Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunytt Matbucılık vc Gazetecıük Türk Anonım Şırkeu adına
Naar Nıdi 0 Oenel Ya>m Mudüri). Hısan Ctml, MUesscM Müdürtt
E B İ M Uşakhfl, YStzı lşlcn Müdliru Okty GÖIKIMİ», # Haber Mcrkea
Müdflrti. Yalçu B«j«r, Sayfa DOzeni Yöoctmcnj AM Vmr # Temsılctler
ANKARA. Ahnut T n . IZMİR HkmM Çttiakajv, ADANA. Ç«i» Yttnofla
l< Psbnkı CcM lti|[ıı... Dıj Habcrto Eıtaa N a . Etononu Ceaafe ltctaa. 1) Sendıka Ş*kn> b n d . KUMUı Cdal »J«r, Ulaobul
Haberfcn. bari Ufak. Elıum. G m Şaylaa. Haber Aramnna laaa M M . Vun Haberim NndM I M n Spor Danı)maru
IHillııllı Vlııhlı Duı ttakr I n Çakffcaa. Ajastırma- Ş«M. AJpa*. Duıtltmr 1 ><•!!•> Yancı % Koonhnau» AkaM Koralaı
0 Walı Ukr Eral Eıta 0 Muhasebe UkM 1 t e 0 Bnıce-Planlanı» So» Oı»raıi|n|lı 0 RckUn. An» Tona 0 Ek
ftyınjar HUn Akyol 0 1dan H M k Gtnr 0 Metme Öaato Çrf» Q Bdjj Ijten Sa« l m 0 Pttsoad Sofl lo«»a>ju|l»
atsm re >Wı Cumhunyel Matbaaolık vc Gueuolik TjtŞ. Tlıt Oca|ı Cad. 39 '41 C*J«lotl<ı
343)4 IIL PK 246 - taantaj TM 512 05 05 (20 hal). Ucs. 22246, Faı. (I) 52t <0 12 0
«uolıır /kafcM Zıy» Gokjjp Bh Inkılap S. So 19/4. Ttl 133 II 41-47, Teka: 42344, Fac (4) 133
05 65 9 kafc- H Z»n Blv 1352 S. 2'3. 1U. 13 12 30. lUa. 52359. Fac (51) 19 53 »
S«4<ı.k. *a S t a K *ka« Tıa 0 /Uau: İMne Cad 119 S. No 1 Kal 1, TM 19 37 52 (4 hal). Ttfcı: 62155. FBr (71) » r7 53
AUrt, Yalpa laxr, Haaa
HkaM ÇMakaja. Okay
TAKVİM: 13 AĞUSTOS 1990 Irasak: 4.23 Güneş: 6.04 öğle: 13.14 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.13 Yatsı: 21.45
Alkolle aranız
ne dununda?Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
Başhekim Yardımcısı Nezih Eradamlar uzun
vadede alkolün beyin tahribatına yol açarak
organik akıl hastalıklarına, nöropati olarak
adlandırılan sinir harabiyetine, karaciğer
yetmezliğine neden olduğunu anlattı.
ALAAITtN ÇİFTÇİ
Alkolle aranız nasıl? Ya da "al-
kolizm"in neresındesiniz? Bu so-
ruların yanıtını kendiniz bulabi-
lirsiniz. tşte size uzmanlarca ha-
zırlanmış sorulardan bazıları:
"Bir hafta boyunca içki içme-
meye karar terdiğiniz halde, da-
yanamayıp birkaç gun sonra ye-
niden içmeye başladıgınız oldu
mu?
Çevrenizdeki insanlar içki iç-
menizle Ugilendiğinde "Banlara
da ne oluyor?.. İçki içmemden
onlara ne?.." dediğiniz oluyor
mu?
Her zaman içtiğiniz içkiyi, ba-
şagnsı yapmaraası ya da sarhoş
etmemesi için degiştirdiginiz ol-
du mu?
Son bir yıl içinde sabahlan da
içtinlz mi?
Içtigi halde hiçbir sonınu ol-
mayanlara gıpta eder mjsiniz?
Son bir yıldır. içki, saglıgınız-
la Ogili sonınlar yaratmaya baş-
ladımı?
tçkiye olan diişkünlügünüz ev-
de sorun yaratıyor mu?
Çagnlı oldugnnuz bir toplan-
tıda sunulan içkiyi yeterii bulma-
yıp daha fazlasını arar mısınız?
tstemediginiz halde sarhoş ol-
dugunuzu bilmenize ragmen:
DUedi|im an içkiyi bırakınm'
dediğiniz oluyor mu?
Son yülarda, gece çok içtiğiniz
için ertesi gun işe gidemediginiz
oldu mu?
Ayıldjgımz zaman, sarhoş ge-
çirdiginiz gnnlerin, gecelerin ha-
tıriayamadjğınız anlan oluyor
mu?
'tçmeseydim hayadm çok da-
ha iyi olurdu' diye düşiındüğüniz
anlar oluyor mu?
Eğer bu sorulardan dördune y'a
da daha fazlasına "Evet" yanıtı
venmşsenız, alkolle başınız dertte
demektir. Pekı, alkolle başınız
dertteyse ne yapabihrsiniz? Işte
size birkaç seçenek:
Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıkları Hastanesı'nde yeni kuru-
lan AJkol ve Madde Bağımlıları
Tedavı Merkezı'ne (AMATEM)
başvurabilir, uzmanlardan yar-
dım isteyebilirsinız ya da Amiral
Bristol Hastanesi'ne veya özel kli-
hiklere gidebilirsiniz. Çünkü uz-
manlar, alkol bağımlılarınm,
mutlaka tedavı ve rehabilitasyon
merkezlerinde alkolden uzak bir
ortamda, ancak doktorlann yar-
dımıyla iyileşebileceklerini belir-
tiyorlar.
Alkol bağımlılığının sağaltımı
konusunda görüstüğumuz Bakır-
köy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi Başhekim Yardıracısı
ve AMATEM'in sorumlu doktor-
lanndan servis şefi yardımcısı
psikiyatrist Nezih Eradamlar,
1983 yılında kurulan AMA-
TEM'de bugüne kadar yılda or-
talama 1500 hasta olmak uzere 8
bin kişinın tedavi edildiğıni söy-
lüyor. Ancak alkol bağımlılığı te-
davisindeki basannın yuzde yuz
olamayacağmı kaydeden Era-
damlar, "Tedavi sonrası ilk yıl al-
kole başlamayanlann oranı yıiz-
de 40. Bu başarı her yıl 5 ila 10
puan gerileyerek beşind yılda
yüzde 5'e duşıiyor. Fakat ABD-
deki oranlar da bundan farklı
degil" diyor. Eradamlar, başarı-
sızlığın nedenlerini ise şöyle sı-
ralıyor:
"Bize birçok yerden hasta ge-
lir. Bunlann tedavisini yaptıktan
sonra maalesef >ine geldikleri or-
tama gonderiyoruz. Onlan izle-
memiz olanaksız. Yani kiıçiik
sağlık birimlerinde bastalanmı-
zın rehabiBtasyonuııu snrdnrecek
üm'teler yok. Oysa bu üniteler
oluşturulup bir zincirie merkeze
bağlansa başanmız artar. Bence
kişiyi alkole bağımlı yapan sos-
yal, ekonomik ve külturel neden-
ler ortadan kaldınlmalıdır. Bu
alaoda yapılacak tek boyutlu ça-
lışmalar sonuç vermeyecektir.
Ente^re bir calışma şartür."
Alkol bağımlüığı ölçusünün
hâlâ tartışmalı olduğunu da be-
lirten Eradamlar, 5-10 yıl yoğun
alkol alan bir kisinin alkol ba-
ğımlısı olabileceğini vurgulayarak
alkol bağımlısı hastalarda görü-
lebilecek uç temel belirtiyi şöyle
tanımlıyor:
"1- Her gun alınaa dozun art-
tınlması (dırenç gelişmesi), 2-
Yoksunluk bdirtUerinin orlaya
çıkması (hırcuüık, hayal görme),
3- Bagımlüık yüzünden aile ve iş
yaşamının bozulması."
Uzun vadede alkolün beyin
tahribatına yol açarak organik
akıl hastalıklanna, "nöropati"
olarak adlandırılan sinir harabi-
yetine, karaciğer yetmezliğine ve
kansızlığa da neden olduğunu
anlatan Eradamlar, AMATEM'e
yatınlan hastalann önce fızyolo-
jik olarak tedavi edildığinı, daha
sonra grup terapilerine alındığı-
nı söylüyor.
Alkol bağımlılannın tedavile-
rinde en önemli aşama olan grup
psikoterapilerini psikolog Doç.
Dr. bkay Kasatnra şöyle anlatı-
yor:
"Kendini alkol bagımiılıgından
kurtannaya karar veren birey,
grup içinde, kendi yaşamı ile il-
gili oigulan o kadar içlenlikle or-
taya koyabilir ki, tedavinin ozu de
buradadır. Bu terapilerde hasta,
topJumun kendisini neden ekştir-
digini ogreniyor. O gune kadar
bir turlu bilincine varamadıgı so-
nınların ve çozemediği problem-
lerin farkına vararak âdeta ken-
dini aynadan seyretme olanağı
buluyor. Aynı zamanda grup te-
rapileri, hastaya duşunce ve dav-
raıuşlannda objektiflik kazandı-
rarak bağımlıhk oncesi kişilikle-
rine dönmeJerini kolaylaşünyor."
Alkol bağımlılığını ahlaki bir
zaaf gibi görmediklerini söyleyen
llkay Kasatura, AMATEM'de
uygulanan tedavide, hastalarla
"insanca" bir ilişkı kunılduğuna
dikkati cekıyor. Ancak grup te-
rapilerinde zaman zaman sorun
çıktığını belirten Kasatura, "Nasıl
bir orkestrada akordu bozuk bir
enstnıman tum orkestrayı bozar-
sa, terapide de gruba uygun ol-
mayan kişi diger grup uyelerinin
tedavi motivasyonunu azaltarak
zarariı olabilir" diyerek uyumlu
terapı gruplan oluşturmanın zor-
luğunu vurguluyor.
Günümüzde toplumların, al-
kol bağımlılığını günah ve ahla-
ki bir sorun olarak görmediğini
söyleyen psikolog Doç. Dr. llkay
Kasatura, "Bu tutum kuşkusuz
onemli. Hastalar toplumun anla-
yışına paralel olarak yureklene-
rek tedsmye geliyoriar, ancak ben
bizim toplumumuzdan daha faz-
la anlayış. hastalanmıza daha
otumlu bir yaklasım bekliyorum"
diyor.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıkları Hastanesi Başhekimliği'n-
ce duzenlenen "1. Uluslararası
Psikoterapi ve Nöroloji Gunle-
ri"ne katılmak üzere ABD'den
Turkiye'ye gelen Albert Einstein
Sağlık Koleji öğretim üyesi, psi-
kıyatri profesöru Toksöz Bayram
Karasu da alkol ve madde bağım-
lılığı konusunda şunlan söylüyor-
du:
ABD'deki alkol ve madde ba-
ğımlılan genellikle koksıiz insan-
lardır. Bunlar dağılmış ailelerden
gelirier, göç etmişlerdir. Kökleri
baska yerlerde kalmıştır. Bulun-
duklan yere uyum sağlayamazlar.
Farkında olmadan geri donme
öztemi duyarlar. Bunlarda sürekli
guvensizlik gorulur, gerilim için-
dedirier. Uykusuzluk çekerler.
Seks problemleri vardır. New
York, bir goçnıen kentidir. Istan-
bul da öyle Bu kentlerde yaşayan
köksuzler buyıık olçnde nevrotik-
tirler, alkol ve madde kullanma-
ya yatkındıriar."
Nedim Otyam, yüzlerce beste ve ilk özgün Türk fılm müziğiniyaptı
Türk ezgilerinin yorumu"Yetiştiğim
Anadolu'nun sesini
duyurmaya çalıştım.
Batı armoni sistemiyle
Türk müziği
bestelenemez. Onda,
kendi yapısından gelen
bir çokseslilik var!'
"Devlet
konservatuvarları, 55
milyonluk Türkiye'nin
gereksinimini
karşılamaktan uzak!'
ALPAY KABACALI
Eczacı Vaaf Bey, eş dost top-
lantüannda kanun çalar. Tiyatro-
ya da meraklıdır. Aksaray'a ge-
len tiyatro topluluklanyla hemen
dostluk kurar. Ta Yemen'deki as-
kerliği sırasında küçük oyunlar
sahneye koymuştur. O yülarda da
tek perdelik oyunlar yazar, Halk-
evi'nde sahneye konulmasını sağ-
lar... Günün birinde büyük, bo-
rulu bir Sahibinin Sesi gramofon
getirtir Istanbul'dan. Koskoca ev-
den müzik hiç eksik olmaz artık.
Müziğin her çeşidi... Yeni çıkan
plaklan da ister tstanbul'daki ec-
za deposundan. Cannen'ler, Ma-
car rapsodilerı bile girer o küçük
kasabaya...
Nedim Otyam'ı müziğe yönel-
ten bunlardır. Bir de Orta Ana-
dolu havalan...
Işin ılginç yanı sudur: Aynı çcv-
rede yetişen ortanca kardeş Nus-
ret K. Otyam eczacı ve şair, kü-
çük kardeş Fikret Otyam önce
Nedim Otyam — Tmklitie hiçbir $ey olmaz.
PORTRE NEDİM V. OTYAM
Müzikle dolu yıllar
1919'da lstanbul'da doğdu. Ankara Devlet
Konservatuvarı Nefesli Çalgılar Bölumu'nu
bitirdi (1942). Riyaseticumhur Filarmoni
Orkestrası'nda (şimdi Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası) görev aldı. Ankara Radyosu Çocuk
Kulübü Korosu'nu, Ankara Halkevi Orkestrası
Korosu'nu yönettı. 1950'de îstanbul'a yerleşti.
tstanbul'un Fethi fılmi için Türkiye'de ilk özgün
fılm müziğini yaptı (1952); o tarihten bu yana 90
kadar füm için müzik hazırladı. Bu
çalışmalanyla Film Dostları Derneği, Altın
Portakal ve Altın Koza ödullerini kazandı.
Barbaros Film'i kurdu, bırkaç film yönettı.
1974-84'te lstanbul Belediye Konservatuvan
Müdurlüğü'nde bulundu. Çok sayıda çocuk
şarkısı, Türk Cenaze Marşı başta olmak uzere 40
kadar marş, yüzü aşkın türkü düzenlemesi ve
lied, birçok senfonik yapıt (27 Mayıs Destanı,
Gnzelce, Analann Anası, vb), bale yapıtları
(Maral, Kagıthane Safası, vb) besteledı.
ressam, sonra gazetecı, yazar, fo-
toğraf sanatçısı olacaklar...
Ortaokulu bitirince Îstanbul'a,
ticaret lisesine yazılmaya gönde-
rilir Nedim Otyam. Okuldan ve
Aksaray Halkevi Bandosu'ndan
arkadaşı Asaf, Ankara'da yeni
açılan Konservatuvar'ın Tiyatro
bölümüne yazümak üzere yola çı-
kıyordur. Onunla birlikte Anka-
ra'ya gidip oradan Îstanbul'a gec-
me izni alır babasmdan. Ve An-
kara'da Konservatuvar'ın şan bö-
lümü sınavlarına girer...
"Sınav sonuçlannı bekliyoruz.
EOerinde eastrümanlaria bekle-
yenler de var. 'Biz de çalarız' de-
dik. Aksaray'da Halkevi Bando-
n'nda lzmir Marsı filin çalnuşu.
Trompeti ahp üfledim. Oradan
geçen birisi geldi. Almanca bir
seyler söyiedi. Elimden tuttu, gö-
törüyor. Eyvah, daha girmeden
aukhk; Trompet caldıgım için kız-
dılar, diye düsannyonun. tçeride,
sooradan Emin Türk olduğunu
öfrendigim zat tercumanlık yap-
tı. Elimden tutup götıiren, trom-
pet hocasıymış. Içerideki de unlu
besteci Panl Hindemith. Konser-
vatnvar'ın kuruluş hazıruklan için
çahşıyor. Trompet getirdiler.
Etim ayagun titriyor. Emin Turk,
'Korkma, ufle' dedi. 'Senı Nefesli
Sazlar'a almak istiyorlar.' Ben de
başladım lzmir Marşı'nı çalma-
ya... Şan boliünn sıuavlanna gir-
digimi, soBoçian bekledifimi söy-
ledim. 'Hayır, sen Nefesli Saz-
lar'a gireceksin' dediler. 'Bir ar-
kadasım var, o da trombon çalar'
dedim. 'O da gelsın' dediler. Böy-
lece sınavı kazanmış olduk. Şan
Bolumiı sınavını da kazanmı-
şım."
Yedi yülık Konservatuvar'ı sı-
nıf atlarayak beş yılda bitirir Ne-
dim Otyam. Sürekli çahşır. Büyük
bir asama yapar: tkinci yıl Senfo-
ni Orkestrası'na alınır. 1939'da
Ankara Halkevi Orkestrası'na gi-
rer. Bir yandan da Hasan Ferit
Alnar, Sabahattin Kalender ve
Pretorius'tan kompozisyon ders-
leri alır. Aynca Markovich'ten
koro yönetimi öğrenir. Ankara
Halkevi Orkestrası korosu şefli-
JOKEYİNt ATTI — Ingiliz atı Magic Carpet, jokeyiniaründanattı,buaradaayağıkınldtgıiçinUaçzerk edilerek yaşamı na son verildi.
AÜarı da vururlarVeliefendi Hipodromu'nda dün yapılan
yarışlarda jokeyini sırtından atan Magic
Carpet'in ayağı kırılınca ilaçla yaşamına son
verildi. Cumhurbaşkanlığı Koşusu'nu ise
Sweet Heart kazandı.
HİLMİ TÜRKAY
Cumhurbaşkanlığı Koşusu'-
ndan önce yapılan 3 yaşlı Ingiliz-
ler koşusunda yarışın favorisi Ma-
gic Carpel, bitime son 600 metre
kala jokeyi Tınay Adışen'ın zor-
lamasına cevap veremeyip yere yı-
kıldı. Tınay Adışen'in buyuk şans
eserı olarak yara almadan atlat-
tığı kazada Magic Carpet'in aya-
ğı kırıldı. Yanş sahası bir anda
ana baba gunune döndu. Traje-
dik olayda atın seyisinin ayağı kı-
nlan Magic Carpet'i tutarak ağ-
laması, yanşseverleri de üzuntu-
ye boğdu.
Magic Carpet, daha sonra ve-
teriner tarafından verilen ilaçla öl-
durulerek getirilen bir araba ile
yarış sahasından çıkartıldı. C.A1-
kan'a ait 3 yaşlı Magic Carpet,
yanşlara bu yıl ilk kez haziran
nyında katdmış, başarılı yarışlar
çıkannıştı. Cumhurbaşkanlığı ko-
şusunu ise Sweet Heart kazandı.
Altılı ganyanın ilk ayağı favo-
ri Abbas'ın birinciliğiyle başladı.
Bu yanşmada ikincüiği Aykut'la
Myra isimli at aldı. 2000 metre
uzerinden yapılan 12 milyon ik-
ramiyeli ikinci yanşta, ikı dev
Beycan ve Izzet kapıştılar. Yarış-
mayı Süleyman Akdı'nın bindıği
Beycan isimli at, kazamrken tz-
zet ikinci oldu. Magic Carpet'in
duştuğü uçuncu ayakta ise 10 nu-
maralı Baby Villa isimli at jokeyi
Süleyman Akdı ile birinciliğe ulaş-
tı. Bu uç yanş sonucunda altüı he-
nuz para olmamıştı.
Sıra dörduncu ayağa gelmişti,
140 milyon ikramiyeli Cumhur-
başkanlığı Koşusu'na. Bu yanş-
maya 12 safkan kayıtlıydı, 2400
metre mesafeli yanşma Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın gecikme-
si sonucu 10 dakikahk bir rötar-
la başladı. Saat 17.55'te verilen
startla All That Jazz ve Uni, gru-
bun önüne geçerek yanşı süratlen-
dirip başabaş mücadeleye girdiler.
Bu arada yanşın favorisi Gazi Ko-
şusu birincisi George Thomas,
starttan en son cıkarak şansuu bü-
yuk ölçüde yitirdi.
Yanşın temposu 1400 metreye
kadar bu şekilde devam etti, 1400
startında arka grup All That Jazz
ve Üni'yi yakaladilar, son viraja
atak yapan Dare Davil ile Golden
Prince, az bir farkla düzlüğe çık-
tılar. Burada bütün atların atağa
geçtikleri göruldu. Son 600'de ya-
nşmada hıç şans tanınmayan
Sweet Heart isimli at ile Gapano'-
nun mücadelesi başladı. Bu mü-
cadele bitime kadar sürdü ve ya-
nşı yanm boyla Akın özdeniz'in
bindigi Sweet Heart kazandı. Ga-
pano ikinci olurken Golden Prin-
ce üçüncü, George Thomas da
dördüncü oldular. Sweet Heart'-
ın surpriz birincıliği altılı ganya-
nı cazip bir hale getirdi. Bu atın
ganyanı (31.45) verirken 9/11 iki-
lisi 199.85 verdi.
Seyisi uzuntusunden agladı.
(Fotograflar: Levent Yucelman)
Kartal yuvasında Roma kalıntıları
Sagalossos'un mimari açıdan çok sağlam bir
kent olduğunu belirten, Prof. Waelkens, çok
yüksekte kurulmuş şehirde her şeyin ayakta
durduğunu söyledi.
GÜLÇİN tLCİ
BURDUR — Sagalassos antik
kentinde dört yıl yuzeyi araştıran
Belçikalı Prof. Mark VVaelkens,
geçen yıl keramık fırınlannda
yaptığı kurtarma kazısından son-
ra bu yıl kapsamlı kazı çalışma-
lanna başladı. Sagalassos'ta Bur-
dur Muze Mudürluğü'nün baş-
kanlığında, Prof. VVaelkens'ın bı-
limsel ve ekonomik sorumlulu-
ğunda yaklaşık bir aydır sürdürü-
len kazılarda, değişik formlar ve-
ren Sagalassos keramiklerınin an-
tik çağlarda Batı Anadolu'ya ih-
raç edildiğı kanıtlanmaya calışılı-
yor.
Burdur'un Yeşüova ılçesine 7 ki-
lometre uzaklıkta, Bergama antik
kentinde olduğu gibi teraslama
yöntemiyle kurulmuş Sagalassos
antik kenti, Akdağ'ın 1700 metre
yükseklerinde bir kartal yuvasını
andınyor. Antik Psidya bölgesinin
en büyuk ve en önemli şehri oldu-
gu belirtilen antik kent klasik, He-
lenistik, Roma ve Bizans kalıntı-
ları veriyor.
Anadolu'da yabancı kazılarda
hep mımariye bakıldığım, kera-
mikle ilgılı çalışmalar yapılmadı-
ğını belirten Prof. Dr. Mark Wa-
eikens, "Sagalassos, buyük bir ke-
ramık merkezi. Sagalassos kera-
mikleri uzerinde yapılacak etıit
çok önemli. Bu nedenle kazı ça-
lışmalannı başlattık" dedi.
Çalışmalar sırasında yeni ve çok
zengin bir keramik tipi buldukla-
nnı belirten Waelkens, keramiğin
ihraç için yapıldığını ve Pamfilya-
nın büyük şehirlerine gönderildi-
ğini one sürdü. Waelkens, keramik
atölyelerine gelen su deposunu
bulmak için açtıkları bir açmadan
20 sandık çanak çömlek çıkardık-
larını belirterek, "Bizim keramik-
ler M.Ö. 3. yuzyıldan M.S. 2. yuz-
yıla kadar devam edryor. Ama çok
daha eski keramik bulacagız
burada" diye konuştu.
Sagalassos'un mimari açıdan
da çok sağlam bir kent olduğunu
belirten Waelkens, çok yüksekte
kurulmuş şehirde her şeyin ayak-
ta durduğunu ve yapılacak onanm
çahşmaları ıle özgun binalann or-
taya çıkacağını soyledi.
Mimari parçalan bol "çeşme"
yapısı ile Dorik "Tapınak"ın şeh-
rin en güzel ve en gösterışli yapı-
ları olduğunu bildiren Burdur
Müze Müdur Vekili Ali Harman-
kaya da "Çanak çömleklerin üre-
tim raerkezinin ispatı yanında bir
amacımız da kentin en gosterişli
bu iki yapıtını restore ederek aya-
ga kaldırmak" dedi.
Toprak altında fazlaca gömuk
durumda bulunan çeşme yapısının
iyi mimari parçalar verdiğini ve
çeşmeyı açarken cadde nıteliğın-
de bir taş döseme bulduklannı be-
lirten Harmankaya şöyle konuştu:
"Çeşme ile bitişik bir de bina
bulduk. Mozayiklerie döşeli, 3 sa-
lonu var. Mozayiğüı uzunlugu ne-
redeyse 15 metre. Bu bina nedir
bilmiyoruz."
ğine getirilir... Yedi yıl süreyle
Ankara Radyosu Çocuk Kulübü
korusunu yönetir; her hafta yeni
bir çocuk şarkısı söyletir
radyoda...
Konservatuvar'ı bitirince, ikin-
ci bir sınavla Riyaseticumhur Fi-
larmoni Orkestrası'na girer.
Askerliği sırasında, atletizm ya-
parken bacağının incinmiş olma-
sı dolayısıyla, 1949'da önemli bir
ameliyat geçirir. Doktorlann ne-
fesli saz calmayı tazyik açısmdan
yasaklaması üzerine, 1950'de gö-
revinden aynlıp Îstanbul'a yerle-
şır: "Babam beniın için tstanbul'a
geldi, Feneryolu'nda eczane aldı.
Onceleri 25 kuraşa kalçadan kol-
dan, 50 knmsa damardan igne vu-
ruyorum, baston elde, eczanede
calışıyorum. Agır gdiyor tabii..."
Çok geçmeden lstanbul Radyo-
su'na "Yurdun Her Köşesinden
Deyişler ve Soyleşfler" adlı prog-
ramı hazırlamaya başlar. Oluştur-
duğu koruya Nezibe Meriç, Turmn
Erol, kardeşi Fikret Otyam'ın
Akademi'deki arkadaşlan katı-
lırlar.
Nedim Otyam, sinemanlara
fihn müziği yapma önerisinde bu-
lunur. Gülerler. "Biz beş liralık
pfaüda bu tşi halledryonız ' derler.
Ama günün bırinde, orkestra-
da birlikte çalıştıklan Muzaffer
Tema, çevirmekte olduğu Dndak-
tan Kalbe fılminin müziğini yap-
masını ister. Tam o sıralarda
Aydın-tlhan Arakon kardeşlerin
çektigi tstanbul'un Fethi adlı füm
için müzik istenir Nedim Otyam'-
dan. Bunun üzerine, 45 kişilik or-
kestra ile, Türkiye'de ilk kez öz-
gün film müziği yapüır 1952'de.
"Daha önce müzikli Mhnler yapd-
mışd. Ama plaklar kullanılmış;
bilinen parçalar, bilinen şarkılar
çahnmı«tı. Bu, sinema için ozel
kompozisyon un basiaması de-
mekti. "
O tarihten bu yana 90 dolayın-
da film için özgün müzik hazırlar
Nedim Otyam. Film Dostlan Der-
neği, Altın Koza, Altın Portakal
ödullerini kazanır...
1952'de senaryosunun yazımı-
na kauldığı, müziğini yaptığı Yur-
da Dönüş'ü çekerek fümciliğe yö-
nelir. Aynı yıl kendi adına Barba-
ros Film'i kurar; senaryosunu
Fikret Otyam'ın yazdığı Toprak'ı
çekef. Kan ve Gurur, Bar Kızı,
Gecekondn Yosması fılmlerini de
yönetir. Başka fılmler yaptınr.
Çok sayıda belgesel hazırlar. tlk
egitim filmini de gerçekkştirir: Pi-
maş adına yapılan bu film, boru
takılmasım konu alır ve 12 hafta
suren derslerin 4 haftada bitme-
sini sağlar.
Birçok öğretim kurumunda
müzik dersleri veren, 1974-84 ara-
sında tstanbul Belediye Konserva-
tuvan müdürlüğünü yapan Ne-
dim Otyam, müzik eğdüminin bir-
çok önemli sonınu olduğu ve bun-
lann yıllardır çözümlenemediği
gönlşünde. öte yandan, "55 mil-
yonluk Türkiye'de, lstanbul, An-
kara ve tzmir'deki devlet konser-
vatuvarlannın yeterii oimasına
imkân yok," diyor. "Avrupa'da
en küçük kasabada bile bir mü-
zik kolu, bir konservatuvar var.
tşin enteresan tarafı, çoğunu be-
lediye baskanlan yönetiyor. Son-
ra onlar çoksesli müzikle yetişi-
yorlar. Onun için arada bir fark
olacakbr, dogaldır. Aynca, bu
olanakazBİüara karsın ülkemizde
de büyük müzisyenler yetişiyor.
Ben yine de mutlu olamıyonım.
55 milyonluk Turkiye'yi düşunu-
yorum. 1500 kişilik konser salo-
nn haftada bir iki gun doluyorsa,
bn, mutlu olmak için bir neden
sayılamaz. Anadolu'da da Türk
müziği konservatuvarları kural-
du. Ama hiçbiri bilinçli degil. L's-
tadan göriıyorlar, onu taklit edi-
yoriar. Takhtle biçbir şey olmaz."
En önemli somnlardan biri de
gençlere olanak tanınması gereği:
"Gençligin girdigi yere, büyükle-
rin lütfedip girmemesi lazım. tş-
te Kuşadası Festivali... Gençliğe
yönelik dediler, ağababalan gir-
di. Paranm olduğu yerde gençli-
ğe olanak tanınmıyor."
Klasik Türk müziğinin en olgun
döneminin Münir Nurettin'le ka-
pandığı göruşunde Nedim Otyam.
Ekliyor: "Bugün tek sesli musikj-
de bir şef çıkıyor ortaya. O elini
kolunu sallamasa da çalacaklar.
Bir de sopa aldılar ele şimdi. İyi
gidiyor yani! Oysa Turk müziği-
nin temelinde en büyük şef, ko-
düm. Kudüm oradayken sana
n'oluyor? Dileyelim ki Türk mü-
ziği konservatuvarları bu hatala-
n düzeltsin. Bunlar açüdığuda ut,
kemençe gibi enstnimanlann rae-
todu yoktu. Bugun aşagı yukan
var. Hiç olmazsa çok güzel nota
ögretiliyor, entünasyon ögretili-
yor. Çokseslilige dogru bir ilerle-
me kaydediliyor. Bu da bir geliş-
medir. "
Kendi bestecilik anlayışını da
şöyle anlatıyor Nedim Otyam:
"tlk günden başlayarak, yetiş-
tiğim Anadolu'nun sesini duyur-
maya çalıştım. Çunkü knlagnnda
hep o ezgiler vardı. Gördüm ki
Batı armoni sistemiyle Türk mu-
rigi bestelenemez. Onda, kendi
yapısından gelen bir çokseslilik
var. Kendi melodi yapımmn ana
seslerini, armoni sistemini bulma-
ya çalıştım. Bu nedenle Turk mü-
ziğini de öğrendim. Bizdeki ritm
zenginligi, melodi yapısındaki
zenginUk, Baü maziğinde kısıtlan-
mış gibi. Nitekim. bugün 'atonal
sistem' olarak getirilen muzik ara-
yışlan içinde bambaşka bir yere
gidiliyor."
Anadolu liseleri
ön kayıtlar
• tstanbul Haber Servisi
— Anadolu liselerinde
önkayıtlar bugün baslıyor.
Kontenjanı dolmayan
Anadolu liselerinin
başvuracaklan önkayıt
sistemi 16 ağustosa kadar
sürecek. önkayıt
yaptıranlann kesin kayıtlan
da 16 ağustosta yapılacak.
özal okullarda ise kayıtlara
17 ağustos'tan itibaren
tekrar başlanacak. 17-18
ağustosta yapılacak kayıtlar
sonucunda okullarda boş
kontenjan olursa 19
ağustosta ikinci bir önkayıt
yapılacak. Bu önkayıtlann
kesin kayıtlan ise 20-24
ağustosta yapümaya
başlanacak. Kontenjanlann
yine de dolmaması halinde
27 ağustosta okullar açık
kontenj anlan kadar
öğrencıyi kayıt edecekler.
Ortaöğretimde
kayıtlar yann
• ANKARA (ANKA) —
Milli Egitim Bakanlığı'na
bağlı ortaöğretim
kurumlannda, 1990-1991
öğretim yıh için kayıtlar
yarın başlayacak ve 14 eylûl
cuma günü akşamına kadar
sürecek. Bu okullar dışında
ilköğretim okullannın orta
kısmı, yetişkinler teknik
egitim merkezleri, endustri
pratik sanat okullan ve kız
teknik öğretim olgunlaşma
enstitülerinde de kayıtlar
aynı tarihler arasında
yapılacak.
Gümrüklerde
denetJm
• ANKARA (AA) —
Gumrüklerde 23 gümruk
görevlisinin işine son
verildi, 7 gümrük
komisyoncusunun ise
karneleri geri abndı. Maliye
ve Gümruk Bakanı Adnan
Kahveci, gümrüklerde daha
dikkatli ve hassas
olunmasını istedi. Maliye ve
Gümrük Bakanlığı
yetkililerinden ahnan bilgiye
göre Gumrükler Genel
Müdürluğu tarafından
sürdürülen soruşturma ve
kovuşturma sonucunda
gerçek dışı işlem
gerçekleştirmek, gümrük
çıkış beyannamesinde
tahrifat yapmak, zimmet,
gayri meşru gelir elde
etmek, huzur, sükûn ve
güvenliği bozmak gibi
suçlan işledikleri saptanan
30 kişi hakkında çeşitli
kararlar verildi.
Çevre
bütçesi
nın
• ANKARA (AA) — :
Çevre Musteşarhğı'mn bu -
yıl için 9 milyar lira olan
bütçesinin 1991 yıhnda 98
milyar liraya çıkanlması
öngörüldü. Taslak bütçeleri,
deniz kazalan için
helikopter alınunın yanı sıra
havagazı-bacagazı ile su ve
toprak kirliliğini ölçmek
için gezici kontrol
laboratuvarları kurulması
projelerine geniş ödenek
aynldı.
Pet şişelere
savaş
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bölgesi) — Kuşadası
Belediyesi, yaz mevsimi •
boyunca turistik yörelerde
yoğun kirliliğe yol açan
"pet, PVC şişelere" karşı
savaş açtı. Kuşadası
Belediye Başkanı Lütfü
Suyolcu "Tüketicilerin
yeterince duyarlı olmadığını
görünce, uretime dönük
tedbir almak istedik.
Restoranlarda bu şişelerin
kullanılmasını istemiyoruz,
kullananlara ceza
veriyoruz" dedi.
Sessiz
denizaltJar
• ANKARA (ANKA) —
Fransız bilim adamlan, bir
oda vantilatöründen daha
az gürültüyle çahşan bir
denizaltı geliştirdiler.
Science Et Vie dergisinde
yer alan bir habere göre
138 metre uzunluğundaki
Triomphant adh bir
denizaltı 14 bin 200 ton
yük taşıyabiliyor.
İçel'in
nıa^araları
• AYDINCK (AA) —
İçel'in Aydıncık ilçesindeki
mağaralann turizme
açılmasıyla önemli ölçüde
döviz geliri sağlanabileceği
bildirildi. Aydıncık
Kaymakamı Mevlüt Kurban
yaptığı açıklamada, ilçede
henüz keşfedilmemiş birçok
mağara bulunduğunu,
bunlann ortaya çıkanlarak
yapılacak düzenlemelerle
turizme
kazandınlabileceğini
bildirdi.