18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER 10 ARALIK 1991 OZGURCE TURKER ALKAIS Kapımıza Dayanan Şovenlik Önce hafıften bir fısıltı gıbi başladı. Utangaç ve çekingen sester, "Sosyalizm ölüyor" diyofdu, "ulusçuluk güçleniyor, din- cilik şahlanıyor". Zamanla ses alabildiğine yükseldi. Şimdi çıl- gınca bağırıyorlar: "Heeeyt, öldü sosyalizm işte. Varmıulus- çuluğa yan bakan!" Sosyalizm gerçekten öldü mü9 İnsanların ve toplumların doğasına aykırı totaliter sistemlerin gerçekten sosyalist ol- duğunu düşündüyseniz, elbette sosyalizm ölmüştür. Ama sosyalizmi insan özgürlüğünün ve eşitliğlnin sağlanacağı ide- al bir yönetim ve toplum biçimi olarak anladıysanız, Staliniz- min en şaha kalktığı ve düşünce terörü estirdiği günlerde bile bu görüşünüzü savunduysanız, o zaman sosyalizm ölmemiş- tir ve ölmeyecektir. Ulusçu ve dınci akımlar güçleniyor mu? Elbette öyle. Ba- kın dünyamıza, açın gazeteleri, çevirin televizyonun düğme- sini, esen bağnazlık ve hoşgörüsüzlük rüzgârlarında hemen görürsünüz bunu. Ama bunda sevinecek ne var, işte bunu anlamak güç. Ulus- çuluğun yükselişini, birbirini boğazlayan Yugoslavlar hergün kanıtlıyorlar. Daha düne kadar etnik köken ve din farklarına bakmadan yanyana yaşayan komşular şimdi acımasızca bir- birini katlediyor. Küçücük çocuklar koyun gibi doğranıyor. Evet, hiç kuşkuya yer yok! Belli ki ulusçuluk yükseliyor! Bu yükselişi, Türk ve Müslüman olmaktan başka bir suçu olmayan gencecik insanlarımıza saldırı üstüne saldırı düzen- leyen Alman dazlakları da kanıtlıyor. Belçika'da, Fransa'da gittikçe güçlenen aşın sağcı akım- ları onaylıyor muyuz? Tabii ki ulusların bağımsızlık kazanmasını desteklemeliyiz. Ama bir yönü şovenizme dayanan ulusçuluk akımlanna alkış tutmanın gerekçesini anlayamadığımı itiraf etmek isterim. Yanıbaşımızda birbir- lerini kesmeye hazırla- nan Ermenilerin ve Azerilerin varlığı bize güven mi veriyor? İşimı- ze mi geliyor? Yoksa, Saddam'ın ve Kaddafi'nın kişiliğinde kendisini dışa vuran Arap ulusçuluğuna mı hayranız? Ya Kürt ulusçuluğu- na ne demeli? ^^^__^^^_^^^_^^____ Ulusçuluğun ve dın- ciltğin yükselmesini ıdeolojık bir mesaj olarak yorumlayıp de- ğeriendırenlerin konuyu bir kez daha düşünmelerinde yarar var. Bu akımlardaki aşın güçlenmenin ne anlama geldiğini Batı Avrupa elli yıl önce yaşadı. Sonucun bir felaket olduğunu çok iyi gördüğü içın Avrupa Topluluğu fikrini ortaya attı. Batı Av- rupa'da son yarım yüzyılda yaşanan barış, huzur ve geliş- me ortamı. fanatık ulusçuluğa karşı uyanan bu güvensizlik sayesinde gerçekleşmiştir. Şimdi, fanatık ulusçular, içine hapsedildikleri kafesten çık- maya hazırlanıyorlar. Elbette dünya artık çok değişti. 1930'ların Avrupası'na geri dönülmesi ve faşist yönetımlerin tekrar ışbaşına gelmesi pek olası gözükmüyor. Fakat hızla güçlenmekte olan ulusçuluk akımlarının şu haliyle biie ne büyük yıkıcı potansiyeller taşı- dığını hemen her gün görüyoruz. Scyet imparatorluğunun çöküşü ile birlikte bu sürecin çok daha büyük bir ivme kazanacağı ortada. Genç ulusçuluk, delikanlı ulusçuluk, en tehlikeli hastalık türlerinden birisidir. Almanya ve İtalya'da faşizmin kolayca yer- leşmesinde, bu ülkelerde ulusal birliğin nıspeten geç bir ta- rihte sağlanmış olması önemli rol oynamıştır. . .Türk ulusçuluğunun eleştiriye dayanamayan aşın duyarlı yapısı da büyük ölçüde "delikanlı" karakterinden kaynaklan- maktadır. Şimdi çevremizde patlamış mısır gibı fırlayıp ortaya çıkmaya başlayan yeni ulusçuklara şöyle bir bakın: Bunların bize sı- kıntıdan başka bir şey getirmesi mümkün gözükmüyor. Tabii ki ulusların bağımsızlık kazanmasını desteklemeliyiz. Ama bir yönü şovenizme dayanan ulusçuluk akımlarına al- kış tutmanın gerekçesini anlayamadığımı itiraf etmek isterim. SHP'DE MYK TOPLANTISI Genel sekreter yardımcıları belli oldu ANKARA (Cumhuriyet Bü rosu) — SHP MYK toplantı- sında, 6 genel sekreter yardım- cısı belirlendi. Genel sekreter yardımcılıklanna Sedat Doğan, Vamık Tekin, Etem Cankurta- ran, Üstün Küsefoğlu, Rıza Yü- maz ve Nilgün Siier getirildiler. Ertuğrul Günay ve Ercan Ka- rakaş, Genel Sekreter Cevdet Selvi'nin genel sekreter yardım- cılığı önerisini kabul etmediler. SHP Genel Başkam Erdal İnönü başkanlığmda dün ak- şam yapılan MYK toplantısın- da, Genel Sekreter Cevdet Sel- vi 6 yardımcısını belirledi. Be- lirlenen genel sekreter yardım- cılan Genel Başkan İnönü ta- rafından da onaylandı. MYK'da genel sekreter yar- dımcısı olarak çalışanların bir bölümünün bakan olmaJarı ne- deniyle bu görevlerinden ayrıl- dıklarını hatırlatan inonu, ge- nel sekreter yardımcılığı göre- Yeniden yapıfanma vinden ayrılanlara bugüne ka- dar yaptıkJan hizmetlerinden dolayı teşekkür etti ve yeni gö- revlerinde başan diledi. MYK topLantısında Genel Sekreter Cevdet Selvi'nin ken- disiyle görüştükten sonra 6 ge- nel sekreter yardımcısını atadı- ğını belirten tnönü, genel sek- reter yardımcılan ve görev alan- lannı şöyle açıkladı: Sedat Doğan: Siyasi planla- ma, basm - yaym ve propagan- da işlerinden sorumlu. Vamık Tekin: Örgüt ve üye yazım işlerinden sorumlu. Etem Cankurtaraıı: Sendika- lar, meslek kuruluşlan, demok- ratik kitle örgütleriyle ilişkiler- den sorumlu. Üstün Küsefoğlu: Parti mec- lisi ve MYK'nın sekreterlik iş- leri, sosyal işler, kadın ve aile sorunlanndan sorumlu. Nilgün Siier Seçim işleri, halkla ilışkiler ve gençlik sorun- larından sorumlu. ANAP'ta üyeler silbaştan tç Politika Servisi — Muha- lefete ısınmaya başlayan ANAP'ta önümüzdeki dönem için hedef, üye kayıtlannın ye- nilenerek il ve ilçe teşkilatları- na dinamizm kazandırmak ola- rak belirlendi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıimaz, erken secımlerde milletvekili adayla- nnı merkez yoklamasıyla belir- lemelerinin nedenini "üye ka- yıdanaa güvensizlik" olarak açıkladı. Yıimaz, "1 milyon 800 MnUk üye sayunız, iyi bir araş- tunuı yapılabüirse üçte bire dıi- şebflir. Bize kayıdı ohıp da baş- ka partilerin kampanyalarma çalışan çok sayıda arkadışımız otdagunu hepimiz biliyoruz. Üye kayıtlannı yeniden gözden gecirdikten sonra bundan son- raki seçimlerde tüm ada>lanmı- zı belirleyeceğiz" dedi. Yeni saptanan hedefler para- lelinde ANAP, sağlıksız oldu- ğu gerekçesiyle üye kayıtlanm yenilemek için gazetelere ilan vermeyi kararlaştırdı. Türkiye çapında yayımlanacak gazete ilanlannda ve örgüt aracılığıy- la yapılacak duyurularda üye- liklerin yenilenmesi istenecek. Verilecek sürede başvurmayan- lann üye kayıtlannın ise düşü- rüleceği belirtilecek. Toplana- cak ilk MKYK'da gereken ka- rarlar alındıktan sonra sistem yıirürlüğe konulacak. ANAP Genel Merkezi'nden verileo bil- giye göre üye yenileme işlemi- nin sonunda hazırlanan yeni kayıtlar örgutler aracılığıyla formlar halinde genel merkeze gönderilecek, genel merkez Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu'ndan ala- cağı eski kayıtlara göre ayıkla- ma yapacak. Yeni sisteme göre kaydı yapılan ve ya da yenile- nen uyelere kart verilecek. AnayasaMahkemesiBaşkanı Özden, hükümetprogrumınıCumhuriyetfc değerlendindt 6 Umut rüzgârı esiyor'TURAN YILMAZ ANKARA — Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta Gingör özden, "Hüküınetiıı demokra- tUdeşme prognunı, tophunun vüzyıDardan beri özlemini çek- tiği sonaçlara ulaşılması açısın- dan büyük bir anlam taşıyor" dedi. Anayasanm değiştirilme- sine ilişkin vaatleri bir ulusal müjde olarak nitelediğini de kaydeden özden, anayasa deği- şildiginin siyasal partiler arasın- da bir ulusal uzlaşma ile gerçek- kştirilmesinin ülke yaranna ta- rihsel bir görev olacağını da söy- ledi. özden, altına imza konu- lan uluslararası anlaşmaların gereklerinin yerine getirilmesi- nin zonınlu olduğunu da belir- terek "Bu anlaşmaUnn, ulusla- rarası knrum ve kuruluşlann yetldJerini kabul etmeyi, ulusal egemealifimizden bir özveri olarak saymak dogrn değildir" dedi. Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtlayan özden, Türkiye'de de- mokratikleşme çabalarımn çok uzun bir süredir devam ettiğini anımsattı. Bu konudaki en önemli adımın cumhuriyetin ila- nı olduğunu belirten özden, an- cak o tarihteki ve sonrasındaki ekonomik, toplumsal ve ulusla- rarası sorunlann bu yöndeki ca- balan zaman zaman yavaşlatıp gerilettiğini kaydetti. Özden, "1923 öncesinde başlayan de- mokrasi özlemleri, camhuriye- tinflanıDe temelini ve kaynagı- nı bulmuş, büyük ölçüde çö- zömlenmişse de, tam bir hukuk devleti nitelemesi gercek anlam- da 1961 Anayasası ile yaşantı- nııza girmiştir" dedi. 1961 Anayasası ile kunılan Anayasa Mahkemesi'nin çalış- malannın da, Türkiye'nin hu- kuk devleti yolunda, uluslarara- sı düzende yerini almasını sağ- Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan: ' Hükümetin demokratikleşme programı, toplumun yüzyıllardan beri özlemini çektiği sonuçlara ulaşılması açısından büyük bir anlam taşıyor. Bu Anayasa'yı beğenmiyorum, ama ona uyuyorum. Anayasa'ya özenle uyalım, ama onu çağdaş biçimde değiştirmek için çaba harcayaüm. Yama maddelerle değişiklik doğru olmaz. Kökten değişiklik, huzuru daha yaygın ve genel kılacaktır. Kökten değişiklikten yanayım. layan önemli etkenlerden oldu- ğunu kaydeden özden, "Hu- kok devleti, hukukçulann önde oidufu devlet demek değildir. Hakuk devleti, huknkçular ar- kada da olsa hukukun ulusal bir güvence olarak bepimizin üs- tüade olduğu bir devlettir. Dev- letin, her eylem ve işleminde gözetecegi, koşul sayacagı bir disipündir" dedi. Hukuk devletinin oluşmasın- da en önemli görevin devlete düştüğünü de ammsatan öz- den, bunun da devletin her tür- lü işlem, eylem ve karannın yar- gı denetimine açık olmasıyla sağlanabileceğini belirterek, an- cak böyle bir devletin saygın, çağdaş, uygar, onurlu, inanılır ve güveniür bir devlet olacağını söyledi. özden, hükümetin demokra- tikleşme programırun, toplu- mun yüzyıllardan beri özlemini çektiği sonuçlara ulaşılması açı- sından büyük bir anlam taşıdı- ğını belirtti. Özden, programla, demokratikleşme sürecinin ulu- sal yaşamın her alanına yayıl- mak istendiğini de kaydederek şöyle konuştu: "Protokolde ve programda yer alan açıklamalar, demokratik- leşme yönunden gerekli çaltşma- larm yapılacağı izlenimini ver- mektedir. Toplumda bu alanda bir umut rüzgân esmekte oldu- ğunu da gözlemliyonun. Halk- ta taaklı bir beklenti vardır ve hukumeün de bunlan gerçekleş- tirme yolunda atılımlarda bulu- •acagı kanısı yaygınlaşınakta- dır. Yapılan konuşmafatr, «hnan sözler bunu göstermektedir." Programdaki anayasamn de- ğiştirilmesi görüşune katıldığını belirten Özden şunları söyledi: "Kimi zaman kimilerinin çok kısa anayasa istemeleri yerinde olmadıgı gibi, çok uzun anaya- sa istemek de yerinde değildir. Anayasalar genelde bilindiği gi- bi, haikın görev ve yükümlülük- lerini belirten ve devletin hak ve ödevlerini gösteren metinJer de- ğildir. Anayasalar gerçekte, si- yasal iktkbuiann yapamayacak- lan konulan, yasaklandıgı ko- nulan belirten, bunlann gücü- nü haikın hak ve özgürlükleri yaranna kısitlayan belgeierdir. Yani kişinin ve toplumun öne alındığj, devletin kişi ve (oplu- mu daha güçlendirmek, daha mutlu, daha başanlı, sağlıklı ve banş içinde yaşatmak içü ödev- lerini belirten raetinlerdir. Bu yönuyle anayasalan geniş tnt- mak gereksiz olduğu gibi dar tutmak da her zaman doğru de- ğildir." Türkiye'de sık sık Amerikan Anayasası'ndan söz edildiğini de ammsatan özden, "Ameri- SCfdenfazla heyet kabıd etti. Günde ortalama 4 bin kişinin elini sıktı DemirePi kutlama kuynığuANKARA (Cumburiyet Bü- rosn) — Başbakan Söleyman Demirel ile bakanları kutlama- ya gelen heyetlerin ardı arkası kesilmiyor. BugUne kadar 50*den fazla heyeti kabul eden Başbakan Demirel, günde orta- lama 4 bin kişinin elini sıkıyor. Başbakanhk'taki yoğun trafık nedeniyle birçok üst düzey bü- rokrat Demirel ile görüşmek için sıra bekliyor. Merkez Bankası Başkanı, Karmı Ortakhğı Idaresi Başkanı ile TİSK gibi kuruluş- lar, Başbakan ile rahat bir or- tamda görüşebilmenin fırsatını yakalamaya çalışıyor. Demirel Başbakan olduktan sonra kendisini kutlamaya gelen taraftarları âdeta birbiriyle ya- nşıyor. Bu yarışta ölçü hangi il- den kaç heyet geldiği ve heyet- lerde kaç kişinin yer aldığı olu- yor. Şu ana değin yapılan heyet ziyaretlerinde Demirel'in doğum yeri ve seçim bölgesi olan Ispar- ta ilk sırada yer alıyor. Başba- kanlık görevlileri, Ankara'ya ge- len üç Isparta heyetinde kaç ki- şinin yer aldığını, "binlerce" söz- cüğüyle ifade ediyorlar. Isparta- yı, Ankara'ya birden fazla heyet gönderen Bursa, Konya, Şanlı- urfa, Kahramanmaraş, Antalya, Elazığ izliyor. Demirel, bugüne değin 50'den fazla heyetin ziyaret ettiği bildi- rildi. Demirel'i Başbakanlık'ta ziyaret eden heyetlerden bazıla- n şunlar: "Isparta köy muhtarları, Ke- çiören, tçel, Hatay. Antalya. Po- latlı, Sıvas, Bursa, Kabraman- maraş, Balıkesir, Bursa, Tiirke- li, Gebze, Isparta, tçel, Erzıı- rmm, Bursa-Orhangazi, Eskişe- hir, Ağn, Konya, Gümiişhane, Konya-Emirgazi, Konya-Çertik, Elazığ, Ağn, İstanbul-Tuzla, Sı- vas, Şanhurfa, Antalya, Doma- niç, Kahramanmaraş, Sinop, Van, Aydın, Isparta, Yozgat, Kı- nkkale, Side, Şanlıurfa, Amas- ya, Bartın, Elazığ, Kınkkale, Konya-Dgın, Konya-Kadıhanı, Rize-Çayeli, Bayburt, Boyabat" GÖCÜS TEŞKİLATI ZAYIF— Kutlama için gelen heyetleri, kalabalık olmalan nedeniyle Başba- kanlık binası önünde kabul eden, hafta sonunu da mitinglerle geçiren Başbakan Süleyman Demi- rel, soğuk algınhğından şikâyetçi. Gazetecilere, "Goğüs teşkilalım çok kötü" diyen Demirel, gelen ziyaretçileri de "öpüşmeyin" diye uyanyor. (Fotoğraf: RIZA EZER) Demirel, ülkefethetmede yeni silahı açüdadu 'Made in Turkey' imzası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Süleyman Demirel, Türkiye'de bir demokratik sanayi toplumu oluşturmayı amaçladıklarını belirterek kalkınmanın "sıçrama" şeklinde değil, "merdiven çıkma" niteliğinde olduğunu söyledi. TMMOB Makine Mühendisleri Odasfnca düzenlenen "sanayi kongresi"nde konuşan Başbakan Süleyman Demirel, sanayileşmenin temelinde, hak, hukuk, adalet, demokrasi ve korkusuzluktan oluşan "moral" değerler bulunduğunu ifade etti. Sanayileşme açısından gelişmiş ülkelerle Türkiye arasmda önemli farklar bulunduğunu hatırlatan Demirel, "Ancak, arkamıza ve komşBİanmıza bakarsanu rahatlareınız" dedi. İnsan akhnın sımn olmadığını belirten Başbakan Demirel, daha sonra, "Dış ülkeleri, silab gücüyle fethedip, bayrak dikmek çok gerilerde kaldı. Şimdi bayrak, 'Made in Turkey' imzasıyla dikiiiyor. Bir dış ulkede bn imzayı görürseniz, işte gurur odur" diye konuştu. Ulkenin yüzde SO'sinin tanmla geçindiğini hatırlatan Demirel, uzun süre Türkiye'ye "tanm toplumu" olmanın empoze edildiğini beürterek artık bu politikanın sona erdiğini söyledi ve "Hayır, biz endüstrileşmeyi milli bir olay olarak önümuze koyduk" dedi. kan Anayasası, 30'u geçen de- ğişikliklerle, eklerie genişlemiş- Ür" diyerek sözlerini şöyle sür- dürdü: "Türkiye'de, 1961 Anayasa- sı ile huknk devletine geçiş sü- rednde çok iyi çizilen yollar, 1971 ve 1982'de yürütmeyi güç- lendinne adı altmda, yargının kollannı, yollaruu kesmek gibi oimuştur. Hak arama özgürli- güDü, yargı çalısmalaruu kısıt- layıa ve sınırlayıa bir biçimde daraltmanm anlanu yoktur. Bn bakımdan 1982 Anayasası'nın ruhundan başfaunak üzere ana- yasaya aykın birçok kuralınıa gklerinBesini ben bir ulusal müj- de olarak niteüyonım." Özden, sucun her zaman ana- yasalarda olmadığım, uygulayı- cılann da çok önemli olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: "Biz 1961 Anayasasımn de- ğerini bilemedik. Dünyanın çok iyi anayasalanndan biriydi. Kültürel ve siyasal düzeyimiz bu anayasanın çok gerisinde oldu- ğu İçin bu anayasayı kornyama- dık. 1959 tarihli Fransız Anaya- sası bizim bugünkü anayasa- nuzdan da geridir. Ancak Fran- sa'da toplumsal, siyasal ve kül- türel düzey bu anayasanın üze- rinde olduğu için anayasa ne olursa toplumun malı sayılmış- ür. Uygıılamalar, aşamalar top- lum tarafından korunduğu için daha gerideki anayasaya karşın Fransız halkı demokrasiyi biz- den çok daha iyi yaşamaktadu-. Niye biz onlardan daha geride olalnn." özden, milletin temsilcilerin- den oluşan Mecüs'in en faal or- gam olan hükümetlere, demok- ratikleşme sürecinin gerçekleş- tirilmesinde çok büyük sorum- luluklar ve görevler düştüğünü de söyledi. özden, "Herkes hu- kuk devletini geçerli kılarsa, devletin çatısı alundaki ulkede aydmlık çok olur. Bu ulkede ya- şayan ulusun mutlulugu fazla olur" dedi. özden, bir sonı üzerine de şöyle dedi: "Bazen duyuyorsunuz, ana- yasa değişsin, anayasa bir kez çiğnenmekk ne olur? Bunun tartışmalan oldu. Biz önce ya- palım da, anayasayı sonra de- ğiştiririz dendi. Ben buna katü- ışıyorum. Anayasa çiğnenme- mesi gerekenler tarafından bir ikl kez çiğnenirse, o zaman hiç Idmsenin çiğnemediği bir şey itniımiT Ben bu anayasayı be- ğenmiyorum. Ama bir anayasa yarjpcı olarak, uyuyorum. Be- genmediğim anayasayı yasa de- netiminde vazgeçflmez bir ölçüt, kural olarak auyorum. Yani yü- rüriükteki anayasaya özenle uyalım, ama onu en çağdaş bi- çimde değiştirmek için de eli- mizden gelen çabayı da esirge- meyelim." özden, anayasanın 300 oya gerek olmadan 270 oyla da de- ğiştirilebileeğini anımsatarak, ancak her ikisinin de farklı yön- temler gerektirdiğıni kaydetti. özden, "Asd olan, anayasa ve yasa degişikliklerini birlikte yüriitmektir" dedi. özden, bir başka soru üzeri- ne de, "zamanın koşullan göz- etilerek düzenlenmiş, daha çok tepki kurallan biçiminde ger- cekleşmiş anayasalar, bir gün geiip zonınlu olarak değistirile- cekierdir. Bunun giinü gelmiş görünüyor, hatta geçmiş görü- nüyor. tyiye dogru gitmek içia de bir ulusal uzlaşma ile siyasal partilerin bann gerçekleştirme- leri ülke yaranna tanhsel bir gö- rev olur" diye konuştu. özden, "Ben zamanın iki başbakanma da söyledim; 'tk- tidar mukadder, muhalefet mutlaktır. Bir gün mutlaka mu- halefet olacaksınız. İktidarda iken zaten güçlüsünüz, ama mu- halefetteyken de sizi güvence al- tmda tutacak bir anayasa hazır- layınız'. O bakımdan, yama maddelerle, bir iki madde Ue şöyle yapakm, böyle yapaum demenin dogru olduğu kanısın- da değilim. Kökten değişiklik huzuru daha yaygm ve genel kı- lacaktır. O bakımdan kökten değişiklikten yanayım" dedi. TÜSES'in Demokratikleşme ve SosyalDemokrasi3 semineri Avrupa, etnîk sonmlarmı taröştı RUŞEx\ ÇAKIR Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalan Vakfı (TÜSES)'in düzen- lediği 'Türkiye ve Güney Avrupa, De- mokratikleşme ve Sosyal Demokrasi" başlıklı uluslararası konferans, tstanbul The Marmara Oteli'nde Turizra Bakanı Abdülkadir Ateş'in açış konuşmasıyla dün başladı. İlk konuşmacı Portekiz Sosyaüst Par- tisi Milletvekili Dr. Fernando Pereira Marques, ulkesinin Salazar diktatörlü- ğünden kurtulduğu 1974 yılından bu ya- na yaşadığı demokratikleşme sürecini ve bu süreç içinde sosyal demokratların ro- lünü anlattı. Marques'in ardından konuşan Prof. Joaquin Arango Vila-Belda ise diktatör Franco'nun 1975'te ölmesiyle Ispanya- nın yaşamaya başladığı demokratikleş- me süreci hakkında bilgi verdi. Prof. Arango, Ispanya'da demokrasinin radi- kal bir dönüşümle gerçekleşebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ağır ama önemli adımlar atıldığını belirtti. 1981'de parlamento baskınıyla kendini gösteren darbe girişiminin başarısız ol- masıyla diktatörlüğe geri dönüş özlem- lerinin mutlak olarak son bulduğunu vurgulayan Prof. Arango, Avrupa Top- luluğu'na tam üye olmakla "mutlu sona" eriştiklerini söyledi. Deraokrasinin yerleşmesinde İspanya Sosyalist Işçi Partisi'nin beürleyici rol oy- nandığını söyleyen Prof. Arango, ayrı- ca üç hususun altını çizdi: Sendikaların demokrasi mücadelesi; farklı ulusların varlığı nedeniyle yaşanan bölgesel sorun- ların yan federal bir yapıda çözüme ka- vuşturulması ve sosyal demokrat hükü- met aracılığıyla işçi ve işveren kesimi ara- smda bir konsensüsün sağlanmış olma- sı. Prof. Arango'nun konuşması, dinle- yiciler arasındaki bazı sosyal demokrat aydınlann özellikle "etnik sorunu" na- sıl çözdükleri konusunda daha ayrıntılı bilgi talep etmelerine yol açtı. Bölgesel sorunlan "etnik" yerine "ulusal" sıfatıy- la tanımlamayı yeğlediklerini belinen Prof. Arango, şöyle dedi: "Her şeyden önce dil ve kültür farklı- bklan var. Bölgesel sorunlann yoğun ol- duğu en önemli iki bölge olan Katalon- ya ve Bask'ta hera sanayileşme hem de ulusalcılık çok güçlüdür. Bu bölgelerin sınırlan tarihseldir. tlk olarak bu bölge- lerde kendi kendilerini yonetebilecek par- lamentolar ve hükiımetler oluşmalıydı. Ardından merkezi yönetimle bu bölge- sel yönetimlerin uyum içinde olmaları- nı sağlayacak diyalog mekanizmalan sağlanmalıydı. Biz bunlan yaptık." Prof. Arango, Prof. Emre Kongar'ın bir sorusu üzerine, Ispanyol kamuoyu- nun "aynmcı gruplann yasal platform- da varlıgım" tam olarak kabullendiğini "kimsenin fazla soru sorup işi kanştır- mak istemediğini" belirtip şunları ekle- di: "Aşın sağcı istisnalar sayümazsa, tspanyada herkes milli birliğin konın- ması yolunda çok dikkatli davranır." Konferansın öğleden sonraki bölü- münde PASOK Uluslararası llişkiler Ko- misyonu üyesi Vassilis Tsilikas, uzun uzun Yunanistan'da Andreas Papandreu iktidarının eğitim, sağlık, sosyal güven- lik alanlannda yaptıklarını anlattı. Daha sonra konuşan İtaryan Sosyalist Partisi üyesi sendikacı VValter Cerfeda, İtalya'nın bugün büyük bir toplumsal kriz yaşadığını, bu krizden solun da pa- yını aldığını söyledi. Konferansın son konuşmasını, SHP Ankara Milletvekili Prof. Mümtaz Soy- sal yaptı. Atatürk'ü "demokratik diktatör'" olarak tanımlayan Prof. Soy- sal, "Bizde once demokrasinin kurum- lan gelmiş, sonra bunlar aracılığıyla bir çeşit demokrasi kültürü varatılmak istenmiştir" dedi. İnönü'yü anma etkinlikleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı Ismet İnönü, ölümünün 18. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılacak. İnönü Vakfı'nın düzenlediği anma programı çerçevesinde Türkiye'nin ilk ve son koalisyonlan tartışılacak. 23 aralıkta Pembe Köşk'te yapılacak toplantıda, İnönü döneminde 1961 yılında kurulan ilk koalisyon hükümeti ile son koalisyonun koşullan, nitelikleri, benzerükleri ve farklıhkları irdelenecek. İlk koalisyon konusunda, koalisyon görüşmelerini yürüten AP heyetini temsilen Ihsan Sabri Çağlayangil, CHP heyetini temsilen de Orhan öztrak konuşacak. Son koalisyonu ise Başbakan ve DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü anlatacak. DYP örgütü istifa etti • AFYON (Cumhuriyet) — DYP Afyon İl Yönetim Kurulu istifa etti. 20 Ekim milletvekili seçimlerinden sonra, il teşkilatında başlayan huzursuzluk yönetim kurulundan 16 üyenin istifasıyla sonuçlandı. DYP tl Başkanı Nuri Yabuz'un milletvekili adayı olup kazanamaması üzerine genel merkeze tepki amacıyla il yönetimindeki Yabuz yanlılannm başlattığı istifa kampanyasına İl Başkanı Ali Baki Şensoy ve 15 yönetim kurulu üyesi uydu. Yönetim kurulundan üç üye istifa etmedi. "Duble maaş' D\Tgnıbunda • ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — DYP Zonguldak Milletvekili Şinasi Altıner'in hazırladığı ve yeniden seçilen milletvekillerinin çift maaş almalarının engellenmesine ilişkin yasa önerisi bugün DYP Grubu'nda görUşülecek. Alüner, grupta, SHP'den de bu konuda görüş alınmasını isteyecek. Altıner'in yasa önerisinde, "Müteakip devrede tekrar' TBMM uyeliği sıfatı ^ .' . kazanan miüetvekillerine, bir önceki dönemde son olarak ahnış olduklan ödenek ve yolluklann kapsadığı aylar için mükerrer ödeme yapıünaz" deniliyor. Altmer, kamuoyunda "duble maaş" olarak bilinen konunun polemik konusu olmaktan çıkarılması için öneriyi hazırladığım bildirdi. Ekîevit, Basın Konseyi yemegjnde • tSTANBUL (AA) — Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeleri, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e dün akşam Divan Oteli'nde bir yemek verdi. Yemekten önce kurul üyeleri Ue bir süre sohbet eden Bülent Ecevit, toplantıyı izleyen basın mensuplanna herhangi bir açıklaması olmayacağını, ancak soru varsa yanıtlayabileceğini söyledi. Ecevit, basın mensuplarının soru sormaması üzerine yemeğe geçti. Yemek sırasında bazı kurul üyelerinin basındaki ceza yasalannı gündeme getirmesi üzerine Bülent Ecevit, Basın Konseyi'nin kendilerine bu konuda ışık tutacağını belirterek konsey çalışmalarından partisinin bilgilendirilmesini istedi. 'Yeni Ülke'ye' beraat • tç Politika Servisi — PKK üderi Abdullah öcalan'la 8-14 eylül 1991 tarihli 46. sayısında gerçekleştirdikleri röportajla ilgili olarak Istanbul DGM'de haklannda dava açılan "Yeni Ülke" gazetesi beraat etti. tstanbul DGM'de görülmekte olan dava 9 Aralık 1991 gunü yapılan duruşmada sonuçlanırken söz konusu röportajın 3713 sayüı Anti Terör Yasası'mn 6/3 maddesine uymadığı ve haber niteliği taşıdığına karar verildi. Yeni Ülke gazetesi Genel Yaym Yönetmeni Hüseyin Aykol, beraat karan ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Biz de başından beri bunu savunuyoruz. Yeni Ülke sadece habercilik yapıyor" dedi. Marmara Üniversitesi'nden aldığım ögrenci kiraliğimi yitirdim. Geçersizdir. tNCl GÜREL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear