25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunytt Matbucılık vc Gazetecıük Türk Anonım Şırkeu adına Naar Nıdi 0 Oenel Ya>m Mudüri). Hısan Ctml, MUesscM Müdürtt E B İ M Uşakhfl, YStzı lşlcn Müdliru Okty GÖIKIMİ», # Haber Mcrkea Müdflrti. Yalçu B«j«r, Sayfa DOzeni Yöoctmcnj AM Vmr # Temsılctler ANKARA. Ahnut T n . IZMİR HkmM Çttiakajv, ADANA. Ç«i» Yttnofla l< Psbnkı CcM lti|[ıı... Dıj Habcrto Eıtaa N a . Etononu Ceaafe ltctaa. 1) Sendıka Ş*kn> b n d . KUMUı Cdal »J«r, Ulaobul Haberfcn. bari Ufak. Elıum. G m Şaylaa. Haber Aramnna laaa M M . Vun Haberim NndM I M n Spor Danı)maru IHillııllı Vlııhlı Duı ttakr I n Çakffcaa. Ajastırma- Ş«M. AJpa*. Duıtltmr 1 ><•!!•> Yancı % Koonhnau» AkaM Koralaı 0 Walı Ukr Eral Eıta 0 Muhasebe UkM 1 t e 0 Bnıce-Planlanı» So» Oı»raıi|n|lı 0 RckUn. An» Tona 0 Ek ftyınjar HUn Akyol 0 1dan H M k Gtnr 0 Metme Öaato Çrf» Q Bdjj Ijten Sa« l m 0 Pttsoad Sofl lo«»a>ju|l» atsm re >Wı Cumhunyel Matbaaolık vc Gueuolik TjtŞ. Tlıt Oca|ı Cad. 39 '41 C*J«lotl<ı 343)4 IIL PK 246 - taantaj TM 512 05 05 (20 hal). Ucs. 22246, Faı. (I) 52t <0 12 0 «uolıır /kafcM Zıy» Gokjjp Bh Inkılap S. So 19/4. Ttl 133 II 41-47, Teka: 42344, Fac (4) 133 05 65 9 kafc- H Z»n Blv 1352 S. 2'3. 1U. 13 12 30. lUa. 52359. Fac (51) 19 53 » S«4<ı.k. *a S t a K *ka« Tıa 0 /Uau: İMne Cad 119 S. No 1 Kal 1, TM 19 37 52 (4 hal). Ttfcı: 62155. FBr (71) » r7 53 AUrt, Yalpa laxr, Haaa HkaM ÇMakaja. Okay TAKVİM: 13 AĞUSTOS 1990 Irasak: 4.23 Güneş: 6.04 öğle: 13.14 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.13 Yatsı: 21.45 Alkolle aranız ne dununda?Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Nezih Eradamlar uzun vadede alkolün beyin tahribatına yol açarak organik akıl hastalıklarına, nöropati olarak adlandırılan sinir harabiyetine, karaciğer yetmezliğine neden olduğunu anlattı. ALAAITtN ÇİFTÇİ Alkolle aranız nasıl? Ya da "al- kolizm"in neresındesiniz? Bu so- ruların yanıtını kendiniz bulabi- lirsiniz. tşte size uzmanlarca ha- zırlanmış sorulardan bazıları: "Bir hafta boyunca içki içme- meye karar terdiğiniz halde, da- yanamayıp birkaç gun sonra ye- niden içmeye başladıgınız oldu mu? Çevrenizdeki insanlar içki iç- menizle Ugilendiğinde "Banlara da ne oluyor?.. İçki içmemden onlara ne?.." dediğiniz oluyor mu? Her zaman içtiğiniz içkiyi, ba- şagnsı yapmaraası ya da sarhoş etmemesi için degiştirdiginiz ol- du mu? Son bir yıl içinde sabahlan da içtinlz mi? Içtigi halde hiçbir sonınu ol- mayanlara gıpta eder mjsiniz? Son bir yıldır. içki, saglıgınız- la Ogili sonınlar yaratmaya baş- ladımı? tçkiye olan diişkünlügünüz ev- de sorun yaratıyor mu? Çagnlı oldugnnuz bir toplan- tıda sunulan içkiyi yeterii bulma- yıp daha fazlasını arar mısınız? tstemediginiz halde sarhoş ol- dugunuzu bilmenize ragmen: DUedi|im an içkiyi bırakınm' dediğiniz oluyor mu? Son yülarda, gece çok içtiğiniz için ertesi gun işe gidemediginiz oldu mu? Ayıldjgımz zaman, sarhoş ge- çirdiginiz gnnlerin, gecelerin ha- tıriayamadjğınız anlan oluyor mu? 'tçmeseydim hayadm çok da- ha iyi olurdu' diye düşiındüğüniz anlar oluyor mu? Eğer bu sorulardan dördune y'a da daha fazlasına "Evet" yanıtı venmşsenız, alkolle başınız dertte demektir. Pekı, alkolle başınız dertteyse ne yapabihrsiniz? Işte size birkaç seçenek: Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta- lıkları Hastanesı'nde yeni kuru- lan AJkol ve Madde Bağımlıları Tedavı Merkezı'ne (AMATEM) başvurabilir, uzmanlardan yar- dım isteyebilirsinız ya da Amiral Bristol Hastanesi'ne veya özel kli- hiklere gidebilirsiniz. Çünkü uz- manlar, alkol bağımlılarınm, mutlaka tedavı ve rehabilitasyon merkezlerinde alkolden uzak bir ortamda, ancak doktorlann yar- dımıyla iyileşebileceklerini belir- tiyorlar. Alkol bağımlılığının sağaltımı konusunda görüstüğumuz Bakır- köy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardıracısı ve AMATEM'in sorumlu doktor- lanndan servis şefi yardımcısı psikiyatrist Nezih Eradamlar, 1983 yılında kurulan AMA- TEM'de bugüne kadar yılda or- talama 1500 hasta olmak uzere 8 bin kişinın tedavi edildiğıni söy- lüyor. Ancak alkol bağımlılığı te- davisindeki basannın yuzde yuz olamayacağmı kaydeden Era- damlar, "Tedavi sonrası ilk yıl al- kole başlamayanlann oranı yıiz- de 40. Bu başarı her yıl 5 ila 10 puan gerileyerek beşind yılda yüzde 5'e duşıiyor. Fakat ABD- deki oranlar da bundan farklı degil" diyor. Eradamlar, başarı- sızlığın nedenlerini ise şöyle sı- ralıyor: "Bize birçok yerden hasta ge- lir. Bunlann tedavisini yaptıktan sonra maalesef >ine geldikleri or- tama gonderiyoruz. Onlan izle- memiz olanaksız. Yani kiıçiik sağlık birimlerinde bastalanmı- zın rehabiBtasyonuııu snrdnrecek üm'teler yok. Oysa bu üniteler oluşturulup bir zincirie merkeze bağlansa başanmız artar. Bence kişiyi alkole bağımlı yapan sos- yal, ekonomik ve külturel neden- ler ortadan kaldınlmalıdır. Bu alaoda yapılacak tek boyutlu ça- lışmalar sonuç vermeyecektir. Ente^re bir calışma şartür." Alkol bağımlüığı ölçusünün hâlâ tartışmalı olduğunu da be- lirten Eradamlar, 5-10 yıl yoğun alkol alan bir kisinin alkol ba- ğımlısı olabileceğini vurgulayarak alkol bağımlısı hastalarda görü- lebilecek uç temel belirtiyi şöyle tanımlıyor: "1- Her gun alınaa dozun art- tınlması (dırenç gelişmesi), 2- Yoksunluk bdirtUerinin orlaya çıkması (hırcuüık, hayal görme), 3- Bagımlüık yüzünden aile ve iş yaşamının bozulması." Uzun vadede alkolün beyin tahribatına yol açarak organik akıl hastalıklanna, "nöropati" olarak adlandırılan sinir harabi- yetine, karaciğer yetmezliğine ve kansızlığa da neden olduğunu anlatan Eradamlar, AMATEM'e yatınlan hastalann önce fızyolo- jik olarak tedavi edildığinı, daha sonra grup terapilerine alındığı- nı söylüyor. Alkol bağımlılannın tedavile- rinde en önemli aşama olan grup psikoterapilerini psikolog Doç. Dr. bkay Kasatnra şöyle anlatı- yor: "Kendini alkol bagımiılıgından kurtannaya karar veren birey, grup içinde, kendi yaşamı ile il- gili oigulan o kadar içlenlikle or- taya koyabilir ki, tedavinin ozu de buradadır. Bu terapilerde hasta, topJumun kendisini neden ekştir- digini ogreniyor. O gune kadar bir turlu bilincine varamadıgı so- nınların ve çozemediği problem- lerin farkına vararak âdeta ken- dini aynadan seyretme olanağı buluyor. Aynı zamanda grup te- rapileri, hastaya duşunce ve dav- raıuşlannda objektiflik kazandı- rarak bağımlıhk oncesi kişilikle- rine dönmeJerini kolaylaşünyor." Alkol bağımlılığını ahlaki bir zaaf gibi görmediklerini söyleyen llkay Kasatura, AMATEM'de uygulanan tedavide, hastalarla "insanca" bir ilişkı kunılduğuna dikkati cekıyor. Ancak grup te- rapilerinde zaman zaman sorun çıktığını belirten Kasatura, "Nasıl bir orkestrada akordu bozuk bir enstnıman tum orkestrayı bozar- sa, terapide de gruba uygun ol- mayan kişi diger grup uyelerinin tedavi motivasyonunu azaltarak zarariı olabilir" diyerek uyumlu terapı gruplan oluşturmanın zor- luğunu vurguluyor. Günümüzde toplumların, al- kol bağımlılığını günah ve ahla- ki bir sorun olarak görmediğini söyleyen psikolog Doç. Dr. llkay Kasatura, "Bu tutum kuşkusuz onemli. Hastalar toplumun anla- yışına paralel olarak yureklene- rek tedsmye geliyoriar, ancak ben bizim toplumumuzdan daha faz- la anlayış. hastalanmıza daha otumlu bir yaklasım bekliyorum" diyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta- lıkları Hastanesi Başhekimliği'n- ce duzenlenen "1. Uluslararası Psikoterapi ve Nöroloji Gunle- ri"ne katılmak üzere ABD'den Turkiye'ye gelen Albert Einstein Sağlık Koleji öğretim üyesi, psi- kıyatri profesöru Toksöz Bayram Karasu da alkol ve madde bağım- lılığı konusunda şunlan söylüyor- du: ABD'deki alkol ve madde ba- ğımlılan genellikle koksıiz insan- lardır. Bunlar dağılmış ailelerden gelirier, göç etmişlerdir. Kökleri baska yerlerde kalmıştır. Bulun- duklan yere uyum sağlayamazlar. Farkında olmadan geri donme öztemi duyarlar. Bunlarda sürekli guvensizlik gorulur, gerilim için- dedirier. Uykusuzluk çekerler. Seks problemleri vardır. New York, bir goçnıen kentidir. Istan- bul da öyle Bu kentlerde yaşayan köksuzler buyıık olçnde nevrotik- tirler, alkol ve madde kullanma- ya yatkındıriar." Nedim Otyam, yüzlerce beste ve ilk özgün Türk fılm müziğiniyaptı Türk ezgilerinin yorumu"Yetiştiğim Anadolu'nun sesini duyurmaya çalıştım. Batı armoni sistemiyle Türk müziği bestelenemez. Onda, kendi yapısından gelen bir çokseslilik var!' "Devlet konservatuvarları, 55 milyonluk Türkiye'nin gereksinimini karşılamaktan uzak!' ALPAY KABACALI Eczacı Vaaf Bey, eş dost top- lantüannda kanun çalar. Tiyatro- ya da meraklıdır. Aksaray'a ge- len tiyatro topluluklanyla hemen dostluk kurar. Ta Yemen'deki as- kerliği sırasında küçük oyunlar sahneye koymuştur. O yülarda da tek perdelik oyunlar yazar, Halk- evi'nde sahneye konulmasını sağ- lar... Günün birinde büyük, bo- rulu bir Sahibinin Sesi gramofon getirtir Istanbul'dan. Koskoca ev- den müzik hiç eksik olmaz artık. Müziğin her çeşidi... Yeni çıkan plaklan da ister tstanbul'daki ec- za deposundan. Cannen'ler, Ma- car rapsodilerı bile girer o küçük kasabaya... Nedim Otyam'ı müziğe yönel- ten bunlardır. Bir de Orta Ana- dolu havalan... Işin ılginç yanı sudur: Aynı çcv- rede yetişen ortanca kardeş Nus- ret K. Otyam eczacı ve şair, kü- çük kardeş Fikret Otyam önce Nedim Otyam — Tmklitie hiçbir $ey olmaz. PORTRE NEDİM V. OTYAM Müzikle dolu yıllar 1919'da lstanbul'da doğdu. Ankara Devlet Konservatuvarı Nefesli Çalgılar Bölumu'nu bitirdi (1942). Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası'nda (şimdi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) görev aldı. Ankara Radyosu Çocuk Kulübü Korosu'nu, Ankara Halkevi Orkestrası Korosu'nu yönettı. 1950'de îstanbul'a yerleşti. tstanbul'un Fethi fılmi için Türkiye'de ilk özgün fılm müziğini yaptı (1952); o tarihten bu yana 90 kadar füm için müzik hazırladı. Bu çalışmalanyla Film Dostları Derneği, Altın Portakal ve Altın Koza ödullerini kazandı. Barbaros Film'i kurdu, bırkaç film yönettı. 1974-84'te lstanbul Belediye Konservatuvan Müdurlüğü'nde bulundu. Çok sayıda çocuk şarkısı, Türk Cenaze Marşı başta olmak uzere 40 kadar marş, yüzü aşkın türkü düzenlemesi ve lied, birçok senfonik yapıt (27 Mayıs Destanı, Gnzelce, Analann Anası, vb), bale yapıtları (Maral, Kagıthane Safası, vb) besteledı. ressam, sonra gazetecı, yazar, fo- toğraf sanatçısı olacaklar... Ortaokulu bitirince Îstanbul'a, ticaret lisesine yazılmaya gönde- rilir Nedim Otyam. Okuldan ve Aksaray Halkevi Bandosu'ndan arkadaşı Asaf, Ankara'da yeni açılan Konservatuvar'ın Tiyatro bölümüne yazümak üzere yola çı- kıyordur. Onunla birlikte Anka- ra'ya gidip oradan Îstanbul'a gec- me izni alır babasmdan. Ve An- kara'da Konservatuvar'ın şan bö- lümü sınavlarına girer... "Sınav sonuçlannı bekliyoruz. EOerinde eastrümanlaria bekle- yenler de var. 'Biz de çalarız' de- dik. Aksaray'da Halkevi Bando- n'nda lzmir Marsı filin çalnuşu. Trompeti ahp üfledim. Oradan geçen birisi geldi. Almanca bir seyler söyiedi. Elimden tuttu, gö- törüyor. Eyvah, daha girmeden aukhk; Trompet caldıgım için kız- dılar, diye düsannyonun. tçeride, sooradan Emin Türk olduğunu öfrendigim zat tercumanlık yap- tı. Elimden tutup götıiren, trom- pet hocasıymış. Içerideki de unlu besteci Panl Hindemith. Konser- vatnvar'ın kuruluş hazıruklan için çahşıyor. Trompet getirdiler. Etim ayagun titriyor. Emin Turk, 'Korkma, ufle' dedi. 'Senı Nefesli Sazlar'a almak istiyorlar.' Ben de başladım lzmir Marşı'nı çalma- ya... Şan boliünn sıuavlanna gir- digimi, soBoçian bekledifimi söy- ledim. 'Hayır, sen Nefesli Saz- lar'a gireceksin' dediler. 'Bir ar- kadasım var, o da trombon çalar' dedim. 'O da gelsın' dediler. Böy- lece sınavı kazanmış olduk. Şan Bolumiı sınavını da kazanmı- şım." Yedi yülık Konservatuvar'ı sı- nıf atlarayak beş yılda bitirir Ne- dim Otyam. Sürekli çahşır. Büyük bir asama yapar: tkinci yıl Senfo- ni Orkestrası'na alınır. 1939'da Ankara Halkevi Orkestrası'na gi- rer. Bir yandan da Hasan Ferit Alnar, Sabahattin Kalender ve Pretorius'tan kompozisyon ders- leri alır. Aynca Markovich'ten koro yönetimi öğrenir. Ankara Halkevi Orkestrası korosu şefli- JOKEYİNt ATTI — Ingiliz atı Magic Carpet, jokeyiniaründanattı,buaradaayağıkınldtgıiçinUaçzerk edilerek yaşamı na son verildi. AÜarı da vururlarVeliefendi Hipodromu'nda dün yapılan yarışlarda jokeyini sırtından atan Magic Carpet'in ayağı kırılınca ilaçla yaşamına son verildi. Cumhurbaşkanlığı Koşusu'nu ise Sweet Heart kazandı. HİLMİ TÜRKAY Cumhurbaşkanlığı Koşusu'- ndan önce yapılan 3 yaşlı Ingiliz- ler koşusunda yarışın favorisi Ma- gic Carpel, bitime son 600 metre kala jokeyi Tınay Adışen'ın zor- lamasına cevap veremeyip yere yı- kıldı. Tınay Adışen'in buyuk şans eserı olarak yara almadan atlat- tığı kazada Magic Carpet'in aya- ğı kırıldı. Yanş sahası bir anda ana baba gunune döndu. Traje- dik olayda atın seyisinin ayağı kı- nlan Magic Carpet'i tutarak ağ- laması, yanşseverleri de üzuntu- ye boğdu. Magic Carpet, daha sonra ve- teriner tarafından verilen ilaçla öl- durulerek getirilen bir araba ile yarış sahasından çıkartıldı. C.A1- kan'a ait 3 yaşlı Magic Carpet, yanşlara bu yıl ilk kez haziran nyında katdmış, başarılı yarışlar çıkannıştı. Cumhurbaşkanlığı ko- şusunu ise Sweet Heart kazandı. Altılı ganyanın ilk ayağı favo- ri Abbas'ın birinciliğiyle başladı. Bu yanşmada ikincüiği Aykut'la Myra isimli at aldı. 2000 metre uzerinden yapılan 12 milyon ik- ramiyeli ikinci yanşta, ikı dev Beycan ve Izzet kapıştılar. Yarış- mayı Süleyman Akdı'nın bindıği Beycan isimli at, kazamrken tz- zet ikinci oldu. Magic Carpet'in duştuğü uçuncu ayakta ise 10 nu- maralı Baby Villa isimli at jokeyi Süleyman Akdı ile birinciliğe ulaş- tı. Bu uç yanş sonucunda altüı he- nuz para olmamıştı. Sıra dörduncu ayağa gelmişti, 140 milyon ikramiyeli Cumhur- başkanlığı Koşusu'na. Bu yanş- maya 12 safkan kayıtlıydı, 2400 metre mesafeli yanşma Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın gecikme- si sonucu 10 dakikahk bir rötar- la başladı. Saat 17.55'te verilen startla All That Jazz ve Uni, gru- bun önüne geçerek yanşı süratlen- dirip başabaş mücadeleye girdiler. Bu arada yanşın favorisi Gazi Ko- şusu birincisi George Thomas, starttan en son cıkarak şansuu bü- yuk ölçüde yitirdi. Yanşın temposu 1400 metreye kadar bu şekilde devam etti, 1400 startında arka grup All That Jazz ve Üni'yi yakaladilar, son viraja atak yapan Dare Davil ile Golden Prince, az bir farkla düzlüğe çık- tılar. Burada bütün atların atağa geçtikleri göruldu. Son 600'de ya- nşmada hıç şans tanınmayan Sweet Heart isimli at ile Gapano'- nun mücadelesi başladı. Bu mü- cadele bitime kadar sürdü ve ya- nşı yanm boyla Akın özdeniz'in bindigi Sweet Heart kazandı. Ga- pano ikinci olurken Golden Prin- ce üçüncü, George Thomas da dördüncü oldular. Sweet Heart'- ın surpriz birincıliği altılı ganya- nı cazip bir hale getirdi. Bu atın ganyanı (31.45) verirken 9/11 iki- lisi 199.85 verdi. Seyisi uzuntusunden agladı. (Fotograflar: Levent Yucelman) Kartal yuvasında Roma kalıntıları Sagalossos'un mimari açıdan çok sağlam bir kent olduğunu belirten, Prof. Waelkens, çok yüksekte kurulmuş şehirde her şeyin ayakta durduğunu söyledi. GÜLÇİN tLCİ BURDUR — Sagalassos antik kentinde dört yıl yuzeyi araştıran Belçikalı Prof. Mark VVaelkens, geçen yıl keramık fırınlannda yaptığı kurtarma kazısından son- ra bu yıl kapsamlı kazı çalışma- lanna başladı. Sagalassos'ta Bur- dur Muze Mudürluğü'nün baş- kanlığında, Prof. VVaelkens'ın bı- limsel ve ekonomik sorumlulu- ğunda yaklaşık bir aydır sürdürü- len kazılarda, değişik formlar ve- ren Sagalassos keramiklerınin an- tik çağlarda Batı Anadolu'ya ih- raç edildiğı kanıtlanmaya calışılı- yor. Burdur'un Yeşüova ılçesine 7 ki- lometre uzaklıkta, Bergama antik kentinde olduğu gibi teraslama yöntemiyle kurulmuş Sagalassos antik kenti, Akdağ'ın 1700 metre yükseklerinde bir kartal yuvasını andınyor. Antik Psidya bölgesinin en büyuk ve en önemli şehri oldu- gu belirtilen antik kent klasik, He- lenistik, Roma ve Bizans kalıntı- ları veriyor. Anadolu'da yabancı kazılarda hep mımariye bakıldığım, kera- mikle ilgılı çalışmalar yapılmadı- ğını belirten Prof. Dr. Mark Wa- eikens, "Sagalassos, buyük bir ke- ramık merkezi. Sagalassos kera- mikleri uzerinde yapılacak etıit çok önemli. Bu nedenle kazı ça- lışmalannı başlattık" dedi. Çalışmalar sırasında yeni ve çok zengin bir keramik tipi buldukla- nnı belirten Waelkens, keramiğin ihraç için yapıldığını ve Pamfilya- nın büyük şehirlerine gönderildi- ğini one sürdü. Waelkens, keramik atölyelerine gelen su deposunu bulmak için açtıkları bir açmadan 20 sandık çanak çömlek çıkardık- larını belirterek, "Bizim keramik- ler M.Ö. 3. yuzyıldan M.S. 2. yuz- yıla kadar devam edryor. Ama çok daha eski keramik bulacagız burada" diye konuştu. Sagalassos'un mimari açıdan da çok sağlam bir kent olduğunu belirten Waelkens, çok yüksekte kurulmuş şehirde her şeyin ayak- ta durduğunu ve yapılacak onanm çahşmaları ıle özgun binalann or- taya çıkacağını soyledi. Mimari parçalan bol "çeşme" yapısı ile Dorik "Tapınak"ın şeh- rin en güzel ve en gösterışli yapı- ları olduğunu bildiren Burdur Müze Müdur Vekili Ali Harman- kaya da "Çanak çömleklerin üre- tim raerkezinin ispatı yanında bir amacımız da kentin en gosterişli bu iki yapıtını restore ederek aya- ga kaldırmak" dedi. Toprak altında fazlaca gömuk durumda bulunan çeşme yapısının iyi mimari parçalar verdiğini ve çeşmeyı açarken cadde nıteliğın- de bir taş döseme bulduklannı be- lirten Harmankaya şöyle konuştu: "Çeşme ile bitişik bir de bina bulduk. Mozayiklerie döşeli, 3 sa- lonu var. Mozayiğüı uzunlugu ne- redeyse 15 metre. Bu bina nedir bilmiyoruz." ğine getirilir... Yedi yıl süreyle Ankara Radyosu Çocuk Kulübü korusunu yönetir; her hafta yeni bir çocuk şarkısı söyletir radyoda... Konservatuvar'ı bitirince, ikin- ci bir sınavla Riyaseticumhur Fi- larmoni Orkestrası'na girer. Askerliği sırasında, atletizm ya- parken bacağının incinmiş olma- sı dolayısıyla, 1949'da önemli bir ameliyat geçirir. Doktorlann ne- fesli saz calmayı tazyik açısmdan yasaklaması üzerine, 1950'de gö- revinden aynlıp Îstanbul'a yerle- şır: "Babam beniın için tstanbul'a geldi, Feneryolu'nda eczane aldı. Onceleri 25 kuraşa kalçadan kol- dan, 50 knmsa damardan igne vu- ruyorum, baston elde, eczanede calışıyorum. Agır gdiyor tabii..." Çok geçmeden lstanbul Radyo- su'na "Yurdun Her Köşesinden Deyişler ve Soyleşfler" adlı prog- ramı hazırlamaya başlar. Oluştur- duğu koruya Nezibe Meriç, Turmn Erol, kardeşi Fikret Otyam'ın Akademi'deki arkadaşlan katı- lırlar. Nedim Otyam, sinemanlara fihn müziği yapma önerisinde bu- lunur. Gülerler. "Biz beş liralık pfaüda bu tşi halledryonız ' derler. Ama günün bırinde, orkestra- da birlikte çalıştıklan Muzaffer Tema, çevirmekte olduğu Dndak- tan Kalbe fılminin müziğini yap- masını ister. Tam o sıralarda Aydın-tlhan Arakon kardeşlerin çektigi tstanbul'un Fethi adlı füm için müzik istenir Nedim Otyam'- dan. Bunun üzerine, 45 kişilik or- kestra ile, Türkiye'de ilk kez öz- gün film müziği yapüır 1952'de. "Daha önce müzikli Mhnler yapd- mışd. Ama plaklar kullanılmış; bilinen parçalar, bilinen şarkılar çahnmı«tı. Bu, sinema için ozel kompozisyon un basiaması de- mekti. " O tarihten bu yana 90 dolayın- da film için özgün müzik hazırlar Nedim Otyam. Film Dostlan Der- neği, Altın Koza, Altın Portakal ödullerini kazanır... 1952'de senaryosunun yazımı- na kauldığı, müziğini yaptığı Yur- da Dönüş'ü çekerek fümciliğe yö- nelir. Aynı yıl kendi adına Barba- ros Film'i kurar; senaryosunu Fikret Otyam'ın yazdığı Toprak'ı çekef. Kan ve Gurur, Bar Kızı, Gecekondn Yosması fılmlerini de yönetir. Başka fılmler yaptınr. Çok sayıda belgesel hazırlar. tlk egitim filmini de gerçekkştirir: Pi- maş adına yapılan bu film, boru takılmasım konu alır ve 12 hafta suren derslerin 4 haftada bitme- sini sağlar. Birçok öğretim kurumunda müzik dersleri veren, 1974-84 ara- sında tstanbul Belediye Konserva- tuvan müdürlüğünü yapan Ne- dim Otyam, müzik eğdüminin bir- çok önemli sonınu olduğu ve bun- lann yıllardır çözümlenemediği gönlşünde. öte yandan, "55 mil- yonluk Türkiye'de, lstanbul, An- kara ve tzmir'deki devlet konser- vatuvarlannın yeterii oimasına imkân yok," diyor. "Avrupa'da en küçük kasabada bile bir mü- zik kolu, bir konservatuvar var. tşin enteresan tarafı, çoğunu be- lediye baskanlan yönetiyor. Son- ra onlar çoksesli müzikle yetişi- yorlar. Onun için arada bir fark olacakbr, dogaldır. Aynca, bu olanakazBİüara karsın ülkemizde de büyük müzisyenler yetişiyor. Ben yine de mutlu olamıyonım. 55 milyonluk Turkiye'yi düşunu- yorum. 1500 kişilik konser salo- nn haftada bir iki gun doluyorsa, bn, mutlu olmak için bir neden sayılamaz. Anadolu'da da Türk müziği konservatuvarları kural- du. Ama hiçbiri bilinçli degil. L's- tadan göriıyorlar, onu taklit edi- yoriar. Takhtle biçbir şey olmaz." En önemli somnlardan biri de gençlere olanak tanınması gereği: "Gençligin girdigi yere, büyükle- rin lütfedip girmemesi lazım. tş- te Kuşadası Festivali... Gençliğe yönelik dediler, ağababalan gir- di. Paranm olduğu yerde gençli- ğe olanak tanınmıyor." Klasik Türk müziğinin en olgun döneminin Münir Nurettin'le ka- pandığı göruşunde Nedim Otyam. Ekliyor: "Bugün tek sesli musikj- de bir şef çıkıyor ortaya. O elini kolunu sallamasa da çalacaklar. Bir de sopa aldılar ele şimdi. İyi gidiyor yani! Oysa Turk müziği- nin temelinde en büyük şef, ko- düm. Kudüm oradayken sana n'oluyor? Dileyelim ki Türk mü- ziği konservatuvarları bu hatala- n düzeltsin. Bunlar açüdığuda ut, kemençe gibi enstnimanlann rae- todu yoktu. Bugun aşagı yukan var. Hiç olmazsa çok güzel nota ögretiliyor, entünasyon ögretili- yor. Çokseslilige dogru bir ilerle- me kaydediliyor. Bu da bir geliş- medir. " Kendi bestecilik anlayışını da şöyle anlatıyor Nedim Otyam: "tlk günden başlayarak, yetiş- tiğim Anadolu'nun sesini duyur- maya çalıştım. Çunkü knlagnnda hep o ezgiler vardı. Gördüm ki Batı armoni sistemiyle Türk mu- rigi bestelenemez. Onda, kendi yapısından gelen bir çokseslilik var. Kendi melodi yapımmn ana seslerini, armoni sistemini bulma- ya çalıştım. Bu nedenle Turk mü- ziğini de öğrendim. Bizdeki ritm zenginligi, melodi yapısındaki zenginUk, Baü maziğinde kısıtlan- mış gibi. Nitekim. bugün 'atonal sistem' olarak getirilen muzik ara- yışlan içinde bambaşka bir yere gidiliyor." Anadolu liseleri ön kayıtlar • tstanbul Haber Servisi — Anadolu liselerinde önkayıtlar bugün baslıyor. Kontenjanı dolmayan Anadolu liselerinin başvuracaklan önkayıt sistemi 16 ağustosa kadar sürecek. önkayıt yaptıranlann kesin kayıtlan da 16 ağustosta yapılacak. özal okullarda ise kayıtlara 17 ağustos'tan itibaren tekrar başlanacak. 17-18 ağustosta yapılacak kayıtlar sonucunda okullarda boş kontenjan olursa 19 ağustosta ikinci bir önkayıt yapılacak. Bu önkayıtlann kesin kayıtlan ise 20-24 ağustosta yapümaya başlanacak. Kontenjanlann yine de dolmaması halinde 27 ağustosta okullar açık kontenj anlan kadar öğrencıyi kayıt edecekler. Ortaöğretimde kayıtlar yann • ANKARA (ANKA) — Milli Egitim Bakanlığı'na bağlı ortaöğretim kurumlannda, 1990-1991 öğretim yıh için kayıtlar yarın başlayacak ve 14 eylûl cuma günü akşamına kadar sürecek. Bu okullar dışında ilköğretim okullannın orta kısmı, yetişkinler teknik egitim merkezleri, endustri pratik sanat okullan ve kız teknik öğretim olgunlaşma enstitülerinde de kayıtlar aynı tarihler arasında yapılacak. Gümrüklerde denetJm • ANKARA (AA) — Gumrüklerde 23 gümruk görevlisinin işine son verildi, 7 gümrük komisyoncusunun ise karneleri geri abndı. Maliye ve Gümruk Bakanı Adnan Kahveci, gümrüklerde daha dikkatli ve hassas olunmasını istedi. Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkililerinden ahnan bilgiye göre Gumrükler Genel Müdürluğu tarafından sürdürülen soruşturma ve kovuşturma sonucunda gerçek dışı işlem gerçekleştirmek, gümrük çıkış beyannamesinde tahrifat yapmak, zimmet, gayri meşru gelir elde etmek, huzur, sükûn ve güvenliği bozmak gibi suçlan işledikleri saptanan 30 kişi hakkında çeşitli kararlar verildi. Çevre bütçesi nın • ANKARA (AA) — : Çevre Musteşarhğı'mn bu - yıl için 9 milyar lira olan bütçesinin 1991 yıhnda 98 milyar liraya çıkanlması öngörüldü. Taslak bütçeleri, deniz kazalan için helikopter alınunın yanı sıra havagazı-bacagazı ile su ve toprak kirliliğini ölçmek için gezici kontrol laboratuvarları kurulması projelerine geniş ödenek aynldı. Pet şişelere savaş • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bölgesi) — Kuşadası Belediyesi, yaz mevsimi • boyunca turistik yörelerde yoğun kirliliğe yol açan "pet, PVC şişelere" karşı savaş açtı. Kuşadası Belediye Başkanı Lütfü Suyolcu "Tüketicilerin yeterince duyarlı olmadığını görünce, uretime dönük tedbir almak istedik. Restoranlarda bu şişelerin kullanılmasını istemiyoruz, kullananlara ceza veriyoruz" dedi. Sessiz denizaltJar • ANKARA (ANKA) — Fransız bilim adamlan, bir oda vantilatöründen daha az gürültüyle çahşan bir denizaltı geliştirdiler. Science Et Vie dergisinde yer alan bir habere göre 138 metre uzunluğundaki Triomphant adh bir denizaltı 14 bin 200 ton yük taşıyabiliyor. İçel'in nıa^araları • AYDINCK (AA) — İçel'in Aydıncık ilçesindeki mağaralann turizme açılmasıyla önemli ölçüde döviz geliri sağlanabileceği bildirildi. Aydıncık Kaymakamı Mevlüt Kurban yaptığı açıklamada, ilçede henüz keşfedilmemiş birçok mağara bulunduğunu, bunlann ortaya çıkanlarak yapılacak düzenlemelerle turizme kazandınlabileceğini bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear