23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABERLERİN DEVAMI 30EYLÜL 1990 OLAGANUSTUKURULTAYI kıöııü: Görevim SHPyi iktidara taşımak£IKARA (Cumhuriyet Bü- ros — SHP kurultaymda ilk sözalarak 1.5 saat konuşan Er- dtlıönü, kurultayın sonucu ne oluıa olsun bugün de yarın da parde kalacağını bildirerek de- legere "Kim parti içi demok- nsfr en ryi nygulayacaknr? Dü- şnon, karar verin. Kim sosyal deıokratlan birieştirecektir? KİBsosyal demokrat düşünce- yi iitidara taşıyacakür?" diye seslndi. Parti içindeki sorunun hiziTçi ve klikçi anlayıştan kay- nakandığını belirten Inönü, "Ba 30 eylülden sonra da par- ti içhde demokrasiyi gerçekleş- tirmk için çalışacağım. Bunun için Jir tek arkadaşın bile par- tkJeı aynlmasını istemiyonını" diye konuştu. llc başh yönetimin birçok za- rarlaı olduğunu anlatan Inönü, yeni seçilecek genel başkanla ça- hşacık PM'nin "açık ve içtenttk- li Üijfci kurabilecek uyumla bir kadıo" kurulmasını istedi. ŞHP Genel Başkanı Erdal tnöcü, kurultay salonuna saat ll.Offda girdi. Inömi'nün salo- na grişi sırasında salondaki be- lediye bandosunun "10. Yıl Maıjı"nı çaldığı dikkat çekti. Înönü, kalabalık nedeniyle büyük güçlükle kürsüye ilerler- ken salonda bulunanlann yine "Başkan İnönü", "Hiziplere son" sloganlan attıklan dikkat çektı. Înönü, kumltayı "parti içi de- mokraside atüım" kurultayı ola- rak adlandırdığını belirterek "Bu kuruluy, partide saglıkh ve kalıcı birligin sağlanması kurultayıdır" dedi. Bu kurulta- yın konusunun "sen-ben kavgası" olmadığını aktaran Înönü, delegelerin vereceği ka- rarla, ya partinin daha da büyü- mesine yol açacaklarını ya da partiyi küçülten, iç çekişmeler- İe yıpratan uygulamaların sür- mesine göz yumacaklarını söy- ledi. Înönü, kurultayın 91 hazi- ranına bırakılsa, sorunlann da- ha da büyüyeceğini, Türkiye'nin de zaman kaybedeceğini belirte- rek şöyle konuştu: "Çözüm sizdedir, sirin kara- nnızla en doğru çözümü bula- cağınıza inanıyorum. Kim parti içi demokrasiyi eksiksiz ve sami- mi olarak uygulayacak? Düşü- nfln, karannızı verin. Kim tas- fryeciliğe son verecek? Kim parti uymak koşulu ile de- kılar altında başörtüler takmak zorunda kalmamalan için ben buradayım. Burada oturan gençlerimizin iş kaygısını, gele- cek kaygısını çözmek için ben buradayım. Ben bugünkü so- rumsuz iktidarın yerine SHP'yi iktidara taşımak için burada- yım." "Sonın parti içi demokrasidir, sorunun kaynağı dar kadrocu, klikçi, hizipçi anlayıştır" diyen Înönü, yapılacak her atılımın başlangıcının parti içi demokra- si olduğunu bildirdi ve partinin sahip olduğu zengin insan var- lığını en verimli biçimde kulla- nabilmesi gerektiğini dile getirdi. Dünyadaki son gelişmelerin, sosyal demokrathğın tuttuğu çizginin doğruluğunun kanıtla- nnı oluşturduğunu. sosyal de- mokrat düşüncenin kendine olan güvenini daha da pekiştir- diğini anlattı. SHP'deki sorunun kaynağı- nın "dar kadrocu, klikçi, hizipçi" anlayıştan kaynaklandı- ğını belirten înönü, yapılacak her atılımın başlangıcının parti için demokrasi olduğunu bildir- di ve partinin sahip olduğu zen- gin insan varlığnı en verimli bi- çimde kullanabilmesi gerektiğini dile getirdi. Dünyadaki son ge- lişmelerin, sosyal demokrathğın tuttuğu çizginin doğruluğunun kanıtlannı oluşturduğunu, sos- yal demokrat düşüncenin kendi- ne olan güvenini daha da pekiş- tirdiğini anlatan Înönü, Özal'ı da eleştirerek "yayılmaeıs savaş- lara kesinlikk karşı olduklanm" söyledi. Sosyal demokrat partilerde gnıpların, kanatlann olmasımn doğal olduğunu, ancak bu dü- şüne gruplaruıın partiye yararlı olabilrnesinin belirli önkoşulla- rı olduğunu belirten Înönü, bunları, "parti içi demokrasi", "hukuk kurallannın yansız bi- çimde işletilmesi", "seçimle ge- lenlerin seçimle gitmeleri" ve "yönetici ve üyelerin demokra- iyi ve çoğulcluğu gerçekten be- nimsemiş oimalan" olarak nite- ledi. Temel misyonlannın sosyal demokrasiyi iktidara taşımak ol- duğunu anlatan" Inönü, "Ben biitün bunlann artık daha faz- la zaman kaybedilmeden ger- çekleştirilmesi için kesin karar- hyım. Ben politikaya sosyal de- mokratları birleştirmek için girdim" dedi. İnönü şöyle de- vam etti: "Çağdaş bir sosyal demokrat partide birbirine saygılı, hoşgö- rülii ve iktidan amaçlayan bir yapıyı oluştarmak için sosyal demokratlan birleştirecek bir dokuyu oluştunnak için girdim. Şimdi her zamankinden daha kararlıyun. Nasıl Batı'nın demokrasi kül- türü içinde çokseslilik doğalsa SHP'de de doğal olacaktır. Nasıl Batı'nın demokrasi kül- türü içinde parti yönetiminden farklı düşünmek cezalandınl- maya yol açmıyorsa, SHP'de de yol açmayacaktır. Nasıl orada hukuku çiğneye- rek görevden almanın, üyelikten çıkarmanın hiçbir biçimde ge- rekçesi olamazsa SHP'de de ola- mayacaktır. Bunlan gerçekleştirmekte ke- sin kararlıyun." İnönü, delegelere önemli bir sorumluluk düştüğünü belirte- rek şöyle devam etti: "Ben parti içi demokrasiyi ne pahasına olursa olsun, kurultay sonucu ne olursa olsun gerçek- leştirmek için 30 eylülden son- ra da elimden gelen her şeyi ya- pacağım. Bundan kjmsenin şüp- hesi olmasın. Bunun için bir tek arkadaşın bile partiden aynhnasını istemi- yorum. Böyle bir anlayış benım yapıma. dünya göriişiime uy- maz. Benim gönlümde, benim dünyamda, benim iktidara yfi- riiyüş anlayışımda sosyal de- mokrat berkese yer vardır. Bir- birimize ibtiyacımız vardır. Ama değerli delegeler, sizin önünüzde tarihi bir sorumluluk vardır. Bir tek şeyi hiçbir tered- düte yer bırakmayacak şekilde netleştirmelisiniz. Parünin genel başkanı ile uyumlu çalışacak, samimi, dar kadrocu anlayışta olmayan, dışa döniik iktidar mücadelesi yapacak bir yöneti- mi oluşturmalısınız. ÖnUnuzdeki en büyük so- rumluluk budur. Buna sizler karar vere- ceksiniz. Partimiz hangi anlayışla bü- yiir? İktidara yiirür? Buna siz- ler karar verecekâniz. Partimizi hangi anlayış kiiçül- tür? Iktidardan uzaklaştınr? Bnna sizler karar vereceksiniz." İnönü, parti içindeki dar kad- rocu görüşün genel başkanı bu gidişin sonunda nasıl çaresiz bı- rakıp gitmesini umduklannı, ancak üst üste yapılan hukuk dı- şı uygulamalar ve bu uygulama- nın arkasından gelen başansız- lıkların hesaplan altüst ettiğini ğişik görüşlerin zenginliğinden, yeni ufuklanndan yararlana- cak? Diışünün, karannızı verin. Kim partiyi içe döniik kavgalar- dao anndınp dışa döniik iktidar macadelesi verecek? Kim sosyal demoknüan birleştirecek? Kim sosyal demokrat düşünceyi ikti- dara taşıyacak? Duşünün, kara- nnıa verin." "Ben buradayım" Înönü, kurultayın vereceği ka- rara "saygıh" olacağını ve her- kesin de saygılı olmasını bekle- digini belirterek karar ne olur- sa olsun partide kalacağını bil- dirdi. Înönü şöyle konuştu: "Kurultay karan ne olursa ol- sun sosyal demokratlar birleşin- ceye kadar sosyal demokrat gö- rüsn iktidara taşıyıncaya kadar ben buradayım. Kurultayın ka- ran ne olursa olsun, bugün de buradayım, yann da buradayun. Burada oturan kadınlarımızın, onlann çocuklannın yann bas- İnönu salona gelişinde büyük tezahüratla karşılanırken diğer genel başkan adayı Baykal'la toka- laştı (solda üstte). Partili kadınlar tnönü'ye büyük sevgi gösterdiler (üstte sağda). Salonun içine daha önceden yapılan programa göre alınmayan partililer çevredeki kafe ve benzeri yerlere yer- leştirilen dev ekrânlardan kurultayı yağmura ragmen Ugiyle izlediler (altta). ANKARA'dan HİKMET ÇETİNKAYA Kurultay Delegeleri ANKARA — Daha gergtn bir ortamda yaptlacağı bekleniyor- du 6. Olağanüstü Seçimli Ku- rultay'ın. Çünkü gerginlik do- ruk noktasına ulaşmıştı son günde. Polisler Atatürk Spor Salo- nu'na çıkan tüm yolları tutmuş- tu. Delege ve konuk kartı olma- yanların salona ulaşması ola- naksızdı. Saat 9'da salona girdik. İki saat sonra da Genel Başkan İnönü sevgi gösterileri arasın- da kapıda gözüktü. Tribünlerin bir botümü "Başkan İnönü" di- ye gösteri yapıyordu. Bunlar kurultayın konuğuydular. Basına ayrılan bölümden sa- londa bulunan delegeleri izli- yorduk. Hava İnönü'nün lehi- neydi. Sanki yer yerinden oy- nuyordu. Az sonra Deniz Baykal gö- rûldü salonun ucunda. Alkış ve yuh seslen birbirine kanştı. Sa- lon bir an için kanşır gibi oldu. İtişip kakışmaları izlerken din- leyici bölümü daigalanıyprdu: — İnönü Başkan... İnönü Başkan... Karşı bölümden ise Baykal'a sevgi gösterisi yapılıyordu: — Halkçı Baykal... Halkçı Baykal... İnönü ve Baykal, PM'ye ay- nlan ön sırada yan yana oturu- yortardı. İnönü rahat, Baykal endişeli görülüyordu. Saat 11.30'da İnönü kürsüye çıktı. Kısa bir açış konuşması yaptı. Yetmiş bir it başkanının Hasan Fehmi Güneş'i kurultay divan başkanlığına getinlmesi- ni isteyen önergesi okundu. Artık kurultay başlıyordu... Günlerdir gerilen ortam baş- ta belirttiğimizin tersineydi. Dinleyici bölümünde yaşanan birkaç olay da olağan sayıl- malıydı. Erdal İnönü konuşmasında bugüne dek söylediklerini yine- ledi. Her şeyi her olayı içtenlik- le anlatıyor, alkış topluyordu. Hizipçiliği, dar kadroculuğu, arkadaş birlikteliğini kendine özgü bir biçemie aktarıyordu delegelere. Olağanüstü kurul- taya gitmenin kaçınılmaz oldu- ğunu, böyle bir kararın zorun- luluğunu vurguluyordu. Çağ- daş bir sosyal demokrat parti- de tnsanlann birbirine saygılı olmasımn gerekliliği üzerinde duruyordu. Neler soylüyordu İnönü? — Nasıl Batı'nın demokrasi kadroculuktan" yakınıyordu. Kapalılığın, çifte standardın "dar kadroculuk"tan kaynak- landığını soylüyordu. İşte bu noktada hukukun çiğnenip 'tü- zük hükümlerinin zorlanmaya başlandığını açıkça, üstüne ba- sa basa anlatıyordu. Baykal ve arkadaşlarını gö- rüyorduk saionun ön sıraların- da. İnönü konuşurken acaba kimileri şöyle düşünüyor muydu: — Bizim çok günahımız var... Kurultay delegeleri bizi hâlâ kucaklar götürür mü? İnönü konuşmasını sürdü- rüyordu: — Parti içinde göreve gelme- de 'bizden olanlar çürük İnönü, "Parti içinde göreve gelmede, 'Bizden olanlar çürük olanlar' anlayışı egemen oluyor" dedi. Gözlerimiz Erol Çevikçe'yi arıyordu. İnönü de aradı, ama ne yazık KI Dulamadı. kültürü içinde çokseslilik d o ğalsa SHP'de de doğal ola- caktır. Salon ayağa kalkıyor, konuk bölümündeki dinleyıciler göste- ri yapıyorlardr. — İnönü Başkan... İnönü Başkan... Deniz Baykal dikkatte not alı- yordu. Yanında oturan Fuat Atalay, Adnan Keskin'in kulağı- na bir şeyler fısıldıyordu. İnönü, "İçtenliğimle söylüyorum" deyip ekliyordu: — Nasıl Batı'nın demokrasi kültürü içinde hukuku çiğneye- rek görevden almanın hiçbir gerekçesi olmazsa SHP'de de cHmayacaktır. Erdal Inönü, en çok "dar olanlar' değerlendirmeleri ege- men oluyor... Gözlerimiz Erol Çevikçe'yi arıyordu. İnönû de aradı, ama ne yazıkki bulamadı. İnönü, "O arkadaşı burada göremiyorum" deyip sürdürdü konuşmasını: — Parti içi demokrasi işleye- cektir. Ben kazansam da, kay- betsem de buradayım. SHP ik- tidar olana dek buradayım... İnönü uzun süren alkış ses- leriyle kürsüden indi. Daha sonra Deniz Baykal kürsüye geldi. Neler mi söyledi? Söylemedi, kendisini ve ar- kadaşlarını savundu. Sinirlı ve hırçındı konuşması sırasında. Bir ara dinleyicller "İnönü Başkan' diye gösteri yapınca onlara yanıt verdi: — Kararı siz değil, delegeler verecektir... Dinleyici bölümünde oturan- ların yanıtını duymadı Baykal: — Biz tabanız, taban... Eski il, ilçe başkanları, yıllar- dır CHP'ye emek vermiş kişiler vardı dinleyici bölümünde. Sey- dişehir'den, Zonguldak'tan, Aliağa'dan gelmiş işçiler oturu- yordu orada. Deniz Baykal hep kendisini ve arkadaşlarını savundu. Ha- zırladığı iktidara yürüyüş prog- ramına kısaca degindi. Neden- se 141,142,163. maddelerden, düşünce özgürlüğünden, SHP'nin sendikalar ve demok- ratik kitle örgütlerıyle işbirliği- ne girmesinden söz etmedi. Evet İnönü ve Baykal delege sayısına göre eşit şansta görü- lüyorlardı. Elbet karan delege- ler verecekti. Burada bir gerçeği vurgula- mak gerekiyor: İnönü ile Baykal'ın sosyal de- mokrasi anlayışı... Baykal şöyle diyordu: — İnönü, SHP'yi iktidara ta- şıyamaz, ben taşınm. Şiyasi partilerde iktidara güvenilir ge- nel başkanla yürünür... Baykal açıkça şunu söyle- mek istiyordu: — Ben TV'de iyi görüntü ve- riyprum, güzel konuşuyorum... İnönü daha farklı bakıyordu sosyal demokrasiye... — Bugün benim tek ama- cım, tek hırsım tek iddiam var: Türkiye'de çağdaş demokrasi- nin kurulması, sosyal demok- ratların iktidara gelmesi... Acaba işin ayrımına varabil- miş miydi SHP'li delegeler? NOTLAR İki adaym iki silahı CELAL BAŞLANGIÇ ANKARA — Dışarıda yağmur yağıyordu. Türkiye'nin dört bir yanından gelen sosyal demokratlar içeride alınacak kararı merakla bekliyorlardı; yağmur altında. Kimi stadın çev- resini sarmıştı. Kimi de Gençlik Parkı'ndaki lo- kallerden kurultayın naklen yayınını izliyordu. Dışarıda birikenleTİn çoğu tnönü'den yanay- dı. lceride. tribünleri dolduranlarda da Inönü, ağır basıyordu. Ancak delegasyonun durumu biraz "kanşık"tı. Kurultay boyunca Baykal'ı al- kışlamalanndan, Inönü'ye ayağa kalkmalann- dan ölçülmeye calışıldı eğilimleri. Ama delege- ler bu konuda da "sır" vermediler. înönü'nün deyimiyle "tarihi kurultayımızın, tarihi sorumluluk taşıyan delegeleri" sabaha dek uyumamışlardı. Lokantalarda, otel lobile- rinde adam adama markaj, kurultay başlaya- na kadar sürdü. Delegeler kurultaya geldikle- rinde yorgunhıktan bitkin düşmüşlerdi. Saba- ha kadar Inönü'den Baykal'a, Baykal'dan Inö- nü'ye kaymalar oldu. Görevliler kurmaylarına kurultay sabam sonuç bildiriyorlardı. "Bizim ilde 3-5'ti, 7-1 oldu" gibisinden. Tribünlere, kurultay salonunun çevresine, sa- harun üzerinde oturan delegelere bakınca or- tada "ciddi bir sorun" var gibi görünüyordu. Parti kamuoyuyla delege yapılanması arasında "örgütlerdeki operasyon oranında" bir farklı- laşma olmuştu. Bu farklılaşma Baykal ve İnönü'nün "genel başkanlık yanşı" için yaptıklan yurt gezilerin- de de ortaya çıkmıştı. tnönü, bu farklılaşmayı bildiği için olsa gerek, toplantılarım tüm par- tililere açık yaptı. Baykal ise "defişik" bir yol seçip, sadece delegeler ve örgüt yöneticileriyle "kapalı kapılar ardında" toplantılar yapmıştı. Partinin bazı kesimlerinde tepki de gören bir yöntemi Baykal "aile içi sorunu ortalıkta konuşmamak" diye açıklamıştı. Ancak Baykal "kapalı" toplantılarda yaptığı konuşmalarda parti içi sorunlan dile getirme biçimini dünkü kurultayda da aynen yineledi. Ortaya çıkan bu çelişki herhalde "parti kamuoyunun göstereceği düşüniilen tepkiden kaçınmak" diye açıkla- nabilir. Dün kurultayda İnönü "Geoel başkanhğa ye- niden aday oluyorum" deyince tüm salon aya- ğa kalktı. Baykal'ın "Degişmesi gereken genel başkandır" sözü tribünleri yeniden ayağa kal- dırdı; "Başkan İnönü" sloganıyla. Baykal'ın "Sayın İnönü tarihsel misyonunu tamamlamıştır" tümcesine de tribündekiler "Başkan tnönü" karşılığmı verdiler. Baykal da tribünleri yanıtladı: — Ona tribiinler değil delegeler karar verecek. İki genel başkan adayının, iki önemli silahı vardı. İnönü "parti içi demokrasi" diyordu; Baykal da "degişim, yenileşme..." Bu silahlan kullanırken iki ada>ın da açmaza duşmeleri ka- çınılmazdı. İnönü silahını kullanırken, "Sorunun kayna- ğı hizipçi, klikçi, dar kadrolardır. Temel soru- numuz parti içi demokrasidir" saptamasını ya- pıyordu. Buna, Baykal'ın yanıtı "Ben istifa et- meseydim olağanüstü kurultay karan alınma- yacaktı. İstifa edince mi gündeme geldi p^rti içi demokrasi sorunu?" oldu. Baykal "tepeden ümağa yenileşme" diyordu. İnönü "yeni projeler" acıklayan, "yeni BaykaTt a yanıtını önceden vermişti: — İki gunde başbakanhk programı hazırlar- sanız herhalde inandmcı olamazsınız. İki genel başkan adayının bu çarpışması SHP'nin eksiklerini, yaralarını, yapması gere- kenleri ortaya çıkardı. Yedilerin ihracından ör- gütlerin görevden alınmasına kadar uzanan bir "parti içi demokrasi" sıkıntısı yaşanıyordu. Par- tinin dışa dönük mücadelesinde de "yenfleşme- ye ve iktidar hedefine" gereksinim vardı. Kurultay Başkanı Hasan Fehmi Güneş'in açıklamastna göre Türkiye'nin çeşitli yerlerin- den 20 bini aşkın sosyal demokrat gelmişti An- kara'ya. Salona girenler, dışarıda kalanlar, An- kara'ya gelemeyenler, kurultayın alacağı kara- rı merakla bekliyordu. Sosyal demokratların umudu dün Ankara- da birkaç bin kişilik kurultay salonuna sıkışıp kalmıştı. Sabah başlayan yağmur öğleye doğru durdu. Dışarda, ıdemir parmaklıkların arkasında bek- leyenler şemsiyelerini kapattılar. Üzerlerine gu- neş vuruyordu artık... Ve hâlâ umutlan vardı. anlatarak "Ama ben bn örtüyü kaldırdım. Çünkü ben açıklık- tan yanayım. Çünkü ben açık- lığın sadece kişiler için degil, partimiz için de gerekli ve yararb olduğuna yürekten inanıyorum" dedi. İnönü özetle şöyle devam etti: "Bugün partimizin halka dö- niik kanalları tıkanmıştır. Hiç- bir partiliyi feda etmeden gelin, bep birlikte bu kanallan yeniden acalun. Bu kurultay biter bitmez evin içindeki çekişmeleri bir ke- nara bırakıp kollan sıvamamız gerekli. Buna ben hazuım. Coş- kuyla, keyifle, inançla soylüyo- nım. Her zamankinden daha çok hanr ve karariıyun. 'Sizler de hazır mısınız, kararlı mısı- nız?' Türkiye'nin gelecegi sizin ellerinizdedir. Türkiye'nin gele- cegi SHP'dir. Bu aile içi sorunu çözelim. Küçulmeden bu döne- mi atlatalım. İnanıyorum, ikti- dar da mutlu günler de önümüz- dedir." Mücadelesinin özü belli in- sanlara karşı olmadığını, dar kadroculuğa karşı olduğunu dile getiren İnönü, amacının partiyi kucaklayan, partinin sahip ol- duğu tüm değerli üyelere sahip çıkan bir anlayışı egemen kıl- mak olduğunu vurguladı. İnö- nü, şunlan söyledi: "Benim güçlü genel sekreter istemediğimi ileri sürenler var. Olur mu öyle sey? Sorun o de- ğil ki. Tam tersine ben güçlü ge- nel sekreter istiyorum, ben güç- lü genel sekreter yardımcılan is- tiyorum, ben güçlü Parti Mec- lisi ve Merkez Yönitme Kurulu istiyorum, ben güçlü partililer istiyorum. Çünkü biliyonım ki bugünkü iktidardan devralaca- gımız sorunlar çok agır. Onun için bütün partililerin güçlü olmasını istiyorum. Sosyal demokrat ilkelerin, SHP hamurunun getirdigi güç istediğim. Benim istemedigim partiye büyük zarar veren dar kadrocu anlayış. İnanıyorum ki bu kurultay bu anlayışın iflası- nı açıklayacaktır. Amacım hiçbir biçimde bir dar grubun egemenliğini yıkıp başka bir dar grubun egemenli- ğini kurmak değildir, olamaz. Bu hem tutarsız hem de sami- miyetsiz bir davranış olurdu. Amacım dar grnpçuluk düşün- cesini ve davranışım aşmaktır." Güneydoğu sorununa da de- ğinen tnönü, şöyle konuştu: "Bir tek arkadaşımızı bile fe- da etmeden, iktidara, ama par- ti içinde değil, Türkiye'de iktida- ra ulaşmamız gerekiyor. Halkı- mız bunu bekliyor. Çünkü Do- ğu ve Güneydoğu'daki insanla- runız üzerindeki tüm baskılara son verdirecek olan bizleriz. Yurdun tüm yörelerindeki in- sanlanmız arasında gerçek eşit- ligi sağlayacak bizleriz. Her bölgedeki insanımızın anadilini özgürce kullanmasuu sağlayacak, şiirini, şarkısını, türküsunü özgürce söyleme or- tamını sağlayacak bizleriz. İn- sanlann çocuklanna diledigi is- mi koyma hakkını verecek olan bizleriz. Doğu ve Güneydoğu'nun her zaman çok önem verdiğimiz ekonomik ve sosyal sonınlannın çözümii bizi bekliyor. Büyük emeklerie hazırlanan Güneydoğu raporumuzu toplu- ma mal etme görevi önümüzde duruyor. İktidann olağanüstü hal böl- gesine getirdigi sansür ve surgün gibi baskı yöntemlerini kaldıra- cak olan bizleriz. Bu baskılara ilk günden itibaren karşı çıkük ve konuyu Anayasa Mahkeme- si'ne götürdük. Kurultay öncesinde bu konu- lann propaganda malzemesi olarak ve sapünlarak kulUuukiı- ğı kulaguna geldi. Benim 412 sa- yüı kararname konusunda ikti- dara destek verdiğim ve aynca daha önce 7 milletvekili arkada- şımızın kesin ihracını destekle- diğirn iddialan tek kelime ile ya- landır. Bu duyarlı konunun se- çim yanşında kullanılmasını üs- telik çarpıblarak kullanılmasını kınıyonım. Ben her zaman bü- tün vatandaşlanm gibi Kürt kö- kenli vatandaşlanmın yanında oldum ve olacağım. Ben vatan- daşlanm arasında hiçbir nedenle fark gözetmem hiç kimseye hak- sızlık edilmesini kabul etmem." Kurultay haftasına girildikten sonra "alelacele hazırlanan ye- nileşme programlannın" yeni bir şey getirdiğini söylemenin güç olduğunu da ifade eden İnö- nü, "Konu çok daha ciddidir. Kurultay haftasına girildikten sonra yapılan glasnost çağnlan da aynı derecede düşündürücü- dür. İnandırıcı olmaktan Dzaktır" dedi. Kurultayın, dar kadrocu an- layışı anlamak istemeyenlere, anlamayanlara gerekli cevabı ve- receğini vurgulayan İnönü, ko- nuşmasınm son bölümünde de- legeleri bir kez daha uyarmayı görev saydığıru belirterek şöyle devam etti: "Partimizin kumltaydan son- raki en yetkili organı olan Parti Meclisi'ni seçerken partinin ta- banına ve kamuoyuna güven ve- ren bir kadroyu seçin. Parti için- de demokrasiyi gerçekleştirecek, hukukun egemenliğini sağlaya- cak bir kadroyu seçin"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear