Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
Şili'de gösteri
ve çatışma
• SANTİAGO (AA) —
Şili'de, General Augusto
Pinochet'nin askeri
diktatörlüğünün tarihe
kanştığı ve yeni Devlet
Başkanı Patricio Aylwin'in
göreve başladığı önceki gün
Santiago'da çıkan olaylarda
yaklaşık 100 kişi yaralandı.
Aylwin, radyo ve TV'den
halka hitaben ilk
konuşmasını yaptığı sırada
Başkanlık Sarayı çevresinde
toplanan göstericiler,
engelleri aşarak saraya
ginnek isteyince, poüsin
müdahalesiyle karşılaştılar.
Bir saat kadar süren
çatışmada, 50 sivil ile 46
polis yaralandı.
Mandela
Isveç'te
• STOCKHOLM (AA) —
Afrika Ulusal Kongresi
Başkan Yardımcısı Nelson
Mandela S günlük bir
ziyaret için dün tsvec'in
başkenti Stockholm'e geldi.
Ülkeye gelişinde Arlanda
Havaalanı'nda Dışişleri
Bakanı Sten Andersson
tarafından karşılanan
Mandela gazetecilere bir
açıklamada bulunmadı.
Mandela'nın bu sabah
Başbakan Ingvar Carlsson
ve diğer hükümet
yetkilileriyle görüsmesi
bekleniyor.
FılİHtinli
mahkûm
• KAHtRE (AA) — tsrail,
önceki gün Necef çölündeki
bir cezaevinden kaçtıktan
sonra Mısır'a geçen bir
Filistinli mahkûmun iade
edümesini istedi. Israil
Radyosu, Filistinli
mahkûmun sının geçtikten
sonra Sina'daki Banş
Gücü'ne teslim olduğunu,
daha sonra da Mısır
makamlanna teslim
edildiğini belirtti. Israil
ayrıca Mısır'dan,
cezaevinden kaçtıktan sonra
bu ülkeye geçtikleri sanılan
iki Filistinli mahkûmun da
yakalanmasını istedi.
BMGüvenlikKonseyi, Cuellar'ın iyi niyet misyonunusürdürmesini kararlaştırdı
KJbrıs için yeni girişimBirleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, genel
sekreterin iki topluma tartışmaların sonuç
vermesi amacıyla yardımcı olmasını
kararlaştırdı. Cuellar, 31 mayısa kadar yeni
bir Kıbns raporu sunacak.
NEW YORK / ANKARA
(Cumhuriyet) — Birleşmiş Millet-
ler Güvenlik Konseyi, dün Genel
Sekreter Pcrez dc Cuellar'ın Kıb-
ns görüşmelerinde iyi niyet mis-
yonunun güçlendirilmesini amaç-
layan bir karar aldı. Konsey ka-
ran, "Genel sekreterin en lusa za-
manda bir Uerleme saglanması
amaayla iyi niyet raisyonunu siir-
durmesi ve iki topluma tartışma-
lann sonuç vermesi amacıyla yar-
dıma olmasını" öngörüyor. Kon-
sey, genel sekreterden 31 mayısa
kadar yeni bir rapor sunmasını da
istedi.
Güvenlik Konseyi karan, taraf-
ları "Bagımsıdıgı toprak bütiin-
lüğü, baglantısızlıgı ve egemenli-
ği garentilenen, aynca herhangi
bir ulkeyle birieşmesi ya da ayrı-
mı soz konusu olmayacak iki top-
lumlu bir fedenü cumhuriyet" ku-
rulması yolunda verdikleri sözü
hatırlatan 367 sayılı karara atıfta
bulundu. Kararda kurulacak fe-
derasyonun, "Anayasal yönden
iki tupluralu, toprak açısından iki
kesirali" olması da vurgulandı.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, ka-
rar öncesinde yaptığı açıklamada
BM Güvenlik Konseyi'nin genel
sekretere "öneri sunma" esnek-
liği vermesine karşı olduğunu be-
lirtti ve böyle bir karann "Kıbns"-
ta sonınu giiçleştireceğini" söylc-
di.
Kıbns'ta çozümün iki tarafın li-
derlerinin eşit statüde yapacakla-
rı doğrudan müzakereler yoluyla
bulunabileceğini kaydeden Bozer,
şöyle dedi:
"Miizakerc sürecine dışandan
empoze edilmeye çalışılacak yön-
tem ve tekliflerin, bedeflenen çö-
züme hiçbir katkısı ounayacagı gi-
bi çözumiı daha da güçleştirece-
ginden endişe edcrim."
Diplomatik çevrelerde, Bozer-
in bu sözleriyle, BM Genel Sek-
reteri'ne Kıbns müzakerelen süre-
cinde belge sunma yetkisi sağla-
yan bir karar taslagı üzerinde du-
ran Güvenlik Konseyi'ni hedef al-
dığı yorumu yapıldı.
Anımsanacağı gibi Türkiye,
BM Genel Sekreteri'nin iyiniyet
misyonunun Kıbns Türk ve Rum
taraflannın doğrudan müzakere-
lerde bulunmalan için "gerekli
ortamı" saglamaktan ibaret oldu-
ğuna inamyor. Genel Sekreter'in
bu anlamda müzakerelere taraf ol-
madığını, sunacağı belge ve öne-
rilerin ise "komplikasyonlara" yol
açacağı savunuluyor.
Dışişleri Bakarüığı çevreleri de
Güvenlik Konseyi taslağının mev-
cut haliyle "guçlüklere yol acacak
nitelikle" olduğunu belirtiyorlar.
Boyle bir taslağın genel sekreterin
misyonu açısından çelişkilere yol
açacağını betirten bu çevreler,
Türk tutumunda ise bir değişik-
lik beklenmemesi gerektiğini ifa-
de ediyorlar.
Gend Sekreter'in Türk tarafına,
367 sayıb 12 Man 1975 tarihli ka-
rarda öngörülenin ötesinde bir
yetki istemi bulunmadığını belirt-
tiğini söyleyen bu çevreler, "Şim-
di farklı bir durum çıkarsa orta-
ya, o zaman bir güvea bunahmı-
na yol açılacagı açjkor" dediler.
Bu arada Ankara'daki Batılı
diplomatik kulislerde son New
York zirvesinin başarısızlıkla so-
nuçlanmasımn Türk tarafına fa-
tura edilmeye çalışıldığı göz-
leniyor.
Nitekim üst düzeyli bir Batılı
diplomat, Denktaş'm, genel sek-
reterin "manda"sı dışında olan bir
şekilde "halk" ve "self-
determinasyon" kavramlanm ge-
tırerek görüşmeleri yokusa sjlıdû-
ğünü iddia etti. Kıbns Rum lide-
rinin gerek ABD Kongresi, gerek-
se Avrupa başkentleri nezdinde
"büyük puan" topladığuu kayde-
den söz konusu diplomat, "Ba
donımda Tnrk taıafı ve buna bafr-
lantılı oiarmk Türkiye zor dw*m-
da kalacakür" dedi.
Dışişleri Bakarüığı çevreleri ise
bu görüşleri reddederek genel sek-
reterin bahsedildiği şekilde kesin
bir "manda"sı olmadığıru kaydet-
tiler. Bu konuda şunlan söylediter.
"Gend sekreterin Türkiye ve
Kıbns Türk tarafınca taaınan bir
iyiniyet misyonu var. Bu çerçeve-
de görevi göruşmeter için yanhma
olmak. Bunna ötesinde bir göre-
vi yok. Gerisi uVi tarafa kalmş. Ne
üzerinde aoiaşırtarsa o geçerttmr."
KKTC'DE HAREKETLİGÜNLER
Denktaş'ın Lstifası bekleniyor
LEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkam Ra-
nf Denktaş'ın, haziranda yapıhnası gereken cum-
hurbaşkanlığı seçiminin bir an önce gerçekleştiri-
lebilmesi amacıyla istifa etmesi bekleniyor.
New York zirvesinde Rum lideri Yeorgios Vasi-
liu'nunî'Kıbns Türklerinin çoğunlugunu temsil
etmiyorsunuz" iddiasına hedef olan, zirveden sonra
da KKTC'deki muhalefetten eleştiriler alan Denk-
taş, durumu açıklığa kavuşturmak için halkın gü-
venine başvurmayı kararlaştırdı.
Konuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen soru-
ları cevaplandınrken, istifa edeceği yolundaki söy-
lentileri yalanlamayan Denktaş, "Halk, Denktaş'm
siyasetini desteklemiyor" şeklinde duşunen dünyaya
bir cevap verebilmek için cumhurbaşkanlığı seçim-
lerinin bir an once yapılmasını gerek görüyor.
Denktaş, Cumhuriyet Meclisi'nin dün sabah baş-
layan olağanüstü toplantısında, New York göruş-
meleriyle ilgili bilgi verdi. Toplantı, Başbakan Der-
viş Eroğlu tarafından verilen bir önergenin kabu-
lüyle kapalı olarak yapıldı.
Ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi-
nin Genel Başkanı Özker Özgiir, önerge üzerinde
konuşurken, oturumun kapalı yapılmasına karşı
çıktı.
Cumhuriyet Meclisi'nin, "her olağanüstü toplan-
üyı kapalı yapmak" gibi bir alışkanlık edindiğini
söyleyen Özgür, New York görüşmelerinin gizlisi
sakhsı kalmadığmı, her şeyin açıkça tartışılması ge-
rektiğini bildirdi.
Denktaş, istifasıru verdigi takdirde, anayasa uya-
rınca 45 gün içinde başkanlık seçimlerinin yapıl-
ması gerekiyor.
Vasiliudan 'son söz'
'Self-determinasyonu
kabul edemeyiz'
Kıbns'ta self-determinasyon istemenin "tarihle alay
etmek" olduğunu öne süren Rum yönetimi lideri
Vasiliu,"Bu konuda tüm dünya bizimle " diye konuştu.
LEFKOŞA (AA) — Kıbns
Rum yönetimi lideri Yeorgios Va-
siliu, Kıbns Türklerinin self-
determinasyon hakkıru asla kabul
etraeyeceklerini söyledi.
Vasiliu, tngilizkr tarafından
idam edilen bir EOKA'cı için dü-
zenlenen anma töreninde yaptığı
konuşmada, bu tür düşüncelerin
"Ankara'dan kaynaklandıgını ve
Ankara'mn yeni bir self-deterırü-
nasyon teorisi yaratogını" iddia
Avril
Haiti'yî
terk etti
Dış Haberler Servisi — Haiti-
nin, geçen cumartesi akşamı isti-
fa eden Devlet Başkanı General
Prosper Avril, muhalefetten gelen
baskılar üzerine, ailesi ve yakın-
lanyla birlikte ülkeyi terk etti. Bir
Amenkan askeri uçağıyla dün sa-
bah Haiti'den aynlan General Av-
ril'in, ABD'nin Miami kentine git-
tiğı, ancak daha sonra Belçika'ya
geçmesinin beklendiği bildıriliyor.
1988.'de bir askeri darbeyle işba-
şına gelen General Avril, yaklaşık
on gün önce başlayan yoğun pro-
testo gösterileri nedeniyle, cumar-
tesi akşamı istifa etmek zorunda Haiti'nin başkenti Port Au Prince'de gösteriler devam ediyor. Bir gösterici, hukumet binalanndan yağ-
kalmıştı. malanan eşyalan ateşe vererek öfkesini sergiliyor. (Fotoğraf: Reuter)
etti. Vasiliu, şunları soyledi:
"Kıbns Tirklerinin self-
determinasyon hakkına sahip ol-
mayan bir azınlık degil de bn hak-
ka sahip bulunau bir halk oldu-
ğu one sünilmekledir. Ankara'mn
bu teorisi, oder duşuBdngii ve ne-
ler amaçladıgı hakkında cok açık
bir fikir vermektedir. Ne var ki bu
teori, jnlnız bizim tarafımızdan
degil, Elen halkı ve burun EJen-
ler tarafından degil, aynı zaman-
da bütnn dünya tarafından da red-
dedilmektedir. Teorinin herkes ta-
rafından rcddedildigi, son ulusla-
rarası toplaatılarda ve ay^ı za-
manda Ne» York görüşmelerinde
açıkça belli olmuştur. Bu konuda
dünya bizimle beraberdir. Onun
içindir ki biz, Ankara'mn uzlaş-
maz tavn yuzunden New York gö-
rüşmelerinin başansızlıfa ağn-
maması karşısında ümitsizUğe
duşmuyoruz. Tersine bn maabk
dışı ve uzlaşmaz talepleri karşıla-
şıp aşmak ve hedefımize ulaşmak
için şimdi kendimize daha çok gü-
^enmeliyiz. Denktaş'ın Kıbns
Türkleri için self-determinasyon
talep etmesi, tarihle alay etmek
demektir. Bunu hiçbir zaman ka-
bul etmeyecegiı."
Rum halkını, "Kıbns'ın federal
bir devlet halinde yeniden birleş-
tirilmesi içta" mücadeleye çağıran
Yeorgios Vasiliu, "Bu tarihimize
karşı bir sonunluluktur" dedi.
"6en kendiekibimle çahşırım."
Başanlı birçok işadamı için, kendi
ekibiyle çalışmak bir ilkedir.
O zaman size bir PVV2
öneririz. Çünkü bir
PVV2
, işyerinize sizin yöneteceğiniz
ekibiyle birlikte gelir.
İşyerinize getirdiği ekip, hem kendi
üstün becerisi, hem hizmet yanşındaki
yetkili satıcılan, hem de KOÇ-UNİSYS'in
71 ilimize, ilçelerimizden 646'sına
hizmet götüren uzman kadrosudur.
UNISYS PVV2
, hem üstün nitelikli bir
kişisel iş bilgisayan, hem büyük
sistemlerin başlangıç noktasıdır.
Bugünkü bütün işlerinizi görür, yannki
işlerinize göre büyür.
ABD teknolojisidir. Türkiye'de de uygun
fiyatlardaki değişik. modelleri, daima ve fi
mutlaka KOÇ-UNİSYS güvencesiyle |
kullanıhr. "
KOÇ-UNİSYS'i ya da yetkili
satıcılanmızdan birini arayınız.
KOCUNİSYS
"Bilgisayar Sistemleri"
MkCROSET
T« (1)175 72 75
YETKİLİ PVV2
SATICILARIMIZ.
GtmOATA BK.OISAYAR TEKNIK BİLGİ IŞLEM
Tel {4| 1IB30 01 M*ara T« (51|6323<«kMr
lel {6211 13 180 C
YONELİM BB.GİSAYAR LINKBİÜŞtM
Tal 0)1X02 79 luwbul Tel (4)137 11 64 Ankara Teı I5l| 130809 t
EBİ
Tııi i) ıınnn'i
HSSSİSTEİI
T« 151.22 62 29T«ı (i)i7309
T« |4I 230 18 32
AYKOM BltGISAYAR GALAKSİ BILGiSAVAR ATVJM
T« |1I 1731351 İHMbul Tel 33) 11 59 23 Kony* T« 136) 11 2796SMIIMI
ItniŞİM BİLGİSAYAR
Tel (24)20 81 01 Bıra
Koç-Unisys Bilgisayar Sistemleri A.Ş.
DUNYADA BUGUN
AIİStRMEN
Engel
. Bir sorunun, bir güçlüğün üstesinden gelebilmenin ilk ko-
şulu, onu gerçek boyutlarıyla kavramak, küçümsememek,
önemiyte orantıh bir çerçeve içinde ele almaktır. Bu gerek
yerine getirilemediğinde, yenilgi baştan kaçınılmazlaşır.
Yukarıdaki gerçeği, terörün bir kez daha ülkemiz günde-
minin baş sırasını aldığı dönemde anımsamakta sayısız ya-
rarlar var. Bilmeliyiz ki terörün önüne geçmek ve onu yen-
mek, yatnızca liderlerin bir araya gelmeleri veya tüm güçle-
rin birlik beraberlik demeçleri vermeleriyle varılabilecek bir
sonuç değil. Hatta erken seçim biie otomatık olarak teröre
karşı bir önlem oluşturamaz. Terörün son kurbanı Çetin Emeç
çok haklıydı, ülkemızin havası, suyu. toprağı terörü geliştir-
mekte verimli.
Burada bir gerçeği vurgulamak, yanılgıları giderebilmek
için bir noktanın altını iyice çizmek de gerekli. Terör her ül-
kede, her yerde görülen bir olgu, ama bu olgunun, tekil olup
olmadığına bakmak gerek niteliğini saptayabılmek için. Ör-
neğin, Isveç'te Olot Palme öldürülüyor, F. Almanya'da bir ban-
ka müdürü sokak ortasında saldırıya uğruyor, ABD'de Baş-
kan Reagan tabancalı bir saldırgan tarafından yaralanıyor.
Bütün bu olguları yadsıyamayız. Ancak şu noktayı iyi sapta-
mak gerek: Yukarıda saydığımız olaylar tekildirler ve sözü edP
len ülkelerde terör eylemleri rejime ya da ülkenin bütününe
yönelik bir eylemler zincirinin halkalarını oluşturan salgınm
birer parçası değiilerdir.
Sakın ola ki yetkililerimiz ile etkiliierimiz, bu önemli ayrılı-
ğı görmezden gelerek, "Ne yapalım, terör her yerde var. Bu
illa bir otorite boşluğu olduğu anlamını taşımaz" gibi bir ya-
nılgtya düşmesinler.
Ankara Temsilcimiz Ahmet Tan'ın Yıldınm Akbulut ile yap-
tığı konuşmanın sonrasında yazdığt yazıdan anlaşıldığına gö-
re ne yazık ki Başbakan böyte bir yanlış eğılimin içine düş-
müş bulunuyor.
Oysa artık hepimiz görmeliyiz ki terör Türkiye'deki iktidar
boşluğundan yararlanarak amacına doğru yürümeyi planla-
maktadır.
İşte Sayın Akbulut'un bu gerçeği görmemesi veya görme-
mekte direnmesidir liderler toplantısının istenen sonucu ver-
mesini engelleyen etken.
Nitekim, dün TBMM Başkanı Kaya Erdem'in çağrısı üzeri-
ne yapılan toplantıdan sonra yayımlanan 12 Mart 1990 tarih-
li sade suya tirit bildiriden de anlaşılacağı gibi, parlamento-
da grubu bulunan partilerin önderlerinin bir araya gelmesi
hiçbir sonuç doğurmamıştır. Açıkça söylemek gerekirse bil-
diri, terörün önünde hiçbir engel olmadığını ve iktidar boş-
luğunun daha da süreceğine göre daha bir süre de hiçbir
engel konulamayacağını göstermektedir. -
Toplantıdan çıkışında yaptığı açıklamada Sayın Akbulut,
erken seçim konusunun gündeme geldiğini, (akat kendisi-
nin bu sorunu konuyla ilgili görmediği için görüşmediğini
açıklamıştır.
Doğrusu Saytn Akbulut'un bu görüşüne katılmak olanak-
sızdır. Çünkü Türkiye'de gerçekten bir iktidar boşluğu vardır
ve bu boşluğu gidermenin yolu da kaçınılmaz olarak erken
seçimdır. Terör ile ilgili liderler toplantısının bıçimi bile, ikti-
dar boşluğunun kanıtı olarak duruyor karşımızda. Şimdiye
dek hep Çankaya'daki kişinin başkanlığında yapılan bu tür
topiantılar, bu kez TBMM Başkam'nın çağrısı ile onun baş-
kanlığında yapılıyor. Bu değişikliğin nedeni de muhalefetin
Çankaya'daki kişiyi Cumhurbaşkanı olarak tanımamasıdır. Bu
tanımamanın nedeni de TÖ'nün ulusal istence karşı orada
oturjnasıdır.
Yaşamsal bir konuda yapılan toplantıdan TÖ'nün dışlan-
mış olması, muhalefetin savının artık yaşama geçtiğinin ka-
nıtıdır.
Peki, Sayın TÖ bulunduğu koltukta ulusal istence karşı otu-
ruyor da Sayın Akbulut, bulunduğu yerde ulusal ıstenci mi
yansıtıyor?
Yalmzca erken seçimin terörün köküne kibrit suyu ekece-
ğini sananiar var ise yanıldıklarını bilmelidirler. Eğer olayla-
ra boylesine yüzeysel yaklaşmakta direnenler var ise onlara
1977 yılında ekonomik, politik ve sosyal olaylann olduğu ka-
dar terör olgusunun da boyutunu kavramadan alelacele ik-
tidar olup da her şeyi iki günde çözeceğini sanan Bülent Ece-
vit'in her şeyi nasıl yüzüne gözüne bulaştırdığını anımsatmak
gerekir.
Evet yalnız erken seçim, teröre karşı çözüm değil, ama bu-
günkü terörün nedenlerinden biri de ANAP'ın sorumluluğun-
dakı iktidar boşluğu olduğuna göre erken seçim, çözümün
önündeki ilk engeli kaldıracak, yani zorunlu koşulu yerine ge-
tirecekti. Zorunlu koşul oluşmadan yeterli koşul da yerine ge-
tirılemeyeceğine göre bugün teröre karşı atılacak en somut
adım erken seçimdi.
Ne yazık ki bu olanak kaçmıştır ve dar görüşlülüğünden
kurtulamayan, siyasal sorumluluktan yoksun ANAP ile onun
eski ve yeni, gizli ve açık patronları terörü ortadan kaldıra-
cak önlemleri uygulamaya koyma yolunun ortasında koca bir
engel olarak durmaktadırlar.
DIŞ BASIN ^İK UU\sUiuç|tcıu jJost
Libya'dan yine
zehırli gaz alarııu
Libya'nın kimyasal silahlar
üretti|ine dair yeni raporlar veri-
liyor. ABD'de resmi yetkUifcr, Al-
bay Muammer El Kaddafi'nin,
Libya'mn Rabta kentinde zehirü
gaz (hardalgazı) uretüğine ilişkin
kanıtlar oiduğunu söylüyorlar.
Ancak Kaddafî, söz konusu üre-
timin ilaç elde etmek için yapıldı-
|mı öne sürüyor. Hde edilen ka-
nıtlar, üretilen kimyasal silahlann
tüm dünyayı zehirleyecek kapasi-
tede olduğunu gösteriyor. KaddaT
fı'nin Rabta'daki tiretimin yanlış
değerlendirildiğini ve söz konusu
değerlendirmelerinde ısrarh oldu-
ğunu belirtmesine karşın, zehirli
gaz üretıldığine ilişkin raporlann
sürpriz özelliği yok. Çünkü Lib-
ya ordusunun 1987 >ilında Çad'-
da kimyasal silah kullandığı bili-
niyor.
Kimyasal gazlar, birçok ülke-
nin teknolojisi ve ulusal bütçesi
içinde aldıkları yerle, 'çok tehli-
keli silah' özelliği taşıyor. Ancak
bu gazların, yararh kullanım ola-
nakları bulduğu da bir gerçek.
Birçok ülke, şirket evlüikleri ve bu
işin uzmanlarınca belirlenmiş öl-
çüler içinde kimyasal gazlar üre-
tiyor. Federal Almanlar, daha ön-
ce Libya'ya kimyasal gaz üreti-
minde yardım etmişti. Ancak gaz-
ların silah haline dönüştürülmesi
ile birlikte Almanlar bu işi artık
yapmayacaklanna söz verdiler.
Şimdi, yeniden, Libya'nın var
olan destekçilerinin kimler oldu-
ğunu kontrol etmenin sırası değil
mi?
Kimyasal ürünlerin gelişmiş ül-
kelerde giderek gözden düşmesi
ile birlikte, kimyasal gazların üre-
timine yardımcı olan çeşiüi firraa-
lar gözlerini az gelişmiş ülkelere
çevirdiler. Bu durum bazı ülkele-
rin de işine geldi. Libya, Çad'da
kimyasal gaz kullanarak Kadda-
fi'nin koyduğu kurallann sürme-
sini sağlamak istedi. Irak da hem
tran'a hem de kendi topraklann-
da yaşayan Kürtlere karşı kimya-
sal gazlar kullanarak uluslarara-
sı normlardan uzaklaşmak paha-
sına, bölgesel karizmasını arttır-
maya girişti. Bu nedenle, kimya-
sal gaz üretiminde teknoloji taşı-
yan ve az gelişmiş ülkelerde bu tûr
uretim yapılmasına yardımcı
olanlann disipline edilmesi kesin-
likle gerekiyor.
Kimyasal silahlann uluslararaa
anlaşmalarla üretiminin ve geliş-
tirilmesinin yasaklanması konu-
sundakı görüşmeler sürüyor. Bu
gerekli bir işlem. Ancak ilk ağız-
da şu sorunun sorulması gereki-
yor: Kimyasal silahlar ülkeler için
büyük bir tehdit olduğunda mı
harekete geçilecek?.. Kimyasal si-
lahlar tehdit oluştursun veya oluş-
turmasın, sürekli ihtiyath olmak
şart gibi görünüyor. (9 mart}