25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 MART 1990 + *** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 İktidarın Tutumu, Bunalımı Derinleştirecek.. (Baştarafı 1. Sayfada) mucadele konusunda bir araya gelebılmış ol- maları, bır yerde kendı başına olumlu bır ge- lışme sayılamaz mı? Fazla abartmamak koşuluyla olabılir. Ancak uzerınde asıl durulması gereken önemli nokta, bu toplantının gerçekleşmesin- den çok, toplantıda muhalefetle ıktıdarın yak- laşımiarı arasında ortaya çıkan farklılıktır. Şöyle kı: ikı muhaiefet liderı, sıyasal geçmişimizde pek ömeğıne rastlanmayan olumlu bir tutum sergılemışler ve terörle mücadeleyı ulusal bır dava saydıklarını ve onun içın bu konuda ık- tıdara -ınsan haklarına ters duşmeyen- her türlü desteğı vermeye hazır olduklarım be- lirtmişlerdır. Ne var ki, muhaiefet llderlerinin bu olumlu yaklaşımı, Başbakan Akbulut'tan somut önerılere dayalı bir karşılık görmemış- tır Hatta Sayın Akbulut, 'Muhalefetten iste- yeceğımiz pek muhım bır şey yok' dıyebıl- mıştır. Bu arada bır noktaya da dıkkat çekmek ıs- terız: Sayın Erdem'ın TBMM Başkanı olarak bu toplantıyı duzenlemesı, kuşkusuz yararlı olmuştur Muhalefetın de desteğiyle bu gö- reve seçilmiş olması, Kaya Erdem'ın böyle bir rol oynamasmı kolaylaştırmıştır. Ayrıca, Turgut Ozal'ın cumhurbaşkanlığını tartışmalı görerek onu muhatap almayan muhaiefet, ılerıde de Meclıs Başkanı'nın bu türden gırı- şimlenne kapalı olmayabilir... Bu, ışin bir başka boyutudur. Öte yandan tarafların tutumunda genel olarak bir değişıklik olmamıştır' Başbakan Akbulut, toplantıda, daha önce öngorüldüğü gıbı, ulkede bır yönetim boşlu- ğu olduğunu reddetmış; terorle mücadeley- le seçime gıtmenin bırbırıyle ilgilı olamaya- cağını savunmuş ve bir erken seçime karsı çıkmıştır. Muhaiefet liderleri Sayın İnönü'yle Sayın Demirel ıse Türkiye'de gittikçe buyüyen ik- tidar boşluğunu vurgulamışlar ve erken se- çimın önemıne ışaret etmışlerdir. Bir kez daha vurgulamak isteriz: Muhaie- fet haklıdır, ıktıdarın uzlasmayı ve seçım san- dığını dışlayan tutumu ulkemızde sıyasal bu- nalımı gün geçtikçe derinleştirecek, istıkrar- sızlığı büyütecektir. Ne yazık kı öyle. Türkiye (Baftaruft 1. Sayfada) tı kapsayan 158, parlamento, hü- kumet ve orduya hakareti yasak- layan 159 ve Tûrkıye'nin adını yurtdışında zedeleyenlerle ilgili 140. maddelerinin "ifade ozgür- lagane karsı" konulmuş huküm- ler olduğu savunuldu. Basın bıldırisınde tnart 1989'dan bu yana geçen bir yıl içinde Türkiye'de gazete ve der- gilerdeki yazılar, kitap, senaryo, film ve şarkı ile ilgili olarak açı- lan 183 ceza davasında 400 gaze- tecinin yargılandığı behrtilerek bunun bır 'rekor' olduğu kayde- dildi. "Helsinki Watch", Amenkalı aydınlardan, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a, Başbakan Yıldı- nm Akbuiat'a, bildiri hazırlandı- ğı dönemde Dışişleri Bakanı olan Mesnl Ytlmaz'a, protesto mek- tuplan göndermelen çağrısında bulundu. Dr. Ismail Beşikçi tutuklandı Devletlerarası Sömürge Kürdistan adh kitabı nedeniyle yargılanan Beşikçi'nin TCK'mn 142/3-6 maddesine aykın propaganda yaptığı ileri sürüldu. Istanbul Haber Servisi — Yaz- dığı kitaplar nedeniyle daha ön- ce 10 yılı aşkın bir sure cezaevin- de kalan sosyolog Dr. İsmail Be- şikçi dün de "Devletlerarası So- mıirge Kurdistan" adlı son kıta- bı nedeniyle sorgulandığı tstanbul DGM'ce tutuklanarak cezaevine konuldu. Beşikçi'nin tutuklanma gerekçesinde TCK'ıun 142/3-6. maddesine aykırı olarak 'bölucü' propaganda yaptığı ileri siıruldü. Beşikçi'nin toplatılan "Devlet- lerarası Sömürge Kürdistan" ad- lı kitabı nedeniyle kendisi ve Alan Yayıncılık'ın sahibi Ayşe Zara- koglu hakkında savalık soruştur- ması başlatılınıştı. Avukatlarıyla bırlikte dün DGM Savcüığı'na ge- len tsmail Beşıkçı, savcı Selahat- tin Çetin tarafmdan sorgulandı. Ardından tutuklanması ıstemiyie mahkemeye sevk edilen Beşıkçı kitabında "rnilli duygulan zayıf- lada propaganda yapügj" gerek- çesiyle tutuklandı. Gerekli işlenı- leri tamamlandıktan sonra Bayra- mpaşa Cezaevi'ne konulan Beşik- çi'nin hakkında açılacak davada 7.5 Ue 15 yıl arasında hapis iste- mıyle yargılanacağı belirtildi. tsmail Beşikçi 1971 yıhnda tu- tuklanmış ve 3 yıl cezaevinde kal- dıktan sonra 1974 yılı sonlarmda yıne tutuklanmış, 1981-1987 yıl- ları arasında da 6 yıl cezaevinde yatmıştı. Beşikçi'nin tekrar tutuklanma- sına neden olan "Devletlerarası Sömürge Kürdistan" adlı kitabı geçen şubat ayında Alan Yayın- cılık tarafmdan yayımlanmıştı. BAŞKENTTEN \HMETTAN Ulusal Uzlaşma ANKARA — Dunkü toplantı- nın çok çarpıcı bır yanı var. Toplantıya katılanlar üç saat 10 dakika boyunca bir kerecik bıle olsa Ozal'ın adını anmadılar, "cumhurbaşkanı" dı\e bır sözcuk kullanmadılar. Devletm geleceğinin tartışıldjğı bu toplantının tutanaklarına ile- ride bakanlar, devletin geleceğinin görüşuldüğu boylesine onemli bır toplantıda Cumhurbaşkanı'nın "esamesini" okuyamayacaklar. Ozal'ı 4 aydır devre d»şı bırak- mak için çabalayan muhalefetın başarı hanesine bu da yazılacak. Bu toplantı ile guncel siyaset bakımından bazı önemli unsurlar da ortaya çıktı: — Böyle bir toplantının yapıl- mış olması ile son karanlık cina- yetlere ragmen, toplumun 10 yıl onceki yerinde olmadıgının ka- nıtıdır. — Artık. teror can alsa bile si- yasal bir sonuç alamayacağını gö- recektir. — 10 yıl önce, partiler böylesi- ne büinç ve siyasal sorumlulnk ice- risinde degildiler. Işlenen her ci- nayeti birbirini karalamak için bir koz olarak kullanılması anlayışı- nın terk edildigi ortaya çıktı. — Demirel, eski goruntüsunden uzak olduğunu gosterirken, daha bu yasama yıhnın başında sergi- lediği "sert muhaiefet" taktigini bile bırakmış, en kuçıik bir siya- sal zaafı iktidan koşeye sıkıstır- mak için kullanmayı terk etmistir. — lnonu ise adeta toplantıda, loplumsal sağduyuyu seslendir- mek görevini ustlenmiş, çozumler- den en onemlisinin, en kalıcısının secim olduğunu bdirtmekle yetin- miş, ancak devleti terör karşısın- da sahipsiz bırakmayacaklannı kesinlikie ifade etmiştir. Tescil edilen başarı, teronzme gönderilen mesajin altında ikti- darla butunleşen muhaiefet par- tilerinın ortak imzasının olması. Bunu hem Demirel hem de tnö- nu "kırk yıldan beri ilk kez ger- çekleşen olay" diye toplantı sıra- sında bırbırlerine, toplantıdan sonra da gazetecilere açıklayıp durdular. Dünku toplantı gerçekten de te- rorizm karşısındakı i!k somut ba- şarıyı sımgelıyor. Çunku terorızmin asıl hedefı, kurşun sıktığı değerlı yurttaşlann canlan değıl, bu yol ile sıyası par- tıler ve ıktidar arasında kargaşa yaratmak. Toplantı terorun bu hedefi tut- turamavacağını ortaya çıkardı. çok şastığını ortaya çıkardı. Cumhunyet'in elde ettiği top- lantının ham tutanakları Başba- kan Akbulut'un terorun polis on- lemlenyle önlenebileceğine ınan- dığını gosteriyor. înonu \e Demirel ıse belirttiğı- miz gibi terorun polisıye yanından çok siyasal ve toplumsal boyutla- rını dile getirdiler. Ama ikisi de hem toplantı sırasında hem top- lantıdan sonra iktidar içın son de- rece ölçulu ve özenli bir üslup kul- landılar. Bunda iktidarın bu toplantıya, üzerine "Ozal'ın gölgesi" duşme- den katılmış olmasının etkisi var. Muhalefetin Özal'dan "alerji" kaptığı bilinıyor. Bu alerji ozal'- ın devlet sısteminde etkinlik kaza- nırsa demokratık parlamenter re- jımın başkaJaşacağı endışesinden kaynaklanıyor. Akbulut dün, Çankaya'nın devredışı bırakılmaktan duyduğu belirtilen sıkıntıyı çok dolaylı ola- rak ifade etti. Basının Emeç'in öl- dürulmesi nedeniyle verdiği bildin konusunda şoyle dedi: "Basın hukumete gelmeli, hiç kimse başka yollan seçmemeli idi."Başbakanın>ansıttığı sıkın- tının gereksız olduğunu bızzat Meclis Başkanı "Basın Meclis'i muhatap alnuşür" diye yanıtladı. Dunku toplantı terore karşı iktidar-muhalefet uyumu konu- sunda gerçek bir başan oldu. Bu arada ıkı ayrı guncel sıya- sal gerçeği de netleştirdr " — Özal'sız platformda poli- tik uyum daha kolaydır. — Parlamento içinde siyasal di- yalog mumkundur." CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Halef-Selef-Ozal, E\ren'i kabul etti.Beraber ofcle >eme£i yediler Evren, Ozal ve Torumtay (Baştarafı 1. Sayfada) nın, bır kez daha el sıkışmalarını ıstemeleri uzerine Evren, "Ne ya- palım, çekseydiniz" karşıuğım verdi. Ancak daha sonra yeniden el sıkıştılar. Özal ve Evren daha sonra çalışma odasına geçerek bu- rada başbaşa goruştüler. Gönişme sonrasında Evren ile kızı Miray Göksu ve damadı Maksut Göksu, Cumhurbaşkanı ozal'ın eşı Semra Özal, Cumhur- başkanhğı Genel Sekreteri Kemal Yamak ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Muduru Nabi Şensoy bırlikte oğle yemeğı yediler. Kenan Evren, Koşk'e çıkma- dan önce kaldığı Gazı Orduevi'- ndeGenelkuımay Başkanı Orge- neral Necıp Torumtay ile göruş- tu. Torumtay, n>aret sonrasında, "Eski komutanımızı ziyaret ettik" dedı. Torumtay, "Nezaket ziyareti mi?" sorusuna. "Tabii ki nezaket ziyareti. Başka ne olabi- lir?" karşılığını verdi. Evren, yemekten sonra eşi Se- kine Evren'in Cebeci Asri Mezar- lığı'ndaki kabrini ziyaret etti. Evren, Cumhurbaşkanlığı göre- vini devrettikten 4 ay sonra ilk kez geldiğı Ankara'da, eşı Sekine Ev- ren'in mezarı başında dua etti ve getırdiğı san, pembe ve beyaz ka- ranfilleri eşinin mezannın üzeri- ne yerleştirdı. Evren'in kabristan ziyaretıne kızı Mıray Göksu da katıldı. Evren, daha sonra Gulhane As- keri Tıp Akedeınisı'nde sağlık kontrolunden geçti. Akademi Başkanı Tabip Tumgeneral Prof Dr. Omer Şarlak, Evren'ın sağlık durumunun son derece tyi oldu- ğunu soyledi. Nufus cuzdanımı >itırdım. Geçersızdır. FATMA ARTUNKAL Ne Çıktı... ANKARA — Üç parti lıderi, Meclıs Başkanı Erdem'ın baş- kanlığında toplandı. Kuşkusuz kamuoyunda belırgin soru şu olacak Ne çıktı bu toplantıdan? Soru, geçmiş anımsanırsa haklı. Geçmiş yıllarda da lıderler çoğu kez bır araya getmışler, ne çare kamuoyunda anlaşamadık- larını içeren yargılar pekışmıştı Bu kez kamuoyunun bekledığı ortak bir amaç gerçekleşıyor. 1980 öncesıne oranla bu kez, parti lıderteri teröre karşı bırleş- miş oluyorlar. Hükümete değil, ama "devlete" tam destek ver- dıklerinı açık seçık ortaya koyu- yortar. Demokratık yasamımızda bır yeni aşama. Aşama dryoruz, çünkü 1980- den önce somut önlemler bır ya- na, ana fikirde de partılerm uz- laştığını görmeyen kamuoyu sü- reklı dûş kırıklığına uğramıştı. Dün muhaiefet partileri "devle- tin bûtünlüğûnü ve demokratik yaşamın geleceğini tehdit eden teröre karşı" bır ve beraber ol- duklannı duyurdular. Bu toplantıdan -özel deyımıy- le- moral desteğın dışında somut başka sonuçlar çıkmasını bekle- mek de doğru değıldı Devleti yö- neten bır hıikumet vardı Bu hü- kümet teröre karşı hangı önlern- lerı almak gerekiyorsa almalıydı. Nitekim muhaiefet partileri açık yüreklilikle, yasaysa yasa, paray- sa para, istihbarat bırımlerının gûçlendirılmesıyse ona da des- tek olacaklannı Akbulut'a açıkça bıldırdıler. Ama hükümet, bu aşamada ne yasa istıyor ne de başka yönlu önlemlerde muha- iefet desteğı. Elınde her türden gerekii önlem olduğunu bıldirı- yor. Tabii o zaman muhalefetın yapacağı fazla bır şey kalmıyor ve doğal sorun doğal ıstek he- men ortaya çıkıyor' Terörü önle- menin başlıcaçaresi, cinayetle- rı ışleyenlen bulmak, kişilerse onları yakalamak, hangı örgüt ise bunu ortaya çıkarmak! Ne yasa ne de maddi başka destek ıstemeyen hükümet, ıki muhalefetten gelen istek karşı- sında ne diyebıhrdi kı? Susuyor, kuşkusuz karşı çıkamıyor Muha- iefet üzerine düşen görevı yap- mış oluyor, tam sorumluluk artık hükümetin, çaresiz ve tabansız iktidarın üstünde kalıyor. Akbulut, toplantıdakı ınce po- lıtıkayı sezemıyor. Muhaiefet günlerle sabredebılir. ama gun gelır onca destekten sonra cına- yetleri ışleyenleri hükümet hâlâ bulamamışsa, artık sorumluluk ötekı partılerm değıl, tumüyle ık- tıdarın, ıcrayı yürüten hükümetin olacak. Fakat hükümet bır amaca var- mış sayılabılır. Moral destek bu- luyor Partiler, terör konusunu ulusal bır sorun olarak ele alıyor. Ne var kı elinde her tür yasa ve maddı olanak olduğunu söyleye- rek yenı önlemler getıremeyen hükümet, sorumlulukla başbaşa kalıyor Toplantının ilk bölümü bu an- layış ve incelikJerle geçıyor. So- nunda ülkenin ıçınde bulunduğu koşulların ayrıntısına geçilme- den, teröre güç ve destek veren "asıl etken" ortaya gelıyor: Ikti- dar boşluğu! Bu noktada, Akbu- lut, TÖ'den aldığı dersı yineliyor "Ulus. beş yıl için bize görev vermıştir" dıyerek ıktidar boşlu- ğundan kurtuluşu, hıç değılse yenı bır umut kapısını elinın ter- sıyle itiyor Muhaiefet, böylece erken se- çım olanağına ıktıdarın asla ya- naşmamakta dıreneceğinı öğre- nıyor Teröre karşı sorumluluğu tek başına üstlenen ıktidar, bu asamayla iktidar boşluğunun ül- keyı daha hangı olaylara gebe bırakacağı yolundaki sorumlulu- ğu da ınatla, ısrarla üstlenıyor Seçim, toplantının ana mad- desi değıl Akbulut, buna sarılı- yor Toplantıya seçimi değıl te- rörü konuşmak içın katıldıklarını öne sürerek, "bılınen ve bekle- diğımız gerekçeyı" buluyor Oy- sa terörle iktidar boşluğu arasın- dakı ilıntıyı sokaktakı cocuklar bi- le bıliyor Teröru, iktidarın çöp kaldırmaktan yoksun güçsüzlü- ğünün körükledığını ıktidar yıne gözardı ediyor. Dünkü toplantıda "tavırlar" kesın çizgilerıyle belıriyor. Yakın günlerin polrtikalanna önemli da- yanaklar belıriyor. Terörü ıktidar boşluğundan soyutlama hastalı- ğı, rejımı rahatlatacak gerekli ila- cın bulunmasını önlüyor. Açıkça söylenmıyor toplantı- da, ama terörden rejime doğru uzanan hemen her sorunda, mu- haiefet, ıktıdarın katı tutumunu sürdürdüğünü Akbulut'a duyum- satmryor. Sözcüğün tam anla- mıyla şunu vurguluyor' "Bugün de yarın da olacaklardan sorum- lu sensin." İşte meydan. ışte her türlü maddı-manevi destek. "Buyrun, ışın ıçınden çıkınız" dıyor Akbu- lut'a. Muhaiefet daha ne yapa- bılir? Destekse destek, elbırliğı ve güc bıriıği ıse verıldı. Yenı günler, yenı olasılıkları akla getırıyor GOZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Bunlar neyın belırtısiydı9 Bunlar. Iran yanlısı lalamcı terör örgütlen ile ayrımcı Kürt te- rörıstlerinın yenı eylemler içın hazırlandıklarını gösterıyordu İspanya muhabırımız Mine G Saulnier, "El Pais" gazetesı- nin haberıne dayanarak, Avrupa'da ele geçen uyuşturucu mad- denın yüzde 65'ının Türkıye'den çıktığının belırlendığinı bil- dirıyor Yakalanan Türk kaçakçılarının buyuk bölümü de Kurt kö- kenlidır. ispanyol polisı, Türkıye'den gönderilen uyuşturucu madde- nın bır kısmının Suriye'nin kontrolündekı Lubnan'dakı Bekaa vadısınde uretildığıni, iran'da, Afganistan'da ve Hindıstan'da üretılen uyuşturucu maddenin Iranlılar, Türkler ve Kürtler ta- rafmdan İspanya'ya sokulduğunu ileri sürüyor. Uyuşturucu madde, sılah kaçakçılığı ve terör ilışkısı hıçbır yorumu gerektırmeyecek kadar açıktır. Ikıncı belırtı, son günlerde şıklaşan kuyumcu soygunları ve silahlı gasp olaylarıydı. 12 Eylül öncesinde teröristler banka soyarlar; bu soygun- dan elde ettıkleri paralarla sılah sağlarlardı. Terör ile banka soygunları ve silahlı gasp olayları arasında kesın bir ılişki vardır. Bu ilişki dün de vardı bugün de var. Örneğin; 12 Eylül 1979 ile 12 Eylül 1980 tarıhlerı arasında 2202 gasp ve soygun olayı yaşanmıştır Aynı dönemde 7.010 silahlı saldırı olayı olmuş; bu saldırılarda 6 784 kişi yaralan- mış 2.812 kışı öldürülmüştür 12 Eylül öncesinde bankalar korumasızdı; şımdı bankalar kendi güvenliklennı kendilerı sağlıyorlar. Banka soygunları artık güçleştı Bu yıizden artık banka soyulrnuyor; kuyumcu soyuluyor, çün- kü bankalar korunuyor; kuyumcular ıse ıster ıstemez ko- rumasız Bu ortamda her kuyumcu soygunu ve her silahlı gasp olayı bır terör eyleminın ışareti olabılir. Gerçekten de son aylarda Istanbul'da üst üste kuyumcu soy- gunları ve silahlı gasp olayları olmuş; daha sonra da terör ey- lemlerı yaşanmıştır Çetın Emeç ve Sınan Ercan'ı öldürenler, bır gece önce Etı- ler'de avukat Erdoğan Tuncer'ın aracını sılah yoluyla gasp et- mıslerdı Pazar günu yakalanan teröristler de bir aracı silahla gasp ettıkten sonra kuyumcu soygununa hazırtantrlarken po- lısle karşılaştılar Karşılaştılar; çatıştılar ve yakalandılar Polısın açıklamalarına göre Bakırköy'de ve Atakoy'dekı olay- da ele geçen teröristler, "Devnmcı Komunıst Partısı Silahlı Hal- kın Bırliklerı" adına eyleme geçtiklerını ve Dr Habbaş'tn Lub- nan'dakı kamplarında eğıtım gordüklerını söylemışler. Bu*örgut, TSİP'ten kopan "Suryani" kokenlı Ibrahım Seven tarafmdan 1975 yılında "TKP-R" adıyla kuruldu 'TKP-R" 1978 yılında adını "TKP-B" olarak değıştırdı. "TKP-S"den ayrılan bır grup "Devnmcı Komunıst Partısı • Silahlı Halkın Birlıklerı" adlı orgutu kurdu Ibrahım Seven adı ilk kez 1969 yılında ODTU'de Amerıkan Büyükelçısı Commer'ın aracının yakılması olayında duyuldu. Teror, yapısı gereğı hem yerel hem de uluslararası ilişkileri gerektırır Dr George Habbaş, 1966-67 yılları arasında "Fılistın Kurtu- lus Orgütü"nöen ayrılarak "Fılistın Halk Kurtuluş Cephesı"n\ kurdu. Hıristiyan kokenli Dr. Habbaş, 1987 yılında da öldü. Orgüt, 1968 yılı 22 temmuzunda ilk eylemını yaptı İlk eylem, Fılistın örgütlerınm ilk uçak kaçırma eylemıydi. Roma-Tel Aviv seferi yapan "Elal" uçağının Cezayir'e kaçırıl- masıydı. Bu eylemı başka uçak kaçırma eylemlerı ve sabotajlar ızledı. Dr Habbaş ın en buyuk eylemlerınden bırı 21 Şubat 1968 gunu Tel-Avıve gıtmek uzere havalanan Svvıssaır uçağına du- zenledığı sabotajdı Bu sabotaj sonunda çoğu Musevı 47 kışı ölmüştü. Dr Habbaş 'ın Lenınist ıdeolojili terör örgütü, 6 Eylül 1969 gunu de Ürdun'den kaçırdığı "Elal" uçağındakı yolcularla Is- vıçre, Amerıka ve Batı Almanya'da tutuklu bulunan örgut mılı- tanlarını takas etmıştı. ' FHKC" 31 Mayıs 1972 günü Japon "KızılOrdu" örgütü ile bırlikte Tel Avıv'de "Lot" Havaalanı baskınını düzenledı. Bu baskında 26 kışı oldü; 76 kışı de yaralandı. Orgütün Lıbya, Cezayır, Guney-Yemen. Iran, Japonya, Ku- zey Kore, Fransa Batı Almanya. Ingıltere, Hollanda ve Türki- ye'de bağlantıları olduğu ılerı sürüluyor "FHKC", ünlu terörıst "Cartos" veAlman "Baader Mainhoff" Japon "Krzıl Ordu" ile Ebu Nıdal'm "Kara Hazıran" adlı terör örgutlenyle ortak eylemler yaptıklarına da ınanılıyor Terönstlerin örgut evınde eie geçen "Akrep Skorpton vz 61" marka Çek yapısı sılahlar da terör eylemlerınde kullanılan sı- lah turlerındendır. Bu örgüt sılahlarıyla bırlikte ele geçtı. Ya ele geçmeyenler? . Butün bu belırtı ve olaylar terorun daha da tırmandınlacağı- nı gosteriyor Buna karşı ne yapıyoruz? "Dostlar alışverışte görsün" gıbısınden lıder toplantılarıyla havanda su dövüyoruz 1 . KomalsuİsMakinalanTöıMyeâede üretiliyor! Komatsu.bu önemli üretim anlaşmasını dünyada yalnızca Temsa ile yaptı... TEM PC200 5 WA 3201 HıdıollkEltskctvatör L.T.Yükleyicı A & Br Haa Ömer © O B A N O Hokjıng A.S kurulusucfc* WA420 1 FD25T10 FD30T10 FD40ZT 4 •HKOMATSU G Ü Ç V E G Ü V E N D O L U LTYûkleyicl DizelForklift DtzelForklift DizelForUılt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear