Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
1990 çocuk şarkılan yarışması
• İSTANBUL (AA) — UNESCO tarafından butun
dunyada 1991 yılının "Yunus Emre Sevgi Yıh" ilan
edilmesi dolayısıyla, Özel Yunus Emre Lisesi'nce "Altın
Tomurcuk Çocuk Şarkılan Yarışması" düzenlendi. Yunus
Emre Se\r
gi Yılı kapsamında bir dizi kultur ve sanat
etkinlikleri dıizenlendiğini belirten okul yeikilileri, ilk
aşamada gençlik ve spordan sorumlu Devlet
Bakanlığı'nın himayesinde, ilkokullara yönelik çocuk
şarkılan yarışması düzenlediklerini bildirdiler. Bugüne
kadar 72 ilkokulun yarışmaya katılrnak uzere başvuruda
bulunduğunu belirten yetkililer, yarışmalann okul
korolannın şarkı seslendirmeleri şeklinde olacağını ve
elemelerin 5-6 nisan tarihlerinde yapılacağını soylediler.
Elemeler sonucu finale kalan 20 okul, 16 mayısta
Atatürk Kültür Merkezi'nde yarışacak. Yarışmada birinci
gelen okul, Altın Tomurcuk Odulü ve 3 milyon lira
kazanacak. tkinciliği alan okul, 2 milyon lira ve Gumuş
Tomurcuk, üçüncü olan okul da 1 milyon lira ve Bronz
Tomurcuk kazanacaklar.
Amerikan güldürü ödtilleri
• LOS ANGELES (AA) — 4. Amerikan guldürü
ödülleri, önceki gece Los Angeles'ta sahiplerini buldu. 18
kategoride dağitılan Amerikan güldürü odüllerinde, bir
kadm - erkek ilişkisini konu alan "When Harry Met
SaJly" fılmi en komik film ödülüne layık görüldü. Meg
Ryan ve Billy Crystal, "When Harry Met Sally"
filmindeki oyunlanyla, "en iyi kadın" ve "en iyi erkek"
oyuncu odülünü aldılar. Julie Kavner, "New York
Stories" adlı film ve "The Tracey Ullman Show" adlı TV
dizisindeki rolleri ile en iyi yardımcı kadın odüllerine
layık görüldü. Tracey Üllman, "bir dizideki en iyi kadın
oyuncu", John Goodman ise "bir dizideki en iyi erkek
oyuncu" kategorilerinde ödül aldılar.
OzgenciTin resim sergisi
• Kültür Servisi — Mete Özgencil'in resimleri 7 nisan
tarihine dek İstanbul Buyukşehir Belediyesi Atatürk.
Kitaplığı'nda sergileniyor. Mete özgencil 1985'te
Bodrum'da, 1987'de İzmir Buyukşehir Belediyesi'nde,
1988'de ise Turgut Pura Vakfı ve Ankara'da sergiler açtı.
Geçen yıl Hamburg Galerie Tolerance'da kişisel bir sergi
gerçekleştiren sanatçı, bu yıl 19 mayısta Polonya
Krakov'da yapılacak olan Inter-Art karma sergisine de
davet edildi. Özgencil, Avrupa ressamlanndan oluşan
Inter'Art grubu ile yurtdışı sergilerini sürdürüyor.
Sibel Okan ZebraVla
• Kültür Servisi — De\let Güzel Sanat lar Akademisi
Resim Bolümu Prof. Neset Gunal, Prof. Neşe Erdok ve
Prof. Devrim Erbil atölyelerinde çalışan ve 1986 yılında
mezun olan Sibel Şems Okan'ın resimleri 22 mart-24
nisan tarihleri arasında Zebra Sanat Galerisi'nde yer
alacak. Şanatçı yapıtlannın konulannı bireysel
yalnızlıkjar ve nesnel yaşafliların deformasyonlarındajı
ahyof.'tWp*tlarındar figürieri cinsel bir giz içinde veren
Sibel Okan, ilk kez kişisel sergi açıyor. Resim
çalışmalarını eşi lrfan Okan'la birlikte sürdüren sanatçı,
ekspresyonist ve figüratif bir tavırla resmi ele alıyor.
MUZIK FİLİZAIJ
istanbul Devlet Opera ve Balesi Çaykovski'nin operasını sergiliyor
'Maça Kızı'nınjaamusuMaça Kızı / Müzik:
Çaykovski / Orkestra şefi:
Elşad Bagirov / Sahneye
koyan: Aydın Gün /
Dekor: Selçuk Tollu /
Kostüm: Şanda Zıpçı /
Koro şefi: Gökçen Koray
/ Koregrafi: Geyvan
McMillen / Oynayanlar:
Erol Uras, Serdar Abacı,
Mesut Iktu, Sedat
Öztoprak, Mete Uğur,
Timur Doğanay, Belkıs
Aran, Zuhal Dinçer.
Geçenlerde Devlet Operasf nda
sahnelenen Çaykovski'nin üniü
"Maça Kızı" operasını seyretme-
ye gictim. Eserin librettosunu Puş-
kin'in aynı addaki öyküsunder,
esinlenerek yazan, bestecinin kar-
deşi Modesl ÇaykovskL Maça K
zı, bir kumarbazın öyküsü, dah
doğrusu kumar tutkusu ile aşk
tutkusunun birbirine galip gelme
mücadelesinin öyküsü. Cerat
Memdub Altar, dört ciltlik Ope-
ra Tarihi eserinin ikinci cildinin
706'ncı sayfasında ünlü müzikli
sahne sanatları eleştirmeni Oskar
Bie'den şöyle bir alıntı yapıyor:
"Puşkin'e göre kumarbazlar âşık
olamaz. Araa bu göruş libreltis-
tin işine gelmemektedir. Puşkin
şöyle demekledir Hennan hem
kumar oynar, hem de sevmesini
bilir. LibretÜst de şöyle der: Her-
maa kuman sevdigi için oynar ve
işten gelmeyen bir aşkı sonradan
gerçek aşka dönüştürur." Çay-
kovski, Maça Kızı Operasf nda iş-
te bu dramatik oyküyti tum geri-
limleri ile işlemiştir.
BİR AVUÇ İNSANDAN BİRİ "Maça Kızı'nın namusunu kurtaran, eski bir operacı Belkıs Aran'dı.
Aran,'opera' işini bilen bir avuç insandan biri oldugunu anımsath bize. (Fotoğraf: Yaşar Saraçoğlu)
Yerime oturduğumda Puşkin'in
öyküsünün ve Çaykovski'nin mü-
ziğinin gucü ve güzelliğinin beni
kendimden geçirecegi beklentile-
ri içindeydim ilk başlarda. Birin-
ci perdenin birinci tablosu bitti-
ğinde arkamda oturan iki hanım-
dan biri şu sözlerle hislerime ter-
cüman oldu: "Sesler olmasa, mü-
zik çok çok güzel~." Müzik ger-
çekten çok guzeldi. Erşad Baginov
yönetimindeki Opera Orkestrası,
Çaykovski'nin bu eşsiz müziğıni
çok güzel yorumluyordu. Ancak
"opera" sadece orkestra ve muzik
demek değil. "Opera" sahne ve
görüntü sanatlannın en karmaşı-
ğı, en zoru, en acımasızı belki de...
Bundan birkaç yıl önce Lening-
rad'daki eski Maryinski, şimdiki
adıyla Kirov Tiyatrosu'nda Mu-
sorgski'nin Boris Godunov Ope-
rası'nın orijinal versivonunu sey-
retmiştim. Tek kelime Rusça bil-
mememe karşın koskoca dört per-
delik operayı yerimden hiç kımıl-
damadan, fılm seyreder gibi izle-
mişim meğerse. Bittiğinde bir sü-
re taş gibi donup kaldığımı anım-
sıyorum. Maryinski Tiyatrosu
İDSO'yla 'uçarcasma' bir konserPeriyodik oiarak abonelerini şa-
şırtmaya bayılan İDSO, geçen haf-
ta sonu konserlerinde güzel bir
sürpriz yaparak son aylann en iyi
icralanndan birini gerçekleştirdi.
Bunu neye borçluyuz bilemiyo-
rum, ama galiba tahmin edebili-
yorum. Program notlannın baskı-
sı da degişmiş, daha bir özenilmiş.
Haydi hayırlısı.
Bu konserlerde orkestrayı Ale-
xander Schwinck yönetiyordu. So-
list Amerikalı piyanist Tedd Josei-
son, Juilliard geleneğinin tipik bir
temsilcisi oldugunu belli etmek is-
tercesine Sergey Rahmaninorun 3
numaralı Re Minor Piyano Kon-
çertosu'nu genel oiarak "azami
surat" işaretlerinin tümünü ihlal
ederek yorumladı. Orkestramız,
cansiperane çabalarıyla piyanisti
izlemenin de ötesinde onunla bir-
likte olmayı başararak bu yılın en
iyi eşlik odülünü hak etti.
Tedd Joselson'un piyano hoca-
lan kimdir bilmiyorum. Ancak
Juilliard Müzik Okulu piyano
ekolünun belirtilerinin tümünu ta-
şıyan piyanistin ajiütesine, hızına,
berrak tuşesine hayran olmamak
elde değil. Juilliard'da uzun yıllar
çok sayıda sıra dışı piyanist yetiş-
tiren Madam Rosina Levine, Sas-
ha Gorodninsk), Invin Freund-
lich, Adele Marcus gibi hocalar
Rus, Polonya ve Alman piyano
ekollerinin bir karışımını Ameri-
kalı öğrencileri üzerinde denemiş-
ler ve genel oiarak başarılı sonuç-
lar almışlardı. Ne var ki Rus eko-
lünde piyanoda renk, tuşe ve se-
sin votömüne çok önem verilir-
ken, Amerika'daki hocaların vo-
lümü, hıza feda ettikleri söylene-
bilir.
Tedd Joselson, konçertonun bi-
dünyayı değiştirebilir mi?
CEn azından Türkiye*de birçoyleri deği««irdiği kesinJ
• Artık bir film haftalarca afişte
kalabiliyor. • Salonlar yenileniyor,
çağdaşlaşıyor. "Dünya sinemasının en
yeni örnekleni aynı anda ülkemizde de
gösterime giriyor. • "Yönetmen
sineması" kavramı yaygınlaşıyon. •
Sinema üzerine yayınlar çoğalıyon. •
İstanbul'dan sonra Ankara ve İzmir'de
de uluslararası fılm festivalleri
yapılıyor. Sinema artık yeniden
bizlerle birlikte...
y • * ı n d
31 MART'15 NiSAN 1990
Türkiye'nin kteteeal sanat: olay
rinci bolümünün tekrar tekrar
gündeme gelen o sade, ama doku-
naklı "unison" çahnan tenıasını
her seferinde değişik tuşe,renkve
nüans ayrımıyla yorumlayarak
dikkati çekiyordu her şeyden ön-
ce. Son bölurnün özellıği piyano-
daki yoğun akorların steplerde
dörtnala koşan atlıları ânımsatan
keskin ritmlerle bezenmiş olma-
sı>dı. Joselson, bu bölümde diz-
ginlerinden kurtulmuşçasına uçtu
gitti zaman zaman. Şef Alexander
Schwinck, büyük bir ustalıkla pi-
yanistin tüm hızlanma ve yavaşla-
malarını izledi ve orkestrayı da pe-
şinden surüklemeyi bildi.
Konserin ikinci yansında IDSO,
Sovyetler'in büyük senfonisti Şos-
takoviçMn ünlü 5. Senfonisi'ni ses-
lendirdi. Şostakoviç'in 5. Senfoni-
si'nin ilk çalınışında kazandığı ba-
şarı bestecisi için sürpriz olmuş-
tu. I932'de bestelediği "Mzenskli
Lady Macbeth" operasımn Stalin
tarafından beğenjlmemesi sonucu
hem parti hem de dolayısıyla res-
mi muzik çevreleri tarafından şid-
detle eleştirilip gözden düşen bes-
teci, 5. Senfonisi'nin herhangi bir
biçimde yankı uyandıracağını san-
mıyordu. Eser 21 Kasım I937'de
Leningrad'da seslendirildi ilk kez
ve yer yerinden oynadı.
Şostakoviç'in Op. 47, Re Majör
5. Senfonisi neden bestecinin en
sevilen eseri olmaya devam ediyor
acaba? Sorunun yanıtı şu olsa ge-
rek: Şostakoviç senfonisinin birin-
ci bölümünde, dramatik zıtlıklar-
dan yararlanarak baslann. çello-
lann ritmik nabzı üzerine oturtu-
lan, yaylı ve üfleme çalgıların
epik, savaşçı ruhları çagTiştıran
pasajları yer alıyor. Yanı kısaca
kahramanhk duygularım galeya-
na getiriyor insanlann, besteci bu
bölümde İkinci bölüm ise yine
Şostakoviç'e özgü "sarcastic", ya-
ni alaycı öğeler içeren, zaman za-
man Stravinski'nin Petruşka'sını
ya da Pulcinella'yı akla getiren
"yeni-klasik" biçimde, saydam,
duru, an bir bölüm. Besteci bu-
rada sade yazımdaki ustalığını ser-
giliyor bir bakıma. Üçüncü, Lar-
go bölümdeyse besteci, tûm duy-
gusalhğı ile kalbini, ruhunu çırıl-
çıplak gözler önüne seriyor cö-
mertçe. Üçüncü bölüm, tam
anlamıyla erkeksi, militer dördün-
cü bölüme bağlanıyor. Trampet,
davullar, simballer, üçgen, bakır
üflemelerin fanfaılan ile yine kah-
ramanhk duygularım tahrik eden,
zafer törenlerini çağnştıran son
bölüm senfoninin başından sonu-
na izJediğı yolculuğu tamamlayan
bir daire çiziyor.
Şostakoviç, dört bölümlü sen-
fonisinde dört değişik duygusal
durumu, dört değişik yaşam tav-
rını, dört değişik karakteri bütün
ustalığı ile resimliyor. Senfoninin
başarısının sırrı bu resmin çok
inandırıcı olmasında.
MİNYELİ ABDULLAH
YONETMEN
YÜCEL ÇAKMAKU
OYNAYANUR
PERİHAN SAVAŞ
8ERHAN Şf
S İ N E M A L A R D A
İSTANBUL FINDIKZADE NILGUL SiNEMASI ITel: 586 12 96)
ANKARA MALTEPE GOLBASI SİNEMASI
IZMIT EMEK S!*4EMASI
ESKISEHIR YENİ
GAZIANTEP BUYUK SİNEMA
ADANA LALE SINEMAS
iSPARTA BELEDIYE ŞINEMASı
K MARAS RENK SINEMAS
KONYA KENT SİNEMASI
AOAPAZARI YILDIZ SİNEMASI (26 Marl tan ıtıbarenı
Asgari solfej bilgisine sahip. klavyelı bir enstrümanı
kullanabilen ve öğretmekten zevk duyan müzisyenlcr!
Bızı araym.
Pazartesi hariç, mesai saatlerindc
132 78 05'ten Sedcf Hanun
dünyanın en modern tiyatrosu de-
ğil, ama kâfi miktarda hayal gü-
cü, yeteri kadar araştırma, birer
tuıam azim, bilgi, yetenek ve bol
çalışma sonucu Boris Godunov'u
izlemeye gelenleri sahnede canlan-
dıran bu olaylar dizisi ve birbirin-
den guzel tınlayan sesler ipnotize
edebiliyordu her ne hikmetse. Işık
oyunları, renk ve derinlik veren
dekorlarla Godunov'un yaşadığı
dönemin Kremlin Meydanı'nda, o
dönemin Rusya'sında sanıyorsu-
nuz kendinizi. Koronun kullanı-
mı, kimi zaman "ikona'Marı, kimi
zaman naif halk tablolarını anını-
satıyordu.
Yani demek istiyorum ki opera
sadece kulağa değil, göze de hitap
eden bir sanat olduğuna gore aca-
ba biz neler yapmalıyız da seyir-
cimizi aynen yerine mıhlayıp, hip-
notize edebilelim. Söz gelişi, bah-
>.eye açılan bir odanın kapılarımn
ıkı yana da gidip gelen yaylı ka-
pılar olması bile beni rahatsız et-
meye yetti birinci perdenin ikinci
tablosunda. Hangi kendini bilen
18. veya 19. yüzyıl mimarı, yaylı
kapı ile bahçeye çıkarır ev ahalii-
sinı soranın size? Pencere ve kapı
camlannın plastik oldugunu, se-
yircinin farketmesi de yenir yutu-
lur gibi değil, bunun bir çözümü
olmalı değil mi? Birinci perde, bi-
rinci tablo dekoru galiba en başa-
nlı dekoruydu eserin. Sejirciyi hiç
yabana atmayalım, herkes her şe-
yin farkında icabında. Kiminin
gözleri benden de keskin, biri
Kontes'in gençlik tablosuna takıl-
mış örneğin, "tamamen yanltş stil-
de bir tablo" diyor.
Gelelim seslere: Maça Kızı Ope-
rası'nda birkaç aryanın dışında,
hiçbir "ensemble"ın, birlikte söy-
lenmesi gereken hiçbir bölümün
entonasyonu düzgün değildi yazık
ki. Ayrıca hiç kimsenin sesi or-
kestrayı aşıp salona doğru dürüst
projekte olmuyordu. Kont
Tomsky'nin "Üç Kart" aryasında,
Prens Yeletzki'nin Lisa'ya söyledi-
ği 2. perde, 1. tablo aryasında,
Herman'ı canlandıran konuk te-
norun çoğu perde ve tablolardaki
arya ve sahneleri için, "evet, doğ-
ru entonasyon, seyirciye ulaşan ses
ve anlaşıiır diksiyon"un varlıgı ka-
bul edilebilirdi. Ancak hava kir-
liliğinden midir nedir, herkesin se-
si birkısık bir kısık anlaşıl"- gibi
değil. Eh, kısık sesle de opera söy-
lenmiyor malumu âliniz...
Maça Kızı'nın namusunu kur-
taran ytne de eski bir operacıydı.
Kontes rolünde Beikıs Aran, özel-
likle yatak odasındaki son sahne-
sinde, gerek ayyrıntılarıyla dikkat
çeken oyunu, gerek sesini akıllıca
kullanması ve seyirciye taşımasıyla
"opera" işini hâlâ bilen bir avuç
insandan biri oldugunu anımsat-
tı bize.
Aydın Gün bir konuşmasında
vaktiyle Carl Ebert ile Madama
Buttarfly Operası'nı tam bir yıl
boyunca çahştıklarını, sonunda
bütün operayı herkesin ezbere bil-
diğini, yine Ebert'in. Goethe*nin
Faust'unu sahneye koyarken de 30
gün boyunca oyunculara Goethe-
yi ve Faust'u anlattığını anımsı-
yordu. Galiba ancak bu tür çalış-
ma ve en iyi elemanlarla yine es-
kisi gibi güzel, doğru, ilgi çekici
operalar izleyebileceğız kanısında-
yım.
Capucine
iııtılıar etti
• LOZAN (AA) — Peter
Sellers ile "Pembe Panter"
filminde rol alan Fransız
sinema oyuncusu Capucine
intihar etti. Polis
yetkililerinin verdiği bilgiye
göre îsviçre'de yaşayan
Capucine, geçen-cumartesi
günu apartmanın 8.
katından kendini atarak
öldü. Yetkililer, yapılan
sonışturma sonucu
sanatçının intihar ettiğinden
kuşku duyulmadığını
soylediler.
Asıl adı Germaine
Lefevre olan Fransız sanatçı
Capucine, ABD'de film
çalışmaları yapmış ve 1961
yılında da İsviçre'nin Lozan
kentine yerleşmişti.
Capucine, 67 yaşındaydı.
BuGÜN
• Kitap nereye? Erdal Öz,
Demirtaş Ceyhun, Mehmet
İlkorur, Bekir Yıldız'ın
katılacaklan, Atilla
Birkiye'nin yöneteceği
"Kitap Nereye?" başlıklı
panel saat 15.00'te Taksim
Atatürk Kitaplığı'nda.
• Üniversitede sinema
İstanbul Ünıversiteleri
Sinema Kulüpleri 1. Film
Şenliği kapsamında saat
15.00'te İ.Ü. Basın Yayın
Yüksek Okulu Amfi 1 'de
Engin Ayça ile Osman
Şahin'in yer alacakları
sinema konulu söyleşi
izlenebilir.
• Donelian üçlüsü Caz
piyanisti Armen Oonelian
basçı Domın.que Lamel ve
davulcu Philip Soirat
eşlığinde saat 20.30'da
Boğaziçi Üniversitesi Büyük
Toplantı Salonu'nda bir
konser veriyor.
BİLS^K'TA
BUGÜN
21 Marl Çarşamba
19.00 KONFERANS: Son
Dönem Osmanb Aydıolan
Ortak ÖzelGkleri. Hüsrev
HATEMİ.
19.30 İNSAN
POTANSİYELI III:
"Kozmik Göç CHarak
SEVGİ" Nil GÜN.
Yoga-Meditasyon
Zerrin AKGÜN
18.30
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BtLSAK Sıraselviler,
Soğancı Sok. No: 7
CİHANGİR
143 28 79-143 28 99
STUDIO PEINTURE
SANAT GALERİSİ
&
RESİM ATÖLYESİ
2. ÇOCUKLAR ARASI
RESİM YARIŞMASI
4-12 YAŞ
Son teslim tarihi
7 Nisan 1990
Tesvıkne Kalıpcı Sokak 148/1
İstanbul. Tcl 132 23 19
TURKIYE YAZARLAR SENDIKASI
! Ustalarla Birlikte - 4 I
| VEDATGÜNYOL(1912) |
! Sunan : I
i CANDAN SABUNCU j
I Panel: \
İ MEHMET BAŞARAN, İSA ÖZTÜRK i
İ SAMİ KARAÖREN, AFŞAR TİMUÇİN \
\ HÜSEYİN BAŞARAN İ
! ORHAN DURU =
! DOĞANHIZLAN !
\ FERHAN ŞENSOY I
j DENİZ TÜRKALİ j
İ SELİM İLERİ j
İ ARİF DAMAR i
i Video Gösterisi: I
i VEDAT GÜNYOL'UN I
i YAŞAMINDAN KESİTLER j
126 . MART.1990,18.30, M.KARACA TİYATROSU |
; Davetiyeler: Cumhuriyet Kitap Kulübü, \
| Karaca Tiyatrosu, Akademi Kitabevi, Gençlik Kitabevi, \
\ Beyoğlu Sineması, TYS Merkezi 145 08 02 \
İSTANBUL KÜLTÜR
AKTİF
KASA HESABI
BANKALAR HESABI
Vadesiz 84.151.520 —
Vadeli 1.624.814.274 —
Döviz 90.687.677.—
DEMİRBAŞLAR HESABI
TAŞITLAR HESABI
GAYRİ MENKUL
PEŞİN ÖDENEN GİDERLER
VERİLEN AVANSLAR
DEPOZİTOLAR
EMANET HESAP
VE SANAT
1.301.820 —
1.799.653.471.—
124.785.485 —
9.701.300.—
100.000.000.—
18.497,418.—
1.473.915 —
19.640.—
119.597.—
2.055.552.646 —
VAKFI 31.12.1989
VAKIF ÖZVARLIĞI
BORCLAR HESABI
VERĞİ TEVKİFATI
S.S.K. PRIMİ
KONUT FONU
TASARRUF KESİNTİSİ
EMANET HESAP
BİRİKMİŞ AMORTISMANLAR
PEŞİN TAHSİLAT
1986-1988 NET GELİRİ
1989 NET GELİRİ
BİLANÇOSU
PASİF
200.000.000 —
26.173.830.—
19.740.534 —
8.447.369 —
645.000.—
1.935.632 —
5.193.614.—
41.336.261.—
70.000.000.—
578.923.697.—
1.103.156.709.—
2.055.552.646 —