Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Okullararası afiş yanşması
• Kiiltür Servisi —
Istanbul Eğitim ve
Kültür Vakfı'nın
kuruluşunun 5.
yıldönümü nedeniyle 11
vakıf okulunda öğrenim
goren öğrenciler
arasında düzenlenen
afiş yanşmasını, Trabya
Kemal Atatürk Lisesi
ortaokul 2. sınıf
öğrencisi Ash Gürçur
kazandı. Istanbul
Eğitim ve Kültür Vakfı
Okullar Genel Müdürü
Dr.Müfîk Yıldırımalp'ın
başkankğında
oluşturulan jüri
tarafından yapılan
değerlendirme sonucu, ikinciliğe Belde Lisesi
2. sınıf öğrencisi Murat özbay'ın afişi, üçüncücüğe de
Semiha Şakir Lisesi ortaokul 1. smıf öğrencisi Atul
Karacan'ın afişi seçildi. Konu olarak 5. yılı ve okulların
sosyal etkinliklerini yansıtan, okul ve öğrenci unsurunun
da bulunduğu bir kompozisyonun önerildiği yarışma
sonucu jüri, üç öğrencinin yapıtına mansiyon verdi ve 10
öğrencinin afışini de sergilenmeye değer buldu.
DümbtiUü ödülü Sürmeli'nin
• Kültür Servisi — Karagöz ve Ortaoyuncular Derneği
tarafından verilmekte olan geleneksel "Ismail Dümbüllü
ödülü"ne bu yıl "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"daki
oyunuyla Ali Sürmeli değer bulundu. Başkanlığını
Müjdat Gezen'in yaptığı derneğin ödülü Ali Sürmeli'ye,
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde Taksim Sahnesi'nde
oynayacak olan "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" oyunu
öncesinde sunulacak. Daha önce TV dizilerinde rol alan
ve seslendirme çahsmalan yapan Ali Sürmeli 1959
doğumlu. Sanatçı MSÜ Devlet Konservatuvarı'ndan 1985
yılında mezun olduktan sonra girdiği tstanbul Devlet
Tiyatrosu'nda bugüne dek çeşitli oyunlarda rol aldı.
Festivaliıı konukları ve biletleri
• Kültür Servisi — 9. tstanbul Uluslararası Film
Festivali biletleri 24 mart cumartesi günü saat 10.00'dan
itibaren sauşa sunulacak. Festival konukları arasında
film yönetmeni Andrzej Zulawski ve Sophie
Marceau'nun yer alacağı açıklandı. Festivalin son dakika
fılmleri arasında Zulawski'nin üç filmi gösterilecek:
"Boris Godunov", "Gecelerim Gündüzlerinizden Daha
Güzel" ve "Çügm Aşk". Uluslararası jürinin de üyesi
olan Zulawski'nin son iki filminde rol alan oyuncu
Sophie Marceau 1966 Paris doğumlu.
Iran Filııı Haftası
• Kültür Servisi — Türkiye-lran ikili kültürel değişitn
programlan çerçevesinde düzenlenen "Iran Film Haftası"
başladı. Bu nedenle SE-SAM toplantı salonundaki basın
toplantısında konuşan Iran'ın Türkiye Büyükelçisi
Muhammed Reza Bagiri şunlan söyledi: "Iran'da sinema
çocuklar, gençler ve genel konular olarak 3 ana bölümde
yapılıyor. Sinema sanatçıları okulundan her yıl yaklaşık
50 kişi mezun oluyor. Müstezefan ve "Farabi" isimli özel
kuruluşlar füm yapınum ağırlıklı olarak
gerçekleştiriyorlar. Devlet sinema yapımcılanna mali
destek saghyor?' tstanbul AKM Sinema Salonu'nda 22-25
Mart 1990 tarihleri arasında ucretsiz olarak izlenebilecek
fılmler şunlar: "Davudi Çiçekleri", "Mirza Nourouz'un
Ayakkabılan", "Kiracılar", "Bir Cinayet Raporu",
"Soğuk Caddeler" ve "Fareler Şehri".
Selçuk Togul sergisi
• Kültür Servisi — Ressam Selçuk Togul'un tuval
üzerine yağhboya çalışmalanndan oluşan resim sergisi 22
mart - 6 nisan tarihleri arasında Teşvikiye Cumalı Sanat
Galerisi'nde açık kalacak. tlk kişisel sergisini Moda
Cumalı Sanat Galerisi'nde açan Togul, 1979-1988 yıllan
arasında Cumalı Sanat Galerisi'nde toplam 6 kişisel
resim sergisi açtı.
SİNEMA/ATİLLÂ DORSAY
IstMdal Cad No 140
PAZARTESI
26 Mart Pazaıtesl 21.00
CARLO DOMENICONI
"Bu sanatçının busbutün kendıne ozgu olan teknığı nefes kesıcı
Carlo, dınleyıciyı ılk notadan son notaya kadar
zaferle peşınden surukluyor " Davld Bumett
"Neden sureklı ellerımızı oğuşturup Gıtarın bır Mozart'ı.
bir Beethoven'ı yok kı ' gtbı yakınmalarda bulunuyoruz, sankı'
işte Oomenıconi bumumuzun dıbınde ." Colin Cooper
KONSERLERİ
Sitettcr Gnt. VaKkoranu «
GâHerıa D»ntşm» Burosunda YAPIM & ORGANIZASYON HEDEF
TKT'nin üçüncü kanalı geçen dönem sinemaseverlere nitelikli fılmler sundu
TeşekkürlerÜçüncü Kanal
*
INGRID BERGMAN'IN İSVEÇ DÖNEMİ — Kısa bir süre önce
tkinci Kanal'da ünlü oyuncu Ingrid Bergman'ın tsveç donemi ya-
pıtlanna da toplu olarak yer verildi. TRT, bu filmlerin sanatçının
Isveç filmleri olduğunu basına açıkça yansıtmasa da gosterilen ya-
pıtlar Bergman'ın sanat yasamından çok değerli bir kesit snndu.
Son aylarda en büyük sinema-
sal doyumlaıımı ne sinemalarda
yaşadım ne de (zaien çoğu ikinci
sınıf yapımlardan oluşan) video
kaset dünyamızda. Beni bir sine-
masever olarak en çok heyecan-
landıran programlar, 3. Kanal'm
sinema saatleri oldu. Dönemin so-
nuna yaklaştığımız ve yeni bir dö-
nemin eşiğinde olduğumuz şu
günlerde bunu belirtmek istedim.
Gerçekten de çeşitli açılardan
eleştirUecek noktalarla dolu, ha-
bercilikten "eflence" programla-
rına, spikerlerin "telaffuz"lann-
dan çağdışı bir denetime, birçok
"ders"ten sınıfta kalacak gibi olan
TRT yönetimi, geçen dönenıde 3.
Kanal'da sinemaseverlere gerçek
bir şölen sundu. Ama yayıncı dos-
tum Ali Saydsun'ın dediği gibi
TRTde neyi beğensek, neden mut-
lu olsak o hemen ortadan kalkı-
yor. Şarkının dediği gibi "Ne fe-
na talihim var, kimi sevsem el
tlır!" Umalım ki 3. Kanal 'ın si--
neması da aynı biçimde "gö« gd-
mesin!.."
Geçen dönemde, 3. Kanal'da
hemen her akşam ilgi çekici bir
film bulmak milmkündü. Pazar-
tesi akşamları, biraz kararsız ve
dengesiz biçimde de olsa, değişik
ülkelerden "farklı" filmlere za-
man zaman yer verildi. Sab ak-
şamlan, özellikle Hollywood ta-
rihinden eski filmlere yer verilmesi
çok uygundu. Bu saate "\eşil De-
niz'Men "Kader Baglayınca"ya,
"Üçüncü AdanTdan "Kasaba-
mız"a çok ilginç fılmler izledik.
Çarşamba gecelerinin ise müzikal
fılmlere aynlması, bizim için ger-
çek bir şölen oldu. Ve Hollyvvo-
od'u Hollywood yapan bu ilginç
tür sinemasırun en güzel ömekle-
rini, "Dans Eddim mi?"den "tpek
Çoraplar"a, "Geuc, Güzel ve Se-
vimli"den "Yagmur Alünda "ya
arşivitnize dahil ettik.
Perşembe geceleri başlatılan
"Alman Sessiz Filmleri Toplu
Gösterisi" de biz sinemaseverler
için büyük önem taşıyordu. Al-
man sessiz sinemasını, 'dışavu-
rumculuk'un başyapıtlarını tanı-
madan, sinema sanatını tanımak
ve değerlendirmek mümkün değil-
dir. Ben, kendi adıma, belki hep-
sini değil, ama orneğin bir Mur-
nau'nun "Son Adanf'ını veya "Fa-
usf'unu izleyip arşivim için kay-
detmekten büyük mutluluk duy-
dum. Bir "Son Adam"ın, şaşırtı-
cı kamera hareketleriyle, örnek
kurgusuyla, sonradan VVelles'in
yeniden canlandıracağı "alan de-
rinliği"yle sineraaya getirdikleri,
biraz dikkatle fark edilebileceği gi-
bi hâlâ aşılmamıştı ve Murnau-
nun hâlâ sinemarun 4-5 buyük
adından biri sayılmasını açıkla-
maya yetiyordu. Cuma akşamla-
nmn "tekrar" olan Türk filmle-
rini ve cumartesi günlerine konan
TV filmlerini geçersek, pazar ge-
celerinin westernleri de her zaman
çok kaliteli olmasa da zaman za-
man bize zevkli anlar yaşattı.
Bu güzel programlar, ne yazık
ki zaman zaman yapılan yanlışlar-
la zedelendi. Şimdi de biraz bun-
lara değinelim. Öncelikle TRT,
kendi programlannı basına ve ka-
muoyuna açıklamada inanılmaya-
cak İcadar tutuk kalıyor. Örneğin
bir sessiz Alman filmleri gösteri-
si için hiçbir ön bilgi verilmedi, bu
filmlerden önce bir kez bile olsun
bunların niteliği, önemi, sinema
tarihindeki yeri konusunda iki laf
edilmedi. Hatta bu filmlerin ba-
(
Geceyarısı Av', birinci sınıfbir \akit geçirme'aracı
Serüven sineması taşlamasıGeeeyamsı Av (Midninght Run) / Yönetmen:
Martin Brest / Oyuncular: Robert de Niro, Charles
Grodin, Yaphet Kotto, John Ashton, Dennis Farina,
Joe Pantoliano / Bir Universal (UIP) yapımı / 125
dakika (Beyoğlu, Süreyya).
Bir eroin kralmın peşindeyken,
kurduğu tuzak yüzünden işinden
aynlmak zorunda kalan Chicago-
lu eski bir poüs, yine aynı çete re-
isiyle ilişkili bir davada kilit rolü
oynayacak bir tamğı (eroin kralı-
nın zdmmetine para geçirip kaçmış
eski muhasebecisi) yakalayıp ge-
tirmek görevini alır. Kendine öz-
gü yöntemlerk saklanmış olan
adamı bulur, ama onu New York'-
tan Chicago'ya getirmesi hiç de
kolay olmayacaktır. Çünkü peşle-
rinde tüm bir polis ordusu, eroin
kratının adamları ve aynca yine
"bagımsız takılan" bir diğer
"ıva" vardır!..
Serüven filminin ve polisiyenin
kimi klasik şemalanna uygun baş-
layan bir film. Bu nedenle, ilk baş-
larda insanda bir "daha önce
göriilmüş" duygusu uyandırmıyor
değil. Ama kısa zamanda, senar-
yonun pırıltısı ön plana çıkıyor.
Gerçekten de George Gallo'nun
özgün senaryosu, klasik şemalar
içinde gezinen son derece özgün
tipler yaratırken, kimi zaman gör-
sel, kimi zaman işitsel olarak (yani
sözlü esprilerle) perdeye yansıyan
sürekli bir mizahı da diri tutuyor;
daha da iyisi, ele aldığı klasik du-
nımlann, geıilim öğelerinin veya
kişiliklerin bir "ikinci düzeyde"
okuma>ını da getiriyor. Diğer bir
deyişle; film aynı zamanda kendi
kendisiyle dalga geçiyor ve tüm bir
serüven sinemasının incelikli bir
parodisini yapıyor. Ama bunu ya-
parken, ön plandaki gerilimi, öy-
künütı / fılmin "ilk düzeyde"
okunmasını da engellemeden...
"Sosyete Polisi - Beverly Hills
Cop"la ilk çıkışını yapan Martin
Brest (şu günlerde sinemalarımız-
da oynayan bu filmin "devam"
bolümü, artık Bıcsfin imzasını ta-
şınuyor), anlaşılan sinemarun geç-
mişini, özellikle Amerikan usulü
bir serüven sinemasını iyi biliyor.
Film, yer yer türün klasıklerine,
özellikle de kimi Hitchcock fılm-
lerine göndermeler yapıyor. Ro-
bert de Niro, her zamanki gibi ha-
rika... Ama diğer rollerdeki oyun-
cuların, özellikle bizde pek iyi ta-
mnmayan Charles Grodin'in, zeıı-
ci müfettişte Yaphet Kotto'nun,
"insan avcısı" Martin'de John
Asbton'un haklarını da yemeye-
lim. "Geceyansı Av", çok önemli
değilse de büyuk zevkle izlenen bir
film, birinci sınıf bir "vakit
geçirme" aracı...
HER ZAMANKİ GİBİ — Martin Brest'in "Gecevansı Av"ında Robert De Niro her zamanki gibi ha-
rika. Çok önemli sayılmasa da zevkle izlenen filmde bizde çok iyi tanınmayan Charles Grodin'in de
hakkını yememek gerek.
şında, tüm programlarda yer alan
"sinema" jeneriği aynen yayım-
landı, bunun "sessiz sinema
örnekleri" veya "sinema
tarittinden" gibi farklı bir jenerik-
le yayına konması bile düşunüle-
medi. Bu filmlerin, zaten çok az
olan konuşmaları, yani arada be-
lıren yazılar, çoğu zaman yanlış
biçimde çevrildi. (Değerli büyu-
ğüm, okurum Ziya Şav'ın bu yan-
lışları bir bir sayan mektubunu ne
yazık ki yer darlığından koyama-
dım.)
Aynca bu önemli program, sa-
lı akşamları 1. ve 3. Kanal'daki
TV'de Sinema çakışmalannı ön-
lemek için dönemin biumine 3
hafta kala salıya kaydınldı. Böy-
lece "Nasıl olsa sessiz sinemayı iz-
leyenler azdır, şikâyetler onlenir"
diye duşunulmüş olmalı. Ama bu
konuda yine basına en küçük bir
bilgi verilmedi ve örneğin biz,
Cumhuriyet'te günlerin şaşmldı-
ğım düşündük. 2-3 hafta için boy-
le bir değişikliğe gidilmesi, yayın-
cılık anlayışıyla bağdaşabilir mi
acaba?
Çarşamba gecelerinin müzıkai-
leri, çoğu zaman özellikle başlar-
da, çok doğru biçimde özgün di-
linde, Tüfkçe altyazıyla yayımlan-
dı. Konuşmadan şarkıya ve şarkı-
dan konuşmaya sık sık geciliveren
bu filmlerin zaten böyle yayımlan-
ması gerekir. Ama nedense son
zamanlarda bu uygulama durdu-
ruldu, son birkaç muzikali Türk-
çe olarak izledik. TRT'nin, diğer
filmlerde kitlenin sesine kulak ve-
rip filmleri duble edilmiş olarak
yayımlamasını anlıyoruz. Ama hiç
olmazsa müzikal filmlerde bun-
dan vazgeçilemez mi? Azmlıkta
da kalsak bu ttlkede hiç "aznhk
haklan" diye bir şey yok mu?
Bu arada şuna da değinmek is-
teriz: tzleyebildiğimiz kadarıyla
basınımız da TRT'nin sinema ala-
nındaki bu olumlu çıkışım değer-
lendirmekte yetersiz kaldı. Bırakı-
nız "renkli basın"ımızı, ama
"aydınlara" seslenen yayın organ-
lanndaki kimi değerlendirmeler,
içler acısıydı. Kimi, Alman sessiz
filmleri için "yine mi sessiz film?"
diye başlık atar veya "TRT bu...
Vur deyince öldünir. Bu kadar da
sessiz film çok değil mi?" derken,
kimi de örneğin Ingrid Bergman
toplu gösterisi için "Niye Berg-
man'ın Oscar'lı Hollywood film-
leri gosterilmiyor?" diye feryat ko-
pardı. »Elbette asıl kabahat
TRTdeydi: Ingrid Bergman toplu-
gösterisı diye ilan edilen filmlerin
aslında Bergman'ın tsveç'ten sann
alınmtş, tsveç dönemi filmleri ol-
duğu basına açıkça yansıtılınalıy-
dı. Ama bu yapılmamış bile olsa,
biraz dikkatli, biraz bilgili bir gö-
zün bunu farketmesi zor muydu?
Ve gerçek bir sinemasever için Al-
man sessiz filmlerinin de bir za-
manlann Holfywood müzikalleri-
nin de Ingrid Bergman'ın tsveç
dönemi filmlerinin de köşedeki vi-
deocuda bulunamayacak değerli
hazineler olduğu, el yordamıyla
yürüyen bir TV yaymcıhğı içinde
bu filmlerin, bu gösterilerin yü-
rekten desteklenmesi, savunuhnası
gereği açık değil miydi? Allah se-
yirciyi de, bizi de, TRT'yi de kimi
yayın organlanna "sinema yazan"
diye çöreklenmiş ve sinema sevgi-
si de, bilgisi de sokaktaki sıradan
sinemaseverden fazla olmayan,
olasılıkla da eksik olan kişilerden
korusun!..
Tel 151 18 65 66 (
'Sırdaş Radyo*,kitle iletişim araçları üstüne birAmerikan filmi
Toplumda iletişimsizlik hastabğıSırdaş Radyo (Talk Radio) / Yönetmen: Oliver
Stone / Senaryo: Eric Bogosian, Oliver Stone /
Görüntü: Robert Richardson / Müzik: Stewart
Copeland / Oyuncular: Eric Bogosian, Ellen Greene,
Leslie Hope, John McGinley, Alec Baldwin, John
Pankovv / Bir Amerikan filmi / 110 dakika (Site,
Sinepop).
Sidney Lamet'nin "Şebeke"si ve
James Brooks'un "Haberier -
Broadcast News"undan sonra, kit-
le iletişim araçları üzerine bir di-
ğer Amerikan filmi. Bu kez
"radyo" ve bağımsız bir radyo is-
tasyonunda sürekli dinleyicileriy-
le konuşan, onların "dertierini"
dinleyen bir sunucu üzerine...
Amerikan Yahudisi Barry
Champlain, sorunlu kişilerle ko-
nuşur, onlara yamtlar verirken,
"zengin" Dallas kentinin gökde-
lenleri arasına sıtaşmış, yaşam
yorgunu, giderek yaşam hastası
bir avuç insarda da sıkı bir diya-
loğa girişir. Içki ve uyuşturucunun
etkisiyle sürekli kâbuslar üreten
bir genç, her türlü azınlığm (bu
arada zenci, escinsel ve Yahudile-
rin) amansız düşmanı bir Nazi ka-
lıntısı, isterik ve yalnız bir kadın,
vs. Bu arada işin içine eski karısı
ve o anki sevgilisi olan yardımcısı
da kanşır!..
"Sırdaş Radyo", tek mekânlı, az
kişilikli, hemen tüm gerilimini ses
bandından alan, bu nedenle seyir-
cisini görsel değil, daha çok
"işitsel" olarak doyuran bir film.
Konusu gereği bir tür "radyo Ü-
yatrosa". Oliver Stone, "Salra-
dor"la başlayıp "Platoon" ve
"Wıll Street"le devam ederek ya-
kında izleyeceğimiz "Doğnm Ta-
rihi 4 Temmnz"a ulaşan sinema
serüveninde hep olduğu gibi, bu-
rada da âdeta "histerik", coşkulu
bir anlatım tutturmuş, filmin çe-
kiciliğini "aşınhklann uyumu"na
bağlamış gibi... Barry Champlin,
tam bir sunucu: Konusmayı seven,
konuşmaktan özel bir zevk duyan,
sanki konuşarak orgazma ulaşa-
bilecek bir tip. Karşısındakiler,
görmeden seslerini dinlediklerimız
(biri dışında: Barry onu stüdyoya
çağırdığı için görüyoruz ve "keş-
ke görmeseydik" diyoruz!) onlar
da yaşamlarımn ipliği sanki ko-
nuşmaya, biriyle konuşabilmeye,
iletişim kurmaya bağlı hasta kişi-
likler. Aslında kişilerinin tümü
sağhksız, hasta, dengesiz bu fil-
min!.. Filmin hemen tümü, kar-
şüıklı yaşanan ve (radyoda yayım-
landığına göre) kamuya açık bir
toplu ruhsal tedavi seansına ben-
ziyor. Ve ekrana görüntüsü, özel-
likle de sesi gelen olay,
"iletjşimsizJik" hastalığı çeken ko-
ca bir toplumun karabasamndan
başka bir şey değil.
"Sırdaş Radyo", başoyuncusu
ve senaryo yazarı olan Eric Bogo-
sian'ın bir sahne oyunundan uyar-
lanmış. Bu ilginç kişilik, filmin
gösterildiği 1989 Berün Şenli-
ği'nde bir özel ödül almıştı. Oli-
ver Stone'un diğer filmleri kadar
gösterişli olmayan, alçak tonda
"seyreden" bu filmi, içerdiği ka-
palı şiddet açısından, yine de on-
lardan daha "sakin" değil. Anlat-
tıklanna uygun, sinirli, giderek
histerik bir anlatımı gerçekleşür-
mîş olan film, kuşkusuz "vakit
geçinnek" için sinemaya gidenle-
re göre değil. Ancak çağdaş ileti-
şim sorunlarına ilgi duyanlar için
neredeyse "Haberter" kadar ilginç
sayılabilecek müthiş bir ders...
M.C. Anday
fahri tiye
• Kültür Servisi — Melih
Cevdet Anday, Makedonya
Yazarlar Topluluğu'na fahri
uye olarak seçildi. Anday'ın
fahri üye olarak secilmesi
haberi Yugoslavya'da çıkan
Birlik gazetesinde
yayımlandı. Tiyatro ve TV
Yazarları Derneği üyesi
Melih Cevdet Anday, daha
önce Yugoslavya'da
düzenlenen Struga Şiir
Akşamları'na katılmış ve
ilgi toplamıştı.
AKM'de sergi
• Kültür Servisi — Ressam
Şirin tskit'in resim seTgisi,
5-16 Nisan 1990 tarihleri
arasında tstanbul Atatürk
Kültür Merkezi sergi
salonunda açık kalacak.
Şirin Iskit, 1985 yılından
itibaren 3 kez karma sergiye
katılmış, 3 kez de kişisel
sergi açmıştı.
Defne Ilgaz
konseri
• Kültür Servisi — Defne
Ilgaz, bu akşam Pera
Palas'ta Marmara
Üniversitesi Hukukçular
Gecesi'nde bir konser
verecek. 1971 Istanbul
doğumlu olan Defne Ilgaz,
MU Sinema Televizyon
Bölümü üçüncü sınıf
öğrencisi. Ilgaz, konserinde
kendi bestelerinin dışında
Cat Stevens, Bob Dylan,
Joan Baez, Boby Mc
Ferren'den parçalar da
seslendirecek. Geçen yıl 1.
Altın Çınar Müzik
Yanşması'nda jürinin En
Genç Yetenek Özel
ödülu'nu kazanan Defne
Ilgaz, gecede ayrıca Azeri
türküleri ve Ege türküleri
de söyleyecek.
Osmanlı
mimarısi
• LİZBON (AA) —
Mimar Ahmet Ertuğ'un
hazırladığı "tstanbul
Gateway to Splendour"
fotoğraf sergisi Lizbon'da
büyük ilgi gördu. Palacio
Foz Kültür Sitesi
salonlarında açılan ve
Osmanlı Türk mimarisi
yapıtlannm
fotoğraflanndan oluşan
sergiyi gezenler ve gazeteler,
sergiden övgüyle söz ettiler.
Sergi, 30 marta kadar
sürecek.
BüGÜN ^
• Müzikli şiir dinletisi İTÜ
Mimarhk Fakultesi
öğrencilerinin müzikli şiir
dinletisi saat 13.00'te Taşkışla
binasında yapdacak.
• Beyoğlu Konsertori
Kayahan, Beyoğlu Konserleri
kapsanunda Beyoğlu Emek
Sineması'nda saat 21.15'te bir
konser verecek.
• Sinema söytoşisi
Cerrahpaşa Tıp Fakultesi
Kutuphanesi'nde "Sinemada
Edebiyat Uyarlamalan"
konulu bir söyleşi
düzenleniyor.
• Modem dans gösterisi
Christine Brodbeck Modern
Dans Grubu'nun gösterisi
saat 20.00'de MSÜ
Oditoryumu'nda yapılacak.
BİLSAK'TA
BUGÜN
23 Mart Cnma:
15.00 Gitar VVork-Shop:
Carlo Domenicoai.
19.00 Shakespeare Üzerioc.
Cevat ÇAPAN.
19.30 TÎYATRO: "Işte Baş
lsle Gövde İşte Kanaüar"
Yazan: Sevim BURAK,
Oynayan BtLSAK
TtYATRO ATÖLYESİ
GÖRSEL SANAT
ATÖLYELERİ
Mehmet GÜLERYÜZ'le
Resim Çalışmalan.
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK Sıraselviler,
Soğana Sok. No: 7
CÎHANGtR
143 28 79-143 28 99
"Ben kaçtığımı
sanıyordum.
Ama kaçtığım için
öncü. yani avangardo
oldum."
Erkek - Dişi / Jean - Luc Godard
İ S T A N B U L K Ü L T Ü R V E S - V N A T V A K F I
31MAHT/15NISAM-99C
Türkiye'nin krtlesel sanat: olayı