18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 HABERLERÎN DEVAMI 13 KASIM 1991 Ekonomide Güç Günler... (Baftarafi 1. Sayfada) Döviz açısından şimdilik bir tıkanmayla karşı karşıya değil Türkiye. Döviz rezervleri oldukça yüksek. Dış borçların ödenmesinde bugün için herhangi bir güçlük yok. Ödeme- ler dengesindeki gelişmeler de alarm işare- ti vermiyor. Fakat buna karşılık, enflasyonla buna kay- naklık eden nedenler açısından durumun kö- tü olduğunu bilmeyen yok. Şu sıralar yüzde 60'larda seyreden enfiasyon hızının, yıl so- nundan önce etkili önlemler alınmazsa, 1992'de yüzde 100'e doğru tırmanabilece- ği öngörülüyor. Bunu önlemenin yolu iç dengeleri düzelt- mekten geçiyor. Bütçedekı, KIT ve fon sis- temindeki büyük açıklar, bugün ekonominin en büyük sorunlarıdır. Ekonomi kurmaylarının son hesaplarına göre, 1991 yılı konsolide bütçe açığı 29 tril- yon 450 milyar lira civarında. Bütçeye gelir yazılmış olan 8 trilyon tutarındakı Körfez hı- beteri düşüldüğünde, bu olağanüstü açık 38 trilyona çıkıyor. Toplusözleşmelerin getirmiş olduğu yük- ler, seçim ekonomisi ve Yılmaz hükümetin- ce ertelenen zamlar, kamunun toplam fi- nansman açığını hibe dışında 60 trilyona, hi- beler düşüldüğü zaman da 52 trilyona çıkar- tıyor. Reel olarak düşünüldüğünde, 1979 yı- lından bu yana en büyük kamu açığına bu yıl ulaşılmış oluyor. 1979'da milli gelire oram yüzde 10.5 olan kamu finansman açığı, bu yıl yüzde 11.3'e (hibeler düşülürse yüzde 13) yükselmiş du- rumda. Bu açık, makul bir düzeye indirilmeden, ne ekonominin dengeleri tutturulabilir, ne de enfiasyon aşağı çekilebılir. Eğer gereklı özen gösterilmezse ekonomi zıvanadan çıkabilır. Koalısyon ortaklığına ha- zırlanan parti lıderleri bu durumun hiç kuş- kusuz farkındadırlar. Yangını denetım altına alıp makul bir süre içerisinde söndürmeye mahkûmdur her ikı parti de. Zira başarıyı ya- kalamalan ancak böyle mümkün olabilir. Tabii bu o kadar kolay değil/ Her şeyden önce yeni hükümet nasıl bir ekonomik miras devraldığını en açık biçim- de kamuoyuna anlatmalıdır. Bu konuda ba- şan sağlanabilirse, ekonomik önlemlerin ka- çınılmazlığı da kamuoyuna daha kolay ka- bul ettirilebilir, tepkiler en aza indirilebilir. Ekonomide insanımızı yine güç günler bekliyor. Yazık ki öyle. Gorbi, SSCB'nin ayakta kalan tek sembolü Akaryakıtta zanı hesabı (Baftarafi 1. Sayfada) Böyfecefiyatfavaynı katan" gö- rüşünü savunuyorlar. TÜPRAŞ Genel Müdürü Mehmet Savraa, 4 raflneride ayhk 16 milyon tonluk üretim- le Türkiye'nin akaryakıt ihtiya- cının yüzde 87'sini karşüadıkla- nnı, geri kalam ise özel sektöre ait tek rafineri olan ATAŞ'm doldurduğunu söylüyor. ATAŞ'ın yüzde 51*le en büyük ^ıUci>Han durumundaki Mobil'- in yetkilüeri ise bugünkü fiyat- larla rafinerinin ayhk zaranmn 2 milyon dolar (yaklaşık 10 mil- yar lira) olduğunu savunuyor- lar. Mobil Kamu ve Personel Münasebetleri Direktörü Savan Zorta, "Ekonomik kuraUar içiııde TÜPRAŞ da ayu girdi nudiyetlerui kolbmdı|ı takdir- de ayu oraada zarara ugrama- sı beklenebflir" görüşünü dile getirdi. Bu durumda ATAŞ'm yaklaşık 7 katı üretim yapan TÜPRAŞ'ta ayhk zarann 14 milyon dolara (yaklasık 70 mil- yar liraya) ulaşması gerekiyor. "Pmraanı verea aerkese istedi- gi kadar petrol veririz. ATAŞ Mreümini dnrdursa bik tim TlrUye'ye 3 ay yetocek stokn- maz var" seklinde endişeleri gi- denneye çahşan TÜPRAŞ Ge- nel Müdürü Mehmet Savran ise zarann hiç de söylendiği kadar büyük nlmariıgını savunuyor. Mobil yetkilüeri, fiyat artışı Akaryakıt fiyatlarında bu yılki artışlar (Lt/TL) aasi Süper benan Normal benan Motorin Gaz KaJoriferyakrtı 1Aralık1M0 ftyatı 2.449 2.184 1.815 1.951 974 IMayts 199115 Tea flyab 2.980 2.660 2.072 2.066 1.033 MZİ991 flyatı 3.430 3.070 .2.320 2.380 1.130 Not Istanbul'daki perakende litre sattş ftyattandır. KAYNAfcPUIS beklentikrini bir yana bırakarak sıkmtıyı "Motorin yüklü gemi- mizia köti hava kosallan nede- nryte Çekmece'ye mal boşaha- maması geckj bir sduatıya yol açö" şeklinde açıklanuşlardı. Hukûmetin zam yapmayacağı- mn kesm olarak ortaya çıkma- smdan sonra ise yabancı petrol şirketleri ATAŞ'ın uretimini durdurmayı gündeme getirdiler. "Böyle giderse ATAŞ'ta üre- Ümi dordnrabiliriz. Ancak kn- ratecak yeni hükümeti protesto edryormnşuz gibi bir anlama yol acmak istemiyornz" şeklinde konuşan ATAŞ'm ortaklann- dan Türk Petrol'ün Yönetim Kurulu Başkanvekili Aydın Bo- lak, "Her geçen gün zarar artı- yor. Ancak yapdacak zamla geçmlş dönemin zararmı tetafl etmek söz konusu degil. Aksi takdferde daha büyük üretim ka- pasitesne sahip oldngu için za- ran daha büyük olan TÜP- RAŞ'ıa rafineri çüaş fiyaüna ATAŞ'tan daha fazla zam yap- maa gereUr. Bn dnrunda mal satnuunalan laznn. Ancak o da mimkün degil. Fınncı zarar ediyonım diye ekmek aatmayı MrakabiUr mi? BJz zaran ıtae- ye çekeeegiz. Bu yıh büyük olt- shkla zararia fc«p^f«' > ff»T Bd- (Baştarafı 1. Sayfada) mak yıllar alacak. Şimdi hepi- mizin evrensel değerlere dörune- si, özgürlüğün paha biçilemez değerini anlaması gerekiyor. Kisinin özgürlüğü özel müUri- yetten de geçiyor; insanın ken- di özel mülkiyeti olabilmeli, komşusunun mülkiyetine saygı göstermenin önemini anlayabil- meli. Sovyet vatandaşlarının devlete bağımlıhklarının sona ermesi gerekiyor. 'Darbe olmaz' —Yeni bir darbe olasıbgına ina- oıyor musunuz? SOBÇAK—Böyle bir olasüı- ğa inanmıyorum. Ağustos ayın- daki darbenin ardında Komü- nist Parti, KGB ve tutucu su- baylar vardı. Bu güçler aynı gi- rişimi bugün bir kez daha yine- lenıek olanaklarından yoksun- lar. Ancak başka bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Temel gjda maddelerinin dağıtunını gerek- tiği gibi örgütleyemez ve her gün biraz daha düsen yaşam düze- yini dızgmleyemezsek toplumsal patlamalar olabilir. Yeni bir darbe olasıhğı ya da toplumsal ayaklanma tumüyle alacağımız önlemlere bağlı. Devleti yönetiyoruz, yerel yöne- tim ve karar organlan elimizde, bu durumda sorumluların giri- şimleri, çabalan, reformlann doğru yönkndirilmesi, devletin demokratikleşme yolunda ilcr- leyip ilerlemeyecegini ya da iç savaş ve etnik çatışmalar içinde boğulup boğulmayacağını belir- leyecek. —Gorbaçov'nn başkanlıktao çekilece^i konusundaki söylen- tiler hakkında ne diisünttyorsu- nuz? SOBÇAK—Böyle bir olasıh- ğı doğuracak koşullan Gorba- çov birçok kez sıraladı. Bir baş- kan, ülkesuıin gözleri önünde parçalanıp yok ohnasını kabul edemez. Ben kişisel olarak, Gorbacov'un istifasını gerekti- ren koşullann bugün bir araya geldiğine inanrnıyorum. Kaldı ki Mihail Gorbaçov, henüz, ka- osu ve parçalanmayı engeüeye- cek tüm olanaklannı yitirmedi. Bunu eskı totaliter iktidar yapı- sının sürdürühnesi anlamında değil, ama tahrip edilmemesi ge- PORTRE SOBÇAK Direnişin yıldızlarındandı Gecen haziran ayından bu yana Sovyetler Birliği'nin ikinci büyük kenti St. Petersburg'un (eski Leningrad) belediye başkanhğı görevini yurüten Sobçak, Batı'ya yakınhğı, hitabet yeteneği ve atılganhğıyla tanınıyor. 54 yaşmda ve avukat. Percstroyka döneminde, refonncu milletvekillerinin arasında özgün bir rol oynayarak sivrildi. Geçen ağustos ayında gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında izlediği darbe karşıtı tutum ise halkın gözünde bir kahraman haline gelmesini sağladı. Rusya Devlet Başkanı Yeltsin, Moskova'da tanklann uzerine çıkarak halkı direnişe cağınrken, Sobçak o zamanki Leningrad'da ordu komutanlarına açıktan açığa kafa tutuyordu. Sobçak'ın, Leningrad Ordu Komutanı General Viktor Samsonov'un odasına nasıl bir hışımla girerek "Bu svçlular çetesine boyun eğer ve emirierini yerine getirirseniz, halk sizi bir bain olarak anacaktır" dediği, darbe sonrasında ağızdan ağıza dolaştı. Popülaritesi sayesinde 130 bin Leningradlıyı meydanlarda toplayarak darbe girişimine karşı koymayı basaran Sobçak, şimdi uyguladığı sert reformlan, yine popülaritesi sayesinde kent halkına kabul ettirebihyor. Bazı çevreler tarafından 'dikutörce yöntemler* kullanmakla suçlanmasına karşın 'sürekli değisim'den yana. En büyük düşünün, yeni adıyla St. Petersburg'u on yıl içinde dünyanın en önemli ekonomik, kültürel ve turistik merkezlerinden biri haline getinnek olduğunu söylüyor. reken, ülkenin prensip bırligının ve halklann çıkarlannın korun- ması anlamında söylüyorum. Politikacılara ve halka, öz- gürlük mücadelesinin, cumhuri- yetlerin bağınısızlık kavgalan- nın ne için başladığını, asü amaç- lannı arumsatmak gerekiyor. Son amaç tek başına bağımsız- hk değil, insanlann yaşamlan- nın iyileştirihnesi.sosyal adale- tin yerleştirilmesi. Yaşadığımız olaylar, ne yazık ki insanlann yaşam koşullanm daha da kö- tüleştiriyor, kisinin hak ve öz- gürlüklerini, yaşam güvenliğmi, sosyal adalet prensiplerini ayak- lar altına ahyor. Tüm bu neden- lerle, Gorbacov'un çekümeye hakkı olmadığını düşünüyo- rum. Devlet Başkanı, ülkede kurtarüabilecek ne kaldıysa kur- tarabihnek için tüm olanaklannı seferber etmeli. Gorbaçov, geç- mişte federal bir devlet olan SSCB'nin ayakta kalan tek sem- bolü... —Devlet başkanlıgına sizin aday oidugnDozdan söz edili- yor, bn olasüık cerçeveainde ül- kenia geleceği konnsonda ne döşnnüyorsiuııız? SOBÇAK—Bugün için böyle bir makamı düşünmüyorum. Kaldı ki, bu koltuğun ileride var olup olmayacağıru ya da biçimi- ni şu anda kestirmek çok güç. Ancak bir polıtikacı ve yurttaş olarak ülkenin geleceği ile ilgili kamlanmı şöyle behrtebilirim: Ülkemizdekı olaylar iki yönde gelişebilir. 1) Cumhuriyetlerin merkezi otoritelere ne gibi yetkiler bıra- kacağı taıtışıldıktan sonra bir- lik yeni temeller üzerinde ikin- cil bir yapı olarak muhafaza edilebilir. Bu durumda SSCB diğer ülkelerden 83 milyar do- lar alacakh ve 70 milyar dolar borçlu bir yapı olarak varhğını sürdürccek. Birlik, nükleer si- lahlann kontrolünü tek başma elinde bulunduran bütünsel bir askeri güç, uzun yıllardan bu yana imzalanan uluslararası an- laşmalann tek muhatabı olarak korunacak. Öte yandan ulusla- rarası güçleT dengesinin bozul- maması açısından tüm insanh- ğın, birliğın yapı olarak korun- masmda çıkan var. Bence en gerçekçi ve doğru yol budur. 2) Birlik tumüyle ortadan kal- kabilir. Bu durumda, boyutlan ve dünya medeniyetine katkıla- n, olanaklan açısından geçmişte ve bugün büyük bir güç olan Rusya, birliğin yasal mirasçısı durumuna gelecek. Ancak diğer cumhuriyetler, ekonomik alan- da yetersiz, az gehşmiş ve doğal olarak ekonomik ve politik açı- dan Rusya'ya ya da diğer güç- lere bağunh ikinci planda kalan devletler olacaklar. Bu tehlike. özellikle Orta Asya'daki cum- huriyetleri tehdit ediyor. Böyle bir olasüık karşısında, cumhu- riyetlerdeki milliyetçi, nasyonal sosyaüst hatta faşist güçler, din- ci hareketlere yakınlaşıyorlar. Bunun sonuçlan herkes için çok ağır olabilir. Sözü geçen cumhuriyetlerde Rus milliyetinden olanlann nü- fusu 10 milyonu aşıyor, eğer tüm cumhuriyetler ekonomik ve politik bağlannı kopanp Rus- ya'dan aynhrlarsa, bu bölgeler- de yaşayan Ruslar, politik mfl- cadelede şantaj araa olacaklar, hak ve çıkarlannın korunması sorunu ortaya çıkacak. Rusya ve giderek Batı'ya yığınsal göç- lerin önüne geçilemeyccek. Sözlerimi yalnızca Ruslann karşılaşacağı durumlarla kısıtla- yamam. Litvanya'da Polonya dilinde egitim yapan okullar ka- patıhyor, Polonyahlar idari en- gellerJe karşı karşıya bıraküıyor- lar, haklan giderek kısıtlanıyor. Bu Baltık ülkesinde aynı tavv, Ruslara ve diğer miuiyetlerden olanlara karşı da uygulanıyor. Bu olaylar, Gürcistan, Özbekis- tan, Tacikistan'dan daha çağ- da$, mantalite olarak Batı'ya daha yakm olan Litvanya'da ge- çiyor. Bu durumda, antikomü- nist, ama bir o kadar da totali- ter bir rejimin kurulduğu Gür- cistan'dakı kargaşayı tahmin et- mek pek güç ounamah. Bu örneklerin ışıgında ikinci yolun bizi Yugoslavya tipi, ama daha büyük çaplı iç savaşlara sürükleyeceğini söyleyebiliriz. Unutmamak gerekir ki ülkemi- zin insanlan I. ve II. dünya sa- vaşlannda, StaUnci baskılar dö- neminde çok acı çekti. 60 mil- yondan fazla insanımız yaşamı- nı yitirdi. Bugün yeni baştan, insanlann geleceğini riziko altına sokma- ya haHrimi7 yok. Bugün, Ekim Devrimi'nden sonra çıkan 17-21 iç savaşı türünden bir savaşa gi- rersek, en az on milyon insan yok olacak. Bunun dramatik sonuçlanm silmek bize yeni baş- tan onlarca yıla mal olacak. Tüm bu acılardan ve gecikme- lerden sonra sorunlanmm çağ- daş ülkelerin yöntemleriyle çö- zebileceğimizi hiç sanmıyonım. Ekonomi koalisyon (Baftarafi 1. Sayfada) laşımımn da ücretli ve dar- gelirli kesimin vergi yükünün hafifletUmesi, bunun yamnda yüksek gelirli kesimlerin ise da- ha yüksek oranlarda vergilendi- rilmesi, vergi kayıp ve kaçaklannın azaltılması konu- lannda birleştiği ifade edüiyor. • özeüeştirme: DYP, KİT özelleştirmesüıin hızlandınlarak KİT sistemine aktanlan kamu kaynaklannın en aza indirüme- sini savunuyor. SHP ise KİT'- lerin verimli çalışmasını savunurken, özelleştirme konu- sunda daha muhafazakâr bir tu- tum izliyor. Bu nedenle yeni dönemde özelleştirme uygula- malanmn ikinci planda kalabi- leceği bekleniyor. • Para poUdkaa: Uygulanan para politikasının temel felsefe- sinde herhangi bir değişikUk beklenmiyor. Ancak ahnacak mali önlemlerle önce bütce acık- lan daraltılacak, ardından Mer- kez Bankası'mn gerçekleştireceği uygulamalarla faiz oranlannda kademeli bir düşüş öngörülüyor. Serbest dö- viz kuru pohtikasının önümüz- deki dönem de sUreceğine kesin gözüyle bakıhyor. • ToplusözJeşme ve ncretler: Çalışma yaşamının ILO stan- dartlanna kavuşturuhnası ko- nusunda SHP ve DYP'nin görüşleri behrli bir paralellik ta- şıyor. Ancak kamu toplusözleş- melerindeki ücret artışları konusunda bazı görüş ayrüıkla- n çıkabileceği bekleniyor. Üc- retli kesimin geçen dönemde enflasyona ezdirildigini savunan SHP, gelir adaleisizliğini denge- lemenin bir unsuru olarak ücret- lerin daha da arttırılmasını savunurken, DYP kanadı ise enfiasyon ve büyüme hızının çok üstunde ücret artıslanna gi- dilmemesi gerektiği görüşünü taşıyor. T U K E T I C I N I N S E S I (Baftarafi 13. Sayfada) di. Tabii ki ben ceketi alma- dım. Sizden ricam bu durum- da kalan tûketicinin şikâyetle- rini nereye yapacaklarını açık- lamanızdır. Varşan Tanatmış-Ankara /Arkadaşlarımız, konuyla ilgili bilgi almak amacıyla İş Bankası Kredi Kartlan Merkezl'nden Füsun Gülal'la görüştüler. Gülal, kredi kartı anlaşmasının tamamen bankayla işyeri arasında olduğunu, yüzde Tlik komisyonun mûşteriye kesinlikle yansıtılmaması gerektiğini belirterek, "Böyle dunımlarda eğer müşteri tşyerinin anlaşmalı bulunduğu bankaya şikâyette bulunursa banka bu işyeriyie anlaşmasını feshedeblllr" dedi. Beslenme ödülü verilecek Hatiboğlu Yayınevi, Prof. Dr. Ayşe Baysal adına bir bes- lenme ödülü verecek. önü- müzdeki yıldan itibaren iki yıl- da bir verilmesi karariaştırılan 'Prof. Dr. Ayşe Baysal Bes- lenme OdüU'nün 1992 yılı için, beslenme alanında yapil- mış bir bilimsel araştırmaya ayrıldığı açıklandı. ödül sahi- bine 1 milyon lira para ödülü ve ödül belgesi verilecek. ödül alan araştırma, daha sonra Sağlık Bilimleri Araştır- ma Dergisi'nde (SBAD) ya- yımlanacak. hfl tfcm firmalar bn dönemde tahsbatla saöş yanyorlar. Psi- kolojik olarak da bir talep artı- şı var" dedi. Dolann, her ay ortalama yüz- de 4 arttığıru, kış aylan olması nedeniyle dünya ham petrol fı- yatlanndaki artışın da yüzde 15'e ulaştığmı savunan Aydın Bolak, akaryakıt fiyatlannda zorunlu hale gelen yüzde 20'lik artışın tek alternatifinin, aynı orana karşıhk gelecek vergi in- dirimi olduğunu savundu. Ra- fineri çıkış fiyatında yüzde 1.3'lük vergi yükü bulunduğu- nu, bunun da 50 bin lirada 8 bin Uraya karşıhk geldiğini vurgula- yan Aydm Bolak, "Vergi indi- rimi bir riyad terdhtir. Ancak vergi hMÜrimiyle devlet, ahnak- tan vazgeçügi verginin yanı a- ra akaryakıt fiyaüaruda yapı- mcak arbştan kaynaklanacak lave vergi geHri potanatyemıden de yoksun kalnuş ohır" şeldin- de konuştu. En düsük zam, sıkınfıh örtinlerde Bu arada yılbaşından bu ya- na dolardaki yükseUş yüzde 67'yi aşarken akaryakıt fiyatla- nndaki artış 1 mayıs ve 15 tem- muz tarihkrinde yapılan iki zam sonucu en fazla yüzde 40'ta kal- dı. istanbul'da yılbaşında, 2 bin 449 lira olan süper benzinin lit- resi 3 bin 430 liraya, 2 bin 184 lira olan normal benzinin li.'re- si de 3 bin 70 Uraya yükseldi. Zam beklentisiyle şu an sıkıntı- sı çekilen motorin, gaz ve fuel- oil'deki 10 ayhk fiyat artışı ise benzinin de gerisinde kaldı. Pet- rol şirketlerince "mallyeti kartarnuyor" gerekçesiyle dağı- Omı kısılan akaryakıt ürünlerin- den gaz ve motorinin 10 ayhk fi- yat artışı yüzde 21'de kaldı. Ka- lorifer yakıtındaki artış ise yüz- de 16 oldu. Beklenen zamlann gerçekleşmesiyle süper benzinin 4 bin, normal benzinin 3 bin 600, gaz ve motorinin de 2 bin 600 liraya ulaşabileceği hesap ediliyor. , Gaziantep Kimyasal gazdan 31 ldşi zehirlendi GAZİANTEP (AA) — Gazi- antep'te, bir hurdaaya satılan niteliği belirsiz tüplerden çıkan kimyasal ga^Han 4'ü polis 31 ki- \ Fıifi K^L-iwıl^i«i rriinii 9 9 L a e ı n ı ^ a İstanbul Diş Hekimleri Odası'nca 22 kasımda kutlanacak "Türk Diş u ı ş n e K i m ı e n g u n u zz k a s ı m a a Hekimliği»GÜBjI., çerçevesinde,Ukoka,,ard, «a g l ^i ş sagllgl" ^ î tim ve taramasına başlandı. Beşiktaş Süheyla Artan îlkokulu'nda başlaalan kampanya. hafta boyunca 25 ilkokulda devam edecek ve yaklaşık 60 bin çocuk egitim ve taramadan geçirilecek. 300 diş hekiminin katıldıgı kampanyada ogrencilere agız ve diş saglıgının önemi hakkında slayt gösterileri eşliginde görsel ve işitsel egitim veriliyor. İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Celal Yıldınm, Türk halkının agız ve diş saglıgına onem \ermedigini ve halen >uzde 30'unda agız ve diş sorunu bulundugunu belirterek "Bu önemsemezlik a>nen devam elraekle. Bu konuda halkımızın herhangi bir kavgısı yok. Artık buna bir çöziım gerekli" dedi. Tedavi etmenin tek başına çozüm olamayacagını da vurgulayan Yıldırım, özellikle çocuklann egitimi ve bilinç- lendirilmesinin önemi iizerinde durdu. (Folograf: AA) istanbul Festivali sahaya iniyor Yayınevine hızlı dizgi yapabilen MACINTOSH OPERATÖRÜ aranıyor. 51110 05 BAŞSAĞLIĞI Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği Genel Saymanımız NEJAT KOYUNClPnun vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve tUm meslek camiasına başsağlığı dileriz. 14.11.1991 (Perşembe) günü ISMMM Odası önünde saat 10.00'da tören yapılacak, Çorlu'da defnedilecektir. Meslektaşlarımıza ve dostlarına duyurulur. İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI YÖNETİM KURULU (Baftarafi 1. Sayfada) Moskova Sollstteri'ni Ukray- nalı şef ve viyolacı Yuri Bash- met yönetecek. Moskova Virtü- ozları ve Yiademir Spivakov İs- tanbul dinleyicisinin birkaç kez gözdesi ohnuştu, bu kutlamala- ra da katılıyorlar. Dentsche Kammerphilannonie'yi ünlü çellist Heinrich Schiff ile dinle- yeceğiz. İki ttalyan orkestrası, Roma Virtıiozlan ve Santa Ce- dlia Oda Orkestrası'nm yanı sı- ra Concentus Musicus, çağımı- zın ünlü şeflerinden Avusturyah Nikolaos Harnonconrt'un yö- netiminde çalacak. Oda müziğinde Amsterdam Gitar Üçlüsü, Borodin Dörtlü- sü, Schönberg Toplulugu ve Berlin Füarmoni'nin seçkin vir- tuozları var. Günümüzün en coşkulu ve ulaşıhnası zor kemancısı Itzhak Pertman, geçen festivalin en du- yarh konserlerinden ikisini ses- lendiren Shlomo Mintz; piyano dünyasmın son zamanlardaki harika çocuğu Rus asılh yirmi yaşındaki Evgeny Kissen; dene- yimli flütçü Jean - Pierre Ram- pal resital programlannm yüdız- lan. Düo-piyano alanında Gü- her - Süher Peldnel'in rakibi Fransız Labeqne kardeşler, Ja- pon gitara Yamashita ve fla- menko gitara Mannel Kano, yi- ne resital programlan içinde. Vokal raüzikte ise festival, opera dünyasmın kapışılan üç adını getiriyor: Geniş kitlelere operayı sevdinneyi başaran, dünyamn dört bir yanındaki açıkhava konserleri, TV prog- ramlan ile dillerden düşmeyen Luciano Pavarotti. Diğeri ise yirmi yıldan fazla bir zamandır opera dünyasında girdiği her ro- lü düzeyli yonımuyla canlandı- ran, yaptığı 170 plakla müzik tarihinde hiçbir tenorun ulaşa- madığı sayıya ulaşan Placido Domingo... Zenci soprano Jess- ye Norman ise bu yıldızlardan bir başkası. Etkileyici üslubu, kendine özgii tonu ile çağımızın en ünlü sopranolan arasında. Ünlü sopranomuz Leyla Gen- cer de kutlamalann konuğu ola- cak. Jki yıl önce Şostakoviç'in "Bnrun" başlıklı operasıyla Henderin "Imeneo"sunu 18. festivalde sahneleyen Moskova Oda Operası, tstanbullulann büyük beğenisini kazanmışü. Gelenekselieşen Mozart'm Sa- raydan Kız Kaçırma'sı ise yine yirminci yıhn programında. Bu arada Harlum Boys Ctaoir, Vi- yana Çocuk Korosu'ndan son- ra yirmi yühk bir geleneği sur- düren en ünlü çocuk korosu.. Harlem Boys Choir, Amerika'- da olduğu kadar dünyamn her köşesinde konserler veriyor. Bale ve dans topluluklan ara- sında otuz yıh aşkın geleneği ile Amerika'mn en dinamik dans toplulugu olarak bilinen Alvin Ailey Dans Toplulugu konuk olacak. Elisa Monte Dance Company, Rambert Balesi ve Christina Hoyos Dans Toplulu- gu bu daldaki diğer gösteriler. Aynca Arjantin Tango toplulu- gu değişik bir renk getirecek. Bir de Polonya Halk Danslan folk- lor programını zenginleştirecek. İstanbul Festivali'nin caz, pop, rock ve folk alanlanm kapsayan programı bu kez ger- çekten "inanılmaz" sürprizler- le dolu. Şenliğin 20. yıh, ünlü caz şarkıcısı EJIa Fitzgerald'la birlikte doruktaki gecelerinden birini yaşayacak. Yüzyühk bir çınar gibi caz dünyasmdaki ye- rini koruyan Fitzgerald, bu mü- ziğin tutkunlanna belki de son ses gezilerinden birini yapüra- cak. Sonunda cazm İstanbul ek- siklerinden biri, trompet ustası ve türde neoklasik akırrun önde gelen temsilcisi Wynton Marsa- Hs de devrede. Bütün elektronik öğelerin cazdan antılması görü- şünü Miles Davis ve Herbie Hancock'a karşı şiddetli pole- miklerle savunan 30 yaşındaki Marsalis, çevresine topladığı genç müzisyenlerle Miles Da- vis'in efsanevi akustik beşlisinin 1960'larda yaptığı müziği kaldı- ğı yerden surdürüyor. Festivale bu kez cazın emek- tan ve A Takımı'nın değişmez kaptanı Dizzj GUkspie de trom- petiyle ve gittıkçe yükselen ya- şıyla katıhyor. Artık bir simge olan Dizzy'yi izlememek, cazın da bir parça inkân olacak gibi. Gil Evans'ın bir zamanlar de- ğişmez adamı, alto saksofonun ateşli cambazlanndan David Sanborn da sonunda şenlik programında. Elektroniğin en yeni olanaklannı tutku ve usta- hkla kullanan bu korkusuz mü- zik adamı, izlenmesi mutlaka gerekli konserleriyle ün salmış durumda. 20. Festivale konuk olması beklenenlerden Milton Nasci- mento, aralannda David San- born, Wayne Shorter ve Pat Saddam adını adını K. Irak'ta (Baftarafi 1. Sayfada) Bağdat merkezi hükümetinin, bu arada Kuzey Irak'a gönder- diği akaryakıt ve temel ihtiyaç maddeleri yardımında üçte iki- lik bir kesinti yaptığı görüldü. Kuzey Irak'ta görevli Iraklı Arap ya da Kürt devlet memurlannın maaşlan da 2 aydır ödenmiyor. Bağdat'tan gelen yardırnı dağı- tan pwşmerge örgütleri ise yar- dımın azalması nedeniyle iç çe- lişkilere düştü. Yöre halkı silahh çatışmalann sürmesinin yam sua ekonomik ambargo, kışın yaklaşması ve BM yardım kuruluşlanmn etki- sizliğinden yakınırken, "Halep- çe Kasabı" adıyla tanınan ve Saddam Hüseyin'in yeğeni olan Ali Hasan Mecit'in tçişleri Ba- kanhğı'ndan ahnarak Savunma Bakanhğı'na atanması da büyük endise yarattı. Şaklava'da görüş- tüğümuz KYB lideri Cetal Tala- bani ve Sosyaüst Parti Başkanı Dr. Mahmut Osman, "Bu yeni atama, Bagdat'ın banş ve iyini- yettea ne kadar uzak olduğunu göstermektedir" dedi. Talabani, Kürdistan cephesin- den bir heyetin yaklaşık bir haf- tadır Bağdat'ta merkezi hukü- met yetkUileri ile görüşme yap- mak amaayla beklediğini hatır- lattıktan sonra "Irak Kürdistan Demokratik Halk Partisi Başka- nı Dr. Sami Abdnrrahman'ın önderligindeki bu heyeti Bağ- dat'ta Idmse karşılamadı. Boş yere orada bekletiyorlar. Bu da Irak'ın Kürdistan mesetesine na- sıl baktıgını gösteren bir başka isarettir" diye konuştu. Diana yöresinde bulunan bir PKK kampmda görüştüğümüz örgütün Merkez Komitesi üye- lerinden Osman Öcalan, Kuzey Irak'taki gelişmeleri değerlendi- rirken, "PKK, olası bir Arap- Kürt savaşında Kürt cepbesinde bağımsız olarak yerini alacakür" dedi. PKK lideri Ab- dullah Öcalan'ın kardeşi olan kamp komutanı, PKK'nm Iraklı Kürt örgütleriyle birleşmeyece- ğini, kimseden emir almayaca- ğını, ancak Saddam Hüseyin'e bağlı birliklerin "Güney Kurdis- tan'a saldırmalan halinde yöre halkıyla büükte ba saldınya karşı çıkacaklannı" söyledi. Erbil yakınlarında Saddam Hüseyin'e bağlı birlikler ile Irak Kürdistan Demokratik Partisi- ne bağlı peşmergeler arasmda dün şiddetli çarpışmalar olduğu büdirildi. KDP yetkUUeri, Irak^ ın çeşitli bölgelerindeki peşmer- gelere çağnda bulunarak, Sad- dam Hüseyin'e bağlı kuvvetlerin bölgeye sokuhnamasım istedi. şi zehirlendi. Eski Dülük Cad- desi'nde hurdacüık yapan Recep Bilir, Döne Ohan adh kadmdan niteliği belirsiz S tüp satın aldı. Tüpleri matkapla deîmeve çah- şan Recep Bilir, tüpten sızan gazdan zehirlenerek bayıldı. Çı- kan gazdan, Bilir'e yardıma ge- len yakınlan, komşulan, olayı inceleyen itfaiye erleri ve poUs memurlan ile hurdacımn üst ka- ünda oturan aile fertleri olmak üzere toplam 31 kişi zehirlendi. Zehirlenenkr, Gaziantep Devlet ve SSK hastanelerinde tedavi al- tına ahndılar. Metheny gibi caz ustalanmn da bulunduğu geniş bir müzisyen kitlesinin "yol gösterici" olarak gördüğü Brezilyah bir dahi bes- teci ve şarkıcı. Nascimento, ola- ğandışı melodileri, kimseye ben- zemeyen armonileri ile Istan- bul'u da aJışılmamış ses evren- lerine sürükleyecek. Bir başka konuk Jim Hall, şu anda caz gitanmn belki de en önemli adı. Pat Metheny'nin "en büyük ustam" diye sözünü ettiği Hall, bir çelebi olarak sür- dürdüğü yaşamını, ateşi içinde saklayan, içedönük gitar üslu- buyla bütünlüyor yıllardır. Caz gitann gidisatını belirleyen 5-6 isimden biri olan Hall, İstan- bul'a tarihin önemli bir bölü- münü de beraberinde getirecek. Onumüzdeki yaz festivalde saclan iyice aklanan Gerry Mul- ligan da 40 yıh aşkın bir süre- dir ses telleri bozuhnayan bari- ton saksofonunu Ufleyecek. Antonio Carios Jobim'in fes- tivale katıhnası ise başlı başma bir olay. Brezilya'nm çok çeşit- li kultürlerden doğan muziğini kişisel potasında eriterek yeni- den yaşatan Stan Getz'le birlikte Bossa Nova'yı dünyaya tamtan Jobim, yükselen yaşı yüzünden artık sahnelere pek ender çıkı- yor. Festivalde rockseverler, 1960'lann en önemh' gruplann- dan biri olan ABD'deki gençlik hareketinin simgeleri arasında da yer alan ünlü üçlü Crosby, Stills and Nash'i de izleme ve dinleme olanağı bulacaklar. İstanbul Festivali sonunda zor görünenin de üstesinden gel- di ve stadyum konserlerini yü- rürlüğe koydu. Gitann çalgı olarak en önde gelen "reklam- cısı", büyük usta Eric Oapton, stadyum gösterilerinin isimleri arasında. Modemist müziğin son 25 yıldır en ön safında yer alan Peter Gabrid'in vereceği konser ise kuşkusuz İstanbul Festivali arşivinin en çarpıa say- falannı oluşturmaya aday.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear