25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Sürrealist Soupault öldü • Költttr Servisi — Sürrealizm akımının kurucularından Fransız şair ve yazar Philippe Soupault önceki gece Paris'te öldü. 92 yaşında ölen Soupault 1919 yılında Aragon ve Andre Breton ile birlikte, önceleri Dadacılık akımma yakın bir çizgisi olan Litterature adlı dergiyi kurmuş, burada yayımlanan "Manyetik Alanlar" başlıkh metin üe sürrealist akımın öncüsü olmuştu. Gerçeküstücülerin kullandıklan serbest çağnşımların aklın denetiminden geçmeden dile özgürce aktanlmasmdan oluşan "otomatik yazı" yöntemi de ilk kez bu yazıda denenmişti. Turgut Atalay AlmelelTte • Kültür Servisi — Ressam Turgut Atalay'tn resim sergisi 17 Mart - 14 Nisan 1990 tarihleri arasında Levent Almelek Sanat Galerisi'nde açık kalacak. 1936 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren Atalay, Nazmi Ziya, tbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde resim eğıtimi gördü. Dış ülkelerde sanat çalışmaları olanağı bulan Atalay, 35 yıl boyunca 300 kadar oyunun sahne düzenini gerçejdeştirdi. İDSO'riun 15. yıl konseri • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Izmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın geçen haftasonu verdiği 15. kuruluş yıldönümü konserinin bir bölümu Çetin Emeç'in anısına adandı. Devlet Sanatçısı Ayşegül Sanca'nm solist olarak katıldığı konserin ikinci bolümünde yer alan Ulvi Cemal Erkin'in "Piyano ve Orkestra Için Konçertant Senfonisi"rûn "Adagio" bölümünü "Uygarlık şehidi Çetin Emeç'in sonsuz rahmete kavuşan kişiliğinde uygarhk şehitlerine adayarak seslendireceklerini" belirten şef Devlet Sanatçısı Hiİcmet Şimşek, "Kim demiş ki kurşunlann namlulanndan çıkan ölüm, ölümsüzlüğe kavuşabilecek insanları öliıme kavuşturabilir? Orkestramız ikinci bölümünün ağıtımn kıvılcımlarından yükselen sesler, bir volkamn kraterinden çıkan alevler halinde karanlığuı aydınlanmasına ufak bir katkıda bulunacaktır" dedi. Aksoy'dan İııikliğe Çagrı' • Kültür Servisi — Kısa bir süre önce öldurülen Prof. Dr. Muamtner Aksoy'un anısına "Laikliğe Çağn" adlı bir kitap yayımlandı. Gündoğan Yayınları'nca basılan ve Prof. Aksoy'un kurucusu olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından yayına hazırlanan kitapta Aksoy'un dernek adına kaleme aldığı "Laikliğe Çağrı", yine Aksoy'un kaleminden çıkan Türban Davası dilekçesi ve Aksoy'un öldürülmeden kısa bir süre önce Emin Çölaşan'la yaptığı söyleşinin derneğin Atatürkçü Düşünce dizinin ilk kitapları Prof. Dr. yapıtlarından oluşacak. rof.Dr. Mnammcr AKSO ÂÎKLÎĞE ÇAGR metni yer alıyor. Yayınevi ve Dizisi adı altında başlattığı Muammer Aksoy'un VIZYONFotoğrafçı aranıyor. İlgilenenlerin 175 36 90/ 238'den Ayşe Üçok'u aramaları rica olunur. RESEPSİYONİST Ajansımızda yazışma ve haberleşme görevini üstlenecek, İngilizce bilen, Dosyalama bilgisine sahip, Seri daktilo kulîanabilen, Prezentabl bayan adaylartn 160 59 58'den randevu alarak, şahsen başvurmaları rica olunur. NATA REKLAMCILIK ve PAZARLAMA A.Ş. SPOfi CAO ACtSU SOK SABS HPT 2 4 MftÇKA ISTANBUL Adalet Cimcoz'u yirmiyıl önce bugün yitirmiştik Dostlam ona 'Ada' derdiNeydi Adalet Cimcoz'u çekicikılan? Budenliçok işi bir arada yapışı mı? Dostlukları, insanlarla sıcak ilişkisi mi? Yaşamı çok sevişi mi? Belki de tümü. İnsan olmayı becerişi. Bağımsızbir insan olarak ayakta duruşu. GÖKHAN AKÇURA Adı Adalet Cimcoz'du. Ama dostlan ona Ada derlerdi. Sıradan insanlar okyanusunda bir adayı çağrıştınrdı. Çöl ortasında serap, deniz kazasında sığınak belkj. Ummanın biteviyeliğine kafa tu- tan, derinlerden yukselen ufak bir buzdagı gibi. Ustunde bir palmi- ye, yapraklan, meyveleri leziz. Bir ütopya kahramaru sanki. Dostlan onu nasıl anlatırdı bıl- mera. Ben sonraki kuşağın insan- laıındanım. Ama yaşasaydı mut- laka dostu olmak için çaba har- cayacaktım. Bu kesin. Nedir yir- mi yıl önce aramızdan aynlmış, Is- tanbul'u yalnız bırakmış bir ka- dında bu denli çekici olan? Adalet Cimcoz, 1910 yüı 25 temmuzunda Çanakkale Kilitba- hir'de dogmuş. Babası Zileii Tay- fur Bey miralay. Almanya'da gd- revde tanışuğı sarı saçlı, güzel bir Alman kızına gönul vermiş. Kızın ailesi de asker. Anlaşma kolay ol- muş, evlenmişler. Alman kızı Müslüman olmuş, adı Aliye'ye dönmüş. Hayri, Ferdi ve sonra da Adalet'in annesi, işte bu Aliye Ha- nım. Adalet'in çocukluğu Kocamus- tafapaşa'da geçer. tlkokuldan son- ra Almanya'da sürdürur eğitimi- ni. Yurda dönünce başaroız bir ilk evlilik geçirir. Sonra geçim sorun- ları. önce bir Alman firmasında, ardından Afyon lnhisan'nda me- murluk. 193Pde bir rastlantı ile dublaj dünyasına girer. Ağabeyi Ferdi Tayfur ve kansı Mdelt, İpek Film Stüdyosu'nda dublaj sanat- 1953 YILINDAN BİR AM — Adalet Cimcoz (solda) 1953 yılında kocası avukat Mehmet Ali Cimcoz'- la birlikte. Sevgili köpelderi Zibidi de aralannda. 1910'da dogan Cimcoz, 13 Mart 19?0'te ölmüştü. çısıdırlar. Melek'in hastalandığı bir gün acele takviye gerekir. Fer- di hemen kızkardeşine koşar. Boy- lece yıllar sürecek bir "dublaj knüiçetiginin" ilk adımı atılmış olur. 1939"da ikinci evliliğini avukat Mehmet Ali Gmcoz'la yapar. Me- murluğu bırakır ve yazarlığa baş- lar. Ankara, tzmir gazetelerinde, dergilerde yazüan yayımlanrnak- tadır. Tiyatro, plastik sanatlar üs- tune eleştiriler, denemeler, şiir ve hikâye çevirileri. Çevirmenliği gi- derek kitaplaşarak ürünler verir. Knnt Hamsun, Thrven, Kafka, Brecht, Lope de Vega, Schwarz, Tibor Dery, Kişon, Ruber-Neu- mann, Max Frish gibi birçok ya- zan onun çevirisiyle tanır okuyu- cular. Çevirmenliğinde dile çok önem verir Adalet Cimcoz. Tahir Alan- gu, Traven'den çevirdiğı "Ölüm Gemfai"nden söz ederken "Adalet Cimcoz, ber zaman yaptıgı gibi halk tiıKnin zengiıı imkanlanndan faydalanarak oynak ve eserin ha- vasına uygun tatlı bir dille çevir- miş Türkçeye" der. Lope de Vega1 dan çevjrdiği "Çügın Dünya" oyu- nu için ise Adnan Benk şunlan ya- zar: "Çılgın Dünya'mn dili, Osmanhca-Türkçe kanşunı uydur- ma bir dili savunanlann, bu gö- rüşii sadece dil bilgisizliklerini ört- mek için savunduklannı açıkca ortaya koyuyor, duru Turkçenin halk tarafından kolaylıkla anlaşıl- dığını. kendi dilimizle oyunlar ya- zılabilecegini gösteriyor." 1940'h yıllarda başladığı dedi- kodu yazarlığını 1950lerde de sur- dürür Adalet Cimcoz. Bu onun "Fitne Fücur" yanıdır. Haftalık kadın dergilerinde sanat, sosyete, eğlence dunyasından kesitler ak- tarır. Keskin dili, bilge, aydınlık bir fitneliktir bu. öncesinde ve sonrasında bu işi daha iyi yapan olmamıştır matbuatımızda. O yü- ların kent yaşamı konusunda eş- siz bir kaynaktır ayrıca, merak- lısına... 25 Aralık 1960'ta Beyoğlu Kal- lavi Sokak No: 20/1'de bir galerı açar Adalet Cimcoz, sanat dünya- mıza yeni bir "maya" olması ama- cıyla. Maya Galerisi, belki ilk özel galeri değildir, ama ilk önemli sa- nat galensidir. Beş yıl süren yaşa- mında, döneminin birçok yeni sa- natcısını Islanbullulara sunmuştur Maya. Yenılikçi, çağdaş, araştır- maa bir yaklaşımla. Yalmzca bir sanat galerisi değildir burası. Is- tanbul aydınlarının, sanatçılanmn bir buluşma yeridir. Gençler eski- lerle tanışmak için, yaşhlar yeni- likleri oğrenmek için gelirler. Sanat ile kültürun buluştuğu bir diğeı önemli mekân da Ada- let Cimcoz ve Mehmet Ali Cim- coz'un evidir. Fransa'da çok bili- nen salonlardan birinin tstanbul işi ömeğidir burası. Buluşulur, ta- mşılır, konuşulur burada. Çagrıl- raak bir onurdur. Adalet kızıp, "paydos" derse, hemen kalkıp yo- la koyulmak da âdet. "Geuç yaşlı herkes birbirine kanşırdı, isleyen pinpon ojnar, isteyen dans eder, isteyen muzik çalar, herkes keodiııi yaşa)-abilirdi" dıye anlatır bu yıl- ları Mehmet Ali Cimcoz. Ahmet Hamdi Tanpınar, Paris'ten yazdığ) mektubunda Adalet Cimcoz'u, "Sen artık birim Madame de Se- rigne'miz oldım" diye selamlar bu nedenle. Bu denli yoğun bir yaşam elbet- te yıllara sığamamıştı. Hastalığm- dan kurtuluş olmadığım bildigı halde son nefesine kadar var gu- cüyle yaşamıştır Adalet Cimcoz. Hastaneye yatmadan az önce rad- yoda haarladığı program nedeniy- le mikrofon başındadır. Serum ta- kılırken ikinci baskıya girecek ki- tabının tashihlerini yapmaktadır. Cenazesinin kalktığı saatlerde rad- yodan sesi duyulmaktadır. ölüme karşı çıkarcasına. Neydi Adalet Cimcoz'u çekici kılan? Tek tek yaptığı işler mi? Yoksa bu denli çok işi bir arada yapışı mı? Dostluklan, insanlar- la sıcak ilişkisi mi? Yaşamı çok se- vişi ve bunu gerçekleştirişi mi? Belki de turnü. İnsan olmayı be- cerişi. Kadın olarak bir diğer ta- rafta olmayı reddetmesi. Bağım- sız, güçlü bir insan olarak ayakta duruşu. Adalet Cimcoz adını, eli- nin uzandığı her noktada bellek- lere kazıması. Yaptığı işler tek tek tarihe geçe- cek mi ya da ne kadar geçecek bi- lemem? Ama bana sorarsanız, Türkiye tarihinin en önemli kadın- larından biridir Adalet Cimcoz. Saygı duyduğum, adını işittiğim zaman yerimde hafifçe doğruldu- ğum bir insandır. Göz alabildiği- ne düzlükte karşunıza çıkacak en- der adalardan biridir. Zaten dost- lan Ada derlerdi ona... Bakırköy 4 mevsim tiyatro Kültür Servisi — Bakırköy, 1.5 milyonu aşan nufusuyla ls- tanbul'un en kalabalık ilçesi. Çok degil, 20-30 yıl önce baglar, bahçeler ve tarlalarla kaplı olan bu ilçe, şu anda Turkiye'nin pek çok kentınden daha büyük bir "köy-kent" görünümünde. 30 yıl içinde 30 katına ulaşan nufusuy- la 3 Konya, 4 Diyarbakır, 5 Ma- latya, 70 Artvin ediyor. Sınırla- rı içerisinde bir rekora daha sa- hip Bakırköy. Sayılan 194'u bu- lan camilenyle "Jstanbul'un en fazia camiye sahip ilçesi." Ancak konu "kültür ve sanal" olunca bütün bu rakamlann bü- yükluğu iyice belirginleşiyor. Çünkü Bakırköy'de 1.5 milyonu aşkın kişiye "tek" bir tiyatro sa- lonu duşüyor. O da iki yıl önce eski bir sinemadan bozularak yapılan, 600 kişilik bir kapasi- tesi olan ve "kültür merkezi" adıyla açılan, salonu kademeli olarak arkaya doğru yükselece- ğine, sahneden uzaklaştıkça al- çalan, elverişsiz bir bina. Bakırköy Belediye Tiyatrosu son iki aydır hızlı bir yapılanma süreci geçirirken, Genel Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy'un deyişiyle "sanatı hızla yaşama geçirmeye" çalışıyor. "Sanatın, kültürün insan y^şamında ana damarlardan biri olduğu, bir beslenme daman olduğu" dü- şüncesinden hareketle calışmalar yaptıklarını söylüyor. Topluluğun en önemli hedefı, en kısa zamanda Bakırköy'de 3-4 tiyatroda birden perde aça- bilmek. Bunun için kollar sıvan- mış bile. Ataköy Baruthane bi- nası, Yeşilköy Rene Park içinde- ki açık hava tıyatrosu, Yeşilyun- ta prefabrik bir amfıtiyatro, Gal- leria'nın içinde minik bir kabare- tiyatro, Güngoren sahnesi, Ata- köy Emlak Bankası bloklannda minik bir sahne, yaz aylanndan başlayarak yavaş yavaş hayata geçirilecek tasarılar. Amaç, Ba- kırköy üçesınde, Gungören'deki gecekondu mahallerinden Yeşil- köy'deki villalara, 7'den 70"e her- kese, yılda dört mevsim tiyatro göturebilmek. Uzun bir aradan sonra dört sergi açacak olan ressam Komet: Düş olmazsaKomet sergilerinin ilki bugün Beyoğlu Vakko'daaçılıyor. Bunu İzmir ve Ankara sergileri izleyecek. Daha sonra Komet, Çorum'daki sergisiyle doğduğu kente "Merhaba" diyecek. LALE FtLOĞLU Gençliğinde uçarılıkları yuzün- den bir yıl akademiden uzaklaş- tınlan ressam Komet, şimdilerde biraz durmuş, oturmuş gibi. Go- rüntüsü böyle olsa da eline geçen her fırsatta muzdpliklerine yenile- rini eklemekten geri kalmıyor. Feshane'de düzenlenen "Sereto- nin" sergisinde kendisini kafesin içine yerleştiren Komet, peş peşe açacağı seıgilerinde de çeşitli surp- rizler hazırlıyor. Koraet'in sergile- rinin ilki bugun Vakko'nun Beyoğ- lu Galerisi'nde, ikincisi 15 nıartta İzmir Galerisi'nde, üçuncüsu 17 martta Ankara Galerisi'nde açıla- cak. Daha sonra Komet, Çorum Akbank Sanat Galerisi'nde açaca- ğı sergisiyle doğduğu kente "merhaba" diyecek. Sergilerde Komet'in. "ciddi"resimlerininya- nı sıra yıllardır topladığj gazete kupurleri ve fotoğraflar da yer alacak. Akademi yıllannda yazmaya başladığı şürlerini önümüzdeki günlerde kitaplaştıracak olan Ko- met'in sergisinde yer alan kupur- lerden biri de bir binbaşıya ait "Af aç tMksem" adlı şiiri içeriyor. 1969'da Hopa'da yedeksubaylığı- nı yaparken eline geçen bir askeri dergiden kestiği bu şiir, "Bu aşk beni sondürse de / Bir çılgına döndurse de / En nibayet öldürse de / Son nefeste ağaç diksem" di- zeleriyle sona eriyor. Komet'e gö- re bu son nefeste bıle ağaç dikmek isteyen şair-asker, muhtemelen ko- mutanlarına yaranmayı amaç edinmiş biri. Komet, bugun açılacak sergisi- nin bir köşesinde gözüne çarpan abartıları, çelişkileri, bir bakıma "toplutnun yalanlan"nı sergileye- cek. — Peş peşe dört sergi açmak ce olmaz TOPLUMU.N YALANLARI — Asıl adı Gürkan Coşkun. Herkes ona Komel diyor. Komet yeni sergi- sinde tablolannın >anı sıra "toplumun >alanları"nı da sergileyecek. (Fotograf: Uğur Gunyüz) heyecanlandınyor mu sizi? — tlk sergi sünnet düğünü gi- bi. Ama artık sergilerle uğraşmak sıkıyor beni. Açıp içini gösteriyor- sun gelenlere. Utamyor insan. — Yapılanlann sergilenmesi utanılacak bir dunım mu? — Sanat boyutuna ulaşırsa bel- ki defil. Resünlerimi galeri duvar- Iarına astıktan sonra rahatsızhk hissetmiyor değilim. "Bak amca- sı resim de yapmış, bizimki şarkı da söyler" havalan oluşuyor ba- zen. — Bu rahatsızlığı ilk sergileri- nizde duymadığınıza göre ne za- man başladı? — Toplum içi ilişkiler gün geç- tikçe daha sahte ve suni bir durum almca bu duygu bende fazlalaştı. — Sergilerinize gösterilen tep- kilerden rahatsızlık duyduğunuz, kınldığınız oldu mu? — İki kez çok bozuldum. Biri- si Paris'teki bir sergimle Ugiliydi. Deftere, "Biraz daha gerçekçi olun" türünden bir şeyler yazıl- mıştı. Bana gore hayatımızdaki en büyük gerçekler rüyalarımızdır. Su yüzune çıkmayan birçok ger- çeği rüyalanmızda gormüyor mu- yuz? "Düş" olmazsa "düşünce" de olmaz. Türkiye'deki bir sergim- le ilgili bir eleştirmen "tekdüze" dediğinde de bozulmuştum. Keş- ke tekduze resim yapsam da da- ha profesyonel olsam. Bütün dün- yada profesyonel ressamlar hep birbirini çağrıştıran resimler ya- parlar. Resimlerin birbirine ben- zemesi gerek belki de. — "Tesadüfen resim yapıyo- rum, tesadüfleri yaraüyorum" di- yen bir ressamsınız... — Bir yüzey uzerine, bir dün- yaya gireceksiniz. Maddeyi donuş- türeceksiniz. Boyaya, fırçaya ne kadar hâkim olabilirsiniz? Fırça- run küçük bir darbesi bile tesadüf- ler yaratabilir. Sonra bu tesaduf- ler uzerinde düşünüp yeni bir şey- ler ortaya çıkartabilirsiniz. Aklın da bu değişıme müdahalesi var ta- bii ki. — Kafada planlanmış resme inanmıyor musunuz? — Başkaları oyle çalışabilir. Ama ben düşunülmüş bir şeyi re- alize etmek istemiyomm. Tuval- deyken düşunuyorum. Bu nokta- da hem duyarhhklanmın hem de düşüncelerimin direkt olarak maddeleştığiui görüyorum. Teo- riyle pratiğin birlikte gitmesi önemli. Yoksa formüllerle resim yapmış olurduk. — Resimlerinizle neyi anlat- mak, neyi başannak isdyorsnnuz? — Sanat bir çeşit ozgurleştirme aracı. Hem kendini hem de baş- kalarını. Her şeye rağmen resmi seviyorum. Her resmin problema- tiği ayrı. Her şeye rağmen hassas bir adam da sayılınm. Dünyada- ki külturel verilere de yabancı ol- duğumu zannetmiyorum. Resim- lerde insanların duyarlılıklarına içten bir selam gondermek istiyo- rum, dokunmak istiyorum. — Bir ressam olarak 20. yıizyı- la bakışınız? — 20. yüzyıl buyuk bir patla- ma, gelişme çağı olduğu halde, 19. yüzyüın hatalı bir çocuğu. Yüzyıl geçtiği halde yaralanmız kapana- cağı yerde artıyor. — Geleceğe bakışınız? — Ben dünyadan bıktım artık. Hava çok kirli! Gidişatı hiç dü- şünmesek daha iyi. Türkiye'de de dünyada da olağanustu bir durum yaşıyoruz. Belirsiz olan çok şey var. 'Müzikteki virmi vılım,, 1970 1990 ANADOLU KONSERLERI i MAJÖR PLAKÇILIK I.M.C. 6. Blok 6507 Unkapanı-lıtanbul Tel 527 61 12-527 61 28-51 2 58 32 Yuhyuh Yaz gazeteci yaz Aldırma gönül mayın efendiler stumdostum layasso . .manya acı vatan Yrkılası İstanbul Maden İşçjleri Sol kolum yaralı Gesi bağları Çemberimde gu) oya Rıfat Hgazh Saygı Gecesi TYS'nin Ustalara Saygı gecesinin üçuncüsu dün Rıfat Ilgaz için yapıldı. Düzenlenen panelde Ilgaz'ın şair, öykücü, romancı ve mizahçı yönleri anlatıldı. Eğitim Servisi — Yazarlar Sen- dikası'nın duzenlediği "Ustalara Saygı" gecesinin uçüncusu Rıfat Ilgaz için yapıldı. Dün akşam Karaca Tiyatrosu- nda düzenlenen geceye "Haba- bam Sınıfı" anılarıyla başlayan Zeki Alasya ve Metin Akpınar, Rıfat Ilgaz'ın çeşitli yönlenni an- lattılar. Rıfat Ilgaz'ın "Karartma Ge- celeri" romanından yola çıkarak beyaz perdeye uyarlanan ve baş- rolunu Tank Akan'ın oynadığı filmden çekilen bölumlerin de gösterildiği geceye İlhan Selçuk, Ferruh Dogan, Ahmet Oktay pa- PANEL İZLtYOR — Rıfat Ilgaz kendisi için dün gece düzenlenen panelde konuşmaları izliyor. (Fotograf: Alaattin Çiftçi) nelist olarak katıldılar. Cengiz Bektaş'ın yönettıği panelde llgaz- ın şair, öykucu, romancı, mizah- çı yonleri anlatıldı ve dergiciliğı- ne değinildi. İlhan Selçuk, Rıfat Ilgaz için "O gerçek bir oğretmen- dir. Bize bir insan nasıl yaşar onu ogretmiştir" derken, Ferruh Do- ğan da "Markopaşa'da Rıfat Ilgaz mizaha yeni bir soluk getirmiştir" dedi. Ahmet Oktay ise Ilgaz'ın şa- ir yönunu anlattı ve "Sınıf" kıta- bını yaıgılama kararlanyla birlikte okurlara önerdı. Büvükişliyen'iıı 25, sanat yüı • Knltür Servisi — 25. sanat yılına ulaşan ressam Zahit Büyükişliyen'in tuval üzerine yağhboya çalışmalarından oluşan resim sergisi 15 Mart - 14 Nisan 1990 tarihleri arasında Soyak Sanat Galerisi'nde açık kalacak. 1967 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitiren Büyükişliyen, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölumü öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 1969-1990 yüları arasında 32 kişisel sergi açan ve 14 ödül sahibi olan Zahit Büyükişliyen'in resimleri Mecidiyeköy Soyak Sanat Galerisi Salonu'nda görülebilir. Soydan'ın kardeşi • Kültür Servisi — Cumhuriyet Senatosu ile Danışma Meclisi Basın Müşavirliği görevlerinde bulunan ve Milli Saraylar'da görevini sürduren Oguz Soydan'ın kardeşi Ali Soydan, İstanbul - Ankara karayolu Uzerinde Bolu yakınlannda geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti. Ankara'da toprağa verilen Ali Soydan 24 yaşındaydı. 'Fotoğrafçıhk' konferanslan • Kültür Servisi — Kadıköy Halk Eğitim Merkezi fotograf öğretmeni Hasip Uras, Çanakkale Güzel Sanatlar Galerisi'nde konferanslar verecek. Konferanslar 24-25 mart tarihlerinde saat 14.00-17.00 arası gerçekleştirilecek. Uras, konferanslarda fotograf makinesinin tanıtılması, fotograf çekerken dikkat edilmesi gereken konular, objektif çeşitleri, ışık sistemi, pozometre, kompozisyon, perspektif, filtre, flaş teknikleri gibi konulara değinecek. İFSAK seminerleri • Kültür Servisi — İstanbul Fotograf ve Sinema Amatörleri»D£tyic$i İFSAK'ın duzenlediği ' fotograf seminerlerinih " l üçtincüsü 17 mart cumartesi günü başlayacak. 1leri fotograf bilgilerinin edinilmesine yönelik olacak seminerler teknik konuları kapsayacak, atölye, laboratuvar ve stUdyolarda gerçekleştirilecek. Seminer süresince Nazmi Kıhçer "Kamera Konıma ve Bakımı", Halim Kulaksız "Renkli Baskı", Cengiz özakınc» "Siyah-beyaz Baskı" ve Moris Maçoro "Profesyonel Stüdyo Uygulamalan" konulannı işleyecekler. Şenlikte 1 film yarışma dışı • ANKARA (AA) — 3. Ankara Film Şenliği'nde Rıfat Aras'iii yönetmenüğini yaptığı "Uygarlığın Adımlan" adlı film, değerlendinneye ahnmayarak kısa film yarışması dışında bırakıldı. Film Şenliği Kısa Film Seçiciler Kurulu adına yapılan açıklamada, Aras'ın filminin 74 dakika surdüğü ve bu nedenle kısa film tanımına girmediği belirtildi. BUGÜN • Karaca soyleşiyor Cem Karaca, Turkiye Yazarlar Sendikası'nda saat 18.00'de Faruk Şüyun'la bir söyleşi yapacak. • Sezer'in imza günü Sennur Sezer, iâat 14.00-18.00 arası Bakırköy Belediye Tiyatrosu kitap standında kitaplarını imzalayacak. • Marmara anıltyor Nilgun Marmara saat 20.00'de Kadıköy Maarifliler Evi'nde anılıyor. • Ardıç'ın resitali Hülya Ardıç'ın piyano resitali saat 18.30'da Ataturk Kültür Merkezi'nde. BİLSAK'TA BUGÜN 13 Mart Salı: 19.00 Kadınlara Karşı Lygulanan Şiddel ve Sığınaklar. Canan ARIN - Şahika YUKSEL, Nergis DOĞAN. Ta'i Chi Chu'an Hareketlı Meditasyon 18.30 10.00-01.00 arası CAFE-FOYER-BAR BILSAK herkese açıklır. BILSAK SıraseJviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79-143 28 99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear