Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 MART 1990 HABERLERİN DEVAM CUMHURÎYET/15
DEMOKRATİKALMANY4~
Muhafazakûr
seçim zaferi
IZMIR'den HİKMET ÇETJMKAYA
TUNCAY OZKAN
TURAN NARLER
ÇANAKKALE — Çanakkale
zaferinin 75. yılı törenlerinde
ŞHP'li Belediye Başkam tsmail
Özay'ın Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a koyduğu karşı tavır, "siyasi
çekişme"ye neden oldu. tsmail
Ozay, Özal'ın tören alanına giri-
şinde ayağa kalkmadı, daha son-
ra konuşmasına Cumhurbaşkanı-
nı yok sayarak başladı ve "Ülke-
nin kaderini belirlemeye çalışan-
lar, verdikleri karann altında ezil-
meye mahkûmdurlar" dedi. Kür-
süden inip protokoldeki yerine
oturtulmayan belediye başkaruna,
Cumhurbaşkaru Özal ve Milli Sa-
vunma Bakanı Safa Giray ağır
eleştiriler yönelttiler. Özal, konuş-
masında, Marksizmin, Leniniz-
min ölduğunu belirterek, "Bazı ul-
kelerde ve bizde hâlâ bu fikirler-
den vazgeçmeyenler var. Birkaç
soyu kınk çıksa da bu millet on-
lara hiçbir zaman yüz
vermeyecektir" dedi. Çanakkale
Valisi, özay'ın "siyasi tavn" kar-
şısında lçişleri Bakanlığı'na yazı
yazarak başkan hakkında soruş-
turma açılmasını istedi. Vali, so-
ruşturma sonuna kadar belediye
başkanının açığa alınmasını da
önerdi. lçişleri Bakanlığı'na vekâ-
let eden Devlet Bakanı Hıisnü Do-
gan'ın olurunu alan valiliğin, gö-
revden alma yazısı dün akşam
kendisine iletildi. SHP ve DYP li-
derlerinin, Çanakkale Zaferi'nin
yüdönümü dolayısıyla verdiği me-
sajların törende okunmadığı dik-
kati çekti.
Çanakkale zaferinin yıldönümu
nedeniyle düzenlenen törenler ne-
deniyle SHP'Ii Belediye Başkanı-
nın, Cumhurbaşkanı Özal'a kar-
şı takındığı tavır nedeniyle dünkiı
anma törenleri gergin bir havada
başladı. Önceki gün Özal ve Ak-
bulut'u karşılamaya gelmeyerek
tzmir'e giden özay gibi öteki mu-
halefet partilerinin de torenlere
katılmadığı görüldü.
özal'ın protokoldeki yerine ge-
lişi sırasmda Belediye Başkanı
özay, bir ara ayağa kalkar gibi
yaptıktan sonra sandalyesinde
oturmaya devam etti. özay'ın bu
tepkisiyle ilgili ilk tartışma yaşan-
dı. ANAP Teşkilat Başkan Yar-
dımcısı Ercan Vuralhan, Özay'ın
yanına giderek, "Sen ne biçim
adamsın, yapbgından utanmıyor
musun? Bir de gttliiyorsun,
terbiyesiz" dedi. Çıkan tartışma
sonrasında Özay yerinde oturma-
ya devam etti.
Tören başladıktan sonra Bele-
diye Başkanı tsmail Özay, kürsü-
ye gelerek Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın karşısında Özal'ı "yok"
kabul eden konuşmasına, "Sayın
Başbakan, Bakanlar Kunılu üye-
l^ri. milletvekilleri. degerli valim
ve komulanım, degerli konuklar,
sevgili Çanakkaleliler" diye baş-
ladı. özay, Çanakkale zaferinin
emperyalist güçlere karşı halkın
bağımsızlık uğrunda verdiği mü-
cadele sonucu kazanıldığını belir-
terek, "Bugün de emperyalist giıç-
ler, aldatıcı banş çıglıklan atarak
ve göstermelik insan haklan kav-
ramlan ile geri kalmış ve geliş-
mekte olan ulkelerde çrkarlanna
hizmet edecek işbirlikçileri de bu-
larak egemenliklerini kurmaya
çalışıyorlar" dedi. özay şöyle de-
vam etti:
"Ülkemizde de bu oyuniarını
sergilemek isteyen emperyalist
giiçler, yerli işbirlikçileri ile birlik-
te ulusal sanayimize göz dikerken,
atalanmızın kanlan ve canlan pa-
hasına kazandıklan toprak parça-
lannı bile paralanyla satın almak
istiyorlar. Bu haince tehlikenin bi-
lincinde olan Türk ulusu, her tıir-
lü olumsuz koşula ragmen Ala-
türk'ten aidığı güç ve inanç ile de-
ğişen olumsuz koşullarda yüce ve
bağımsız yargı organına güvene-
rek bu tehlikeye karşı bilinçli ve
inançlı bir şekilde direniyor."
Belediye başkanının konuşma-
sının bu aşamasında Kultur Baka-
nı Namık Kemal Zeybek'in arka-
sına donerek geri sıralarda oturan
eşine Belediye Başkanı Özay'ın
protokoldeki koltuğuna oturma-
sını söylediği görüldü. Zeybek, da-
ha sonra korumasıru ve beraberin-
deki Kültür Bakanlığı üst düzey
çalışanlannı da protokolün diğer
boş koltuklarına oturttu. Cum-
hurbaşkanı Özal'ın konuşmanın
giderek artan tansiyonuna bağlı
olarak öfke dolu bakışlarla bele-
diye başkanını dinlediği izlendi.
tsmail Özay konuşmasının son
bölümünde şöyle dedi:
"75 yıl sonra bize Çanakkale
zaferi bir seyi çok iyi anımsatmak-
tadır. Halkın desteği olmadan,
halkı adına karar verenler, ulusun
kaderini benimsemeye çaiışanlar
verdikleri o kararlann ağıriığı al-
bnda ezilmeye. tarihin karanlıkla-
nnda yok olmaya mahkûmdur-
lar."
Özay konuşmasını bitirdikte
sonra, toreni izleyenler tarafından
k i z d i r a n protestO Neden Olmasın?..»^B» ^ i '
Z M İ R
~ Başbakan Akbulut, ğun b
GÖKŞEN
SÜRÜCÜ
KURSU
ÖDEMEDE
KOLAYLIK
MitletCad No 20 AKSARAY
Tel: 525 30 00
Kitaplannızı yerinizden
değerlne alırım.
345 88 28
Nüfus kâğıdımı yitirdim.
Hükümsuzdür.
DOĞA TAMER
Y ERtNDEN KALKMADI — Özal tören alanına geldiginde Belediye Başkanı Özay yerinden kalkmadı.
vır konusunda konuşmak isteme-
diğini bildirdi. Bir ANAP'lı yet-
kili ise, belediye başkanının
"derhal" görevden alınacağım
söyledi.
Görevden ahnıyor
Çanakkale Valisi Ecemiş, dün
akşam, zafer şenlikleri kutlama-
sında suç unsurlan bulunduğunu
ve devlet büyüklerine hakaret et-
tiğini ileri sürerek belediye başka-
nı hakkında lçişleri Bakanhğı'nca
soruşturma sonuçlanıncaya kadar
Özay'ın açığa alınmasını da oner-
di. Bu konudaki yan, vali tarafın-
dan dün saat 19.00 sıralannda,
Başbakan onuruna verilen "fasıl
dinletisi" sırasmda imzalandı. Bu
sırada ANAP Çanakkale Millet-
vekili ve Genel Başkan Yardım-
cısı Cumhur Ersümer, faslı din-
leyen partililere eliyle "boğaz
kesme" işareti yaparak "Onun
işini bitirdik " diye fısıldadı.
Başbakan Akbulut, dün gece
gazetecilerin sorusu üzerine
Özay'ın görevden alınacagıru söy-
ledi. Akbulut, "Gerekçe ne?"
şeklindeki soruyu da "Gerekçe
belli" diye yanıtladı. Başbakan
"Cumhurbaşkanına hakaret
mi?" şeklindeki soruya karşılık
da "Başka şeyler de var" dedi.
Çanakkale Valisi'nin 18 Mart
1990 tarih, 01/226 sayı numaralı
alkışlanırken, protokoldekilerden
hiç kimsenin alkışlamadığı izlen-
di. Cumhurbaşkanı özal'la birlik-
te şenlikleri izlemekte olan Başba-
kan Akbulut, bakanlar Safa Gi-
ray, CMtan Sungurlu, tsmet Özars-
lan, Ercüment Konukman, Namık
Kemal Zeybek ile 20'ye yakın
ANAP'lı milletvekili, başkanın
konuşmasına tepki gösterdiler.
Özay, yerine oturmak için proto-
koldeki koltuğuna geldiginde ken-
disinin yerinde Namık Kemal Zey-
bek'in eşinin oturduğunu gördü.
Bu sırada Çanakkale Valisi Mu-
zaffer Ecemiş, özay'a eliyle
'gelme* diye işaret etti. Diğer kol-
tuklann da doldurulduğunu gören
belediye başkanı, bunun uzerine
belediye yetkililerini yanına çağı-
rarak bir koltuk istedi. Bu sırada
protokolden kimsenin Özay'a
bakmadığı göriildü. Özay, kendi-
sine getirilen koltuğun protokol-
den uzağa, halka daha yakın bir
kısma konulmasını istedi. Daha
sonra koltuğa oturarak törenleri
izlemeye devam etti.
Safa Giray'dan Özal
savunması
İsmaıl Özay'dan sonra kürsüye
gelen Milli Savunma Bakanı Sa-
fa Giray, Özay'ı suçlayan konuş-
masında, "Bagıin, bu meydanda
da belediye başkanının ağzından
yapıklığı gibi aramıza nifak sokul-"
muştur, sokulmaya çalışılmıştır.
Birlik ve beraberliği ortadan kal-
dırmak için çaba göstermiştir"
dedi.
Safa Giray'ın konuşmasının bu
bölümü özal, Akbulut, ANAP
milletvekilleri ve öteki zevat tara-
fından coşkuyla karşılanarak al-
kışlandı. Safa Giray'ın ardından
kursüye gelen Başbakan Akbu-.
lut'un ise, Çanakkale savaşlannın
önemi ve dünyadaki son gelişme-
leri değerlendiren bir konuşma
yapmayı tercih etmesi ve Avustral-
ya ile Yeni Zelanda'dan gelen iz-
leyicilere seslenmesi dikkat çekti.
Akbulut konuşmasında önceden
hazırlanan metni okudu. Beledi-
ye başkanının konuşmasma ise hiç
değinmedi.
özal, Akbulut konuşurken, ya-
nına cağırdığı Adalet Bakam Sıın-
guriu'ya bazı talimatlar verdi. Ak-
bulut'un konuşmasını alkışla kar-
şıiadıktan sonra, sakin bir şekil-
de kürsuye gelen Özal, konuşma-
sına M.Akif Ersoy'un Çanakka-
Ie*ye ilişkin şiirlerini okuyarak
başladı. Özel Kalem Müdürü Na-
bi Şensoy'un ve öteki danışman-
ların "bravo" coşkusu altında
özal konuşmasının, belediye baş-
kanına yanıt olan bölümünde,
dünyadaki siyasal gelişmelere de-
ğindi. Özal, Marksizmin, komü-
nizmin ve Leninizmin çöktüğünü
söyleyerek, "Bazı ulkelerde ve biz-
de de bazıları hâlâ bu fikirlerden
vazgeçmiyoriar. Ancak bu birkaç
soyu kınk çıksa da bu millet on-
lara hiçbir . zaman yiiz
vermeyecektir" dedi. Konuşma-
sında 25 nisanda da Çanakkale
1
ye geleceğini söyleyerek kürsüden
inen Özal, protokol sırasındaki
yetkililer ve ANAP'hlarca ayakta
alkışlandı. Akbulut, Özal'ı yerine
otururken konuşmasından dola-
yı kutlayarak yanaklanndan öp-
tir
Basın toplantısı
Daha sonra bir basın toplantı-
sı düzenleyen Belediye Başkanı
Özay, halk desteğini yitirmiş bir
iktidarın zafer bayramını "ANAP
bayramı" gibi kutlamaya çalıştı-
ğım belirterek, "Bizim düşuncemi-
zin ne olduğu ortadadır. Dış mih-
rakların mı, >oksa halkın mı ya-
nında olduğumuz ortadadır.
ANAP"\ılar törende bizi sürekli
tahrik ettiler. Bir millet\ekili res-
men hakaret etti. Olay çıkmasın
diye ses çıkarmadım. ANAP il
başkanı da, eşinin yanında bana
küfretti. Ama biz bunlann had-
dini onlara demokratik yollarla
bOdirecegiz" dedi. Özay, protokol-
de kendisine 28. sırada yer veril-
diğıni, Özal gelince ve konuşma-
sına başlayınca ayağa kalktığını,
ancak uzun süre dikilip kalmadı-
ğını söyledi. Konuşmasında bir
"suç" bulunmadığını, yasal ba-
kımdan haklı ölduğunu savunan
Özay, Şehitler Abidesi'ne gidilir-
ken, protokole almmayarak ara-
balı vapurdan indirildi. Şehitler
Abidesi'ne gitüğinde ise çelenk
koyması, vali ve ANAP'lılar tara-
fından engellendi. Özay, valinin
kendisinin töreni, sıradan bir va-
tandaş olarak izlenmesini istedi-
ğini söyledi. Vali Muzaffer Ece-
miş, başkanın görevden alınması
konusunun kendisiyle direkt bağ-
lantısı bulunmadığını, lçişleri Ba-
kanı'nı ilgilendıren bir durumun YÜrÜYÜse geÇİlİVOr
söz konusu ölduğunu söyledi. —i—&—-—
Başbakan Akbulut ise, Özay'ın Bir temsilcinin bu grup adına
konuşmasıyla Özal'a koyduğu ta- konuşmasından sonra, gruplar
tebligatıyla Çanakkale Belediye
Başkanı tsmail özay'ın görevin-
den alındığı bildirildi. Belediye
Başkanının görevden alınmasına
gerekçe olarak, Mülkiye Başmü-
fettişi M.AIİ Uçar'ın 31.12.1989
günlü 09/136 sayı numaralı soruş-
turması gösterildi. Burada Bele-
diye Başkanının yaptığı bir konuş-
mada, Cumhurbaşkanı Özal aley-
hine sözler sarfederek ve ideolo-
jik amaçlı faaliyeüerde bulunarak
görevini kötüye kullandığı iddia-
sına yer verildi. Görevden alma
olurunu lçişleri Bakanlığı'na ve-
kâlet eden Devlet Bakanı Hiisnü
Dogan imzaladı.
Teblig edildi
Çanakkale Emniyet Müdürlü-
ğü'ne bağlı siyasi polis görevlile-
ri, Belediye Başkanı Özay'ın evine
giderek görevden alma kararını
saat 24.00'te kendine tebliğ ettiler.
SHP Genel Sekreter Yardıması
Adnan Keskin, Ankara'da yaptı-
ğı açıklamada, özal ve protokol
sırasmda başgösteren olayları par-
ti olarak TBMM gundemine ge-
tireceklerini bildiıdi. Keskin, yap-
tığı açıkldmada olayın valinin 'is-
güzarlığı"ndan çıktığını belirtir-
ken. Özal'ın "soyukırık" sözü
için de "Eğer söyleinişse, kötii söz
sahibinindir. Bunu kendisine ia-
de ediyonız" dedi.
Çanakkale'de davullu zurnalı tö-
renle karşılanıyor. ANAP Milletve-
kili Mehmet Altan. enişte Akbu-
lut'u halka şöyle tanıtıyor:
— Medarı iftiharımız, enişte-
miz Sayın Yıldırım Akbulut...
Akbulut kürsüye geliyor. On yıl
öncesinden, yoklurctan, karabor-
sadan söz ediyor.
Başbakan, ANAP iktidarının
yoksulluk çemberini nasıl kırdığı-
nı anlatıp tane tane konuşuyor:
— Bugün her malı bulabiliyor-
sak bu ANAP sayesindedir...
Tetevizyon birinci haber olarak
veriyor Akbulut ve Cumhurbaş-
kanı Özal'ın Çanakkale çıkarma-
sını...
Televizyon her evde, her kah-
vede izleniyor. Bir dönem
ANAP'ın işine yarayan beyaz
cam, bu kez aleyhine işliyor. in-
sanlar Başbakan Akbulut'un ko-
nuşmalarını dinlemiyor bile...
ANAP milletvekilleri, ara sıra
uğradıkları seçim bölgeierinde,
yaşadıklarını aktaracak yetkili bu-
lamıyor. Halkın sıkırrtılarını gören,
yaşayan milletvekilleri şaşkınlık-
tan ne yapacaklarını bilemiyor.
Çünkü, halk yaşam pahalılığı ne-
deniyle patlama sınırına gelmiş.
Başbakan, bakanlar umursa-
mazlık ıçınde olup bitenleri gör-
memezlikten geliyor. Yıllardır yi-
neledikleri sözlerle halkı kandır-
maya çalışıyorlar.
Bakın neler söylüyor ANAP'lı
bakanlar:
— Her yokuşun bir inişi vardır.
Az kaldı, biraz daha dayanın...
Dayanırlarsa ne olacak?
Bakanlar anlatıyor:
— Enflasyon düşecek... Siz ra-
hata kavuşacaksınız. Biraz har-
camalarınızdan kısın. Fazla lüks
yaşamayın...
Yoksa, bir kurtarıcı mı bekliyor
ANAP?
Semra Özal'ın açıtdaması, bel-
ki halkımız için pembe umutlar
çizebilir. Semra Hanım, yoğun is-
tek karşısında ANAP'ın başına
geçebilir.
Acaba çok mu geç?..
Semra Hanım'ın konuşmasına
bakılırsa, altı yıl önce olmalıymış
bu iş. Altı yıl sonra olsa ne çıkar.
İsterseniz bir de Semra Hanım'ı
deneyelim. Biraz da Semra Ha-
nım'ı dınleyelim:
— Politikaya girmem için yo-
baskı var. ANAP'ın ilk kuru-
luş yıllarında potrtikaya gırseydim
şimdi epey bir yerde olurdum...
Semra Hanım geç kalmış sa-
yılmaz. Bizim halkımız bekleme-
ye alışıktır zaten. Hemen girsin.
Bir erken kongrede ANAP'ın ba-
şına geçsin, başbakan olsun ..
ANAP'ın halkın ka-şısına çıka-
cak yüzü yok...
DYP lideri Demirel, her gittiği
yerde "Tanımayın bunları" diyor.
Halkın tanıdığı filan yok zaten.
Ama baksanız ya Metin Gürde-
re Antalya'da neler söylüyor:
— Erten seçimı isteyen muha-
lefet, halk erken seçim istemiyor,
niye istesin ki? Muhalefetin doğ-
ru dürüst programı bile yok...
Kısaca halkımız erken seçim
istemiyor. Yani yaşamından
memnun. Bu iş böyle sürüp gi-
decek ANAP iki yıl daha iktidar-
da kalacak...
Çarşıya pazara çıkan ANAP-
lılar anlatıyor. ANAP eski Genel
Sekreteri, şimdi bağımsız İzmir
Milletvekili Akın Gönen, "Bu işin
sonu yok" diye konuşuyor.
ANAP'tan istifa ettikten sonra ra-
hatladığını belirtiyor Gönen...
Akın Gönen anlatıyor:
— Bir tek ANAP milletvekilini
dolaşırken göremezsiniz. Elbet
dolaşan arkadaşlarımız var. Ama
ben ANAP'tan ısttfa ettikten son-
ra halkın içine daha rahat girer
oldum. Kimi ANAP'lı dostlarım
şimdi bana, "İçimizi rahatlattın"
diyortar. Çünkü onların yapama-
dığı şeyi ben yaptım, istifa ettim...
ANAP gemisi battı batacak...
Kaptanın durumu oJdukça zor...
Demirel ne diyor:
— ANAP'ı 12'den vuracaksı-
nız...
Zaten ANAP 12'den vurulmuş.
26 Mart 1989 yerel seçimlerin-
de... Bir erken seçimle tarihin de-
rinliklerine gömülüp gidecekleri
için de kandırmacalarla süre ka-
zanıyorlar.
Hâlâ Prof. Aksoy ve Çetin
Emeç'in katilleri bulunamadı.
önceki gün de sokak ortasında
Zaman Gazetesi Başyazarı Feh-
mi Kbru, saldırıya uğradı.
Başbakan Akbulut tane tane
anlatıyor:
— Yoksulluk çemberini biz kır-
dık. ANAP iktidannda yok yok...
İyi, ama katiller, suçlular
nerede?
^ _
IstanbıılVla olaylı miting(Baftarafı 1. Sayfada)
"DİSK yasıyor", "Katiller bulun-
sun. hesap sonılsun" sloganları
atıldı. Mitinge katılan çeşitli sol
gruplar da kendi pankart-
lannı taşıdılar ve miting süresin-
ce ağırlıklı olarak "Tek yol dev-
rim", "Bağımsız Birkşik Demok-
ratik Kürdistan", "Kahrolsun
teslimiyet, yaşasın direniş",
"Kahrolsun faşizm" sloganlanru
attılar.
Kalabalık bir topluluğun katıl-
dığı yürüyüş ve mitinge milletve-
killeri Kamer Genç, Mustafa Sa-
ngül, Kemal Anadol, SHP İl Baş-
kanı Ercan Karakaş ve bazı yöne-
tim kurulu üyeleri, SP Genel Baş-
kanı Ferit Ösever, birçok demok-
ratik kuruluş, "sosyalist
basın"dan gazete ve dergiler de
katıldı.
Çağlayan'a girişte gruplann
üzeri tek tek arandı,°sıkı önlem-
ler alındı. Kortejin oluşmasmdan
sonra saat 13.00'te yürüyüş bir
şenlik havasında başladı ve Abi-
dei Hürriyet meydanına kadar yü-
ründü. Göstericiler, miting sıra-
sında dolaşan polis helikopteriııi
yuhaladılar. Mitingin ortalanna
doğru bir grup "Genel grev için
Ueri TDKP-Türkiye Devrimci Ko-
münist Partisi" yazılı bir pankart
açtı. Alanda çok sayıda "Dev-
Genç" yazılı pankart ın yanında
çeşitli sol gruplar da kendi pan-
kartlannı açtılar ve miting süre-
since kendi sloganiarını attılar.
"Demokrasi şehitleri" için bir
dakikalık saygı duruşundan son-
ra ilk konuşmayı yapan Bağımsız
Otomobil-tş Sendikası Genel Baş-
kanı Celal Özdoğan, şunları
söyledi:
"Bugün biz, insanca yaşamak
için, insan haklarının saygınlığı
için, zindanlann boşalması için,
düşünce ve örgutlenme için, 141,
142 ve 163'un kaldınlması için, is
güvencesi için, ış cinayetlerinin
son bulması. Knmkapılann, Ye-
niçelteklerin bir daha olmaması
için, özgür toplusözleşme düzeni
için ve sınırsız grev hakkı için, me-
murlara ve tüm çalışanlara sendi-
ka kurma hakkı için, doğanın,
çevrenin, kentin kirlenmemesi için
Türkiye'de demokrasi istiyonız."
İnsan Haklan Derneği Genel
Sekreteri Akın Birdal, Türkiye'-
de demokrasi mücadelesinin gide-
rek yükseldiğini belirterek, bunun
yeni 12 Eylül isteyenlerin girişimi-
ni boşa'çıkaracağını söyledi.
Mitingin sonlarına doğru kür-
sünün arka tarafından toplanan
ve "devrimci sol güçleri temsil
ettiklerini" belirten bir grup adı-
na istenen söz hakkı verilmedi. Bu
grupla, görevliler arasında tartış-
ma sürerken mikrofona gelen tz-
mir bağımsız Milletvekili Kemal
Anadol, "bir daha tank sesiyle
uyanmak islemiyorsak, sol güçle-
rin birliğini saglamalıyız" dedi.
Anadol'un konuşmasından sonıa
mitingin bittiği duyuruldu. He-
men ardından da "devrimci sol
güçleri temsil ettiklerini" belirten
grup kürsüyü işgal etti.
ŞENLİK HAVASINDA BAŞLADI — Bağımsız Otomobil-tş Sendikası tarafından düzenlenen 'İnsanca Ya-
şama ve Çalışma Hakkına Saygı' mitingine kalabalık bir topluluk katıldı. Bir şenlik havasında başlayan yiı-
riiyüş ve miting olaylı sonaerdi (Foloğraf: UğurSaner)
yürüyüşe geçtiler.
Bu sırada, dağılmakta olan ka-
labalıktan bir bölümü de Şişli
Abidei Hürriyet Caddesine doğ-
ru yürumeye başladı. Gruplardan
bir bölümü bu yönde yürürken
başka bir grubun da kürsü çevre-
sinde çeşitli sloganlar atarak me-
gafonla okunan biküriyi dinledik-
leri gözlendi.
Abidei Hürriyet Caddesine
doğru yürüyenler büyuk bir kala-
balık oluştururken, Çevik Ku\-
vet'e bağlı çok sayıda polisin el-
lerinde kalkan, cop ve sopalarla
cadde girişindeki kavşağı keserek
kimseye geçiş izni vermedikleri
görüldü. Grup, çeşitli sloganlar
atarak yüruyüşü sürdürürken
cadde kenarlarından çıkan bir
panzer, kalabalığın üzerine ba-
sınçlı su sıktı. Bunun üzerine gru-
bun içinden bazı kişiler kavşak gi-
rişindeki köprü altından ileride
bekleyen çevik kuvvet görevlileri-
ne taş atmaya başladılar. Çevik
Kuvvet görevlileri panzerlerin ar-
kasında ellerinde cop, kalkan ve
sopalarla göstericilere saldırdılar.
Çatışma sırasmda gostericilerin
Abidei Hürriyet Caddesi girişin-
den geriye doğru koşmaya başla-
masıyla birlikte ortalık tam bir so-
kak savaşına döndü. Bu arada 5-6
kez silah sesi duyuldu. Kim tara-
fından ateş açıldığı anlaşılamaz-
ken silah sesi göstericiler arasın-
da paniğe yol açtı. Miting alanın-
daki başka gruplann da çatışma-
ya katılmasıyla Çağlayan'la Şişli
Caddesi girişindeki yaklaşık 300
metre uzunluğundaki bölge çatış-
ma alanına dönüştü. Yaklaşık on
beş dakika süren çatışmalar sıra-
smda göstericilerden yaklaşık 50
kişi yaralandı. Çevik Kuvvet gö-
revlilerinin, kıstırdıklan gösteri-
cileri kalabalık bir grup olarak kı-
yasıya dövdükleri, yerlerde sörü-
dükleri ve yere düşen göstericile-
re tekrar tekrar vurduklan gözlen-
di. Polislerin ellerinde bulunan
sopalardan çoğu gostericilerin
üzerlerinde kırıldı.
Bu arada, çevrede görevli bu-
lunan sivil ve resmi polislerle bir-
likte öteki Çevik Kuvvet görevli-
leri de tutabildikleri göstericileri
gözaltına alaıak ekip otolarına ve
Çevik Kuvvet otobüslerine bindir-
diler. Çevik Kuvvet görevlilerinin
göstericileri gözaltına almaktan
çok, cop ve sopayla dağıtmayı he-
defledikleri dikkat çekti.
Polisin olaytar sırasmda en az
20 kişiyi gözaltına aidığı ve bun-
lardan çoğunun cop ve sopa dar-
beleriyle yaralanmış durumda bu-
lunduğu bildirildi.
Öte yandan olaylar sırasında
yaralananlardan bir kısmının çe-
şitli hastanelerde ayakta tedavi
gördükten sonra taburcu edildik-
leri öğrenildi.
(Baftarafı 1. Sayfada)
sek bir oranda gerçekleşti.
Seçim sonuclarına göre 400
üyelik Halk Meclisi'ndeki san-
dalye dağılımı şöyle:
• Hıristiyan Demokrat Parti
(CDU): 162 (yüzde 40.4).
• Sosyal Demokrat Parti (SPD):
89 (yüzde 22.3).
• Demokratik Ssoyalizm Partisi
(PDS) 68 (yüzde 17).
• Alman Sosyal Birlik Partisi
(DSU) 23 (yüzde 5.8).
• Liberaller: 20 (yüzde 4.9).
• Demokratik Atılım (DA): 4
(yüzde 0.9).
40 yıllık sosyalist parti ikti-
darından sonra yapılan ilk özgür
seçimlerde muhafazakâr sağın
zafer kazanması, gerek Doğu'da
gerekse Batı'da büyük sürpriz ya-
rattı. F. Almanya Başbakanı Hel-
mut Kohl seçimleri "tarihi bir
olay" olarak niteledi. Kohl, yap-
tığı açıklamada seçimin galibi
muhafazakârlann, sosyal de-
mokratlarla geniş tabana sahip
bir koalisyona gitmesini tercih
edeceğini söyledi.
Siyasi gözlemciler, Kohl'ün bu
çağnsıyla iki Almanya'run birleş-
mesi sürecinde sorumluluğa sos-
yal demokratlann da katılması-
nı istediğıni vurguladığını belir-
tiyorlar. Kohl, konuşmasında şu
görüşlere yer verdi:
"D. Almanya vatandaşlan ber
tnriii aşın politikaya hayır demiş-
tir. Alman ulusunun bu mptlu
anında Balılı muttefiklerimize,
özellikle Amerikalılara ve açıkhk
politikasıyla kendi kaderimizi
eizmeraize olanak tanıyan Mihail
Gorbacov'a tesekkür borçJuyuz."
Seçimleri kazanan "Almanya
ittifakı"nın içinde en fazla oyu
alan Hıristiyan demokratlann li-
deri Lothar De Meiziere'nin
Kohl'ün çağnsımn ardından Sos-
yal Demokratlarla geniş tabanlı
bir koalisyona gitmesi ve başba-
kan olması bekleniyor. De Mei-
ziere, seçim sonucunu "beklen-
medik bir zafer" olarak niteledi
ve Başbakan Kohl'ün verdiği
desteği inkâr etmediklerini söy-
ledi. Meiaere'nin liberallerle ko-
alisyona gitme olasılığının da ih-
timal dışı olmadığı belirtiliyor.
LOTHAR DE MEIZIERE —
Ülkesinin serbest seçimle işbaşına
gelen ilk başbakanı olacak.
Geleneksel işçi bölgeierinde bi-
le sosyal demokratlann ve solun
çok düşük oy alması, seçimin en
büyük sürprizlerinden biri oldu.
Siyasi gözlemciler D. Almanya
vatandaşlannın bu tercihle aslın-
da Bonn hukümetini ve kendile-
rine hemen birleşme vaadinde
bulunan Başbakan Kohl'ü seçti-
ğini vurguluyor. Seçim kampan-
yalanmn sadece 4 hafta sürdüğü,
seçmenlerin genel kararsızlığı ve
çoğu partinin program bile oluş-
turmadığı düşünülurse bu yorum
doğruluk kazanıyor.
Seçimlerde ağır bir yenilgiye
uğrayan Sosyal Demokrat Parti
Genel Başkam İbrahim Böhle ise
şöyle dedi:
"Vatandaşlanmız birleşme için
en çabuk yolu seçmiştir. Halk bi-
ran önce Batı Almanya'daki re-
faha kavuşraak istiyor. Biz daha
temkinli bir birleşmeden yanay-
dık. Bakalım Başbakan Kohl ver-
diği sözleri tutabilecek mi?"
Seçimlere çeşitli ittifaklar ha-
linde katılan yeşiller ve sol grup-
lar yüzde 3'un altında oy aldılar.
Baraj sistemi uygulanmadığı için
yüzde 0.25'in üzerinde oy alan
bütun partiler mecliste sandalye
elde edebiliyor.
Doğu Berlin sürpriz sonuçlar-
dan sonra ateşli koalisyon tartış-
malanna sahne olacak. D. Al-
manya'da bir hükümet oluştuk-
tan sonra Almanya'nın birleşme
süreci de hızlanacak.
İZLENİMLER
Seçimler bir şenlikti
YASEMİN ÇONGAR
DOCU BERLİN — Demokra-
tik Almanya dün tarihsd bir gün
yaşadı. Sosyalist Avnıpa'daki ilk
serbest genel seçimler için sandık
başına giden D.Alman seçmen-
leri için demokrasi sevinciyle do-
lu, şenlikli bir gün.. İki Alman-
ya'nın birleşmesi sürecinde bir
dönüm noktası olan seçimler,
Batı'daki sisteme uygun biçimde
gerçekleşirken Ulkenin en büyük
seçim merkezi olan başkent Do-
ğu Berlin'e gelen üç bin gazeteci
ve binlerce turist de bu şenliğin
bir parçası oldu.
Oy verme işleminin sabah ye-
dide başlamasından hemen son-
ra sokaklara dökülmeye başla-
yan Doğu Berlinliler, gün boyun-
ca siyasi partilerin düzenlediği
sokak eğlenceleri, tartışmalı top-
lantılar ve panayırların bir par-
çası oldular. Isının 25 dereceye
kadar yükselmesiyle tam bir yaz
günü yaşanırken Doğu Berlin'in
yaklaşık iki milyonluk nüfusu-
nun tümü kent merkezindeki
Alexanderplatz ve çevresinde
toplanmıştı sanki. Seçim ka-
mpanyasının önceki akşam sona
ermesine karşın, siyasi parti ta-
raftarlannm bayraklar, afışler ve
rozetlerle caddelerde dolaşması
dikkat çekti.
Doğu Berlin'in her yanındaki
okul binalanna kurulan sandık-
larda oy verme işlemi görevli ku-
rullar gözetiminde kapalı zarf,
kapalı kabin sistemiyle gerçekleş-
tirildi. Sandıklann 18.00'den
sonra açılmasıyla birlikte sayım
işlemine gene seçim komitesinde
görevlendirilen denetmenlerin
huzurunda başlandı. Seçimlerin
demokratik biçimde yapılıp ya-
pılmadığını izlemek üzere görev-
lendirilen on kişilik Avrupa Kon-
seyi heyetinin de "her şey huku-
ka ve demokrasiye uygundn" gö-
rüşünde ölduğunu öğrendik.
Doğu Berlin'de "hukuga ve
demokrasiye uygun" biçimde so-
kağa taşan insanlarda, "gelecek
daha iyi olacak" umudu egemeıı-
di. Sandık başından aynlır aynl-
maz konuştuğumuz onlarca seç-
men, " B u seçimden ne
bekliyorsunuz" sorumuza, "da-
ha guzel bir gelecek ve geçmiş 44
yılın tekrar yaşanmaması" gibi
yanıtlar verdiler.
Ülkeyi 44 yıl boyunca tek ba-
şına yöneten Alman Sosyalist
Birlik Partisi'nin (SED) devamı
niteliğindeki Demokratik Sosya-
lizm Partisi'nin (PDS) eski mer-
kez komitesi binası da dün seç-
menlere açılmıştı. Yıllarca yanı-
na yaklaşmanın bile sivil polisler-
ce engellendiği bu bina, yeni
adıyla "PDS evi", binlerce insan
sesi, bayraklar ve afişlerle ken-
tin en renkli yerlerinden biriydi.
Oy verme işlemi sürerken Do-
ğu Berlin'in seçim lokallerinde
sandık başından yeni ayrılan in-
sanlarla söyleşiler yaptık.
Sorularımızı yanıtlayan bir
grup seçmenin açıklamalan şöy-
le:
Thorsten Stür(işçi, 31 yaşında):
"Seçimlerden tek bir Alman-
ya, ancak D. Alman yurttaşlan-
nın şu an sahip olduklan sosyal,
haklann riimüyle garanti edilece-
| i tek bir Almanya bekliyorum.
Bu biçimde seçim yapılmasım
çok doğru buluvonım. Kırk yıl-
dan beri yapılanlara seçim dene-
mez. Ben eskiden Komünist Par-
tisi üyesivdim. Sonra buyuk ha-
yalkınklıgına uğrayarak aynl-
dım. Şimdi ise gene PDS'yi des-
tekledim, çünkü Başbakan Mod-
row'a güveniyorum."
Emma Kolosa (Emekli memur,
71 yaşında):
"Seçimden sonra durumumu-
zun daha iyi olacagını urnuyo-
rum. İyi olan bence > aşadıklan-
mızın tekrarianmamasıdır. Orne-
gin, ben emekli maaşının avnen
böyle kalacağını, hatta daha da
artacağım umuyorum."
Ursula Schönmeister (Mimar, 51
yaşında):
"Seçimleri sosyal güvenliği ve
Almanya'nın aşamalı biçimde
birieşmesini savunan partilerin
kazanması, ulkemiz için iyi olur.
İki Alman devletinin goruşmeleri
aceleve getirilmesin istijorum
Thomas Bürtscher (Elektrikçi, 27
yaşında):
"Bizim çıkarlanmızı savuna-
cak gerçekten yetkin bir hükümet
istiyorum. Şimdiye kadar bizim
adımıza konuştuğunu iddia eden
hukumetin tabanda neler olduğu
umunında değildi. Birleşme ne
kadar hızlı olursa o kadar iyi."
Janette Schilling (Sekreter, 22 ya-
şında):
"Sosyal haklanmızı yitireceği-
mizden korkmuyorum. Tabii ki
bazı dezavantajlanmız olacak,
ama bu seçimlerden sonra her şe-
yin yoluna gireceğine inanıyo-
rum."
Gisela Grösse (Tercüman, 58 ya-
şında):
"Ben savaşın yıkıntılarını te-
mizleyen kuşaktanım. Şimdi\se
birleşme gerçekleşince. kadınla-
nn ve sakatlann haklarının elle-
rinden alınmasından korkuyo-
rum. Bunu engellemek için ekim
1989 öncesinde de aktif olan sol
partilerin seçimlerde başarılı ol-
masını istiyorum."
EKONOMINOTLARI
OSMAN ULAGAY
(Baftarafı 13. Sayfada
Ancak acaba bu nereye kadar sürebilir? Ekonomideki can-
lanma sürer ve ithalata yansımaya devam ederse, ihracat ise
duraklama noktasına gelirse dış ticaret açığında, özellikle ge-
çen yılın ikinci yarısında gözlenen tırmanış neler getirebilir? Sa-
yın Güneş Taner'in geçen gün Fınans Dünyası dergisinin top-
lantısında konuşurken belırttiği gibi her şey kendisıni otomatik
olarak ayarlar ve sorun çıkmaz mı?
Bu sorulara başka bir yazıda döneceğim.