Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahibı: Cumhuriveı Maıbaacıhk ve Gazetecilik Turk Ananim Şırkeli adına
\»dir .Nadi # ) Gene] Yayjn Mudüru. Hssan Cemai. Muessese Muduru:
EmiiM Lşaklıgil. Yazı Ijlerı Muduru: Ok»> Gontnsin. 0 Haber Merkezı
Muduru: talçın Ba>er, Sa>fa Duzenı Yönetmeni: Ali Acsr. 0 TemsUcüer
ANKARA: Alunrt Tm, IZMİR Hikmrt Çrtinkı». ADANA: Çtdn Yigcmıglıj
Iv PoIİLka: Cd«l Ba^ugif. D>> Haberler: KnflM Btta, Ekonomr I m p / Turtun. l> Sendika Nukmn knrocı. Kjlrur (ttal İ'srr.
Eğıtım G«ci) !j«jl»n, Haber Arajlırma. f a M Bcft»n. Yun Habcrlm: NtcdM Dofaa. Spor Dam>manı: Abdulkadır Yacriman.
û a VazıUr: kfmtı (,'jdışkııı, Ara$tınna ŞAjttn Alpas Duzeltmç: AbduAslı Yuc^ 0 koordınaıor ,Vhnc1 konıkaji, % Malı tşicr
Erol Eriuc. # Muhasrte: Balml Vntr # But«-Planiama. 5c»gi OsnMiıhestogtaı 0 Rtllam \»y Tonıs, # E. >avınor Hüyı
Akvol 0 Idare: Husc?in Clincr. 0 Işlarnr ÖMhr Çdik, 0 Bügı-lskm Sail İnl. 0 Pnsonri Soff Bosunaoglu.
Basun ,r Yayun. Cumhunvn Ma!öa*.ılık vc GasuolU TA> Turk Oca* Od. 39,'41
H3-M >u PK 246-lsunbul Td: 512 05 05 120 naıı, Tdec 222-46 Fa*. II) 526 60 72 0
Bun-l»- Aalun: Zjva Gokaip Bh. Inküap S. No: 19/4, Td: 133 1] 41-17. Ttia. 42344 fitı (4) 133
05 65 0 bmir H Zıya Blv 1352 SJ/3, Td: 13 12 J0. Tdra; 52359 F»; (51) 19 53 60
Inonu Cad. 119 S. No: I Kal I. Td: 19 37 52 (4 haıj. Tdot 62155, F»x: (711 19 3"1
52
TAKVİM: 17 NİSAN 1990 Imsak: 4.43 Güneş. 6.16 Ögle: 13.09 îkindi: 16.52 Akşam: 19.52 Yatsı: 21.18
Beyazperdenin tanrıçası Greta Garbo, 84yaşında öldü
Efsanenin ölümsüz güzelliğiGreta Garbo,
Hollyuood'un yapay
ışıklarına, gösterişine,
hızlı yaşamına
katılmaktan nefret
ediyor, hep yakın
dostları olan bir avuç
İsveçliyle veya tümüyle
yalnız olmayı
yeğliyordu.
ATİLLÂ DORSAY
"Doşleri» en iyi yoldaşı", "Is-
kandiaav kayısı", "Fyordlann
Sfenksf", "Akv aJev yanan buz",
"GörVemli Mçhnde kadınsı. ştşır-
tıcı biçimde frkf ksi", "Jnsanlann
çelişki ve isteklerini bnldnga ber-
rak ayna", "Tragedyanınfamnüs-
tii simgesi", "Şiir. şafak rt mö-
rik", "Tannsal kadın", "Ateşli ve
saldırgan", "Günahkftr Mkire",
"Knzcytt m pcrisi", "Sofiuktan gc-
len Sfenks", 'Karizmatik yiiaız-
14ın evrensel siragesi", "Yalnız gü-
zel", "Kuzeyli safhk", "Baltak'ın
atangaç gözeli", "Hollywood'an
ilk hanımefendisi", "1 müyoo do-
iariık azize", "Buz mcşalesi1
', "Kn-
zey küre gizemi'1
, "IsOrabı bilme-
yen mermer". Ve daha neler ne-
ler!.. Yiizyılımızda hiçbir oyuncu-
ya, hiçbir kadına bu denli çok ad
ve sıfat yakıştınlmadı. Hiçbir
oyuncu onun kadar efsane kalına
yUksdmedi, gizemk sarmalanma-
dı, seyirciyi bu denli büytlleyerae-
di. O, tek ve benzersu Greta Gar-
bo'ydu. Bclkı Marienc Dietricfc:
le birlikte, 20 yüzyılı en iyi temsil
eden kadın...
Yüzyıl başının hemen tüm bü-
ytlk oyunculan gibi onun da ya-
şamı bir Dkkens romanını anım-
satan bir yoksulluk içinde bişla-
dı. Gündelik ışçi babası ve evler-
de dikiş diken anasuun 3 çocugun-
dan biri olan Greta Lovissa Gus-
taffson. 18 Eylül 1905'te dogdu,
Sonradan söylediği gibi "20 yaşı-
na dek hiç bebegi olmadı."Sıra-
dan, sönük, pırüusız bir çocukluk,
14 yaşında girdiği mankenlik işi,
şapka tanıtmak için verdiği poz-
lar ve her kadın oyuncunun yaşa-
mında mutlaka var olan bir
Pygmalion, ona ilk ünunün kapı-
lannı açacak olan büyfik Isveç yö-
netmeni Mauritz Stilter. Taruştık-
larında, Finlandiya'da doğrnuj bu
Rus Yahudisi 40 yaşındaydı, Gre-
ta ise 17. Yıl 1923 yılıydı. "A«el
nin Haandcri", "Erodkon" gibi
nimlerin yaratıcısı Stiller, ilk de-
neme fllminden sonra şöyle diyor-
du: "Hiçbir şey yapmasını bilmi-
yor. Bu çok iyi, böylece ona her-
şe>i bcn öğretebilecegim." Birlik-
te yaptıklan "Gosta Beriing Efsa-
nesi"nden sonra ise Stiller, soya-
dını Garbo olarak dcğiştirdiği
genç kız için şöyle diyordu: "Bn
adı unutmayın, bu, yannın ea bd-
yük aktristinin adı."
Stiller Garbo ikilisi, daha son-
ra o yıllarda Avrupa'nın en geliş-
miş sinemasına sahip olan Alman-
ya'ya uzandılar. Ve Türkiye'de çe-
kilecek bir Alman filminin ön ha-
zırlıklan için Istanbul'a geldiler,
Pera Palas'a yerleştiler. Stiller, bu-
rada bir amatör gibi küçiik maki-
nesiyle filmler çekti. Ama firma-
nm iflası nedeniyle fîlm gerçekleş-
medi. Ve Greta Garbo, efsanevi
yüzünü minarelerin silüetine yan-
sıtacak bu filmi asla yapamadı.
Bizim için ne yaak! Onun yerine,
Almanya'da Pabst'la "Neşesiz So-
kak"ı çekti. Ama "kader ağlannı
önıyordu." Stüler'in umutlanru da
a?an biçimde, Avrupa'da "yüdız
avı"na çıkmış olan efsanevi ya-
pımcı Louis B.Mayer, "Gösta Ber-
h'og"de izledigı küçük kızı, yönet-
meniyle birlikte Hollywood'a ça-
ğırdı. Ve gerçek Garbo masalı,
böylece basladı. Yıl, 1925'ti.
Garbo, Hollywood'da iist üste
film çekmeye ba$ladı: "The Tor-
renr", "The Temptress", "Flesh
and the Devil", "Love", "The Di-
viue VVoman." Her fılmi bir olay
yaratıyor, seyirci üzerinde inanıl-
maz bir etki oluşturuyordu. Da-
ha ikinci filminde, yazar Robert
Shenvood, ona "sessiz dramlann
GRKTA GARBO — Hiçbir oyuncu onun kadar efsane katına yııkselmedi. gizemle sarmalanmadı. seyirciyi bu denli büyülemedi. O, tek ve benzersiz Greta Garbo'ydu.
50yıl boyuncayalnızyaşadıKültür Servisi — "Tannça". "sinemanın Sarah
Bernhardt'ı", "sonsuzluğun düşler prensesi" gibi
tanımlarla anılan Grela Garbo öneeki gün New
York'ta 84 yaşında öldü. Yaklaşık 50 yıldır yalnız
yaşayan efsane yıldızın ölümü de yaşamı gibi
esrarengiz oldu. Esinin yakınlarındaki Ne\v York
Hastanesi yetkilileri Garbo'nun ölum nedenini ve ne
zamandan beri hastanede olduğunu açıklamadılar.
Garbo'nun cenaze töreninin aile arasında yapıiacağı
belirtildi. Isveç asıllı sinema oyuncusunun asıl adı
Greta Louisa Gustaffson'du. Reklam filmleri ve
tiyatro oyunlarında rol alırken ünlü yönetmen
Mauritz Stiller larafından keşfedilen Greıa Garbo,
Stiller'ın yönettiği "Gösta Berling Efsanesi" filmiyle
sinemaya ilk adımını atmış oldu. "Garbo efsanesi"
sanatçının Sıillcr'la birlikte Hollywood'a giderek
MGM'nin büyiik bir reklam kampanyasının
tanıtımını yapıığı "The Torrent" (Şelale) filmini
çevirmesiyle doğdu. Yaratılan "Garbo" miıine uygun
olarak özel yaşamını basından ve izleyicilerden saklı
tutan, hiçbir erkekle uzun süreli ilişkiye girmeyen ve
hiç evlenmeyen Garbo'nun ilk sesli filmi "Anna
Christie", "Garbo konuşuyor" slogam ile lanıtıldı.
İlk güldürü filmi *'.\inolchka"nın (Gülmeyen Kadın)
reklam sloganı ise "Garbo giilüyor" olmuştu.
1935'teki "Anna Karenina"daki, 1937'de
"Camille"deki (Kamelyalı Kadın) roluyle New York
eleştirmenleri tarafından en iyi oyuncu seçifen
Garbo, 1941'de çevirdiği "İki Yüzlii Kadın"dan sonra
sinemadan çekildi. 1951'de ABD uyru|una eeçıi.
resmi diiş prensesi" unvanmı ya-
kıştınyordu. Yine o dönemde ken-
disiyle bir konuşma yapan bir ka-
dın gazeteci, şu kehanette bulunu-
yordu: "Garbo yığınlan büyüleye-
cek ama bana öyle geli>or ki O.
her zaman herkes için az çok bir
gizem olarak kalacak."
Ancak filmlerinin hiçbiri, yara-
tıcısı Stiller tarafından yönetilme-
di. Stiller, Hollywood'da başanlı
olamadı, büyiik aşkının, belki de
yaşamının anlamı olan kadının
yükselişini, ama kendi çöküşünü
tanıdı. Ülkesi Isveç'e ddndü ve
orada, 1928 yılında öldü. Henüz
45 yaşındaydı.
Garbo ise Hollywood'da kalı-
yordu. Ama bu kentin yapay ışık-
larına, gösterişine, hızlı sosyal ya-
şamına katılmaktan nefret ediyor
hep yakın dostları olan bir avuç
İsveçliyle veya tümüyle yalnız ol-
mayı yeğliyordu. Gary Cooper'ın,
Lubitsch veya Von Strobeim'ın
filmlerini izlemek veya yağmurda
dolaşmak için yakaları kalkık bir
pardösüyle kılıksız bir halde so-
kağa fırlıyor, "şöhretin" getirdiği
her şeyden olabildiğince uzak kal-
mak istiyordu. Sesli film geldiğin-
de özelükle yabancı kökenli yıldız-
ların çoğu işsiz kalırken Garbo,
tam tersine, "derin, bogazdan ge-
ien, kışlurtıcı kontralto sesi" sa-
yesinde ününü daha da antıracak,
"Garbo konuşuyor" sloganı, ses-
li sinemanın en büyük reklam
cümlelerinden birine dönüşecek-
ti. Filmler birbirini üdiyordu: "An-
na Christie", "Mata Hari", "Grand
Hotel", "Kraliçe Kristin", "Boya-
lı Ptçe", "Anna Karenina"... Ara-
da Garbo, Hollywood'un impara-
toru sayılan Louis BJVfayer'e ka-
fa tutuyor, "canı sıluldıfı" veya
"vatanııu özledigı" için kalkıp is-
veç"e giderek ailesiyle birkaç haf-
ta geçiriyor, özel yajamını ise bü-
yiik bir özenle kamuoyundan sak-
lıyordu; "Garbo, özel hayatım de-
diği şeyi aşın bir luskançlıkla ko-
ruyor, kendisini ssnki dış dünya-
dan soyutluyor" diyordu bir ga-
zeteci... Mayer'e kafa tuttuğu için
"siz arük ökhiniiz" dıyen bir stüd-
yo görevlisine ise şöyle diyordu:
"Ölü mu? Ben zaten yıllardır 6lü-
yiim." Böylece yavaş yavaş "Gar-
bo efsanesi" denen şey oluşuyor,
biçimleniyordu. Unünün donı-
ğunda, filmleri tüm dünyayı aya-
ğa kaldıran, yüzünün çizgileri ve
oranları, filrnleri, oyun gücü üze-
rine incelemeler, kitaplar yazılan
sanatçı, sanki tüm bunları önem-
semiyordu. Bir yamyla bir düş ve
gizem simgesi idi O... Ama öbür
yanıyla, çevresinde yaratılan tüm
bu mitos havasından sanki nefret
eden, dürüst ve temiz bir Kuzeyli
köylü kızıydı: Az konuşan, inanıl-
maz kaderiyle sanki dalga geçen,
ayaklan "güzei kokulann ve ses-
sizliklerin kaynağı" toprağa ba-
san, gözleri belki kökenJerinden
gelen çözümlenemez bir özlemle
dolu bir genç kadın. Hangisi ger-
çek Garbo'ydu? Bu, hiçbir zaman
yanıtlanamadı.
Garbo, kendisinden ve duru-
mundan beklenebilecek 2 temel
şeyi hiç yapmadı: Hiç evienmedi
ve tum başanlarına (ve 3 adaylı-
ğına) karşın, hiç Oscar almadı.
İkincisine omuz silkıi|i kesindi.
Ama ya aşk? Adı, sessiz film dö-
neminde ideal bir çift oluşturdu-
ğu John Gilbert'le, Clark Gable-
la, yönetmen Rouben Mamouli-
an'la anıldı. Oscar'a aday olduğu
ve New York Eleştirmenler Birli-
gi Ödülu'nü aldığı "Kamelyalı
Kadın" döneminde (1936) ünlü or-
kestra şefi Leopold Siokowsky'yle
taruştı. Stokowsky ona şöyle de-
di: "SizinJe karşılaşmamız, kader-
de vardı, yıldızlarda yazılıydı. Tıp-
lu Wagner'le Cosima gibi." Gar-
bo, gülmekten kırıldı. (Ertesi yıl
çe\ireceği ilk güldürü filmi olan
"Gülmeyen Kadın- Ninotchka"da
"Garbo giilüyor" reklamıyla Ian-
se edilecekti). Ama bu onun Sto-
kowsky ile aylarca gözlerden uzak
kapanmasına engel olmadı. Peş-
lerindeki gazetecilere şöyle diyor-
du: "Yalnızcs yalnız kalmak isle-
yen insanlan böylesine rahatsız et-
meniz korkunç bir şey."
Ne var ki Garbo'nun yaşamı,
bundan sonra hep bu "korkunç"
şeyle sürecekti. "Gülmeyen Ka-
dın"dan 2 yıl sonra yaptığı son fil-
mi "tki Yüztü Kadın", George Cu-
kor'un yönettiği düzeyli, sevimli
bir güldürüydü. Ama iş yapmadı.
Belki değişen zevkler, belki de
Garbo'yu "hafir
1
gizeminden sıy-
rılmış kadın rollerinde görmeyi
kabul etmeyen seyirci tepkisi yü-
zünden... Bu Garbo'yu sinemadan
kopardı. Sanatçı, 1941'de, henüz
36 yaşındayken sinemayı bıraktı.
Ve zaman zaman basına açıklanan
çeşitli ^rojelere, onun adına veri-
len beyanatlara, parlak "come-
back" tasarılanna karşın hiçbir
zaman geri dönmedi.
Ve yaşadı. Garbo, geri kalan ha-
yatım, sadece sıradan bir kadın gi-
bi yaşamakla geçirdi. Ona çeşitli
ilişkiler, aşklar, kararlar, tasarılar
yakıştırıldı. Çeşitli söylentiler çı-
karıldı. Dünyanın dört bir yanın-
dan gelme muhabirler, peşini as-
la bırakmadılar. Yanm yüzyıl bo-
yunca, Hollywood'dan, ünden, pı-
nltılı bir yasamdan kaçmış bu ka-
dın inatla, ısrarla izlendi. Yıldan
yıia yaşlanan, kılıksızlaşan, New
York'ta yaşadığı geniş daireden
yalnızca alışveriş için sokağa çı-
kan, zaman zaman en parlak gün-
lerindekine benzer biçimde sıra-
dan, giderek zevksiz giysilerle, ya-
kaları kalkık bir pardösü veya
upuzun bir hırkayla dünya baş-
kentlerinde boy gösteren Garbo,
hiç yalnız, "rahat" bırakılmadı,
hep o "korkunç" diye nitelediği
kovalamacının hedefı oldu. Zalim
fotoğrafçılar, bir zamanlar her
özelliğiyle bilinen, tapılan yüzü-
nün, güzelliğinin yıldan yıla göçü-
şünü, yok oluşunu kameralarıyla
saptamaktan çekinmediler. Genç
kuşaklar için O, garip ve yarı-
kaçık bir yaşlı kadın, ismi şöyle-
böyle bilinen, ama kendisi pek ta-
nınmayan bir tozlu efsane olarak
kaldı. Ama O birbirinden güzel
filmleri, sinemanın duygu ve ro-
mans demek olduğu zamanlardan
kalrna, tarihin ve edebiyatın en
ünlü en gizemli kadın kahraman-
larını birbiri ardına canlandırdı-
ğı o ünlü yapıtları var olduğu sü-
rece (ki onlar, umanz hep var ola-
cak), Garbo efsanesi, yüzyılımızı
oluşturan ve eğer varsa bir "20.
yüzyıl mltolojisi"ni yaratan öğe-
İerden biri olarak hep ayakta ka-
lacak.
Uluslararası
çevre ödtilti
• SAN FRANC1SCO
(AA) — Richard ve Rhoda
Goldman adlı ABD'ii iki
yardımsever tarafından
kunılan Goldman Çevre
Vakfı'nca verilen 360 bin
dolarhk uluslararası çevre
ödülünü, altı kişi paylastı.
ödül sahipleri önde gelen
15 uluslararası çevre
grubunca oelirlendi.
^Çevremizi
Koruyalımw
• tSTANBUL (AA) —
BP, Türkiye çapında
"Çevremizi Koruyalım"
kampanyası baslattı.
BP'nin, çevre temizligiyle
ilgili kampanya için
lstanbul, lzmir ve Mersin
ilierini pilot bölge seçtiği
bildirildi. Kampanya için
özel çöp torbaJan
hazırlandığı, üzerinde
"Çevrimizi koruyaiım,
temuz tutalım" slogam
bulunan bu torbaJann,
motorlu araçlann kapı
içlerine yapıştınlabilecek
şekilde yapıldığı belirtildi.
Ifeşiller
toplantısı
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Biirosu) — Aliağa'da
yapımı tasarlanan termik
santrala kaışı 6 mayısta
gerçekleştirilecek 60
kilometrelik "insan zinciri"
eylemi için Türkiye çapında
propaganda başlatan
yeşiller, Konya'da NATO
Alçak Uçuş ve Atış Eğitimi
Projesi'ne karşı
gerçekleştirilecek eylemlere
katılma kararı aldılar.
İtalva ile
işbirli^i
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye ile Jtalya arasında
18 Ocak 1990 tarihinde
imzalanan "İkinci Dönem
Turizm Karma Komisyonu
Toplantısı Protokolü"
Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Türkiye adına Turizm
Bakanlığı Turizm Genel
Müdür Yardırncısı Necdet
Sönmez, İtalya adına da
Turizm Genel Müdür
Yardımcısı Dr. VValter
Franco'nun imzaladığı
protokolde taraflann
karşılıklı ortak yatırım
olanaklannı araştırıp teşvik
etmeleri gibi konular yer aldı.
Heinrich Hertz
ÖdiÜÜ
• Haber Merkezi —
îsviçre'de iki yılda bir
verilen Heinrich Hertz
Bilim Ödülü bu yıl biri
Türk iki bilim adamına
verildi. Dr. Muzaffer
Canay, H. Hertz 1989 Bilim
Ödülu'nü senkron elektrik
makine modellerinin
yapımındaki başarısından
dolayı aldı. Muzaffer
Canay, 1962'den beri
Îsviçre'de Brown Boveri
Corporation'da bilimsel
çalışmalar yapıyor.
Izmir Fuan
tardşması
• IZMıR (Cunıhuriyet F n g
Biirosu) — Uluslararası
lzmir Fuan, KüJtürpark
çevre düzenlemesi ve fuar
kompleksi yapımına iliskin
mimari proje yarışması
açılmasının ardından
tartışmalar da sürüyor. Söz
konusu projeye yöneltilen
eleştirileri yanıtlamak üzere
bir basın toplantısı
düzenleyen Anakent
Belediye Başkanı Yüksel
Çakmur, konuyu jürinin
çözüme götüreceğini ve
müdahale etmesinin söz
konusu olmadığını bildirdi.
'Greta Garbo, her erkeğin düşsel metresiydi'
Yönetmen Peter Brook, "Günahın erişemeyeceği, Meryemvari,
erişilmez bir yaratık" olarak tanımlamıştı Greta Garbo'yu. Yazar
Kenneth Tynan ise "Sarhoşken başka kadınlarda gördüğünüzü,
ayıkken Garbo'da görürsünüz" demişti.
Grela Garbo filmleri:
(TV'degosterilenlerin >anına(TV) işaretı konmuş-
lur).
1922'den başlayarak "Peter the Tramp", "Gösta
Berling Efsanoi", "Ve>.es« Sokak", (ABD'de)
"The Torrenl". "The Templress", "Flesh and the
De\il", "Love", "The Mysterious Lady", "The
Di*ine Woman", "The Kiss", "A Woman of Af-
fairs", "\\ ild Orchids", "The Single Slandard":
1930'lar ve sesli olarak "Anna Chrısiie" (TV),
'•Romanct". Inspiration", "Susan Lenno\", Maıa
" — Sarhoşken başka kadmlarda görduğLinuzü,
ayıkken Garbo'da görürsünüz" , Kenneltı T>nan
(yazar)
" — İnsanlık tarihinin en yaygın mitosunun eri-
şilmez tanrıçası" / Alistair Cooke (ya/ar)
" — Günahın erişemeyeceği, Meryemvari. hâ-
leli bir yaratık" / Peler Brook (yönetmenI
" — Garbo mu? Aslına bakarsanız. koeaman
ayaklı, can sıkıcı bir İsveç köylüsü" / Dun Herold
(gazeteci)
" — Her erkeğin zararsız, düşsel melresi. Ve si-
Hari (T\ ). "(,rand Hotel" (TV). "As Vou Desire ze öyle bir duygu verir ki, eğer hayal gücünüz gü-
Greta Garbo, 1936 yılında çevirdiği "Kamelyalı Kadın" filminde, Robert Taylor ife birlikte.
Me". "krulivf Krislin" (TV). "Boyalı Peçe".
"Anna Karenina" (TV), "Kamelyalı kadın-
Camille" (>
v
). "Gülmeyen Kadın-Mnolchka"
(TV), "İki Yuzlu Kadın-2 Faced \V'oman".
Hakkında » l e r Demi*lerdi?
" — Bir kadın kılığjnda birceylan... Hoflyvsood
denen hayvanat bahçesinde kaderinc rıza göstermiş,
yaşıyor" / Clarie Boolhe I.uce (Buyükelçi)
" — Şahanc bir âlct Rouben Mamoulian (yö-
netmen)
" — Garbo'nun kişiliği, uzun ve karanlık İsveç
gecelerinin yağmurunu ve hüznunü yansıtıyor" /
Lillian Gish (aktris)
naha (eslim olmaya hazırsa, en azından seçimi için
kutlanmaya değer" / Alislair Cooke (yazar)
" — Seyircileri, yüzyılın en efsanevi yüzünü yo-
rulmadan izlemekle yetinmeyip, onu, kendi kendi-
lerini büyüleyen, Garbo'yu ise kuşkusuz bunaltan
sıfatlarla donattılar" / Bainbridge (yazar)
" — Kimse ondan daha soylu biçimde acı
vekmemiştir" / Diamond (vazar)
" — Hiçbir zaman yalnız olmak istiyorum deme-
dim. Sadece rahat bırakılmak istiyorum dedim" •
" — Yeteneklerim sınırlıdır. Ve her role uyan bir
oyuncu değilim" / " — Ben, milyonlarca erkeğe ve-
fasızlık eden bir kadınım" / Greta Garbo.