23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 17 HAZİRAN 1990 Ispanya Sosyalist İşçi Partisi'nin kuramcısı ve eski Eğitim Bakanı JoseMaria Maravall Terorü meclisteki ittîfak önleditspanya, 1970'lerin ortalannda demokrasiye geçtikten sonra, 1980'lerde demokratik rejimi sağlamlaştırdığı gibi Avrupa'nın en hızla büyüyen ekonomilerinden biri haline geldi. İspanyol Sosyalist Partisi'nin iktidan altında 1986'da AT'ye üye olan İspanya, şimdi zengin bir demokrasi ülkesi. İspanyol Sosyalist îşçi Partisi'nin kuramsal çahşmalanyla tanınan merkez yürütme kurulu üyesi, 1982-88 arasmda eğitim bakanı ve halen Madrid Üniversitesi öğretim üyesi olan Profesör Jose Maria Maravall, Araştırma Servisi Şefimiz Şahin Alpay ile İspanya'da demokrasiye işlerlik, ekonomiye verimlilik kazandırılması, aynbkçı teröriin büyük ölçüde yenilgiye uğratılmasında sağlanan başanlar ve demokratik sosyalizmin sorunları üzerine konuştu. SOYLES1 ŞAHİN ALPAY lym Maravaü, tspanya 1970'lerin orta- lannda yaklaşık kırkyüsüren bir diktatörlükten sonra demokrasiye geçti; 1980'lerde demokrasisi- ni sağlamlaştırdığı gibi ekonomik alanda önentli gelişme sağladı. 1980'lerin ortalanndan bu yana İspanya en hızlt büyüyenAT ülkesi Bugün İspan- ya'yı zengin bir demokrasi ülkesi olarak tanımla- mak olanakk Bu başanyı mümkün kılanetkenler arasmda sizce en önemli olanlan hangileri? Sanınm İspanya'dadiktatörlüğün sonunu ge- tiren başlıca unsur, tspanyol toplumuna egemen olan fîkir ve değerler oldu. Çok büyük bir değiş- me gösıeren, modern velaik toplum ile otoriter ve muhafazakâr rejim arasmda büyük bir mesafe doğmuştu. DiktatörlUğü yıkan da bu mesafe ol- du. Kurulan yeni rejimin istikrar kazanmasında ise en büyük rolü, demokrasiye geçişin ilk yıllann- da izlenen siyasal güçler ve partiler arasmda uz- laşma, mutabakat (concensus) ve işbirliği politi- kası oynadı. Yeni anayasanın yapılmasmda siya- sal güçler arasmda işbirliği ve nasıl bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda vanlan mutabakat, de- mokratikrejiministikran açısmdan tayin edici ol- du. Aynı mutabakat, 1970'lerin sonlannda be- nimsenen ekonomik önlemlerin uygulamaya konmasında da hayati bir rol oynadı. Siyasi ve ekonomik alanda uzJaşma, İspanya'nın yaşamın- da dramatik bir değişmenin gerçekleşmesini sağ- ladı. W^KRBÎspanya'nın başanlannın ardındayatan temeletken olarak İspanyoltoplumundasağlanan uziaşma ve mutabakatı vurguluyorsunuz Bu uz- laşmanın siyasi güçler ve partiler yanmda çıkar grupian, öncelikleemekvesennayeanısındakiiliş- kileri de kapsadığı söylenebilir mi? Evet, büyük ölçüde öyle oldu. Bu, aşırüığı dış- layan bir mutabakattı. İspanyol toplumu modern, dolayısıyla kutuplaşmamış bir toplumdu. Muta- bakat bütün toplum ve özel olarak da işçi hareketi tarafından desteklendi. İşçi hareketi demokrasi- ye geçişe ve sonraki siyasi istikrara büyük bir kat- kıda bulundu. Demokrasiye geçişin başındaniti- baren sosyal paktlara girme konusunda kararlıy- dı. 1977'dekiMoncloaPaktlan, 1979'da, 1981'de, 1984'teyenilendi. Bu sosyal paktlaryada toplum- sal anlaşmalar İspanyol siyasetinin önemli bir hal- kası oldu. tlarsürüyor mu? Biçimi değişti. Demokrasiye geçiş bir ekono- mik kriz ile aynı zamana rastlamıştı. O koşullar- da, 1977,1979ve 1981 paktlan genel, global pakt- lar niteliğinde oldu. Ekonomik durum düzelip ko- şullar iyileşince genel paktlan sürdürmek güçleşti. Kısmi paktlara, ücretler, işsizlik sigortası, emek- liJik hakları ile sırurlı sözleşmelere geçildi. WKKtKtâÇokmerakedilen birkonu, tspanyolde- mokrasisinin askerlerisivilotoriteye tabi kılmayı nasıl başardığı? Bu başan nasılsağlandı? Bu bağlamda iki hususadeğinebilirim. Bunla- nn birincisi, İspanya'da demokrasinin alternati- Fı olmayışıdır. Askerlerin politikaya kanşmaları halinde İspanya Baü dünyasının geri kalanmdan tecrit olma durumuna düşecektir. Böyle bir mü- dahaJe ülkenin ekonomik kalkınmasını engelle- yeceği gibi giderek toplumsalçatışmalara yol aça- caktır. Bunun için îspanya'da askeri bir rejimin olabilirliği yoktur. tspanya'da askeri bir diktatör- lüğün yaklaşık 40yıl sürdüğünü vedahada devam ettiği takdirde İspanya'yı tam bir kararüıkta bıra- kacağının çok iyi anlaşıldjğını dikkatealmalısınız. Tayin edici bir rol oynayan diğer husus, güçlü httkümettir. Bir demokraside askerlerin rolünün ne olduğu iyice tanımlanmış, bu rolün iç siyasete her türlü müdahaleyi kesinlikle dışladığı acıklıkla belirlenmiştir. İspanya'dahalkın çok kesin bir şe- kilde demokratik rejimin yanında yer aldığını da unutmamalısınız. Ne yurttaşlar ne de kral, orduya baş aktör rolünü tanımıştır. m^KKtmOrdunun sivilotoriteyetabikılınması için alınan kurumsal önlemler olmadı mı? Demokrasiye geçişin ilk yıllannda, hükümet- lerin yeterince güçlü olmadığı, sırurb çoğunluk- lara dayandığı yıllarda, askerler arasında huzur- suzluk yaygmdı. İlk seçimlerin yapıldığı 1977 yı- lından 1982'ye değin kaynaşma sürdü. Bildiğiniz gibi 1981'de bir darbegirişimi oldu. 1982'den son- ra, güçlü bir hükümetin işbaşına gelmesinden sonra siyasal koşullar değişti, askerlere manevra alanı kalmadı. Bu arada ordunun son komuta mercii olarak krala bağlı olmaktançıkıp hüküme- te, başbakana bağlanması önemli bir kurumsal re- form oldu. Bu reform, silahü kuvvetlerde devlet içinde devlet olma heveslerini tümüyle sona erdir- di. Askerlerin organik özerkliğine son verdi. İspanya'da ordu arük devlet içinde devlet degildir. Yalnızca krala karşı sorumlu, bağımsız birgüç ol- maktan çıkmıştır. Ordu sivil yönetime, halk ira- desine bağımlıdır. ^BKHBazt yorumculanıgöreİspanya'dasosya- list hükümetin NATO konusundaki politikasınt değiştirmesi, askerlerin sivil otoriteye bağlanma- sındaönemlirol oynadı. Buyorumlarakatılırmı- sınız? Hayır, bunun önemli bir rolü olduğunu sanmı- yorum. İspanya muhafazakâr hükümetin kara- nyla Mayıs 1982'de, yani sosyalistleri iktidarage- tiren seçimlerden önce NATO'ya girdi. Sosyalist- lerin NATO'da kalmanın daha doğru olacağına karar vermeleri dört yıl aldı. Bu kararı halkoyla- masına sundular ve halkın desteğini aldılar. Söz konusu 4 yıl içinde orduda bir huzursuzluk görül- medi. Ordu anayasal rolüne bağlı kaldı. Görevi- nin ülkenin savunmasmı ve dış guvenliğini sağla- mak olarak açık bir şekilde tanımlanması halin- de, orduyu kışlada tutmak kolaylaşır. WmtmmFakat partiniz 1982'de İspanya'yı NA- TO'dançıkaracağınısöyleyerekiktidarageldi, öyle değilmi? Partinin bu konudaki görüşü, NATO üyeliği konusundaki kararı halkoylamasına götürmek- ti. Sosyalistlerin başlangıçta bu konuda net bir gö- rüşü yoktu. Muhafazakâr hükümet İspanya'yı NATO'ya soktuğu zaman sosyalistler buna karşı çıktılar, çünkü İspanya uzun yıllar tecrit edilmiş bir du- rumdaydı. Bir Batı ittirakının üyesi hiç olmamıştı. Banhlar ashnda İspanya'daki diktatörlüğe olduk- ça olumlu yaklasıyorlardj. Sosyalist Parti, Bau sa- vunmasına kaulniak konusunda bir yükümlülük duymadı, çünkü o sıralar Avrupa Topluluğu ile görüşmelerde bir ilerleme sağlanamıyordu. Do- layısıyla ATnin dışında kalarak NATO'ya girmek saçma görünüyordu. Öte yandan İspanya'yı NA- TO'dançıkarmak yalnız ülke için değil, başka ül- keler için de sorunlar yaratacak gibi görünüyor- du. Bunun için 1982 secimlerinde sosyalistler NA- TO konusunun halkoylamasına götürülnıesini sa- vundular. Halkoylamasma gelindiğinde de NA- TO'da kaiarak suyu dalgalandırmamamn daha akıliı olacağı sonucuna vardılar. Bunun yerine îspanya'daki Amerikan askerlerinin azaltılması, İspanya topraklannda nükleer silah bulundurul- maması ve Madrid yakznındaki Amerikan hava üssünün kaldınlmasıyla yetindiler. ^•••fbmmz/rc izlediği ekonomi politikalan konusunda dabir haylipragmatikveesnek oldu- ğu görülüyor. İktidarageimeden öncedevletçiliği, PAZAR KONUĞU JOSE MARİA MARAVALL tspanyol Sosyalist Isçi Partisi'nin (PSOE) Merkez Yönetim Kurulu Uyesi ve 1982-88 arasmda tspanya Eğitim Bakanı olan Profesör Jose Maria Maravall, 1942'de Madrid'de doğdu. Madrid Üniversitesi 'nde hukuk öğnmımi gördıikten sonra, aynı üniversitede hukuk doktorası yaptı Franco diktatörlüğü altında önce 1964'te öğrendliği sımsında, sonra I969'da öğretim uyeliğine henüz başladığmda üniversiteden iki kez kovuldu. Bir burs kazanarak Ingıltere'ye gıtti Oxford Üniversitesi'nde sosyoloji dalında ikinci bir doktora yaptı; sosyoloji dersleri verdL 1974'te Sosyalist Parti'ye üye oldu. 1978'de İspanya'ya döndü veMadnd Üniversitesi'nde sosyolojiprofesöru oldu. 1979'da PSOE"nin Merkez YurütmeKurulu uyeliğine seçildi. Bu görevini sürdürmekte olan Maravall, eğitim bakanlığmdan aynldıktan sonra üniversiteye döndü. Bu arada 1986-89 arasında birdönem milletvekilliği yaptu konımacılığı, birçeşit Üçüncü Dünyaahğı vurgu- layan bir ekonomi felsefesi egemendi İktidara geldiktensonrapartiniz. tutariıolarakpiyasaeko- nomisiağırlıklı ve ülke ekonomisini dışa açan bir politika izledL İspanyabiryabancısermayeakımı- na uğradu Bufelse/e ve tutum değişikliğini nasıl açıklıyorsunuz? Parti, iktidara geimeden önce tutum değiştir- meyebaşlamıştı. 1979'da, seçimlerden üç yıl ön- ce, uzun süren iç tartışmalar sonucu bu değişiklik gerçekleşti. Böylece sosyalistler 1982 seçimlerine korumacı olmayan, AT ile bütünleşmeden ve eko- nomide Iiberalleşmeden yana bir programla gir- diler. Neden? Sanıyorum, korumacüığın ekono- mik kalkınmayı garanti etmediği; ulusal serma- yenin ekonomik büyümeyi, tam istihdamı, sosyal refahı sağlamaya yeterli olmadığı; sosyal refahın ve firsat eşitliğinin gerçekleştirilmesinde kapaü değil, açık ekonomilerin daha başanlı olduğu Batı Avrupa sosyal demokratlarırun ortak bir görüsü- dür. İspanya çok uzun süren bir otarşi ve koruma- cılık, ekonomik tecrit döneminden geçti ve bunun sonuçlan hiç de iyi olmadı... Ne ekonomik geliş- me açısından ne de sosyal eşitlik açısından. WKBHELPartınizhakkmdakigözlemlerden biri, iç bölünmelerin, hiziplerin, farklı kanatlann bulun- madığt birparti oluşu,. Doğru mu? Evet. İspanya Sosyalist Partisi, hizipler teme- linde örgütlenen bazı sosyal demokrat partilerden çok farklı. Birliğe çok önem veren bir partidir. 3unu nasıl başardtnız? Sosyalist hareketin tarihindeki iç bölünmelerin, hem ülke hem de parti için çok zararh sonuçlan oldu. îspanya 1930larda çok kısa süren ve drama- tik bir yenilgiyle kapanan bir demokrasi deneyi- mi geçirdi. Demokrasinin ayakta kalamayışının temel nedenlerinden biri, Sosyalist Parti'nin için- deki bölünmelerdi. Bu bölünmenin bir daha tek- rarlanmaması koiusunda kararlıyız. Birliği sağ- layan ikinci faktör, gıiçlu liderliktir. Esas sorun- lann paninin dışında olduğu, partinin ekonomik geri kalmışlık, demokrasinin güçsüzlüğü, ulusla- rarası alanda tecrit olunmuşluk gibi sorunlarla başa çıkabilmek için birlik halinde olması gerek- tiği bilincini de ekleyebiliriz. tinizde "eski"görüşlerisavunan kim- seleryok mu? örneğin, tspanya'ya büyük capta yabancı sermayegelmesine, bunun ülkenin emper- yalistler tarafından sömürülmesi demek olduğu gerekçesiyle karşı çıkanlaryok mu? Emperyalizmden kaçınmak ve aynı zamanda yabancı yatınmlanreddetmemekmümkündür. Yabana sermayeye karşı çıkmak İspanyol yurttaş- lannı cezalandırmak anlamına gehY. Çünkü İspanya'nm teknolojik gelişmesini sağlamanın tek yolu, ülke dışında geliştiriJen teknolojileri almak- tır. Yatınmlann yeni ve ileri teknoloji getirmesi- ni; mallann yalnızca dağıtımının değil, üretimi- nin de yapılmasım şart koşabüirsiniz. Kendinizi hem koruyabilir hem de yabana sermayeden ya- rarlanabiÛrsiniz. \ATye üyeliğin tspanya'mn ekonomik ge- lişmesiüzerindeçok olumlu birrolü olduğu ilerisü- rülüyor. Bu gorüşlere katılıyor musunuz? Olumlu etkisi oldu, ama bazı sorunlan da be- raberinde getirdi. İspanyol ekonomisinin büyü- mesiyle ATye girişin aynı zamana rastlaması bü- yük ölçüde bir rastlantıdır. İspanya 1982 sonun- dan 1985 ortalanna kadar süren bir ekonomik uyum ve yapılanma döneminden geçti. 1986 ba- şında İspanyaAT'yegirdiğinde ekonomik büyü- me başlamıştı. AT'ye giriş ekonomik büyümeyi daha sağlam bir temeledayandırdı, ama yılda yüz- de5 büyümebaşlamıştı. Otarihten bu yana İspan- ya'nın büyüme hızı öteki AT ülkelerinin yüzde 2 üzerinde. Bu bakımdan sonuçlar olumlu. Ancak AT üyeliği ticaret dengesi açısından sorunlar da doğurdu. Tüketim arüşı üretim aıtışının da üze- rinde olduğundan, tüketim fazlasımn dışandan karşılanması gerekiyor v dış ticaret açığı doğu- yor. ^••••Aîzmu sektöründeetkinliğisağlamakiçin hayliçabaharcadığınız biliniyor. Bualandakide- neyimleriniz nedir? İspanya'da toplam istihdamm yaklaşık yüzde 30'undan sorumlu olan kamu işletmelerinin bü- yük bölümü, iflasa sürüklendikleri için Franco döneminde kamulaşünlan özel şirketlerden oluş- maktadır. Büyük kayıplarlaçalışan buîşletmeler ne büyümeye ne de sosyal refaha katkıda bulunu- yor; bütçeden sağlanan sübvansiyonlarla; sağhk, eğitim gibi alanlardan kesilen kaynaklarla ayak- ta tutuluyordu. Piyasa koşullanna göre çalışabil- meleri için kamu işletmelerinin çok dahaetkin bir şekilde işletilmeleri, üretim tekniklerini geüştir- meleri, daha kaliteli mal üretmeleri, istihdam faz- lasını azaltmaları gerekiyordu. Bu yöndeönlem- ler alındı. Bu arada hisse senetlerinin bir bölümü özel sektöre satildı. Işten çıkanlan 70bin dolayın- da kişiye meslek eğitimi ve iş bulana değin geçim yardımı sağlandı. ^nBMPurtinizeyöneltilen eleştirilervar. Ekono- mik istikrar ve büyüme sağlandı, ama bunun ağır sosyalbedelleri oldudeniyor. İspanya'da hâlâyüz- de 17dolaymda işsizlik var. Seçmendesteğiningi- derekazalması da buna bağlanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? İşsizlik, hükümetin bir numaralı sorunu. 1985'te, yüzde 22 dolayından 1989'da yüzde 16.2'ye kadarindi, ancak yine deAvrupa'daki en yüksek oranlardan biri. İşsizliği doğuran neden- lerden biri, Türkiye'de olduğu gibi nüfus aıtışı. 18-25 yaş arası nüfus 2000 >ıhna değjn artmaya devam edecek. Bu arada, 1960vel970'lerdeBatı Avrupa'da çalışan 3 milyon dolaymdaki İspanyol işçisinin yaklaşık yarısı ülkeye geri döndü. öte yandan demokrasiye geciş ve sosyalistlerin iktida- ra gelmesi, birçok kadımn iş sahibi olma hakkın- dan yararlanmasına yol açtı. Kadmlar daha bü- yük oranda iş hayatina katılır oldu. Bütün bu ya- pısal etkenler işsizlik sorununa katkıda bulunu- yor; ancak işsizlik azalmaeğüiminde. Ekonomik büyümeyi sürdürmekten başka bir çözüm de yok. WKKKtMİspMnya'da, Bask aynlıkçı terör örgütü ETA'ya karşı mücadelede de büyük başan elde edildi. Yapılanson kamuoyuyoklamalanna göre Bask bölgesinde aynlıkçılan, hele terör örgütünü destekleyenlernüfusunçok küçük birbölümü. Bu başan nasılsağlandu Bu konuda esas olarak üç unsurdan söz edile- bilir. Birincisi, Fransız polisiyle sağlanan işbirli- ği. Bask terorizmi ülkenin çok küçük bir bölgesin- de, Fransa ile İspanya arasındaki smınn bir köşe- sinde faaliyet gösteriyor. Burada Fransız polisiyle yapılan işbirliği çok etküi oldu. İkincisi, eli kana bulaşmamış ve silahı bırakmak isteyen teröristlere topluma yeniden dönmek için sağlanan olanak- Iar... Üçüncüsü, politik unsur, yani hem İspanyol hem de Bask parlamentolannda terorizmle savaş konusunda tüm partilerin katıldığı ittifak. Bu it- tifak, sağın ve solun en uç unsurlan, Bask müli- yetcileri ve milliyetci olmayanlan da dahil olmak üzere teröre karşı olan herkesi içine aldı. tibazı "ieleolojik"sorularsormakis- tiyorum, Bazılannın iddiaettiğigibiİspanyolSos- yalist Partisi'nin sosyalizmden vazgeçtiği doğru mudur? Hayır. Sosyalizmin tanımı konusunda dikkatü olunması gerekir. Eğer sosyalizm her şeyin bürok- ratlaştınlması, özgurlüğun ortadan kaldınlması, üretim araçlannın kolektifleştirilmesi ve böylelik- le toplumun üretim araçlanndan ve onların geti- receği faydalardan yoksun bırakılması demek ise bu tür sosyalizmi terk etmekten mutluluk duya- nm. Böyle bir sosyalizm özgürlükle ve kaülımcı- lıkla çelişir. Eğer sosyalizm aynmsız herkese mümkün olan en geniş özgürlük, toplumsal fark- lılıklann insanca yaşama ve firsat eşitliğine engel oluşturmaması anlamına geliyorsa, partimiz sos- yalizme tümüyle bağlıdır. Sosyalizmin ilkeleri açı- sından önemli olan alanlarda, emeklilik haklann- da, genel sağlık sigortası, eğitimde firsat eşitliği gi- bi alanlarda gercekleştirilmiş olanlara bakıürsa, İspanyol Sosyalist Partisi her zamandan çok sos- yalisttir. ^a^mSosyalistler şimdi genellikle temelhakve özgürlükleredayalı çoğulcudemokrasiyi; verimli bir ekonomi açısındanpiyasa mekanizmalannın gerekliliğini kabul ediyorlar. Sosyalistlerin çoğu- nunplan ekonomisinisavunduklan günlergeride kaldı. DenebUirkişimdisosyalistlerarasında temel tarttşma, üretim arnçian üzerindekamu mûtkiyeti miyoksa özelmülkiyet mi olacağı sorusu. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Ben bu konuya önem vermiyorum, çünkü sos- yalizmin temel sorusu olduğu kanısında değilim. Sosyalizm açısmdan temel soru, eşitlik sorunu- dur. örneğin, bütün gençlerin arzu ettikleri sürece okulj devam edebilmelerini istiyorsanız, ailenin mali koşulları buna engel olmamalıdır. Bütün yurttaşlar hastalığa karşı; ya çahşabilecek durum- da olmamalan ya da iş bulunamayışı yüzünden doğan işsizliğe karşı korunmalı; toplum ve çalış- ma hayatında kadınlarla erkekler arasmda bir ay- nm kalmamalıdır. Amaçlannız bunlar ise bunlan gerçekleştirmek için en etkin araçlann ne olduğu- na karar vermeniz gerekir. Millileştirme en iyi araç mıdır? Millilestirme, büyük birmasraf karşılığın- da pek az istihdam sağlayan kamu işletmelerini ayakta tutmak için büyük harcamalar yapmak so- nucunu verebilir. Üstelik bu harcamalan kadm- ların haklannın korunması, eğitimde fırsat eşit- liği sağlanması, sağhk hizmetleri, emeklilik hak- lan, vb. için aynlması gereken kaynaklardan kar- şılamak zonında kalabilirsiniz. Mesele, bu sosyal amaçlan gerçekleştirecek en iyi araa bulmaktır. Amaçlarla araçlann birbirine karıştırılmaması gerekir. Mülileştirmenin ve merkezi planlamanm sosyalizmin temel amaçlan olduğuna hiçbir za- man irianmadım. Bazüan inanmış olabilir, ama ben bunlann iyi araçlar olduğuna da inanmıyo- nım. IRabuletmelisinizkısosyal' demokmtlar, örneğin İsveç sosyal demokratlan arasında bile, üretim araçlannın üreticilerin ortak mülkiyetinde olduğu bir toplum projesine; kolektif mülkiyete dayalı piyasa sosyalizmini b'ngören "geçici ütop- yalara" rastlanıyor. Bufikirler hakkında nedüşü- nüyorsunuz? Böyle bir projeyi dışlamıyorum. Verimsiz bü- rokrasilere hiçbir sempatim yok. Aksine, sosyal demokratlann ekonomik düzeni daha eşitlikçi ve daha katılımcı bir biçimde isletmenin yollannı aramalan gerektiğine inanıyorum. îsvec'te ücretli fonları projesi bana çok cazip gelen bir fîkir. An- cak böyle bir projenin uygulanmaya konması ha- linde, yatınmlann birden bire durması gibi bir du- rumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Dolayısıyla ko- nuyu gündeme getirmenin zamanı iyi seçilmelidir. Ama ücretliler fonu tasansmın, bütün sosyalist- lerin üzerinde düşünmesi gereken bir proje olduğu kanısındayım. Demokrasinin yalnız siyaset alanı- na değil, iictisadi ilişkiler alanına da uygulanma- sı gerektiği inancındayım. Ingiltere'ye Tûridye'de 7 gitmek için TUR'a gelinir. >un: • içaJda LondraGidiş Dönüs 680.000 TL dan itibaren • Ögrencilere % 60 İndirimli ucak biletleri. • British Airnays ile özel gendık tarifesi. İstanbul-Londra 125 £ • İngiltere'nin en iyi dil okullannda yıl boyunca Ingilizce eğitirai • İş adamlanna, yönetidlere. özel meslekr İngilizce programlan. • Turizm ve oteldlik egitımi • İngiltere'de lise ve Üniversite danışmanlı^ı. Konaklanü: • Londra mn lüks oteüerinde münferit veya grup rezervasyonlannız. Özel fiyatlarla • Londra'nın merkezinde kiralık lüks daireler. • İngiltere'nin dilediğini/. yciresinde İngiliz ailelenn. yanmda konaklama. Dilerseniz yüzme havuzlu. tenis kortlu evierde. Dilerseniz çiftlikte. Tek kişi veya ailece. Haftada 100 £'dan itibaren. 7TUR T K A M L S M O P Inonu Cad. 37/2 Gumuşsuyu 152 5921 (4 Hat) MALİ MÜŞAVİR VE MUHASEBECİ MESLEKTAŞLARIMIZA DUYÜRU 23-24 Haziran 1990 tarihinde İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Genel Kurulu'ndan; meslek örgütünün bağımsızlığını temel alan çağdaş, demokrat, üretken, katılımcı, mücadeteci, mesleki sorunları ve çözüm yollannı bilen bir yapıyı taşımak için katılalım, destek verelim, birlikte el ele odamıza... MALİ MÜŞAVİRLER MUHASEBECİLER BİRLİK GRUBU Adaylanmız: Mehmet Necip ÖZER, Adem ARSLAN, Eyüp Sabri YÜCEL, Avni Sait BAŞARAN, Mustafa KARSAVURAN ILAN SİNOP ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1989/49 Davacı ll Özel İdare Müdürlüğü'ne izafeten Sinop Valiliği vekili Av. Şevket Coşar larafından davalılar ölü Mustafa (Bicioğju) Uçuk ve ölü eşi Emine Uçuk mirasçıları, ölu Zehra Uçuk (Özusta) mirasçılan ölü Öraer Uçuk mirasçılan, ölü İsmail Uçuk mirasçılan ile ölu Seyit Meh- mel rairasçısı Fatma Uçuk aleyhine açılmış bulunan cebri tescil da- vasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davacı vekili 27.2.1990 tarihli dilekçesi ile Sinop Ada Mahallesi pafta 25, ada 292 ve parsel 10'da tapuya kayıtlı bulunan taşınmazın kıs- raen kamulaştınldığını, ölü olan tapu malilderinin mirasçılannın mü- vekkili idarece tespit edilerek kendilerine tebligat yapıldığını ve ka- mulaştırılan taşınmazın takdir komisyonunca belirlenen değerin ban- kaya yatınldığım, davaiılann bedele karşı çıkmamı; bulunduklarını, suresinde de herhangi bir dava açmadıklarını ve tescil işlemi için ta- puda >apılması gereken işJemleri de yapmamış bulunduidanodan dava konusu taşınmazın Sinop Valiliği adına tapuya tescil edilmesini talep ve dava etmiş olmakla; Sinop Ada Mah. Fener Yolu adresinde bulun- duğu bildirilen davalılardan ölü Seyit Mehmet mirasçısı Fatma Uçuk adına dava dilekçesi ve duruşma gûnü tebliğ edilemediğinden ve ya- pıJan arajtırmaJara rağmen de tebligata yarar açık adresi tespit edile- mediğinden, Davalı ölü Seyit Mehmet mirasçısı Fatma Uçuk'un 17.7.1990 günü saat 9.45'te yapılacak olan duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği takdirde gıyabmda duruşmaya devam edilecegi ve gıyap kararı tebliğ edilme- yeceğini HUMK'nun 509 ve 510 maddeleri gereğince mesruatlı dave- tiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear