23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ S l K R 5 NİSAN 1990 K E T E A C IÜ N İ V E R S İ T E L İ L E R Gençler: Toplum bize güvenmiyorEN ÇOK YAKEVILAN KONULAR Toplumda gençlere karşı bir güvensizlik var. Bu bizi tedirgin ediyor. Kişiliğimize saygı gösterilmiyor. Bu konudaki toplumsal baskılar da can sıkıyor. Derslerden başka bir şeyle uğraşmak için yeterli zaman ve olanak yok. Spor yapacak yeterli tesis bile bulunmuyor. Gelir yetersiz; ailemize yük oluyoruz. Üniversitede herhangi bir sorunla karşılaştığımız zaman yalnız kalıyoruz. Bize yardım edebilecek kimse yok. — 5 — 1985 yüında Birleşraiş Milletler Dünya Gençlik Yılı ile bağlantılı Istanbul Üniversitesi öğrencileri arasında, sorunlanna yönelik bir anket düzenlenmiş. Sorulan belli başlı sorun kalıplan içinde öğren- cilerin yürde 72'si "spor imkânla- nnın oimamasını" ilk sorun öla- rak ileri sürmuşler. Bunun yüzde 70.51e "AUeme yük olmaya devam ediyorum", yüzde 67.1'le "Eğlen- raek için yeterli zaman ve yer yok" yüzde 64.3'le "Denlerie agraş- maktan başka faaHyederc zaman ksümıyor", yüzde 60.81e "Ulaşım çok zaman alıyor" izlemiş. Genç- ler önem sırasına göre diğer so- runlan, "Toplum bize güvenmi- yor", "Karşılaştıgıın öğrenim so- runlanna üniversitede yardım ede- cek kimse bulamıyorum", "Sine- ma, tivatro gibi kültürel faaliyet- lere kahlamıyorum", "Aylık geli- rim masraflanmı karşılamıyor", "Ögrencilikk ilgili kurallar beni sıkıyor", "Kişiliğimize saygı göslerilmiyor" şeklinde sıralamış- lar. Öğrencilerin kaldıklan yere göre sorunlanru sıralarlarken, ai- leleri ile tstanbul'da oturanlaı ula- şım sorununu sıralamada 3. sıra- yı alırlarken, yurtlarda kalanlar, "Sağlıklı beslenememe" ve "aylık gelirlerinin masraflarını karşılamamasun" öne çıkarmışlar. Gençlerin yüzde 56 gibi önem- li bir çoğunluğu aylık gelirinin masrafını kaışılamadıgını söyler- ken, yüzde 47.3 gibi yüksek bir oranda genç de gelecekte iş bul- ma korkusu içinde oiduğunu be- lirtmiş. Kaldığı yurtta rahat olmadığı- nı söyleyen üniversiteli yüzde 53.2, evde rahat olmadıgını söyleyen yüzde 13. Sağlıklı teraizlik orta- rrundan yakınan yurtlarda yüzde 46.9, evde yüzde 6'sı. Rahatça ça- hşabilecek yeri.olmadığından ya- kınan yurtta yüzde 46.5, evde yüz- de 27.2, ulaşımdan yakınanlar yurtta yüzde 58.3, evde yüzde 62, sağlıklı beslenememekten yurtta yüzde 63.3, evde yüzde 20J, be- den sağlığından yakınanlar yurt- ta yüzde 35.1, evde yüzde 16.6. Gençlerin psiko-sosyal kaynaklı sorunlan ise "toplum bize güven- miyor"la başlıyor, şöyle sıralanı- yor: Yüzde 59.2, "Tophun bi» gü- venmiyor", yüzde 52 "Kisiligimi- ze saygı gdsterilmivor", yüzde 41.7 "Toplum baslusından sıkılıyo- rum", yüzde 28.9 "Rnh saglıgım iyi degil", yüzde 26.2 "Kendimi çok yalnız hissediyonım", yüzde 25.3 "Karşı dnsten arkadaşım yok", yüzde 213 "Çevremdekiferk rahat iliski kuramıyönmı." Aynca ailesi İstanbul dışında olanlar yüzde 48.9 gibi yüksek bir oranda evden ayrı kalmanın ken- dilerini üzdüğünu söylemişler. Arastırmanın değerlendirüme- sinde gençlerin toplumun kendi- lerine güvenmedigı endişesini ta- şıdıklan, kişiliklerine saygı göste- rihnesini istedikleri ve toplum bas- kısından sıkıldıklarına işaret edi- lerek bunlann çok büvük anlamı olduğu, sağlıklı iletisim ortamının yeniden hazırlanması gereği üze- rinde önemle duruluyor. Boş zamanlannı değerlendirme ile ilişkin sorunlar değerlendirilir- ken, ailesi ile tstanbul'da oturaıı- lar yüzde 65.9 ve ailesi lstanbul- da olmayanlar yüzde 67.2 oranla- nnda eğlenmek için yeterli zaman ve yerleri olmadıgını söylemişler. Akademik kaynaklı sorunlar ise şöyle saptanmış: Izlemekte oldu- ğu öğrenim alanını sevmedikJeri- ni söylevenler yüzde 22.3. Üniver- Öğrenciler konu yurtlardan açılınca susmak bilmiyorlar; dertler ve sorunlar öylesineyüklü... Öğrenciyurtları kışlaya benziyor sitede başarüı olamayacaklan kay- gısıru taşıyanlar yuzde 36.7. Kar- şılaştıkları öğrenim sorunlanna üniversitede yardım edecek kim- se bulamadıklarıru söyleyenler yüzde 58.7. öğrencilikle ilgili ku- rallann kendilerini sıktığından ya- kınanlar yüzde 55.2. Rahatça ders çalışabilecek yeri olmadıgını belir- tenler yüzde 36.9. Ders çalışabile- cek yeri olmamasından yakınma- da yurtların olumsuzluğunu ser- gileyen bir tablo ise ailesi İstanbul dışında olan çocuklarda bu ora- nın yüzde 27.2'den yüzde 46.5'e çıkması ile sergüeniyor. Araştırma aynca akademik kaynaklı sorun- lann başında, "Ögrendlerin iini- versitelerde yardım edecek kimse bnlajnamalan" oiduğunu ortaya çıkanyor. Öneriller öğrenciler yasaklar çemberine, sadece büyüklerimizin istemediği, zararlı siyasal akımlar peşine düş- mesinler diye alınmış değiller. Si- yasal yanında, sosyal pek çok kay- gımız nedeni ile de pek çok yasak ve kural koymuşuz. Bunlann ba- şında da ahlaki kaygılanmız ve de cins ayrımı yapılarak sadece kız- lara yönelttiğimız ahlaki kaygıla- nmız geliyor. Bogaziçi, Bilkent, ODTÜ gibi ayncalıklı üniversitelerimiz dışın- da kalan üniversiteler ve hele de yurtlanmızda, "kızlanmızın na- musunu konıma" adına akıl al- maz önlemler düşünmüşüz. Ula- şımın saatleri yok ettiği, öğrenci için hiç değilse tiyatro, konser, si- nema gibi olanakların olduğu bü- yük kentlerimizde dahi kız yurt- lannda kapılar 8.30-9.30 gibi sa- atlerde kapanıyor. Gece ziyaretçi yasak. Erkek arkadaşlar yurt alanlannın belirli mesafelerinden öteye yaklaşamazlar. Gece gelme- yecek öğrencinin önceden izin al- ması, nereye gittiğini bildirmesi gerek. Tabiı izinli çıktığı geceler de dahil ne yaptığa, nasıl yaşadığına ilişkin türn bilgiler mektupla aile- lere gönderiliyor. Kız-erkek yurtları aynı mekân- lardaysa, oralarda ortak kantinler- de kalabilmek aynı zamanlarla sı- nırlı. öğrenciler geceleri kapatıl- dıklan mekânlarda, mahkûm edil- dikleri yaşam biçiminden aynca yakınıyorlar. Kalabalıkta, gürül- tüde ne televizyon izleme ne de müzik dinleme olanağı var. Çalış- ma, okuma odalarında masa kav- gası yapılıyor. Üniversite öğrenci- sine, gece sabaha kadar çahşabil- me izni verilmiyor. Işıklar belli sa- atlerde söndürülüp yatmaya zor- lanıyorlar. Sınav gecelerinde gizli gizli oda, kapı diplerindeki ışık- lardan yararlanmaya çalışıp yöne- timle boğuşmalarının öykülerini anlatıyorlar. Tabii bütün bu kurallar gece da- ha geç yurda dönebilme hakkı dı- şında bütün boyutlan ile erkek öğ- renciler için de geçerli. Yurtlardan yakınma başlayınca oğrencileri saatlerle susturamaya- cağınız kadar çok dertleri var. Sosyal çalışmaya yönelik mekân- lar hâlâ düsünülmüş degil. Yaşam, yemek, ısınma, banyo koşulları gerçek bir sefalet. Haftada, 15 günde bir-iki saat sıcak su veren öğrenci yurtlan var. Bütün öğren- cilerin çamaşır, banyo yapabüme- leri elbette söz konusu değil. Su ısıtmak için ısıtıcı da yasak. S o nuçta soğuk su ile yıkanıp soğuk su ile çamaşır yıkamaktan, pislik- ten, sağlıksız ve yetersiz yemekler- den sürekli hastalandıklarını söy- lüyorlar. Pahalı kantinlerden, ken- dilerinin gitmelerine izin verilme- yip yurt yönetimince aynca kâr amaçlı olarak düzenlenen sinema, tiyatro gecelerinden, neler neler anlatılıyor. Kantinlerde erkek arkadaşlan ile oturmalannı sakıncalı gören anlayışın, nasıl gece yarısı uyur- larken, denetün adına, odalara habersiz erkek görevli ve polis soktuğunu, denetleme adına özel dolaplanmn, özel eşyalarırun ka- rıştırıldığını... Yurt yönetimlerinin öğrencile- rin, sonsuzla ifade edilebilecek ya- kinmalanna, kestirme iki gerekçe- leri var. Yakınmalann bir kayna- ğı maddi yetersizlikler; yani özet- le para yok. Yurtların insanca ya- şanabilecek, üniversite öğrencisi- ne yaraşır mekân olması da yok. Diğer kaynağı ise öğrenciyi koru- ma: "Hayır efendim, kız öğrencile- rin ynrda giriş saatlerini daha ge- çe alamazlar. Aileler öyle istiyor. Kapılar kapatılmazsa, kızlanm vnrda vermeyeceklerini söylnyor. Tabii kızlannın ne yaptıklannı, nasıl yasadıklannı ailelerine bildi- recekler. Çönkü namuslan oola- ra emanet edilmiş. Aksi halde ai- leler kızlanm yurtlara nasıl güve- nip de bırakabilirlermiş?" "Okula bu yıl basladım. Kapı- da polis vardı. Nüfus kâgıdımı ye- lerli bulmadılar. Kayıt kâgıdımı almak için e>e gonderdikr. O gun- den bugüne, bize yönelik bütün davranışlarda şıipheciligin egemen oiduğunu yasıyorum. Tuvaletleri- miz akıl almaz pislikte. Dekanla görii^mek, dilekçe vermek istedik. 'Terör böyle baslar' yambnı aldık. Spor salonu için verilen yazılı di- lekçe, (anarşi) suçlaması ile soruş- tnrmaya konu oldu." "Üniversitelerde baskı var ya, yurtlann yanında hafif kalıyor. Yartlar gerçek bir kışla, askeri di- siplin altında. Zaten yöneticilerin çogunlugu emekli subav Bize er gibi davranıyorlar. Fazla para top- lamak istediler. Itiraz ettik. He- men soruşturma açıldı. Toptan abyorlardı, son dakikada durdu- ruldu. Dolaplanmızın çift anah- ları var. Biri yonetimde. tstedik- lerinde dolaplanmızı kanştınyor- lar. Özel hayatımız yok." Yurttaki yaşam oğrencileri bezdirecek kadar katı bir baskı altında. (Fotogpaf: Deniz Topaloglu) Gençler hem olay çıkaranlara hem de polisin bu konudaki tutumuna tepkiduyuyor veşöyle diyorlar: Polis karışmasakitle eylemciyi dışlarÜniversite yöneticileri, kitlenin büyük çoğunluğunun "anarşi ve terör" olaylarına karışmadığını kabul ediyor. Ancak şöyle diyorlar: "Polisi biraz uzak tutmaya kalktık mı hemen olaylar patlak veriyor." Gençler ise olaylar nedeniyle demokratik hakların ellerinden ahnmasma içerliyor. Görüştüğümüz çok fazla sayı- da yöneticiden, bu sancılı tablo- yu değiştirme çabası, hiç değilse rahatsızlığını duyma anlamında olumlu bir sözcük duyamadık. Aksine ancak polisiye önlemlerle öğrencinin basının beladan kurta- nlacağı inancı içindeler. öğrencinin tehlikelerden gerçek üniversal ortamda, gerçek demok- ratik ortamda ancak kurtulabile- ceğini savunanlar, parmakla sayı- lacak kadar azdır. Ve de tabii YÖK üniversitelerinde yönetimler- de söz ve karar sahibi değiller. öğ- renciyi ciddiye alanlar, aynı za- manda bilimsel kimlikleri de olan- lar gerçekten öğrencileT tarafından da çok çabuk seçiliyorlar. öğretim üyelerinden çok fazla yakınan, kendileri ile hiçbir iletişim kurul- madığını, üniversal eğitim göre- mediklerini anlaıan öğrencileT, sa- dece ciddiye aldıklan, saygı duy- duklan hocalannın derslerinde sı- nıfları dolduruyorlar. Hangı yöneticiyle konuşursanız konuşun kitlenin, "anarşi, terör" dedikleri olaylarla hiçbir ilişkile- ri bulunmadığıru kabul ediyorlar. Ancak "Polisi biraz uzak tutma- ya kalktık mı hemen olaylar pal- lak veriyor. Duvariar Kürtce, ille- gal örgütlerin yazılan ile dolup tasıyor" diyorlar. öğrenciler, polisiye önlemlerin olayian önlemek kadar büyütmek YALIKAVAKTA KEŞFEDİLECEK OKADÂRÇOKŞEYVARKÎ.Lt«« Yalıkavak Pansiyonları Bodrum'a 20 dakika... Fok balıklarının koruma altına alındığı dünyanın 3 bölgesinden biri... Eşsiz güzellikte bir doğa keşfedilmeyi bekliyor. Otantik bir yaşama özlem duyanlar için... . 2,3,yataklı ve içiçe 2 oda seçenekleri • Her odada sıcak su • Bayramda geceleri Bodrum'a gidış-donüş servis . Aynca günluk çevre turları Oda + Kahvaltı dahil 8 günluk bayram fiyatları: 240 000- TL ile 350.000- TL arasında Yaz sezonu boyunca aynı fiyatlar geçerlidir. Çocuklara % 50, aynı odada kalacak 3. kişi ıçin % 10 indirim/Ödemelerinızı kredı kartlarıyla da yapabılirsiniz. HEM BAYRAMDA, HEM YALIKAVAKTA, HEM DE BU FİYATA! IICflKEZ ÛFrS. Hasnuri^âlv Sotı VMız Han No 1 Kaı 2 BeyOQ>u SOftsC ıslarcu' Tef 1*3 13C6-1« Î6«9 Fa» 149 1352 Tete gibi bir rolü olduğu karusındalar. Hatta olayların polis yüzünden büyüdüğünü öne sürüyorlar. Son haftalarda meydana gelen bütün olaylar için her mekânda ayn ayn ve uzun değerlendirmeler yapıldı. Her yerde polisin olumsuz rol oy- nadığı görüşünde birleşildi. öğrencilere göre söz konusu olayların önlenmesi için polisiye önlem değil, demokratik ortama gereksinme var. "Olayian çıkaran- larla kitlenin hiçbir bağı yok. Ka- labalığın içinden birileri aykın slo- gan atıyor, polis herkesin üstüne birden gidiyor. Böylece suçlu - suçsuz herkesin canı yaruyor, iş büyüyor. Polisin yaptığı olay çı- karmak isteyenler için bulunmaz 17-27 Yaşında Bayanlara INGILTERE'de İNGİÜZCE'yi Uc-sza öğrenmek ıçın gûvenılır tek yol AU PAIR'lık yapmaktır DERİN LİMİTED ŞTİ. Barbaros 3ul Mazharpaşa Sok. 2/9 Beşıhtas-lst Tel 16ı 43 86-87 Ankara 213 68 67 Izmır 22 38 86 bir nimet. Kanşmasalar, kitle za- ten onlan açıkta bırakacak. Her zaman deneyenler var. Kitleyi çe- kemiyorlar. Ne zaman polis girse işte o zaman olay da çıkıyor!' Doğrusu birkaç haftalık göz- lemlerimizde, bize de yöneticilerin degil, öğrencilerin anlatuklan çok daha gerçekçi geldi. Her şeyden önce ortamın biraz daha demok- ratik olduğu universiteler ve bö- lümlerde çarpıcı bir aynmla olay- lar çıkmıyor. Bu bir rastlantı ola- maz. Belki öğrencilerin kökeni ile bağlantılı sosyolojik açıklamala- rı vardır. Ancak polisin müdaha- le etmediği günlerde birçok üni- versitede yasadışı örgütlerin pek çok afiş ve sloganını gördük. öğ- renci kitlesinin onlardan nasıl uzaklaştıklanna, dışladıklanna da tanık olduk. İstanbul Üniversitesi'nde, Mar- mara'da, Yıldız'da, Boğaziçi'nde öğrenciler aykırı slogan ve afîşle- ri, düşünceleri, özellikle demok- ratik haklanrun ahnmasına yol aç- tıkları için istemedıklerini anlatıp durdular. "Biz zaten onlan dıslı- yomz. Kendi baslanna bir avuç kalıyoriar. Polis müdahale etme- se, sonunda sıkılıp terk edip gide- cekler. Ne kadar antipatik olduk- lanru görerek vazgeçecekler" tü- ründen yaklaşımlar getiriyorlar. örnegin Bogaziçi öğrencilerine göre eylemcilerin okullarında so- run yaratamamalarının tek nede- ni, demokratik, üniversel ortam. "Her tarafta moda ohınca bize de geldiler. Her lür afiş, sloganlan- nı asblar. Asağıdaki kantin tama- men ellerinde. Hiçbir sert yanıt vermedik. Yönetim de polis getir- mek gibi bir yanlış yapmadı. Biz onlann bulunduğu mekânı Uma- men terk edince, sloganlan ile baş başa kaldılar." Boğazıçi'nin öğrenci kitlesi ta- rafından eylemci ya da öğrencile- rin deyişi ile "marjinallere" terk edilen kantinde görüntü çok il- ginç. Bir yanda Nevruz Şenliği'nin Kürtçe ilaniarı, çeşitli eylemci sol siyasetçilerin sloganlan, diğer yan- da dinciler kantini kardeşçe pay- laşmışlar. önde gelen sorunlanna ilişkin öğrencilere bir de çözüm önerile- rine ilişkin düşünceleri sorulmus. öğrencilerin somut önerilerinden araştırmaya aktanlmış bazı bo- lümler şöyle: • Öğrencilerin boş zamanlannı değerlendireceği ve de belli ölçü- de harçhğını çıkarabileceği fakülte bünyelerinde iş alanlan oluşturu- labilir. • Part-time çalışma olanakları yaratılabilir. Burslar çok yetersiz. En Önemüsi okulu bitirdikten son- ra işsiz kalmak. Okulun yardımcı olması gerekir. • Okul programlan düzensiz ol- duğu için bir iş de bulamıyoruz. Zaten kıt gelirden ailemizin para göndermesi çok zor. Devletin yar- dım etmesi gerek. • Geleceğin aydın kuşağını, mesleğini seven, isteyerek çalışan kişiler olarak görmek için meslek- ler ortaöğretimde öğrencilere ta- nıtılmalı, öğrenci aydınlanmalıdır. Böylelikle meslek dağılımı denet- lenebilir, kişiler istedikleri mesle- ği seçmenin mutluğu ile çalışabi- lirler. • Meslek açısından önemi ol- mayan bir sürii ders kaldırıhp ge- çerli olan ihtisaslaşmaya ağırhk vermelidir. • öğretimin amacı, üretebilen insan yetiştirmek olmalıdır. Istih- dam olanaklanna göre bölümle- re öğrenci alınsa gelecek endişesi bu boyutlan ile yaşanmaz. • Dersten çıküktan sonra birlik- te çalışmak için kahvelere gitmek zorunda kalıyoruz. Kütüphaneier- de birlikte çalışmanuz olanaksız. Yetkili olsaydım ilk görevim, bir- likte çalışacağımız, spor ve sosyal faaliyet yapabüeceğimiz, üniversi- te çevresinde ortamlar yaratmak olurdu. Aynca okul için, devlet için boş zamanlarımızda bize ba- zı görevler verilmesi, bize olan gü- ven ve kişilığimizin gelişmesi açı- sından çok yararlı olurdu. • Bazen dersler arasında çok za- man oluyor. Havası bozuk, bize bir şey vermeyen ortamlarda bek- lemek, zaman öldürmek zorunda kalıyoruz. • Ezbere bilgilerden çok, uygu- lamalı derslere agırlık verilmeli. • Yetkili olsaydım, öğrencinin başarısızlık nedenlerini araştırır- dım. • öğrenciyi araştırmaya yönlen-. dirir, ezberci sistemden uzaklaştı- rırdım. • Eğitimin üretime dönük ol- masını sağlardım. SCRECfK T.C. ŞARKÖY KADASTRO HÂKİMLIĞİ'NDEN Esas No: 1982/179 Karar No: 1987/30 Şarköy ilçesi Kızılcaterzi Kö- yü 753 parsel sayıü tarla nitelikli taşınmazın yapüan yargılama so- nunda; verilen hüküm Şarköy Mal Müdürlüğü'nun 30.9.1987 tarihinde temyiz edilmiş, hüküm 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı- nın 14.9.1989 tarih 988/6614 esas 1989/11802 karar sayılı ilamı ile onanmış olup ikametgâhı belli olmayan davahlardan Zeynep Inaltekin ile Huseyin Inaltekin'e tebligat yapılamadığından ilan yolu ile tebligat yapılmasına ka- rar verilmiştir. İşbu ılanın yayımıru izleyen 7 gün sonra Yargıtay ilamının teb- liğinin yapılmış sayılacağı husu- su isimleri yazılı kişjlere tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. Basın: 45838 BAŞSAĞUĞI Uzun yıHar Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü Edebi Kunılu'na hizmet veren değerli buyüğümüz Prof. Dr. İRFAN ŞAHİNBAŞ'ı kaybetmiş bulunuyoruz. Ailesine ve tiyatro camiasına başsağlığı diliyoruz. DEVLET TtYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜCÜ, EDEBt KURUL BAŞKANLIĞI VE DEVLET TtYATROLARI VAKFI OZEL BORA SURUCU KURSU Sürücü sertifikası verilir Otai Ûskfidar: Kazyataiı Mattepe: Tarabya: Bostancı 343 67 82 362 47 33 352 21 21 162 08 18 373 32 02 TÜRK KALP VAKFI Muayene, Teşhis, Tedavi, Kontrol, Laboratuar, Röntgen 17512 44/45-148 5866 172 87 24 INSANSICAĞI ErdalAtabek 4. bası 5Ö00 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayıniarı Türkocağı Cad. 39-41 CağaJoğlu-lstanbul ödemeli gönderihMz. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. EMİNE SEDEF ERTEM Kimlik cüzdanımı yitirdim. Hükümsüzdür. GÜNEŞ ÖZA YTEN TANSAŞ İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Tıc. A.Ş. Genel Müdürlüğü'nden İZMIR'in Gümrük Meydanında yer alan, tarihi eser eski BalıkHalıbınas!nın"Hcartt,E|l«W,ICatİrw AMMtl MerkBZi" şeklinde yeniden düzenlenmesi işi teklif alma suretiyle yaptırıtacaktır. İşin tahmin edilen bedeli 6.000.000.000.-TL'dir. Soz konusu ışe aıt projeler ve şartnamelerTHIBJlŞ Genel Müdürlüğü'nden mesai saatleri ıçirtde gorülebilir. Teklif vermek isteyen firmalar. ihale dosyası'nı TMttAS Genel Müdürlüğü'nden 1.000 000.-TL karşılığmdatemin edebilirler. (Bufinden itibaren) Teklif vermek isteyen fırmatarın,. teklif dosyalarını, Teklıi Alma Şartnamesrnde yazılı belgelerle birlikte en geç 04/ 06/1990 günu, saat 10.00'a kadar, TJUBÂS Genel Müdurluğu'ne teslım etmelerı gereklidir Teklıflerin degeriendirilmest 04/06/1990 gunü, saat 14.00'de TANSAS Genel Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Posta ile başvuru kabul edilmez. TANSAS Genel Müdürlüğü, ihaleyi yaptp yapmamakta, ya da uygun gördüğü firmaya vermekte serbesttir. MMES:Clınıllllı1y0tBlriv»ılto:16-inNIK/IZMR 10.30-16.30 arası çalışacak bayan eleman aramyor. Başvuru: Beyoğlu Sineması 617465 nolu ehüyetimi ve kimliğimi kaybettim, hükümsüzdür. ALİ KÖKYEM ÎLAN (ÖDEME EMRİ) T.C. MALÎYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GtRÎŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Billur Sokak No: 31/1 kavakhdere-Ankara adresinde faaliyet gös- teren ve müdürlüğümuze kamu alacağından 156.933.100.— TL ile aynca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammından borçlu bu- lunan Sun tnşaat ve Ticaret Ltd.Şti. firmasından mezkûr kamu ala- cağının tahsili için çıkanlan 53021 sayılı, 24.3.1989 tarihli tebligat, firmanın belirtilen adreste bulunamaması nedeniyle iade edilmiştir. Ankara Ticaret Odası, Ankara Ticaret Sicil Mernurluğu ve Çan- kaya Kaymakamlığı nezdinde yapılan idari takibatlar neticesinde, anı- lan şirket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tespit edi- lememiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2'nci maddesi uyannca zabıta mağrifetiyle tebliği de mümkün olunamadığından aynı kanu- nun 28. ve 31. maddeler; gereğince tebligat yerine kâim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukanda belirtilefı nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketin belirtilen borcunun 7 gun içerisinde gümrüğümüz Saymanlık Müdürlüğü veznesine yatırıldığına dair vezne makbuzunun Halkalı Giriş Gümruk Müdurluğu'ne ibraz edilmemesi halinde 6183 sayılı A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55, 60 ve 114'üncümaddelerigereğinceiş- lem yapılacağının bilınmesi ilanen tebliğ olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear