Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sâhlbi Cumhun>et Maibaacillk ve Gazetecilık Turk Anonim Şirke'ı adina k Wıı na telsl Raştaftgıç. Dı> Habtrler Lr%mm Baki, Ekonomt Cngu Turlua. U -sftıdıka Şdknı kdtıtı kulıu- tetal lüer. Kıanbul
Nadir Nadl 0 Genel Va>in Muduru Ha&an Cemal, Muesse^e Muduru Haberleri kcmal ltı»c«k ESmm G«*ca> Şsytan. Haber A.raştırma IHMI Brrkan, Vun Ha^erk't \rc4ei Dofr*. Spoı [>an smanı
Lmine L^akllgtl, "lazi Işien Muduru Oka> Gonensin, 0 Haber Merkezi AMslkadır \Krimn Duı Vaiilar Kcrem <,•*$**• Araşurma Şataa Alp«>, Du/titmt: \Mullalı Vıncı 0 koordmatı>r \hmri Korahaa
Muduru ^alçin Bayer, Sa\l*a Duzeni Yoneimcnı \lı Acar 0 Temsılctler % Mal hler Erol Erk« 0 Müia»b< hüeu WMT % Bune Planlama Srvfi Os*tabn«»tlu 0 Reklam 4»e Tom> 0 Ek
^ N K \ R \ Ahnet Tin, 1ZMİR Hlkmel Çrtinka>1. A.D^NA Çciia Yİğeno^ly V-*-. nlar Hul>a \kvol ^ Idarc H«rvın Gsrrr 4p l$kime Oadrr C<*k 0 Bılg Ijk-n Natt lul ^ ftr-sone! Sr
OfcU> Akbal. V«lç<" ••>«*. Hmsmm
( n n l Hıbari teliBkaya. Oka>
Vırmc» 4hn*t TMI
flûMi «• yf l W
n. Cumhunycı Msıbucüık ve Gazetecıhk TA Ş Turlt Ocaftı Cad 39'4i Ca4ak>|hı
U334 Ut Pk 2 « - lsıanbul Tel 512 05 05 .20 -a» Tdex 22246, Fw (1) 526 60 ^2 #
Buroiar \mktnı Zıya Gokalp B.. lnkılap S No 19 4 Tel 133 II 4M*1
Tek* 42344 F M (4) 133
0' 6< 0 tzmır H Zı>a Blv 1352 5-2 3. Tel 13 12 30 Teİes 52359 Fax (51) 19 33 60
# Uına. lnûp. Câd 119 5 No I Ka' I W 19 17 52 (4 hat) Te'o 621" Fax (*!) 19 23 78
TAKVIM: 26 EYLUL 1990 Irasak: 5.23 Güneş: 6.48 Oğle: 13.00 Ikindı: 16.22 Akşam: 19.03 Yatsı: 20 23
N I K N I
Ali Baba'nın hazinesiÇerçöp arasındaki hazine Klejman, hazine
hakkında "elindeki öteki çerçöp arasında bunların
değerinin farkında olmayan cahillerden satın
aldığını" söyleyecekti. Metropolitan Sanat
Müzesi'nin sorumlusu Dietrich von Bothmer'e de
"Ali Baba ve Kırk Haramilerin Hazinesi'ni sana
getirdim" diyecektir.
ÖZGEN ACAR
40 bin dolarlık f atııra Münih'teki Trans-Türk
Export-Import'un sahibi Nizamettin Telliağaoğlu
1 Kasım 1966'da John Klejman'a bir hamamtası
için 40 bin dolarhk fatura verecekti. Fatura
gerçekte dolaylı olarak Amerikan gümrüğüne
hitap ediyordu. Asıl satıcı olarak da İstanbul'da
Alaettin Gürler adlı bir kişi gösteriliyordu.
UŞAK / MANİSA / MÜ-
NİH / NEW YORK — Beyoğ-
lu Mis Sokak'ta silah sesinden
geçilmiyordu. Sinemalardan çı-
kan seyirciler, filmle gerçek ara-
sında yaşıyorlardı. Bir ateştir,
bir kovalamacadır gidiyordu.
Polislerin yanı sıra gümrük me-
murlan ve bazı siviller de ateş
edip duruyordu. Bu arada bir
gümrük yetkilisi tabancasını
ateşledi ve elindeki tabanca ile
görevlikre gelişi güzel ateş eden
yanı başındaki kişiyi 'dan' diye
vurdu. ölenin adı daha sonra
Nevzat Tdliağaoğlu olarak açık-
lanacaktı. Mardinliydi. 32 yaşm-
daydt. Gazetelerin başlıklanna
*azılı kaçakçı' olarak geçti.
Çatışma, 10 Temmuz 1969'da
olmuştu. Amerikan pazarlannın
Amerikan pazan olduğu günler-
di. Kartonla Amerikan sigarala-
nnın, her bedene uygun blucin-
lerin astronomik fiyata satıldı-
ğı bir gün Mis Sokak'a (ROGJ
- 861) plakalı bir kamyon yanaş-
tı. Pazara yeni mal gelmişti. Pu-
sudaki gümrük tnemurları,
kamyonu yedekleyen arabanın
içinde bulunan üç kişinin de far-
kındaydı.
Gümrük memurlan baskınla
kamyonun Alman şoföriınü,
öteki arada bulunan malın sahi-
bi Latif Bahşer'i, Nizamettin
Telliağaoğlu'nu ve adı o an be-
lirlenemeyen Faruk adlı bir ki-
şiyi suç ustü yakaladı.
100 paket Amerikan sigarası,
500 bin adet mermi, 40 sandık
fotokopi kâğıdı- 8 sandık mak-
yaj malzemesi, 10 sandık renkli
fîün bulunan malın o günkü de-
ğeri 3 milyon liraydı. O günkü
doları, bugünku dolara vurdu-
ğunuzda malın bugünku değeri
yaklaşık bir milyar liraydı. Doğ-
rusu iyi maldı...
Görevliler, kaçakçılan yakala-
mış, üzerlerini aramadan bir
arabaya tıkmışlardı. Bundan
sonraki gelişmeleri Mardin eski
CHP Milletvekili Mefamet Setim
Telliağaoğlu bana şöyle anlata-
caktı:
"Kamyonla mal getirmişler.
Yakalanmışlar. Bir an, akraba
Faruk Mahrautoghı, gumriikçii-
nttn dalgınlıgından >-ararlanıp
kaçıyor. Gümriıkçü tabancasını
çekiyor ve Faruk'ua arkasından
ateş açıyor. Oğlum Nizamettin
Telliağaoğlu dayanamıyor. O da
Faruk'u korumak için gümrük-
çülere ateş ediyor. Bir başka
gümrükçü de Nizamettin'i runı-
yor. 32 yaşındaydı. Arkadaş ha-
tın için hayatını verecek kadar
mertti..."
Bir baba, genç yaşta yitirdiği
oğlunun ardından elbette böyle
konuşacaktı diyemem. Çünkü,
her kim ile konuştuysam "Niza-
mettin Telliağaoğlu diirüst,
mert. efendi ve cesur bir insan-
dı..." dedi. Hiç kimse de çıkıp,
tek kelime dahi aleyhinde söz et-
medi.
Mardin Milletvekih' Mehmet
Selim Telliağaoğlu'nun büyük
oğkıydu. Ortanca oğlu Edip Tel-
li, daha sonra bana ağabeyini ve
Karun Hazinesi'nin kaçınlması-
nm bilinmeyen yönlerini şöyie
anlatacaktı:
Nizam ve Karun
"Miinib'te (Transtörk
Expork-Import) adlı bir firma-
mız vardı. Ağabeyim tstanbul-
dadır. Ağabe>im Nizam, Klej-
man'ı Nfıinih'ten anyor. Kkj-
man. pek gitmek istemiyor. Ge-
rek ağabeyime güveni ve gerek
'Gel. mal gerçekten çok güzel'
demesi uzerine Klejman kalkıp,
Izmir'e gidiyor.
Anlaşıyoriar. Ancak. Klej-
man ne Ali'ye ve ne de Meh-
met e güvendigi için parayı ağa-
beyime veriyor. Malı ondan Av-
rupa'da teslim ahyor. Klejman,
Ali'ye 120 bin dolar, ağabeyime
de yüzde 20 komisyon olarak 24
bin dolar veriyor."
120 bin dolar. O zaman ki li-
ra ile değeri 1.2 milyon liradır.
Karun'un Hazinesi'nin kaçırıl-
masını ihbar eden tsmail Ünlü-
ye göre "O gün bir işçinin gün-
İüğii 2.S lira, bir öküzıin değeri
150-200 lira, müze müduriinun
maaşı ise briıt 1.250 liradır"
Uşak'ın Mıdıklı köyiinden 5
Mıdıklı koyünden Mehmet
Ali Stınalp adlı köylu o günleri
şöyle anlatıyor:
"GUre mah iyice parçalandı.
Dinarlı Şakir aldı. Simavlı Ha-
cı aldı, Ali Bayıriar aldı. Ben bi-
le Güre'den mal aldım. Guraüş,
yanlannda iki ördek kafası bu-
lunan bir kabı 600 liraya alıp,
800 liraya Ali Bayıriar'ın yeğeni
Ünsal'a sattım."
'AU Baba' ve...
Ali Bayıriar kendi eline ge-
çenleri Klejman'a 120 bin dola-
ra yani 1.2 milyon liraya sata-
caktır. Birkaç parti halinde mü-
zeye gelen bu hazineye, Metro-
politan 1.7 milyon dolar (o za-
manki para ile 17 milyon lira)
odeyecektir. Müzenin paraları-
nın en önemli bölümü Klej-
man'ın cebine girecektir. Bu ka-
dar paranın vergisi de çok ola-
KARLN HAZtNESİ'NDE YER ALIVOR — Karun'un Hazinesi içinde >er alan Pers etkisindeki
bu iki hamamtasını İkiztepe tümulusune giren Demirci Osman çok iyi anımsar.
da Mehmet Miizeci adlı kişiyi
tanırdı. Bu kişi, John Klejman
ile Yorgo Zakos'a mal verirdi.
Ali Bayıriar, Muzeci'ye o da
İsviçre'deki Zakos'a haber sal-
mış 'iyi bir hazine var' di>e. Za-
kos o sırada Türkiye'ye giremi-
yor. Hazineyi gormesi için gön-
derdiği Robert Hecht İzmir'den
(sahte) diye rapor vermiş.
Daha sonra Mehmet Miizeci,
Klejman'a haber salmış. Klej-
man'ın Mehmet Muzeci'ye iti-
matı yok. New York'tan kalkıp
çeşitli kereler Türki-ye'ye gittiği
nalde çoğu kere eli boş dönmüş.
Son gelen haberi de boyle bir şey
sanıp, kulak ardı etmiş.
Klejman'dan ses çıkmayınca
Ali Bayırlar ağabeyimi aramış.
Biliyor ki Klejman'ın ağabeyime
güveni tamdır. 'Nizam' diyor,
'söyle Klejman'a mutlaka gelsin'.
Ağabeyim o zaman 28-29 yaşın-
^AKBULUT^A SEVGİ^
Kitap
yakan
'işadamı'
DİDİM (Cumhuriyet) — Baş-
bakan Yıldırım Akbulut'a olan
sevgisini Akbulut hakkında ya-
zılan fıkra kitaplarını yakarak
gösteren "Ankaralı işadamı"
Ömer Koca, "Bu kadar alaylı
yazılan kitaplara bir vatandaş
olarak tahammülümün son sını-
nndaydım. Aynı zamanda be-
nim siyasi diişünceme kitap
yakma olayı yakın geldiği için
kitapları yaktım" dedi.
Hürriyet Gazetesi'nin dünkü
sayısında yer alan habere göre
Ömer Koca, 200 milyon lira
odeyerek aldığı 35 bin adet ki-
tabı Altınkum sahillerinde ate-
şe verirken, "Gerçekle hiçbir il-
gisi olmayan bu kitaplan yazan-
ları da, yazdıranları da protes-
to ediyorum" demişti. Hasan
Uysal'ın "Böyle Başa - Akbu-
lut Fıkralan" ve Ender Arol'-
un "Hayret Id Başbakan" isimli
kitaplarını yakan Ömer Koca
kendi anlatımına göre Ankara'-
da mali müşavirlik yapıyor, yaz
aylannda da Didım'de dericilik-
le uğraşıyor.
Ömer Koca'nınJDidim'de "ba-
zı kişi ve kuruluşlann adamı"
olduğu belirtilerek "kira" ve
"alacak" gibi paralar toplaya-
rak geçindiği ileri süruldu. Ko-
ca'nın yaklaşık 2 koli kitap yak-
ması görgü tanıklarınca ifade
edihnesine karşın Ankaralı ada-
mı buna şiddetle karşı çıkarak
şunları söyledi:
"Ben 36-37 bin civannda ki-
tap yaktım. Bunlann toplam
değeri 200 milyon lira. Bunun
50 milyon lirasını bir alacak
karşılığı olarak aldım. 50 mil-
yon lirasını bir arkadaşım ver-
di, kalanını da ben verdim..."
Olayın duyulmasına, karşın
bir şey yapılmamasını şiddetle
eleştiren SHP Didim İlçe Başka-
nı Mehmet Soysalan, "Kitap
yakma ilkelliğini gösterenleri ve
bunlann cesaret aldıklan bu or-
tamı protesto ediyoruz" dedi.
Istanbul Haber Servisi —
Vizon Show grubunca
düzenlenen Türkiye'nin ilk
"Haute Couture" defılesi
tstanbul Sheraton'da başladı.
Balo salonunda 13.00'te
başlayan defilenin koregrafı
Fransız Matteo, enerjikh'ği ve
ilginç giysileriyle dikkatleri
üzerinde topladı. "Haute
Couture", "Aita Moda" ya
da "Haute Couture-Vizon
Show" olarak adlandınlan
defılelerin özelliği her
modelin, değişik modacılarca
tek kreasyon olarak
hazırlanması. Siyah-beyaz
renklerin hâkım olduğu
kıyafetler Ahmet Eraslan,
Clio, Mehmet Köymen,
Cengiz Abazoğlu, Müberra
Volkan, İlhan Şerif, Zeynep
Siyah-beyazın hâkim
olduğu gece
kıyafetlerinde kumaş
olarak ipek, organze,
tül ve şifon kullanıldı.
Tunuslu, Zuhal
Yorgancıoğlu, Tcherena ve
Serdar Candan'ın imzalannı
taşıyor. 20 erkek ve 10 bayan
mankenin sunduğu gece
kıyafetlerinde kumaş olarak
ipek, organze, tül ve şifon
kullanıldığı gozlendi. Defilede
az sayıda spor kıyafete de yer
verilirken erkek giysileri
"yumuşak çizgi"siyle ilgi
çekti. Orijinal ışıklandırma ve
müzdğin yanı sıra
mankenlerin "özgün"
showlan da izleyenlerce
beğenildi. Gösteride kilise
müziğini anımsatır müzikler
eşliğinde sunulan,
"birbirinden dekolte"
geünh'klerin yanısıra "haç"ın
da aksesuar olarak oldukça
çok kullanıldığı izlendi.
Yaklaşık bir saat süren defile
Matteo'nun da mankenlere
katılmasıyla gerçekleştirilen
enerjik bir gösteriyle sona
erdi. Sowlar, 3 gun daha
izlenebilir.
da onurlu insanlara bu fırsat ve-
rilmiyor?
Karun Hazinesi Mıdıkh ve
Güre köylerinden sonra el değiş-
tirdikçe kârın bir geometrik di-
ziyle arttığı bu rakamlarda açık
ve seçik görülüyor.
İkiztepe tümülüsüne ilk kez
giren demirci Osman Ünsai da-
ha sonra bana iki eseri şöyle ta-
rif edecekti: "Bizim hamam tas-
lanna benzeyen iki gumiiş tas.
Çevresinde başparmağım gibi
sakallı bıyıklı insan resimleri
var."
Münih'teki Transtürk Export-
Import'un sahibi Nizamettin
Telliağaoğlu, 1 Kasım 1966'da
John Klejman'a bu iki tastan bi-
risi için 40 bin dolarhk bir fa-
tura verecekti. Fatura gerçekte,
dolaylı olarak Amerikan güm-
rüğüne hitap ediyordu. Çünkü
alttaki notta, eserlerin 1830 yı-
lından önce yapümış olduğu be-
lirtilerek bunların Amerikan
mevzuatına göre vergiye tabi ol-
mayacağma dikkat çekiliyordu.
Ayrıca asıl satıcı olarak da is-
tanbul'da Alaettin Gürler adlı
bir kişi gösteriliyordu. Bu kişi-
ye de zamanı gelince deği-
neceğiz.
Gerek Klejman'ın Amerikan
gümrüğüne verdiği faturalarda
ve gerek nakliye belgelerinde da-
ima Nizamettin Telliağaoğlu-
nun adının geçmesini Edip Telli
kabul etmiyor. Edip Telli bun-
lardan söz ettiğimde şiddetle ya-
lanladı. "Bu belgeler rautlaka
sahtedir" dedi. Bana kalırsa bu
fatura kesinlikle 'sahte
5
değil.
Amerikan gumrüğü için bizzat
Klejman tarafından, Nizamet-
tin'in bilgisi altında düzenlenmiş
'naylon' faturalardır.
Edip Telh', o günlere ait anı-
larını şöyle sürdurdü:
"Bu hazinenin ilk partisi Ali
Bayırlar'dan geçti. Daha sonra
bir bölümü Sökeli Ali'den...
Öteki partileri Yorgo Zakos ile
İranlı Muhammed Yegani've
sattı."
Telli'nin dediklerini Metropo-
litan Müzesi'nin 7 Kasım 1968
tarihli bir 'confidentlal- gizli'
belgesi de doğruluyor. Müze sa-
tın alma kurulu toplanmış her
bölümün alacağı eserleri görüş-
müş. Toplantıya ABD'nin eski
Hazine Bakanı Douglas Dillon
başkanhk etmiş. Bu toplantının
tutanaklan niteliğindeki bu gizli
belgenin "Yunan ve Roma
Sanatı" bölümünde şöyle deni-
liyor:
"Doksan altı eser. Doğu Yu-
nan, 10 6. yy'ın ikinci yarısı...
1966 ve 1967'de Doğu Yunan
Hazinesi olarak satın alınan,
merkezi Anadolu'daki aynı ge-
nel bölgeden geldiği söyleniyor.
Satıcısı: Yorgo Zakos
Fonu: Fletcher"
Edip Telli'yi Muhammed Ye-
gani konusunda da doğrulayan
bir başka belge var. 19 Mayıs
1970'te Afyon Muzesi'nde Ar-
keolog Bedri Yalman çeşitli an-
tika kaçakçılar hakkında ihbar-
da bulunan, adı açıklanamayan
bir kişiden ifadesini almıştır. Al-
tı sayfahk ifadenin bir yerinde
şu sözler yer alır:
"...15 gün sonra Muhammed
Yoganah adlı, aslı İranlı bir kişi
Anadolu'da gezmeye, eser top-
lamaya başladı. Antikacılara
eserleri İstanbul'da teslim almak
teklifinde bulundu. Zannediyo-
rum ki bu adamlar çok eser top-
ladıklanndan bin gelip veya
"Memduh Güven (dizinin üçün-
cu j-azısında söz edilmişti) diye
bir arkadaş gelip, alacak" diye
onlann da alımını garantiye
bağlıyordu..."
Gizli belgede muhbirin ifadesi
şöyle surüyor:
"Muhammed Yoganah (bu
kez soyadı farklı yazümıs) tran
santozu ile ortaklaşa çalışıyor
sanırun. Çünkü bir defasında
tran santozu malın yurtdışına
çıkanhşı sırasında yakalandı. Bu
arada Anadolu'da sözleşmesi
yapdıp garantiye bağlanmış olan
malları Muhammed Yoganah
adamları vasıtasıyla tekrar top-
lattı. "
Muhbir daha sonra İranlının
Türkiye'ye sık sık geldiğini, mer-
kezinin Frankfurt'ta olduğunu
belirttikten sonra şöyle diyor:
"Bundan 15 gün önce bunun
için Türkiye'ye adamlannı gön-
derip mal toplatbğı anlaşılmak-
tadır. Bu adamlardan bir tanesi
Konya'da ikamet eden Aydın
Dikmen'dir. Bu şahsın Dinar,
Burdur havalisinde gezip mal sa-
tın aldığı anlaşılmıştır. Altında
yabancı plakalı arabası vardı.
Tekrar Avnıpa'ya gidecegini söy-
lemiştir."
Okurlar Konyalı davulcu, ka-
çakçı, sahtekâr Aydın Dikmen-
in adını Kıbrıs'tan kaçırılan Ka-
nakarya Mozaikleri olayından
anımsayacaklardiT.
İLK KEZ— Vizon Show'un ilk "Haute Couture" defilesinde kre- Muhbir, bu arada önemli ka-
asyonlar ozgün shoHİarla sunuldu. (Fotoğraf: Nilgiın Toptaş) (Arkası 19. Sayfada)
kişi *Ha>laztepe'deki anıtmezar-
dan çıkardıklan eserleri Dinar-
lı Şakir'e 65 bin liraya satıp, on
uçer bin lira pay aldılar. Ikisi bi-
rer ev, bir başkası bir traktör ve
oğluna ayrıca hızar aldı.
Çeşitli tümülüslerin soyulma-
sından oluşan Karun Hazinesi
1
nin Ikiztepe'den çıkan eserleri
ise Dinarb Şakir'e satan Durmuş
Ersoy, Uşak'ta önünde bir dö-
nüm bağı olan bir evi 28 bin li-
raya satın aldı. Dinarlı Şakir de
bunlan Ali Bayırlar'a 80 bin li-
raya satmıştı.
İkiztepe tümülüslerinden çı-
kan hazine çok bolünmüştü. Bir
bölumünü jandarma ele geçir-
mişti. Bunlar bugün Uşak ile
Ankara Anadolu Uygarhklan
müzelerinde sergileniyor. "Mal"
almak için pek çok kişi o gun-
lerde dere-tepe koştump dur-
muştu.
cağı için Klejman daha sonra
birkaç eseri, gerek kendi ve ge-
rek eşi Halina adına müzeye he-
diye ederek vergisinden düşecek-
tir.
Klejman nazlana nazlana git-
tiği İzmir'de aldığı hazine hak-
kında daha sonra "Elindeki öte-
ki çerçöp arasında bunlann de-
ğerinin farkında olmayan cahil-
lerden satın aldığını" söyleye-
cekti. Metropolitan Sanat Mü-
zesi'nin sorumlusu Dietrich Von
Bothmer'e de "Ali Baba ve Kırk
Hanunilerinin hazinesini sana
getirdim" diyecektir. John ve
Halina Klejman'ın adını bugün
Metropolitan Müzesi'nin ikinci
katına çıkan merdivenlerin sa-
ğında ve solunda mermer üzeri-
ne adlan kazılarak onurlandınl-
mış kişiler arasında gorebilirsi-
niz. Bizim müzelerin girişlerin-
de neden onurlu insanlar yok ya
HauteCouturebüyüsü
7.^ prA: Z)/// Kurultayı
Oztürkçeye
'uydurnıa'
suçlamasıKurultay için hazırlanan önçalışma komisyon
raporlarında Öztürkçe sözcükler 'uyduruk'
olarak nitelendirildi. Türk Dil Kurumu'nun
oluşturulmasından sonra an Türkçe
kullanılmaya başlanmasıyla, vatandaşların
birbirini anlamakta zorluk çektiği önesürüldü.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- sözö söyleme yetkisine sahip
rosu) — Kültür Bakanlığı'run
düzenlediği "1. Türk Dili
KunılUyı" dün başladı. Kültür
Bakanı Namık Kemai Zeybek.
"Türkçe bugün en geniş alana
yayılmış, en çok konuşulan 5
dilden birisi olmasına karşın 3
ayn kökten 27 değişik şekilde
konuşulmaktadır" dedi.
Kültür Bakanlığı Yayınlar
Dairesi'nin haarladığı kurultay
ön çalışma raporunda ise
1932'de Türk Dil Kurumu'nun
oluşturulmasıyla, başlayan "öz
türkçeı-ilik" akımı ağır bir şe-
kilde eleştirüerek "Atatürk böy-
le bir denemenin dilimizi çık-
maza sokacağını görmüş ve kı-
sa bir zamanda bundan vazgeç-
menin yollarını aramaya
başlamıştır" denildi.
Kurultaya Kültür Bakanı Na-
mık Kemal Zeybek'in yanı sıra
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol, eski Milli Savunma Baka-
nı ANAP Milletvekili Ercan
Vuralhan da katıldı. Kurultaya
yurtiçinden 446, yurtdışından
41 konuk çağrılmasına karşın
katılım sayısının çok az oldu-
ğu gozlendi. Kurultaya çağnlan
ünlü yazar Cengiz Aytmatov
gelemeyen konuklar ara-
sındaydı.
Kültür Bakanı Zeybek, Sov-
yetler Birliği'ndeki dışa açılma
politikası ile Doğu Bloku ülke-
leriyle kültürel işbirliği yapabil-
diklerini, ancak alfabelerin
farklı olması nedeniyle Türk
yazarların yapıtlannın çeviri ol-
maksızın okunamadığım söyle-
di. Alfabe sorununun da belki
değişen dunya koşullan içinde
çözuleceğinı ifade eden Zeybek,
"Dil konusunda farklı görüşler
öne sürülmektedir, bu görüşlere
saygı duymak gerekir. Bu ku-
rultayda biz hiçbir zaman son
değiliz. Dil konusunda oluştu-
rulan görüşlerin kabul edilip
edilmemesine halk karar
verecektir" dedi.
öte yandan kurultay için ha-
zırlanan ön çalışma komisyon
raporlarında öztürkçe sözcük-
ler "uyduruk" olarak nitelendi-
rildi. Türk Dil Kurumu'nun
oluşturulmasından sonra an
Türkçe kullanıhnaya başlanma-
sıyla, vatandaşlann birbirini
anlamakta zorluk çektiği öne
sürüldü.
Kurultayın öğleden sonraki
bölümünde Dil Derneği yazma-
nı Sevgi Özel, derneğin gorüş-
lerini bildirdi. Özel, hiçbir ba-
kanlığın dil konusunda bağla-
yıcı kararlar alamayacağını sa-
vunarak, "Dü kultürden ayn-
lamaz bir bıitündur. Ancak dil
ile ilgili her turlü çalışma bilim
adamlannca, bilimsel ortam-
larda yapılabilir. Kültür Bakan-
lığı yalnızca bu çalışmalann >a-
pılmasına, olanaklan ölçüde
katkıda bulunabilir" dedi.
1983'teki değişiklikle Türk Dil
Kurumu'nun "devtet dairesine"
dönüştürüldüğünu, yapay bir
dil bunalımı yaratıhnaya çahşıl-
dığını belirten Özel, "1983'ten
beri hiçbir resmi kuruluş dil
devriminden söz etmemiş, do-
layısıyla Türkhe Türkçesinin 60
yıllık gelişimi, ortaya çıkan ça-
lışmalar, ürunler gozardı edil-
miştir. Unuttunılmak isteni-
>or" diye konuştu.
Gazeteci Burhan Bozgeyik
de 1932 yılından ben Türkçe-
den kaçılmak istendiğini, genç
kuşaklara yabancı dil baskısı
yapıldığını belirtti.
1. Turk Dili Kurultayı, çalış-
malarını beş ayrı komisyon ha-
Unde cuma gunüne dek sür-
dürecek. :
Eğitim Bilimleri Kongresû
Oğretmen
adayı, dayağı
savunuyor
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi'nin düzenlediği kongrede oğretmen
yetiştiren okullarda yapılan bir araştırnıada
oğretmen adaylarının çoğunun "dayağa evet"
dediği ortaya çıktı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- tırma sonucunda oğretmen
rosu) — Okullarda "öğrenciye adaylarının "Öğrencüere dayak
dayağın" sorun olmaya devam atümah mı" sorusuna büyük
ettiği, oğretmen adaylarının da
"dayağın gerektigi" göriişünde
olduğu öne sürüldü.
Ankara'da önceki gün başla-
yan Eğitim Bilimleri Birinci
Ulusal Kongresi'nin dünkü bö-
lümünde, eğitim tarihi, tekno-
lojisi, eğitim ekonomisi, plan-
laması ve eğitim hukuku konu-
ları üzerinde duruldu.
Kongreye bir bildiri sunan
Ankara Üniversitesi öğretim
üyelerinden Prof. Mine Tan,
Milli Eğitim Bakanlığı'nın her
öğretim yılının başında dayak
genelgesi yayımladığını ve öğ-
rencilere kesinlikle dayak atıl-
maması konusunda uyardığını
anımsatarak "Ortada bir sorun
varsa genelge yayımlanır. De-
mek ki okullanmızda dayak so-
runu devam ediyor ve bakanhk
uyarma geregi duyuyor" dedi.
Prof. Tan, yapüklan bir araş-
ölçüde "evet" yanıtı aldıklan-
nı söyledi. Araştırmaya göre
öğretmenlerin yüzde 68'i ilko-
kulda, yüzde 47'si ortaokulda,
yüzde 41'i lisede dayak atılabi-
leceği görüşünde.
Öğretmenlerin yansı kızlara
hiçbir şekilde dayak atılamaya-
cağını, diğer yansı da atılabile-
ceğini söyledi.
Kız öğretmen adaylarının
yüzde 95'i, erkek öğretmen
adaylarının ise 68'i ailelerinden
dayak yediklerini belirttiler.
Öğrenciler ise dayağa karşı.
Araştırmada yuzde 80'i dayağın
önemli bir sorun olduğu görü-
şünde.
Toplantıda, Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın genelgeler yayımla-
yarak sorunu çözemeyeceği be-
lirtilerek "Konunun öncelikle
öğretmen yetiştiren okullarda
ciddi bir biçimde ele alınması
gerekir" göruşüne yer verildi.
OMJET Genel
Kurulu
• Haber Merkezi —
Akdeniz Ülkeleri Turizm
Yazarları ve Gazetecileri
Organizasyonu'nun
(OMJET) ilk genel kurul
toplantısı 15-23 eylül
tarihleri arasında Mısu"'ın
başkenti Kahire'de yapıldı.
Türkiye Turizm Yazarlan ve
Gazetecileri Derneği
(ATURJET) Yönetim
Kurulu ile üyelerinin de
davetli olarak katJdığı
kongrenin ilk günü,
ATURJET Başkanı özcan
Sandıkçıoğlu, Türkiye'nin
son 10 yıl içersindeki
turizm atılımları ve
Akdeniz'in kirlenmesi
konusunda bir bildiri
sundu. ATURJET Başkanı
özcan Sandıkçıoğlu, daha
sonra yapılan seçimde
OMJET Yönetim Kurulu'na
getirildi.
Tarihi sikke
kaçakçılıgı
• MUĞLA (Cumhuriyet)
— Evinde gümüş sikkeler
ele geçen taksi sürücüsü
gözaltına alındı. Orhaniye
mahallesinde oturan taksi
sürücüsü Mehmet Salih
Soylu'nun evinde tarihi
eserler bulunduğu Emniyet
Müdürlüğü'ne ihbar edildi.
Kaçakçıhk Şube Müdürlüğü
ekipleri sanığın evine
giderek arama yapmak
istediler. Mehmet SaUh
Soylu, evinde bulundurduğu
Roma Dönemi'ne ait 130
gümüş sikkeyi polislere
teslim etti. Ele geçen
sikkeler Milas Müze
Mudürlüğü'ne tesüm edildi.
Odüllü yarışma
• ANKARA (AA) — Milli
Savunma Bakanhğı,
Anıtkabir ile tstanbul
Askeri Müze ve Kültür
Sitesi'nde yapılması
kararlaştmlan ses ve ışık
gösterisinde kullanılacak 3
eser için toplam 300 milyon
lira ödullü yarışma açtı.
Milli Savunma
Bakanlığı'nın dün Resmi
Gazete"de yayımlanan
duyurusuna göre
hazırlanacak eserler
"Anıtkabir", "Çanakkale"
ve "Kurtuluş Savaşı"nı
konu alacak. Yanşmada her
üç konuda birinciliği
kazanacak eserlere 40*ar,
ikinciliği kazanacak eserlere
30'ar, üçüncülüğü
kazanacak eserlere 2O'şer,
mansiyon kazanacak bir
esere de 10'ar milyon lira
ödül verilecek.
Aliağa için ara
karar
• ANKARA (AA) —
Danıştay, Aliağa'da ihdas
edilen serbest bölgede
termik santral kurulup
kurulmayacağının
Başbakanlık'tan sorulmasını
ve bu konudaki belgeler
gelip yeni bir karar verilene
kadar "yürutmenin
durdurulmasını"
kararlaştırdı. Yapılan
toplantı sonucunda,
Başbakanlık'tan daha önce
istenen, ancak eksik olduğu
anlaşılan bazı belgelerin
istenmesi ve bu belgeler
gelip yeni bir karar verilene
kadar bölgede herhangi bir
işlem yapılmaması için
"yürutmenin durduruhnası"
ara kararı verildi. Danıştay
daha önce konuyla ilgili 2
kez "yürütmeyi durdurma"
kararı almış, üçüncü kez
aynı yönde karar
alınmasından sonra
Başbakanhk itirazda
bulunmuştu.
Menderes
anısuıa anıt
• AYDIN (AA) —
Aydın'da, eski
başbakanlardan Adnan
Menderes anısına anıt
dikilmesi için çahşmalara
başlandığı bildirildi. AA'mn
Aydın Valisi Recep
Yazıaoğlu'ndan aldığı
bilgiye göre, 500 milyon
liraya mal olması planlanan
amt için yanşma açılacak.
ÜaşargiTe fahri
doktora unvanı
• ANKARA (AA) —
Ankara Üniversitesi
Rektörlüğü'nce, meslek
hayatını îsviçre'de sürdüren
ünlü beyin cerrahı Prof.
Dr. Garj Yaşargil'e fahri
doktora unvanı verilecek. 2
ekimde 1989-1990 öğretim
yıhnın açılışında emekliye
aynlan öğretim
elemanlarına onur
belgelerinin dağıtımından
sonra, üniversite tarafından
fahri doktora unvanı verilen
Prof. Dr. Gazi YaşargU'in
"nöroşirurjide teşhis ve
tedavide son gelişmeler"
konulu açış dersiyle eğitim
yılı başlayacak.