Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 MART 1990
Pemokrasi Arayışıve Ordu
Çağdaş anlayışa gore askerin politika dışında kalması kadar doğal bır
şey olamaz. Ancak ordu sayısız rizikoları da beraberinde getiren bir
eyleme neden katılır? Bu neden, sadece duyulan ozleme de
dayandırılamaz. Ataturk ve Inonu'nun savaşın hemen ardından ilk
yaptıklan iş askeri politikadan çekmek olmuştur. Ama aynı Ataturk
ve İnönu'yu daha birer Harp Okulu oğrencisi iken politikanın içinde
buluyoruz. Ittihat ve Terakki olayı politikanın ta kendisıdir. O halde
bu bir çelişkidir. Çelişki değilse, bunu zorunlu bazı nedenlere
bağlamak gerekmez mi?
ŞEREF UĞUR Emeklı General
Savın Velıdedeoğlu bır sure once Cumhurı>et ga-
zetesınde "Demokrası Ara>ışı ve Askeri Eğıtım ıle
Askeri Zıhnı>et" başlıklı ıkı >azı >a\ımladı Bunu
Sayın Yfumtaz Soysal'ın "Rol Dağıtırm" başlıklı
yazısı ızledı
Velıdedeoğlu, vazısında " Askerlıkte karar ve
ıcra vardır Kışla zıhnıyetı ıle >oğrulan bır as-
ker çokseslı olan sıvıl toplumun sorunlarını hoş-
goru ıle karşıla>amaz, bo>le olunca da polıtıka>a
uyum sağla>amaz " demektedır
Bu vazımdakı amacım, once, askerin ıddıaedıl-
dığı gıbı toplum vaşamına salt bır kışla zıhnıvetı
ıle bakıp bakmadığını açıklamaya çalışmaktır
Ulusal gucun araçları olan sıyasal ekonomık ve
askeri alanlarda planlama faalıyetlerı, ulusal he-
defler doğrultusunda ve eşgudurnlu (koordınelı) bır
şekılde vurululur Orneğın ekonomık hedefler, ka-
rarlar, plan \e programlar belırlı ulusal hedef ve
stratejiler'e uvgun bır bıçımde nasıl hazırlanı>or-
sa, askeri hedefler, karar ve planlar da a\nı yön-
temler ızlenerek duzenlenır
Karargâh subavlan, planlama faalıyetlerı sıra-
sında duşuncelerını sureklı açıklamak durumunda-
dır Karar'a esas olacak olası hareket tarzları ka-
rargâh tarafından saptanır Karar ve planlar, bı-
lımsel yontemlerle ve ekıp halınde uretılır Çokseslı
duşunceler burada da vardır \e uyumluluk sağlan-
maktadır (armonıze edılmektedır) Askeri personel
en azından bu asamada demokratık esaslara dayalı,
dolayısıv la da hoşgorulu bır tuturn ıçıne gırmış bu-
lunmaktadır
Askeri personele bılgı dışında davanıklılık, sa-
bır ve cesaret gıbı belırlı kımı ozellıklerın de ka-
zandırılması esastır Bu özellıkler ancak, soğuk, sı-
cak demeden > orucu eğıtımlerle elde edılebıhr Em-
rındekı personele bu yeteneklerı kazandırmakla so-
rumlu kılınan bır komutanın, demokratık teamul
lere gore davranması duşunulebılır mı1
Sadece as-
kerlıkte değıl, tum meslek dallarında gorevmı vap-
mayan personel ıçın bırtakım cezaı >aptınmlar
u>gulanmı>or mu'
Askeri camıadakı ınsan ılışkılerının oburlerıne
bakarak daha katı bır bıçımde \urutulduğu >adsı-
namaz Gıderek davranışların bazen ınsanlık dışı
bovutlara uzandığını da uzulerek du>uyoruz Do-
ğallıkla bu kotu tutumları, vukarıda ornek olarak
verdığım ve mesleğın yapısı gereğı savdığım uygu-
lamalardan ayrı olarak duşunuyorum
Sevınçle gozlemledığımız gıbı artık ordu ıçınde
de eskı ve de aşınlığa kaçan davranışlardan kaçın
ma eğılımı belırmeye başlamıştır Toplumun gelış-
mesıne koşut olarak bu değışım daha da suratle-
necektır
Sa\ın Velıdedeoğlu'nun "askerin polıtıka>a ka-
rışmaması gerektığı" konusunda, gerek Ismet Pa-
şa'nın yaptığı açıklamalara gerek kendı sorumla-
rına katılmamak olanak dışıdır 27 Ma>ıs Devn
mı'nden bu >ana çeşıtı operas>onların ıçınde bu-
lunan bır kışı olarak, ben de, askeri mudahalele-
rın >arar kadar zararı da beraberinde getırdığıne
ınananlardanım Hele ihlılal sozcuğunu lıteratur-
den kaldıran Batılı ulkelerle çeşıtlı antlaşmalara gır-
mış, yukumluluk almış bır ulke olarak Turkıve de
bu sozcuğu artık dışlamalıdır dr>orum
Ote vandan da dıyorum kı çağdaş duşunce, olay-
lara "neden ve sonuç" ılışkısı ıçınde bakar Her
olay bır neden'e dayandırüır bu d*şılnceye gore Bır
alkede "ıhtılal" sozcuğu hâlâ gundeme gelebılıvor-
sa, boyle bır eyleme katılan güçler hesabına, haklı
olmasa bıle kendılerınce zorunlu kabul edıleo bazı
nedenlerın var olup olamayacağı uzerınde bır nebze
durmak gerekmez mı1
Batılı ulkelerde bızde 1960'larda başlayan top-
lumsal çalkantilara artık rastlanmıyor Ama bız-
dekılerden çok daha buvuk bunalımları, Avrupa
da yuzvıllar oncesınde geçırmıştır Nedenını, -,os-
\al ve sıyasal dengesızlıklerde bulan Batı ınsanı, ço-
zumu demokratık kurumlan >erleştırmek ve huku-
kun ustunluğu ılkesıne da>ab bır devlet vapısı kur
makta bulmuştur Aslında Batı ıle aramızdakı fark-
lılık da bundan ka>naklanmaktadır
Çağdaş arüayışa gore askenn politika dışında kar-
ması kadar doğal bır şev olamaz Ancak ordu sa-
vısız rizikoları da beraberinde getıren bır evleme
neden katılır7
Bu neden, sadece duvulan özleme de
dayandırılamaz Ataturk ve Inonu'nun savaşın he-
men ardından ılk vaptıkları ış askeri politikadan
çekmek olmuştur \ma avnı Ataturk ve Inonu'>u
daha bırer Harp Okulu oğrencisi ıken politikanın
ıçınde buluvoruz Ittihat \e Terakki ola>ı politika-
nın ta kendisıdir O halde bır çelişkidir Çelı^kı de
ğılse , bunu zorunlu bazı nedenlere bağlamak ge-
rekmez mı0
Balkanlar'da ulusçuluk hareketlerı yoğun bır şe
kılde surdurulmektedır Imparatorluk parçalan
maktadır Fransız Devnmı'mn >avdığı yenı duşun SonilÇ
celer ulkemıze \ansimaz Sorunların çozumu ıçın
başvurulacak ne demokratık kurumlar ne de bılınçlı
bır kamuoyu vardır Bovle bır ortamda askerin po-
htıkava gırmesı mı suç olur, gırmemesı m\n
Bu durumda tek suçlu sadece sılahlı kuvvetler rru-
dır"1
Savın Velıdedeoğlu yazısında, "Viudahale neden
lerınden bırı de askeri okullarımızda sivıl yönetım-
dekı demokratık ılkelerın valnız bır bılgı olarak de-
ğıl, bır manç olarak oğretılıp geleceğın komutan-
larının genç dımağlarına aşılanmamış olmasıdır"
demektedır
Bıldığım kadamla askeri okullarda rnudahale
sozu gundeme gelmez 22 Şubat 1962 ve 21 Mavıs
1963 operas>onları bu >onde ıstısnaı bır durum ar
zedebılır Bence de bunun çözumu, Batılı anlam-
da bır demokrasının ışlevış duzer.eğı konusunda >e-
terlı bılgıler vermektır ama sadeı_e askeri okulları
değıl tum oğretım kurumlarını da kapsamak su-
retıvle' Ancak bu, duşuncede ve demokratık ıl-
keler konusunda belırlı bazı 'asgari muşterek'ler-
de bırleşmeyı zorunlu kılar Duşuncenın vasaklan-
dığı, bırden fazla sesın hoşgoru ıle karşılanmadığı
bır ortamda, bu tur eğıtımı >aptıracak kadrolar
oluşturulabılır mı9
Bu konularda sıvıl-asker ayrımı yapmak kanımca
çok >anlıştır Ikı kesım arasında kulturel alanda
farklılık bulunduğunu duşunmek de doğru değıl-
dır Toplumsal olavların orduva yansımaması da
duşunulemez Sorun muşterektır, bu nedenle çö-
zumler de bırlıktelığı gerektırmektedır
Talat, Enser \e Cemal paşalar, bıre>ın ozgurlu-
ğu, ımparatorluğun her >onden bağımsızlığı ve
onun da otesınde ulusun genel refahımn sağlanması
gıbı hedeflerle yola çıkmışlardır Bu hedefler so-
yutmuş, bellı bır ızlenceden (programdan) voksun-
muş, bunları o gunlerde gorecek durumda da de-
ğıllerdır Sonuç bır felaket, ama sahneve çıkışları-
nı >arana ıhanet dıve mı jorumlamak gerekır1
27
Mavıs 1960 oncesınde ulkedekı sıyasal buna-
lım buyuk boyutlara ulaşmıştır Sevımle ışbaşına
gelen sıvasal ıktıdar, suçlu gorduğu kışıler ıçın vargı
duzeneğını (mekamzmasını) dışlamış, soruşturma
yetkısını kendı mılletvekıllerıne devretmıştır Bu,
bır anavasavı ihlal suçudur Nıtekım anavasanın
onsözunde " Anavasa ve hukuk dışı davraruşla-
rı>la meşruluğunu >ıtırmış olan bır ıktıdara karşı
dırenme hakkını kullanarak devrım yapan Turk
mılletı " şeklınde ozetlenen bır metınle, bu suç,
hukuken de belgelenmıştır
Bugun dunvamızı vonlendıren bu amaçla hava
ve uzavda egemenhk kurma aravışı ıçınde bulunan
Batı toplumlarının gelışım surecını, bu noktaya na-
sıl ulasabıldıkJerını ıncelemeden sağlıklı sonuçlara
\armak olanak dışıdır Bılınçlı bır toplum varat-
mada bunun on koşul olduğu belırtıldığınde, "Bu
bır ıdeolojık vaklaşımdır, çozumu başka yöntem-
lerde aramamız gerekır" bıçımınde karşıt goruş bıl-
dınlen bır ulkede, Batılı anlamda sonuçlara var-
mak elbette guçleşmektedır Çunku gelenegı sur-
durmeyi amaçlayan bır kultur hareketı ıle gelışme>ı
amaçla>an bır kultur hareketının çelışkılerınden
ka\naklanan bır bunalım evresı yaşıvoruz
Yazıma Sayın Soysal'ın Nokta dergısının yonelt-
tığı bır soruya verdığı vanıtla son vermek ıstıyo-
rum
" Elbette parlamenter demokraüden >ana>ım
Ama bunun herkes ıçın bellı bır dısıplın ve özverı-
>e dayalı bedeb olduğunu, hele sıvıl toplumu ve par-
lamentolu demokrasıvı yıkmak ıçın her şevı vapıp
ondan sonra da 'yaşasın sı\ıl toplum \e demokrası'
demenın ıkıyuzlu, aldatıcı, hatta çıkarcı çelışkısı-
ne ışaret etmek ıstıvorum "
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
ÜçMektup, Üç Sorun...Bugun sıze son gunlerde okurlardan gelen mektuplardan bır-
kaç bolum sunmak ıstıyorum Bır aynada goreceksınız ulke ger-
çeklerını
Kastamonu I 'den S A yazıyor
E dekı A Lısesı'nın pansıyonunda kalıyordum, her gun ga-
zetemı alıyordum Amacım dûnyadakı olaylardan haberdar ol-
mak Bır gun yıne gazetemı almış etut salonuna ınıyordum Mer-
dıvenlerde müdur muavınıyle karşılaştım Elımdekı gazeteyı gor-
du ve çekıp aldı Şoyle kuçûmseyerek bakiıktan sonra gazeteyı
yırttı Şaşkınlıkla hıçbır şey dıyemedım Aynı akşam sızın bır anı
kıtabınızı okurken aynı kışı geldı kıtabı elımden aldı Bu ve bu-
na benzer' hıçbır kıtabın bu okulun catısı altında okunamaya-
cağını soyledı Ertesı gun yıne gazetemı aldım, ama aynı şeyler
yınelendı Daha sonrakı gun gazetemı paltomun cebınde sak-
layarak ıçerı gırdım Rahatça okudum, gıderken masanın üstunde
bıraktım Bu durum boyle ıkı aysurdu Bırgun benı odasınaça-
ğırdı, bu gazeteyı okumaya devam edersem benı dısıplıne vere-
ceğını belırttı, baska bır gazete almamı hatta Tan gazetesını bı-
l&alabıleceğımı soyledı Sızm de yfezdığınız gıbı amaçları, ın-
sanları bılınç aydınlığından uzak hJtmak" - ~
Adanalı kadınlar adına G C yazıyor
"Turban olayını şıddetle kınıyoruz Bız, bırkaç kuşak oncekı
genç kızlar olarak yobaziıkla şıddetle savaşılmasını ıstıyoruz Bı-
zım zamanımızda başortüsü dıye bır sey yoktu, okula bu kılıkla
gıdılmezdı, aradan otuz kırk yıl geçtı şımdı nereden çıktı bu çağ-
dışı gıysı? Başlarına orttüklerı ortü asla turban değıl turban sa-
çı kapayan bır baslıktı, sapkayı andırırdı Genc kızların başları-
na orttüklerı ıse şerıatçı bır örtu şeklıdır Bızler 19 Mayıslar'da
k/sa beyaz şortla gençlık bayramımızı kutlardık Bızım gençlığı-
mızde ınançlı kışıler ıbadetlerını rahatça yaparlardı Yalnız boy-
le ılkel goruntuler yoktu Adanalı hanımlar adına yazımızın ya-
yımlanmasını rıca edıyoruz '
Eskı CHP Erzıncan Senatoru Nıyazı Unsal'dan aldığım ıfgınç
bır mektubu da okurlarıma sunmakta yarar goruyorum
"72 1990 günlu 'Bu Gıdıs Nereye başlıklı yazınızı okuyunca
bır dızı anımı sıze yazmadan edemedım Sanırım aktaracağım
anının ıçınde ırdelemeye çalıştığınız konunun yanıtı var
1978 yılı Gençlık Spor Bakanlığı Butçesı Butçe Plan Komıs-
yonu'nda görüşülurken yaptığım konuşmanın bır cumlesı ıkıncı
gun tum basında manşet olmuştu Dıyorum kı o gün Bıldık-
lerımı açıklarsam bazılannın bu ulkede kalmaya hatta yaşama-
ya hakkı kalmaz Buna benzer uzerınde durulması, duşunulmesı
sorulması gereken daha pek cok konuyu sıralıyorum Basın gun-
lerce yazıyor uzennde duruyor yorumlar yapılıyor Ama tek bır
ılgılı konuyla ılgılenmıyor
1
'Nedır bu
1
' demıyor Ustelık bu konuş-
manın yapıldığı sırada Ecevıt Basbakan Ikı ay beklıyorum Kım-
senın konuyla ügılenmemesı, boylesıne ağır bır ıddıanın hesa-
bını benden sormaması ıçın ıçın yıyor benı' Kendı kendıme bu
ne bıçım devlef Bu ne bıcım guvenlık orgutu ve bu ne bıcım
Içıslerı Bakanlığı?' dıyorum Sonunda dayanamayıp, grup top-
lantısında soz alıyorum
Orada da dıyorum kı Su tarıhte ben boyle bır konusma yap-
tım son derece cıddı bır ıddıada bulundum amaogunden bu-
gune benden kımse nedır bu bıldıklerın demedı Hıc kımse ko-
nunun uzerınde şoyle ya da boyle durmadı. Oysa ulkede olenın
oldurenın ardı arkası gelmıyor geleceğe de benzemıyor' Ardın-
dan bırıncı acıklamamdan daha ağır bır ıddıada bulunuyorum
Dıyorum kı ' Yaptığım acıklamayla ılgılı kımse benden bır sey
sormadı, sordurmadı, sormazlar ve sorduramazlar cunku bılı-
yorlar kı btldıklerımızı açıklarsak altından kendılerı de cıkar'
Bu konuşmayı o gunun Basbakanı, Içıslerı Bakanı ve de CHP
grubu dınledı Yıne de benden kımse bır sey sormadı
1
Sordur-
madı' Başta Zıverbey konuğu Salıh Zekı olmak uzere bana verı-
len bılgı ve belgelerın uzerı de boylece kullendı kaldı
O gun grupta bu konuşmayı sevecen yuzuyle rahmetlı Aksoy
da dınledı O da merak edıp benden bır şey sormadı Elbette
bu duymazlığımızın bedelını karanlık guclere teker teker odeye-
ceğız Ulkemızı boyle yoneteceklerını daha doğrusu Aksoy ları
boyle tuketeceklerını sananlar utansın
Sokrates Gibi
Goren gozler için gerçek apaçık ortada: Derslere girmeden
sınıf geçenlerin, tabancayla baskı yaparak diploma alanların
ağırlıkta olduğu nursuz bir dönem yaşıyoruz. Profesor Aksoy
gıbı bilim ışığı başlar, fazla geliyor döneme. Tıpkı Sokrates
gibi. O da zamanının Atinası'na fazla gelmişti.
FAKİR BAYKURT
Profesör Aksov oğretmenlerın buyük dos-
tuydu
Sormak gerek Kjmın duşmanıydı kı
?
Yu-
reğı duşmanlığın damlasına >er vermeyecek
derecede sevgı doluydu Başı, uyanık olduğu
butun saatlerde duşunce uretıyordu Kafası gı
bı yürefırun kapısı da lyıden, guzelden ve çağ-
dan yana herkese açıktı Bır cumhurıyetçıydı
o, cumhurıyet duşmanları, duşmandı ona
On beş yıl ayru mahallede oturduk Kolu-
nun altında gazetesı >a da kuçuk çantası, ken-
dı kendıne bır şeyler mırıldanarak dıkılırdı du-
raklarda Başımız sıkıldığında çağırırdık
TÖS'un Gazı Mustafa Kemal Bulvarı'ndakı
burosuna kosar gelırdı Çağırmadan da gel-
dığı olurdu. Dedırn ya, dostuydu
Aksoy'un katkılan
Hem uyesı hem komısyon sözcusu olduğu
kurucu meclısın hazırladığı 1961 Anayasası,
kamu çalışanlarına da sendıka kurma olana-
ğı getırmıştı Don yıl savsandıktan sonra 624
sayılı yasa çıkar çıkmaz Türkıye Oğretmenler
Sendıİcası - TÖS kurulmuştu Meslektaşlarım
benı romanlanmın ve yazılarımın başından
kaldınp götürduler 100 kurucu uye arasında
yer aldım Sonra bır nöbet anlavışı ıle genel
başkanlık görevını ustlendım Telefon edıp
kutladıktan sonra ağır bır goreve gırdığımı
sövleyıp başanlar dıledı Anamız atamız sen-
dıka mı kurmuştu'' Ne vapmalı, nasıl >apma-
lıydık
7
Kamuoyu önunde hem meslektaşları-
mızın hem kendımızın alrurruzı nasıl ak etme-
hydık
9
Halkı yarumıza almalıydık önce. Oğretmen-
lerın çoğunun çalıştığı köylenn voksul ınsan-
larını, emeğının karşılığı sık sık yapılan de-
valuasyonlarla cebınden çekılen ışçılerı en ya-
kın dostlanmız bılmelıydık llkokuldan unı-
versıteye değın, nerede çalışırsa çalışsın, öğ-
retmenlen bır butun olarak duşunmelıvdık
Eğıtımın, oğretmenlerın sorunlarım toplum ve
ulkemızın sorunlanndan ayırmadan ele atma-
lı, yurdumuz dış ve ıç sömürüden kurtanlma-
dan aylıklarımızın vukselmeyeceğını bılmelıy-
dık Var olan yasalara, en başta anayasaya sa>-
gılı olmalıydık, ama demokrasıye aykırı >a-
salann kaldırüması, haklann, ozg -.rluklerm
genışletılmesı ıçın savasım da vermelıvdık Bu-
tun bunlardan oturu bılımın, sanatın ışığını
yolumuzun ustune çevırtnelıydık Özellıkle bı-
lım adamlarıyla ıhşkılerımız sıkı olmalıydı
Prof Talas'tan, hocalar hocası Prof Velı-
dedeoğlu'na kadar hepsıne gıttık, yardım el-
lerını seve seve uzattılar Prof Savcı, Prof
Soysal, Prof Yavuz, Prof Aksoy, hem yurut-
me kurulumuzun önunu aydınlatan danışma
toplantılarımıza katıldılar hem de kıvılan oğ-
retmenlerın Danıştay davalan ıçın hukuk bu-
romuza destek oldular Yonetım va da vurut-
me kurullarımızda en az bırer hukukçu do-
çent ya da av ukat öğretmen bulunmasını da
Aksoy Hoca önermıştı bıze
O zaman hukumette, şımdı demokrası dı-
ye şakıyıp duran Demırel'ın partısı vardı Ne-
yın mıllıyetçısı olduğu bılınmeyen bolucu fe-
derasyonun kendı seçım bölgesınde bıle ku-
rulmasına göz yummuş hem de desteklemış-
tı Ama ne orada ne yurtta bölunmemıştık
Buvuk Eğıtım Yüruyüşu'nde, DevrımchEğı-
tım Şûrası'nda, Genel öğretmen Boykotu'nda
bolunmedığımızı göstermıştık herkese. Yıne
de kıyım kıyım kıyılıyorduk
Yonetım kurnazlıklannın kurdu eskı Valı L-
hamı Ertem bakandı Orhan Q|uz,.Orhan
Öengız de yöneücılıkten gelmışlerdı Buyuk
burokratlar kademe sendıkacılığınm, vanı oğ-
retmenlerı ılkokul, ortaokul, teknık okul dı-
ye örgutlemenın daha doğru olduğunu vayı
yorlardı
Hepsıne karşılık, andığım anmadığım bu-
yuk hocaların ışığı önümuzdeydı Bunlar ara-
sında en çok Prof Aksov'uanımsanm İkıelı
kanda olsa gelırdı Turk Hukuk Kurumu Baş-
kanı'ydı SıyasaJ Bılgıler'de anayasa derslen-
nın çok yuklu hocasıydı Gelır, bır kurulumuz-
da, yarkurulumuzda, doçenthğı onaylanma-
mış bır asıstan gıbı çalışırdı Cebıne bır tek
gün enflasyon parasıyla da olsa bır tek lıra
koymadık Öyle beklentılerı olsa gıdeceğı yer
TÖS mü olurdu? Bır karşıhk beklemeden vap-
tığı hızmetlerı, halkın ve oğretmenlerın denı-
zıne atıyordu Isvıçre'de sankı onların para-
sıjla okumuş da o borç, ode ode bıtmıyor gı-
bı uzak geçmışlerde, tarıhın çok eskı yıllann-
da kalmışa benzer güzel bır anlayışla, durma-
dan öduvordu
Nerede nasıl duşmuşse, ayağmı kırmıştı
Bertolt Brecht'ın unlu oykusündekı "Yaralı
Sokrates" gıbı topal topal yuruyerek gelıyor-
du Oğretmenlere yuklenen suçları teker teker
ele alıyor, dıdık dıdık edıyordu. Arada bır ken-
dı kendıne sorular sorup kendı kendıne yanıt-
lıvordu Hazırlaynp venyordu hukuk buromu-
zun ıstedığı goruşlen
Prof Aksoy, 12 Mart 1971'de generaller,
"Sosyal gelışmeler ekonomık gelışmelerı aş-
tı, bu huzursuzluklar ondan" dıye, ne yandan
baksan çuruk bır gerekçeyle yurdun vönetırm-
ne el koyunca da yanımızdaydı Tutuklanıp as-
kerı tutukevıne kapatılmıştık hep bırlıkte.
"İçeri tıkma"dan öldıirmeye
Politikanın zaman zaman gorünen bır >a-
nı olmakla bu-hkte, bır de radyodan duyulma
yan, televızyondan gorunmeyen saklı yanı,
yanları var Politikanın halktan saklanan >an-
larıdır bunlar Yönetımın ardında yer alan çı-
karına duşkun sınıf ve katmanların temsılcı-
lerı sıs ıçındedır Dışarda vururken kara goz-
luk takariar Kışkırtıcı ajanları ortaya onlar
surer Adı üstunde "delıkanlı" gençlen kurar,
kıvratır, böler böler vuruştururlar Yırmıncı
yuzyıl bıtıp gıderken bıle kara cahıl bırakmak-
tan utanmadıkları halkı devrımlere, reform
lara onlar duşman eder Asağıda, yukanda ka-
ranlık ışlerı çevırenler, çevırtenler, bu nursuz
kışılerdır Polıtıkada açıklığı, durüstluğu sür-
durmek ne derece zorsa, bunların yaptığım
vapmak o derece kolaydır Yönetıme el koy-
manın, koydurmanın ortamı oluştu mu yazar-
lan, aydınları, öğretmenlerı, sendıkacıları ce-
zaevıne tıkmak zorunluymuş gjbı bır hava ya-
ratırlar Yıldırım Bölge'dekı tutuklu toplulu
ğu ıçınde kımler yoktu
9
Sonra aktanldığımız
Mamak'ta kımler >oktu
9
Bır anayasa profe-
sorune 1961 Anayasası'nı kaldırtabılmek ıçın
obur anayasa profesörlennın tumunu tutuk-
lamışlardı nerdeyse- Aksoy, Savcı, Esen, Soy-
sal şımdı anımsadıklanm
"Gece yarısı geldıler evı aramaya'" diye an-
latıyordu Prof Aksoy "Dedım, 'Albayım, bu
vakıt eve gelınır rru
9
' 'Neden gehnmesın?'
Gelınmez, çunkı) ınsanın ıjı olur, gücu olur'-"
Güidurüyonhf hepıtnızfc Sonra anlatması-
nı surduruyordu "'Vuzume bakıp sordu Al-
bayım 'Silah var mı evde
9
' Dedım 'var' 'Ne
var?' 'Tank varf 'Nerde'
1
'Karyolanın altında''
Boş bulundu Albayım, eğılıp karyolanın al-
tında nerdevse tank aravacaktı Ivı kı bakma-
dı, bır oyuncak vardı "
Bır tek kanıt yoktu ellennde. Bu yuzden ıd-
dıanamelerım aylarca yazamadılar Bır astsu-
bay görevlendınp yattığımız yenn tavanına
teyp yerleştırdıler Belkı konuşmalarımızdan
çıkardı bır şey
"öğretmen Kıyımı"nı anlatan 150 sayfalık
bır kıtap hazırlayacaktı, TÖS yaymı olarak
bastıracaktık "öyle belgeler buldum, dyle açı-
lımlar yaptım'." dıye dıve sonunda ıkı koca
alt yaptı; bır hazınedır şımdı Boş savlara, suç-
lamalara karşı savunmasını da böyle belgeler
bularak, açılımlar yaparak hazırlıyordu Ma-
mak denılen tutukevınde.
Hoca, et yemezdı O koşullarda beslenme-
sı çok zordu Her öğunu dışardan gelırdı Ya-
kınları şehırden Huseyın Gazj Dağı'na doğru
seferber olurlardı Kıtap, belge ısteklerı var-
sa, onlan da getırırlerdı Ona, onlara bakıp
bakıp kendı acılarımı unuturdum Duşunur-
düm, hıç akıllı bır yonetım bunca ışıkh başı,
beynı tutukevıne kapatır mı
9
Çok safmışım
8O'lı yıllara gelırken artık vurup öldürtüyor-
du onları Tütengıl, Karafakıoğlu, Doğanay,
Bulut, Cömert Tanıllı de ustune kurşun sı-
kılanlardandı, sakat kaldı yaşamboyu Ka-
lanları da şımdı temızlıyorlar'
Goren gözler ıçın gerçek apaçık ortada
Derslere gırmeden sınıf geçenlerin, tabancayla
baskı yaparak diploma alanlann ağırlıkta ol-
duğu nursuz bır dönem yaşıyoruz. Profesör
Aksoy gıbı bılım ışığı başlar, fazla geüyor dö-
neme Tıpkı Sokrates gıbı O da zamanının
Atinası'na fazla gelmişti. Kendısı, kendılığın-
den susmadan susturulmuş, baldıran zehırıy-
le öldurulmuştu Onunla Aksoy Hoca arasın-
da bır ayrım var Sokrates hıç olmazsa yargı-
lanmış, ondan sonra ıçmıştı zehın Gunumu-
zun Sokrates'len yargılanmadan yıyor kurşun-
Iarı
PENCERE
MALtYE VE GÜMRÜK
BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ
YARDIMCILIĞIGİRİŞ SIN AVI
Malıye ve Gumruk Bakanlığı Teftıs Kurulu Başkanhğı'nca 9 Nı-
san 1990 Pazartesı gunu saat 09 00'da Ankara ve tstanbul'da Malı-
ye Mufetıış \ ardımulığı Gınş Sınavı açılacaktır
S1NAVA KAT1LABİLMEK İÇİN
a) Devlet Memurları Kanunu nun 48'ıncı maddesınde yazılı nıte-
lıklerı haız olmak
b) 01 01 1990 tanhı ıtıbarıyle 30 yaşını doldurmamış bulunmak,
c) Sıvasal bılgıler, ıktısat, ışletme ve ıktısadı ve ıdan bıhmler fa
kultelerının (veya eşıtlerı olan vurtıçı ve yurtdışı fakulte veya vuksek
okullardan) bınnden mezun olmak,
d) Erkeklerde askerlığını yapmış veya erteletmış olmak (halen as-
kerlık gore\ını vapmakta bulunanlar, terhıslerınden sonra atamala
rı yapılmak uzere sınava kabul edılebıhrler),
e) Her turlu ıklım ve çalışma şanlannda görev yapabılecek sağlık-
ta olmak
O Mah>e mutetnşlığının gerekıırdığı nıtelıklerı taşımak
g) Daha oıue bır kereden fazla bu sınava gırmemış olmak
gerekmektedır
Sınavlarda gınş şartlarını ve sınav konularını gösteren broşur ıle
muracal formu vukanda belırtılen oğretım kurumlarından, Anka
ra'da Teft.ş kurulu Bajkanlığı'ndan, Istanbul ve Izmır'de de Malı
>e Mufettışlıklerınden sağlanabılır
Isteklılerın gereklı belgelerle bırlıkte en geç 23 Mart 1990 Cuma
gunu valışma saatı bııımıne kadar Teftıs Kurulu Başkanlığ.'na bız
zat \e>a posta ıle basvurmalan gerekmekîedır Postada vakı gecık
meler dıkkate alınmavav.aktır llan olunur Basın 156"7
30. YIL KUTLAMALARI ÇAĞRISI
1961 yılından ben pıyasa arastırması alanında gerek Istanbul
Ankara ve Izmır burolarımızda gerekse anket calısmalarımızda go-
rev almış tum arkadasların kutlamalarımıza katılabılmesı ıcın aşa-
ğıdakı formu doldurup bıze gondermelerını rıca ederız
Adı Soyadı
Adresı
PEVA dakı gorevı Yılı
Faks 151 84 63 (Faksla haber verılebılır)
PEVA - Peva Han Istıklâl Cad 80080 Beyoğlu Istanbul
SÖYLESİ VE İMZA GÜNÜ
17 Mart 1990 Cumartesi • 14.00-17.00
REHA
İSVAN
Cumhurıyet Kıtap Kulübu
Adapazarı Temsılcılığı
Barıs Kıtabevı
ve
Kadın Kultur Evı
Ticaret ve Sanayi Odası
Konferans Salonu
HALEPÇEYİ Ü\UTMADIK
Bugun, ınsanlığa karşı ışlenen suçlardan Halepçe
katlıamının vıldonumu
Irak hukumet guçlerının 16-17 Mart 1988 tanhınde
kımyasal sılah kullanması sonucu 5 000 ınsan oldu
Bu katlıam da Hıroşıma ve Nagazakı toplu
kırımları gıbı unutulmayacak ve her >ı!
lanetlenecektır
İ>S\N H4KL4RIDERNEĞI
DİYARBAKIR ŞLBESİ
WESSEX ACADEMY
INGILTERE'DE (Bournemouth'da) INGIUZCE
(Haftada 15 ders + konaklama + kahvallı + aksam yemeğı)
ıcın HAFTALIK ucret 93 pound dan baslamaktadır
PK 16 Anadoluhısarı Tel (01) 3323332 Fax (01)3320827
HALEPÇE, ınsanlığın alnında kara bır lekedır.
Ikıncı >ılında Halepçe Şehıtlennı savgıyla anıyor;
Faşıst, somurgecı katlıamcıları ve lanetlı sılahlarını
bır kez daha lanetlıjoruz
A>. SED4T ÇLNAR A\. EYYÖP SA\(AR
Ha GayreC.
Bır toplumda devlet ve hukumet adamlarına ılışkın fıkraların
turetılmesı mızahın bereketıdır Batı'da ve bızde bu tur edebıyat
çok zengın
Tanzımatın unlulerınden Keçecızade Fuat Paşa'ya bır Frenk
dıplomatı sormuş
—Dunyanın en guçlu devletı hangısıdır?
Fuat Paşa
—Bızımkı
—Neden?
—Çunku sız dışardan bız ıçerden bu devletı yıkmaya çalışıyo-
ruz, ama başaramıyoruz
Herkesın bıldığı bu fıkra turetıldıkten sonra ne oldu9
Osmanlı
Devletı gumbür gumbur yıkıldı, tarıhın derınlığıne kanlı bır tö-
renle gomuldü
Osmanlının kullen uzerınde yükselen Cumhurıyetımız 20 yur-
yılın ılk çeyreğınde dunyaya gözlerını açtı, ama 21 yuzyıla doğ-
ru durumu parlak değıl
Eloğlu dışardan bız ıçerden ha babam çabalıyoruz, bır turlü
yıkılmıyor
Basbakan Yıldırım Akbulut'a ılışkın fıkralar turetılıyor, bunlar
sıyasal yaşamın tadı, tuzu bıberıdır durumun pek ıç açıcı ol-
madığını gormeyen de kördur Halkın yüzde 80"ı Akbulut hüku-
metının karşısındayken bır umursamazlıktır gıdıyor ANAP yuz-
de 20 lık ıktıdarıyla parlamerttonun yuzde 65'ıne yayılmış za-
manla yarışıyor
Genel seçım 1992'de değıl mı9
Iktıdarın mılletvekılı her ay 7-8
mılyon gelırıyle daha ıkı buçuk yıl başkentte keyıf surecek Tur-
gut Ozal bunu vurguladı
—Bu Meclısten erken seçım kararı çıkmaz, dedı, kımse boşu-
na umutlanmasın
ANAP Istanbul'u satıyor, ortada trılyonlar donüyor Iktıdarın
yapısına yuvalanmış çıkar mekanızmalarının kımlere neler sağ-
ladıklarını bılıyor muyuz9
Fısıltı gazetesı oyle şeyler yayımlıyor
kı akıl durur ANAP'lılar, ıktıdan bırakmak şöyle dursun, yerel yo-
netımlerın elındekı ıktıdan da alıyorlar, beledıye başkanlarını at-
layıp kent arsalarını meydanlarını caddelerını holdınglere peş-
keş çekıyorlar Boylesıne bır han-ı yağmayı kım bırakır da erken
seçıme gıder' işadamlan kesımınden aklını yıtırmemış olanlar
da korkmaya başladılar
—Aman, dıyorlar, erken seçıme gıdılsın, yoksa bugunden ya-
rına ne olacak bılınmez
Yanıt Cumhurbaşkanı'ndan geliyor
—Hayıri
Çunku Cumhurbaşkanı Özal da kendı yazgısmın bir erken se-
çımle değışebıleceğınden korkuyor
*
Nusaybın'de bınlerce kışı bır PKK'lının cenaze törenınde as-
kerle çatışıyor
Neden? ,
Insanları sokaklarda, evlerının kapısı önunde yıne vurmaya
başladılar
Nıçın'?
Enflasyon oranı yuzde 60'lardan aşağı ınmıyor, kalkınma sı-
fırlanmış, halk umutsuzluk ıçınde, grevler yayılıyor ışçı kesımı
tedırgın ışveren kesımı kaygılı basın, Istanbul'da Vılayet Kona-
ğı'na, Ankara'da Meclıse yurüyuş yapıyor, Guneydoğu'dakı te-
rör kentlerde uç verıyor, ekonomıde bunalım gun geçtıkçe yo-
ğunlaşıyor
Muhalefet
—Erken seçım tek çaredır
Yanıt Çankaya'dan
—Olmaz
Bır ulke kı Cumhurbaşkanı hukumet başkanı gıbı basbakan
gölge gıbı parlamento boşlukta gıbı, halk yuzde seksenıyle dış-
lanmış gıbı ıktıdar yuzde 20 azınlığın sesı gıbı, akıllar bır karış
havada gıbı, Lozan'ın yerıne Sevr'ı gundeme getırmek ısteyen-
lerın seslerı yukselıyor gıbı
Eloğlu dışardan, bız ıçerden Ataturk'ün cumhunyetını yıkma-
ya çabalıyoruz ••* • ,(
Ha gayret
ANMA
ÖZGÜR
DAĞDEVİREN
Kucak dolu sevjgıler sana
Bahar başladı OZGUR'umuz
Almanva'da bahar
Baharın ıkıncı yıhnda
Ne mumkün seru unutmak
Sen hâlâ kalbımızdesın
Eskı fidan yehsın
Unutamayız senı ÖZGUR
Ve unutamayacağız
29.07.66-13.03.88
SENİ SEVENLER:
MEHMET ALİ, ŞENGÜL, HÜSNİYE,
İBRAHİM, ŞÜKRAN, KLAUS,
ESMERET, ZÜLAL, İLYAS, AYŞE.
ISCILERIN
SESi
• Yeniçeltek: Işcıler Turk-lş'ı Beklemedı, MucadeleTa-
rıhı (1), Dava Basladı, Bugunun Gerçeğı, Protestolar
• Işyerı Komıtelerı Hız Kazanırken
• Melih Pekdemir (3): Iscı Sınıfı Mucadelenın Temel
Eksenı
• 13 Şubat: DISK'ın Devrımcı Değerlerını Mucadele-
mızde Yasatacağız
• Siyası Panorama: ABD Ortadoğu, Islam. Toplum-
sal Muhalefet
• Sendıkasızlastırmaya Doğru Bır Adım Teşmil.
• Toplu Sozleşmeler: Her An Tetıkte, Her An
Kavgada
• AMANDLA AVVETHU: Mandela
• Zonguldak Mitingi: Ureten Bızız, Yoneten De Bız
Olacağız
• Tutünculer:...Sımdı Sıra Ofkeyı Bılınce Donuş-
turmekte
• Beledıye-lş Toplu Sozlesmede
• Kristal-İş Mitingi: Iscı Kıyımına Son
• TUBITAK Dıcle Unıversıtesı, ASELSAN Izmıt Me-
tal Iscılerı, KUTLUTAŞ Istanbul-lzmır, ANSA, Incırlık,
Lastık Fabrıkaları Tes-ls Ozellestırmeler, Phılıps,
Basın-ls, AYTAŞ, PARSAN, Enerjı Tekstıl
14. SAYI ÇIKTI
Ankara Buro- Adakale Sk 16/6 Yenısehır
Eskışehır Buro- Istıklâl Mah 2 Eylul Cad No 58/4
Izmıt Buro Kemalpasa Mah Eskı Hamam Sk Gakko Kervan
saray No 82 Kat 7
Adana Buro: Inonu Cad Aydın Is Hanı Kat 5 No 63
Izmır Buro: Kdhraman Mescıt Cad 842 Sk No 9 Konak