25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 HAZÎRAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYEUE BUGUN & . Meteoroloji Genel Müdürlü- ğü'nrJen alınan bilgiye göre yurtta yağış beMenmiyoc Bütün bölgelerimiz az bulutlu ve açık geçecek. H/ft/A SICAKLIĞI Art- maya öevam edecek. RÜZGÂR: Kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. K£S»îl Sr İ 2rS.£îSı 1 lunacak -Van Gölü 'nde hava *blilu «u seçecek. Rüz-lodostan 2-4, Karadenızde 5 g â r k ( j z e y w ^ y f l n | e | d e n h a f i f a r a ^ Q r 1 a k u v . - * 1 0 k m bulunacak. Adana Mapazarı Adıyaman Nyon Ajn Antara Antaıcya Anölya Aftvtn Aydn Baııkesı Bıleak Bmgöl aoıs Bolu Busa ÇaruMole Çanım Otnat A 32° 14° DıyartBiur A 27° 11" Mrne A 31° 13° Erancan A 28° 9PEramım A 26° PEsbşehr A 30° 13° Gaaamep A 29°W°&resun A 32° 15° Gümûşhane A A 26° 12° Hakkân A 33°16°lsparta A 28° 10° Islanbul A 27° 11° lamr A 28°14°Kare A 26° 9° Kasömonu A A 26° 10° Kayseri A 28°13°KırWni A 28°13°Koıwa A 26° 11° Küâya A 30° 1S° Matatya 34° 17° Manısa 30° 14° K Maraş 27°12°Menan 25° 5°Mujta 30°12°Muş 31° M» Nıjd» 25°15°0rtu 27°12°ftze 27°12°S*ıwın 26°10°Sirt 26° 15° Snop 32°18°Sıvas 24° 5°Tetonl»S 26° 10° Irabam 2a*11*lral 28° 16° Zonguidsk A 32° 16° A 31° 16° A 28° 18° A 28° 13° A 26° 8° A 29° W A 24° W A 26° 14° A 23°ie° A 31° 15° A 25° 17° A 27° 10° A 30° 15° A 2 S ° W A 29° 16° A 28° 10° A 26° 10° A 28» 10° A 23° 18° sekiiği 0.5-1.5 m dolayında bu- açık bulutlu /$ *** A-apk B-taıtuOu frguneşl K-fcart S-as* Y-yaOmurtu Kahıre • DUNYA'DA BUGUN Amsterdam Y 19° Ajnman AAna BaOdst Barcelona Basel Belgrad Beriin Bonn Brûksci Buöape$te Cenwre Cezayır CKkte Oubaı Frankî'iri dme HfHsmkı Kalwe Kopenhag Köln Leflcosa A 33° A 27° k 33° A 31° Y 16° Y 24° B 19° Y 18° Y 19° Y 23° Y 17° Y 28° A 38° A 38° Y 19° A 31° B 24° A 31° Y 19° Y 18° A 32° Lenıngrad tondra Madnd Mılano Montreal Mosfcma Müratı Htnt Vüfh OsJo Pans Prag Rıyad Roma Sotya Şam Tsrt Aınv Tunus Varsova Msnedik Viyana A 24° Y 21° A 32° Y 22° A 30° Y 15° Y 17° A 32° Y 20° Y 29° 8 22° A 39° Y 24° A 26° A 32° A 30° A 32° B 22° Y 21° A 2*> WashıngtünA 32° Zıirtı Y 16° BUOtACA SOLDAN SAĞA: 1/ Eskiden kadınlara seçme ve seçilme hak- kını kazandırmak için çalışan tngiliz kadın- lanna verilen ad. 2/ Bir hayvan... Çulluk. 3/ Yunan mitolojisin- de çoban tanrısı.. Hafniyum elementi- nin simgesi. 4/ Ge- venden çıkanlan ve Idtre de denilen bir tür zamk. 5/ Gelir... Cerahat. 6/ özel ge- zdnti gemisi... Rey... Posta Kutusu anla- mında kullanılan kısaltma. 7/ 28 Ocak'ta başlayan fırtına. 8/ Bir soru sözü... Budunsal. 9/ Balerinlerin gele- neksel kostümü... Bir oyuncunun her- hangi bir davranış ya da duyguyu yüz ve vOcut hareketleriyle anlatüğı komedi tttrü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sepilenerek boyanmış ve cilalanmış deri. 2/ Aza... Eski dilde bayrak, san- cak. 3/ Eskiden kullanılınış hızb bir sa- va$ gemisi. 4/ Gel-git olayında denizin kabarması.. Kesintilerden sonra kalan miktjr. 5/ AJda ve gerçeğe aykın... Ankara'daki bir üniversitenin simgesi. 6/ Bir devlet saymanırun bir mali yıl içinde gerçekleştirdiği işlemlerin tümü. 7/ tlave... Rütbesiz asker... Yarı. 8/ Yıkma, kınp dökme.. Bir bağlaç. 9/ Eski Mısır'da kadın başb ve aslan vücutlu efsanevi canavar. 60 YIL ÖNCE CumhuriYe( Fenerbahçe Şampiyon 7 HAZtRAN 1930 1929-1930 senesi lik maçlarının son müsabakası diin Fenerbahçe ile Istanbulspor arasında yapılmış, Fener'liler bu musabakayı bire karşı altı sayı ile kazanmışlardır. Fenerbahçe takımı, bu seneki lik maçlarında en çok puvan alan bir takım olmak itibarile İstanbul şampiyonu olmuştur. Dercettiğimiz listeden de anlasılacağı üzere Fenerbahçe, yaptığı on müsabakanın sekizinde galip gelmiş, Galatasaray ve Beşiktaş ile berabere kalmış, bu suretle 28 puvan kazanmıştır. Geçen sene şampiyon olan Galatasaray takımı, bu sene 25 puvan ile ikinci, Beşiktaş ta 24 puvan ile üçüncü olmuştur. Dördüncüluk Vefa ile Istanbulspor arasında kalmıştır. Bu iki takım da on altışar puvan almışlardır. Beykoz 11 puvanla birinci kümenin sonuncusu olmuştur. Fener'lilerin 3 puvan farkla birinci olması, bu takımın bu sene çok iyi bir netice aldığına müsbet bir delildir. Hakikaten Fener'liler bu seneki şampiyonada çok güzel bir varlık göstermişler, muntazam çahşmalannın semeresini bu suretle görmüşlerdir. Fenerbahçe takımım, kazandıkları muvaffakiyetten dolayı tebrik ederiz. Yerli mallarBu sene 11 ağustosta ikinci yerli mallar sergisi Galatasaray lisesinde açılacaktır. tstanbul Ticaret ve Sanayi Odası bu işe üç bin lira tahsis ettiğinden yakında istihzarata başlanacak, bu seneki serginin daha mükemmel olması için çalışılacaktır. Geçen sene yerli mallar için on dört büyük salon tahsis edilmiş ise de kifayet etmediğinden mallar layıkı veçhile teşhir edilmemişti. Bu sene mektebin 30 salondan ibaret bulunan bütün birinci katının sergiye tahsisi takarrür etmiştir. Bu seneki sergi aynı zamanda her nevi eşya satan panayır haline getirilecektir. Sergi geceleri saat 24'e kadar açık bulunacaktır. Geceleri halka konserler verilecek ve sanayie ait filmler meccanen gosterilecektir. Bunlardan başka mektebin ön ve arkasındaki çiçek bahçeleri memleketin maruf müesseseleri tarafından gazino haline getirilecektir. Sergide fabrikatörler mallarını piyasadan daha ucuz bir fıatla satacaklardır. Manş tüneliManş denizi altında inşası mutasavver tünele dair neşrolunan beyaz kitapta imparatorluk müdafaa komitesinin bu projenin askeri taahhütlerin ve muhtemel muhataralara karşı ihtiyan iktiza edecek masrafların artmasını intaç edeceği şeklindeki istintacına hükûmeti bu projeyi reddetmesini istilzam eden atideki sebepleri Uave etmektedin 1) tktisadi dava pek çürüktilr, 2) Inşaat çok pahalıya mal olacaktır, 3) Bu işe tahsis edilecek sermayenin semeredar olabilmesi için uzun bir intizar devresi geçirmek icap edecektir. Bir de bu hususta istihdam edilecek amelenin miktarı pek cüzi olacaktır. Hükümet, iktisadi ve askeri mülâhazalardan başka bu projenin tahakkukunun tevlit edeceği siyasi aksülâmeli de dahili hesap etmiş ve son elli sene zarfında tünel mes'elesine dair yekdiğerini takip eden hükûmetler tarafından takip edilmiş olan siyasetin tebdiline mahal olmadığı neticesine vasıl olmuştur. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet 7 HAZtRAN 1960 Kurban Bayramı nedeniyle gazetemiz bugün yayımlanmamıştır. GEÇEN YIL BUGÜN C ^ Savunma bakanları 7 HAZtRAN 1989 Türkiye'nin Safa Giray tarafından temsil edileceği ve savunma bakanları düzeyinde toplanacak NATO "Savunma Planlama Koraitesi" (NPC) birleşimleri bugün Brüksel'de başlıyor. Yılda iki kez yapılan ve ittifakın askeri sorunlarırıın ele ahndığı bu toplantıların, bu defa NATO zirvesinin hemen ertesine rastlamasından dolayı son derece "nıtin" bir içerik taşıyacağı ifade ediliyor. Bugünkü ilk oturumu, ABD, Kanada, tzlanda ve Fransa'nın dışındaki on iki ülkenin katılımıyla ve dönem başkanı Türkiye'nin yönetimi altında "Avrupa Gnıbu" adıyla gerçekleştirecek olan savunma bakanlarının, perşembe ve cuma günü yapılacak genel toplantılarda, esas olarak, NATO zirvesinin kararları ve Viyana konvansiyonel silahsızlanma göruşmelerinın ışığı altında ittifakın güvenlik perspektifleri üzerinde durmalan bekleniyor. Bakanların bu bağlamda, geieneksel "kuvvet planlama yonergesi" raporunun onaylanması sırasında, Viyana AKKL'M goruşmelerinde bir silah indirimi kararının alınması ve Avrupa'daki Amerikan birliklerinde yüzde yirmi oranında azaltıma gidilmesi hipotezlerinden yola çıkarak, bunun NATO savunma projelerini ne yönde etkileyebileceği konusunda "fikir ciranastigi" yapabilecekleri tahmin ediliyor. TAKT1SMA Cmnhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdüriüğü'ne Sayın Ocak! Bazı Alevilerle dostluğunuz olduğunu söylüyorsunuz. Aleviler, her gelen konuğu Ali gibi karşüarlar... Velev ki o îbni Mülcem olsa bile... zan Aleviler olduğunu söylüyorsunuz. Dakti- loyu ve kalemlerini de mutlaka siz vermişsi-' nizdir. Ve eğer öyle düşünen bir Alevi varsa ve bu mektubu yazacak seviyede ise yazıklar olsun ona ki size alet olmuş. Yuzyıllardır bu insanlann çektiği acüan, sıkınülan unutup yo- la karşı baş çekmiş... Aleviliğin laikük olduğu kargalan bile. gül- dürürmüş... Çok doğru... Sizin güimenizden anladık bunu... Sayın Profesör! Aleviliği siz hiç mi hiç bilmiyorsunuz. Alevüere karşı olum- suz önyargılar ve şartlanmalannızdan onlann olumlu niteliklerini çekemiyor ve hırsınızdan deli oluyorsunuz. Kısaca öğretelim: Açın, Haci Bektaş Veli'nin Şerh-i Besmelesi'ni okuyun. Orada, Tann'nın Müslümanlar gibi kâTırlere de aynı rahmeti verdiginı soyler. Kısacası, Ale- vi düşüncesinde, yeryüzündeki bütün inanç- lar birbirinin eşiti haline getirilmiş, insanlık tek bir gözle görülmeye çalışılmıştır. Laikli- ğin gerçekte bu olduğunu bilmiyorsanız, bi- raz da bu konuda kafa yorun... Ve Sayın Ocak'ın en sinirlendiği seye gele- lim; Ocak diyor ki: "Bu Aleviler şimdiye ka- dar kuzu kuzu yaşayıp gidiyorlardı. Sesleri so- luklan çıkmıyordu. Aleviliği bile onlara biz ögrctiyordnk. Zaten bunlar nedir ki... Şimdi her taraftan sesler gelmeye başladı. Bizim kootrotümüzden çıkıyorlar. Ben bunu kabul edemem. Aleviler, bir şey bilmeder... Gelsin- ler bana ve benim gibi iiniversitede ögretmen- lik yapan hem profesör ve hem de doklor olan bâyük yetkililere sorsunlar. Biz o Alevilere ne yapmalan gerektigini soyleriz..." Siz AJevilere hiçbir şey öğreteraez, hiçbir şey veremezsiniz. Universitenizin aydınlık koridor- larında, bu kafayı taşıdıkça, bir karanlık yu- mağı gibi dolaşır durursunuz. AlevileTe Os- manlı medresesi ne verdi ki sizin gibiler ne ve- recek? Sayın Profesör o kadar öfkeli ki yazılanla- n ve söylenilenleri gözükara Alevi karşıtlığı yü- zünden anlayamaz hale geliyor. Güya Alevi- ler, laiklik, çağdaşlık adına övülürken, geri ka- lan daha büyük çoğunluk çağdışılıkla dam- galanıyormuş. Kim böyle söyledi be hey mu- hayyel sanklı profesör... Gerek yazarlar gerek Aleviler başka inançlarla uğraşmayı düşünme- diler bile. Konu Alevilikti, onun özelliklerini ortaya koymaktı. Bu özellikler sizi niye kız- dınyor? Niçin Aleviliğin olumlu niteliklerinin belirtilmesi karşısında öfkeleniyorsunuz? Yine bu yazara göre Alevilerin sorunlann- dan söz etmek, onları kışkırtmakmış. Sonra trianda'da olduğu gibi mezhep kavgaları çı- karmış. Bakımz, şu tehdide bakınız! Osman- lı devletinin Sıvas Veziri Hmr Paşa üslubuyla korkutmalar... Siz hiç merak etmeyiniz Sayın 21 mayıs tarihli gazetenizde Alevilik Tarüş- ması'nın son yazısı olarak Prof. Ahmet Ya- sar Ocmk'ın yazısmı yayımladınız ve böylece de yeni bir tartışmanın kapısını açtımz. Bu ka- pıyı kapamaya hakkınız yoktur. Çünkü, bu ya- zı ile dolaylı olarak bana da sataşılmıştır. Şimdiye değin yazılanlan okuyup duydu- ğum memnuniyetle yetiniyordum. Elbette Cumhnriyet'in yazı dizisinde ve tartışmaya ka- tılanların görüşlerinde bazı eksiklikler, yan- lışlar bulunacaktır. Çünkü konu 1400 yülık ge- niş bir zaman dilimini, değişik çağları, degi- şik uluslan, ülkelen, kültürleri ilgilendiren çok ağır bir konudur. Bu alanda, kendisinden fetva ahnmadıgı için hayli sinirlenmiş olduğu anlaşılan Prof. Yaşar Ocak Bey'e öncelikle teşekkür ederim. Bu tip; Alevıleri "ikinci sınıf, haksız, yanüs, ymsadtsı"; kendilerini ise "birinci sınıf, haklı ve meşra" gören Osmanh kafasının günümuz- de yaşayan somut bir örneğidir. öyle değil mi Saym Ocak? Bir yoklaym lütfen büinçaltını- zı. Sizi yakından tanıyorum... Kitaplarınız- dan... Siz de beni tamyor olmalısınız. Tanımı- yorsanız, o nasıl akademisyenlik öyle? Sayın Ocak, siz değil misiniz Alevi dedele- rini "cahil babalar" diye niteleyen?.. Siz değil misiniz Aleviliğin altında putperestliği, Hıris- tiyanlığ] araştınp onu tslam'dan uzak göster- meye ve böylece de Siinni halkımızın gözün- de o kesimi bir kez daha küçük duşürmeye ça- lışan? Saym Ocak! Bazı Alevilerle dostluğunuz ol- duğunu söylüyorsunuz. Aleviler, her gelen ko- nuğu Ali gibi karşüarlar... Velev ki o tbni Mul- cem olsa bile... Sayın Ocak! Sizin ve diğer bazı akademis- yenlerin şu sıra canlannın sıkkın olduğunu sa- nıyorum. Çünkü, sizden fetva almmadan ba- zılan çıkıp Alevilik, Bektaşilik üzerine yazı ya- zıyorlar. Sizin gibi büyük otoriteler kenarda, köşede kalıyorlar; bu olmuyor... Vallahi ben de kızjyorum bu işe... Ama Sayın Profesör, bir nedeni var bunun. Başımzda medrese ulema- suun kavuğunu taşıyorsunuz. Siz görmüyor- sunuz, ama biz görüyoruz. önce o kavuğu çı- kartın. Kendinize de öyle ulu âlim pozları ver- meyin. Nerede isterseniz orada konu hakkın- da sizinle tartışacak yüzlerce Alevi aydını ol- duğunu unutmayın... Cumhuriyet gazetesini kışkırtıcılıkla suçlu- yorsunuz. Curahuriyet'i savunmak bana düş- mez. Ama Alevi haklanndan, Alevilerin so- runlarından söz etmek size göre kışkırtıcılık mıdır? Insaf imanın yarısıdır, Sayın Ocak... Sizin gibi düşünen ve Cumhuriyet gazete- sine, kışkırtıcılık yapmaması için mektup ya- Profesör... Alevi kitlenin kavgayla işi yok. On- larm yeri bütün inançlardan insanların yanı- dır. Onlann yeri demokrat, laik, hümanist, li- beral görüşten çağdaş insanlann yanıdır ve omuzlan ile bu kesimlerin destekçisidirler. Aleviler, ne geçmişte ne günümuzde mezhep kavgası için ayaklanmadılar. Üstlerine gelen yobazlara, katillere karşı meşru müdafaada bulundular. Yeter ki onlara dokunulmasın... Yeter ki onlann temel insanlık haklan ellerin- den zorla alınmaya kalkışılmasın... Yine, aklı başında hiçbir Alevinin, dizi ya- zının takdim yazılannı yazan kişiyi (llhan Sel- çuk) onaylamayacağım söylüyorsunuz. Şunu bilmenizde yarar var: Aklı başında hiçbir Alevi sizi onaylamaz. Sizi onaylayanlar ya çok câ- hildir ya da hatır gönül belasma sesini çıkar- mayıp onaylama dunımunda kalmış olanlar- dır. Ki gerçeğin de böyle olduğunu sanıyorum. Son zamanlarda aydınlann ortaya çıkarak Aleviliğin sözcülüğünü yapma gırişirainde ol- duklanndan söz ederek bundan duyduğunuz büyük hoşnutsuzluğu vurguluyorsunuz. Bu hoşnutsuzluğunuzun kaynağı da benim son ki- tabımdan alınarak daha önce yayımlanan "Alevilik Bildirgesi" olsa gerektir... Sizden izin almadan onu yayımladığım için özür dilerim Sayın Ocak... Beni bağışlar mısınız? Ama şün- di^e değin, bildirgeyi görmemiş birçok aydın, "Oz Kaynaklanna Gore AlevUik" adlı kita- bımdan okuyup buradakı isteklere aynen ka- tıldıklarını belirttiler. Yani katılım sayısı çok fazla. Biz aydınlar olarak elbette sorunlann üstünü küllemeye çalışmayız. Hele Alevi ke- simden çıkan birileri olarak buna hiç mi hiç hakkımız yoktur. Biz aynca, Sünni Müslü- manlann aldaülmasına, biünçlerinin bozulma- sına, çağm gerisine çekilmesine de şiddetle kar- şıyız. Onlann sorunlarına da en az kendi so- runlanmız ölçüsünde sahip çıkıyoruz. Ve on- lara, kendimize duyduğumuz saygı kadar saygı duyuyoruz. Bunu siz anlayamazsınız Sayın Profesör... Biz öyle bir ortamdan gelmişiz ki istemesek duyanz bu saygıyı... Siz öyle bir or- tamdan gelmişsiniz ki isteseniz de duyamıyor- sunuz bu saygıyı... Lütfen, oturun şu kürsünuzde... Oralarda, kendinize göre yarattığıruz dünyamzda oyala- mn. Alevilerin sorunlarım duyurmayı kışkır- tıcılık gibi göstermeyi bırakıp insana saygı duymayı Oğrenin... Siz, bu kışkırtıcılık avazeleri ile aslında bi- rilerini kışkırtmaya çalışıyorsunuz, ama biz- lerin o alanda top oynamaya hiç niyetimiz yok... Sayın Ocak! Sizin ve benzerlerinizin hali, AJevilere ders olmalıdır. Bakın nasıl kızıyor- sunuz Alevilerden söz edilmesine... Şimdi birleşme zamanıdır. Aydınlıkta, bi- limde, sağduyuda... RIZA ZELYUT Araştırmacı / Yazar ÎZMİR KÜLTÜRPARK PROJE YARIŞıMASI GEÇERSİZDİR Mimarlar Odası 32. Dönem Yönetim Kunılu, Izmir Bü- yükşehir Belediyesi'nce açılan Uluslararası Izmir FUARI KÜLTÜRPARK ÇEVRE DÜZENLEMESİ VE FUAR KOMPLEKSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI şartname ve eklerinin Oda'ya gönderilmesi üzerine, konuyu başlan- gıandan bugüne kadar geçirdiği evreleri dikkate alarak bir kez daha görüşmüş; — Yarışma şartnamesindeki ihtiyaç programının, Be- lediyenin Odamızdan jüri saptanmasını isteyen yazısında beliitilen amacı aşan boyutlara ulaştığına, — Yarışma programı ile getirilerek istenen yapılaşma- nın ilerde giderilmesi güç kayıplara yol açacağına, — 31. Dönem Oda Yönetim Kurulu'nun yetkilendir- mesiyle Izmir tdare Mahkemesi'nde Mimarlar Odası Iz- mir Şubesi tarafından, yanşmanın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılan davanın yanşma sonuçlan- nı etkileyecek önemli bir durum yarattığına, — Yarışmanın belediyece ilan şeklinin "Mimarlık Mü- hendislik Şehircihk ve Krntsel Tasarım Proje Yanşmala- n Yönetmeliği'nin 6/g, 17/c ve 17/d maddelerine aykın olduğuna, dolayısıyla yönetmeliğin 2. maddesinin uygu- lanması durumunun doğduğuna, — Sonuç olarak, 1— YARIŞMANIN GEÇERLl OLMADIĞINA, 2— ODAMIZCA GÖREVLENDtRlLEN VE DAHA ÖNCE YARIŞMA ERTELENMESİ KONUSUNDA ODACA YAZILI OLARAK UYARILMIŞ OLAN JÜ- Rİ ÜYELERİNE BU GÖREVLERİNDEN ÇEKİLME- LERİNÎN BtLDtRlLMESlNE, 3— KARARIN ÜYELERE YÖNETİM KURULU KA- RARI DOĞRULTUSUNDA DAVRANMAK SORUM- LULUĞUNDA OLDUKLARI KONUSUNDA UYARI- LARAK DUYURULMAŞINA, oybirliğiyle karar venniştir. MÎMARLAR ODASI OTELİNİZ TATÎL KÖYÜNÜZ, GÖKDELENİNİZ, İŞ MERKEZİNİZ, BÜRONUZ, MAĞAZANIZİÇtN.. KAÇ ÇEŞİT VAR? KIRK HARAMILER TÜRKİYE'DE HOLDİNGLER Hangi alanlara egemenler? Tekelleşmeleri ne boyutta? Nasıl kurulup, nasıl büyüdülor? Yurtdışı bağlantıları nelerdir?... MUSTAFA SÖNMEZ'İN KİTABINDA 1990'a dek yenilenen veriterle 4. baskı çıktı! ARKADAŞ YAYINEVİ: Mithatpaşa Cad. 28 Yenişehir-ANK. Tel: 134 46 24 (4 hat) Fax: 134 38 52 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU LÜTFEN, bana uzak- pahalı demeyin. DERSANEMİZt ve pistlerimizi görün. KARARINIZI ona göre verin. OskiMan 343 67 82 Kazyataftı: 361 81 63 Tarâkya: 162 08 18 T.C GAZtANTEP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1989/314 Karar: 1989/1391 Hakim: Mehmet Çamur 28162 Kâtip: Bilal AkgOn Sanık Abdulkadir özufaak, Sakıp oğlu, 953 doğumlu, Ogret- menevleri Mah. Günaydın Sok. No: 67/3'te oturur. Un imalatçısı Ga- ziantep Suç: Gıda maddelerı nizamnaraesine muhalefet. Suç tarihi: 16.1.1989 Yukanda açık kirnliği yazılı sanık hakkmda; Sanığın üzerine atılı müsnet suçtan TCK'nın 396, 402 ve 647 sayüı kanun maddeleri uyannca 470.000 TL. ağu para ve cünne vasıta kıl- dıgı meslek ve sanatının 3 ay tatiline, cürme vasıta kıldığı işyerinin 7 gün kapatümasına, karar özetınin, İstanbul, Ankara, tzmir'de ya- yımlanan tirajı yü2binin üzerindeki bir veya iki gazetede, aynca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınmasına karar verüdi. 7.5.1990 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ermeni Sorununa Çözüm mû? -5- Sıvaslıyaıfın Çağnsı...Gazeteci-yazar Hagop Sıvaslıyan, Ermeni sorununa çözüm aradığı mektubunda, "tarih sürecinde dostluklar, benzerlikler başlamış, devam etmiş, iyi veya kötü günler yaşanmiş ve bugün- lere gelinmiş. Bu tarihi gelişmelerin bütünü göz önünde bulun- durulmalı ve onu gerçekçı bir anlayışla ortaya koyabilmek için olaylan çarpıtmadan ve onlann kroootojik dizisini bozmadan ele almak gerekir" diyor, düşüncelerini şöyle açıklıyor: "Türk ve Ermeni insanları yaklaşık bin yıldan beri birbirteriy- le ve iç içe aynı topraklar üzerinde yaşamışlar. Eskiterde çok mut- luymuş bu insanlar. Doğanın kendilerine cömertçe verdiği zenginlikleri kardeşçe paylaşmışlar. Birlikte kültür yaratmışlar. Aynı ezgilere beraberce kulak vermişler, benzer oyunlara bera- ber ayak uydurmuşlar. Bar çekmişler, horon tepmişler. Ozanla- rının dilleri birbirierine kanşmış, sazlan aynı telden çalar olmuş. Bu insanlar belki ayrı dillerde ve ayrı kitaplarla, ama aynı Al- laha inanmışlar, ona aynı dileklerte yanaşmışlar her zaman. Şu halde ne olmuş bu ınsanlara ki bir günden diğerine birbirini bo- ğazlamaya başlamışlar. İşte konunun düğüm noktası burada. Bu düğümün muhak- kak çözülmesı gerek. Ama, tarafların bunu birbirini kötüleyerek değil birbirini anlayarak yapmalan gerekir. Burada tutulacak ycrfu düşünürken. yakın geçmişe, daha doğrusu olaylardan sonra tu- tulan yola ve izlenen politikaya bir göz atmakta büyük yarar var- dır. Türkiye bu konuda 75 yıldır bir politika sûrdürdü. Nereye vardı? Aynı şekilde Ermeniler de 75 yıldan beri iddialarını ısrarla yi- nelediler. Ne sonuç aldılar? Şu halde artık yeni yöntemlere ihti- yacımız olmaiı. Konuya yakiaşmakta Türk tarafının önemli bir kusuru oldu. Uzun yıllar, anlaşılması güç ve anlamsız bir suskunluk içinde kalındı. Sanki konu bir giz, dokunulmaz bir şey, bir tabu imiş gibi davranıldı, hiç söz edilmedi. Uzun yıllar bu ülkenin en sorumlu aydınları, politikacısryla, biim adamıyla "Türkiye'nin bir Ermeni sorunu yoktur" diye diretip dur- dular. Nereye varabikJik? Üç beş yıl önceye kadar bu tutum içinde bulunanlar bugün aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı? Sanırım değil. Biz istesek de istemezsek de sorun ortada canlı duruyor. Halbuki diğer taraf, yani Ermeniler yıllar boyu, tam tersine yo- ğun bir propagandaya girişti. Binlerce kitap yazdı ve yazdırdı. Bu politika ile ilgili zengin bir edebiyat yarattı. Eylemlere baş- vurdu ve konuyu dünya kamuoyu önüne getirmeyi başardı. Bu- gün bunun meyvelerini toplamak çabası içinde. Ancak unuttuğumuz bir nokta var; neden bu insanlar devamlı acı ve kötü günlerden söz edip de yüzyıllar sürmüş dostluk, kardeşlik ve işbirliğı dönemlerini hiç anmazlar? Birbirimize bu konuyu ko- nuşmak ve tartışmak için muhakkak yaban ellerinde Türk dip- lomatlarına saldirılar düzenlenmesi veya yeni yeni Senatör Dole'lerin tasarılar hazırlamalannı mı bekleyeceğiz?" Prof. Sina Akşin, Ermeni sorununa çözüm önerisinde bulu- nurken, "1. Dünya Savaşı sırasında ve hemen ardından, din ve milliyetleri ne olursa olsun Anadolu'da ölenleri anmak için bir anıt yapılsa ve Türk ve Ermeni halklarının temsilcrleri buraya çe- lenkler koysalar, böylesi bir davranış sorunun çözümü için bir adım olabilir" demişti. Hagop Stvaslryan, buna da değinerek şöy- le sürdürüyor mektubunu: "Sayın Prof. Sina Akşin'in "Anıt" önerisine katılmakla birlikte, bunun, sorunun çözümünde veya yumuşatılmasında, pek yü- zeysel ve sembolik bir girişim olabileceği kanısındayım. Halbu- ki artık temelde bazı seylerin değiştirilmesi gerekmektedir sanırım. Uzun yıllardır bu konuda konuşan, yazan, düşünen ve tartı- şan, hele bu yılın şubat ve mart aylarında Amerika'yı bastan ba- sa dolaşıp Türk-Ermeni ilişkilerinin yine son derece gerginleştiği günlerde, ABD Senatosu'nda, Amerika Ermenileri'nin en yoğun ve hareketlı bulunduğu VVashıngton, New York, New Jersey, Bos- ton, Los Angeles ve daha birçok başka kentlerde Ermeni bası- nı, parti, kilise ve dernek yetkilileriyle konuyu enine boyuna görüşen ve tartışan Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olarak ve çift taraflı gözlemlerime dayanarak artık şuna inanıyorum: İki tarafın da bugüne kadar sözünü ettiğimiz konularda tut- tukları politika ve eylemlerle olumlu bir noktaya varamadıkları bir gerçek. Geçen zaman dilimi bunu açıkça gostermiştir. Bu ne- denle bu yollar, bundan sonra da basanlı olamayacaktır. Kanımca, sorunun yumuşama ve çözümü için bir tek yol kalmaktadır: Ta- rafların akılcı bir çerçeve içinde inançlı bir diyaloğa başlamala- rı. Önerilen herhangi bir diyaloğa alerjıleri olan çevreler bulun- maktadır. Kimileri iç politika çekişmeleriyle, kimileri duygusal- lıklanna yenilerek, kimileri de dış dünyada kazandıklannı yrtirmek kaygısı ile diyaloğa karşı çıkmaktadırlar. Kimileri de konuyu hâ- lâ anlayamadıkları için bu durumdadırlar. Bu durumda hemen şunu belirtmekte fayda vardır; öngörü- len bu diyalog, bazılarının hemen ileri sürdükleri anlamda dev- let düzeyinde bir görüşme ve pazarlık olmayacaktır. İstenen; halkın, senin, benim; bizim, sizin; Ekmekçi'lerin, Ak- şin'lerin, Sıvaslıyan'ların, Aybay'ların, Somel'terin vs. vs.'lerin di- yaloğudur. Konuya bu şekilde yaklaşım, suya atılan bir taşın meydana getirdiği halkalar gibi daırelerini genişlete genişlete iki kıyıya da varabilecek, yüksele yüksele daha yukarıya da sesini duyura- cak ve onları da etkileyecektir elbette. Sözlerimi bitirirken. açıkça şu çağrıda bulunmak istiyorum: Türk ve Ermeni insanları, aydınıyla, politikacısıyla; yazarıyla, çi- zeriyle; eğitimcisiyle ve sanatçısıyla; basını, radyosu ve TV'siy- le el ele verip bu yüzyılın başında dedelerimiz tarafından bizlere bırakılmış olan bu acı mirası, aynı yüzyılın sonunda, ne yaptp yapıp torunlarımıza bırakmayalım. Saygılarımla Hagop Sıvaslıyan (Gazeteci-Yazar)" CAUSANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Çalışma üış Sınırı Kaçtır?" SORU: Emekli Sandığı'ndan emekli oldom. Halen özel bir işyerin- de çalışmaktayım. Sigortalı işçilerin yarartandıgı tüm hak- lardan yararianıyorum. 1) Çalıştağım özel işyerinden işverence çıkanlır y» da yş haddi nedeoiyle avnlırsam, kıdetn tazminatı alabilir miyim? 2) Yasalarda ve özellikle sigortalı işyerlcrinde çalışan er- kek işçilerin çalısma yaş sımn kaçtır? SJX YANIT: 1) Iş Yasası kapsamında çalışanlara kıdem tazminatı ödene- bilmesi için bazı koşullar gerekmektedir. Bu koşullar, yasanın kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesinde belirlenmiştir. A) Iş sözleşmesi işveren tarafından, isçinin ahlak ve iyiniyet kural- larına uymadığı durumlar dışında kalan nedenlerle bozulursa, işveren kıdem tazminatı odemekle yükumlüdür. B) İş sözleşmesi işçi tarafından, yasanın 16. maddesinde beliitilen sağlık nedenleri ile, işverenin ahlak ve iyiniyet kurallanna uymaması ya da işçinın çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durma- sını gerektirecek zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması sonucu bozulur- sa, isçinin kıdem tazminatı hakkı doğar. C) İşçi muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla, işyerinden aynlına, yine kıdem tazminatı almaya hak kazanır. D) tşçi, iş sözleşmesini bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumundan ya da sandıktan "yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla" bozarsa, işveren kıdem tazminatı odemekle yükumlüdür. E) Kadın işçi, evlenme tarihinden geçerli olarak bir yıl içinde kendi isteğiyle işten aynlırsa, kendisine kıdem tazminatı odenir. Yukanda sayılan nedenlere dayanmaksızın, kendi istekleri ile işten aynlan işçiler, istifa etmiş sayılır ve kendilerine kıdem tazminatı öden- ' mez. Emekli aylığı bağlandıktan sonra, tş Yasası kapsamında çalışan- lara kıdem tazminatı ödenebilmesi için, emekli aylığı alan isçinin işverence ve işveren yönünden haklı bir neden olmaksızın işten çıkanl- ması gerekir. İş Yasası'nda çalışma alt sınır yaşı, 13 olarak belirlenmiştir. Ancak, üst yaş sınırı belirlenmemiştir. 2) T.C. Emekli Sandığı Yasası kapsamında iştirakçi olarak çalışan- lara yaş sının uygulaması getirilmiştir. "tştirakçilerin vazifeleriyle ügilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 65 yaşını doldurduklan tarihtir;' Bazı özel görevler için bu sınır, "Bakanlar Kurulu'nca birer yülık sürelerle (3) yıl uzatılabüir:' Bunun dışında "Üniversite ordinaryus pro- fesör ve profesörleri (65) yaşını doldurduktan sonra (70) yaşını geçme- mek üzere" görevlerini sürdürebilirler.. Gerek 1475 sayılı İş Yasası, gerekse 506 sayıiı Sosyal Sigortalar Ya- sası'nda yaş sının uygulaması bulunmamaktadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear