23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 EYLÜL 1990 Teknik Üniversite Kökenli Politikacılar! Teknokrat polıtıkacılarımızın bılımsel düşunuşten nasıplerını almamış olmalarına şaşmamalı. Bilimin yalnız "tenekecilık" yonuvle ılgılenmış, dolayısıyla onun kultür ha>atındakı gerçek yerını anlayamamış bır teknokratınteokrasıyeheves etmesını de fazlayadırgamamalı. Nıtekim, teokrasi demokrasıyle bağdaşamaz, amateknokrasıylepekâlâ bağdaşabılır. Doç. Dr. HÜSEYİN BATUHAN Son otuz yıldır Turkı>e'nın kulturel kadennı behrleyenlennbaşında.Demırel Ozal ve Dın- çerler gıbı '"mıllıyetçı-mukaddesatçı" politikacı- lar gelıyor Bunlann. Turk toplumunu Ata- turk'ün yön verdığı "laık" çızgıden uzaklaştı- np tekrar "dındarlaştırma" heves ve gayretı ıçın- de olduklannı hepımız bılıyoruz Aralannda Er- bakan gıbı, elıne fırsat geçse, Humeynı ozentısı bır "şenat duzenı" getırmekten çekınmeyecek olan eskı bır unıversıte profesöru de var Sayın Özal bır ara bu zatın kurduğu ve memleketı "dm yoluyla kurtarma" amacına yonelık VIilli Selâ- met Partisi'nden mılletvekılı seçılmeyı denemış başaramamıştı Ama sonunda başbakan. hattâ cumhurbaşkanıolmayı başardı ya sızona bakın' Bilim kültürü almamışlar Andığımız bu dort polıtıkacı da teknik unı- versıte kokeniı Kafalan matematığe >atkın ve sıkı bır fen eğıtımı görmüş olan bu yeteneklı ın- sanlar, nasıl oluyor da dıne dayah bır yaşama bı- çımının özlemı ıçınde olabılıyorlar'' Ustelık bır kısmı Atatürk donemınde yetışmış olan bu kışıle- nn, Batı uygarlığının doğal bır ürunu olan laık toplum ıdealını benımsemelen Atatürk'ün "Hayatta tek gerçek yol göstencı bılımdır, fen- dır" sözunden azda olsa esınlenmışolmalan bek- lenırdı, değıl mP O>sa ne goru>oruz Kur"an kurslannın çığ gıbı çoğalması, Imam Hatıp okul- lannın durmadan artması okullara zorunlu dın derslerının konması, devletın butun kadrolarına 'dıncı dıye bılınen kışılenn doldurulması fen lıselennın başına bıle yer yer ımam-hatıp çıkışlı kımselenn getınlmesı hep bunların ıktıdar do- nemlenndeoluyor BugunTurkıveBatılıulkelerı bıle kaygılandıran bır ' ırtıca" tehlıkesı>le karşı karşıya ıse, bunun baş sorumlulan hıç şüphesız saydığımız bu polıtıkacılardır Insan. Humeynı gıbı bır mollanm teokratik bır yönetıme onayak olmasını anlıyor da hepsı yukst jğrenım gor- muş boyle zekı ınsanlannaynıturbırdûzenehe- veslenmesıne akıl erdırmekteguçlukçekıyor Içınde yaşadığımız uzay çağında ancak cahıl ınsanlarda hoşgorulebılecek bır tutumla. dınden medet uman bu kışıler, yoksa dınde (kendı de- yımlerıyle) "çarpık ıdeolojıler' e karşı bır panze- hır mı olduğunu sanıyorlar'' Her turlu toplumsal sorunun en olumlu bıçımde >ıne bılimsel von- temlerle çozulebıleceğını. doİayısıvla yenı yetı- şenlenn kafalannı, ıster dinsel ıster politik olsun, hertürlü dogmadan arıtmak, bunun ıçındeonla- ra bılımsel duşunuş alışkanlıklan kazandırmak gerektığını dogmatik duşunuşle bilimsel duşünu- şun a>nı kdfada bırarada yaşayamayacağını na- sıl algılayamıyorlar 1 Yok^a kendılen de bılımsel düşunuşten bıraz olsun nasıplennı almamışlar mı' 7 Korkanm oyle Gerçı hepsı fen eğıtımı gor- muşler. ama bılımın sadece (Cahıt Arrın ku- lakları çınlasın 1 ) "tenekecilık ' yonunu oğren- mışler. o kadar Başka bır deyışle, fen bılgılerı edınmışler ama bilim kultürualamamışlar Tenekedler Ne yazık kı, bızde butun eğıtım sıstemı, baş- kalannın uretmış olduğu hazırlop bılgılerı belkt- me temelı uzerıne kurulu olduğu gıbı. fen eğıtı- mınde de ışın daha çok ışlem yapma y onüne ağır- lık venlıyor. vanı ögrencılere bazı formuller bel- letılıp problem çozmede bunlan nasıl kullana- cakları oğretılıyor (Orneğın matematıkte her turlu ışlem oğretılır, ama bır teoremı ıspatlama- nın nasıl bır şey olduğu oğretılmez Fızık ve kımyaderslerındededurumpek farklı değıldır laboratuvar çalışmaları bıle daha önce bulun- muş bılgılerı tekrarlama ve uygulamaya yonelık- tır.yenı doğnılar araştırmaya değıl ) Ancak ışlemlerı oğrenmekle (yam "tenekecı- lık"le) bılım yapılamayacağı meydandadır zıra bunun ıçın bılgı uretme ışıne doğrudan doğruya katılmakşarttır Busüreçdeöncesorusormakla başlar. çunku kafasında soru olma>an bır ınsa- nınaraştırma ışınegırmesıduşunulemez Surecın ıkıncı aşaması tahmınlerde bulunma, vanı hipo- tez vd da teori kurmaaşamasıdır En sonunda da denetleme aşaması gelır Bütun bunlan iş başında (hıç değılse kuçuk çapta) ögrencılere oğretmek gerek Bu arada bazı teorılerın bugune kadar ge- çırmış olduklan aşamaları (hıç değılse ana çızgı- lerıyle) belırtmek (felsefe ve bilim tarihi) doğru vu bulabılmek ıçın araştırıcıların başvurdukları çeşıtlı vontemlerı canlı örnekler uzerınde sergıle- mek (mantık ve metodoloji) sonra herhangı bır bılımsel ıddıanın (yanı teonnın = kuramın) "bılgı sıfatını kazanabılmesı ıçın hangı koşulla- nn gerçekleşmış olması gerektığını oğrencılerle bırlıkte tartışmak (bilgi teorisi) gerekır Ovsa ne lıselenmızde (Fen lıselerı de dahıl). ne unıversıte- lenmızde boyle bır uygulamaya rastlayabılıyo- ruz Gerek ders kıtaplannın yazılış bıçımı gerek öğretmenlerın ders verme tarzı hep başkalarının uretmış olduğu bılgılerı en kuru bıçımıyle ve her turlu tarıhsel -bıyografik bağlamdan kopmuş olarak ögrencılere belletmeye >onelık Dolayı- sıyla, bızde oğrenme bırezberleme surecı olmak- tan bırturlü kurtuiamıyor' Teknik unıversıteler daha çok uygulamaya (ya- nıteknolojıye)yönelık olduğu ıçın, buralardaye- tışenlenn çoğu bılgıyı teknolojı ıçın gereklı bır araç olarak gorme eğılımındedırler. dolayısıyla salt bilme içın bilme onları pek fazla ılgılendırme- yebılır Helebılımienn tarıhselgelışmelerı tartış- mdlı yonlerı felsefl ve metedolojik problem- lerı onları hıç mı hıç ılgılendırmeyebılır Bu nedenle, yukanda adı geçen teknokrat polıtıkacılanmızın bılımsel düşunuşten nasıplennı almamış olmalanna şaşmamalı Bılımın yalnız "tenekecilık" yonuyle ılgılenmış. dolayısıyla onun kultür havatındakı gerçek yennı anlayamamış bır teknokratın teokrasıye hev es etmesını de fazla y adırgamamalı Nıtekim teokrasi demokrasıyle bağdaşamaz, ama teknokrasıyle pekâlâ bağdaşabılır, zıra demok- rası bılımsel duşunuşun teknokrası ıse teneke- cılık ' olarak anlaşılan bılımın urünudûr Kara kaplı kitap! V alnız teknik unıversıtelenmız değıl. ne yazık kı butun egıtım sıstemımız bılımın bu yonunu öne çıkarmaktd dolayısıyla bızde öğrerme süre- cı. ders kıtaplannın yazdıklarını ve oğretmenın anlattıklarını belletme bıçımınde gerçekleşmek- tedır Boyle olunca. oğrencılerde bellemek zo- runda olduklan bılgılenntartışılmazdoğnılar ol- duğu ızlenımı uyandırılmakta, dolayısıyla bunlara tartışmasız inanmaları ıstenmektedır (Askerlıkte her emre boyun eğme nasıl zorunluy- sd, okulda oğretmenın soyledıklennı doğru dıve belleme de zorunludur aksı halde sınıfta kalma tehlıkesı vdrdır ) Bu bakımdan bızdekı bilim eğı- tımı din eğıtımınden pek farklı değıldır Bırınde boca efendi Kur an da bovle yazıyor 1 ' ya da "Peygamber efendımız boyle buyurmuşlar 1 ' der. ötekınde öğretmen bey "Kıtapta boyle yazı- yor'"yada "Nevvton ovledemış 1 der Goruldu- ğü gıbı değışen sadece ıçenktır yaklaşım değıl, felsefe sosyolojı.psıkolojı tarıhv b kulturders- lerındebıleaynı tutumegemen Işesorularla baş- layıp oğrencılenn kendı başlanna bu soruları çozmeyeçalışmaları >ureklendırılecekyerde on- lara hazırlop yanıtlar belletılm=kte bu yanıtla- nn doğru olup olmadıkları araştınlmamakta, dolavısıyla tartışmaya ve eleştırıve ver venlme- mektedır Her şeyın ama her şeyın "tartışmalı" olduğu felsefenın bıle bızde başkalarının dedıkle- nnı belletme (Turkçesı Ezberletme') konusu ol- duğunubılıyor muydunuz 9 Sonuç Işte boyle bır eğıtım anlavışı ıçınde yetışmış olan teknik unıversıte kokeniı polıtıkacılanmız- dan bırkısmının okullarda bilim eğıtımıyanında din eğıtımı de verılebıleceğıne, hattâ venlmesı ge- rektiğine ınanmalannın nedenı şımdı bıraz ay- dınlanırgıbıoldu sanınm Buyuk olasıhkladın- dar bır aıle çevresinde yetışmış olan bu kışılere, eğıtımlen boyunca aldıklan fen derslerı de bılım kulturu verememışiır Ustehk mesleklerı gereğı, bılımı.ınsanoğlunun salt ıçındeyaşadığıdünyayı anlamak ıçın gınştığı bır duşunme ve araştırma serüvenı olarak değıl bu dunyayı ısteklerı doğ- rultusunda değiştirmek ıçın gereklı teknolojıyı uretme aracı olarak görme ve değerlendırme eğı- lımındedırler Ancak bunlara gore bılımsel tek- nolojı maddı refahımızı sağlasa bıle butun top- lumsal sorunlarımızı çozmeye yetmez Bunun ıçın bır tur "maneti teknolojiye" gereksınım var- dır ve bunu da olsa olsa' dın kulturu ve ahlak bıl- gısı' sağlayabılır Bılımsel teknolojıyle manevı teknolojıyı bırleştırdık mı. "ıkı cıhanda mutlu" olmayıgarantıledıkdemektır Buna gore bıryan- dan bılımın tdrtışılmaz doğrulannı, ote yandan dadınımtzıntartışılmazdoğrularınıbellemelıyız Soru sormamah, tartışmamalı eleştın ve şuphe- ye yer vermemelıyız, yoksa "çarpık ıdeolojılere' tutsak olmaktan kurtulamayız Şımdı neden radyo ve televızyonlanmızdd ne- redeyse her gun dinsel ve ahlaksal soyleşıler ya- pıldığını buna karşılık neden bılımsel konuşma v e tarlışmalara hemen hemen hıç yer venlmedığı- nı daha ıvı anlıyor olmalısınız Rejımımızın adı sozde "demokrası ama bence buna daha uy- gun bır ad gerek "Teokratik bır teknokrası'ye ne buyrulur 1 Yoksa "Teknokratık bır teokrasi" mı daha uy gun° Seçım sızın' EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Güney Kuzeye Karşı... "Nouvel Observateur" dergısınde islamolog Bruno Etıen- ne yazıyor "Kuzey-Güney çatışması başladı Fransa ıle ABD'nın bu çatışmada onurlu bır yer aldıklan soylenemez JımmyCar- ter'ın Ulusal Guvenlık Konseyı Başkanı Zbıgnıev Brzezınskı 'Lıberatıon'da ABD'nın Ortadoğu'ya gosterdığı ılgının pet- rolü kontrol altınaalmasıolduğunuyazdı Gerısı boş laf* Dan- zıg ıçınolecektık, amaKuveytıçınolmeyehıç nıyetımyok Bu- gun Fransa'nın petrolü on yıl oncesıne gore ıkı kez daha ucuz aldığını bılıyor muyuz'' 1980'de dolar 10 franktı, bugün 5 frank Bırvarılı30 dolaraalsakyınedekazançlıyız Nasılolur daFransaıJünyayalslamcıhareketıparagücüyleyayanSuu- dı Arabıstan a karsı gereksız bıryakınhkduyabılır'' Nasıl olur daBatı ıkı gun ıçınde 180dereceyondeğıştırebılır / 'Saddam bırdenbıreHıtleroluverdı DoğudakıçokuntuveHumeynı'nın olmesıbırboşluk yarattı Irak Baskanı nda buyuk seytanye- rıne konulmak ıçın butun nıtelıkler var Bu boşluğu o dol- duruyor Saddam bır zorbadır ama Hıtler değıldır Batı ge- ncı monarşıler arasında toprakları dağıttığını en asağılık dıktatorlere destek verdığını nasıl unutabılır' Iran-lrak sava- şıbızımdesavaşımız gıbı değıl mıydı?Saddam ınşıılıkeyle- mını durduracağı umulmuştu Şımdı de bırtakım hanedanlar desteklenıyor Ama Arap halkları Emırlere soruyor "Petrol gelırlerını vekutsalyerlerdengelenparaları neyaptınız 9 " Yazar Max Gallo da, ABD nın tıpkı Israıl gıbı ulusal çıkar- lara bağlı bır polıtıka guttuğunu soylüyor 1 "Islam dunyasında mılyorlarcaışsız hıçbırhakkasahıpolmayan yeterıncebes- lenmeyen ınsan var çatışmanm temelındekı sorun budur Bır savaş başlayınca ne denlı yaygınlaşır ve nasıl sona erer, bunu bılmekmümkün değıldır" dıyorveşunlarıeklıyor "Sa- vaşın kesm bır barbarlık olduğunu ve başka bıçımlerde su- rüpgıdeceğmı görmemek ıçın korolrnak gerekır Başka bır yazar, GıllesPerrault ıse" Saddam lasavaşmak ıçın pek çok neden var Ama bu Kuzey le Guney'ın ılk savaşı Sonuçları onceden hesaplanamayacak kadar buyuk olacak- tır Arapyığınlarında Batı düşmanlığınıyaratacaktır Fransa bu seruvende Araplann kendısıne karşı duyduğu son sempa- tıyı de yıtırecektır Perrault, emırlıklerın sahıp olduğu zen- gınlıklerın butun Arap halkına aıtolduğunu, ama bundan ya- rarlanamadıklarını soylüyor akla yakın tek çozumun Kuveyt sorunu ıle bırlıkte Fılıstın ve Lubnan sorunlarının da ele alın- masıolduğunubıldırenFransızyazarı "Hıçbırzaman Israıl'e ambargo uygulanmadı israıl herşeyı yapabıldı, çocukları bı- le öldurdu BırleşmışMılletler bunlara bırşeydemedı Buhı- lelıbıroyundur Araplanngözundeıkıölçüvar Batılılarfazla haksızlık yapmışlardır Amerıkalılar, orta ve yakın doğu so- runlarını ıncelıkle kavrayamamışlardır Savaşı Batı kazana- bılır, ama bunun sonuçlarının ne olacağını önceden görmek olanakdışıdır" Kuzey ıle Guney'ın bır savaşta karşı karşıya gelmelerM Geçmış yıllarda savas tehlıkesı dunyamızın kuzey bolumun- deydı Buyüksavaşlardahepbubölumdeyaşandı Ilk kez ku- zey ülkelerı, yam her bakımdan gelışmış, zengınleşmış ulke- lerıle guneyın yoksul ulkelen karsı karşıya gelıyorlar Irak, Guney'ın onculuğünu yapmakta Suudı Arabıstan ve Mısır Kuzey'ın yanında yer almış görünuyor Bunu, özel çıkarları- nıkorumakıçınyapıyorlar Ama Mısır ve Suudı halkıaynıkanı da mıdır' Bır gun butun Arap halklarının yabancılara, Batılı- lara karşı bırleşıp dırenışe geçmelerı gerçekleşmeyecek mı- dır 1 ? Irak'ı her açıdan destekleyen sılah satarak, zehırlı gaz fabnkaları kurdurarak, fuzeler yaptırtarak bugunkü duruma getırenler kımlerdır? Batının sanayıleşmış tuccar ulkelen Güneyden böylesıne sert bır çıkış onları once şaşırttı sonra öfkelendırdı Alışmışlar Guneyı kolaylıkla kandırmaya, son- ra da somürmeye 1 Bır Nasır çıkıyor, derken başka bırı, bır Saddam Batıdan elde ettığı sılahlarla guçlenıp onlara kafa tutuyor O zaman Kuzeylıler bır araya gelıp çıkarlarını koru- mak savaşı vermeye kalkışıyorlar 1 Fransız yazarlarının da anlatmakıstedıklerıbu Ya Turkıye'nın bu Güney-Kuzey çatışmasında yerı ne' Ne güneyın ne kuzeyın yanında olmak Tam bağımsız bır ulke olarak kışılığını korumak, kımsenın çıkarlarına araç halıne gırmemek Atatürk'ün polıtıkasını surdurmeye çalışmak Ayrıca da yeryüzu yuvarlağımn guneyınde yer aldığını, Batı uygarlığının bır parçası olmak ıstedığı, kendını bu uygarlığın ılkelerıne uydurmak çabasında olduğu halde Guney'de yer aldığını daunutmamak Turkıye coğrafya olarak Güneydedır Bunun bılıncınde ol- malı kendısıne hıçbırzaman gerçek bır dostolmayacak Batı- lı ulkelere karşı nıtelıklı, kışılıklı bır polıtıka surdurmelı Bu demek değıl kı Batı uygarlığından kopalım Hayır hem çağ- daş uygarlığın gerektırdığı koşullan benımseyeceğız, ama Batı nınsomurgençıkarcı, tekyanlı hesaplarının hızmetınde olmayacağız Turîzm Yasası'na Dikkat! Kentlerimizin beton silolar altmda ezılmemesını, Türkiye'nin binlerce yılda oluşmuş doğal ve tarihsel değerlerini, yani 'kimliğini' yitirmemesini; halkımızın kendi yaşam çevrelerini oluşturma yönünde "kendi demokratik karar ve katılımlarmı" etkin kılabilmesini istiyorsak, bu tasanlann 'yasalaşmamasr için çabalanmızı yukseltmek zorundayız. OKTAY EKİNCİ Yüksek Mimar TBMM yaz dınlencesıne başlamadan once gundeme gelen "Imar Yasası Değışık- lığı Tasarısı" kamuoyunda yoğun eleştın- lerle karşılanırken "benzer amaçlar ıçe- ren" bır başka yasa taslağının da varlığı ortaya çıktı "Tunzmı Teşvık Kanu- nu'nda Değışıkhk Yapılması ve Bu Kanu- na Bazı HükümlerEklenmesıne Daır Ka- nun Tasansı " Büındığı gıbı bu yasa, 12 Eylül dönemın- de yururluğe gırmıştı Doğal ve kulturel açıdan korunması gereken "Kamu arazıle- n" y anında, bu tur değerlı bolgelerdekı özel taşınmazlann bıle "kamulaşünlıp" ('), yerlı ve yabancı yatınmcılara "tunzm ve ış mer- kezlen arsalan" olarak dağıtılmasını başla- tıyordu Yasanın bu 'ulûfecf ışlevı ve ozellıkle son yıllarda yapımı tamamlanan pek çok tesısle ortayaçıkan"tahnpkâr uygulamaörnekle- n", duyarh çev relerdekı haklı tepkılenn, gı- derek cıddı bır "toplumsal muhalefete do- nuşmesıne" neden olmuştur Ne var kı Turkıye'de "bu gıdışle" hıçbır doğa ve tanh zengınlığı bırakmamaya "nı- yetlenmış görünen'" bu yasanın ve uygula- ma kararlannın -artık- 'ıptah' bekleıur- ken, bu kez ortaya çıkan 'değışıkhk taslağında' yağmacılığın önunü daha da açacak önermeîer yer almaktadır Gerek tmar Yasası, gerekse Tunzmı Teş- vık Yasası'ndakı bu yenı önenler, onümuz- dekı günlerde TBMM gündemıne gelecek- tır Bu nedenle duyarlı çevrelenn, konuyu ızlemelen ve aşağıda da açıklanacağı gıbı, "yerel yönetımlen tumüyle bır kenara ıte- cek" bu yenı duzenlemelere karşı etkın bır 'muhalefetf başlatmalan gerekmektedır İstenen değişiklikler... Hazırlanan taslakta, Tunzmı Teşvık Ya- sası'nın değıştınlmek istenen hükümlenne ve "ek madde önenlenne" baktığırruzda, başlıca "ıkı genel amacın" gerçekleşebılme- sı yönunde "oncekınden daha etkın önlem- ler" tasarlandığını saptıyoruz 1 — Hükumetın, Tunzm Bakanlığı elıyle, ülkede dıledığı bölgeyı "tunzm merkezı" yaparak yaptınmcılara yenı -ek- olanaklar sağlamasında tumuyle 'ozgur' olması Bu uygulamada, başta beledıyeler olmak üze- re, koruma kurullan, obür kamu kurumla- n ve 'yargı denetımının' yıne 'tümuyle' devre dışı bırakılması 2 - Imar planlannda 'tunzm alanı' ola- rak belırlenen yerler dışında kalsa bıle tüm SİT alanlannın ve orman arazılenrun -ıster kamu, ısterse özel mülkıyette olsun- "bakanlığm ıstedığı anda" tunzm tesısı ya- pımı ıçın gınşımcılere venlmesı Işte bu ıkı temel amaca yönebk düzenJe- nen tasandakı hukümlerden bazı örnekler -"SİT alanlan ve ören yerlenndekı ( ) yapılaşmalar ve çevre dûzenlemelen ıle ko- ruma alanlannın belırlenmesınde Kültur ve Tabıat Varlıklannı Koruma Kurulla- n'nın da'gorüşlenrun" alınması gereklı- dır" (Md 5) Tasandakı bu hükumle, hem StT alanla- nnın da açıkça "yapılaşmay a açılacağı" on- görülmekte, hem de bu alanlann konınma- sında ve gerekırse kısıtlı yapılanma koşullanmn da belırlenmesınde yetkılı tek bılımsel organımız olan koruma kurullan- nın yaptınm gucü ve ışlevı ortadan kaldınl- makudır Dikkat edılırse, "kunıl karan- run alınması" koşulu yoktur -"Tunzm alan ve merkezlennde ( ) hazırlanan ımar plarüan ve değışıklıklen "Beledıye Mechsve İl tdare Kurulu Karan- na ıhtıyaç duyulmadan" bakanlıkça onay- lanır "(Md 7) Görûlduğü gıbı bu "değışıkhk onensın- de" de yerel yonetımlenn planlama yetkıle- nnı yok etmemn otesınde, kendı beldelennı ılgılendıren yapılaşma kararlan ıçın "gö- ruşlennı bıldırmelen" bıle olanaksız kılın- maktadır Böylece, hem yerel halkın "seçımle gelen demokratik organlan" kendı kentlennı yağmaya açan planlardan "habersız" kala- bılecekler, hem de bu 'gızlıhk' ıçınde, kamu- oyu tüm uygulamalan "olup-bıttıkten" sonra oğrenebılecektır Aynca, aynı madde ıçınde "ımar planla- n, bakanlıkça yetkı venlmesı halınde, ılgılı beledıyelerce yaptınlır" gıbı bır onerme de yer almaktadır Bu da "bakanlıkla uyumlu çahşacak" yerel yonetımlere yetkı venlebı- leceğını, "aynı goruşu paylaşmayanlann" ıse ışlevsız bırakılacaklannı göstermekte- dır Açıkça 'çıfte standart' bır uygulamanın kapısı açılmakta, buna 'yasal kılıf haar- lanmaktadır - "Bakanlıkça ılgılı ıdarelere (Beledıye- lere ve Vahhklere) onaylanmak üzere gon- denlen hantalar ıkı ay ıçınde onaylanır Bu süre ıçınde onaylanmayan hantalar "onay- lanmışsayıhr "(Md 7) Oysa kı hanta "bılımsel y öntemlerle" ha- zırlanan 'teknik' bır belgedır Planlama ala- rundakı arazının tum fızıksel özellıklennı topoğrafyası, bıtkı örtüsü, her türlü >apı- lar, kalıntılar vb gostenr Bu belge, eğer doğru ıse yanı arazının özellıklennı "gerçek olarak" yansıtıyorsa, onaylanır Gerçeğı çarpıtan bır hantayla doğru bır planlama da yapılamaz Öyle görünuyor kı tasanyı hazırlayanlar. arazılen "bır an önce" yatı- nmlara açabılmek ıçın bıhmsellığı de bır yana bırakacak kadar 'acelecılık' ıçındeler Belkı de "ılgılı ıdarenın" (belcdıyenın ya da valılığın). bakanlığın sakıncalı bır karannı 'hantayı onaylamamak' gıbı bır yöntemle önleyebılme olasıhğına karşı da böylesıne teknığeaykınbır'önlem'düşünmüşlerdır — Tasan, bu "mantık zıncın" ıçınde, kı- yılardakı ve SÎT alanlanndakı kamu ve özel mulkıyettekı arazılenn yatınmcılara "en kestırme yoldan" nasıl venleceğını gösteren bırdızı 'yenı hükum'taşıyor Bunlar arasında, şıddetle karşı çıkılması gereken bır başka "yenı amaç" ıse mıllı parklanraızın "aynı amaçlar" doğrultusun- da tunzme açılması ve gıderek yok edılmesı eğıhmıdır Sonuç Ülkemızdekı doğal ve tanhsel zengınlık- len nedenıyle her bın aslında "mıllı park" olarak koruma altına alınması gereken pek çok SİT alanı ve ormanhk arazının bır yan dan boyle bır tasanyla daha fazla yapılaş- maya açılması, öbür yandan ıse aslında "yetersız olan" mıllı parklann da "tunzm gehn beklentılenne" teslım edılmek ısten- mesı, tasannın, çağdaş anlamda 'tunzmı' değıl. çevre değerlenmızın yağmalanması- nı "teşvık eder bır ıçenk taşıdığının" açık- kamtıdır Kentlenmızın beton silolar altında ezıl- memesını, Turkıye'nın binlerce yılda oluşmuş doğal ve tanhsel değerlennı, yanı 'kımlığını' yıtırmemesmı, halkımızın kendı yaşam çevrelennı oluşturma yonünde "kendı demokratik karar ve katılımlannı" etkın kılabilmesini istiyorsak, bu tasanla- nn 'yasalaşmaması' ıçın çabalanmızı yük- seitmek zorundayız TBMM'nın takınacağı tutum. "ulusal çıkarlanmızın korunması" açısmdan, en az 23 Nısan 1920'dekı tutumu kadar tanh- sel bır onem taşıyacak. PENCERE F Doğan 16O78 1 Hamur kağıda çok O Copy 28 TO 60 K TL. temız O P Ortabahçe No:60 Cad. Beşfctaş RUHISUILK KEZ DİNLEYECEĞİNİZ ; | (P1R SULDUIABDAL) DEYİŞLERINI M SESLENDIRIYOR. BÛTÛN KASETÇILERDE Mcian Ptak Eıf n PUHUUU Pikajör GRAFİKER 161 10 74 HANIM BAKICI Yaşlı, yatalak bır bey ıçın yaölı hanım bakjcı 161 79 49 - 160 09 04 İngılızceyı 6 ayda konuşun, sızı Amerikalı dostunuzla buluşturalım Tel: 349 48 57 VEFATLAR İÇİN Yurtıçı, yurtdışı cenaze nakle- dılır, cenaze ılaçlama. malze- me, tabut, bûtün ışlemler has- sasıyetle, süratle yapılır Işlet- mede ayrıca 18 ambülans mevcuttur Cenaze ılanlarında hızmet bedelı alınmaz İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 - 140 68 86 ' Mesul Müdür Hafız VELİ ERDEMİR En Büyük Öğretmen: Zaman!.. Zaman en buyuk oğretmendır 12 Eylul 1980'den bu yana 10 yıl gectı, 21'ıncı yuzyıla 10 kal- dı Aradan gecen sure bıze neler oğrettı 9 22 Ağustos 1990 gunlu Le Monde'un başyazısı, "Petrolün Kurbanlan" ıdı Korfez bunalımı 1989'da ortalama 18 dolar olan bır varıl petrolün fıyatını 27 dolara -bugün 30 doları aştı- tırman- dırmıştı Daha ılk adımda kurbanlar bellıydı Uçüncu Dünya'nın petrol kaynaklarından yoksun ulkelen ve Doğu Avrupa' "3'üncü petrol şoku"r\un deprem hantasını çıkarmaya çalışan yazıyı okur- ken, aklıma bır soru takıldı 1'ıncı ve 2'ncı petrol şokunun kur- banlan arasında bız de yok muyduk'? 12 Eylut u tek nedene bağlamak kuşkusuz yuzeysel bır yak- laşım olur, ama 1'ıncı petrol şokunda hampetrolun varılı 2.5 do- lardan 12 5 dolara fırlamıştır, 1979'dakı 2'ncı petrol şokunda fı- yatlar ses duvannı aştı 1970'ler suresınce kımı yıllarda Turkıye, ıhracat gelırını yuzde seksenıyle hampetrol dışalımına bağlamıştı, ekonomı boylece sıfırı tukettı 1980'e guç ulaşabıldık Içende sıfırı tuketen ekonomı ortamında, 'cepheieşmtf ve terör' sürerken dış dunyada ne oluyordu' 7 Batı kapıtalızmı 1970'lerde endustrı urünlerıne zam yaparak bunalımı Uçuncü Dunyaya yuklemıştı (3'uncü petrol şokunda aynı sıyasetı uygulayacak) Petrol ureten kral, şeyh ve emırlık- ler 1'ıncı ve 2'ncı şok surecınde sağladıklan petro-dolarları Batı Avrupa'dakı ortaklıklara yatırarak hem kapıtalızmın bunalımı aş- masına hızmet etmışler hem dunya pazarının tekleşmesıne kat- kıda bulunmuşlardı Ancak Afganıstan'ın Sovyetler ce ışgalıyle bırlıkte Iran'dakı patlama 1979'da zıncırın kımı halkalarında çat- laklar oluşturmuştu Turkıye'yı bır askerı darbeyle sağlama bağlamak" Amerıka ıçın kaçınılmaz gorunuyordu 12 Eylul boyle geldı * 1970'ler Turkıyesı, ıç polıtıkayı dış boyutlarıyla duşunmek alış- kanlığı ve ortamından yoksundu aradan geçen zamanda değış- mış bır sey var m ı ' 12 Eylül gunü askerı darbeyle ıktıdan ele geçıren generalle- rın çapı Turkıye'nın karanlığa yuvarlanmasını kolaylaştırdı Ger- çı bu generaller dış destek sağlamak ıçın Vaşıngton'un ellerıne tutuşturduğu basıt ekonomık reçeteyı doğrudan uygulamak zo- rundaydılar, ama hukukta, eğıtımde, kultürde'Aydmlanmafyakarşı devrımı kan ve terorle yürütmek ıçın dış baskı altında değıllerdı, "12 Eylül faşızmı"n\ benımserlerken kafa yapılarına uygun bır re- jımı yeğlıyorlardı Turkıye, 1973-1979 petrol şoklarının kurbanıydı ABD'nın ön- gordüğu ekonomık sıstem askerı dısıplın ıçınde yerıne oturtulu- yordu ancak 12 Eylul generallerı Vaşıngton'un buyruklarını ye- rıne getırırken kraldan çok kralcı kesılmışler, bılanço ulke ıçın çok ağır olmuş, Turkıye Cumhurıyetı'nı uygarlık dunyasından ko- parmış toplum ve devlet yaşamına 2000 yılına kadar yansıya- cak ağır ıpotekler konmuştur • 12 Eylul'un bılançosu nedır 1 ? 200 bını aşkın dava Yanm mılyonu aşkın gözaltı Sıyasal partılerın tumden kapatılması 12 Eylul hukuku denılen yüzlerce baskı yasası Yargıç guvencelermın yok edılmesı 1961 Ana- yasası nın kaldırılması 20 bını aşkın demeğın kapatılması Sıs- temlı ışkenceler Haksız hukuksuz ıdamlar Yaygınlaştırılan dev- let teroru Ilk ve orta oğretıme konan zorunlu dın derslerıyle laık oğretıme son darbe Laık cumhurıyet ılkesı yerıne ' Turk- Islam Sentezı' nın benımsenmesı 1 5 mılyon yurttaşın fışlen- mesı Ünıversıteye YOK darbesı 1402'lıkler 15 bın yurtta- şın sorgusuz sualsız yurttaşlıktan çıkarılması ya da çıkmak zo- runda bırakılması Butun dunyada Turkıye'nın ınsan hakların- dan yoksun ışkenceler ulkesı dıye tanınması • Saymakla bıtmeyecek ve bu koşeye sığmayacak kadar guna- hın vebalı 12 Eylul'un sıcılıne yazılmıştır 12 Eylul'un en buyuk gunahlarından bırısı de, gudümlu bır se- çımle ANAP ı ıktıdara, TurgutOzal ı koltuğa oturtmasıdır, az bu- çuk serbest bır seçımle bıle bu gerçekleşemezdı * Aradan 10 yıl geçmesıne karşın bugunku Turkıye'de 12 Eylül suruyor ve dünya 3 uncu petrol sokunu yaşıyor Petrol savaş alanı burnumuzun dıbındedır 'En buyükoğretmen zaman' bıze ıç polıtıkayı dış boyutlarıyla duşunmek gereğını bellettı Bellettı mı dersınız? Aramızdan ayrılışının 1. Yılında Melek kadar ıyı ınsan Örnek anne, mukemmel eş SAJNİYE SERDAR'ı Bıtmeyen sevgı ve hasretle anıyomz. EŞİ: AZİZ KIZLARI: NURA1V-NALA1N EBRU-MELTEM BAŞSAGUGI Karayollan Genel Muduru Sayın Atalay Coşkunoğlu'nun kıymetlı oğlu AHMETN. COŞKUlVOĞLU'nıın 9 Eylül 1990 Pazar gunu elım bır trafik kazası sonucu vefatını buyuk bır uzuntu ile oğrenmış bulunuyoruz. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesıne ve yakınlarına başsağlığı dilerız. KOLLMAN HOLDİNG A.Ş. KAMUOYUNA Bugun de tüm kurum ve uygulamalarıyla varlığını surdüren "12 Eylul"û tanımıyor, 12 Eylul'un butun sonuclarıyla ortadan kalkmasını zorunlu goruyoruz İnsan hakları savunucuları adınabırgrup Huseyin Aygül, Leman Fırtına, Yuksel Hoş, Eren Keskin, Ercan Kaner, Filiz Karakuş, Nimet Tanrıkulu, AyşenurZarakolu • Windsurf. İBRAHİMKALKIŞ AVRUPA 4.SU * KEMER KOYLARINDA 200 GÖNÜLLÜ ÇÖP TOPLADI GELECEĞİNSÜPER YELKENLİTEKNESİ • BİRTEHÜKE ANINDA NASIL, HABER VERELIM? "DenizdeveEvinizde" CAN SALINIZI TANIYIN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear