Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Sürrealist Soupault öldü
• Költttr Servisi — Sürrealizm akımının kurucularından
Fransız şair ve yazar Philippe Soupault önceki gece
Paris'te öldü. 92 yaşında ölen Soupault 1919 yılında
Aragon ve Andre Breton ile birlikte, önceleri Dadacılık
akımma yakın bir çizgisi olan Litterature adlı dergiyi
kurmuş, burada yayımlanan "Manyetik Alanlar" başlıkh
metin üe sürrealist akımın öncüsü olmuştu.
Gerçeküstücülerin kullandıklan serbest çağnşımların
aklın denetiminden geçmeden dile özgürce
aktanlmasmdan oluşan "otomatik yazı" yöntemi de ilk
kez bu yazıda denenmişti.
Turgut Atalay AlmelelTte
• Kültür Servisi — Ressam Turgut Atalay'tn resim
sergisi 17 Mart - 14 Nisan 1990 tarihleri arasında Levent
Almelek Sanat Galerisi'nde açık kalacak. 1936 yılında
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren Atalay, Nazmi
Ziya, tbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde resim
eğıtimi gördü. Dış ülkelerde sanat çalışmaları olanağı
bulan Atalay, 35 yıl boyunca 300 kadar oyunun sahne
düzenini gerçejdeştirdi.
İDSO'riun 15. yıl konseri
• İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Izmir Devlet
Senfoni Orkestrası'nın geçen haftasonu verdiği 15.
kuruluş yıldönümü konserinin bir bölümu Çetin Emeç'in
anısına adandı. Devlet Sanatçısı Ayşegül Sanca'nm solist
olarak katıldığı konserin ikinci bolümünde yer alan Ulvi
Cemal Erkin'in "Piyano ve Orkestra Için Konçertant
Senfonisi"rûn "Adagio" bölümünü "Uygarlık şehidi
Çetin Emeç'in sonsuz rahmete kavuşan kişiliğinde
uygarhk şehitlerine adayarak seslendireceklerini" belirten
şef Devlet Sanatçısı Hiİcmet Şimşek, "Kim demiş ki
kurşunlann namlulanndan çıkan ölüm, ölümsüzlüğe
kavuşabilecek insanları öliıme kavuşturabilir?
Orkestramız ikinci bölümünün ağıtımn kıvılcımlarından
yükselen sesler, bir volkamn kraterinden çıkan alevler
halinde karanlığuı aydınlanmasına ufak bir katkıda
bulunacaktır" dedi.
Aksoy'dan İııikliğe Çagrı'
• Kültür Servisi —
Kısa bir süre önce
öldurülen Prof. Dr.
Muamtner Aksoy'un
anısına "Laikliğe Çağn"
adlı bir kitap
yayımlandı. Gündoğan
Yayınları'nca basılan ve
Prof. Aksoy'un
kurucusu olduğu
Atatürkçü Düşünce
Derneği tarafından
yayına hazırlanan
kitapta Aksoy'un
dernek adına kaleme
aldığı "Laikliğe Çağrı",
yine Aksoy'un
kaleminden çıkan
Türban Davası dilekçesi
ve Aksoy'un
öldürülmeden kısa bir
süre önce Emin
Çölaşan'la yaptığı söyleşinin
derneğin Atatürkçü Düşünce
dizinin ilk kitapları Prof. Dr.
yapıtlarından oluşacak.
rof.Dr. Mnammcr AKSO
ÂÎKLÎĞE ÇAGR
metni yer alıyor. Yayınevi ve
Dizisi adı altında başlattığı
Muammer Aksoy'un
VIZYONFotoğrafçı aranıyor.
İlgilenenlerin 175 36 90/ 238'den
Ayşe Üçok'u aramaları rica olunur.
RESEPSİYONİST
Ajansımızda yazışma ve
haberleşme görevini üstlenecek,
İngilizce bilen, Dosyalama
bilgisine sahip, Seri
daktilo kulîanabilen,
Prezentabl bayan
adaylartn 160 59 58'den
randevu alarak, şahsen
başvurmaları rica olunur.
NATA REKLAMCILIK ve PAZARLAMA A.Ş.
SPOfi CAO ACtSU SOK SABS HPT 2 4 MftÇKA ISTANBUL
Adalet Cimcoz'u yirmiyıl önce bugün yitirmiştik
Dostlam ona 'Ada' derdiNeydi Adalet Cimcoz'u
çekicikılan? Budenliçok
işi bir arada yapışı mı?
Dostlukları, insanlarla
sıcak ilişkisi mi? Yaşamı
çok sevişi mi? Belki de
tümü. İnsan olmayı
becerişi. Bağımsızbir
insan olarak ayakta
duruşu.
GÖKHAN AKÇURA
Adı Adalet Cimcoz'du. Ama
dostlan ona Ada derlerdi. Sıradan
insanlar okyanusunda bir adayı
çağrıştınrdı. Çöl ortasında serap,
deniz kazasında sığınak belkj.
Ummanın biteviyeliğine kafa tu-
tan, derinlerden yukselen ufak bir
buzdagı gibi. Ustunde bir palmi-
ye, yapraklan, meyveleri leziz. Bir
ütopya kahramaru sanki.
Dostlan onu nasıl anlatırdı bıl-
mera. Ben sonraki kuşağın insan-
laıındanım. Ama yaşasaydı mut-
laka dostu olmak için çaba har-
cayacaktım. Bu kesin. Nedir yir-
mi yıl önce aramızdan aynlmış, Is-
tanbul'u yalnız bırakmış bir ka-
dında bu denli çekici olan?
Adalet Cimcoz, 1910 yüı 25
temmuzunda Çanakkale Kilitba-
hir'de dogmuş. Babası Zileii Tay-
fur Bey miralay. Almanya'da gd-
revde tanışuğı sarı saçlı, güzel bir
Alman kızına gönul vermiş. Kızın
ailesi de asker. Anlaşma kolay ol-
muş, evlenmişler. Alman kızı
Müslüman olmuş, adı Aliye'ye
dönmüş. Hayri, Ferdi ve sonra da
Adalet'in annesi, işte bu Aliye Ha-
nım.
Adalet'in çocukluğu Kocamus-
tafapaşa'da geçer. tlkokuldan son-
ra Almanya'da sürdürur eğitimi-
ni. Yurda dönünce başaroız bir ilk
evlilik geçirir. Sonra geçim sorun-
ları. önce bir Alman firmasında,
ardından Afyon lnhisan'nda me-
murluk. 193Pde bir rastlantı ile
dublaj dünyasına girer. Ağabeyi
Ferdi Tayfur ve kansı Mdelt, İpek
Film Stüdyosu'nda dublaj sanat-
1953 YILINDAN BİR AM — Adalet Cimcoz (solda) 1953 yılında kocası avukat Mehmet Ali Cimcoz'-
la birlikte. Sevgili köpelderi Zibidi de aralannda. 1910'da dogan Cimcoz, 13 Mart 19?0'te ölmüştü.
çısıdırlar. Melek'in hastalandığı
bir gün acele takviye gerekir. Fer-
di hemen kızkardeşine koşar. Boy-
lece yıllar sürecek bir "dublaj
knüiçetiginin" ilk adımı atılmış
olur.
1939"da ikinci evliliğini avukat
Mehmet Ali Gmcoz'la yapar. Me-
murluğu bırakır ve yazarlığa baş-
lar. Ankara, tzmir gazetelerinde,
dergilerde yazüan yayımlanrnak-
tadır. Tiyatro, plastik sanatlar üs-
tune eleştiriler, denemeler, şiir ve
hikâye çevirileri. Çevirmenliği gi-
derek kitaplaşarak ürünler verir.
Knnt Hamsun, Thrven, Kafka,
Brecht, Lope de Vega, Schwarz,
Tibor Dery, Kişon, Ruber-Neu-
mann, Max Frish gibi birçok ya-
zan onun çevirisiyle tanır okuyu-
cular.
Çevirmenliğinde dile çok önem
verir Adalet Cimcoz. Tahir Alan-
gu, Traven'den çevirdiğı "Ölüm
Gemfai"nden söz ederken "Adalet
Cimcoz, ber zaman yaptıgı gibi
halk tiıKnin zengiıı imkanlanndan
faydalanarak oynak ve eserin ha-
vasına uygun tatlı bir dille çevir-
miş Türkçeye" der. Lope de Vega1
dan çevjrdiği "Çügın Dünya" oyu-
nu için ise Adnan Benk şunlan ya-
zar: "Çılgın Dünya'mn dili,
Osmanhca-Türkçe kanşunı uydur-
ma bir dili savunanlann, bu gö-
rüşii sadece dil bilgisizliklerini ört-
mek için savunduklannı açıkca
ortaya koyuyor, duru Turkçenin
halk tarafından kolaylıkla anlaşıl-
dığını. kendi dilimizle oyunlar ya-
zılabilecegini gösteriyor."
1940'h yıllarda başladığı dedi-
kodu yazarlığını 1950lerde de sur-
dürür Adalet Cimcoz. Bu onun
"Fitne Fücur" yanıdır. Haftalık
kadın dergilerinde sanat, sosyete,
eğlence dunyasından kesitler ak-
tarır. Keskin dili, bilge, aydınlık
bir fitneliktir bu. öncesinde ve
sonrasında bu işi daha iyi yapan
olmamıştır matbuatımızda. O yü-
ların kent yaşamı konusunda eş-
siz bir kaynaktır ayrıca, merak-
lısına...
25 Aralık 1960'ta Beyoğlu Kal-
lavi Sokak No: 20/1'de bir galerı
açar Adalet Cimcoz, sanat dünya-
mıza yeni bir "maya" olması ama-
cıyla. Maya Galerisi, belki ilk özel
galeri değildir, ama ilk önemli sa-
nat galensidir. Beş yıl süren yaşa-
mında, döneminin birçok yeni sa-
natcısını Islanbullulara sunmuştur
Maya. Yenılikçi, çağdaş, araştır-
maa bir yaklaşımla. Yalmzca bir
sanat galerisi değildir burası. Is-
tanbul aydınlarının, sanatçılanmn
bir buluşma yeridir. Gençler eski-
lerle tanışmak için, yaşhlar yeni-
likleri oğrenmek için gelirler.
Sanat ile kültürun buluştuğu
bir diğeı önemli mekân da Ada-
let Cimcoz ve Mehmet Ali Cim-
coz'un evidir. Fransa'da çok bili-
nen salonlardan birinin tstanbul
işi ömeğidir burası. Buluşulur, ta-
mşılır, konuşulur burada. Çagrıl-
raak bir onurdur. Adalet kızıp,
"paydos" derse, hemen kalkıp yo-
la koyulmak da âdet. "Geuç yaşlı
herkes birbirine kanşırdı, isleyen
pinpon ojnar, isteyen dans eder,
isteyen muzik çalar, herkes keodiııi
yaşa)-abilirdi" dıye anlatır bu yıl-
ları Mehmet Ali Cimcoz. Ahmet
Hamdi Tanpınar, Paris'ten yazdığ)
mektubunda Adalet Cimcoz'u,
"Sen artık birim Madame de Se-
rigne'miz oldım" diye selamlar bu
nedenle.
Bu denli yoğun bir yaşam elbet-
te yıllara sığamamıştı. Hastalığm-
dan kurtuluş olmadığım bildigı
halde son nefesine kadar var gu-
cüyle yaşamıştır Adalet Cimcoz.
Hastaneye yatmadan az önce rad-
yoda haarladığı program nedeniy-
le mikrofon başındadır. Serum ta-
kılırken ikinci baskıya girecek ki-
tabının tashihlerini yapmaktadır.
Cenazesinin kalktığı saatlerde rad-
yodan sesi duyulmaktadır. ölüme
karşı çıkarcasına.
Neydi Adalet Cimcoz'u çekici
kılan? Tek tek yaptığı işler mi?
Yoksa bu denli çok işi bir arada
yapışı mı? Dostluklan, insanlar-
la sıcak ilişkisi mi? Yaşamı çok se-
vişi ve bunu gerçekleştirişi mi?
Belki de turnü. İnsan olmayı be-
cerişi. Kadın olarak bir diğer ta-
rafta olmayı reddetmesi. Bağım-
sız, güçlü bir insan olarak ayakta
duruşu. Adalet Cimcoz adını, eli-
nin uzandığı her noktada bellek-
lere kazıması.
Yaptığı işler tek tek tarihe geçe-
cek mi ya da ne kadar geçecek bi-
lemem? Ama bana sorarsanız,
Türkiye tarihinin en önemli kadın-
larından biridir Adalet Cimcoz.
Saygı duyduğum, adını işittiğim
zaman yerimde hafifçe doğruldu-
ğum bir insandır. Göz alabildiği-
ne düzlükte karşunıza çıkacak en-
der adalardan biridir. Zaten dost-
lan Ada derlerdi ona...
Bakırköy
4 mevsim
tiyatro
Kültür Servisi — Bakırköy,
1.5 milyonu aşan nufusuyla ls-
tanbul'un en kalabalık ilçesi.
Çok degil, 20-30 yıl önce baglar,
bahçeler ve tarlalarla kaplı olan
bu ilçe, şu anda Turkiye'nin pek
çok kentınden daha büyük bir
"köy-kent" görünümünde. 30 yıl
içinde 30 katına ulaşan nufusuy-
la 3 Konya, 4 Diyarbakır, 5 Ma-
latya, 70 Artvin ediyor. Sınırla-
rı içerisinde bir rekora daha sa-
hip Bakırköy. Sayılan 194'u bu-
lan camilenyle "Jstanbul'un en
fazia camiye sahip ilçesi."
Ancak konu "kültür ve sanal"
olunca bütün bu rakamlann bü-
yükluğu iyice belirginleşiyor.
Çünkü Bakırköy'de 1.5 milyonu
aşkın kişiye "tek" bir tiyatro sa-
lonu duşüyor. O da iki yıl önce
eski bir sinemadan bozularak
yapılan, 600 kişilik bir kapasi-
tesi olan ve "kültür merkezi"
adıyla açılan, salonu kademeli
olarak arkaya doğru yükselece-
ğine, sahneden uzaklaştıkça al-
çalan, elverişsiz bir bina.
Bakırköy Belediye Tiyatrosu
son iki aydır hızlı bir yapılanma
süreci geçirirken, Genel Sanat
Yönetmeni Zeliha Berksoy'un
deyişiyle "sanatı hızla yaşama
geçirmeye" çalışıyor. "Sanatın,
kültürün insan y^şamında ana
damarlardan biri olduğu, bir
beslenme daman olduğu" dü-
şüncesinden hareketle calışmalar
yaptıklarını söylüyor.
Topluluğun en önemli hedefı,
en kısa zamanda Bakırköy'de
3-4 tiyatroda birden perde aça-
bilmek. Bunun için kollar sıvan-
mış bile. Ataköy Baruthane bi-
nası, Yeşilköy Rene Park içinde-
ki açık hava tıyatrosu, Yeşilyun-
ta prefabrik bir amfıtiyatro, Gal-
leria'nın içinde minik bir kabare-
tiyatro, Güngoren sahnesi, Ata-
köy Emlak Bankası bloklannda
minik bir sahne, yaz aylanndan
başlayarak yavaş yavaş hayata
geçirilecek tasarılar. Amaç, Ba-
kırköy üçesınde, Gungören'deki
gecekondu mahallerinden Yeşil-
köy'deki villalara, 7'den 70"e her-
kese, yılda dört mevsim tiyatro
göturebilmek.
Uzun bir aradan sonra dört sergi açacak olan ressam Komet:
Düş olmazsaKomet sergilerinin ilki
bugün Beyoğlu
Vakko'daaçılıyor. Bunu
İzmir ve Ankara sergileri
izleyecek. Daha sonra
Komet, Çorum'daki
sergisiyle doğduğu kente
"Merhaba" diyecek.
LALE FtLOĞLU
Gençliğinde uçarılıkları yuzün-
den bir yıl akademiden uzaklaş-
tınlan ressam Komet, şimdilerde
biraz durmuş, oturmuş gibi. Go-
rüntüsü böyle olsa da eline geçen
her fırsatta muzdpliklerine yenile-
rini eklemekten geri kalmıyor.
Feshane'de düzenlenen "Sereto-
nin" sergisinde kendisini kafesin
içine yerleştiren Komet, peş peşe
açacağı seıgilerinde de çeşitli surp-
rizler hazırlıyor. Koraet'in sergile-
rinin ilki bugun Vakko'nun Beyoğ-
lu Galerisi'nde, ikincisi 15 nıartta
İzmir Galerisi'nde, üçuncüsu 17
martta Ankara Galerisi'nde açıla-
cak. Daha sonra Komet, Çorum
Akbank Sanat Galerisi'nde açaca-
ğı sergisiyle doğduğu kente
"merhaba" diyecek. Sergilerde
Komet'in. "ciddi"resimlerininya-
nı sıra yıllardır topladığj gazete
kupurleri ve fotoğraflar da yer
alacak.
Akademi yıllannda yazmaya
başladığı şürlerini önümüzdeki
günlerde kitaplaştıracak olan Ko-
met'in sergisinde yer alan kupur-
lerden biri de bir binbaşıya ait
"Af aç tMksem" adlı şiiri içeriyor.
1969'da Hopa'da yedeksubaylığı-
nı yaparken eline geçen bir askeri
dergiden kestiği bu şiir, "Bu aşk
beni sondürse de / Bir çılgına
döndurse de / En nibayet öldürse
de / Son nefeste ağaç diksem" di-
zeleriyle sona eriyor. Komet'e gö-
re bu son nefeste bıle ağaç dikmek
isteyen şair-asker, muhtemelen ko-
mutanlarına yaranmayı amaç
edinmiş biri.
Komet, bugun açılacak sergisi-
nin bir köşesinde gözüne çarpan
abartıları, çelişkileri, bir bakıma
"toplutnun yalanlan"nı sergileye-
cek.
— Peş peşe dört sergi açmak
ce olmaz
TOPLUMU.N YALANLARI — Asıl adı Gürkan Coşkun. Herkes ona Komel diyor. Komet yeni sergi-
sinde tablolannın >anı sıra "toplumun >alanları"nı da sergileyecek. (Fotograf: Uğur Gunyüz)
heyecanlandınyor mu sizi?
— tlk sergi sünnet düğünü gi-
bi. Ama artık sergilerle uğraşmak
sıkıyor beni. Açıp içini gösteriyor-
sun gelenlere. Utamyor insan.
— Yapılanlann sergilenmesi
utanılacak bir dunım mu?
— Sanat boyutuna ulaşırsa bel-
ki defil. Resünlerimi galeri duvar-
Iarına astıktan sonra rahatsızhk
hissetmiyor değilim. "Bak amca-
sı resim de yapmış, bizimki şarkı
da söyler" havalan oluşuyor ba-
zen.
— Bu rahatsızlığı ilk sergileri-
nizde duymadığınıza göre ne za-
man başladı?
— Toplum içi ilişkiler gün geç-
tikçe daha sahte ve suni bir durum
almca bu duygu bende fazlalaştı.
— Sergilerinize gösterilen tep-
kilerden rahatsızlık duyduğunuz,
kınldığınız oldu mu?
— İki kez çok bozuldum. Biri-
si Paris'teki bir sergimle Ugiliydi.
Deftere, "Biraz daha gerçekçi
olun" türünden bir şeyler yazıl-
mıştı. Bana gore hayatımızdaki en
büyük gerçekler rüyalarımızdır.
Su yüzune çıkmayan birçok ger-
çeği rüyalanmızda gormüyor mu-
yuz? "Düş" olmazsa "düşünce"
de olmaz. Türkiye'deki bir sergim-
le ilgili bir eleştirmen "tekdüze"
dediğinde de bozulmuştum. Keş-
ke tekduze resim yapsam da da-
ha profesyonel olsam. Bütün dün-
yada profesyonel ressamlar hep
birbirini çağrıştıran resimler ya-
parlar. Resimlerin birbirine ben-
zemesi gerek belki de.
— "Tesadüfen resim yapıyo-
rum, tesadüfleri yaraüyorum" di-
yen bir ressamsınız...
— Bir yüzey uzerine, bir dün-
yaya gireceksiniz. Maddeyi donuş-
türeceksiniz. Boyaya, fırçaya ne
kadar hâkim olabilirsiniz? Fırça-
run küçük bir darbesi bile tesadüf-
ler yaratabilir. Sonra bu tesaduf-
ler uzerinde düşünüp yeni bir şey-
ler ortaya çıkartabilirsiniz. Aklın
da bu değişıme müdahalesi var ta-
bii ki.
— Kafada planlanmış resme
inanmıyor musunuz?
— Başkaları oyle çalışabilir.
Ama ben düşunülmüş bir şeyi re-
alize etmek istemiyomm. Tuval-
deyken düşunuyorum. Bu nokta-
da hem duyarhhklanmın hem de
düşüncelerimin direkt olarak
maddeleştığiui görüyorum. Teo-
riyle pratiğin birlikte gitmesi
önemli. Yoksa formüllerle resim
yapmış olurduk.
— Resimlerinizle neyi anlat-
mak, neyi başannak isdyorsnnuz?
— Sanat bir çeşit ozgurleştirme
aracı. Hem kendini hem de baş-
kalarını. Her şeye rağmen resmi
seviyorum. Her resmin problema-
tiği ayrı. Her şeye rağmen hassas
bir adam da sayılınm. Dünyada-
ki külturel verilere de yabancı ol-
duğumu zannetmiyorum. Resim-
lerde insanların duyarlılıklarına
içten bir selam gondermek istiyo-
rum, dokunmak istiyorum.
— Bir ressam olarak 20. yıizyı-
la bakışınız?
— 20. yüzyıl buyuk bir patla-
ma, gelişme çağı olduğu halde, 19.
yüzyüın hatalı bir çocuğu. Yüzyıl
geçtiği halde yaralanmız kapana-
cağı yerde artıyor.
— Geleceğe bakışınız?
— Ben dünyadan bıktım artık.
Hava çok kirli! Gidişatı hiç dü-
şünmesek daha iyi. Türkiye'de de
dünyada da olağanustu bir durum
yaşıyoruz. Belirsiz olan çok şey
var.
'Müzikteki virmi vılım,, 1970 1990
ANADOLU KONSERLERI i
MAJÖR PLAKÇILIK
I.M.C. 6. Blok 6507 Unkapanı-lıtanbul
Tel 527 61 12-527 61 28-51 2 58 32
Yuhyuh
Yaz gazeteci yaz
Aldırma gönül
mayın efendiler
stumdostum
layasso
. .manya acı vatan
Yrkılası İstanbul
Maden İşçjleri
Sol kolum yaralı
Gesi bağları
Çemberimde gu) oya
Rıfat Hgazh Saygı Gecesi
TYS'nin Ustalara Saygı
gecesinin üçuncüsu dün
Rıfat Ilgaz için yapıldı.
Düzenlenen panelde Ilgaz'ın
şair, öykücü, romancı ve
mizahçı yönleri anlatıldı.
Eğitim Servisi — Yazarlar Sen-
dikası'nın duzenlediği "Ustalara
Saygı" gecesinin uçüncusu Rıfat
Ilgaz için yapıldı.
Dün akşam Karaca Tiyatrosu-
nda düzenlenen geceye "Haba-
bam Sınıfı" anılarıyla başlayan
Zeki Alasya ve Metin Akpınar,
Rıfat Ilgaz'ın çeşitli yönlenni an-
lattılar.
Rıfat Ilgaz'ın "Karartma Ge-
celeri" romanından yola çıkarak
beyaz perdeye uyarlanan ve baş-
rolunu Tank Akan'ın oynadığı
filmden çekilen bölumlerin de
gösterildiği geceye İlhan Selçuk,
Ferruh Dogan, Ahmet Oktay pa-
PANEL İZLtYOR — Rıfat Ilgaz kendisi için dün gece düzenlenen
panelde konuşmaları izliyor. (Fotograf: Alaattin Çiftçi)
nelist olarak katıldılar. Cengiz
Bektaş'ın yönettıği panelde llgaz-
ın şair, öykucu, romancı, mizah-
çı yonleri anlatıldı ve dergiciliğı-
ne değinildi. İlhan Selçuk, Rıfat
Ilgaz için "O gerçek bir oğretmen-
dir. Bize bir insan nasıl yaşar onu
ogretmiştir" derken, Ferruh Do-
ğan da "Markopaşa'da Rıfat Ilgaz
mizaha yeni bir soluk getirmiştir"
dedi. Ahmet Oktay ise Ilgaz'ın şa-
ir yönunu anlattı ve "Sınıf" kıta-
bını yaıgılama kararlanyla birlikte
okurlara önerdı.
Büvükişliyen'iıı
25, sanat yüı
• Knltür Servisi — 25.
sanat yılına ulaşan ressam
Zahit Büyükişliyen'in tuval
üzerine yağhboya
çalışmalarından oluşan
resim sergisi 15 Mart - 14
Nisan 1990 tarihleri
arasında Soyak Sanat
Galerisi'nde açık kalacak.
1967 yılında Gazi Eğitim
Enstitüsü Resim Bölümü'nü
bitiren Büyükişliyen,
Hacettepe Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Resim Bölumü öğretim
üyesi olarak görev yapıyor.
1969-1990 yüları arasında
32 kişisel sergi açan ve 14
ödül sahibi olan Zahit
Büyükişliyen'in resimleri
Mecidiyeköy Soyak Sanat
Galerisi Salonu'nda
görülebilir.
Soydan'ın
kardeşi
• Kültür Servisi —
Cumhuriyet Senatosu ile
Danışma Meclisi Basın
Müşavirliği görevlerinde
bulunan ve Milli
Saraylar'da görevini
sürduren Oguz Soydan'ın
kardeşi Ali Soydan,
İstanbul - Ankara karayolu
Uzerinde Bolu yakınlannda
geçirdiği trafik kazası
sonucunda hayatını
kaybetti. Ankara'da toprağa
verilen Ali Soydan 24
yaşındaydı.
'Fotoğrafçıhk'
konferanslan
• Kültür Servisi —
Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi fotograf öğretmeni
Hasip Uras, Çanakkale
Güzel Sanatlar Galerisi'nde
konferanslar verecek.
Konferanslar 24-25 mart
tarihlerinde saat 14.00-17.00
arası gerçekleştirilecek.
Uras, konferanslarda
fotograf makinesinin
tanıtılması, fotograf
çekerken dikkat edilmesi
gereken konular, objektif
çeşitleri, ışık sistemi,
pozometre, kompozisyon,
perspektif, filtre, flaş
teknikleri gibi konulara
değinecek.
İFSAK
seminerleri
• Kültür Servisi —
İstanbul Fotograf ve
Sinema Amatörleri»D£tyic$i
İFSAK'ın duzenlediği '
fotograf seminerlerinih " l
üçtincüsü 17 mart cumartesi
günü başlayacak. 1leri
fotograf bilgilerinin
edinilmesine yönelik olacak
seminerler teknik konuları
kapsayacak, atölye,
laboratuvar ve stUdyolarda
gerçekleştirilecek. Seminer
süresince Nazmi Kıhçer
"Kamera Konıma ve
Bakımı", Halim Kulaksız
"Renkli Baskı", Cengiz
özakınc» "Siyah-beyaz
Baskı" ve Moris Maçoro
"Profesyonel Stüdyo
Uygulamalan" konulannı
işleyecekler.
Şenlikte 1 film
yarışma dışı
• ANKARA (AA) — 3.
Ankara Film Şenliği'nde
Rıfat Aras'iii
yönetmenüğini yaptığı
"Uygarlığın Adımlan" adlı
film, değerlendinneye
ahnmayarak kısa film
yarışması dışında bırakıldı.
Film Şenliği Kısa Film
Seçiciler Kurulu adına
yapılan açıklamada, Aras'ın
filminin 74 dakika surdüğü
ve bu nedenle kısa film
tanımına girmediği
belirtildi.
BUGÜN
• Karaca soyleşiyor Cem
Karaca, Turkiye Yazarlar
Sendikası'nda saat 18.00'de
Faruk Şüyun'la bir söyleşi
yapacak.
• Sezer'in imza günü
Sennur Sezer, iâat 14.00-18.00
arası Bakırköy Belediye
Tiyatrosu kitap standında
kitaplarını imzalayacak.
• Marmara anıltyor Nilgun
Marmara saat 20.00'de
Kadıköy Maarifliler Evi'nde
anılıyor.
• Ardıç'ın resitali Hülya
Ardıç'ın piyano resitali saat
18.30'da Ataturk Kültür
Merkezi'nde.
BİLSAK'TA
BUGÜN
13 Mart Salı:
19.00 Kadınlara Karşı
Lygulanan Şiddel ve
Sığınaklar. Canan ARIN -
Şahika YUKSEL, Nergis
DOĞAN.
Ta'i Chi Chu'an
Hareketlı Meditasyon
18.30
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
BILSAK herkese açıklır.
BILSAK SıraseJviler, Soğancı
Sok. No: 7 CİHANGİR
143 28 79-143 28 99