, duvarlan parça parça manzara-
larla süsknmiş, bir avluya açüan ev, şirin.
Kapısında, büyükçe bir köpek havhyor. tz-
zetov, son günkrde Bişkek'te de hırsızhk
olaylanmn arttığıru söylüyor. Ahmedov,
yanm Türkçesiyle onu onaylıyor.
Biraz sonra yemek faslı başlıyor. Masa-
da neredeyse kuş sütü eksik. Kugızlann ün-
lü yemeği beşparmak, gurde, palov masa-
yı süslüyor. Beşparmak, eriştenin etlisi. Pa-
lov, bildiğimiz pilavın parça etk yapılanı.
Gurde ise sulu et yemegi. Içkimiz ise
"arak". Arak, votkanın içine ceviz kabuk-
lan atılarak hazırlanıyor. Narlar, elmalar
ve turşu da masada kalabahk bir yer tutu-
yorlar. tzzetov, tüm yemeklerin Kırgız usu-
lüne göre haarlandı|mı, çünkü kansunn
Kırgız olduğunu söylüyor. Kadınlar orta-
da yoklar.
İzzetov, videosuna bir füm koyuyor.
Karşunızda, Cumhurbaşkaru Turgut OaL
tzzetov, Türkiye'ye geçen aylarda gelen Kır-
gız heyetinde yer almış. Filmde, İzzetov,
Ozal'a Kırgız takkesi (topu) giydirirken gö-
rülüyor. Türkiye basınına yansımayan bu
görüntükr, hoşumuza gidiyor. özal, rahat
görünüyor.
Ahmedov da tzzetov da Ozal'ın Kırgi-
zistan'da çok sevildiğini, ancak Demircl'-
in özal'ı devirmeye çalıştığını duyduklan-
nı söylüyorlar. O işin, kapandığım söytedi-
ğimizde, rahatiıyorlar. tzzetov, birkaç Turk
fırmasının, Bişkek'te deri fabrikası kurtnak
için tum hazrrlıklannı tamamladığını an-
latıyor.
Sohbet sürüyor. Videoda tbrahim Tat-
uses, yanık yanık türkü söylüyor. tzzetov,
büyük bir ilgi ile kimbilir kaçma kez izli-
yor. Ahmedov ise pek oralı değil, Kırgız-
lann öz müziklerinin çok daha güzel ol-
duğunu anlatmava çalışıyor. "Bizim atala-
nmız, Kırgızistan'dan kalkıp Anadolu'ya
gitmişler. Orada, Rumlarla, Ermenilerîe,
Ruslaria evlenmişler, sizler olmuşsunuz"
diyor ve gülttyor. tzzetov, sinirleniyor ve
Rusça bir şeyler söylüyor. Ahmedov, susu-
yor. ^
Politika ve din
Kırgızistan'da politika, eski komünist
partüuerin tekeîinde. Devlet dairelerinin ki-
üt mevkikrinde, sokakta izlerine pek rast-
lanmasa da Ruslar var. Komünist Parü-
nin faaliyetkri yasaklanmış ve Demokra-
tik Parti kunılmuş. Muhalefet yok. Komû-
nizmin ideallerine inanan birkaç kişi, mu-
halefet etmeye çalışıyorlar, ancak eski ko-
münist, yeni demokr&tlarrn karşısında
güçsüzler. Kırgızistan'da poUtikacılara, bir
gecede sihirli değnek değmiş gibi. Komü-
nistler, şiddetle komunizmi reddediyorlar.
Kırgızistan, egemenliğini ilan etmiş ve
Kırgızcayı resmi dil olarak kabul etmiş bir
ülke, ancak Rusça, Kırgızcayı bastınyor.
Resmi yazışmalaı Rusça yapüıyor. Kırgu
yetkilüer, Kvrgızcanın yerîeştirilmesinin za^
man alacağını savunuyorlar. Latin alfabe-
sine geçmek isteniyor ve bu konuda bafi
Kültür Bakam Danyal Nazarmatov çeki-
yor.
Lenin Mcydanı'mn hemen sagmdaki
parlamento binasına yaklaştığımızda, ka-
pmm önünde gösteri yapan bir grupla kar-
şuaşıyoruz. Bunlar, Kırgızistan'ın kuzeyba-
usından gelen Kırgızlar. Köylerinin toprak-
lannı komşu köy tarafmdan kullanıknası-
m protesto ediyorlar. Kırgu yetküikr, hep-
siyk tek tek konuşuyor. Polis yok, göste-
ricikr, haklanm alincaya kadar eylemlerini
sürdüreceklerini söylüyorlar.
Nazannatov'la komışuyoruz. Anlaşüır
bir Türkçesi var. Latin alfabesine geçürnoA
konusunda militan bir tavır sergiliyor. Na-
zarmatov da Latin alfabesi yoluyla, Türki
cumhuriyetkrin birbirlerine daha çok yak-
laşacağını düşünenkrden.
Bişkek'te kimmk konuşursanu konu-
şun, dinin hiçbir zaman birinci plana çık-
madığını anhyorsunuz. Kırgızistan, Suudi
Arabistan'ın, tran'ın bu nedenk uzağma
düşüyor. Ruslara karşı güvensizlik giderek
yükseliyor. Turklerin birligini isteyenler bu
nedenk çoğalr.v -. Kırgızlar, yalnızca ken
dilerini ve bir je Türkiytfyi seviyorlar.
Yann: Türkraenlstan