23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EYLÜL 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 MTVödülleri • CALIFORNIA (AP) — îrlandah şarkıcı Sinead O'Connor'un "Nothing Compares 2 U" adh şarkısının video klibi, bu yıl yedincisi düzealenen MTV yarışmasının "En lyi Video Klibi" ödülünü aldı. 23 yaşındaki O'Connor, Madonna'nın şuh danslarla dolu "Vogue" klibiyle epeyce çekiştikten sonra, tamamen kendi yüzünün ayrıntı çekiminden oluşan klibiyle 1990 yılının bu alanda en başanh kadını seçildi. Billy Idol da "Cradle Of Love" şarkısının klibi ile aynı dalda erkekler arasında birinciliği elde etti. 21 sanatsal ve teknik kategoriden oluşan MTV yarışmasında, O'Connor'un "I Do Not Want What I Haven't Got" albümünün "hit" parçası, Prince*in bestesi "Nothing Compares 2 U" beş ayn dalda da ödüllere aday gösterildi. Öte yandan Madonna "Vogue" ile sekiz, Paula Abdul "Opposites Attract" ve rock grubu Aerosmith de "Janie's Got a Gun" ile yedi dalda ödüllere aday gösterildiler. Bu arada, MTV Müzik-Video Yanşması'nın en önemli ödüllerinden biri sayılan "öncü Sanatçı" ödülü de Janet Jackson'a verildi. Rostropoviç'in 50. yılı • Kültür Servisi — Sovyet asılh ünlü çellist ve orkestra şefi Mstislav Rostropoviç, konser yaşamının ellinci yılını kutluyor. Rostropoviç, bugün Londra'da Barbican Merkezi'nde onumna düzenlenen konserde, Theodor Guschlbauer yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde üç çello konçertosu seslendirecek. Rostropoviç, konserde Saint-Saens ve Şostakoviç"in 1 Nolu Çello Konçertolan'nın yanı sıra Alf red Schnittke'nin 2 Nolu Çello Konçertosu'nun da ilk seslendirmesini yapacak. Mstislav Rostropoviç ilk konserini 1940 yılında 13 yaşındayken vermiş, konserde Saint-Saens'ın viyolonsel konçertosunu seslendirmişti. 6 sanatçı disiplin kunılu'nda • Kültür Servisi — İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nda hakkında disiplin kovuşturması açılan sanatçıların sayısı altıyayükseldi. Daha önce, Tiyatro Yönetmeliği'nin kamuoyunda yoğun eleştirilere hedef olan bir yönde değiştirilmesi üzerine sanatçıların büyük bölumü bir bildiri yayımlayarak tepkilerini dile getirmişti. Sanatçılar, özellikle yönetim kurulunun ve genel sanat yönetmeninin seçimini düzenleyen maddelere ve yönetmeliğin hazırlanma amacına tepki göstermiş ve topluca Belediye Sarayı'na giderek tepkilerini dile getirmişti. Bu tepkilerin ardından, kurumun en eski sanatçılanndan Nedret Güvenç ve Burçin Oraloğlu hakkında disiplin kovuşturması başlatılmıştı. Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün ve onun başkaniığmdaki eski yönetim kurulu ayrıca, 1402'lik sanatçılardan Güngör Dilmen ve Başar Sabuncu hakkında, Cumhuriyet gazetesi ve Milliyet Sanat dergisinde yayımlanan röportajlarından ötürü kovuşturma başlatmıştı. Görüş beyan ettikleri için savunmaları istenen Sabuncu ve Dilmen'den sonra Candan Sabuncu ve son olarak Adnan Altay hakkında da disiplin kovuşturması açıldı. Candan Sabuncu'ya yöneltilen suçlamanın "Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün'e saygısız tutum ve davranış" olduğu öğrenilirken, 1402 j sanatçılardan Adnan Altay hakkında kovuşturma yürütülmesinin gerekçesi ise "Yönetim kurulu üyeleriyle ortaklaşa yapılan yeni tiyatro döneminin açılış toplantısında yaptığı konuşma" olarak belirtildi. Daha önce de hakkında disiplin kovuşturması açılan Burçin Oraloğlu hakkında ayrıca, üç ayrı dergide yaptığı röportajları nedeniyle yeni kovuşturmalar açıldı. İFSAK fotograf kursları • Kültür Servisi — lFSAK'ın (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) 50. Dönem Fotoğraf Kurslan kayıtlan derneğin Tünel'de Kumbaracı yokuşu, Kumbaracı Han 3. kattaki yeni yerinde başladı. Salı ve cumartesi günleri olarak iki ayn kur halinde, 8 hafta sürecek kurslar 11 eylül salı ve 15 eylül cumartesi günfl başlayacak. Kurslarda salı grubu akşam 19.00-24.00 arasında cumartesi grubu 13.00-15.00 saatleri arasında kurs görecek. Kurslarda fotoğraf tarihi, fotoğraf makinesi ve objektifler, ışık, renk ve görüntünün oluşumu, kompozisyon, aydınlatma araçlan, yardımcı araçlar ve filtreler işlenirken kurs karanhk oda uygulamaları ve fotoğraf çekim gezileri ile desteklenecek. Basın Müzesi etkinlikleri • Kültür Servisi — Basın Müzesi'nde 1990-91 dönemi kültür ve sanat etkinliklerine 24 eylülden itibaren başlanıyor. Müzede 24 eylül-17 ekim tarihleri arasında Cem Çahş'ın "Heykel", Agâh ve Melih Arat ile Ertan Tınas'ın "Fotoğraf', ŞeymaOktuğ'un "Resim" ve Sanat Butik'in 22 sanatçıdan oluşan daimi sergisi izlenebilecek. Sergilerin açılış günü saat 15.00'te konuk sanatçı Devrim Erbü'in katılacağı "Çağdaş Sanat-Çağdaş Yaşam" başlıklı bir söyleşi düzenlenecek. Ayrıca müzede düzenlenen sanat ve kültür kurslanna bu yıl da devam ediliyor. Kayıtlan eylül ayında yapılacak kurslann ekim ayında başlatılacağı bildirildi. Müzede, hızlı okuma, diksiyon, minyatür, gravür, resim, tiyatro ve Osmanhca okuma kurslan düzenlenecek. 'Arredamento Dekorasyon' • Kültür Servisi — "Arredamento-Dekorasyon"un eylül sayısı yayımlandı. Dergide SlPA'mn kurucusu ve patronu Gökşin Sipahioğlu ile yapılan söyleşide Türk basınımn sorunları ele alınıyor. Sedad Hakkı Eldem "sorunu"nu yandaşlarıru, karşıtlarını ve kendisine kayıtsız kalanlan konuşturarak inceleyen dergide, Uğur Tanyeli, Eldem'in kişilik özelliklerini, mimari yaklaşımını ve ürünlerini değerlendiriyor. Aynca Eldem hakkında Mehmet Ali Handan'la yapılan bir söyleşiye ve Aykut Köksal'ın kısa bir değerlendirmesine yer veriliyor. Eldem'in büyüklüğü, mimarlığımn düşünsel temelleri ve hâlâ sürüp giden bir etkisi olup olmadığı konusunda, uç anket sorusunu Turgut Cansever, Behruz Çinici, Nezih Eldem, Ersen Gursel, Doğan Kuban, Süha Özkan, N.Erdal özyurt, H.Kemal Söylemezoğlu ve Engin Yenal yanıtlarken derginin eylül ayı dosyasmda "İstanbul iskeleleri" tanıtıhyor. EFES PESEN BASKETBOL TURNUVASI İşte yeni bir heyecan: Efes Pilsen Basketbol Tumuvası. Yine ünlü ısraıler, yıne ünlü takımlar. Finlandiya'dan Tbrpart Pojat, Sovyetler Bırlığı'nden Kbrabel, CSKA ve Efes Pilsen. Haydı baskete! Haydi alkışa! LütfiKırdarSporSalonu 8 Eylül 1990 Cumartesi 15.30 Korabel-Tbrpan ft>jat 17.00 Efes Pılsen-CSKA 9 Eylül 1990 Pazat 15.30 CSKA-Tbrpan Pbjat 17.00 Efes Pılsen-Korabel EFES PİLSEN SPOR KULÜBÜ Ünlü Fransızşarkıcı Gilbert Becaud'dan Atatürk Kültür Merkezi'nde üç konser SesÜ bir duygu tarîhçisiMARİO LEVİ Birikimini içinizde şöyle ya da böyle barındırdığınız bir coğraf- yanın müziğine, kendinize göre bir yolculuğu dunıp dururken göze alabilir misiniz? Alabilir, dahası böylesi bir yolculuğu zaman za- man gereksinebilirsiniz diyelim. İşte bu durumda çok es^ilerden bir ses, sizlere artık eni konu alış- kını olduğunuz kimi duygulan da hatırlatarak "Ya şimdi ne yapaca- ğım ben / Bana bıraktıgın bu va- kitle dolacak hayatımda" sözcük- leriyle seslenebilir. Aynntılara ya da o anda yaşadıklarınızla ilgili değişik algılamalara, duygulan- malara da süruklenebilirsiniz o dinleme anında. Ama sonuç ne olursa olsun, sizlere öylesine bir şeyler anlatan bu "ses"in yülan- mış bir gelenekte çok saygı duyu- lası, daha da önemlisi sevilesi bir komıma sahip olduğunu çok iyi bilirsiniz. Oturup düşünebilir ya da kendinizi duygulann çağnşımı- na şöyle bir bırakabilirsiniz: Bir aynİık şarkısıdır burada anlaülan, bu türden sözcüklerin buna ben- zer başka şarkılarda, değişik bi- çimlerde de olsa dile geldiğini, da- hası bu duygulan hayatınızın be- lirli dönemlerinde içinizde yaşat- mış olabileceğinizi ayrımsarsınız. Etkilenmeden, bir şarkıyla birlikte kendi yolculuğunuza çıkmanın koşullan, belki de büyüsü eni ko- nu hazırlanmıştır artık: "Et maintenant" (Ya Şimdi) uzun, ço- ğalulmış bir duygu tarihinin bel- ki de terael taşlarmdan biridir. Ne var ki böylesi bir aşamada bile daha derin ya da ne yalan söy- leyelim daha yaralayıcı bir yolcu- luğun izlerini arayabUir insan. Bel- li bir yerden sonra bu biraz da do- ğal, beklenesi sayılabilecek etki- lenmenin ötesinde bir şeyler oldu- ğunu hissedersiniz. Bu, eğer deyiş yerindeyse bir ayrıcalık bir bam- başkahk arayışıdır. Sizi bu şarkı- ya ya da bu tanıdık sesin diğer ve- rimlerine götüren yolun durakla- nnda beklemediğiniz çağrışımlar ve etkilenmeler de bekleyebilir. İş- te o zaman da bu çok özel tarih- teki ezgiler, sözcukler ya da yal- nızca bakışlarla sanki bir kez da- ha tanışır gıbi olursunuz. Şarkılar ve anılar dersiniz kendi kendini- ze. "Nathalie"yi, "Je reviens te chercher"yi, "Mes mains"ni, "L'important c'est larose"u,"De- sireVyi anımsayıverirsiniz. Bura- da elbette çok kişisel seçenekler ve seçimler söz konusudur. Ancak bu kez de bu şarkılardan oluşmuş bir "dünya"yla karşı karşıya bırakıl- 'BAY 100 BÎN VOLT" GELOl — Şovbnnda bitmek bilmeyen ener jisiylc "Bay 100 Bin Volt" olarak Unınan Gilbert Becaud, Yapı Kre- di'nın 46. yıldönümfi nedeniyle bugun, yann ve 10 eyhilde Atatürk Kültiir Merkezi'nde üç konser vermek üzere dun akşam htanbul'a geldi. Becaud havaalanında iner inmez karşısına çıkan bir kediyi se- verek bir süre onunla oynadı. (Fotograf: Muharrem Aydın) dığınızı ayrımsarsınız. Ayrılıklar, kırgınhklar, yitik aşklar, paylaşıl- mış ya da paylaşüamamış ama sanki hep özlenen, beklenen ay- nntılar. iç burukluklan, yinelenen umutlaı ve hüzünler sanki hep bu biraz da karamsar coğrafyayı oluşturmak içindir. "Et raainte- nant"ın bestecisi sizleri işte tüm bu izleklerden oluşmuş, sevinci belki az, ama derinliği çok bir dünyayla tanıştınr. Bir dünya evet. tçine gırmeyi başarabildikten son- ra benliğinizde bir şekılde taşıma- ya, benzerlerinizle çoğaltmaya, vorumlamaya, üstune ustluk yaşa- durumda. Şarkı o özdeşleşme anında içinizde değildir, yalnızca siz bir şekilde de olsa o şarkının içine akmışsınızdır. Buraya kadar dile getirilen özel- likler belirli bir dünyası olan he- men hemen her şarkıcının şöyle ya da böyle sahip olduğu özellikler arasında bulunabüir. Bu özellik- ler, köklerini yüzyıllar öncesinde, genel kabul görmüş bir görüşle or- taçağda bulan ve yüzyılımız Fran- sası'nda değişik biçimlerde filL. veren "chanson" turünde de belir- gin, dahası kaçınılmaz bir şekil- de bulunur. Günümüzde, bu ko- bir söyleyişle yaşayan efsanelerin- den biridir ve besteleri daha şim- diden bu tarihin klasikleri arasın- da kabul edildi. Moskova'da bir rehberie paylaşılan kısa, ama unu- tulmaz bir gönül macerasının di- le getirildiği "Nathalie", buruk ve yorgun bir geriye dönüşün, yıllar yıh sürmüş, içte gizlenmiş bir hi- kâyenin şarkısı olarak niteleyebi- leceğimiz "Je reviens te cnercber", sıkıntılarımıza, çıkmazlarunıza küçücük bir çıkış kapısmın öne- rildiği "L'important c'est la rose", bir yapayalnızlığın, bir terk edil- mişliğin burukluğuyla anlam ka- "Et maintenant"ınyaratıcısı Becaud, Yapı Kredi'nin 46. yıldönümünde üç konser verecek. Gilbert Becaud'nun konserleri bugün, yarm ve 10 eylülde. mınıza geçirmeye hazır olabilece- ğiniz bir dünya. Gelgelelim mesele bununla da bitmez. Çünku bu besteci, biraz da ozan şarkıcıyı, şekli nasıl olur- sa olsun, sahnede görebilmeniz durumunda yorumculuğun kimi şarkıları sahnede, belirli bir kitle- ye, ustüne üstlük ramp ışıklarını hani nerdeyse bir duvar bilerek söylemenin çok ötesinde bir şey- ler olduğunu sezinleyebilirsiniz. Şarkılan yaşamak, daha da önem- lisi sahnede söylenmekte olan şar- kının kahramanı olmak gibisinden bir duyguyu da yaşayabilirsiniz bu nuda kaleme alınan yazılarda bu .geleneğin en büyükleri, yani ister besteci-ozan-yorumcu, ister yal- nızca yorumcu olsun, belirli bir dünyası olan şarkıcılar- arasında, Leo Ferre, Jacques Brel, Georges Brassens, Edith Piaf, Serge Reg- giaai, Yves MonUnd, Charies Tre- aet ve Barbara'nın ısımlerınden söz edilır. Ben bunlara Anne Sylvestre, Maurice Fanon, Moulo- udji ve Leny Escudero'nun isim- lerini de eklemekten yanayım. Yukanda, dunyasını bir şekilde vermeye çalıştığınuz Gilbert Beca- nd işte bu geleneğin, alışılagelmiş zanan "Et maüıtenant" bu şarkı- lan bir şekilde yaşamış olanların belleğinde, giderek tarihinde unu- tulamayası bir şekilde yer etmiş- tir ne de olsa. Geriye Becaud'nun bugün alt- mış yaşını geride bırakmış bir sa- natçı, dolayısıyla da bu tarihin önemsenmeye değer bir bölümü- nü tüm boyutlanyla yaşamış bir insan olduğunu, buna karşın, ken- disine tüm yakıştırüanlara uygun olarak sahnede şarkı söylemeye, tum enerjisiyle sizı o şarkı söyle- me süresince dünyasına adeta tut- sak ettiğiru, sinemayı denediğini, bu alanda başanh kompozisyon- lar da çizdiğirü ve şarkıdaki o uzun yolculuğunu olası bir sonu belki de hiç dûşünmeksizin sür- dürmekte olduğunu söylemek ka- lıyor. Oaude Lelouch'un "Toute une vie/Tüm Bir Yaşam" adh fılminin şimdi belli belirsiz bir görüntü olarak anımsadığım sahnelerin- den birinde kendisine âşık olan genç kızın duygulannı işte öylesi- ne bir şarkıcı olarak reddetmenin zorunluluğunu yaşarken "Gilbert Becaud'vu sevmek çok kolaydır" der Becaud. Çunkü burada sevi- len, bir insandan çok bir isim ya da bizlere şöyle ya da böyle arma- ğan edilen bir rüyadır. Bu sahne- den sonraysa, bu yazının kıvücı- mını oluşturan "Et maintenant"- ın görüntüleri yansır ekrana. Be- caud, "Bu, benim hayatımda en sık söylemeye mecbur oldugum şarladır" der: "Şimdi gittiğine gö- re hayatımdan / Bu geceler neye ve kime >'arayacak?". Bu şarkının çağrıştırdıklanyla bu çok anlam- lı sorunun yanıtını sanımca en çok Becaud'nun kendisı biliyor. Ama ben kendi açımdan böylesi bir so- ruya bir yanıt bulamam?k ve bu- rada anlatüanlan bir şekilde de ol- sa yaşayabilmış olmak her şeye tercih edilesidır diyorum. Yaşa- mak*ya da yalnızca anlamak evet. Becaud gıbilerinin dünyasına bir şekilde de olsa girebilmek için. Füsun Sağlam'ın resim sergisi Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde Düşsel doğa r* ""* yorumlarıDoğa, Füsun Sağlam'ın vazgeçemediği bir tutku, değişmekte ve yitirilmekte olanın dış simgesi. Sağlam'ın sergisi ay sonuna kadar açık. LUDMİLA BEHRAMOĞLU Ressam Füsun Saglam ile Vak- ko Beyoğlu Galerisi'nde 4 eylül- de açtığı resim sergisinde söyleşi- yoruz. Incecik, sarışm, yanakla- n pembe bir tevazu içinde. Sev- miyor pek sanatını anlatmayı. "Allahın büyüklüğünu hisset- tim resimlerinde" diyor yanunı- za kutlamak için gelen bir kadın ve ağlayıveriyor. Yumuşak yumu- şak bakmayı sürdürüyor Füsun. Bu gözyaşları, yaratmak istediği etkinin bir kanıtı: "Size resimle- rimde raistik bir yan olduğunu söylemistim" diyor. Sergiyi her gezen, resimleri ki- min yaptığmı görmek istiyor. Coşkuyla kutluyor hepsi de teb- rikler, tebrikler... Füsun Sağlam'ın sergilediği 16 büyükçe resimde hep doğa görün- tüleri var: Çamlarla kaph yalçın tepeler, sanki yeryuzünun özunün tüttüğü doğa parçalan, dağlar, durgun sular, gökyüzü, bulutlar sanatçımn doğa nostaljisini yan- sıtıyor. Doğa, Füsun Sağlam'ın res- minde vazgeçemediği bir tutku, değişmekte ve yitirilmekte olanın dış simgesi. Bir yandan doğanın heyecan verme gücünü kullanarak kendi iç duyarlığını bir biçime so- kuyor. Corot, Watteau, Poussin ve Rubens gibi ressamlarda otdu- ğu gibi yaşamın derin anlamıyla yoğurduğu doğaya bakışı basit bir göruntuden sır dolu şiire dönuş- tüniyor. Resimlerindeki gökyüzu- nün derinliklerinin yansıdığı din- gin sular insanı içine çeken br sonsuzluk duygusu uyandınyor Basit bir perspektif dizge ile el- de edilmiş olan bu derinlik, mis- tik bir boyut getiriyor. Renklerin dikkatle seçümiş ohnası ve denge- de tutuhnası, resmin genel çizgi- lerinin görkemli ve ağır, ancak ay- nı derecede de teknik olarak ku- sursuz, yalın ve ekonomik oluşu, tüm öğelerin yükselmeye ve derin- leşmeye yönelik ohnası, kaynağı belirsiz ışığın durgun ve eşit da- ğıtılmış oluşu, bilinçaltına doğru uzanan bir algı dizgesi oluşturu- yor. Grafığe özgü açık seçiklik fo- toğrafık gerçekliğe yaklaşan an- cak bilinçli yalınlığın özenli denge- si, yapıtlara dinlendirici bir özel- lik, hem çarpıcılık hem zarafet veriyor. Tüm bu göriintüler her ne ka- dar göze gerçekliğin ta kendisi gi- bi gözüküyorsa da düşünceye yansıttıklan gerçekdışı bir atmos- fer. Füsun Sağlam, imgelemin bir tür sarhoşluğu içinde, sanatçıya ON ALTIYAPIT SERGİLENIYOR — Vakko'daki sergide FnsmıS^laın'ın 16 büyükçe restni yeralıyor. Tat- biki Güzel Sanatiar Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra çalışmalannı bir süre Avustralya'da sürdüren Sağ- lam, 1984'te>urdadonmüştü. özgü tutkunluk dolu takıntıyla her şeyin yahnlaştığı ya da çoğal- tıldığı, yapay cennetlere sığmüan 19. yüzyıl Romantizmine benzer bir tavırla kendini aşma>ı sa\'unu- yor. Görünenin anlamını aşacak güçte yaratma isteği ile esinlenmiş bir şair gibi yaklaşıyor resme. De- rinlemesine düşünceye dalarak tartıp biçerek resmini saptıyor. Duyarlığım durmadan evirip çe- virerek kaptırıyor kendini resmin dünyasına. Saygı, sabır ve ciddiyet isteyen bu yaklaşımı ile tıpkı Uzakdoğu- lu ressamlar gibi oda içinde çalı- şarak düşünce ve imgede yoğun- laşarak düşsel doğa yorumlan oluşturuyor. Yapıtını sırurlamada kendiliğinden olgunlaşmaya bı- rakması ise Klee'ninki gibi mo- dern bir tavır. Füsun Sağlam'ın yapıtlan 29 eylüle kadar Beyoğlu Vakko Sa- nat Galerisi'nde gorulebilecek. IstanbuTa 4 sulu günler geliyor — Kabveci, bu kurbağa ne? — Efendim, Terkos suyundan yapılan kahveden ne çıkacak? Nişan BERBERYAN / Tiyatro Dergisi 1874, Sayı 61. Kültür Servisi — İstanbul Bu- yüksehir Belediyesi, İstanbul Su ve Kanalizasyon Idaresi (İSKİ) ile Karikatur ve Mizah Müzesi'nin duzerdediği "tstanbul Su Günleri' 14-30 eylül tarihleri arasında ger- çekleşecek. "Dünden Bugüne Su" teması çercevesinde düzenlenen et- kınlikler Fatih'teki Karikatur ve Mizah Müzesi'nde izlenebilecek. "Su Günleri" etkinliklerinin ana gösterisi, 36 karikatur sanat- çısının 70 karikatüründen oluşan "Su Karikatürleri" sergisi. Sergi- de 1870'lerden günümüze Istan- bul'un su sorununu konu aJan ka- rikatürler bir araya getirildi. 14 ey- lulde açılacak olan bu sergideki karikatüristler Karagoz, Şaka, Mi- zah, Akbaba, Tef, Aydede gibi mi- zah dergilerinden ve Turgut Çevi- ker'in arşivinden derlendi. Sergi- de Ramiz Gökce, Cemal Nadir, Orban Unü gibi eski karikatur us- talannın yanı sıra günümuz sanat- çılanndan da Semih Balcıoglu. Erdoğan Bozok, Tan Oral, Ahmet Erkanlı, Latif Demirci, Bebiç Ak gibi imzalar yer alıyor. "Su Kari- katürleri" sergisi, müzeyi oluştu- ran bölumlerden biri olan medre- senin tamamını kaplıyor. Sergiyi oluşturan karikatürlerin bir bölumü de "Su Kitabı" adı al- tında bir kitapta toplandı. Kitap- ta lstanbul'un su sorunuyla ilgili, çeşitli dönemlerden 41 karikatur bulunuyor. Karikatur ve Mizah Müzesi'nin avlusunda yer alan ceşmenin de- ğişik bir anlayışla düzenlemesi de etkinhklerin bir bolümu. Şirin İs- kit "Neşeli Çeşme" adını verdıği bu düzenlemeyle tarihi Osmanlı çeşmesini yine "su sorunu" teması çercevesinde yorumluyor. Gürel Yontan ise yine müze içinde, etkinhklerin açılış günün- de "su" konulu bir happening ger- çekleştiriyor. Süha Ann'ın "Su Hüküm Ki" adını taşıyan belge- seli de etkinlikler süresince her gün iki kez videodan gosterilecek. Belgesel Mimar Sinan'ın tstan- bul'da yaptığı köprüleri, su ke- merlerini ve su yollannı konu alıyor. Su ile ilgili Türk ve yabancı kay- naklardan derlenen çeşitli belge, küpur ve makaleler de "Su Kitaplığı" adı alunda bir araya ge- tirilıyor. Bu kitaphkta Türk ede- bıyatından su ile ilgili çeşitli aün- tılar da yer alıyor. Yılmaz Güney gunu • FOÇA (Cumhuriyet) — Foça Belediyesi'nin düzenlediği Kültür ve Sanat Günleri çercevesinde bugün "Yılmaz Güney Günü" kutlanacak. Beşkapılar'da Atillâ Dorsay ve Atilla Özkırımlı, Güney'in yapıtlan hakkında bilgi verecek ve yöneltilen sorulan yanıtlayacak. Ardından Yılmaz Güney'in "Salpa" adh öyküsünden, Hasan Kıyafet'in "Mapus Yılmaz Güney" ve Atillâ Dorsay'ın "Yılmaz Güney Kitabı"ndan yararlanılarak hanrlanan tiyatro gösterisi sunulacak. Sanat Günleri çercevesinde daha sonra Atillâ Dorsay ve Atilla özkırımlı kitaplannı imzalayacaklar. 4 Gereği Düşüntildti' • Kültür Servisi — Levent Kırca Tiyatrosu'nun yeni oyunu "Gereği Duşünüldü", bugünden itibaren Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelenmeye başlanıyor. Yılmaz Erdoğan ile Muzaffer Abayhan'ın birlikte yazdıklan oyunda 60 kişilik bir kadro bulunuyor. Levent Kırca'nın yönetip, başrolleri Oya Başar ile baylaştığı oyunda, müzik Grup Gündoğarken'e ait. Sait Sökmen Dans Grubu'nun da yer aldığı oyunun biletleri Galleria Ataköy, Suadiye Vakkorama, Taksim Vakkorama ve Açıkhava Tiyatrosu gişesinden elde edilebilir. Elvis seifflsi • DOGU BERLİN — Elvis Presley'in altın plakları, sahne giysileri ve Cadillac marka arabasının yer aldığı bir sergi, geçen perşembeden beri şarkıcının yaşamı boyunca konser veremediği ülkelerden birinde, Doğu Almanya'da açıldı. Doğu Alman resmi haber ajansı ADN'den yapılan açıklamaya göre Tenesee'deki Graceland Muzesi'nden gelen Elvis Presley 'Anılar' sergisi, Rostock'ta pazara dek açık kalacak. Şarkıcı, önceki dönemlerde komünist idarelerin rock müziğe karşı 'sert' tavnndan dolayi bu Ulkede konser verememişti. Allmaıı' • Kültür Servisi — Daha önce de Istanbul'a gelerek Topkapı-Harem konulu bir resim sergisi açan Amerikalı ressam Avis Allman'ın Türkistan Eserleri Müzesi'nde açılan sergisi 23 eylüle dek sürüyor. Sergiyi gezmeye gidenler, sergi alanında çalışmalannı sürdüren Allman'ı çalışırken izleyebiliyorlar ve resimleri hakkında soru sorabiliyorlar. Kısa filnı sempozyumu • Kültür Servisi — Türkiye'nin çeşitli köşelerinde birbirinden kopuk olarak çalışmalannı sürdüren ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kısa film çalışanlannın birlikteliğinin sağlanması, sorunlann tartışılması ve çözüm yolları aranması konusunda ulusal düzeyde bir sempozyum düzenleniyor. 20-21 ekim tarihleri arasında Istanbul'da gerçekleştirilecek olan sempozyuma sadece çağrüı kişiler katılabilecek. Ön duyuruların mart ayında başlatıldığı toplantıya katümak isteyenler, İstanbul 152 57 00 nolu telefonda Hilmi Etikan'dan bilgi edinebilirler. BUGÜN ~ • Okul öncesi ğ Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı Belma Atik'in konuşmacı olarak katıldığı "Okul Öncesi Eğitimine Genel Bakış" konulu sohbet toplantısı saat 14.00'te LT.Ü. Maçka Sosyal Tesisleri'nde yapılacak. • Açılış Ümraniye Kültür Merkezi'nin saat 11.00'deki açılışından sonra saat 17.00'de Genco Erkal "Merhaba" adlı oyununu sahneleyecek. • Barış için dans Sosyalistlerin Birlik Partisi girişimcileri tarafından düzenlenen "Banş İçin Dans" etkinliği saat 16.00'da Galatasaray Lisesi karşısında gerçekleşecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear