14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 31 MA YIS 1990 SÜPER ZİRVE Washington'da Almanya heyecanıBugün başlayacak Bush-Gorbaçov zirvesinde tüm dikkatler Mmanya sorunu üzerinde. Stratejik silahlann sınırlandınlması (START) ise son zamanların bir numaralı konusu Almanya kadar ilgi çekmiyor. AHMET TAN WASHİNGTON — Zirveler, final maç- lan gibi. Taraflardan biri kazaıunak zorun- da. Beraberlık, "bavanda su dövüldü" an- lamına gelebiliyor. Ama kazanan tarafın bayram yapması da sakıncalı. Bu, karşı tarafın maçı kaybettiğinin gös- tergesi. Amerikan seyircisi Gorbaçov'a Bush'un kendi sahasında yenilmesine olasılık vermi- yor. Sovyet seyircisi de Gorbaçov'un deplas- manda da galip gelebileceğine inanıyor. Zirveler final maçlarına benziyor, ama bir farkla. Bu maçlar görünmeyen toplar- la, daha doğrusu ancak oyunculann göre- bildtği toplarla oynanıyor. Bu nedenle ki- min kalesine gol girdiği dışarıdan belli ol- muyor. Gol yiyen ve atan tarafları zaman ortaya çıkaracak. 4 tur sürecek zirvede, zaten kazanan ta- rafın belirttiğimiz gibi bayram yapmaması gerekiyor. Bush maçı alsa bile bunun için büyük gurültü koparmayacak. Böyle bir şey meslektaşı Gorbaçov'un başını ülkesin- de belaya sokabilecek. Bush'un uzun vadeli galibiyetler için Gor- baçov'la maçlara devarn etmesi gerek. Zirvede taraflar iki önemli kupa için mü- cadele ediyorlar. Kupalardan birisi önceki maçlardan geriye kalan stratejik silahlann sınırlandınlması (START) kupası. Bu zir- ve için konan yeni kupa ise "Birieşik Al- manya'ya verikcck biçim" kupası. Eski ku- pa yenisi kadar ilgi çekmiyor. Çünkü bu ku- panın 10 yıldır her zirvede masaya getiri- lip götürüldüğü için dibi çıkmış durumda. SALT II anlaşmasının üzerinden 11 yıl geçti. Son 8 yıldır ise iki taraf birbiriyle "se- nin cephanen benimkinden çok" diye pa- zarlık edip duruyor. Zirveden önce iki ül- kenin dışişleri bakanlan cephaneyi azaltma üzerinde liderlerinin anlaşması için anlaş- tüar. Buna göre Sovyetler çok başlıklı SS-18 füzelerinden, Amerikalılar ise MX'lerden vazgeçecekler. İki lider arasındaki filze for- mulü ve sayısı üzerindeki tartışmalar ilaç içeriğinin gramajı türunden bir pazarlık. Zirvede bunlardan heyecan çıkaracak silah yapımcıları dışında fazla kimse yok. Asıl heyecan "Almanya Kupası" için. Bush, Batı Almanya Şansölyesi Kohl'un verdiği pas ile sahaya çıkarken "Almanya- lar biıieşirse NATO üyesi olacak" diye ilan etti. Gorbaçov da aynı açıklıkla tavnnı bir sü- re önce ortaya koydu: "Sovyetler, Dogu Almanya'da asker bu- lundurmaya devam edectktir." Almanya kupasını kim kazanırsa kazan- sın sonuç ilginç. Şöyle ki: Bush'un dediği olup Almanya- lar birleşir, Doğu Almanya da NATO üye- si olursa tarihte ilk kez bir askeri ittifak, düş- man ittifaktan transfer yoluyla gtiçlenmiş olacak. Daha da ötesi Doğu Almanya, Var- şova Paktı'run askeri sırlanyla birlikte NA- TO karargâhına girmiş olacak. Gorbaçov'un sözünü kabul ettirmesi ha- linde ise göruntü daha da ilginç hale gele- cek. NATO, düsman askeriyle korunan bir ittifak haline gelecek. Bush bu nedenle NATO'nun ciddiyeti için çaba harcayacak. ABD Başkanı için Batı'nın ve Avrupa'nın geleceği iki Alman- ya'nın NATO çatısı altında toplanmasına bağlı. Sovyet lideri Gorbaçov için de bu durura söz konusu. Ama Almanya kupasını kap- tırmamak kendisi için biraı daha "kişisel" bir önem taşıyor. Çünkü Gorbaçov önü- müzdeki ay toplanacak olan Komünist Par- ti kongresinde yalnızca bu nedenle koltu- ğundan olabilecek durumda. Gorbaçov bu yüzden Almanya kupasını en azından bir iki maç daha yapmadan tes- lirn etmemek zorunda. Bunun için ülkesin- deki "komünist düşmanlannın" şerrinden kendisini korumak durumunda. Varşova Paktı fiilen artık yok. NATO Askeri Komitesi Başkanı Gene- ral Eidc, birkaç gün önce Bruksel'de, "NA- TO için Varşova paktı tehlikesi artık kalmamıştır" diyerek Doğu Bloku'nun as- keri anlamda düştüğünu resmen ilan etmiş- ti. Bu zirve strasında Bush'un bu tür ger- çekleri dile getirmesi beklenmiyor. Çünkü Bush "rakibi Gorbaçov'u kollamak ve göz- etmek durumunda." Internaıionai Herald Tribune'den Gorbaçov, Almanya için iyimserDış Haberler Servisi — SSCB Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov ve ABD Baş- kanı George Bush, "siipcr zirve" için bu- gün bir araya geliyorlar. Gorbaçov, dün Ka- nada ziyaretiru tamamlayarak gece geç sa- atlerde Washington'a geçti. SSCB Başkanı, zirvede iki süper gücün Almanya'nın yeni- den birleşrnesi konusunda anlaşabilecekle- rini söyledi. Dün akşam Beyaz SarayMan ya- pıtan açıklamada ise Bush'un, zirvede bir- ieşik Almanya'nın askeri gücünün kısıtlan- ması yolunda bir öneri getirmeyeceği belir- tildi. Gorbaçov, önceki gün başladığı Kanada ziyaretinde zirve için son hazırlıklarını göz- den geçirdi. Kanada Başbakanı Brian Mul- roney ile bir göruşme yapan Gorbaçov, Al- manya'nın birleşmeden sonraki konumu ko- nusunda ABD Başkanı ile bir anlaşmaya va- rabileceğini ve bu konuda iyimser olduğu- nu söyledi. Gorbaçov, Mulroney ile görüş- mesinde Litvanya sorununun konuşulma- dığını, ancak bu konunun dışişleri bakan- lan düzeyinde ele alınmış olabileceğini be- lirtti. Beyaz Saray Sözcüsü Mariin Fitnvater, dün akşam üzeri düzenlediği basın toplan- tısında, Gorbaçov'un "iyimserligi"nin ak- si bir açtklama yaptı. Fitzwater, birieşik Al- manya'nın askeri gücünün sınırlandınlma- sı konusunda Başkan Bush'un zirvede hiç- AtLE FOTOCRAFI — Mihail Gorbaçov ve eşi Raise, Kanada'da yapuklan kısa ayaret sırasında Başbakan Brian Mulroney ve eşi MUo ile birUkte "aile fotografı" çektirdüer. (Fotograf: AP) bir öneri getirmeyeceğini, bu konunun, Konvansiyonel Silah tndirimi Müzakerele- ri (AKKUM) kapsamında ele alınmasını is- tediklerini söyledi. Yanında eşi Raisa olduğu halde Ottawa sokaklannda dolaşan Gorbaçov, Kanada- lılardan büyük bir ilgi gördü. Ancak Gor- baçov'un Kanada gezisi sırasında Baltık cumhuriyetlerinden gelen yüz kadar kişi, Sovyetler Birliği'nin Ottawa Büyükelçiliği önünde gösteri düzenledi. Gorbaçov, Lit- vanya sorunu ile ilgili olarak Kanada'yı ör- nek gösterdi ve 'iyi niyet" gösterilmesi du- rumunda sorunun kendiliğinden çözulebi- leceğini kaydetti. SSCB içindeki sorunların yüküyle Was- hington zirvesine girecek olan Gorbaçov'- un, Baltıklı göstericilere karşın Kanada'da moral bulduğu bildiriliyor. Ajanslar, Gor- baçov'un Kanada gezisinde gayet iyi görun- duğunü ve sorunlara karşın zirvenin hava- sına girdiğini belirtiyorlar. Gorbaçov, bu sabah ABD Başkanı Ge- orge Bush ile ikinci kez bir araya gelecek. 6 a> önce Malta'da buluşan iki lider, geçen süre içindeki değişiklikleri, yeni anlaşma noktalarını görüşup dünyayı elden geçire- cekler. Ancak siyasi gözlemcüer, zirvede pek çok püruzün ortaya çıkabileceğini belirti- yorlar. tki liderin ele alacağı çeşitli konu- îar ve ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar şöy- le: 1. İki Almanya'nın birleşmesi: Gorbaçov, Kanada'da bu konuda anlaşılabileceğini söylemesine karşın, hâlâ Almanya'nın NA- TO uyeliğine karşı çıkıyor. 2- Siiahsızlanma: Her iki lider de ikinci zirve öncesinde çeşitli önerilerde bulundu- lar. Malta'da, Stratejik Silahlann Indirimi Göriişmeleri'nin (START) Washington'da imzalanabileceği konuşuldu. Ancak şu ana kadar yapılan öngoruşmeler henüz bu umu- du verebilmiş değil. 3- Karşıhklı ticaret: Bu konu da imzaya hazır olmasına karşın, ABD Başkanı Ge- orge Bush'un göruşme masasında nasıl ta- vır alacağı bilinmiyor. 4- Bolgesel sorunlar Bu başhk altında ele alınabilecek konular Ortadoğu, Kampuçya, Keşmir, Kore, Orta Amerika ve Angola ola- rak sıralamyor. Bugün başlayacak Bush-Gorbaçov zirve- sinde Türkiye de adından söz ettirmeyi ba- şardı. AA'run haberine göre Sovyetler Bir- liği'nın VV'ashington Büyukelçiliği'nde kala- cak olan Mihail Gorbaçov için "Paşabahçe" markalı bardaklar satın alındı. Gorbi'nin zirve programı Başkan Gorbaçov'un ABD'de yapaca- ğı temaslarla ilgili programı şöyle: Perşembe, 31 Mayts: Sabah 10.00 'da (GMT) Beyaz Saray'da karşılama töreni. 10.30'da Başkan Bush'la göriişme. 16.00 - 17.30 tkinci göriişme. 19.00 Akşam yemeği Cuma, 1 Haziran: 11.00 - 13.00 Bush'la ûçüncü göruşme. 17.00 - 18.00 Son göriişme. 18.00 tmza töreni. 19.30 Sovyet Elçiliği'nde akşam yemeği. Cumartesi, 2 Haziran: Maryland'da Camp David'de göruşme. Pazar, 3 Haziran: 10.00 'da Beyaz Saray'da ortak basın konferansı. 11.00'de Minneapolis'e ha-eket. 13.00 Minneapolis valisi ile öğle yemeği. Işadamlan ve politikacılarla göruşme. San Francisco'ya hareket. Pazartesi, 4 Haziran 11.00 - 13.00 Sehir turu, Stanford Üniversitesi'nde konuşma, öğleden sonra Ticaret Odası'nda konuşma ve Sovyetler Birliği'ne hareket. HABERLERIN DEVAMI ECEVİT EREZ TUSİAD'da üç sıkıntı (Baştarafı 1. Sayfada) odaklaştı. Başbakan Yüdınm Akbulut'un Istişare Konseyi Toplantısı'nın ar- dından verilen yemekte yaptığı konuşma ise işadamlarınca "tal- min edid" bulunmadı. tşadamla- n, kendilerinın dile getirdikleri so- runlara Başbakan'm hiç değinme- mesinin yadırgandığım belirterek şunları söylediler: "Biz neler konuştuk, neler söy- ledik, Başbakan neler söyledi. Biz 'Yangın çıkmış, ev yanıyor' diye feryat ediyoruz. Başbakan bize, koltugun, sehpanın, mobilyanın ne güzel olduğunu anlatıyor." TÜSİAD toplantısının basına açık bölümünde TÜSİAD Başka- m Cem Boyner ile Konsey Başka- nı Rahmi Koç'un hükümete agır eleştiriler yöneltmeleri, kapalı bö- lümde de aynı konunun tartışıla- cağı beklentisini yaratrruştı. An- cak kapalı bölumde ihracat, itha- lat, döviz kuru gibi konulara da- ha önce yeterince değinildiği gö- rüşüyle tartışma aşın ücret artış- larına kaydı. Edinilen bilgiye göre basına ka- palı toplantıyı yöneten Rahmi Koç, tartışmalar başlarken "işçi- işveren meselesinin işveren dünya- suun en önemli konusu haline gd- diğini" söyledi. Aşırı zam isteği- nin bu konudaki eğitim noksan- lığından kaynaklandığım belirten Rahmi Koç, "Olayın bilincinde def iller. Onlann istedikleri ücret artışlan verilse bu gemi batar" dedi. Lastik sektöründe zorlu bir grevle karşı karşıya olan Sakıp Sabancı da işçilerin aşırı ücret ta- leplerinden yakındı. Kendilerinin bu sektörde iyi bir zam verdikle- rini hatırlatan Sabancı, işveren olarak önerdikleriyle sendikamn isteği arasında 3 kat fark bulun- duğuna işaret ederek özetle şun- ları söyledi: •Bunu böyle kabul etmrkle çok yanlış hareket ettiğimizi diişiinü- yonım. Bu sözleşmeain faturası sadecc 3 fabrikaya degil, tüm Türkiye'yedir. Aşın ücret istekle- rine basın da arka çıkıyor. Bu aşı- n ücret artışlannı savunanlann al- dıklan ücretler, savunduklannın altında, grevler ise sünıyor. Bun- lann neticesinde dengeler bozulur. Bu konuda bir rapor hazırladım, yakında açıklayacagım." Hüseyin Bayraktar ise ücretler- deki aşırı zam isteğinin ternelin- de eğkimsizlik bulunduğunu savu- narak çalışanlara enflasyonun üzerinde zam verilmesi yerine his- se senedi verilmesıni önerdi. Er- kut Yüceoglu ise bu konuyu per- sonellerine izah ettiklerini ve eği- tim yoluyla aşırı ücret artışı soru- nunu halletmeye çahştıklarını söyledi. Eski DPT Müsteşarlarından Yüdınm Aktürk ise sorunların yetkili mercilere iletilmesinde ile- tişim noksanlıklan bulunduğunu ve parlamentodaki milletvekille- rinin yüzde 95'inin bu konulardan haberdar olmadığını savundu. Ekonomik sorunlann üzerine dik- katle gidilmesi gerektiğini \urgu- layan Aktürk, "Gemi batmaz de- niyor ama koca Titanik bile bal- ü. Dikkatli olmahvız" diye uya- nda bulundu. İKV Başkanı Jak Kambi ise "Aşın ücret sanayiyi tehdit ediyor" diyerek bu konuda milli menfaatlerin gözetilmesi gerekti- ğini öne sürdü. Mehmet Şuhubi de bugünkü aşın ücret artışlannın biraz da bazı işadamlannın yan- lış tutumundan kaynaklandığım belirtti. Şuhubi buna örnek ola- rak 1980-83 askeri idare dönemin- de işçilerin sömurüldüğünü dile getiren işadamlannın varhğına dikkat çekti. TÜStAD Yönetim Kurulu üye- ,si ve eski DPT Müsteşar Yardım- ası Yıldınm Aktürk, enflasyonun bir "ulusal sorun" kabul edilme- si, enfiasyonla mücadele ve top- lu iş sözleşmeleri konusunda bir "ulusal uzlaşma" sağlanması ge- rektiğini söyledi. Aktürk, "Aksi takdirde iş gerçekten kötü. Ken- dimizi hiper enflas>on ortamında bulabiliriz" dedi. Sendikalardan gelen yüzde 300 -500'lük ücret artışı istemlerini sa- nayinin kaldırmasının olanaksız olduğunu savunan Aktürk, "Ge- lecek bu maliyet şoktannı ekono- mi hiçbir şekilde kaldıramaz. Bu- nun ardından fiyat şokları ve hi- per enflasyon gelir" dedi. Enflasyona karşı ulusal uzlaş- ma için illa da erken seçim yapıl- rnasını beklememek gerektiğini söyleyen Aktürk, "O zaman çok geç kahnmış olabilir" diye konuş- tu. Aktürk, formülünü de şöyle açıkladı: "Hiç vakit kaybetmeden bükn- rnet, işçi, işveren, çiflçi, esnaf tüm kesimler bir masa etrafında bulu- şup, enflasyon nasıl aşağı cekilir burada mutabakat sağlamalıdır. Ancak realist de olmak laam. Ör- negin bu yıl yüzde 60'sa 1991de yüzde 25 olur, 30 olur dememek lazım. Yüzde 40 mı denir, 45 mi denir, bu saptansın. Bundan son- ra da herkes uzerine duşeni yap- sın. Hukümet bütçe açıgını ona göre saptasın. GSMH'nin belli bir oranı olarak bütçe açığı ve iç borçlanma geregi ortaya çıksın, bu hedefler açıklansın ve bunla- ra baglı kalınsın. Para programı yapıldı, iyi de. Ama Saracoğlu'- nun para programı burada sade- ce fesin puskiilü. Önce bütçe açı- gı. Tabii burada devlet, çalışanı- na, emeklisine ne kadar ücret ar- tışı verecek, laban fi>at artışı ne olacak, özel sektör ücret artışlan ne olacak, bunlar paralellik için- de saptanmalı. Özel sektor de fi- yatlanna ne oranda zam yapacak, bunlar konuşulur ve bu oranlann üstüne çıkılmaması konusunda anlaşılır. Bunun üstüne her türlü olokontrol mekanizması kurulur. Meslek kuruluşlan, sendikalar bunu kontrol eder. Aynca ücret artışlan produktivite ile de ilişki- lendirilir. Bu mutabakatlar sag- landıktan sonra da üçer aylık dö- nemlerde performans kontrolleri yapılır. Hedeflerden sapmalar dü- zeltilir. Bu öneri idealist gelebilir size, ama mutlaka yapılmalıdır. Aksi takdirde iş gerçekten kötü gi- diyor." Milleti yabana atma ağam Aynlan yollar (Baftarafi I. Sayfada) ne Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal ne de Merkez Bankası Baş- kanı Rüşdü Saracoğlu toplantıya katılmıştı. Başbakan ÖzaJ'ın genel kurula telgraf dahi göndermemiş olması da TÜSİAD çevrelerince anlamlı bulunmuştu. Cem Boyner döneminde, eko- nomik meselelere gunlük bakmak yerine orta ve uzun vadeli strateji tespit etme ve ekonominin gunde- mini oluşturma karan alan TÜSİ- AD, Başbakan Turgut Özal'ın ye- ni yönetim kunılunu kabulü sıra- sında hükümetin yeni bir mesajıy- la karşılaştı. Başbakan Özal, yak- laşık 1 yıldır sanayicilere yaptığı "küçülün" çağrısıru değiştirerek "Küçülmeyi durdunın, işçi çıkar- mayın, talebin daha da daralaca- ğını beklemek gerçekçi olmaz" mesajını verdi. Sanayicilerin "sermaveraiz yok ki büyüyelim" biçiminde tepkıle- rine neden olan bu mesajdan son- ra TÜSİAD Başkanı Cem Boyner, Ekonomik ve Sosyal Etütler Kon- feransı Heyeti'nin düzenlediği bir toplantıda, "Ekonomi kargaşa icinde. Siyasi dengeler ne olursa olsun güven verici, tutarlı, istik- rarfa ekonomi >önetimi esasbr, du- raklamalara taharnmul mumkun değildir" sözleriyle hükümetle iliş- kilerde yumuşama olmadığını gösterdi. Bu kez Başbakan Turgut Özal, TÜSİAD'ın düzenlediği iftar ye- meğine katılarak buzların çözül- mesi için bir adım attı. Sanayici- lere "Büyümeye başlayın" mesa- jını tekrarlayan Özal'ın TÜSt- AD'a gelişi Cem Boyner tarafın- dan "Başbakan tüm iş âlemini ve özel sektörü ciddiye aldığını gösterdi" biçiminde yorumlandı. TÜSİAD 'ın kısa bir süre sonra yayımlanan ozelleştirme konulu raporunda da hükümetin özelleş- tirme modelinin desteklendiği be,- lirtildı. Ancak bu yumuşama yalnızca birkaç ay sürdü. TÜStAD Başka- nı Cem Boyner, 1989 yılı sonun- da toplanan Yuksek Istişare Kon- seyi'nde yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin vasat yönetime ta- hammulü kalmadığını" belirterek uygulanan ekonomi politikaların bir kişi veya kuruluşun Türkiye'- ye getirdiği muazzam bir değişik- lik değil, IMF ve Dünya Banka- sı'nın dayattığı bir zorunluluk ol- duğunu söyledi. 1990 yıh başından itibaren TÜ- SİAD Başkanı Cem Boyner, çeşitli yerlerde yaptığı konuşmalarda hep MEHMET YAPICI SAAPET BERKYÜREK ANTAKYA / tSKENDERUN — DSP Genel Başkanı Bölent Ecevit, Türkiye'yi kimlerin yöne- teceğine Toyotalann veya Dupont- ların değil, Türk milletinin karar vereceğini söyledi. "Sagdaki eu büyük parti ANAP'tır" diyen işa- damı Sakıp Sabancı'ya yamt ve- ren Ecevit, "Sen de Türk milleti- ni yabana atma ağam, kapitülas- yon zincirlerini kınp atan bu mil- let, yabanın patronlanna somur- ge olmaz" dedi. Bülent Ecevit. 3 haziranda be- lediye seçimleri yapılacak Antak- ya'mn Çekmece ve tskenderun'un Karayılan kasabasında yaptığı ko- nuşmalarda, Sabancı'nın ANAP- la ilgili sözlenni cevaplandudı. SHP Genel Başkanı tnönü'yiı de suçlarken, "Askeri yönetime mey- dan okuyarak kurdugumuz parti- mize tahammül edemiyor" değer- lendirmesini yaptı. Ecevit, işadamı Sakıp Sabancı1 nın geçen günlerde gazetelere yap- tığı açıklamalanna değinerek şöy- le dedi: "Ekonominin fBU büyük patro- nu, Sayın Özal'ın özel sektör gün- lerinde patronluğunu japmış olan bir unlıi işadamı, ANAP'ı hâlâ en güçlü parti olarak gördüğünü soy- lemiş ve 'Konuştuğum, danıştı- ğım, ortaklık kurduğum büyük şirketlerin başkanlan da benim gi- bi düşünüyor. Bir Toyota'nın, bir Dupont'un başkanını yabana at- şu sorunları vurgulamaya başladı: Gümruk indirimlerinin yerli sana- yi için >-aratttğı tehlike, "aşın" üc- ret artışı istekleri, 1995'te AT Ue gümriik birliğine gidilmesinin do- eurdugu sakıncalar, kur makası." Tthalattaki artışı sürekli olarak eleştiren, irtica konusunda da de- ğişik zamanlarda «yarılarda bulu- an TÜSİAD Başkanı Cem Boy- ner, mart ayı sonunda yazılı ola- rak yaptığı açıklamada, siyasi li- derlerden "Demokrasinin daha fazla zorlanmamas için uygun bir erken seçim tarihi ve s«çim kanu- nu üzerinde anlaşmalannı" iste- yerek TÜSİAD'ın siyasi otorite konusundaki yaklaşımını sergile- miş oldu. TÜSİAD'ın nisan ayında verdi- ği iftar yeraeğine bu kez Cumhur- başkanı olarak katılan Turgut Özal'a, "Bir cumhurbaşkanına nasıl davranılması gerekiyorsa" o şekilde davranılması ve ekonomik konularla özel sektörün sorunla- rına değinilmemesi, buzlann çö- zülmediğinin yeni bir işareti oldu. Son olarak TÜSİAD Yüksek Istişare Konseyi'nin Ankara'da yaptığı toplantıda da eleştiriler bir kez daha, sert bir uslupla yi- nelendi. ma ağam' demiş. Yani büyük pat- ronun eski patronu, 'Siz seçmene bakmayın, millete bakmayın, siz yabancı şirketlerin başlan ne di- yor ona bakın, Türkiye'de artık onlann dediği, onlann istediği olur. Eğer onlar hâlâ en büyük ANAP diyorlarsa, en büyük ANAP'tır' demeye getirmiş. Eğer Türkiye'yi kimlerin yöne- lecegine millet değil de yabancı şirketlerin başlan karar verir ha- le gelmişse va> halimize. Buyük patronun eski patronu- na seslenerek diyorum ki sen de Türk milktini yabana atma agam, bu mîllet en güçsuz döneminde, dünyanın en büyük güçlerini dize getirmiştir. Önıinde sonunda bu memlekelte yabanın degil, yine Türk milletinin dediği olur. Bu memlekette en buyük güç, ne Çankava'daki fiili patrondur, ne de yerli yabancı patronlar. En büyük güç m'ülettir. halktır." DSP lideri Ecevit, Çekmece ve Karayılan beldelerine hareketin- den once gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Erdal Inönü'nün ken- disiyle ilgili sözlerinin yanlış aıı- laşıldığı ve son konuşmasında böyle bir tartışmayı sürdürmenin bir yaran bulunmadığım" söyle- diğinın arumsatılması üzerine Ece- vit, "Sayın tnönü. bu yörede söy- lediği sözleri tepki görunce tevil etmeye çalışıyor. Inönü'nün bu sözleri yıllardır SHP'nin bazı ust düzey yönetkUerinin saman altın- da yaymakta oldugu iddialandır. 12 Eylül'den sonra kendileri mey- danda gönilmemislerdir. CHP ka- patılırken bir koşeye çekilip sin- miş, susmuşlardır. Askeri rejime karşı mücadele bayragını açtıgım vakit parti kurmuşlardır. Şimdi milletten yeterli oy sağlayamaya- caklannı anlaşınca, 'aman oylar bölunmesin' kampanyasını bas- latmışlardır" dedi. Ecevit sözlerini şöyle sürdurdu: "Evvela bu adaletsiz seçim sis- temi için ANAP'la işbirliği yapı- yor, ondan sonra da 'bu seçim sıs- temiyle DSP'ye vereceginiz oylar ziyan olur' diyor. Bu demokrasi- ye ihanet, seçmene ihanettir. Bu ihaneti yapan partinin sosyal de- mokratlık şöyle dursun. demok- ratlıgı bile şüphelidir." Ecevit, Inönü'nün seçim nıey- danlannda, "Büyük partilere oy verin" çağrısında bulunması ko- nusundaki göruşlerinin sorulma- sı üzerine de "Yüzde 26 ile mi bü- yük parti oluyor? Kim büyük par- ti? Türkiye'de büyük parti yok. Türkiye'de küçük partileri pana- yır aynası gibi büyük gösteren adaletsiz bir seçira sislemi \ar" di- ye konuştu. Bülent Ecevit, bir gazetecinin "Inönu'nün barış çubuğu lüttür- mek istedigini, kendisinin buna katılıp katılmayacağım" sorması uzerine, "Aramızda bir kavga söz konusu değil. Biz ayn bir parti olarak kendi tavrımızı ortaya ko- yuyoruz, ama buna tahammül edemiyor SHP. Ayn bir parti ola- rak varlıgımm sürdürmemize kar- şı 'vatandaştan oy istemeyin' di- yor. Ayıp bir şey, askeri yönetime meydan okuyarak kurdugumuz partimize tahammül etmiyor." DSP lideri Ecevit, Çekmece ve Karayılan beldelerinde yaptığı ko- nuşmalarda da SHP'ye şiddetle çattı. ANAP'm merkezi hükümet- te SHP'nin de yerel yönetimlerde iktidar olduklarını vurgulayan Ecevit, "Sayın lnönu. ANAP'm iktidarda sınıfta kaldıgını söyle- miş, dogru. SHP.de yerei yönetinı- lerde sınıfta kalmadı mı? tktida- ra gelirse neler yapacagım sır gibi saklayan ve yerel yönetimlerde bile sınıfta kalan bir parti milletten ne yüzle ülkeyi yönetmek için izin istiyor" diye konuştu. BAYKAL Ozal'la Bazı işadamları boylarını aşıyor * • • • goruşup demeç veriyorlar ANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) — Turkiye Esnaf ve Sanatkâr- lar Konfederasyonu Genel Kuru- lu'nda konuşan SHP Genel Sek- reterı Deniz Baykal, ad vermeden işadamı Sakıp Sabancı'yi eleştirdi. Genel kunıldaki konuşmasında esnaf ve sanatkâr dernekleri yö- neticilerine politika yapmanın ya- saklandığını belirten Baykal "Ama bazı işadamlan cnmhurbaşkanlan ile gorüştükten iki üç gün sonra Türkiye'nin en kızgın konulan hakkında demeç veriyorlar" dedi. Edibali IDP Genel Başkanı Aykut Edi- bali de işadamı Sakıp Sabancı'nın ANAP'ı destekleyici sözleriyle başlayan tartışmaya katıldı. Edi- balı, "Sabancı'nın son bir sene icinde almış oldugu kredilerin ANAP tarafından siyasi nişvet olarak verilip verilmedigi araştınlmalıdır" dedi. IDP Genel Başkanı, yaptığı ya- zılı açıklamada gerek Sabancı'nın gerekse TÜSİAD Başkanı Cem Boyner'in siyasi demeçlerini "talihsizlik" olarak niteledi. tşa- damlarının bu sözleriyle başlayan tartışmamn, SHP ve DYP Genel Başkanlan Erdal Inönü ile Süley- man Demirel tarafından tahrik edildiğini öne süren Edibali, siyasi yaşamdaki devlet ve ticaret nüfu- zunun onlenmesi amacıyla da po- litika>a girecek olan işadamı ve burokratlann adaylık için bekle- me süresi icinde siyaset yapmala- nnın vasaklanmasını önerdi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği'nin (TOBB) yeni baş- kanı Yalım Erez, isim vermeden Sakıp Sabancı'yı eleştirdi ve "Son günlerde bazı işadamlannın boy- lannı aşan cümleJer sarf etrikleri- ni" söyledi. Erez, TOBB'daki yeni görevi- ni eski başkan Ali Coşkun'dan tes- lim aldıktan sonra gazetecilerin sorulanm yanıtladı. TOBB'un si- yasi değil, ekonomik bir kuruluş olduğunu belinen Erez, "PoUti- ka yok diyorsunuz, ama bazı işa- damlan son günlerde poliükaya bulaştı. Bu koauda ne diyorsanuz" biçimindeki bir so- ruya şu yanıtı verdi: "Son günlerde bazı işadamlan boylannı aşan cümleler sarf edi- yorlar. Kimse Türk halkı adına kendinde konuşma yetkisini gör- memelidir. Kimsenin söyledigi sözden dolayı gelecek günlerde mahcup olmaması gerekir. Türki- ye işadamlannın gerçek ve tek Deprem (Baştarafi 1. Sayfada) sarsıntının yaklaşık 45 saniye sür- düğü belirtildi. Depremin merkez üssünun Bükreş'in 300 km kuze- yinde Karpat Dağları üzerinde ol- duğu açıklandı. Romanya Richter ölçeğinde 7.5 şiddetin- de olduğu saptanan deprem, öğle saatlerinde Romanya'yı vurdu- ğunda halk panik icinde sokakla- ra fırladı. Milyonlarca kişinin so- kaklara dökülmesiyle büyük kent- lerde trafik tıkanıklıklan oldu. Başkent Bükreş'te iki, İbrail'de iki, Busau'da bir, Braşov'da bir ve Bükreş'in hemen kuzeyindeki Pra- hova'da bir olmak üzere yedi kişi yaşamını yitirdi. Büyük kentlerde, özellikle de 2.5 milyon nüfuslu Bükreş'te binalardan kopan beton ve sıva parçalarının kaldınmlara dökülmesi halkı daha da büyük bir korkuya sevk etti. Bükreş'te korkudan en az 30 kişinin kalp krizi geçirerek hastanelere kaldı- rıldığı bildirildi. Türkiye'nin Bükreş Büyükelçi- si Tugay Uluçevik'ten alınan bil- giye göre deprem sırasında büyü- kelçüik binası hasar görmedi. Bti- yükelçi Uluçevik, personelin sağ- lık durumunun iyi olduğunu da sözlerine ekledi. Rumen televizyo- nu öğleden sonraki haber bülten- lerinde deprem sırasında ülkede telefon ve teleks hatlarının kesil- diğini duyurdu. Deprem Sovyetler Birliği'nde başkent Moskova ve Karadeniz kı- yısındaki Valta kentlennde hisse- dildi. Moskova'da bir önlem ola- rak ABD Büyükelçiliği'nin eski bi- nası boşaluldı. Bazı binalarda du- temsilcisi TOBB'dur. Kimse bu yetkiyi kendinde görmesin. Ben bütün ışadamlanna şunu söyle- mek istiyorum. Kendi meslekleri ile aiakafa olmayan konularda ka- muoyuna beyanat verip Türk tşa- danüanm ters bir görüntuye sok- mamabdırlar. Çünkü böyle beya- natlann arkasında kamuoyunda 'Acaba ne menfaat sağlandı, ne teşvik alındı" endişeteri dogmak- tadır." İlk gunden politikaya girmek istemediğıni söyleyen Erez, "Eko- nomide istikrar olduğunu iddia et- mek miimkun degil. Biz yeni eko- nomik istikrar programı istemiyo- ruz" dedi. Yalım Erez, hükümetle diyalog konusunda ise şunları söyledi: "Biz diyalogdan yana bir yöne- tim kunıluyuz. Kavgaya gelme- dik. Ama nakkımızı her zaman müdafaa ederiz, hakkımızı kul- lanmaklan aciz degiliz. Kavga de- gil, karşıhklı diyalogia meselele- rimizi halledecegimize inanıyo- ruz." varlarm çatladığı, ancak bunun dışında hasar ve can kaybı olma- dığı bildirildi. Edirne'den Zonguldak'a kadar hissedilen deprem, Kandilli Rasat- hanesi'ne göre Richter ölçeğinde 6.8 şiddetinde oldu. Kandilli Ra- sathanesi depremin merkezinin ra- sathanenin 500 km kuzeybatısın- da olduğunu büdirdi. CNN tele- vizyonu da depremin merkezinin Romanya'nın başkenti Bükreş'in 160 kilometre kuzeyinde olduğu- nu duyurdu. Istanbul Valiliği, bü- yükşehir belediyesi ve itfaiye yet- kilileri hasar ve can kaybı konu- sunda kendilerine herhangi bir bilgi ulaşmadığını açıkladılar. Diğer Avnıpa iilkeleri Deprem Macaristan ve Bulga- ristan'da da duyuldu. Bulgaristan televizyonu deprem sırasında şok geçiren 1 kadımn öldüğünü açık- ladı. Peru Dün sabah Güney Amerika ül- kelerinden Peru'da meydana gelen şiddetli deprem 67 kişinin ölümü- ne yol açtı. Depremin, başkent Li- ma'nın 670 km kuzeyindeki 50 bin nüfuslu Moyobamba kentinde en fazla hissedildiği belirtildi. Moyo- bamba'da onlarca evin de yıkıldığı haber verildi. Richter ölçeğinde 5.8 şiddetinde olan depremin sa- bah yerel saatle 09.33'te meydana geldiği ve merkez üssunün Moyo- bamba'nın 125 km kuzeydoğusua- da ormanlık bir bölgede bulundu- ğu açıklandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear