Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 21 MART 1990
Siyasal Partîlerîıııîz ve
Politika Üretmek
1984'ten bu yana vapılan seçımlerde hıçbir siyasal partı, ıktidara
yakışır olacak oy çoğunluğunu kazanamamıştır. Bu son derece ciddı
bir sorundur. Çunku siyasal partılerımiz bu guncel tabloyu goz ardı
etmekte, ciddı bır revızyona yanaşmamaktadır. Turkiye'de 199O'lı
yıllarda siyasal partilerimızm bugunku yapıları ve yaklaşımları ıle
buyuk aşamalar gosteremeyeceklerini ıddia etmek, kehanet olmasa
gerek.
Dr. HURŞİT GÜNEŞ Marmara Universitesi Ekonomi
Bolümü Öğretim Üyesi
Polıukanın tanımı çeşıtlı duşunurler tarafından
farkhhklarla vapılmıştır Sozcuğun kökenı Yunan
ca "Pohtıkos" ya da Latınce 'Pohtıcus"tan gelmek-
te ve her ıkı kokende de devlet >onetımını anlam
landırmaktadır Gunumuzde ıse politika, devletın
yonetılmesıran yanı sıra bu vonetılmevı etkıleyen her
turlu etkıyı de kapsamaktadır Çunku politika >a
panlar sadece ıktıdardakıler değıldır Muhalıfler ya
da toplumda dola>lı olarak ıktıdan etkıleyen her
bırey >a da topluluk politika vapmaktadır
Niteliksiz politikacıyı yaratan...
Pohtıka bırkav duzevde >apılabılır Ilk duzev, bı
lınen bıçımıvle ulkenın yonetılmesıdır Bunun ıçın
hazırlanmış bır program, bu program ıçın u>gun
bır ortam ve bu programı uygulavacak olan ehıl po
htıkacılar gerekır Bu uç oğeden herhangı bırısının
eksık olması, bu ılk duze>dekı polıtıka>ı başarısız
kılacaktır Demokrasının, ozelhkle çok panılı de
rnokrasının egemen oldBğu toplumlarda bır siya-
sal partının, sınırları ıyı tanımlanmış ve yerleşık bır
konuma ulaşmış fıkırler vapısı ve atnaçları olması
gerekır Bu vevçesede de tum aynnulan \le somut
laşmış bır programı olmalı ve olanaklar olçusunde
de yururluğe konulmalıdır
Toplum yaşammda bır vanlışlığı duzeltme >a da
zorluğu aşmarun ılk aşaması algılama'dır (cognıtı-
on) Daha sonra çozum'ler aranır (search), onen-
lerde (proposıtıon) bulunur \e sonunda politika bı-
çımıne sokulur (prescrıptıon) Turkıve'de polıtıka-
cılar genellıkle algılama ve çozum arama aşamala
nnda takılır kalırlar Bu arada da tartışmalar kı-
sırlaşır ve sonuç vermeyen bır kutuplaşma ortaya
çıkar Gerçı Turkıye'nın sorunlarını araştıran poh
tıkacı da vok denecek kadar azalmıştır Gerı kalan
buyuk çoğunluk halıhazırda algılanmış sorunların
doğrudan varhğıru kabul ederek bır yol katetmış gıbı
gorunurler Kuşkusuz siyasal partılerımız de yenı
dınamıkler ve yenı sorunlar karşısında yenı çozum
önerılennde bulunan dımağları aramaz hale gelmış-
ler ve kendı dınamıklennden yoksunlaşmışlardır
Gerçı, gun geçtıkçe azalan siyasal katılmamn da bu
rada ciddı bır payının olduğu vadsınamaz, ancak
\ar olan sıyaset adamlarımızın da kuşkusuz kusu
ru var
Turkıye'yı cumhurıyetın ılk yıllarında yöresel eş
rafın desteğıyle sıvılleşen devrım subaylan yönet-
tıler Zamanla, yoresel eşrafın tstanbul'un seçkın lıse
ve fakültelerınde okuyan çocukları, ulke vönetımı
ne sahıp oldular 1960'h yıllar ıtıbarıvla ıse >eru bır
donem başladı Ülkenın yönetımıne venı bazı kat
manlar katıldı Bu son derece demokratık gelışme,
bır vandan da modernleşme atılımlannı yavaşlat
tı Hızla suregelen kentleşme, bürokrasının âdeta
lumpenleşmesıne yol açarken polıtıkacılann da seç-
kın kışıler topluluğu olmasına son verdı Kuşkusuz,
Türk sıyasetçısının nıtelığırun değışmesının altında
vatan siyasal ve ekonomık nedenler de var 12 Ev
İul Turkiye'de polıtıkacının toplum ıçındekı ıtıba
nru sarsmakla kalmadı, siyasal katılmayı da her du
zeyde köstekledığınden, polıtıkacı olmak ısteyen nı
telıklı kışıler de azaldı Sıvasal partılerın yenı ol
ması, lıderlere aşırı guçler verdı, ancak öbur polı
tıkacıların gucu azaldı Kısacası, Turk parlamen
ter rejımının ve sıvasal partılenn faalıyetlenne sık
sık ara verdınlmesı, ehıl polıtıkacıların tasfıye edıl-
mesıne va da cesaretlerının kırılmasına yol açtı ve
genel olarak polıtıkacıların rutelıksızlığı ortava çıktı
Bugun hıç kuşkusuz polıtıkacılarımız hangı du-
zeyde olursa olsun daha oncekılere göre rutelık açı-
sından yetersızdırler Bu, demokrasıye ve parlamen-
ter rejıme guvenı de zedelemektedır Açıkça soyle-
mek gerekırse 198O'lı yılların başında Anavatan Par-
tısı sıyaset sahnesııun sağında yeru bır umut ola-
rak ortaya çıktı, fakat kısa bır surede vozlaşarak"
sondu Kuşkusuz, yenı dınamıkler ve mesajlar ıle
çıkan bu siyasal oluşum, uyguladığı programın van-
lışlığının yanı sıra ehıl polıtıkacılar tasfıve edıldı-
ğınden niteliksiz sayılabılecek bır kadronun duştu
ğu sıvasal yanılgılar sonucu başansız bır hareket ha-
lıne geldı Dıkkat edılırse 1983'te <\NAP hangı sı
yasal mesajlan verdıvse bugun de hemen hemen av
nı mesajlan vermeve çalışmakta, venı önerı ve rae
sajlar getırememektedır Ovsa Turkıye ve sorunla
rı değışmektedır
Öbur partiler,
Sağda başka onemlı oluşum Doğru Yol Parlısıi
dır Bu partının temel kadrosu >ırmı kusur vıllık-
tır Ancak bu partı de yenı dınamıklere kavuşama
mış, yeru mesajlar sunan genç kuşaklar ıle dene-
vımlı polıtıkacılar sentezını yaratamamıştır
DYP'nın Turkıve nın ıçınde bulunduğu sosyal ve
ekonomık sorunlara ANAP'tan farklı hıçbir çözum
önerısı de olmayınca, DYP'nın ıktıdar olabılme ola
sılığı pek gerçekleşememektedır
Sos>al Demokrat Halkçı Partı'ye (SHP) gelınce,
bu partının de temel sorunu 1980 sonrasında dına
mıklennı yıtırmesıdır Genç kuşaklan siyasal katı
lıma çekemeyen bu partı, kısa surede kendılerınce
sosyal demokrasının temel çerçevesımn dışında gor
düklerı oğelerın sızmasına engel olamaz hale gel
mış ve partının dınamızmını bu öğeler bıçımlendı
rır olmuştur Ote vandan ıktidara çabuk ulaşabıl
mek ıçın bu partı şımdı merkeze yayılmayı arzula
makta ancak partının dınamık oğelerı de buna tep
kı göstermektedır Ayrıca SHP kendıne venı tema-
lar, >enı mesajlar ve gençlık dınamızmını kazandı-
racak atılımlara gırememektedır Değışen dunya ko-
şulları ve Turkıve'nın ıçınde bulunduğu >em sosyo-
ekonpmık sorunlar karşısında SHP, DYP gıbı ye-
nılıkten uzak, statık, yenı polıtıkalar uretemeyen ve
hantal bır partı halıne gelmıştır
Demokratık Sol Partı'ye gelınce, bu partının dı-
namızrm SHP'je göre daha vuksektır Ancak bu da
abartılmamalıdır DSP, bır kışı>e da>anan bır par
tıdır ve onun da venı mesajlan, genç kadroları ve
deneyımlı pohtıkacıları voktur Deyım uygunsa, on
ların da plağı 197O'lı vıllarda çızılmış ve pıkap ay-
nı verde çalıp durmaktadır Bu partının şanslı ol
duğu bır yon, yapısımn görecelı olarak daha homo-
jen oluşudur Böylelıkle ıçende daha az sıkıntı çe-
kılmektedır Ancak Turkıye'nın ıçınde bulunduğu
sorunlar karşısında SHP'den daha acızdır
Solda ve sağdakı marjınal partılerı >a da ötekı
sıvasal oluşumları burada ırdelemeye olanak yok
Ancak onJarın da bu buyuk siyasal oluşumlardan
farksız olduğu kuşkusuz Dunya sıyasetınde ve
Turkıve'run sosyal dokusunda hızh değışımler olur
ken, bu dınamızmın karşısında vırmı yıldır statık-
lığı aşamamış siyasal akımlar kalmıştır
Sonuç
1945-1950 arası, venı bır dınamızm, yenı bır me-
saj ve yenı bır kadro sunan Demokrat Partı,
1970-1973 arası aynı bıçımde Cumhunyet Halk Par-
tısı, 1980 sonrasında ıse kısmen siyasal boşluk, kıs-
men de yenı bır mesaj ve dınamızm ıle Anavatan
Partısı ıktıdar oldular Bugun eğer hıçbir siyasal
partı tek başına ""0 35 gıbı bır sayıva bıle ulaşamı
vorsa ışte bu yenılıklerı topluma sunamamasından
dır Bu kısırlık öylesıne vayılmıştır kı siyasal partı
ler polıtıkanın en temel araçlan olan taktık ve stra
tejıden bıle yoksunlaşmışlardır SHP bugün politi-
ka uretıp Turk sıvasetını yönlendırememektedır
DYP'de de bu konuda bır enerjı yoksunluğu var-
dır Bövlece tek ovunculu bır gosterı ortaya çıkmak-
ta ve her şeve karşın bır başbakan, cumhurbaşkan-
lığı koltuğuna oturabılmektedır
Özetle, 1984'ten bu vana vapılan seçımlerde hıç-
bir siyasal partı, ıktidara yakışır olacak oy çoğun
luğunu kazanamamıştır Bu son derece ciddı bır so-
rundur Çunku, siyasal partılenmız bu güncel tab-
loyu goz ardı etmekte, ciddı bır revızyona yanaş-
mamaktadır Turkıye'nın 199O'lı yıllarda, siyasal
partüerımızın bugunkü yapıları ve yaklaşımları ıle
buvuk aşamalar gösteremeyeceklerını ıddıa etmek,
kehanet olmasa eerek
PENCERE
EVET/HAYIR
OKTMAKBAL
Kimo'BirKaçSoyuKınk"?
Önemlı bır gun Çanakkale savaşının 75 yılı Boyle bır tö-
rende yalnızca ıktıdar partısının önde gelen kışılerı mı konuşur?
Çanakkale savaşı yalnız ANAP'lılann zafen mıdır bayramı mı-
dır? Çanakkale'de yalnız ANAP'lılann babalan, dedelen mı çar
pışmıştır^ Hayır
Ama Çanakkale'de yapılan zafer törenınde Bay Turgut Özal,
Başbakan Akbulut Mıllı Savunma Bakanı konuşuyor Ustelık Ça-
nakkale savaşından çok kendı partılerının propagandasını ya-
pıyorlar Muhalefet lıderlennden bın bıle yok' Nedır Bay Ûzal'ın
o garıp sözlerı 'Bır kaç soyu kırık ' Kım o soyu kırık olanlar?
Bır devlet adamına yıllarca Başbakan Yardımcılığı Başbakan-
lık yapmış bır kışıye yakışır mı bınlerce ınsanın ortasında böyle-
sıne ucuz ve çırkın sozler etmek?
Neymış? Çanakkale'nın SHP lı Beledıye Başkanı, Bay Ozal'ı
Cumhurbaşkanı olarak benımsemıyormuş
1
Kım benımsıyor kı
7
Hangı aklı başında kışı, hangı demokrasıden yana yurttaş? Bay
Ozal ANAP grubunun oylanyla Çankaya'ya çıkmıştır ANAP grubu
ıse yüzde 36 oyia oluşmuştur 26 Mart 1989 da yüzde 20'lere
düşmuştur Bugun bır seçım yapılsa ancak yu2de 10-15 oy âla-
caktır Ama Bay Ozal Ben ılle Çankayaya çıkacağım' dıye tut-
turmuş, kendını cumhurbaşkanı seçtırtmıştır Muhaletet partıle-
rı "Bız senı tanımayacağız elını sıkmayacağız, Çankaya'ya
gelmeyeceğız demışlerdır Gereklı butun uyarılar yapılmıştır Ba-
sında hemen hemen butun yazarlar Bay Ozal ı cumhurbaşkanı
olmak duşuncesınden vazgeçırmeye çalışmışlardır Ama Bay
Özal herşeyı göze alarak Çankayanın konugu olmasını bılmış
bunda hıç bır sakınca gormemıştır
Anamuhalefet lıderı Inonü Bay Ozal ı gormemek, elını sıkma-
mak selam vermemek ıçın uzağından geçer Demırel Ozal'la
karşılaşmamak ıçın elınden gelenı yapar Meclıs'tekı mılletvekıl-
lerının uçte bırı Ozal ı gormezlıkten tanımaztıktan gelır Lokan-
talarda ıçkılı yerlerde Ozal turlu sozlerle kınanır Bır teğmen Se-
nı başkan olarak ıçıme sındıremıyorum dıye telgraf çeker Turk
halkının en az yuzde seksenının gözünde Turgut Ozal gerçek
anlamda bır cumhurbaşkanı sayılmaz
Ne yapacaktı Çanakkale Beledıye Başkanı'' ANAP'lılar gıbı
dakıkalarca ayağa kalkıp Bay Ozal ı mı alkışlayacaktı
7
Konuş-
masına "Sayın Cumhurbaşkanım' dıye mı başlayacaktı? ANAP
ıktıdarını goklere çıkaran sozler mı söyleyecektı? Ustelık Mar-
mara Beledıyeler Bırlığı nın almış olduğu karar da var Orada
"Bay Özal kendını seçtırırse onu tanımayacağız" denılmış Baş-
kan Ismaıl Özay a duşen de kendını zorla seçtırten bır politika
adamını gormezlıkten gelmektı
Nedır o koltuk kavgası? Beledıye Başkanı kursude konuşma
yaptıktan sonra yerıne donerken koltuğunu bulamamış Kültür
Bakanı eşını oturtmuş hemen oraya' Vuralhan gelıp Başkana ağır
sozler soylemış Sonunda da Ozal'a saygısız davrandığı gerek-
çesıyle Çanakkale Valısı Beledıye Başkanı Ozal'ı gorevden al-
mış Çanakkale halkının seçtığı bır kışı boylesıne partızanca bır
gerekçeyle gorevden alınabtlıyor1
Sonra da ANAP'lılann dılınde
demokrası, halka, seçımle gelen kışıye saygı sozleni
Bır de Beledıye Başkanı nın soyledığı söztere kızmışlar Baş-
kan Ismaıl Ozay Çanakkale Savaşı nın ulı.sal dırenışte önemlı
etkısı olduğunu bu zafen kazananların padışah değıl halk ol-
duğunu belırttıkten sonra çoyle demış
"Halkın bu ınancı ve heyecanını kısa bır süre sonra masa ba-
şında bırakanlar halktan kopuk halkın desteğını kaybetmış bır
avuç azınlıktır'
ANAP ıktıdan yıkılış oncesındedır Bunu bütün davranışlarıyla
bellı edıyor Kendı ıçınde depreme uğramış gıbı sarsılan bır par-
tı, zorakı atılımlarla halka ters düşen ışlerle, tutumlarla bır sure
daha ayakta kalmaya çalışıyor Turkıye hıç bır zaman boyle bır
ıktıdar gormemıştır Ulkede terör olaylarının artmasında bu güç-
suz etkısız becerıksız ıktıdarın payı büyüktür
Çanakkale de koltuk kapma olayı, hele ANAP'ın cumhurbaş-
kanı seçtığı Bay Turgut Ozal'ın 'Bır kaç soyu kırık çıksa bu mıl-
let onlara yuz vermeyecek ' türünden sözlerı ANAP'ın çıkmaz-
da dırendığının kanıtlarıdır Bu mıllet ANAP'a Ozal'a yüz vermı-
yor, soyu kırık olduklan ya da olmadıkları ıçın değıl bu ülkeyı
yönetmede büyük başarısızlığa uğradıkları, hele hele cumhur-
başkanı seçme olaymda halkın yüzde seksenıne ters düştuklerı
ıçın Soyu kırık olsun olmasın her başarısız ıktıdar enınde so-
nunda halktan hak ettığı tokatı yıyecektır
IRKÇILIĞA ye
AYRIMCILIĞA KARŞI
DAYANIŞMA GECESİ
Türk Ceza Kanıınu'nun 163. maddesi
Vurgulanması gereken, Turkiye'nın demokratık hak ve
ozgurlukler açısından on yıldır geri viteste yol aldığıdır.
Gundem, bu durumu tum boyutlarıyla sergileyip karşısında
ilericı, etkin ve katıhmcı politıkalar nasıl uretilır, onu
tartışmaktır.
Dr. TALAT KIRIŞ îst. Ünl Tıp Faktiltesi
Bır süre öncc Adalet Bakanı, Türk Ceza Ka-
nunu'nun 141, 142 ve 163 maddelerınde >e
nıden duzenlemeye gıdılecefını, konunun ka
muoyunda ve akademık çevrelerde tartışma-
ya açılmasının yapılacak değışıklıklere ışık tu-
tacağını belırten bır demeç verdı tzleyen gun
lerde başında, konuvla ılgılı bılımsel çevrelerde
ve sokaktakı vatandaşlar arasında söz konu-
su maddelerın tartışılmaya başlandığına tanık
olduk Tartışmalar ve olayın gundemdekı ağır
lığı hâlâ sürmektedır Bu sureç ıçınde özellık
le hukuk çevrelerınde ve aydınlar arasında av
nmlı yaklaşımların ortava çıktığı ve başlıca ıkı
göruşün ağırlık kazandığı dıkkatı çektı' Bı
nncı gnıptakıler her uç maddenın de kaldı
rılması gereğım savunurken, obürlerı 141 ve
142'nın kaldınlıp 163'un OWH|U gıbı >a da
ufak değışıklıklerle sürmesını önermekteler
Ayrıca ıkıncı görüşü ortaya koyanlann arasın
da, yıllarca düşunce özgürluğunu savunduk
tan sonra ^kselen tslamsal hareket karşısın
da bıraz da zorunlu olduğunu duşundüklerı
böyle bır tavrın çelışkısını yaşavanlar da var
Kuşkusuz yasama organının y-apacağı tasar
rufların önceden kamuoyunda ve ılgılı bılım
sel çevrelerde tartışılması ülkemız demokra-
sısı açısından sevındıncıdır Ancak çerçeveyı
bıraz daha açarak baktığımızda mutfakta pı
şenle sofraya getırılenın avrı olduğunu goru
ruz Anavatan Partısı ıktıdan, baştan berı çok
başarılı bıçımde vurüttuğu gundemı belırle-
me poutıkalanna bır >erusını eklemıştır Ger-
çekte ANAP'ın duşuncelen dıle getırme oz-
gurluğunun genışletılmesıyle ilgılı fazla bır
kaygısı voktur. Gerek ANAP hukumetlennın
bu konularla ılgılı bugune kadar olan ıcraat
ları aerekse ust duzey yonetıcılennın ^eşıtlı za
manlarda yaptıklan açıklamalar ve demokra-
sıye ılışkın genel tavırlan, ıktıdann özgurluk-
lenn geruşletümesıne hıçbir zaman sıcak bak-
mamış olduğunu göstermektedır Kamuovu
açıkça, varacağı sonuçları ıktıdann pek de
önemsemeyeceğı bır tartışmaya çağnlmıştır
tktıdann bır başka "başansı" da zamanlamayı
çok ı>ı yapmış olmasıdır Doğu Bloku'nda
gerçekleşmış ve surmekte olan değışıklıkler 141
ve 142'nın kaldırılmasını "tehlıkesız" hale ge
tırmıştır Bunun vanında 163'un kaldırılması
gıderek o> yıtıren partının özellıkle dıncı ta-
bandakı ıtıbannın artmasına neden olacaktır
Partının lıberal kanadına yönelık olarak da bu
maddelerın kaldırılmasının, AT kapısında
bekleyen Turkıye ıçın olumlu bır puan olaca-
ğı mesajı venlmektedır
Bakış açımızı bıraz daha gemşlettığımızde
tartışmayı ANAP'ın çızdığı çerçeveye sıkıştır
manın ne denlı kötu sonuçlara gebe olduğu
anlaşılır Ulkenın TCK'nın 163 maddesının
varhğında geldığı nokta ortadadır 1980 son
rası Türkıyesı'nde, halk sıstematık bıçımde
depolıtıze edılmış, ılerıcı, dınamık kesımler
se kıyıma uğratılmıştır Ardından nadasa bı
rakılmış, 'avrık otlardan" ozenle temızlenmış
bu tarlaya vavaş yavaş dınsel ıdeolojının to
humlan ekılmıştır tlkokuldan başlayan zo-
runlu dın dersı, gıderek savılan artan Kuran
kurslan, ımam hatıp lıselerı, bu lıselerden >e
tışerek her turlu fakultede eğıtımlerını surdu
ren bınlerce oğrencı, bu oğrencılerı hımave
eden vakıflar ve gunden gune etkı alanlan ge-
nışleven tankatler, tarlanın derınlerınde ses
sızce fılızlenmektedır Suudı sermayesı, huku
metın desteğı ve sağladığı kolaylıklarla tarla
nın gubrelenmesı ışını ustlenmıştır Gıderek îs
lamsal hareket, ülkenın en fazla parasal des
teğe sahıp, en örgütlu gucu durumuna gelmış-
tır Saflann sıklaştıniması her gün artarak sür
mektedır Son zamanlarda >-erlı buyuk serma
ye gruplannın da dını çevrelerle daha yakın
bır ılışkı peşınde olduğu dıkkatı çekmektedır
Kurt puslu havamn kokusunu almıştır Per-
denın önunde Turkıye, AT eşığındeymış gıbı
görulurken perdenın arkasında yenı bır çeh
reyle tran'a ve öbur Ortadoğu ülkelerıne ku
cak açmaya, belkı de çavuşluk yapmaya ha-
zır bır Turkıye vapılanmaktadır
Tum bu gelışmelere 163 madde engel ola
mamıştır Çünku Ceza Yasası'nın 141, 142 ve
163 maddelen siyasal hukukla ılgılıdır Yasa
ları okuyan ve uygulavan hukukçular da mev-
cut polıtık ortamın etkısı altındadırlar Bır dö-
nemde açıkça suç olarak kabul edılen bır fiıl,
başka bır dönemde pekâlâ kayıtsızca ızlene-
bılmektedır Bu perspektıften bakıldığında ba-
zılarının savunduğu gıbı 163 maddenın laık
Turkıye Cumhunyetı'nın garantısı olmadığı
anlaşılır Kaldı kı olmamalıdır da Turk hal
kı kaç kez yasaların, anayasalann bır gecede
değıştığıne, askıya alındığına tanık olmuştur
Buguo ıçınde bujunduğumuz ortamda Ceza
Kanunu'nun düşum.elenn açıkfanmasıyla ıl
gılı vasaklayıcı maddelennın ne ölçüde gereklı
olduğunu tartışmak ciddı bır zaman kaybıdır
Dahası 20 yüzyılı bıtırmekte olan bır dunya
da, hıçbir halk bu vasaklayıcı maddelere la
yık olmamalı derım Vurgulanması gereken,
Turkıye'nın demokratık hak ve ozgurlükler
açısından on yıldır gerı viteste yol aldığıdır
Gundem bu durumu tüm boyutlarıyla sergı-
levıp karşısında ılencı, etkın ve katıhmcı po-
lıtıkalar nasıl uretilır, onu tartışmaktır Daha
fazla sayıda ınsan kendının ve ulkenın sorun-
lanna sahıp çıkma gereğını özünde duymalı-
dır Bu da ancak ulkenın demokrasıyı özum
semış, ılerıcı, dınamık kesımlennın sıyasa ala
nındakı boşluğu doldurmasıyla mumkün
olabılır
Unutulmamalıdır kı laık cumhurıyetın bı
rıcık güvencesı, ona ınanan bılınçlı bır kıtle-
dır
1 9 8 8
SAfJATÇILAR
KONUŞMACI
T
AR'H
SAAT
Hosan Huseyin DEMIREL
Fırot BAŞKALE (Beko)
Nllufer AKBAL
GULHAN
• Halk Oruıtlan • Bulonmaı Tlyatre • $)iricr
Faih BULUT
21 03 1990
19 00-23 00
Gunaeş Djğun Salonu ŞetizaOebaş Cad N O 1 1
Veznec ler/IST
SOSYAIIST PARTI ISTANBUL IL ORGUTU
Te 522 13 80
12 ülkeden 127 firma..
gözlük ve optik
dünyasının dev markaları.
^A ^^^^m^^. .^^^^^^^^^fc. ^mtmüm^mH^m^ " ^ ^ i Z Z ^
6.ULUSLARARASI
TÜM OPTİK
ÜRÜNLER
FUARI
22-26 MART Zıyaret Saatlerı
11 00-20 00
İSTANBUL SERGİ SARAYI
TEPEBAŞI
ffîAFEKS
ÇanakkaleBelediyeBaşkanı
Özay'ın Konuşması...
18 Mart
Çanakkale zaferının yıldönümü
Emperyalısöere 75 yıl önce 18 martta yaman bır tokat atmış-
tık Çanakkale de, canlarına okumuştuk
Değıl mı?
•
Pekı, Çanakkale Beledıye Başkanı Özay, bu gerçeğı dıle ge-
tırdığı zaman Mıllı Savunma Bakanı Safa Gıray neden kuplere
bınıyor?
Dahası var
Emperyalıst ulkelenn bınncı paylaşım savaşmda aldıklan ders
ezılen VB somurülen ulkelenn emperyalızme karsı verdıklen kur-
tuluş savaşlannda bır ışık ve guç kaynağı olmuştur"
Gerçek değıl mı?
Cumhurbaşkanı Özal, bu sözlere nıçın öfkelenıyor ve tepkı gös-
terıyor?
Ya Vuralhan?
Eskı Mıllı Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın üstünde bır so-
ru ışaretının gölgesı var Arkadaşımız Uğur Mumcu'nun ortaya
koyduğu "Vuralhan Dosyası 'nın bugün getdığı noktada yargıla-
ma ertelendı, ama er ya da geç bu olayın ardındakı gerçek orta-
ya çıkarılacak adaletten kurtuluş yok
Ne var kı 18 Mart Çanakkale zafennı anma gunünde Vural-
han da pek öfkelı
Neden?
Çanakkale Beledıye Başkanı Ismaıl Özay, Cumhurbaşkanı
Ozal'a ayağa kalkmamış
Pekı sana ne?
Sonra Oltan Sungurlu Başbakan Akbulut, Ercüment Konuk-
man ve ötekıler -kı tumu de Ozal'ın takımıdır- öfkelenıyorlar
Nıçın?
Çanakkale Beledıye Başkanı dıyor kı
— Bugün de emperyalıst guçler, aldatıa barış çığlıklan atarak
ve göstermelık ınsan haklan kavramlan Ile gen kalmış ve gelış-
mekte olan ulkelerde çıkarianna hızmet edecek ışbırlıkçılen bu-
larak egemenlıktennı kurmaya çalışıyorlar"
ANAP'lılar köpurüyor
Neden? +
18 Mart Çanakkale zaferının yıldönumünde Beledıye Başka-
nı İsmaıl Özay konuşuyor
— Ülkemızde de bu oyunlannı sergılemek ısteyen emperyalıst
güçler yertı ışbırlıkçılenyle bırlıkte ulusal sanayıımıze göz dıker-
ken, atalanmızın kanları ve canlan pahasına kazandıklan toprak
parçalannı bıle paralanyla satın almak ıstıyorlar Bu haınce tehlh
kenın bılıncınde olan Türk ulusu her turlu olumsuz koşula rağ-
men Ataturk'ten aldığı gûç ve ınanç ıle değışen olumsuz koşul-
larda yüce ve bağımsız yargı organına güvenerek buteNıteyekarsı
ınançlı ve bılınçlı bır şekılde dırenıyor
Bu sözlerı duyan ANAP takımı köpüruyor, Beledıye Başkanı
1
na dış bılıyor
Nıçın?
Hepsı de muhafazakâr ve mıllıyetçı değıl mı? Beledıye Baş-
kanı'nı alkışlamaları gerekmez mı?
*
Başkan Ismaıl Ozay kcnuşmasmı surdürüyor
"— 75 yıl sonra bıze Çanakkale zafen bır şeyı çok ıyı anımsat-
maktadır Halkın desteğı olmadan halkı adına karar verenler ver-
dıklen o karahann ağırlığı altında ezılmeye, tarıhın karanlıklann-
da yok olmaya mahkûmdurtar
Cumhurbaşkanı Özal çok öfkelenıyor
Nıçın?
Ne var bu sözlerde? "Haması muhafazakâr, mıllıyetçı" görûş-
ler bunlar
Hem de doğru
»Başta Cumhurbaşkanı Ozal olmak üzere ANAP'lılar neden bu
görüşlere katılmıyorlar?
Doğrusu anlayarr adırn
OPPORTUNITY IN SALES
MANAGEMENT
A Joınt Venture Company between the Koç
Group and a multınatıonal -«orld leader ıs
lookıng for an expenenced person to lead a
sales team
The successful candıdate wıll benefıt from
ınternatıonal traınıng and w ıll have the
opportunıty to develop a management
career ın a voung, strongly backed Koç
Group Company
The company envıronment ıs challengıng It
has demandıng budgets and ıts current staff
are voung, actıve and determıned
Candıdates should be Unıversıty graduates
ın Engıneerıng or Scıence Thev must brıng
some experıence ın Turkısh ındustnal sellıng
and an ınstınct for leadershıp Males must
be free of Mılıtarv oblıgatıon Very good
Englısh ıs essentıal
If you feel you possess the above mentıoned
qualıficatıons and qualnıes please send your
C V attached •» ıth a recent photo to:
P.K. 140 Şişli/Istanbul
before 31 March 1990
Halkımızın ozunden doğan, ozgun muzığını, şıırını ve
folklorunu dun>a>a tanıtan, ozanlanmızın evrensel
boyutta ele ahnmasında önemlı >erı olan,
Halk ozanımız
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU'nu
ölumunun 17 yıhnda savgıyla anıyoruz
1
SHP
ANK4R4 tL BAŞK4NLIĞ1
KAMUOYUNA
Nusaybın'dekı devlet terorunu ıkı gunluk açlık grevı
ıle protesto edıyor, olen
ŞEMSETTİN ÇİFTÇİ'nin
aılesıne ve Nusaybın halkına başsağlığı dılıyoruz
Gaziantep Ozel Tip Cezaevi'nden bir grup
devrimci adına
H. AKTLLL^. Z.tLTEMLR, N.Y.4MAN, M.GLL,
H.Ç4K4RL1. M.K4Ç4ROĞLU. 4.ÇUBLKÇU.
R.SALM4N. K.K\LYO\, t.GİROZ
HALEPÇE YÜREĞİMİZDEDİR
Irak rejımının 16-17 Mart 1988
tarıhlerınde kımyasai sılahlarla saldırısı
sonucu beş bin can kaybettik.
Hıroşıma ve Nagazakı gibı Halepçe de
ûnutulmayacak ve bıiıncımızde
yaşayacaktır.
Liceli yurtseverler adına
ALİİHSAN ÇELİK, MEVLUT AYAZ,
OSMAN KASAP