23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 21 MART 1990 Siyasal Partîlerîıııîz ve Politika Üretmek 1984'ten bu yana vapılan seçımlerde hıçbir siyasal partı, ıktidara yakışır olacak oy çoğunluğunu kazanamamıştır. Bu son derece ciddı bir sorundur. Çunku siyasal partılerımiz bu guncel tabloyu goz ardı etmekte, ciddı bır revızyona yanaşmamaktadır. Turkiye'de 199O'lı yıllarda siyasal partilerimızm bugunku yapıları ve yaklaşımları ıle buyuk aşamalar gosteremeyeceklerini ıddia etmek, kehanet olmasa gerek. Dr. HURŞİT GÜNEŞ Marmara Universitesi Ekonomi Bolümü Öğretim Üyesi Polıukanın tanımı çeşıtlı duşunurler tarafından farkhhklarla vapılmıştır Sozcuğun kökenı Yunan ca "Pohtıkos" ya da Latınce 'Pohtıcus"tan gelmek- te ve her ıkı kokende de devlet >onetımını anlam landırmaktadır Gunumuzde ıse politika, devletın yonetılmesıran yanı sıra bu vonetılmevı etkıleyen her turlu etkıyı de kapsamaktadır Çunku politika >a panlar sadece ıktıdardakıler değıldır Muhalıfler ya da toplumda dola>lı olarak ıktıdan etkıleyen her bırey >a da topluluk politika vapmaktadır Niteliksiz politikacıyı yaratan... Pohtıka bırkav duzevde >apılabılır Ilk duzev, bı lınen bıçımıvle ulkenın yonetılmesıdır Bunun ıçın hazırlanmış bır program, bu program ıçın u>gun bır ortam ve bu programı uygulavacak olan ehıl po htıkacılar gerekır Bu uç oğeden herhangı bırısının eksık olması, bu ılk duze>dekı polıtıka>ı başarısız kılacaktır Demokrasının, ozelhkle çok panılı de rnokrasının egemen oldBğu toplumlarda bır siya- sal partının, sınırları ıyı tanımlanmış ve yerleşık bır konuma ulaşmış fıkırler vapısı ve atnaçları olması gerekır Bu vevçesede de tum aynnulan \le somut laşmış bır programı olmalı ve olanaklar olçusunde de yururluğe konulmalıdır Toplum yaşammda bır vanlışlığı duzeltme >a da zorluğu aşmarun ılk aşaması algılama'dır (cognıtı- on) Daha sonra çozum'ler aranır (search), onen- lerde (proposıtıon) bulunur \e sonunda politika bı- çımıne sokulur (prescrıptıon) Turkıve'de polıtıka- cılar genellıkle algılama ve çozum arama aşamala nnda takılır kalırlar Bu arada da tartışmalar kı- sırlaşır ve sonuç vermeyen bır kutuplaşma ortaya çıkar Gerçı Turkıye'nın sorunlarını araştıran poh tıkacı da vok denecek kadar azalmıştır Gerı kalan buyuk çoğunluk halıhazırda algılanmış sorunların doğrudan varhğıru kabul ederek bır yol katetmış gıbı gorunurler Kuşkusuz siyasal partılerımız de yenı dınamıkler ve yenı sorunlar karşısında yenı çozum önerılennde bulunan dımağları aramaz hale gelmış- ler ve kendı dınamıklennden yoksunlaşmışlardır Gerçı, gun geçtıkçe azalan siyasal katılmamn da bu rada ciddı bır payının olduğu vadsınamaz, ancak \ar olan sıyaset adamlarımızın da kuşkusuz kusu ru var Turkıye'yı cumhurıyetın ılk yıllarında yöresel eş rafın desteğıyle sıvılleşen devrım subaylan yönet- tıler Zamanla, yoresel eşrafın tstanbul'un seçkın lıse ve fakültelerınde okuyan çocukları, ulke vönetımı ne sahıp oldular 1960'h yıllar ıtıbarıvla ıse >eru bır donem başladı Ülkenın yönetımıne venı bazı kat manlar katıldı Bu son derece demokratık gelışme, bır vandan da modernleşme atılımlannı yavaşlat tı Hızla suregelen kentleşme, bürokrasının âdeta lumpenleşmesıne yol açarken polıtıkacılann da seç- kın kışıler topluluğu olmasına son verdı Kuşkusuz, Türk sıyasetçısının nıtelığırun değışmesının altında vatan siyasal ve ekonomık nedenler de var 12 Ev İul Turkiye'de polıtıkacının toplum ıçındekı ıtıba nru sarsmakla kalmadı, siyasal katılmayı da her du zeyde köstekledığınden, polıtıkacı olmak ısteyen nı telıklı kışıler de azaldı Sıvasal partılerın yenı ol ması, lıderlere aşırı guçler verdı, ancak öbur polı tıkacıların gucu azaldı Kısacası, Turk parlamen ter rejımının ve sıvasal partılenn faalıyetlenne sık sık ara verdınlmesı, ehıl polıtıkacıların tasfıye edıl- mesıne va da cesaretlerının kırılmasına yol açtı ve genel olarak polıtıkacıların rutelıksızlığı ortava çıktı Bugun hıç kuşkusuz polıtıkacılarımız hangı du- zeyde olursa olsun daha oncekılere göre rutelık açı- sından yetersızdırler Bu, demokrasıye ve parlamen- ter rejıme guvenı de zedelemektedır Açıkça soyle- mek gerekırse 198O'lı yılların başında Anavatan Par- tısı sıyaset sahnesııun sağında yeru bır umut ola- rak ortaya çıktı, fakat kısa bır surede vozlaşarak" sondu Kuşkusuz, yenı dınamıkler ve mesajlar ıle çıkan bu siyasal oluşum, uyguladığı programın van- lışlığının yanı sıra ehıl polıtıkacılar tasfıve edıldı- ğınden niteliksiz sayılabılecek bır kadronun duştu ğu sıvasal yanılgılar sonucu başansız bır hareket ha- lıne geldı Dıkkat edılırse 1983'te <\NAP hangı sı yasal mesajlan verdıvse bugun de hemen hemen av nı mesajlan vermeve çalışmakta, venı önerı ve rae sajlar getırememektedır Ovsa Turkıye ve sorunla rı değışmektedır Öbur partiler, Sağda başka onemlı oluşum Doğru Yol Parlısıi dır Bu partının temel kadrosu >ırmı kusur vıllık- tır Ancak bu partı de yenı dınamıklere kavuşama mış, yeru mesajlar sunan genç kuşaklar ıle dene- vımlı polıtıkacılar sentezını yaratamamıştır DYP'nın Turkıve nın ıçınde bulunduğu sosyal ve ekonomık sorunlara ANAP'tan farklı hıçbir çözum önerısı de olmayınca, DYP'nın ıktıdar olabılme ola sılığı pek gerçekleşememektedır Sos>al Demokrat Halkçı Partı'ye (SHP) gelınce, bu partının de temel sorunu 1980 sonrasında dına mıklennı yıtırmesıdır Genç kuşaklan siyasal katı lıma çekemeyen bu partı, kısa surede kendılerınce sosyal demokrasının temel çerçevesımn dışında gor düklerı oğelerın sızmasına engel olamaz hale gel mış ve partının dınamızmını bu öğeler bıçımlendı rır olmuştur Ote vandan ıktidara çabuk ulaşabıl mek ıçın bu partı şımdı merkeze yayılmayı arzula makta ancak partının dınamık oğelerı de buna tep kı göstermektedır Ayrıca SHP kendıne venı tema- lar, >enı mesajlar ve gençlık dınamızmını kazandı- racak atılımlara gırememektedır Değışen dunya ko- şulları ve Turkıve'nın ıçınde bulunduğu >em sosyo- ekonpmık sorunlar karşısında SHP, DYP gıbı ye- nılıkten uzak, statık, yenı polıtıkalar uretemeyen ve hantal bır partı halıne gelmıştır Demokratık Sol Partı'ye gelınce, bu partının dı- namızrm SHP'je göre daha vuksektır Ancak bu da abartılmamalıdır DSP, bır kışı>e da>anan bır par tıdır ve onun da venı mesajlan, genç kadroları ve deneyımlı pohtıkacıları voktur Deyım uygunsa, on ların da plağı 197O'lı vıllarda çızılmış ve pıkap ay- nı verde çalıp durmaktadır Bu partının şanslı ol duğu bır yon, yapısımn görecelı olarak daha homo- jen oluşudur Böylelıkle ıçende daha az sıkıntı çe- kılmektedır Ancak Turkıye'nın ıçınde bulunduğu sorunlar karşısında SHP'den daha acızdır Solda ve sağdakı marjınal partılerı >a da ötekı sıvasal oluşumları burada ırdelemeye olanak yok Ancak onJarın da bu buyuk siyasal oluşumlardan farksız olduğu kuşkusuz Dunya sıyasetınde ve Turkıve'run sosyal dokusunda hızh değışımler olur ken, bu dınamızmın karşısında vırmı yıldır statık- lığı aşamamış siyasal akımlar kalmıştır Sonuç 1945-1950 arası, venı bır dınamızm, yenı bır me- saj ve yenı bır kadro sunan Demokrat Partı, 1970-1973 arası aynı bıçımde Cumhunyet Halk Par- tısı, 1980 sonrasında ıse kısmen siyasal boşluk, kıs- men de yenı bır mesaj ve dınamızm ıle Anavatan Partısı ıktıdar oldular Bugun eğer hıçbir siyasal partı tek başına ""0 35 gıbı bır sayıva bıle ulaşamı vorsa ışte bu yenılıklerı topluma sunamamasından dır Bu kısırlık öylesıne vayılmıştır kı siyasal partı ler polıtıkanın en temel araçlan olan taktık ve stra tejıden bıle yoksunlaşmışlardır SHP bugün politi- ka uretıp Turk sıvasetını yönlendırememektedır DYP'de de bu konuda bır enerjı yoksunluğu var- dır Bövlece tek ovunculu bır gosterı ortaya çıkmak- ta ve her şeve karşın bır başbakan, cumhurbaşkan- lığı koltuğuna oturabılmektedır Özetle, 1984'ten bu vana vapılan seçımlerde hıç- bir siyasal partı, ıktidara yakışır olacak oy çoğun luğunu kazanamamıştır Bu son derece ciddı bır so- rundur Çunku, siyasal partılenmız bu güncel tab- loyu goz ardı etmekte, ciddı bır revızyona yanaş- mamaktadır Turkıye'nın 199O'lı yıllarda, siyasal partüerımızın bugunkü yapıları ve yaklaşımları ıle buvuk aşamalar gösteremeyeceklerını ıddıa etmek, kehanet olmasa eerek PENCERE EVET/HAYIR OKTMAKBAL Kimo'BirKaçSoyuKınk"? Önemlı bır gun Çanakkale savaşının 75 yılı Boyle bır tö- rende yalnızca ıktıdar partısının önde gelen kışılerı mı konuşur? Çanakkale savaşı yalnız ANAP'lılann zafen mıdır bayramı mı- dır? Çanakkale'de yalnız ANAP'lılann babalan, dedelen mı çar pışmıştır^ Hayır Ama Çanakkale'de yapılan zafer törenınde Bay Turgut Özal, Başbakan Akbulut Mıllı Savunma Bakanı konuşuyor Ustelık Ça- nakkale savaşından çok kendı partılerının propagandasını ya- pıyorlar Muhalefet lıderlennden bın bıle yok' Nedır Bay Ûzal'ın o garıp sözlerı 'Bır kaç soyu kırık ' Kım o soyu kırık olanlar? Bır devlet adamına yıllarca Başbakan Yardımcılığı Başbakan- lık yapmış bır kışıye yakışır mı bınlerce ınsanın ortasında böyle- sıne ucuz ve çırkın sozler etmek? Neymış? Çanakkale'nın SHP lı Beledıye Başkanı, Bay Ozal'ı Cumhurbaşkanı olarak benımsemıyormuş 1 Kım benımsıyor kı 7 Hangı aklı başında kışı, hangı demokrasıden yana yurttaş? Bay Ozal ANAP grubunun oylanyla Çankaya'ya çıkmıştır ANAP grubu ıse yüzde 36 oyia oluşmuştur 26 Mart 1989 da yüzde 20'lere düşmuştur Bugun bır seçım yapılsa ancak yu2de 10-15 oy âla- caktır Ama Bay Ozal Ben ılle Çankayaya çıkacağım' dıye tut- turmuş, kendını cumhurbaşkanı seçtırtmıştır Muhaletet partıle- rı "Bız senı tanımayacağız elını sıkmayacağız, Çankaya'ya gelmeyeceğız demışlerdır Gereklı butun uyarılar yapılmıştır Ba- sında hemen hemen butun yazarlar Bay Ozal ı cumhurbaşkanı olmak duşuncesınden vazgeçırmeye çalışmışlardır Ama Bay Özal herşeyı göze alarak Çankayanın konugu olmasını bılmış bunda hıç bır sakınca gormemıştır Anamuhalefet lıderı Inonü Bay Ozal ı gormemek, elını sıkma- mak selam vermemek ıçın uzağından geçer Demırel Ozal'la karşılaşmamak ıçın elınden gelenı yapar Meclıs'tekı mılletvekıl- lerının uçte bırı Ozal ı gormezlıkten tanımaztıktan gelır Lokan- talarda ıçkılı yerlerde Ozal turlu sozlerle kınanır Bır teğmen Se- nı başkan olarak ıçıme sındıremıyorum dıye telgraf çeker Turk halkının en az yuzde seksenının gözünde Turgut Ozal gerçek anlamda bır cumhurbaşkanı sayılmaz Ne yapacaktı Çanakkale Beledıye Başkanı'' ANAP'lılar gıbı dakıkalarca ayağa kalkıp Bay Ozal ı mı alkışlayacaktı 7 Konuş- masına "Sayın Cumhurbaşkanım' dıye mı başlayacaktı? ANAP ıktıdarını goklere çıkaran sozler mı söyleyecektı? Ustelık Mar- mara Beledıyeler Bırlığı nın almış olduğu karar da var Orada "Bay Özal kendını seçtırırse onu tanımayacağız" denılmış Baş- kan Ismaıl Özay a duşen de kendını zorla seçtırten bır politika adamını gormezlıkten gelmektı Nedır o koltuk kavgası? Beledıye Başkanı kursude konuşma yaptıktan sonra yerıne donerken koltuğunu bulamamış Kültür Bakanı eşını oturtmuş hemen oraya' Vuralhan gelıp Başkana ağır sozler soylemış Sonunda da Ozal'a saygısız davrandığı gerek- çesıyle Çanakkale Valısı Beledıye Başkanı Ozal'ı gorevden al- mış Çanakkale halkının seçtığı bır kışı boylesıne partızanca bır gerekçeyle gorevden alınabtlıyor1 Sonra da ANAP'lılann dılınde demokrası, halka, seçımle gelen kışıye saygı sozleni Bır de Beledıye Başkanı nın soyledığı söztere kızmışlar Baş- kan Ismaıl Ozay Çanakkale Savaşı nın ulı.sal dırenışte önemlı etkısı olduğunu bu zafen kazananların padışah değıl halk ol- duğunu belırttıkten sonra çoyle demış "Halkın bu ınancı ve heyecanını kısa bır süre sonra masa ba- şında bırakanlar halktan kopuk halkın desteğını kaybetmış bır avuç azınlıktır' ANAP ıktıdan yıkılış oncesındedır Bunu bütün davranışlarıyla bellı edıyor Kendı ıçınde depreme uğramış gıbı sarsılan bır par- tı, zorakı atılımlarla halka ters düşen ışlerle, tutumlarla bır sure daha ayakta kalmaya çalışıyor Turkıye hıç bır zaman boyle bır ıktıdar gormemıştır Ulkede terör olaylarının artmasında bu güç- suz etkısız becerıksız ıktıdarın payı büyüktür Çanakkale de koltuk kapma olayı, hele ANAP'ın cumhurbaş- kanı seçtığı Bay Turgut Ozal'ın 'Bır kaç soyu kırık çıksa bu mıl- let onlara yuz vermeyecek ' türünden sözlerı ANAP'ın çıkmaz- da dırendığının kanıtlarıdır Bu mıllet ANAP'a Ozal'a yüz vermı- yor, soyu kırık olduklan ya da olmadıkları ıçın değıl bu ülkeyı yönetmede büyük başarısızlığa uğradıkları, hele hele cumhur- başkanı seçme olaymda halkın yüzde seksenıne ters düştuklerı ıçın Soyu kırık olsun olmasın her başarısız ıktıdar enınde so- nunda halktan hak ettığı tokatı yıyecektır IRKÇILIĞA ye AYRIMCILIĞA KARŞI DAYANIŞMA GECESİ Türk Ceza Kanıınu'nun 163. maddesi Vurgulanması gereken, Turkiye'nın demokratık hak ve ozgurlukler açısından on yıldır geri viteste yol aldığıdır. Gundem, bu durumu tum boyutlarıyla sergileyip karşısında ilericı, etkin ve katıhmcı politıkalar nasıl uretilır, onu tartışmaktır. Dr. TALAT KIRIŞ îst. Ünl Tıp Faktiltesi Bır süre öncc Adalet Bakanı, Türk Ceza Ka- nunu'nun 141, 142 ve 163 maddelerınde >e nıden duzenlemeye gıdılecefını, konunun ka muoyunda ve akademık çevrelerde tartışma- ya açılmasının yapılacak değışıklıklere ışık tu- tacağını belırten bır demeç verdı tzleyen gun lerde başında, konuvla ılgılı bılımsel çevrelerde ve sokaktakı vatandaşlar arasında söz konu- su maddelerın tartışılmaya başlandığına tanık olduk Tartışmalar ve olayın gundemdekı ağır lığı hâlâ sürmektedır Bu sureç ıçınde özellık le hukuk çevrelerınde ve aydınlar arasında av nmlı yaklaşımların ortava çıktığı ve başlıca ıkı göruşün ağırlık kazandığı dıkkatı çektı' Bı nncı gnıptakıler her uç maddenın de kaldı rılması gereğım savunurken, obürlerı 141 ve 142'nın kaldınlıp 163'un OWH|U gıbı >a da ufak değışıklıklerle sürmesını önermekteler Ayrıca ıkıncı görüşü ortaya koyanlann arasın da, yıllarca düşunce özgürluğunu savunduk tan sonra ^kselen tslamsal hareket karşısın da bıraz da zorunlu olduğunu duşundüklerı böyle bır tavrın çelışkısını yaşavanlar da var Kuşkusuz yasama organının y-apacağı tasar rufların önceden kamuoyunda ve ılgılı bılım sel çevrelerde tartışılması ülkemız demokra- sısı açısından sevındıncıdır Ancak çerçeveyı bıraz daha açarak baktığımızda mutfakta pı şenle sofraya getırılenın avrı olduğunu goru ruz Anavatan Partısı ıktıdan, baştan berı çok başarılı bıçımde vurüttuğu gundemı belırle- me poutıkalanna bır >erusını eklemıştır Ger- çekte ANAP'ın duşuncelen dıle getırme oz- gurluğunun genışletılmesıyle ilgılı fazla bır kaygısı voktur. Gerek ANAP hukumetlennın bu konularla ılgılı bugune kadar olan ıcraat ları aerekse ust duzey yonetıcılennın ^eşıtlı za manlarda yaptıklan açıklamalar ve demokra- sıye ılışkın genel tavırlan, ıktıdann özgurluk- lenn geruşletümesıne hıçbir zaman sıcak bak- mamış olduğunu göstermektedır Kamuovu açıkça, varacağı sonuçları ıktıdann pek de önemsemeyeceğı bır tartışmaya çağnlmıştır tktıdann bır başka "başansı" da zamanlamayı çok ı>ı yapmış olmasıdır Doğu Bloku'nda gerçekleşmış ve surmekte olan değışıklıkler 141 ve 142'nın kaldırılmasını "tehlıkesız" hale ge tırmıştır Bunun vanında 163'un kaldırılması gıderek o> yıtıren partının özellıkle dıncı ta- bandakı ıtıbannın artmasına neden olacaktır Partının lıberal kanadına yönelık olarak da bu maddelerın kaldırılmasının, AT kapısında bekleyen Turkıye ıçın olumlu bır puan olaca- ğı mesajı venlmektedır Bakış açımızı bıraz daha gemşlettığımızde tartışmayı ANAP'ın çızdığı çerçeveye sıkıştır manın ne denlı kötu sonuçlara gebe olduğu anlaşılır Ulkenın TCK'nın 163 maddesının varhğında geldığı nokta ortadadır 1980 son rası Türkıyesı'nde, halk sıstematık bıçımde depolıtıze edılmış, ılerıcı, dınamık kesımler se kıyıma uğratılmıştır Ardından nadasa bı rakılmış, 'avrık otlardan" ozenle temızlenmış bu tarlaya vavaş yavaş dınsel ıdeolojının to humlan ekılmıştır tlkokuldan başlayan zo- runlu dın dersı, gıderek savılan artan Kuran kurslan, ımam hatıp lıselerı, bu lıselerden >e tışerek her turlu fakultede eğıtımlerını surdu ren bınlerce oğrencı, bu oğrencılerı hımave eden vakıflar ve gunden gune etkı alanlan ge- nışleven tankatler, tarlanın derınlerınde ses sızce fılızlenmektedır Suudı sermayesı, huku metın desteğı ve sağladığı kolaylıklarla tarla nın gubrelenmesı ışını ustlenmıştır Gıderek îs lamsal hareket, ülkenın en fazla parasal des teğe sahıp, en örgütlu gucu durumuna gelmış- tır Saflann sıklaştıniması her gün artarak sür mektedır Son zamanlarda >-erlı buyuk serma ye gruplannın da dını çevrelerle daha yakın bır ılışkı peşınde olduğu dıkkatı çekmektedır Kurt puslu havamn kokusunu almıştır Per- denın önunde Turkıye, AT eşığındeymış gıbı görulurken perdenın arkasında yenı bır çeh reyle tran'a ve öbur Ortadoğu ülkelerıne ku cak açmaya, belkı de çavuşluk yapmaya ha- zır bır Turkıye vapılanmaktadır Tum bu gelışmelere 163 madde engel ola mamıştır Çünku Ceza Yasası'nın 141, 142 ve 163 maddelen siyasal hukukla ılgılıdır Yasa ları okuyan ve uygulavan hukukçular da mev- cut polıtık ortamın etkısı altındadırlar Bır dö- nemde açıkça suç olarak kabul edılen bır fiıl, başka bır dönemde pekâlâ kayıtsızca ızlene- bılmektedır Bu perspektıften bakıldığında ba- zılarının savunduğu gıbı 163 maddenın laık Turkıye Cumhunyetı'nın garantısı olmadığı anlaşılır Kaldı kı olmamalıdır da Turk hal kı kaç kez yasaların, anayasalann bır gecede değıştığıne, askıya alındığına tanık olmuştur Buguo ıçınde bujunduğumuz ortamda Ceza Kanunu'nun düşum.elenn açıkfanmasıyla ıl gılı vasaklayıcı maddelennın ne ölçüde gereklı olduğunu tartışmak ciddı bır zaman kaybıdır Dahası 20 yüzyılı bıtırmekte olan bır dunya da, hıçbir halk bu vasaklayıcı maddelere la yık olmamalı derım Vurgulanması gereken, Turkıye'nın demokratık hak ve ozgurlükler açısından on yıldır gerı viteste yol aldığıdır Gundem bu durumu tüm boyutlarıyla sergı- levıp karşısında ılencı, etkın ve katıhmcı po- lıtıkalar nasıl uretilır, onu tartışmaktır Daha fazla sayıda ınsan kendının ve ulkenın sorun- lanna sahıp çıkma gereğını özünde duymalı- dır Bu da ancak ulkenın demokrasıyı özum semış, ılerıcı, dınamık kesımlennın sıyasa ala nındakı boşluğu doldurmasıyla mumkün olabılır Unutulmamalıdır kı laık cumhurıyetın bı rıcık güvencesı, ona ınanan bılınçlı bır kıtle- dır 1 9 8 8 SAfJATÇILAR KONUŞMACI T AR'H SAAT Hosan Huseyin DEMIREL Fırot BAŞKALE (Beko) Nllufer AKBAL GULHAN • Halk Oruıtlan • Bulonmaı Tlyatre • $)iricr Faih BULUT 21 03 1990 19 00-23 00 Gunaeş Djğun Salonu ŞetizaOebaş Cad N O 1 1 Veznec ler/IST SOSYAIIST PARTI ISTANBUL IL ORGUTU Te 522 13 80 12 ülkeden 127 firma.. gözlük ve optik dünyasının dev markaları. ^A ^^^^m^^. .^^^^^^^^^fc. ^mtmüm^mH^m^ " ^ ^ i Z Z ^ 6.ULUSLARARASI TÜM OPTİK ÜRÜNLER FUARI 22-26 MART Zıyaret Saatlerı 11 00-20 00 İSTANBUL SERGİ SARAYI TEPEBAŞI ffîAFEKS ÇanakkaleBelediyeBaşkanı Özay'ın Konuşması... 18 Mart Çanakkale zaferının yıldönümü Emperyalısöere 75 yıl önce 18 martta yaman bır tokat atmış- tık Çanakkale de, canlarına okumuştuk Değıl mı? • Pekı, Çanakkale Beledıye Başkanı Özay, bu gerçeğı dıle ge- tırdığı zaman Mıllı Savunma Bakanı Safa Gıray neden kuplere bınıyor? Dahası var Emperyalıst ulkelenn bınncı paylaşım savaşmda aldıklan ders ezılen VB somurülen ulkelenn emperyalızme karsı verdıklen kur- tuluş savaşlannda bır ışık ve guç kaynağı olmuştur" Gerçek değıl mı? Cumhurbaşkanı Özal, bu sözlere nıçın öfkelenıyor ve tepkı gös- terıyor? Ya Vuralhan? Eskı Mıllı Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın üstünde bır so- ru ışaretının gölgesı var Arkadaşımız Uğur Mumcu'nun ortaya koyduğu "Vuralhan Dosyası 'nın bugün getdığı noktada yargıla- ma ertelendı, ama er ya da geç bu olayın ardındakı gerçek orta- ya çıkarılacak adaletten kurtuluş yok Ne var kı 18 Mart Çanakkale zafennı anma gunünde Vural- han da pek öfkelı Neden? Çanakkale Beledıye Başkanı Ismaıl Özay, Cumhurbaşkanı Ozal'a ayağa kalkmamış Pekı sana ne? Sonra Oltan Sungurlu Başbakan Akbulut, Ercüment Konuk- man ve ötekıler -kı tumu de Ozal'ın takımıdır- öfkelenıyorlar Nıçın? Çanakkale Beledıye Başkanı dıyor kı — Bugün de emperyalıst guçler, aldatıa barış çığlıklan atarak ve göstermelık ınsan haklan kavramlan Ile gen kalmış ve gelış- mekte olan ulkelerde çıkarianna hızmet edecek ışbırlıkçılen bu- larak egemenlıktennı kurmaya çalışıyorlar" ANAP'lılar köpurüyor Neden? + 18 Mart Çanakkale zaferının yıldönumünde Beledıye Başka- nı İsmaıl Özay konuşuyor — Ülkemızde de bu oyunlannı sergılemek ısteyen emperyalıst güçler yertı ışbırlıkçılenyle bırlıkte ulusal sanayıımıze göz dıker- ken, atalanmızın kanları ve canlan pahasına kazandıklan toprak parçalannı bıle paralanyla satın almak ıstıyorlar Bu haınce tehlh kenın bılıncınde olan Türk ulusu her turlu olumsuz koşula rağ- men Ataturk'ten aldığı gûç ve ınanç ıle değışen olumsuz koşul- larda yüce ve bağımsız yargı organına güvenerek buteNıteyekarsı ınançlı ve bılınçlı bır şekılde dırenıyor Bu sözlerı duyan ANAP takımı köpüruyor, Beledıye Başkanı 1 na dış bılıyor Nıçın? Hepsı de muhafazakâr ve mıllıyetçı değıl mı? Beledıye Baş- kanı'nı alkışlamaları gerekmez mı? * Başkan Ismaıl Ozay kcnuşmasmı surdürüyor "— 75 yıl sonra bıze Çanakkale zafen bır şeyı çok ıyı anımsat- maktadır Halkın desteğı olmadan halkı adına karar verenler ver- dıklen o karahann ağırlığı altında ezılmeye, tarıhın karanlıklann- da yok olmaya mahkûmdurtar Cumhurbaşkanı Özal çok öfkelenıyor Nıçın? Ne var bu sözlerde? "Haması muhafazakâr, mıllıyetçı" görûş- ler bunlar Hem de doğru »Başta Cumhurbaşkanı Ozal olmak üzere ANAP'lılar neden bu görüşlere katılmıyorlar? Doğrusu anlayarr adırn OPPORTUNITY IN SALES MANAGEMENT A Joınt Venture Company between the Koç Group and a multınatıonal -«orld leader ıs lookıng for an expenenced person to lead a sales team The successful candıdate wıll benefıt from ınternatıonal traınıng and w ıll have the opportunıty to develop a management career ın a voung, strongly backed Koç Group Company The company envıronment ıs challengıng It has demandıng budgets and ıts current staff are voung, actıve and determıned Candıdates should be Unıversıty graduates ın Engıneerıng or Scıence Thev must brıng some experıence ın Turkısh ındustnal sellıng and an ınstınct for leadershıp Males must be free of Mılıtarv oblıgatıon Very good Englısh ıs essentıal If you feel you possess the above mentıoned qualıficatıons and qualnıes please send your C V attached •» ıth a recent photo to: P.K. 140 Şişli/Istanbul before 31 March 1990 Halkımızın ozunden doğan, ozgun muzığını, şıırını ve folklorunu dun>a>a tanıtan, ozanlanmızın evrensel boyutta ele ahnmasında önemlı >erı olan, Halk ozanımız AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU'nu ölumunun 17 yıhnda savgıyla anıyoruz 1 SHP ANK4R4 tL BAŞK4NLIĞ1 KAMUOYUNA Nusaybın'dekı devlet terorunu ıkı gunluk açlık grevı ıle protesto edıyor, olen ŞEMSETTİN ÇİFTÇİ'nin aılesıne ve Nusaybın halkına başsağlığı dılıyoruz Gaziantep Ozel Tip Cezaevi'nden bir grup devrimci adına H. AKTLLL^. Z.tLTEMLR, N.Y.4MAN, M.GLL, H.Ç4K4RL1. M.K4Ç4ROĞLU. 4.ÇUBLKÇU. R.SALM4N. K.K\LYO\, t.GİROZ HALEPÇE YÜREĞİMİZDEDİR Irak rejımının 16-17 Mart 1988 tarıhlerınde kımyasai sılahlarla saldırısı sonucu beş bin can kaybettik. Hıroşıma ve Nagazakı gibı Halepçe de ûnutulmayacak ve bıiıncımızde yaşayacaktır. Liceli yurtseverler adına ALİİHSAN ÇELİK, MEVLUT AYAZ, OSMAN KASAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear