14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30MAYIS 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Meteorolojt Genel MüdürUjğu nden alınar ttılgıye göre, yurdun kuzeybatı kesımlen parçalı bulutlu, Trakya, Mar- mara ve Kuzey Ege yer yer sağanak ve gak gürültütû sağanak yagıslı di- ğer yerier az buiuthı ve açık gececek HAM SCAKUĞI: Ûnemlı bır değişik- Hk olmayacak RÜZGÂR: Gûney ve do- ğıı yönlertien hafif ara sıra orta kuv- vefte esecek. Denizlerimizde Ege'de yılöız ve karayel, Marmara ve Karade- nız'de yıldız ve poyraz, Akdenızae günbatsı ve todosön 3-5 BaO Kara- denız açıklannda yer yer 27 denız mı- li hızia esecek. Dalga yûkseklıgi 0.5-1 Adana Adaoazan Adıyaman Atyon Agr, Antara Antakya Antalya Artvm Aydrn Bılecık yer yer l ü Batı Karadeniz açıklannda 2-25 m. dolayında oiacak Van Gotonde hava az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr gûney ve dogu yönlertfen hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl küçûk dalgai cHacak. Görûş uzaklığı 10 km dolayında buiunacak g Bıtlıs Boki Bursa CanakkSe Çanım Oemzlı A 35° 17° Diyarbaır A Y 21° 13° Edırne Y A 35° 20° Eroncan A Y 30° 10° Efzurum A A 28° 12° Eskısetıır A A 29° 11° Gar.anteo A A 33° 19° Gıresun ' A A 33°WGuı™J5ftaneA A 34° 16° Hakkân A A 33° 17° Isparta A Y 25° 11° Istanbul V Y 26°iO°taıw Y A 33° 14° Kars A A 32° 13° Kasamonu A A 22° 10° Kaysen A Y 24° 12° Ktrtteelı Y Y 26° 14° Konp A A 29° 11° KûBhya Y A 32° 17° Mabtya A 35° 13° Manrsa 24° 13° K Maras 30° 12° Metsın 24° 6°Mu0fcı 28° 10° Muş 36°18°Nığcle 22° 4 ° » * 28°11°Fta 26° 13° Samsun 30° 12° Surt 21° 13° Sınop 32°16°Sıvas 23° 5°ielon)a4 24° 10° Tratzon 30° 11° Tuncelı 23°1?>U$ak 30° 11° Van 29° 11° Yozgat 32° 13° Zongutok ¥ 32° 16° A 35° 17° A 33° 20° A 31° 16° A 29° 13° A 29° 12° A 22° 14° A 23° 14° A 21° 15° A 33° 16° A 18° 13° A 28° 11° Y 23° 14° A 23° 13° A 32° 14° Y 30° 12° A 23° 11° A 23° 10° A 18° 12° «* 4*s«* A açık B-Dulullu frflüneşk K-toiı S-sısk Y-»aOraurtu Heısınki(Osıo t ^ Kopenrıag ^ . A İ J MosKova • Sam Kahırea DÜNYA'DA BUGÛN Amsterdam Amtnan ADna Bajdat Barcelofla Basel Betgrad Berfn Bonn Brûksel Budapeşte Cenevre Tezayır Odde Oufcu Frankfurt Gune Kahre Kopmhag Kttı Lefkoşa B 19° A 32° Y 27° A 38° A 27° A 2t° Y 23° Y 17° B 21° B 18° Y 22° A 20° Y 17" A 39° A 40° \ 19° A 33° A 10° A 26° B 19° A 18° A 33° Y 22° Y 22° A 26° A 24° A 20° Y 16" A 19° Y 21» B 12° B 21» Y 15° A 40° Y 23° Y 18° A 33° A 27° A 30° Y 15° A 23° A 18° Vfeshıngton A 31° Ziınh A 21° LentngraO Londra Madrıd Milaıu Montreal Moskma Münıtı Nat York Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sofya Sam THAMV İMUS Varşcva Venedlk Vıyana BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Güneş'in ışığını belli bir doğrultuda yansıtmaya yarayan, tek aynalı optik aygıt. 2/ Katakter... Ayak- kabı kahbının çapı. 3/ Bir nota... Bayağı, sıradan. 4/ Türklerin kullandığı eski bir yaylı calgı... Genellik- le rnidenin bozulma- sından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz tabaka. 5/ Girişik be- zcme. 6/ özdlikle ilik örmekte kullanılan ince ipck kordon. 7/ Cüretkâr... Çin- konun simgesi. 8/ Uzaklaşmak, ara açılmak. 9/ Kırmızı, sarı ya da pembe çiçekh olup, kurutulmuşu iştah açıcı ve sindirimi kolaylaştırıcı olarak kullanı- lan otsu bitki. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Kimi azgın hayvanların dudaklan- na ya da burnuna geçirilen demir hal- ka. 2/ Maksat... Çıkanlan tahvillerin anaparasım ödeme. 3/ Bir nota... Şeh- zadelerin özel eğitmenJeri. 4/ ölen bir kimseden kalan her şey. 5/ Normal... Eski Mısır'da güneş tannsı. 6/ Metnelilerde ana ile dö- lüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ... Diyezli ya da be- mollü bir sesin eski dururnuna getirilmesini gösteren nota işareti. 7/ Jimnastikte, uçlarından iki düşey iple tutturulmuş bir çıtadan oluşan alet... Molibden elementinin simgesi. 8/ Yüzü parlak bir tur ipekli kumaş... Sam. 9/ Uzaklık anlatmakta kullanılan soz... Çöl bölgelerinde yaşayan bir sürüngen türü. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Darülaceze resmi30 MAYIS 1930 Cemiyeti Umumiyei Belediye dün ikinci Reis Vekili Tevfık Beyin riyasetinde toplanarak bazı kararlar vermiştir. Bir çok otel, bar, gazino ve kahvelerde balo, tiyatro, sinema ve kukla karagöz gibi oyunlar tertip edilmekte fakat Darülâceze ve Belediye hissesinden kaçmmak için duhuliye bileti ihdas edilmiyerek rneşrubat üzerine, zam yapılmaktadır. Emanet bunun önüne geçmek için bu gibi yerlerden 24 saat için sınıfına göre 50, 30, 25 lira alınmasını teklif etmiş ve bu teklif encümene havale edümişti. Encümenin okunan mazbatasında belediye vergi ve resimleri kanunu mucibince alınacak belediye resminin yüzde onu geçmemesi lâzım geldiği bu sebepten teklif edilen resmin fazla olduğu izah edilmekte ve 25, 15 ve 10 lira alınması teklif olunmakta idi. Türkiye-Yunan müzakeratı Muhtelif mübadele kornisyonu bitaraf azasile Hariciye Vekilimiz arasında mübadil emlakinin tasfiyesi mes'elesi etrafmdaki temaslara devam edilmektedir. Bitaraflann vaki olan daveti üzerine takdiri kıymet ekipleri umum müfettişi M. Lâbarka refakatinde bir kâtiple dün Ankara'ya gitmiştir. Mumaileyhin de iştirakile mübadil emlâkine en seri surette nasıl kıymet takdiri mümkün olabileceği tezekkür edilecektir. 30 YIL ONCE Cumhuriyei Ne Mutlu Nadir Nadi Üzerinden tam bir ay geçiyor. 28 nisan perşembe günü Beyazıt meydanında "Hürriyet, Hurriyet!" diye çırpınan Türk çocuklarınm kanı aktı. Kız, erkek, içlerinde can verenler, yaraJananlar, sakatlananlar oldu. Bunların kimliklerini ve sayılannı hâlâ iyice bilemiyoruz. Şimdiyedek resmi çevreler küçük rakamlar etrafında dolaşarak olayı azımsamaya çalıştılar. Sırası geldiği zaman elbette gerçeği öğreneceğiz. Fakat kimler ve kaç kişi olurlarsa olsunlar, bu Hürriyet kurbanlarının hâtırasını daıma saygı ile anmayı biz unutmıyacağız. Bir ülkü uğruna bir insanın yapabileceği son fedakârlık ölmektır. Bundan ötesi kimsenin elinden gelmez. Ülkü yolunda ölen, ya da ölümünü göze alan Türk gençleri yarın vatammızda parlıyacağına inandığımız Hürriyet meş'alesini körpe varlıklariyle tutuşturmuş kıvılcımlardır. Bu çocuklar bu fedakârhğı şöhret uğruna, her hangi siyasal bir ihtiras uğruna göze almış değillerdi. Amaçları sadece Atatürk'ün önderliği altında kurtardığımız bu mübarek vatanda O'na lâyık insanlar olduğumuzu göstermek, O'nun kurduğu devrim prensiplerini ayakta tutmaktı. Bu çocuklann fedakârhğı sayesinde milletimiz Atatürk Türkiyesinin çökmediğine, çökmiyeceğine ve bundan böyle hiç bir kuvvetin memleketi gerilik uçurumlanna yuvarlayamıyacağına bir daha ve yakından inanmıştır. Bu inancın ışığında Türk milleti yeni bir hızla hürriyet ve medeniyet yolunda ileri hamlelere atılacak ve şüphesiz kısa zamanda göğüs kabartıcı basarılar elde edecektir. Sevgi size Atatürk yavruları. Genç yaşınızda, henüz hayatın eşiğinde, şu ılık bahar güneşinin tadını çıkaramadan, varlığınızı cömertçe harcayıp gittiniz. ÖnUnüzde sızi bekliyen dünya nimetlerinin topunu birden tereddütsüz, cesaretle, kinsiz, garazsız, hattâ belki de güler yüzle tepdiniz. Bir anlık bir yalım gibi parladınız ve söndünüz. Fakat sönerken Türk milletinin kendi gücüne olan tükenmez inancını tazelediniz! Ne mutlu sizi doğuran anaiara, ne mutlu sizi yetiştirenlere, ne mutlu sizden sonra, sizın ışığınızda yetişecek olanlara! NADİR NADİ GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet 'Sınırları açm' 30 MAYIS 1989 Bulgaristan'dan Türklerin zorunlu göçü sürerken, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov, Türkiye'nin Bulgaristan'dan göç etmek isteyen Türklere smırlarını ıçmasını istedi. Reuter'in haberine göre Jivkov, dün akşam Bulgar elevizyonundan yaptığı konuşmada, "Türkiye'yi, Türkiye'ye gitmek ya da orada yaşamak isteyen tum Bulgar Vfüslümanlarına sınırlarını açmaya çagınyorum" ifadesini cullandı. TAR1TSMA Yargısal Dcnotim ve Yargının Etkinligi Bugün Yargıtay'da iki yüz civarında tetkik hâkimi görev yapmaktadır. Bu miktar üç yüze çıkartıldığı takdirde, yıllık karar sayısında seksen ila yüz bin artış sağlanabilir. Erklerin (yasama, yürütme ve yargı) ayrılı- ğı prensibi, demokratik hukuk devleti olma- nın vazgeçilmez koşullarından biridir. Türki- ye Cumhuriyeti Anayasası'nın da benimsedi- ği bu kural, ne acıdır ki 1980 sonrasında uy- gulamadan bir ölçüde kaldırılmış ve varlığını kitap sayfalannda sürdttren fantezi bir sözcük- ten ibaret kalmıştır. llk asamada yasama or- ganırun asıl işlevi, elinden ahnmış ve devlet dü- zeni yasalarla değil, hükümet larafından çı- kartılan kanun gücünde kararnamelerle kurul- maya başlamıştır. Tam bağımsız Yüksek Hâ- kimier Karulu lağvedilerek, hâkim ve savcıla- nn atama, nakil, disiplin ve sair özlük işleri, şeklen yan bağımlı, uygulamada ise tam ba- ğımlı Hâkimkr ve Savcüar Kurulu'na verilmiş- tir. Siyasi iktidarın temsilcisi Adakl Bakanı ve onun dümen suyunda gitmekte sayısız fayda gören ve bu sayede kişiye özel bir kanunla YÖK üyeliği unvanını da kazanan bakanlık müsteşan, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nun doğal başkan ve ttyesi olmuşlardır. Hâkimler ve savcılar hakkında disiplin soruş- turması yaptırma yetkisi bakana verilmiş, tef- tiş kurulu bakana bağlanmış ve atama ve na- kil kararnamesi taslağım düzenleme yetkisi de bakanhğın arzu ve iradesine bırakılmıştır. Ku- rulun yargıdan gelen üyelerinin ise Yargıtay 1 daki odaları bakanlık bütçesinden veya fon- dan müyonlar harcanarak yeniden döşenip dU- zenlenmek ve kendilerine yurtiçi ve hatta Ja- ponya ve Uzaksark gibi yurtdışı gezi olanak- lan yaraulmak suretiyle bakan ve müstesar cephesinde yer alrnaları sağlanmıştır. Bugün, bunlarla da yetinmeyen siyasi ikti- darın, tüm güçleri kesin biçimde elinde top- lamayı amaçlayan girişimler içinde bulundu- ğu gözlenmektedir. Adalet Bakanlığı tarafın- dan çıkartılan "Adakt Haber Gazetesi"nin ni- san 1990 tarihli sayısında, gazetenin imtiyaz sahibi ve Çankaya'nın bakanlık temsilcisi Arif Yttksel'in buyruğu ile yazıldığından kuşku bu- lunmayan bir yazıda, Yargıtay'ın bünyesinde yapılan seçimlerin zaman kaybına neden ol- duğu ve Yüce Mahkeme'nin asıl işlevini aksat- tığı gerekçesiyle, Hâkimler ve Savcılar Yük- sek Kurulu ile Yüksek Seçim Kurulu'na üye ve dairelere başkan seçimlerinin Yargıtay Ge- nel Kurulu'ndan alınması, bu kuruluşlar ile Anayasa Mahkemesi'ne üye seçimlerinin doğ- rudan Cumbnrbaskanı tarafından yapılması önerilmektedir. Gerekçe son derece gülünçtür. Asıl amaç, yargısal denetim ve gözetimi, siyasal iktida- nn baskısı altına almaktır. Şoyle ki iktidar par- tisinden gelen ve sözde tarafsız olan bir cum- hurbaşkam, önce Arif Yüksel yapısında olan- lar arasından Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na üye seçecek, bu kurula aynı yapı ve yaraühşta olanları Yargıtay üyesi olarak seç- ürecek, bunlar arasından da kendisi Anayasa Mahkemesi'nin, Yüksek Seçim Kurulu'nun ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye- lerini beürleyecek. Böylece kurulan düzen için- de yasama ve yürütme üzerindeki yargı dene- timi ve seçim islerindeki yargı denetim ve gö- zetimi, siyasal iktidarın Cumhurbaşkanı ara- cılığı ile oluşturduğu kadrolara verilmiş ola- caktır. Bir başka amaç da yargımn etkinlik ve say- gınlığını zayıflatmaktır. Işte bir örnek; hükü- met, sözde Yargıtay'ın yükünü hafifletmek ve işlere sürat kazandırmak gerekçesiyle yeniden 5 daire daha kurulması hazırhğı içine girmiş- tir. Bu girişim gerçekleştiği takdirde, Yargıtay üye sayısı 236'ya çıkacaktır ki dünyanın hiç- bir yerinde bu sayıda üyeye sahip bir yüksek mahkeme mevcut değildir. Siyasal iktidarın yargımn sorunlanna bakış biçimi değişmedik- çe, sorunlara köklü çözüm arayışlan içine gir- medikçe, Bes YUbk Kaikınma Planı'nda da yer aldığı gibi ara "istinaf" mahkemeleri kurul- madıkca ve Yargıtay tetkik hâkimi sayısı ço- ğaltılmadıkça, daire ve üye sayısının arttınl- ması ve samimiyetten uzak göstermelik ted- birlere başvurulması hiçbir zaman Yargıtay- ın yükünü hafifletmeyecek ve işlere sürat ka- zandırmayacaktır. Esasen, davalann uzama- sının asıl nedeni, Usul Yasalan ile ilk derece mahkemelerdeki kadro noksanlığı yüzünden, hâkimlerin büyük iş yükü altında ezilmeleri- dir. Bugün, Yargıtay'da iki yüz civannda tet- kik hâkimi görev yapmaktadır. Bu miktar üç- yüze çıkartıldığı takdirde, yıllık karar sayısında seksen ila yüz bin artış sağlanabilir. Çünkü mevcut daire sayısı ve üye kadrosu haftada Uç- yüz tetkik hâkimini dinleyebilecek nitelik ve niceliktedir. Kısacası, amaç, Uzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Ne var ki yargı bu tür girişimleri büyük bir duyarblık ve kararhhkla yakından izlemektedir. tLHAN YÜKSEL Hukukçu-Ankara 23 OCAK 30 MAYIS 1933 - 1988 ÖSYMT.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTIRME MERKEZİ % Merkezimizi bugünkü saygınlığına eriştiren m \ Prof. Dr. Altan GÜMALP'i / ^k şükranla anıyoruz. M • ^ ^ ^ ^ ^ 30 MAYIS 1990 Hapisteki gazeteciler açlık grevihde VURDUMDUYMAZLIĞA YUH!10 yıldır zindandaki düşünce suçlutannın açlık grevi 11. gününde. Veli Yılmaz 748 yıla mahkûm; adam ökJürseydi 24 yıl. Osman Taş 661 yıl; hayali ihracat yapsaydı en çok beş yıl. Tererie taçakçılıkla suçlansaydılar serbesRiier. 141-142'nin hiikmu kalmadı ama hükümlüteri içerde. Adalet Bakanı Sunguriu: "Ceza Kanunu'ndan gelen adaletsizlik." Parti yöneticiieri. milletvekilleri basın kuruluşlan sorumlulan ne dediler? DGM 2000 e DOĞRU ya Dağıtımdo elkoydu. YASAKSIZ YENi BASKI BAYİLERDE HER YÖNÜYLE BİLKENT ÜNİVERSİTESİ. Burjuvazinin özel bahçesi. Amerika, kumar, dazlaklar, Albaylar, tersine beyin göçü. • EVREN'DEN BAŞSAVCI'YA MÜDAHALE: "Fatma Yazıcı'yı mahkûm et." • MİDYAT-BUDAKU'DA ÖLDÜRÜLEN KÖYLÜ ve SONRADAN OLUP BİTENLER. • HANDE DAVASI'NDA ÖNE ÇIKANLAR.DGM Savcılarını kim kurtaracak! TEŞEKKÜR SSK Göztepe Hastanesi sağlık tesislerinde geçirdiğim başarılı ameliyat nedeni ile Başhekim Doç.Dr. TOFIAGEL İLGÜN, ameliyatı gerçekleştiren üroloji uzmanlarından Op. Dr. İBRAHİM UZMEN, Op. Dr. YILMAZ BİLİR ve ameliyat ekibi ile bevliye servisi hekim, asistan ve personeline ayrıca tedavi süresince telefon ederek bizzat gelerek çiçek göndermek suretiyle yurtiçi ve yurtdışından telgrafla sağlık dileğinde bulunan yakın dost akraba ve sevenleriraize en içten şükranlarımızla, saygılarımızı sunanz. ALPDÜNDAR AİLESİ ADEVA MEHMET ALPDÜNDAR EMEKLİ SENDİKACI, DtSK KURUCULAREVDAN TEŞEKKÜR Gerçekleştirdikleri başarılı bir ameliyat ile beni eski sağlığıma kavuşturan tSTANBUL TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ Bölümii Doktorlarından Dr. RASÎM GENÇOŞMANOĞLU Dr. MAHMUT IVIÜSLÜMANOĞLU Dr. ALİ EMİN AYDIN Dr. KUBULAY KARŞIDAĞ ile servis hemşirelerinden FİGEN AYDIN, ŞELMA GÜLSES KAZAR ve Hastabakıcı HÜSEYİN KURUOĞLU'na teşekkür ederim. NURTEN KARA POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Kürt Cemali'nin Ali'si... Ankara'da Kürt Cemaliyı yeni vurmuşlardı. Gazeteler yazmış, sevenleri ağıtlar yakmışlardı. Cemali'nin vuruluşu kabadayılar arasında bir sorundu. Denge kurulmuş, kabadayılardan çoğu kent değiştirmişlerdi. Birkaçı da daha sonra ünlenmek için Is- tanbul'a göç etmişti. Bir gün Haldun Taner çıkageldi. Vatan'ın Ankara bürosunda beni buldu. Damdan düşer gibi, "Şu Kürt Cemali işi nedir onu öğrenmek istiyorum, bana yar- dım eder misin" dedi. Bana göre bir kabadayı öyküsünden öte gitmiyordu. Dedim, "Kabadayıiar arasında bir dögüş." "Bana olayın geçtiği yerleri göster, kabadayılardan kimileriy- le görüşmek istiyorum." Haldun'un isteği benim boyumu aşıyordu. Olayı bilenleri ve karışanları görüştürmek gerekiyordu. Aklıma hemen avukat Şefik geldi. Altındağ'da doğmuş, büyümüş, oranın kabadayıları ile ar- kadaşlık etmişti. Haldun'la tanıştırdım. Üçümüz birlikte Kürt Tah- sin'e gittik. Tahsin durmuş, oturmuş, eleğinı asmış, elini eteğini külhanbeylikten çekmişti. Haldun'a bir gecekondu kahvesinde öykünün girdisini, çıktısını anlaftı. Baktım Haldun hiç not almı- yor, Tahsin'i ürkütmemek için işi olağan sayıyor. Tahsin epeyce anlartı Daha sonra büroya döndüğümüzde Haldun, hemen kâ- ğıt kaleme sarıldı, duyduklarını unutmamak için ivedi kâğıtlara döktü. Bır görüşme yetmemişti Haldun'a. Daha sonra birkaç kez rah- metli Avukat Şefik'le Altındağ'a gitti, başkalarını da dinledi. Şefik şaşırıyordu, "Bizim Altındağ'ı mı yazacak, Kürt Cemali'yi mi anlatacak?" "Bilmem. Belki yazacak." "Yazmıyacaksa, ne diye bu kadar üstünde duruyor?" "Kendisine sorsana." "Sorulur mu hiç koskocaman yazar." Şefik'in yaşamı yazarlar arasında geçiyordu. Karpiç'e gelen bütün yazarlar tanışı idi. Nedense Haldun Taner'i tanıdıkların- dan ayınyordu. Haldun, başka tür bir yazar gibi görünüyordu ona, kocaman. Aradan epeyce bir süre geçti. Kürt Cemali'nin öyküsünden 'Ke- şanlı Ali Destanı' çıktı. Bu şarkılı bir oyundu. Epeyce de tanıtımı yapılmıştı. O yıl ne yana bakılsa 'Keşanlı Ali' görünüyordu. O yılın yazında 'Keşanlı Ali' Ankara'ya geldi. Gençlik Parkı'nda bir yazlık tiyatroda oynanacaktı. Baktım Haldun Taner beni arıyor- du. Hoş beşten sonra dedi ki: "Kürt Cemali'den bir 'Keşanlı Ali' çıktı. Senin genç bir arka- daş vardı hani, beni Altındağ'a gotürmüş kabadayılarla görûş- türmüştü. Neydi onun adı?" "Şefik. Avukat Şefik." "Şefik beyi ve seni Keşanlı Ali'nin yarın galasına davet ediyo- rum. Onu nasıl buluruz da söylerim?" "Arayayım bakalım" dedim. Birkaç yere telefon ettim. Karpiç'te olduğunu ögrendim. Hal- dun'la kalkıp Karpiç'e gittik. Daveti işitince çok sevinmişti Şefik. "Ya", diyordu "Demek bizim Kürt CemaJiden bir Keşanlı çık- tı, öyle mi? Niye Cemali diye yazmadınız da Keşanlı Ali dediniz?" "îşin raconu, öyle çıktı tezgâhtan." "Demek öyle çıktı." Kendi kendine söylenip duruyordu: "Demek öyle çıktı." Son- ra durdu, "Hani Kürt Tahsin Ağabey var ya sana Cemali'yi anlatan." "Evet." "Bir bilet daha versen de o da görse 'Keşanlı Ali'yi... Bakalım Cemali'ye benzetebilecek mi?" Adı mı olur, Haldun, Kürt Tahsin'i de galaya davet etti. Bir İs- tanbul efendisi olan Haldun'dan son günlerde çok söz ediliyor. Bu ortak öykü ara yerde kalmasm, gûn ışığına çıksın, dedim. Otu- rup bir daha yazdım. CALIŞANLAREV SORULAR1/SORUNLARI YHMAZ ŞtPAL "SSK aylıklarının dtinü-bugünü-yannı" Bilindigi gibi, 3395 sayılı yasanın geçici 5. maddesinden yararla- narak 4 milyon 200 bin lira yatıran emeklilere "süper emekli" adı verilmiştir. Temmuz 1990'dan sonra 1988 yılından önce emekli olmuş emek- liler arasındaki fark kapanacak ve süperler, normal emeklilere eşit- lenecektir. 3395 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle pek çok sigortalı Üst Gösterge Tablosu'nda yeT alan 6.400 göstergeden yararlanabilmek için emekli olmuş ve bunlardan hemen hepsi de aldıklan kıdem tazminatlarıru süper emekli olabilmek için SSK'ya yatırmışlardır. Bunun yanı sıra eski eraeklilerden 1.400 göstergeye ulaşmış olan- ların büyük bölümü, kimi harç borç bularak, kimi evini, arsasını elden çıkararak, kimi bankadaki son kuruşunu çekerek süper emekli olmak için kullanmıştır. Sonuçta elde avucta ne varsa yitip gitmiş ve haksızlıkta eşitlik sağlanmıştır. Böylece, SSK emeklileri arasındaki süper-normal ayrımı son bul- muş mu olacak? Bu kez, SSK emeklileri arasındaki ayncalık her geçen yıl artarak sürecektir. örneğin, dünün en üst düzeyinden prim ödeyenlerle, yannm asgari ücretinden prim odeyenler aynı, dahası asgari ücretten prim odeyenler, tavandan prim ödeyip 1988, önce emekli olanlardan daha fazla yaşlılık aylığı alır duruma gelecek- tir. Bugün, 1988'den önce emekli olan bir SSK sigortalısı için öde- nebilen en yüksek yaşlılık aylığı 13 bin 400 prim günü karşılığı % 85 orandan 478 bin 450 liradır. Yine 13 bin 400 gün içinde son 1.800 günü (5 takvim yılı) tavan- dan prim ödeyen bir başka sigortalıya 1990'da emekli olduğunda °7o 85 orandan ve 4.050 göstergeden 1 milyon 52 bin 838 lira yaşlı- lık aylığı bağlanmaktadır. Bu sigortalı, emeklıliğini bir yıl ertele- yip 1991'e sarkıtu^a, 255 katsayı ile 5.100 göstergeden 1 milyon 280 bin 425 lira, 2 yıl erteleyip de 1992'de emekli olursa 6.400 göster- geden ve ayda 1 milyon 562 bin 200 lira yaşlılık aylığı alabilecek- tir. Burada sözü sayılara bırakalım. SSK TAVAN EMEKLİ AYLIKLARININ DÜNÜ-BUGÜNÜ-YARINI: CtSTBKf PtİM 19M ftKKİ 1.400 EMB0.İ «rutı StPER EMEKLİ M00 EMEKÜ «L*l isa< ZMt EMEOJ «ruö losa EMEKLİ flrutı ust EMEKÜ MrUb 1M1 11N EMEKÜ nruCı mz EMEKÜ mıiı 5000 6200 7.400 8600 9800 11000 12 200 13400 389200 407.050 424.900 442 750 46O600 478450 478450 478450 437.000 469.000 501000 533.000 565000 597.000 597.000 597.000 436375 462 513 488.650 514.788 540925 567063 593.200 619.338 563.875 602.763 641650 680.538 719.425 758.313 797.200 836.088 691375 743013 794.650 846.288 897325 949363 1.001.200 1052838 825.250 890275 955300 1020325 1085350 1.150375 1.211400 1.280425 991.000 1.072.600 1.154.200 1.235300 1317400 1399000 1.480.600 1.562.200 ERDEK KADASTRO MAHKEMESİ 1989/50 Davaclar Fatma Damar vs. vekilleri Av. Taner Çiftarslan tarafın- dan davah Karacaabatlı Ismail mirascılan vs. aleyherine açtığı tapu tescili davasının yapılan açık duruşması sırasında: Davahlardan Erdek ilçesi Doğanlar köyünde oturduğu belirtilen Ka- racaabatlı İsmaiTin bugüne kadar yapılan tüm aramalara rağmen mah- kememizce açık adresi tespit edilememiş olup adı geçen davah Kara- caabatlı lsmail'in ınahkememizce yapılacak 18.6.1990 günü saat 9.00'daki duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde duruşmanın yokluğunda yapılıp karar verile- cegi dava dilekçesi yerine geçmek üzere 7201 sayılı teblit kanununun8 ve 29. maddeleri geregince yayın tarihindetı 15 gün sonra tebliğ edil- miş sayılacağı ilan olunuı. Her türlü çiçek işleriniz, bahçe tanzimi ve özel zevkinize göre gelin aıabası yapılır. Gelin buketi hediyemizdir. FIRAT ÇİÇEK EVt Tel.: 516 64 25 Bodrum Bitez'de satılık villa 70 milyon Gündiiz: 132 25 48 Akşam: 574 71 48
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear