22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÇUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 5 HAZÎRAN 1990 KOPENHAG AGIK'in işlevi büyükSovyet lideri Mihail Gorbaçov'un NATO ve Varşova Paktlarının yerine Avrupa Güvenlik Konseyi'ni önermesi bugün başlayacak AGİK însani Boyut Toplantısı'na özel bir önem kazandırdı. FERRUH YILMAZ KOPENHAG — Sovyetler Birüği lideri Mihail Gorbaçov'un, ABO Başkanı Geor- ge Bush'la yaptığı zirve görüşnıesinde NA- TO ve Varşova paktlarının kaldınhp, ye- rine Avrupa güvenlik konseyi önermesi, bu- gün Kopenhag'da başlayacak AGİK İnsa- ni Boyut Toplantısı'na özel bir önem ka- zandırdı. Kopenhag'daki toplantı. AGtK cerçeve- sinde sadece insan haklarını konu alan bir konferans. Konferansın Doğu Avrupa'daki gelişmelerden sonra AGtK bünyesindeki ilk toplantı olması ve Gorbaçov'un önerisi, Kopenhag'daki toplantıya özel bir boyut kattı. 5-29 haziran tarihleri arasında kon- feransta, AGtK bünyesinde sflrekli kurum- lar oluşturulması yolundaki ilk adımlar atı- lacak. Kopenhag'daki toplantıya katılan dı- şişleri bakanlannın AGİK çerçevesinde da- ha kalıcı kurumlar oluşturulması yolunda prensip karan almaları ve Paris'te devlet ve hükümet başkanlannın katılacağı bir zir- ve görüşmesinin yolunu açmaları bekleni- yor. Bu konferansta somut olarak, konfe- ransa üye ülkelerdeki insan haklan ihlalle- ri iddialarını inceleyecek bir komite oluş- turulmasını kararlaştınlacak. Kopenhag toplantısı, AGİK bünyesinde kaucı kurum- lann oluşturulması run resmi başlangıç nok- tası olacak. Paris'te yapılması önerilen zirve toplan- tısı için ikinci haarlık toplantısı 10 temmuz- da Viyana'da yapılacak. AGİK şu andaki yapısıyla etkin bir ör- ANKARA Zirve hakkmda sessizlik sürüyor Türkiye'nin Washington zirvesi hakkındaki sessizliği yabancı diplomatlar tarafından "Ankara kendi derdine düşmüş" şeklinde değerlendiriliyor. ANKARA (Cunhuriyet Börosu) — ABD Başkanı George Busb ile SSCB lideri Mi- hail Gorbaçov arasındaki dört günlük zir- venin sonuçlan dünya başkentlerinde yan- kılar yaratırken Ankara'nın bu konudaki sessizliği dikkat çekiyor. Doğu ve Batı Av- rupa ülkelennin liderleri, hükümet başkan- ları ve dışişleri bakanları zirve sonuçlan hakkında aynntıh değerlendirmeler yapar- ken hiçbir Türk yelkilisinin bu konuyu ele almaması yabancı diplomatlar tarafından "Ankara kendi derdine düşmüş, dünya o4a>- lannı yorumlama kaygısı taşımıyor" şekliu- de değerlendirildi. Bush-Gorbaçov görüşmesinin ANAP hü- kümeti tarafından fazla ilgiyle izlenmeme- si yabancı diplomatik çevreierde "şasırtıa" bulunmazke» Dışişleri Bakanı Ali BozeK in bu konudaki sessizliği "Avnıpa Güvea- lik ve lşbirligi KonferensTna yönelik hazır- lıklann lüm giindemi isgal etmesi ve Türki- ye'nin kendi sornnlarınm ön plana çıkma- sının sonucu" diye yorumlandı. Arap ülkeleri de dahil olmak üzere tüm dünyada ilgiyle izlenen zirvenin Turkiytfdeki "en meraklı" takipçilerini ise Dışişleri Ba- kanlığı'nın bazı birimleri oluşturdu. Bu bi- rimlerde yapüan değerlendirmelerde, ABDi deki zirveden Sovyet lideri Mihail Gorba- çov'un yıpranmadan çıkması kuzey komşu- muzdaki perestroyka sürecinin devamı açı- sından "oluralu bir sonuç" olarak değerlen- diriliyor. Öte yandan, zirvede imzalanan iki anlaşma, stratejik silahlarda indirim öngö- ren START ön anlaşması ile kimyasal silah- lann yüzde 80 oranında düşürülmesi anlas- ması Ankara'da memnuniyetle karşılandı. Yetkililer, START anlaşmasından sonra ilk kez ABD yönetiminin geçen ay Brüksel'deki olağanüstü NATO toplantısı sırasında gün- deme getirdiği kısa menzilli nükleer silah- larda indirim konusunun görüşme masası- na geleceğini umuyorlar. Bu indirim çerçe- vesinde Türkiye'de bulunan havadan kara- ya taktik füzelerin (TASM) kapsanması An- kara'yı yakuıdan ilgilendiriyor. Kimyasal si- lahlar konusunda alınan kararda özellikle bölgesel sorunlarda bu tür silahların kul- lanımının önlenmesine yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. öte yandan, zirveden Almanya'nın NA- TO üyesi olup olmayacağı ve Litvanya'nın bağımsızlığı konusunda görüş birliği çıkma- mış olması Ankara'da şaşırtıa bulunmuyor. Yetkililer bu görüş aynhklannın gjderilme- sinin beklenmediğini, ancak buna rağmen sağlanan olumlu havanın iki taraf açısından da bir başarı olarak kabul edilmesi gerek- tiğini dile getiriyorlar. gütlenme oluşturmuyor. 1989 yılında Viya- na'daki toplantıda bir ülkenin diğer ülke- deki insan haklan ve azınlıklar konusunu konferans gündemine getirebilmesi karar- laştınlmıştı. Ancak Viyana'daki toplantı- da alınan kararlar da önemli yaptınmlar ge- tirmiyor ve konferans bünyesinde henüz sü- rekli kurumlar bulunmuyor. Konferansa ilişkin bütün çalışmalar Uye ülkelerden he- yetlerin katıldığı ara toplanülarda yürütü- lüyor. AGİK'in etkinliğini kısıtlayan ikinci önemli neden de, alınacak bir kararda bü- tün üye ülkelerin görüş birliğinin şart ko- şulması. AGtK çerçevesinde insan haklan, eko- nomik işbırliği, çevre sonınu gibi konular- da çalışmalar yapacak ve ortaya çıkacak so- runlara müdahalede bulunabilecek sürekli kurumlar oluşturulması, AGÎK'in etkinli- ğini arttırırken yeni bir Avrupa yaratılma- sının da önemli araçlannda biri olacak. Gorbaçov'un NATO ve Varşova Paktı'- mn kaldınlarak yerine AGtK yapısının ge- çirilmesi önerisi, ABD tarafından hoş kar- şılarunıyor. ABD Başkanı Bush, AGİK'in Avrupa'mn güvenliğini sağlama açısından yeterince açık yapıya sahip olmayan bir platform olduğunu ileri sürüyor. ABD'nin öneriye karşı çıkmasının temel nedeni, AGİK içindeki etkinliğinin NATO'da oldu- ğu düzeyde gerçekleşmeyeceğinden kork- ması. Bush, her şeye ragraen AGtK'in iş- levinin antınlmasına ciddi olarak eğilece- ğini açıkladı. Bu arada AGtK tnsan Haklan Konferan- sı için dün Kopenhag'a gelen Türk heyeti başkanı Büyükelçi tlter Türkmen, Dani- marka'nın AGtK bünyesinde insan hakla- n ihlalleriyle ilgili iddialan inceleyecek bir komite kurulması yolundaki önerisini ya- rarsız bulduklarını söyledi. Türkmen, Türkiye'nin insan haklan konusunda go- cunacak bir yanı olmadığını, buna karşı- lık Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası platformlardaki insan haklanyla ilgiii ku- rumlann yanı sıra yeni bir kalıcı kurum oluşturulmasının gereksiz olduğunu belirtti. ABD Gorbi: 'Daha hızlı pazar ekonomisi'Sovyet Başkanı Minneapolis'te Amerikalı işadamlanna yaptığı konuşmada, "Yardımınızın gerekli olduğu çok kritik bir aşamadayız" dedi. Dış Haberler Servisi — Washington'da- ki göriişmelerini tamamlayan Başkan Gor- baçov, Minneapolis'e uğradıktan sonra San Francisco kentine gitti. AA'nın haberine göre ABD'nin önde ge- len şirketlerinin yer aldığı Minneapolis'te 150'ye yakın işadamı ile bir araya gelen Gorbaçov, Amerikan şirketlerini değişim sürecindeki Sovyet ekonomisine katkıda bulunmaya çağırarak, deneyin başan ka- zanamaması halinde ülkesinin istikrarsız- lığa sürükleneceğıni ve bunun da ABD çı- karlarını zedeleyeceğini özenle vurguladı. Sovyet lideri "daha hızla piyasa ekonomi- sine yüriimek zonında olduklanm" söyle- di. Gorbaçov, VVashington'da Kongre lider- WASHINGTON Zirvede kişisel duvarlar yıkıldıBush'un, Gorbaçov'la ticaret anlasması imzalaması, Washington zirvesinde ABD'nin Sovyetler Birliği'ne verdiği en büyük 'prim' oldu. GORBt — Duvarlan yıktı. VVASHINGTON (Cumhuriyet) — Son bir yıl içinde Avrupa'daki siyasi duvarla- nn yıkıhşına tanık olan dünya, VVashing- ton doruğunda da iki süper liderin arasın- daki kişisel duvarlann yıkılışına tanık ol- du. Gorbaçov ve Bush, aralarındaki görüş aynhklannı koruyarak, dostane ve karşı- lı.klı güvene dayalı bir diyaloğun temelleri- ni attılar. Doğu-Batı ilişkilerini yakından izleyen tüm gözlemcilerin doruk değerlen- dirmelerinde 'başan' hanesine yazmakta fi- kir birliği sağladıklan tek konu bu. Bunun dışındakiler hakkındaki tartışma- lar sürüyor, başkentin etkili gazetesi *Was- hington Post', önceki günkü başmakalesin- de, doruğu genel olarak "alcakgönüllü bir başarı" diye niteledi. Kimyasal silahlara ilişkin tarihi anlaşmanın dışında imzalanan anlaşmalan, "eğer ve fakatlara" bağlı ol- malan nedeniyle fazla önemsemeyen gaze- te, NATO, Almanya ve Baltık ülkeleri üze- rinde "derin görüş ayrıhklarının giderilemedigini" kaydetti. ABD basımmn "sagcı eatelektüeii" Ge- orge Will, doruğu, "içi boş bir ayin" diye nitelerken, Komünist Partisi Merkez Komi- tesi üyesi Igor Malasenko, "Sovyetler açı- sından, neredeyse başanlı bir doruk oldu" dedi. 1986 yılından bu yana Gorbaçov ile birlikte tüm Amerikan-Sovyet doruklanna katılan Mareşal Sergei Akromeyev ise, bu doruğun bugüne kadarkilerden en büyük farkını şöyle özetledi: "Bugüne kadar taraflar masaya hep iki düşman ya da rakip olarak otunıyordn. Oysa şimdi yeni bir durnm ile karşı karşı- yayız". "Müttefikler memnun" George Bush, SSCB Başkanı Mihail Gor- baçov'la yap-uğı görüşmelerin sonucundan memnun olduğunu belirterek, müttefık ül- kelerin de aynı görüşü paylaştıklannı belirt- ti. Doruğun sonuçlan hakkında, Federal Al- manya Başbakanı Helmut Kohl, tngiltere Başbakanı Margaret Tbatcher ve bazı müt- tefik ülkelerin liderleriyle görüştüğünü söy- leyen Bush, "Onların adına konuşamam, ama verdikleri yanıtlardan çok memnun kaldım" dedi. Bu arada, Amerikan CBS televizyonu VVashington'daki yetkililere dayanarak ver- diği haberde, "Gorbaçov'unAirleşik Alman- ya'nın eninde sonunda NATO'ya katılaca- ğı gerçeğinin farkında olduğu" ifadesini kullandı. lerine söylediği sözleri Minnepolis'te de yi- neledi: "Önemli soru şu: Amerikan Başkanı ve halkı nasü bir SSCB görmek istiyor? Ken- dine güvensiz. istikrarsız, kargaşa içinde bir Sovj-etler mi yoksa tüm uygarlıkla birlikte çalışan, onunla bünınleşmiş bir SSCB mi?" Gorbaçov, işadamlanna açık bir mesaj daha vererek "Şimdi bize bakıp, içinizdcn 'Raslar bu isi beceremiyor' diye gülebilir- siniz. Batı'da bazı kişilerin, Sovyetlerin çökmek üzere olduğunu duşünmesi. beni korkntmuyor. Ancak yardımınızın ve işbir- liginizin gerektiği çok kritik bir aşamada- yız. Daha hızla piyasa ekonomisine yürii- mek zorundayız. Niyetimiz de bu" dedi. Gorbi şov Gorbaçov, Minneapolis'te yine "secim kampanyasına çıknuş Amerikalı poiitikaa" gibi davrandı. En az beş kez otomobilini durdunıp yol kenarında sevgi gösterisi yapan halkla el sı- kışan Gorbaçov, korumalara zor anlar ya- şatırken yine coşku ve sempati topladı. Elini sıkmak isteyen halkın yoğun teza- hüratı karşısında mimik ve jestleriyle "böy- le davramrsamz yanımza gelmem" diyen Gorbaçov, bir ara küsmüş gibi yapıp geri döndü. Bir polis görevlisine göre bu saka- lasma anı zaten isteri aşamasına gelmiş hal- kı çıldırttı. Görevliler, Gorbaçov'a dokun- mak isteyen kalabalığı zorlukla önledi. Bir başka noktada el sıkışma sürerken, bir Amerikalı "Mihail ve Raisa'yı çok seviyonu" yazan pankartını Raisa'ya ver- di. Bayan Gorbaçov'un pankartı kalabaü- ğa doğru sallaması üzerine yüzlerce kişi bü- yük coşkuyla "Gorbi, Gorbi" diye bağır- dı. Bir noktada, kendisini alkışlayan kala- balığın yakınında, Baltık cumhuriyetleri için gösteri yapan bir başka grup olduğu- nu gören Sovyet Başkanı, protestocuların yanına gidip, liderleriyle konuşmaktan çe- kinmedi. Minneapolis'teki görüşmelerini tamam- layan Gorbaçov, San Francisco kentine git- ti. ABD Başkanı George Bush'la yaptıkla- n zirve toplantısırun sonunda Washington'- da düzenledikleri basın toplantısı nedeniy- le iki saat gecikmeyle San Francisco'ya ge- len Gorbaçov'un amacının, Sovyet ekono- misinin çok ihtiyaç duyduğu Amerikan ya- tınmlannı ve teknolojisıni SSCB'ye cekmek olduğu belirtiliyor. Havaalanında California Valisi George Dökmeciyan tarafından karşılanan Gorba- çov, daha sonra Malta zirvesinde bir araya geldiği eski ABD Başkanı Ronald Reagan ile görüştü. Ronald ve Nancy Reagan'ı Stan- ford'daki evlerinde ziyaret eden Raisa ve Mi- hail Gorbaçov, Reaganlar'la birlikte kahvaltı ettiler. HABERLERtN DEVAMI Komünist Parti tabela astı (Baştarafı 1. Sayfada) ter Çetin, saptadığı bazı eksiklik- leri göstererek tamamlattı. Ardın- dan da bildirgenin alındığına iliş- kin belgeyi Kutlu ve Sargın'a ver- di. Partinin açık adını, TBKP liderlerinin bütün ısrarlanna kar- şın, belgeye sığmayacağı gerekçe- siyle yazmayan Çetin'in, partinin kısaltılmış adı olan "TBKP'yi, "TKBP" olarak yanlış yazdığı görüldü. Bu yanüşlık, Kutlu'nun uyansı üzerine daha sonra düzel- tildi. Çetin daha sonra "Siyasi Par- tiler Yasası'nın 8. maddesinin bize verdiği yetkive dayanarak kura- luş bUdirgesini alıyoruz. Yine aynı yasanın bize verdiği gerekli süre içinde bu bildirgeyi ilgili mercile- re iletecegiz. tşlemkr tamamlan- mıştır" dedi. Siyasi Partiler Yasası'na göre, kuruluş bildirgesinin tçişleri Ba- kanlığı'na verilmesiyle birlikte TBKP tüzel kişilik kazandı. Ya- saya göre, tçişleri Bakanlığı, ku- ruluş bildirgesi ve alındı belgesi- nin onaylı birer örneği ile ekleri- nin birer takımını üç gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ana- yasa Mahkemesi'ne gönderecek. TBKP'nin tüzük ve programı, yi- ne aynı yasaya göre Cumhuriyet BaşsavcılığYnea incelenecek, ana- yasa ve yasalara göre bir aykırı- İık saptaması halinde ise gerekli işlemlere başlayarak, Anayasa Mahkemesi'ne, partinin kapatıl- ması istemiyle dava açma yetki- sini de kapsayan yetkilerini kul- lanacak. Dergi temsilciliğinin bulundu- ğu teras kata çıkan TBKP lider- leri ve kurucular, teras balkonu- nun demirine, kırmızı zemin üze- rine san renkle "Türkiye Birleşik Komünist Partisi, TBKP Gend Merkezi" yazılı bez tabelayı astı- lar. Sargın Genel Baskan TBKP'nin ilk genel başkanlığı- na Dr. Nihat Sargın seçildi. Sar- gın, "TBKP, öteki demokrasi güçlerinin ve halkın desteği ile meşmiyet kazandı. TBKP yasal- laşmıştır. Şimdi arük 141-142 yasadışıdır" dedi. Sargın, "TBKP, ülkemiz Marksistlerinin geniş birliğine katkıda bulunacak, toplumda ka- zandığı haklılıkla ve tüm olanak- lanyla demokratikleşme sürecine katkı yapacak, tüm oluralu değer- lerini MarksisÜerin Birlik Partisi- ne taşıyarak taribsel raisyonunu yerine getirmiş olacaktır" diye konuştu. Sosyalistlerin Birlik Par- tisi girişim grubunda yer alan ba- ğımsız milletvekilleri Hüsnü Ok- çuoğlu, Kamil Ateşoğullan, Ekin Dflunen ile Demokrasi Izleme Ko- mitesi Başkanı Prof. Dr. Sadun Area ve Doç. Haluk Gerger de TBKP'nin yasal olarak kurulma- sım, Türkiye'nin demokratikleş- mesi surecinde önemli ve olumlu bir gelişme olarak değerlen- dirdiler. TBKP kuruculan, partinin ya- sal olarak kurulmasının ardından ardından dün saat 13.00'te Met- ropol sinemasmda düzenledikle- ri bir basın toplantısı ile partinin tüzük ve programını kamuoyuna açıkladı lar. Daha sonra gazetecilerin soru- larını yanıtlayan Sargın, başta Cumhurbaşkanı Turgul Özal ve TBMM Başkanı Kaya Erdem ol- mak üzere çeşitli kurum ve kuru- luşlann yöneticileri ile görüşmek için bir plan hazırladıklanm, bu- nun randevu alma surecinde oldu- ğunu söyledi. "TBKP misyonunn nc zaman tamamlayacaktır?" sorusuna, "Bugün tüzel kişilik kazanıldı. Ama yasalanmız hâlâ bazı konu- larda engeller çıkarmaya adaydır. Buniar temizlendikten sonra bir mesele kalmayacaktır. TBKP kendisini, başta 'komünizm' söz- cüğü üzerindeki tabu olmak üze- re tabulan yıkmaya adamıştır" yanıtını veren Sargın, bir başka soru üzerine de, TBKP'nin birçok il ve ilçe örgütünün kurulmaya hazır olduğunu, yakında üye ya- zunına da başlayacaklannı söyle- di. Kutlu, genel sekreter Basın toplantısından sonra ya- pılan Kurucular Kurulu toplantı- sında Haydar Kutlu, TBKP Ge- nel Sekreterliği'negetirildı. Top- lantıda ayrıca genel yönetim ve merkez yürütme kurulu üyeleri de belirlendi. İlk 11 üyesi aynı za- manda merkez yürütme kurulunu oluşturan 35 kişilik genel yönetim kurulu üyeleri şunlar: "Dr.Nihat Sargın, Haydar Kutlu, Yusuf Kıtık, Erdal TaJp, Zülfü Dicleli, Abdurrahraan Au- lay, Yüksel Selek, Talat Ulusoy, Hatice Ceylan, Necmi Demirci, Atilla Tanıklar, Taygun Eraslan, Şeref Yıldız, Ahmet Kardam, Se- habettin Bakırsan, Saiih Şimşek, Zakar Mildanoğlu, Ali Hikmet Fırat, Yalçın Ergündoğan, Ömer Agın, Cengiz Alünok, Mebuse Tekay (Cinmen), Hamdi Maskar, Bekir Benli. Vedat Pekel, Ali Fuat Vardal, Osman Özdemir, Bülent Karataş, Necip Tırpan, Tuncay Sezer, Bilal Özdemir, Haluk Tan tpekçi, Nevzat Deringöl, Ziya Ya- vuzeş, Musa Kasa." TBKP yöneticileri, bugün ön- ce Anıtkabir'i ziyaret edecekler, ardından da SHP ve DYP lider- lerini ziyaret edecekler. Kurucular TBKP'nin 36 kişilik kurucula- rının adları ve meslekleri şöyle: AbduUah Aksoy (işçi), Mehmet Alçınkaya (işçi), Bülent Ufuk Ateş (gazeteci), Bektaş Avşar (es- naO, Sahabettin Bakırsan (avu- kat), Mehmet Ali Bekmez (emekli ANAP'ta üç aşamalı plan CUNEYT ARCAYUREK yazıyor öğretmen), Hasan Bektaş (işçi), Bekir Benli (tornaeı), Ahmet Ma- cit Bflge (yapı tekn.), Mehmet Bo- zışık (emekli işçi), Hatice Ceylan (muhasebeci), Ayten Çakır (işlet- meci), Necmi Demirci (mak. mü- hendisi), Ahmet Ekinci (doktor), Idris Erdinç (emekli işçi), Vasfi Eroglu (esnaf). İsmet Erol (emekli hava astsubayı), Mehmet Ali Ev- cit (sendikacı), Aynur Fatma Haynıllahogu (emekli işçi), Selim Horoz (serbest), M. Rasih Nnri tleri (yazar), Hasan Kıyafet (öğ- retmen/yazar), Hamdi Maskar (işçi), Nihat Okal (işçi), Halil S. Oyman (emlakçı), Osman Özde- mir (işçi), tlhan Öztonın (esnaf), Ahmet Nihat Sargın (doktor), Yüksel Selek (öğretmen), Tuncay Sezer (doktor), Necip Tırpan (mü- hendis), H. Gencer Uçar (muha- sebeci), Saadtttin Uçkun (mühen- dis), Nabi Yaga (Haydar Kutlu)- (serbest), Ayşe Yanık (esnaf), Necdet Yüdırun (işçi). Siyasi partilerin döktimü ANKA'nın haberine göre 12 Ey- lül'den sonra ara verilen siyasi ya- şamın yeniden başlamasından bu yana geçen sürede toplam 31 siyasi parti kuruldu. Bu partilerden 18'i halen siyasi yaşamını sürdürürken I3'ü varlıklannı koruyamayarak kapandı. Türk siyasi yaşarnında varlıkla- nnı koruyan siyasi partiler ve ku- ruluş tarihleri şöyle: "Anavatan Partisi (20 Mayıs 1983), Sosyal Demokrat Halkçı Parti (20 Mayıs 1983), Doğru Yol Partisi (23 Haziran 1983), Muha- fazakâr Parti (7 Temmuz 1983), Refah Partisi (19 Teramuz 1983), Bayrak Partisi (29 Temmuz 1983), Islahatçı Demokrasi Partisi (23 Mart 1984), Demokratik Sol Parti (14 Kasım 1985), Büyük Anadolu Partisi (14 Mart 1986), Sosyalist Parti (1 Şubat 1988), Yeşiller Par- tisi (6 Haziran 1988), Cumhuriyet- çi Demokrat Gençlik Partisi (9 Haziran 1989), Yeni Doğuş Parti- si (9 Ağustos 1989), Medeniyet Hayvansever Ekonomi ve Tanm Partisi (4 Ekim 1988), Halk Par- tisi (20 Aralık 1989), Diriliş Par- tisi (26 Mart 1990), Demokrat Merkez Partisi (17 Mayıs 1990), Türkiye Birleşik Komünist Parti- si (4 Haziran 1990). Kapatılan, kapanan ya da her- hangi bir siyasi parti ile birleşerek kapanan partiler ise şöyle: "Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP), Büyük Türkiye Partisi (BTP), Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP), Yüce Görev Partisi (YGP), Yeni Doğuş Partisi (YDP), Yeni Düzen Partisi (YDP), Fazi- let Partisi (FP), Bizim Parti (BP), Türkiye Huzur Partisi (THP), Va- tandaş Partisi (VP), Hür Demok- rat Parti (HDP), Büyük Vatan Partisi (BVP), Halk Partisi (HP)r (Baftara/ı 1. Sayfada) başkanlık mücadelesini de "şimdilik" yatıştırdı. Başbakan Akbulut, 3 haziran yerel seçim sonuçlannı kendisine yakın bazı bakanlar ve ANAP yö- neticileri ile değerlendirdi. Akbu- lut, kendisine yakınlığı ile bilinen ANAP üst düzey yöneticileri ve bazı bakanlarla yaptığı görüşme- lerde, öncelikle hükümet ve ANAP yönetiminde değişikliğe gi- deceği sinyallerini verdi. ANAP L ın kuruluş yıldönümünde Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş ile aıı- laşmazlığı nedeniyle genel başkan yardımcılığından istifayı düşünen Halil Özsoy da bu nedenle istifa- sını dondurdu. Seçim sonrası is- tifa edebileceği söylenen Devlet Bakanı Kâroran tnan'ın da istifa- dan vazgeçtiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Başbakan Akbulut bazı ANAP yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde, istifayı düşünenleri. "Şimdilik buna gerek yok. Bazı sıkıntılan yakın zaman- da giderecegiz" diyerek yatıştırdı. Başbakan AkbulutVn TBMM'nin tatile girmesi ile birükte MKYK'yı toplantıya çağırması bekleuiyor. ANAP MKYK ile birlikte ANAP Başkanhk Div^nı ve hükü- mette bazı değişiklikler bekleni- yor. MKYK üyelerinin büyük bir bölümü tarafından yoğun bir bi- çimde eleştirilen Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş'ın ANAP yöne- timinden bir devlet bakanlığına getirilerek uzaklaştınlacağı öğre- nildi. Demirtaş'ın yerine Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun geti- rilmesine "güçlü olasılık" olarak bakılıyor. Başbakan Akbulut'un Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile yaptığı özel görüşmelerde, teşki- lat başkanlığı önerdiği, ancak Sungurlu'nun bu öneriye fazla "sıcak" bakmadığı belirtiliyor. ANAP kulisinde Sungurlu'nun ikna edilmesi halinde Adalet Ba- kanlığı'nın yanı sıra teşkilat baş- kanlığı görevini de üstlenebilece- ği ifade ediliyor. Teşkilat Başkanı Orhan Demir- taş'a yoğun eleştiriler yönelten Ge- nel Başkan Yardımcısı Halil Öz- soy'un da teşkilat başkanlığına kaydınlması bir "olasılık" olarak değerlendiriliyor. Ancak ANAP yöneticileri, daha önce istifa giri- şiminde bulunan Özsoy'un Orhan Demirtaş'ın yerine getirilmesinin parti içinde başka sıkıntılara yol açabileceğini ifade ediyorlar. Bazı demeçleri ile kamuoyunda tepki toplayan genel başkan yar- dımcılarından Metin Gürdere'nin de bir başka göreve kaydınlabile- ceği ya da parti vitrininden uzak- laştmlabileceği öne sürülüyor. ANAP içerisindeki muhafaza- kâr eğilim ise kongre öncesinde teşkilat başkanlığı görevini elde tutmayı amaçlıyor. MKYK'nın muhafazakâr eğilündeki üyeleri, bu göreve Devlet Bakanı Hüsnü Dogan'ın ya da Mehmet Keçeci- ler*in getirilmesini istiyorlaı. Me- sut Yılmaz'ın yarunda yer alan li- beral eğilimdeki MKYK üyeleri ise teşkilat başkanlığına muhafaza- kâr bir ismin önerilmesi halinde tepki göstereceklerini ifade edi- yorlar. 3 haziran yerel seçimleri ile par- ti içindeki gücünü arttıran Başba- kan Akbulut'un, bazı bakan ve genel başkan yardımcılan tarafın- dan hükümette ve ANAP yöneti- minde derhal değişikliğe gitmesi önerilerine karşı çıkmadığı öğ- renildi. Akbulut'un hükümet değişikli- ği konusunda yerel seçim öncesin- de bazı bakanlann çalışmalan ile bakanlar ve parti yöneticileri için yapılan "mini anketi" de dikkate alacağı belirtildı. ANAP kulisinde, "partiyi yeni- den diriltme pbuıı" olarak adlan- dınlan üç aşamalı plana göre 3 haziran seçirnlerinde kazanılan luz ile ANAP vitrininde ve hükümette bazı değişikliklere gidilecek. tkinci aşama olarak ANAP'a kazandınlacak yeni ve dinamik görüntü ile 19 ağustosta 16 yeni il- çede yapılacak yerel seçim çaüş- malanna girilecek. Başbakan Ak- bulut, ANAP üst düzey yönetici- lerine şimdiden 19 ağustosta ya- pılacak yerel seçimden ANAP'ın birinci parti olarak çıkması için çalışma yapılması talimatını ver- di. Yaz süresince bakanlar ve ANAP yöneticileri görev bölüşü- raii yaparak seçime gidilecek yer- leşim yerlerine dağılacaklar. 19 ağustosta Bursa'mn Gemlik ilçesi Küçükkumlu Belediyesi'nde belediye başkanlığı seçimi yenile- necek, yeni kurulan Hasankeyf ile Siirt'in Güçlükonak ilçelerinde de il genel meclisi üyelikleri için se- çim yapılacak. Aynı tarihte belediye başkanlı- ğı seçimi yapılacak yeni kurulan ilçeler ise şunlar: "Sincik (Adıyaman), Etimesgul (Ankara), Laçin (Çonım), Bay- rampaşa (tstanbul), Doganyurl (Kastaraonu), Akçakent (Kırşe- hir), Güneysınır (Konya), Kale (Malatya), Yazılıan (Malatya), Korknt (Muş), Ayvacık (Samsun), Güçlükonak (Siirt), Saraydüzü (Sinop)." ANAP'ın bu seçimden de birin- ci parti olarak çıkması halinde üçüncü aşama olarak 8 ilde boş bulunan milletvekilliği için bu sonbaharda ara seçime gidilmesı karan alınacak. ANAP yönetici- leri, yapılacak yerel seçim sonuç- lannın yanı sıra, yaz süresince enf- lasyonla yapılacak mücadelede alınacak sonuçlann ara seçim ka- rarında etken olacağını ifade ettiler. Anayasanın 78. maddesi uya- rınca genel seçim üzerinden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemi- yor. Bu süre, geçen mayıs ayı için- de dolmuş bulunuyor. Anayasaya göre genel seçimlere bir yıl kala da ara seçim yapılamayacağı için ANAP'ın 1991 ekim ayı sonuna kadar ara seçime gitme hakkı bu- lunuyor. Başbakan Akbulut'un ara se- çim karan için acele edilmemesi- ni, ekonomik göstergeler ile yaz süresince yapılacak yerel seçim s o nuçlannın beklenmesini önerdiği bildirildi. Genel başkanlık yanşı 3 haziran seçim sonuçlan, ANAP içerisindeki genel başkan- lık çekişmesinin hızını da kesti. Genel başkanlığa soyunanlardan Mesut Yılmaz'ın seçim sonuçlannı bir kez daha yakın arkadaşlany- la değerlendirdikten sonra genel başkan adaylığını açıklayıp açık- lamama konusunda karar vereceği öğrenildi. ANAP'ta genel başkan adaylı- ğını resmen açıklamamış olan es- ki Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, seçim sonuçlannı değerlendirir- ken "Partinin güçlenmesi bize an- cak mutluluk verir" dedi. Yılmaz'a seçim sonuçlan ve adaylığı konu- sunda yönelttiğuniz sorular ile ya- nıtları şöyle: "— Bu sonuçlar ANAP'ın 26 martta getirdiği şoktan çıkmaya başladığını mı gösteriyor? YILMAZ — Bu sonuçlar ANAP'ın ihtiyacı olan bir moral doping sağlar. Fevkalade olumlu olur parti açısından. — Sizce bu başanda Akbulut^ nn payı ne kadar? YILMAZ — Bu sonuçlardan daha çok muhalefetin pay çıkar- ması lazım.. — Peki, bu sonuçlar sizin tak- viminizde bir değişikliğe yol açaı mı? YttMAZ — Seçim ile bunun arasında hiçbir irtibat yoktur. Partinin güçlenmesi bize ancak mutluluk verir. — Daha önce adaylığınızı ha- ziran ayı içerisinde açıklayacağı- nızı belirtmiştiniz? Takviminizdc değişiklik oldu mn? YILMAZ — Hayır. Ben arka- daşlarla temaslanmı yürütüyo- rum.Temaslanmın sonucuna göre karar vereceğim. — Yani temmuz ayı başlama- dan önce genel başkan adaylığı- nızı açıklayıp yurt gezüerine çıka- cak mısınız? YILMAZ — Dolaşmaya gerek olur mu olmaz mı ona daha ka- rar vermedim. Ama her halükâr- da 1 ağustosta delege seçimleri başlayacak. Delege seçimlerinden makul bir süre önce açıklayaca- ğım." Yümaz, ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun ayda bir toplanmasının tüzük hükmü ol- duğunu anımsatarak "MKYK'yı toplantıya çağırmak genel nıerke- zin görevidir. Dk toplantıda kong- re hazırlıklanyla ilgili bilgi alaca- gız. Önemli olan odur" dedi. (Baftarafı 1. Sayfada) çim baskısı geçerli. Yerel seçim kazanan genel seçimi alabilir Ye- rel seçimi yitirentn, ülkeyı iki yıl gibi uzun süre yönetmemesi ge- rekir. Başı bulutlara değen ANAP'a göre halk iktidara güvenini taze- lemiş, birinci parti durumuna ge- tirmiş. Doğruysa buyrun sandı- ğa diyor muhalefet. Yanıt: 1992ye kadar iktidarı sürdür buyruğunu aldık, bırakmayız! Muhalefet, genel bir seçimle ik- tidar umudunu yitirmeye hazır, ama ANAP beş yıl için yeniden iktidar olmaya razı değil. Bu mantık karmaşası içinde önceki gece sonuçlar alındığın- da ANAP merkezinde davullar zurnalar, haiayçekmeler... Hızını alamayan ANAP, dün de Baş- kanlık Ofvanı toplantısına davulla zurnayla giriyor. Kafası ve gön- lü Köşk'te, "fani vücudu" ANAP'ta olan genel başkan yar- dımcılanndan Ibrahim Özdemir, yukarıdan aldığı buyruklara gö- re dün basına iki müjde veriyor: Birincisi Akbulut'un güvenoyu aldığı, öteki ise halkın ANAP'ı 1992'ye kadar iktidarda görme- yi istedıği. Mübarek iktidar değil, gerçeğe karşı nalıncı keseri. Tarafsızlığına toz kondurma- yan TÖ ise seçim gecesi parti- siyle telefon bağlantısı içinde. Alınan sonucun kıymetini bilme- lerini öneriyor. Demago/i ustala- rına yaraşır irdelemeler gırla çji- diyor. Usta-çırak öğretilerinden hayli nasiplenen Akbulut ise bir seçimde devletin yansızlığı ilke- sine burun krvıra krvıra, ANAP'- ın aldığı sonucu nereye koyaca- ğını bilemez durumda. Erken se- çimi gündemden dışlamaya yö- nelik değerlendirmeterle basının karşısında yiğit bir insan gibi du- ruyor. Seçim deyince kırmızı görmüş boğaJar gibi sandığa koşan mu- halefetin stratejik hatalarına kar- >ın ANAP belirli bir planı adım adım uyguluyor. Gerçeğe karşı yalanla propaganda sanatından yararlanmanın bütün öğelerini içeren bu planı zaman bölümle- ri içinde sahneliyor. Gerçek, Türkiye genelinde halkın ANAP'ı bıraktığı. Yalan ise gerçeğin ter- sini allanmış pullanmış kücük so- nuçlarla halka sindirmek. 3 haziranda genel seçim ka- zanmışçasına davullu zurnalı na- ralar atan ANAP, kurduğu oyu- nun ikinci aşamasını 19 ağustos- ta oynayacak. TÖ'den esinlenen planın ikinci perdesi yaz ortası açılacak. On dokuz ilçede yine yerel seçimler yapılacak. Muha- lefet "seçimden kaçtılar" dedirt- memek için 19 ağustostaki se- çimlere gücü ve becerisi oranın- da asılacak. Kuşkusuz ANAP, devleti yine seçime sokarak 3 haziran ben- zeri bir zaferin peşine düşecek. Yerel gereksinmelerle kişisel ya- rarlara oynayacağı bugünden bi- linen ANAP, ağustosta 3 haziran benzeri sonuç alırsa, sade va- tandaştaki olumsuz bütün çizgi- lere karşın ANAP'ın gerçekten halkta yeniden destek bulduğu- nu vurgulamayı güçlendirecek. Amaç çok basit. Bu yollardan ANAP'la ilgili olumsuz kanılann silinmesini sağlamak. Ne halk iradesi ne de halka gitmek fikri. Sadece ANAP'ı yapay da olsa halk indinde destek butuyor di- ye süsleyip püsleyip iki yıl daha yutturmak! Daha sonra üçüncü aşamaya geçilecek. 1 eylulde Meclıs açı- lıyor. Yerel zaferlerden sonra ANAP, eylül başlarında altı ilde milletvekili ara seçimi karan ala- bilir. Kasım ya da aralık başında yeniden sandığa gidebilir. Yerel seçimleri küçüğünden iricesine kendi lehine devlet olanaklarıy- la koza gibi ören ANAP, altı ya dayedi milletvekilliği kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak. Milletvekili ara seçimleri planın son durağı. Daha bugünden "ANAP'ın dirildiği"ni manşetle- re koyanlar, bir de bakacağız, tü- kenen gövdeye yeniden büyük değer biçiyor. Oysa 3 haziran, partilere oy yüzdeleri açısından büyük prim vermiyor. ANAP'ın yükselmesi hikâye. Ötekilerin durumu ise değişik. SHP öğle üzerine kadar oy yüzdesi üzerin- deki çalışmalarını bitirmemişti, ama Demirel 43 yerde seçime gi- ren DYP'nin yüzde 23,8 aldığını söylüyordu. Geçene oranla DYP oyu yüzde 19'dan dört puan tır- manmıştı. Gazete değerlendir- meleri doğruysa SHP yüzde 24,4'te, RP ise yüzde 8,9'da du- ruyor. Plan son aşamayı Semranım üzerine kuruyorsa, milletvekili ara seçimi olasılığı güçleniyor. Hamfendi, gazeteci, Zafer Mut- lu'ya Japonya'ya gitmeden ön- ce ANAP liderliğine soyunmayı "düşündüğünü" çıtlatmış. Öyleyse? ANAP'ın tırmandır- dığı taktik politikalarla kasım ve- ya aralıkta ara seçimi, Semranım Meclis'e, ocak ayında da ANAP büyük kongresinden parti lider- liğine. Planın sonuncu bölümû olur ya da olmaz. Köşk'te TÖ ile SÖ, geceleri baş başa verip kamuo- yunu günlerce çalkalandıracak olaylar yaratıyorlar ya, yeter. Geniş zamana yaygın, ANAP'ı yapay da olsa güçlü gösterme- ye yönelik plan dikkatle hesap- lanmış. TÖ ile SÖ üzerlerine dü- şen sahneleri doğrusu ustaca oynuyorlar. Bu belirtifere baka- rak Akbulut'a 3 haziranda aldı- ğını sandığı güvenoyuna fazla iti- bar etmemesini salık verıyoruz. Gelecekte daha çok oyunlar izlenecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear