Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyetş
Sahibı: Cumhurıyet Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anomm Şırkeıı adına Iç Polıtıka Mehmet Tezkan Ekonomı: Meral Tamer, Dış Haberler: Ergun Balcı. Kultur Celal L'ster, Baxm ır VHKUL Cumhuryeı Mubuahk « Gaznectfık T A Ş Turkocağ. Cai 39<4i cafalotk
Beria Nadi % Murahhas Lye: Emine Uşaklıgil # Genel Ya\m Muduru- Istanbul Haberleri- Muhittin Sirer, Spor Abdulkadir Yucelman, \1akaleler Şahin Alpay, Duzeltme: «334 ı« PK 246isıanbui ra 512 05 05 00 hau. Tei« 22246. F » dı526<0'^ % Bümlm
Hasan Cemal. Yazı Işlerı Muduru Okay Gonensin 0 Yazı Işlen Mudur \bdullah Yazıcı 0 Koordınaıor Ahmet Korulsan 9 Malı Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe. \nk«™ ZıvaGokaipBK inkıiapS \o 19/4 ia 113 II 4I-4"
1
. Tei« 42344. Fu (4> 133 os 6.
Yardımcıları: Salim Mpaslan. kerem Çalışkan, Needeı Dogan. Lutfu Tmç Bulent Yener 0 Bmçe-Planlama- Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam A>şe Torun 9 Idare- Huse>in % izmır. H Zıva BI> 1352 s 23 Tei 13 12 30. Tda. 52359. F « <5i) 19 53 60 0 A4>u
Sayfa Duzenı ^onetmenı \li Acar 0 -Iniara Temsılası Ahmeı Tan Gurer % Işletme: Önder Çelik 9 Bılgı-Işlem Nail Inal # Personel Se>gi Bostancıoğlu Inonu Cad 119 s NO I Kaı 1 Tei 19 3"
1
52 (4 hat>, Teiex 62155. Fa» (7i) 19 25 iı
TAKVİM: P ARALIK 1991 tmsak: 5 43 Guneş: 7.15 Oğle: 12.04 Ikındi: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı- 18.10
Önce mürettebat kaçtı
Kızıldeniz'de
ölü sayısı
840'a yükseldi
954 yolcu taşıyan Mısır gemisinden şimdiye dek
117 yolcu kurtarıldı. Yetkililer, bundan sonra
denizden canh yolcu çıkmasının olanaksız
olduğunu bildiriyorlar.
Dış Haberler Servisi — Bir
Mısır yolcu gemisinin geçen cu-
martesi gecesi Kızıldeniz'de
batmasıyla yaşanan fclaketin
boyutlan büyüyor. Mısırh kay-
naklar, batan geminin sanılan-
dan çok daha fazla yolcu taşı-
dığını ve kazada ölenlerin sayı-
sının 840 civaruıda olduğunu
bildiriyorlar.
Suudi Arabistan'ın Cidde li-
marundan hareket eden ve Mı-
sır'ın Safaga limanı açıklann-
^Türkiye,
su kuşlarmı
elinden
kaçıracak'
GÜLÇtN tLCt
BURDUR — İspanyol çevre
uzmaru Jose Fernandez, "Sulak
alanlan<aı yeterince korumayan
Türkiye, su kuşlanm elinden
kaçırabilir" dedi.
"Endüliis sulak alanlanmn
korunmasında dikkuyruk çar-
pıcı bir sembol otmusüır" diyen
Fernandez, ülkelerinde uygula-
nan yeniden kazanma çalışma-
ları ile ilgili şunlan söyledi:
"Solak alanlan korumak için
satmalma prognunlan başlaül-
dı. Eski lagun alanlan satın ah-
narak devletimizin özel konı-
ması altına alıadı. Bu gerekliy-
di. Çünkii yUzyılm başında ka-
palı havza özelligınde 150 ka-
dar lagiın bulunan Endülüs'te,
1980 yılında sadece 60 lagiin
kalnuştı. Y itirdigimiz bu lagün-
ler pekçok su kuşu için önemli
yaşama alanlanydı.
Önce yasal koruma politika-
lanyla sulak alanlar korumaya
alındı. Bunlann çogu 1989 tem-
muzunda çıkarüan tek bir ya-
sayla koruma statülerine sahip
oldular."
da mercan kayalıklanna çarpa-
rak batan 'Salem Express' adlı
yolcu gemisindeki kazazedele-
ri kurtarmak için yapılan çalış-
malar, şiddetli fırtınanın hafif-
lemesi sayesinde dün sürdürü-
lebildi. Şimdiye dek 117 yolcu-
nun sağ olarak kunanldığınt
belirten Mısırh yetkililer, bun-
dan sonra denizden canh yolcu
çıkmasının olanak dışı olduğu-
nu bildiriyorlar.
Kazada ölenlerin sayısı hak-
kuıda surekli çelişkili açıklama-
lar yapılmasına karşın yetkili-
ler, ölü sayısının tahmin edilen-
den çok daha fazla olduğu ko-
nusunda birleşiyorlar. Resmi
kaynaklar, taşıdığı yolcu sayısı
tam olarak belirlenemeyen ge-
minin batması sonucunda tah-
minen 471 kişinin oldüğunü
açıklamışlardı.
Kazada ölenlerin sayısı hak-
kında dün yapılan açıklama ise
kazanın boyutlarının sanılan-
dan çok daha büyük olduğunu
gösteriyor. Mısır Ortaoğu Ha-
ber Ajansı'nın (MENA) resmi
kaynaklara dayanarak verdiği
habere göre batan Salem Exp-
ress adlı yolcu gemisi, 954 yol-
cu taşıyordu. Gemiden kurtan-
lanların sayısının yalnızca 117
olduğunu anımsatan MENA,
bu durumda ölü savısının
837'yi bulabileceğini bildirdi.
Mısır Haber Ajansı'nın bil-
dirdiğine göre kurtarılan 117
kazazededen 17'sinin durumu
oldukça ciddi.
Mısırh resmi makamlar, ka-
zanın nedenini belirlemek için
bir soruşturma başlattılar. Ge-
minin sahibi olan Mısırlı şirket,
kazanın kötü haya koşulların-
dan kaynaklandığını ve gemi-
nin kayalara çarpmasıyla bat-
ması arasında yalnızca birkaç
dakika geçtigini bildirirken ka-
zadan kurtulan yolcular, gemi
müreuebatımn kazadan sonra
yolcuları gemide bırakarak fi-
likalara binerek kaçtıklannı an-
Uttılar.
îsUmbuTun 5yûdızh otelleri, değişik ülkelereait haftalarkonusunda birbirleriyleyanşıyor
Otellerde dünyatııruÖzellikle 1980
sonrasında varlık
gösteren bu özel
haftalar içinde neler
yok ki.. Hawaii,
Macar,. Amerikan,
İspanyol, Malezya,
İtalyan, Meksika
haftaları...
YAPRAK ÖZER ~
"Ben iştah açıcı olarak Tost
Lady Diana rica edeyim."
"Çorba... Sıgır kuyruğu çor-
bası mı yoksa sığır suyu Wind-
sor mı tavsiye edersiniz?"
"Ana yemek olarak yılanbalı-
ğı grandük liitfen..."
"Tatlı olarak da ben 7. Kral
Edward usulu omlet sufle tercih
edecegim..."
Yer Londra değil... Lokanta
Ingiliz değil... Yiyenler Türk. Ve
bu bir masal değil.
Sene 1981. Sheraton Oteli'nde
düzenlenen İngilız haftası, Prens
Charles ile Lady Diana'nın ni-
kâh törenlerine denk gelince,
üzerinde St. Paul Katedrali'nin
maketi bulunan bir düğun pas-
tasının konuklara ikram edildı-
ği, bir kraliyet arabasının da al-
lanıp pullanıp girişe yerleştiril-
diği ilginç bir etkinlik düzenlen-
meye karar verilmiş. Londra
Sheraton'dan monüler getiril-
miş, mönüler yine Londra'da
basılmış, kibrit, peçete, poster ve
lngiliz bayrağınm renklerini ta-
şıyan garson giysileri İngiltere'-
den ithal edilmiş.
Istanbul'un belli başlı beş yıl-
dızlı otelleri değişik ülkelere ait
haftalar düzenleme konusunda
birbüieriyle yanşıyorlar. Istan-
bul Sheraton'da halen devam et-
mekte olan İskandinav haftası
bunlann sonuncusu. Öğle ve ak-
şam saatlerinde İskandinav ye-
meklerinden fume yabangeyiği,
siyah sosis, füme domuz gibi ör-
neklerin sunulduğu bu örel haf-
ta boyunca İskandinav usulu da-
mak zevklerini zenginleştirecek
olanlar aynı zamanda bu ulke-
lerin külturünu de daha >"akın-
dan tanıma olanağına sahip ol-
dular.
Özellikle 1980 sonrasında var-
hk gösteren bu özel haftalar
içinde neler yok ki. Hawaii, Ma-
car, Amerikan, İspanyol. Makz-
Sheraton Oteli'nde düzenlenen tskandinav Haftası'nda fume vabangeyiği, siyah sosis gibi örnekler sunuldu.(SUAT KOZLUKLU)
ya, italyan, Meksika haftaları...
Tam anlamıyla bir dünya turu.
N
Nüfusu ve ticaret hacmi göz
önünde bulundurulacak olursa
dunyanın'belli başlı metropolleri
arasında yer alan İstanbul'da ye-
mek konusunda ilginç bir ikilem
yaşanıyor. Nedense mutfak zen-
ginliğini, uluslararası boyutta bir
türlü yakalayamayan İs'^nbul,
aradaki açığı özel gece ve haf-
talarla kapamaya çalışıyor.
Ünlü Avusturyalı besteci
W.A. Mozart'ın ölümünün 200.
yıldönümü butun dünyada çok
değişik ve ilginç kutlamalarla
surüyor. Geçen günlerde Shera-
ton'da insanlar bir yandan ünlu
bestecinin eserlerini dinlerken
bir yandan da tutsulenmiş ge>-ik
eti, patates çorbası, kuzu dilimi
ve sebze, tath olarak da Vienne-
se Savarin'den oluşan bir mönu-
yu değerlendiriyorlardı.
Ya Sovyet cumhuriyetlerine ne
demeli! AkUnıza gelir miydi hiç
kuzey komşumuzdaki siyasi ge-
lişmelerden etkilenip değişik ye-
meklerle tanışacağınız. Çok faz-
la beklemeniz gerekmeyecek.
önümüzdeki yıl içinde Azerbay-
can, Gürcü, Özbek yemeklerinin
de tadına bakacaksınız.
Sheraton Oteli'nin Yiyecek-
Içecek Operasyonu Muduru Za-
fer Çolak esen ruzgârlardan
kendilerinin de etkilendiğini
söylüyor. Amaç otele daha faz-
la müşteri çekmenin yanı sıra ge-
lenlere de farklı bir şeyler suna-
bümek.
Çolak, Türk halkının damak
zevkini değiştirmek istediklerini
söyledi. Amaç, Türk oteilerinde
kalıplaşmış olan Fransız mutfa-
ğının dışına taşmak, yakın za-
mana kadar Turk mutfağının
dışında yemek tanımayan, tanı-
maktan da ürken Türk halkına
yenilik sunmak.
Son bir yıl içinde 14 aralık ta-
rihine kadar devam eden İskan-
dinav haftası dışında Mozart ve
Singapur haftaları düzenleyen
Sheraton, gelecek yıla da iddia-
lı giriyor. Organizasyonu ta-
mamlanmış olan İspanyol, Ma-
car ve Uzakdoğu haftaları sıra-
lannı bekliyorlar. Her gece en az
55-60, en fazla 90-120 kişiyi otel-
deki değişik gecelere çekebildik-
lerini belirten Çolak, bir kişinin
yaklaşık 160 bin liraya yemek yi-
yebildiğini söyledi.
Hilton'un Yiyecek-İçecek
Müdürü Isveçli Sven Isberg ise
y\\ içinde düzenlenecek değişik
gece ya da haftalann özellikle
son bir yıl içinde Hilton'u yine
konuşulur otellerden biri haline
getirdiğini, hedef olarak her iki
ayda bir değişik etkinlikle İstan-
bulluların karşısına çıkmanın
hedeflendiğini söyledi. Hilton-
da gelecek >ıkn programı arasın-
da Amerikan yemeklerinin su-
nulacağı, kovboy temasının işle-
neceği vvestern haftası, ekim fes-
tivali, büyük bir olasıhkla da
Hawaii haftası yer alıyor. Is-
berg'in amacı, bu faaliyetleri
yalmzca otel müşterileriyle sınır-
lı kalan yemek şölenleri olmak-
tan cıkarıp bütün Istanbullula-
rın bu değişik mutfakları tanı-
mdsını sağlamak.
İstanbul'da devam eden ye-
mek şölenlerine daha çok özel
havayolu firmalarıyla, tanıtımı
yapılan ülkelerin turizm ve tanıt-
ma müdürlükleri önayak oluyor.
Buna en güzel örneklerden biri
Singapur Havayolları'nın, 1987
yıhnda İstanbul'a ilk tarifeli se-
ferlerini başlatmasıyla gerçekleş-
tirdikleri Singapur haftaları.
Singapur Havayolları Turizm
Müdürü Demirkan Aşatey, stra-
tejik planlamalan içinde, uçtuk-
lan her ülkeye kultürel çıkarma
yaptıklarını bu etkinliklere de
merak edenlerle daha önce
Uzakdoğu'ya gitmiş olanlann il-
gi gösterdiklerini söyledi.
Bir tek otellerle smırlı kalma-
maya çalıştıklannı, Singapur'da-
ki üç farklı külturü simgeleyen
Çin-Hint ve Malay dansçüannın
Kapahçarşı, Galleria gibi aJan-
lardaki kalabalıklann izleyebile-
ceği gösteriler yapmalannı sağ-
ladıklarını söyledi.
Anne adayı
yetersiz
besleniyor
BUim-Teknik Servisi — Ço-
cuklann zihinsel ve bedensel ge-
lişmelerinde çok önemli etkisi
olan anne karnında beslenme
araştınldı ve ortaya kötü bir tab-
lo çıktı. TÜBİTAK Marmara
Araştırma Merkezi Gıda ve So-
ğutma Teknolojileri Bölümü'n-
de yapılan araştırmanın ilk so-
nuçlanna göre hamile ve emzikli
anneler, bebeklerinin saglıklı ge-
lişmeleri ve buyumeleri için çok
temel mineral ve vitaminleri ye-
terince ve gereğince almıyorlar.
Bölüm başkanı Prof Dr.
Mehmet Pala başkaniığında,
Doç. Dr. Filiz Açkıırt yöneti-
minde surdürülen ilginç çalış-
manın ilk sonuçlan alındı. İs-
tanbul ve İzmit bölgesinde, çe-
şitli sosyal kesimlerden 130 ha-
mile ve emzikli kadın 11 sağlık
merkezinde izlenmeye başlandı.
Kadınlann, hamileligin 3.-4.
ayında, 7./8. ayında ve doğumu
izleyen emzikji dönemin 3. ayın-
da kan örnekleri alındı ve bu
kanlar saglıklı buyüme için çok
önerrüi olan mineraller ve vita-
minler yönünden araştınldı.
Henüz tamamlanmayan araş-
tırmanın ilk ara sonuçlanna gö-
re, hamile ve emzikli kadınlann
büyük çoğunluğu "kansu". Ha-
mileliklerinin 3. ve 4. aylannda
kan tahülleri yapılan kadınlann
yüzde 30'unda gönilen önemli
miktarlardaki kansızlık oranla-
n, 7. ve 8. aylarda yüzde 70'lere,
80'lere ytiksehnekte.
Araştırmacılar, ayrıca hami-
le kadınlarda önemli ölçülerde
de protein eksikliği saptadılar.
Büyümede çok önemli rolO olan
çinkonun yetersiz miktarda alın-
dığını, B2, B6 vitaminlerinin ek-
sikliğini gördüler.
Hamile ve emzikli kadınlarda
görülen bu beslenme yetersizlik-
leri yalnızca kendilerini değil,
bebeklerin ve çocuklannın zi-
hinsel gelişmelerini de etkiliyor.
Beslenme yetersizlikleri aynı za-
manda çocuk ölümlerinde de
başlıca rolü oynuyor. Bilindiği
gibi Türkiye binde 78 oranında
bebek ölümleriyle Avrupa ülke-
leri arasında ön sıralarda geli-
yor.
Filiz Açkurt ve arkadaşlan bu
yetersiz beslenmede, anne aday-
lannın süt ve süt ürünleri, kuru
baklagiller, esmer ekmek, yeşil
yapraklı sebzekr, fındık gibi, ya-
ni bu besinlerin ana kaynağı
olan yiyeceklerden yeteri düzey-
de tüketilmemesinin başlıca rolü
olduğunu belirtiyorlar.
Aykut, 13 goliin 4'iiniı sağ, 2'sini sol, 5'ini kafa ile, 2'sini penaltıdan attı.
Maxwell, Rahibe
Teresa'yı da dolandırdı
Ölüm nedeni hâlâ araştırılan basın kralı
Maxweü'in, gazetelerinde açtığı "Rahibe
Teresa'ya yardım" kampanyasından topladığı
milyarlarca lirayı kullandığı öne sürüldü.
JMtLGÜN CERRAHOĞLU
Her durumun golcüsü
METİN TÜKENMEZ
Bir zamanlar Gültepe Endüstri Meslek Li-
sesi'nin bahçesinde futbola meraklı küçük bir
çocuk vardı. Şündi elektrik mühendisi olan İs-
rafıl Giıler de semt çocuklanna futbol beceri-
lerini öğretmek için üniversite dışında kalan
boş zamanlannı değerlendirirdi. Israfıl Guler'-
in ortaladığı toplara şut, kafa ve vole atan ku-
çük Aykut lisenin duvarlarını aşındu~dığında,
zaman zaman okul yöneticilerinin hışmına da
uğrardı.
Bugun Aykut'un oynadığı futbola bakıldı-
ğında uzun yülar üzerinde çalışılmış, öğrenil-
miş, artık şarth reflekslere dönüşmüş gizemli
hareketleri görmek olasıdır. Temel teknik ha-
reketleri birbirleriyle birleştirdiğinde, tribün-
lere estetik futboi keyfi yaşatırken hep yıllar
önce ezberine aldığı bırihimlerinden yararla-
nıyor. Estetik görunümünün bir nedeni de ge-
ne çocukluk yıllannda uğraşıp, madalya ala-
cak denli başanlı olduğu cimnastik sporudur.
Avrupa'da Van Basten'a "her durumun
golcüsiı" derler. Hollanda'da Johann Cnıyff •
un futbol okulundan, futbol teknolojisinin her
türlü nimetlerinden yararlanarak yetişen Van
Basten bu unvanı hakh olarak almıştır. Bugün
kendi futbol gerçeğimiz içerisinde değerlendi-
rirsek Aykut'a da bu unvanı vermek fazla hak-
sızlık sayılmamalıdır. Çünkü attığı goller bu
tanuna çok uyuyor.
Türkiye'de iki ayağını aynı düzeyde kullan-
mak her futbolcuda bulunan bir özellik değil.
Şut, çalım, vole, dripling gibi futbolun temel
teknik hareketlerini Aykut, iki ayağıyla da ay-
nı ustahkla uygulayabUiyor. Klasik santrfor ti-
pine fiziksel yapısı uymamasına karşın zaman-
lama yeteneğiyle, uzun boylu savunmacılann
arasından kafa ile goller atabiliyor.
Tanju gibi Avrupa gol krallığı yarışmasın-
da altın ayakkabı ödülunü almış ve sonraki yıl-
larda da ikincilik ve uçüncülük derecesi elde
etmiş bir golcüyle yarışa gjrip penaltı vuruş-
larını ondan almış, şimdilerde onu krallık ya-
rışında geride bırakmış bir Aykut, Fener'i zir-
veye taşıyor. Onun bu formu ve gol vuruşla-
rındaki ustalığı sürdükçe Fenerbahçe de Ay-
kut da zirvedeki yerlerini koruyacaklar.
ROMA — Maxweü"in dolan-
dırdıklan arasına Rahibe Tere-
sa da katıldı. Ingiltere'de çıkan
"Sunday Express"in haberine
gore Maxwell, gazetelerinde aç-
tığı "Rahibe Teresa'ya yardım"
kampanyasından topladığı mil-
yarlarca lira değerindeki yardım-
ları da kendi çıkarlan için kul-
landı. Haber, Kalküta'da Rahi-
be Teresa'yla birlikte çalışan bir
diğer misyoner Rahibe Priscil-
la'nın İngiliz basınına yaptığı
açıklamayla ortaya çıktı.
"Kalkiita'ya Bay Ma.wveU"den
tek bir kuruş ulasmamıştır" di-
yen Rahibe Priscilla'nın açıkla-
maları Maxwell'in ölümunü
araştıran Lloyds sigorta şirketi-
nın temsilcileri üzerinde bomba
etkisi yarattı. Bilindiği gibi
Lloyds, eski basın kralının do-
ğal nedenlerden ölmesi halinde
merhumun ailesine 20 milyon
sterlin (yaklaşık 160 milyar TL)
verecekti. Maxwell'in ölüm ne-
deni olarak "kalp krizi"ni gös-
teren İspanyol rpa'camlarının
hazırladığı ölüm raporundan
memnun kalmayan Lloyd's gö-
revlileri, Rahibe Teresa'nın do-
landınlması olayımn ortaya çık-
masıyla basıp imparatorunun
intihar etmiş olabileceğini yeni-
den iddia ettiler.
Maxwell'in eski gazetelerin-
den biri olan "Mirror", birincı
sayfadan işlediği haberde
Lloyd's sigorta şirketi hesabına
dolandırıcı basın kralının ölum
nedenini araştıran Doktor Ian
West'in görüşlerine yer verdi.
Cenazeden bir gün önce cesedi
inceleyen ve İspanyolların yap-
tığı otopside kalp krizine ilişkin
hiçbir guçlü delile rastlamadığı-
nı belirten West'in açıklamaları
bir kez daha intihar tezini güç-
lendirdi. Son gelişmeler, diğer-
leriyle birlikte Rahibe Teresa do-
landırıcılığının da ortaya çıkma-
sından çekinen Maxwell'in tek
başına Kanarya Adalan'nda
yaptığı esrarengiz yat yolcu luğu
sırasında kendinı denize atmış
olduğu yolundaki tezleri guçlen-
dirdi.
Thatcher, Major, Gorbaçov
ve İzak Şamir gibi eski, yeni hü-
kumet ve devlet başkanlannın
katıldıgı torenle gömulen Max-
well, Katolikler arasında nere-
deyse bir azize gibi anılan No-
bel banş ödullu Rahibe Teresa'yı
da herkesin gozü önünde dolan-
dırdı.
1988 yılında yardım toplamak
için çağrıda bulunan Kalkütalı
Rahibe Teresa'yı cevapsız bırak-
mayan Maxwell, bu amaçla ga-
zetelerinde buyük bir yardım
kampanyası açtı. MaxweU'in
okurlanndan toplanan milyarlık
yardımlar Rahibe Teresa'nın
ölümcul hastalar için yaptırmak
istediği merkezlere gidecekti.
"Mirror" gazetesinin 15 Nisan
1988 tarihli sayısında "Tann adı-
na yardım edin" başhğıyla açı-
den (4 milyar TL'nin üstün-
de)tek bir kuruşun bile ölümcül
hastalara ulaşmadığı anlaşıldı.
Benzeri hayır yardımlannı top-
layan "Oxfam" adındaki bir ör-
gütün hesabına konuşan Jobn
Magrath adındaki bir şahıs da
söz konusu yardımdan tek bir
sterlin almadıklarını söyledi.
Öte yandan babalannın ölü-
münün ardından bir yığm borç
ve dert devralan Maxwell'in
oğulları Kevin ve Ian Maxwell-
in de bizzat bazı dolandırıcılık
işlemlerine katılmış olduklan id-
dia edildi. Scotland Yard, "Max-
well Communications
Corporation" (MCC) ve
"Mirror" gazetesinden sorumlu
olan Maxwell kardeşlerin imza-
sının, emeklilik fonlarınm kul-
lanılmasına izin veren doku-
manların altında babalarımn
imzasıyla birlikte bulunduğunu
Ian kampanyada Maxwell okur- belirledi. İngiliz yasalarına aykı-
larını cömert olmaya ve "ölüm-
le cebelleşen kimsesiz fakir has-
talara başlannı sokacak bir çatı
sağlamak" için katkıda bulun-
maya davet ediyordu, ama unlu
işadamının ölumunden sonra bu
göz yaşartıcı yardım kampanya-
sından toplanan 235.000 sterlin-
rı bir şekilde gazete çalışanları-
nın emeklilik fonlanna ait olan
500 milyon sterlinin borçlu şir-
ketlerin hesabına kaydırılarak
başka maksatlarla kullamlması,
Kevin ve Ian Maxwell'in tutuk-
lanması olasılığını gundeme ge-
tirdi.
Mevlana
kongresi
• KONYA (AA) — 4.
Milletlerararası Mevlana
Kongresi, dün Konya'da
başladı. Selçuk Üniversitesi
Selçuklu Araştırmalan
Merkezi'nde düzenlenen
kongrenin açılışında
konuşan rektör Prof. Halil
Cin, Mevlana'nın bütün
insanlığa sevgi, hoşgörü,
banş, kardeşlik, adalet ve
bilim mesajı verdiğini
söyledi. Rektör Cin,
Mevlana'mn düşünce ve
görüşlerine, dolayısıyla
banş ve huzura dünyanın
bugün daha ihtiyacı
bulunduğunu belirterek,
"Gerçek banş, insan
sevgisi, tolerans, adalet ve
eşitlikle, tum insanlan bir
görmekle, sevmekle
mümkündür. Mevlana'nın
düşunce sistemi, insanlan
tanrıda birleştiren inanç ve
düşünce sistemi, bölünme
yerine birleşmeyi, savaş
yerine barışı, kin ve
duşmanlık yerine sevgi ve
dostluğu ikame etmektedir:'
dedi.
Diyojen nasıl
öldü?
• ADANA (AA) —
Tarihçi, araştırmacı Cezmi
Yurtsever Bizans, Ermeni,
Süryani ve Arap tarih
kayıtlarında yaptığı bir
araştırma sırasında Romen
Diyojen ile ilgili bazı
bulgulara rastladı. Böylece
ünlü imparatorla ilgili
bilinmeyen birçok gerçek de
gün ışığına çıktı. Yurtsever,
belgelere göre Romen
Diyojen'in 26 ağustos 1071
tarihinde Alpaslan
tarafından serbest
bırakıldığını, bir süre
Sıvas'ta yaşadıktan sonra
1072 yılında papaz
kıyafetiyle gizlice Adana'ya
geldiğini, ancak burada
muhalif Bizansh gruplar
tarafından tanınarak
yakalandığını belirterek,
'Bir süre kent içindeki bir
manaştırda hapsedilen
imparatora daha sonra
gözlerine kızgın demirle mil
çekilmek suretiyle işkence
yapılmış. Acüara
dayanamayan imparator,
başını duvarlara vurarak
kendini öldürmüş' dedi.
Orhaneli
Santralı
• BURSA (Cumhuriyet)
— Orhaneli Termik
Santralı'nın, "ateşleme" ,-
sistemindc meydana gelen
bir arıza nedeniyle deneme
uretimine başlayamadığı
öğrenildi. Santralı tam
kapasite uretime hazırlayan
STFA finnasmın üretime
geçüdikten sonra tesisi TEK
Genel Müdürlüğü'ne teslim
edeceği ve sonrasında
santral ile ilgili karan
hükümetin vereceği
bildirildi. Orhaneli Belediye
Başkanı Gürel Yıldız, DYP-
SHP koalisyon
hükumetinin çevre ile ilgili
konulardaki duyarhhgı
nedeniyle "iyimser"
olduğunu ve santrahn
desülfürizasyon tesisi
kurulmadan üretime
geçmeyeceğini sandığını
söyledi.
Seyit Şaban
yakalandı
• SELANİK (AA) —
Yunan polisi, Türkiye*den
Avrupa'ya uyuştunıcu
kaçıran bir şebekenin en
önemli isimlerinden olduğu
iddia edilen Batı Trakyalı
bir Türkü önceki gece
Meriç yakınlanndaki
Sofulu kasabasında 10
gram eroin ile yakaladı.
Polis, Seyit Şaban (55)
isimli kaçakçımn ihbar
üzerine bir evde
yakalandığını açıkladı.
Yetkililer, Seyit Şaban'ın
bugüne kadar sadece bir
defa uyuştunıcu ile
yakalanabildiğini ve 1986
yılında Selanik
hapishanesinden Türkiye'ye
kaçtığını, pasaportunun da
olmadığını belirttiler.
Mersin'e
tiniversite
• MERSİN (AA) —
Mersinli sanayici ve
işadamlan, ilde kurulması
planlanan üniversite ile
ilgili çalışlamalanna hız
verdiler. Mersin Sanayi ve
İşadamlan Derneği
(MESİAD) Başkanı Musa
Timur, üniversite kurulması
amacıyla hazırladıkları bir
çalışmayı TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk,
Başbakan Süleyman
Demirel, Başbakan
Yardımcısı ve Devlet Bakanı
Erdal İnönü ile Milli
Eğitim ve Kültür
Bakanhğı'na
gönderdiklerini bildirdi.