Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5,
^Sineına Seyircisi'nin sonuçları
• Kültür Servisi — 3. Ankara Film Şenliği etkinlikleri
kapsamında yer alan geleneksel karikatür yanşmasında
Büytik ödül'ü Mehmet Ali Türkmen kazandı. Konusu
"Sinema Seyircisi" olarak belirlenen yanşmada Alper
Susuzlu, Muhammet Şengöz, Firuz Kutal ve Sami Caner
başan ödülüne değer görülürken, Ömer Çam'a da
Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü verildi. Seçici kurulu
Ali Ulvi Ersoy, Ferruh Doğan, Semih Balcıoğlu, Tan
Oral, Kamil Masaracı ve Nezih Danyal'dan oluşan
yarışmanın karikatürleri 9-18 mart tarihleri arasında
Ankara Film Şenliği çerçevesinde sergilenecek.
And'ın Berlin konferaııslan
• Kültür Servisi — Metin And, 1-10 mart tarihlerinde
Berlin'de 4 ayrı konferans verecek. llki Berlin Kongress
Halle'de 16. yüzyıl "Istanbul'da Müzikli Festivaller"
konusunda olacak olan konferansın yanı sıra dia
gösterisi yapılacak. Bu konferans Berlin'de aynı tarihlerde
diızenlenen "îstanbul'dan Müzik Festivalleri"
çerçevesinde olacaktır. Metin And, diğer iki konferansını
Berlin Etnografya Müzesi'nde verecek. Konusu "Türk
Folkloru" olan konferansında And, kendi hazırladığı
video belgesellerini gösterecek. Dördüncü konferans ise
Berlin tkinci Büyük Kitaplığı salonunda gerçekleşecek.
And'ın son konferansmın konusu "17. Yüzyılda lstanbul
Çarşı Ressamları;1
3. Ankara Film
• ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — 9-18 mart tarihleri
arasında gerçekleştirilecek olan "3. Ankara Film
Şenliği"nde Luis Bunuel, Fritz Lagg ve Charlie Chaplin
gibi ustalardan toplu gösterilerin yanı sıra dünya
sinemalarından seçkin örnekler izlenebilecek. Şenlik
düzenleme komitesinden Mahmut Tali Öngören, dün
gazetecilere verdiği yemekte şenlik hakkında bilgi verdi.
öngören, şenlik kapsamında üç önemli belgesel nitelikli
Tılmin dışında, Fransa, lngiltere, Isveç, Macaristan, Küba,
Çin, SSBC ve F. Alman yapımı filmler gösterileceğini
belirtti. 20 uzun metrajlı, 62 kısa metrajlı filmin
yarışacağı şenlikte Mahatma Gandhi'nin yaşamını ve
savaşımını anlatan, 1982'de 7 dalda Oscar kazanan
"Gandhi" adlı film de gösterime girecek.
'Kadıncıklar' dördüncü yılında
• Kültür Servisi — Tuncer Cücenoğlu'nun yazdığı ve
genelev kadınlarının yaşamlanndan bir günü anlatan
"Kadıncıklar" adlı oyun, Yugoslavya'daki Üsküp Halklar
Tiyatrosu tarafından dördüncü yılında da sergilenmeye
devam ediyor. Halen Bursa Devlet Tiyatroları'nda da
sergilenen oyun, ayrıca Avusturalya'da Square One
Theatre'ın repertuarına da alındı. "Kadıncıklar"'
Moskova'da bir müzikal olarak da hazırlanıyor.
Cücenoğlu'nun oyunu TÖBAV Birincilik Ödülü, Avni
Dilligil En Başanlı Yazar Ödülü ve Ismet Küntay Yılın
Yazarı Ödülü'nü kazanmıştı. Cücenoğlu, oyununun yun
dışında uzun süre sahnelenmesiyle ilgili olarak
"Tanıtımımızın daha ciddi boyutlarda yapılması halinde
dünyanın bütün ülkelerinde Türk oyun yazarlarının
oyunlan sergilenecektir. Bu ise ülkemizin dünyadaki
tanıtımına katkı sağlayacaktır" dedi.
KozlukJu'ıııın saydanı gösterisi
• Kültür Servisi — Gazetemiz muhabirlerinden Fuat
Kozluklu'nun "Guneydoğu" konulu saydam gösterisi
bugün saat 19.00'da Çağdaş Gazeteciler Derneği lstanbul
Şubesi'nde (Türkocağı Cad. Cağaloğlu) gerçekleştiriliyor.
Kozluklu'nun yedi yıl içinde Güneydoğu'da bulunduğu
sürece çektiği fotoğraflardan oluşan gösterisinde 100 adet
saydam yer alıyor. Guneydoğu'daki yaşamı, terörden
kaçan insan manzaralarını içeren fotoğraflar ilk kez
gösterilecek. Gösteride, Semra Özal'ın konuşmasını
izleyen bir grup Hakkârilinin fotoğrafı da yer alıyor.
Ankara'da sergi
• Kültür Servisi — Cengiz Kabaoğlu'nun resim sergisi 2
mart-4 nisan 1990 tarihleri arasında Ankara Galeri
Nev'de yer alıyor. İlk kişisel sergisini 1983'te açan
Kabaoğlu'nun Galeri Nev'de açacağı sergi 6. kişisel
sergisi olacak. Kabaoğlu, 1984 yılında "Roma"da açtığı
ikinci kişisel sergisinde "Unesco-Iccrom" tarafından
açılan yarışmayı kazandı ve "Museum" dergisi için grafik
tasarımlar hazırladı.
Vaclav Havel'in 'Largo Desolato' adlı oyunu Dostlar Tiyatrosu'nda
Baskı altıııcla aydın açmazıLargo Desolato (Buruk
Ezgi) / Vaclav Havel /
Çeviren: Ülkü Akbaba-
Kemal Boztepe /
Yöneten: Genco Erkal /
Dekor ve giysi: Naz
Erayda / Oynayanlar:
Genco Erkal, Jülide
Kural, Zeynep Irgat,
Halit Ergör, Mehmet
Akan, Yüksel Özkök,
Serdar Bordonacı, Avni
Yalçm, Ömer
Çolakoğlu, Nilüfer
Açıkahn / Dostlar
Tiyatrosu.
ORHAN ALKAYA ~
Largo Desolalo, dünya tiyatro
literatürundeki en ilginç ve boyut-
lu entelektüel portrelerinden birini
getiriyor izleyici karşısına.
Oyunun kahramanı Dr. Leo-
pold Kopriva, "İnsan Ben'inin
Ontolojisi" adlı bir yazı yazmış ve
öne sürdüğü tezlerle muhalefetin
simgesi halinegelmiştir. Dr. Kop-
riva, entelektüel muhalefet tara-
fından yaratılmış bir kahraman
figürünün bozulması ehdişesiyle
kuşatılmıştır. Karşıl yandaki ku-
şatma, Kopriva'nın etki giicü kar-
şısmda tedirgin olan resmi otori-
tenin baskısıdır. Bunlara, yan bi-
linçli halk muhalefetinin beklen-
tileri de eklenir. Bir başka düz-
lemde de Kopriva, hayatındaki
kadınlar tarafmdan kuşatılmıştır.
Açmazlannı sünikleyebileceği bü-
tün çıkışlar kapatıldıktan sonra
artık başkalanmn kendisi için kul-
landığı söylemle düşünmeye baş-
POLONYA'NIN CAZ YILDIZLARI
/ A N U S Z S Z P R O T
T O M A S Z SZUKALSKI
B A R T K O W S K K I
C U D R I C H
2 M A R T C U M A
3 M A R T C U M A R T E S İ
E C E B A R
K O N U
R E Z E R
1 6 8 6 6 6 0
U M
D A
u z
A S Y O N
1 6 8 6 6 6 1
I S I N I Ç O K S E V E N
T O N M E İ S T E R ' İ
B E K L İ Y O R U Z
RANDEVU 168 66 60-61 ARZU HANIM
GENCO ERKAL'IN YORUMUYLA — Dostlar Tiyatrosu'nun Karaca Tiyatro'da "Buruk Ezgi" adıyla
sahnelediği "Largo Desolato"da Genco Erkal, mukemmel bir oyunculuk lekniği ve duygusu getiriyor.
Jülide Kural'ın da >er aldığı oyunda. oyunculuk düzeyi dengeli bir tadı koruyor.
lar. Yani dil, onu bir kez daha ku-
şatır.
Largo Desolato, bir baskı top-
lumu atmosferinde geçer. Bu ya-
nıyla resmi otoritenin karşısında
entelektüellerin duştüğü açmazlar
teması, Türkiye toplumunu da
düşündürüyor kuşkusuz. Periyo-
dik olarak üç darbe yaşamış
Türkiye'de de entelektüeller epey
buruşturuldu, hırpalandı. Bizde
de belli bir direnme, karşı koyma
gerçeği, kaçış olgusuyla iç içe ya-
şandı. Ama benzerlikler burada
bitiyor bence.
Öncelikle, Havel'in ülkesi Çe-
koslovakya, bütün pratik kusnr-
lan, çarpıklıklan ve suçlanyla bir-
likte de olsa bir toplumsal for-
masyon değiştirme deneyi yaşadı.
Ikincisi, entelektüel birikimin çok
yüksek olduğu, bütün toplumsal
hareketlerin entelektüeller tarafın-
dan başlatıldığı bir ülke Çekoslo-
vakya. Bu yüzden de Dr. Leopold
Kopriva'nın, yayımladığı bir ya-
zı yüzünden muhalefetin simgesi,
otoritenin baş düşmanı haline gel-
mesi gibi bir durumun, Türkiye
toplumunun pratiğinde nesnel
karşılığını bulmak güç.
Largo Desolalo'nun yönetme-
ni Genco Erkal da bu tür bir kay-
gıdan mı yola çıktı bilemeyece-
ğim, oyunu daha evrensel bir ze-
mine oturtmayı denemiş. Dostlar
Tiyatrosu'nda izlediğimiz Largo
Desolato'da bu çok boyutlu çatış-
manın bir boyutu, resmi otorite-
nin muhalif entelektüele saldırma-
sı kısmı öne çıkartılmış. Böyle
olunca da Havel'in çizdiği ente-
lektüel portresinin dikey örgütle-
nişi zayıflarken, izleyiciyle oyun
arasında yatay/senkronik bir iliş-
ki kurulması sağlanmış. Erkal'tn
yorumunda, Dr. Leopold Kopri-
va biraz kaypaklaştınlmış; halkın
beklentisi sempatikleştirildiği için
kendi insanına yabancılaşmış,
konformist bir aydın figurune
yaklaştırılmış.
Naz Erayda'nın simgeci sahne
tasarımı da bu eğjlimi destekliyor
Dostlar yorumunda. Işıklar flu-
laştmldığında bir hapishane göru-
nümü alan soğuk muşambalarla
GençSeyirci Tiyatrosu, Mayakovski'nin 'Pantolonlu Bulut'unusergiliyor
Göğe şiirsel yolculukSovyet ozan
Mayakovski'nin şiir ve
oyunlarından derlenen
"Pantolonlu Bulut",
hafta sonları Dostlar
Tiyatrosu salonunda.
Hadi Çaman'ın sahneye
koyduğu tek kişilik oyunda
Yiğit Tuncay oynuyor.
Kültür Servisi — Dostlar Ti-
yatrosu'nun salonunda hafta-
nın iki günü, iki saat süren tut-
kulu bir "gök yolculugu". Genç
Seyirci Tiyatrosu Mayakovski'yi
getiriyor sahneye Acılan, coşku-
lan, öfkesi, alaycüığı, yalnızlığı ve
aşkıyla Vladünir Vladimiroviç
Mayakovski.
"Pantolonlu Bıüut" Mayakovs-
ki'nin intiharıyla başlıyor. Yigit
Tuncay Mayakovski'yi yaşam ötesi
bir verlerde yakalayıp bir gökyü-
zü yolculuğuna çıkartmış. Başka
bir zaman boyutunda, bu kez Yi-
ğit Tuncay'ın seçimine göre birbi-
rine eklenmiş va da parçalanmış
şiirleri ve oyunlanyla "yaşayan bir
Mayakovski" var sahnede.
"Mayakovski'yi bir gök yolcu-
luğnnda anlalıyorum. çünkü Ma-
yakovski'de hep bir gok şenliği
vardır bence" Yiğit Tuncay. Yaz-
dığı ve tek başına oynadığı "Pan-
tolonlu Bulut" oyununa adını ve-
ren şiir de "göğe yükseliş"i anlat-
mıyor mu zaten?
Yiğit Tuncay "Pantolonlu Bu-
lut"u bütün bir yaz mevsimi bo-
yunca Mayakovski'nin evrenine,
dizelerinin içine dalarak satır sa-
tır dokumuş. Yiğit Tuncay da genç
bir şair aynı zamanda. Mayakovs-
ki'ye duyduğu yakınlık ilk kez şi-
iri aracılığıyla olmuş. Tuncay, he-
nüz 21 yaşında ve çeşitli dergilere
şiirler yazıyor. "FörtiristJer ber za-
YAŞAYAN BİR MAYAKOVSKİ — "Pantolonlu Buluf'u Mayakotski'den derieyip yazan da oynayan da Yigit
Tunca>. Sahnede, şiirleri ve oyunlanyla yaşayan bir Mayakovski var.
man etkiledi beni" diyor. "Maya-
kovski'yi okuyup da onunla kar-
şı karşıya kalınca paniğe kapıldı-
ğımı hatıriıyorum. Böyle bir şair
olamaz diye düşünmüştüm. Şiiri-
nin iniş ve çıkışlan oylesine etki-
leyiciydi ki bir klasik müzik bes-
tesini çağnştınyordu bende Ma-
yakovski okunduğunda sanki
Çaykovski'nin Patetik Senfonisi
çalıyor. Şiirinin müziği çok etki-
leyici."
Mayakovski'nin saldırganlığı da
Yiğit Tuncay'ı sarsan önemli bir
özelliği olmuş. "O binJerce yürek
taşıyor gögsünde" diyor Tuncay.
"Pantolonlu Buluf'u sahneye
koyan Hadi Çaman ise "Bu oyun-
da, Mayakovski'nin kişiliğinde bii-
tün intihar etmiş yazarlan yoram-
ladık bir anlamda" diyor ve ekli-
yor: "Başka bir dünya özlemiyle
tutuşan, mutsuz olmuş insanlann
yaşamlannı noktaladıktan sonra
ne oıduklan, 'obur taraftaki' ya-
nnlan bizi düşündürdü."
Hadi Çaman ve Yiğit Tuncay
"Onlar mutlu olacaklanna inana-
rak gittikleri yerde mutlular mı
acaba? Peki beraberinde götür-
dükleri, kendi 'cennet' ve
'cehennemleri' ne olacak?" soru-
larını sormuşlar kendilerine. "Gi-
dilen yerde de yeni arayışlar, yeni
buzursuzluk ve doyumsuzluklar
yok mu?"
Yiğit Tuncay, Mayakovski gibi
materyalist bir şaire bu metafizik
yaklaşımı şöyle açıklıyor: "Maya-
kovski ne kadar materyalist gö-
riinse de şiirin raelafizikten kopa-
mayacağıru kanıtlamış bir şair. Şi-
irinin kendi milolojisini yaratma-
sıyla, mitolojiyle çok uğraşması.
gökyüzune, enerji dolu güçlere Ugi
du> masıyla... Mayakovski kendi-
ni olduğu gibi yansıtan bir şair,
ama kendine has bir retorigi var."
Tuncay, Mayakovski'nin "dua-
lardan daha etkilidir damariar,
kaslar" dizesini yazdığını, ancak
kendi içinde, kendi tannsına dua
ettiğini de ammsatıyor. Hadi Ça-
man ise Mayakovski için "Çok
kendi kendisiyle ugraşmış. kendi
kendisiyle yaşamış bir insan" di-
yor. "Kendi içinde o kadar yoğun
ve kalabalık ya da o kadar param-
parça ki hiçbir zaman hiç kimseyle
bütiinlük sağlayamamış."
"Pantolonlu Bulut" oyununda
işte bu yüzden intihanndan son-
ra çıktığı gökyüzü yolculuğunu da
ikinci kez intihar ederek noktalı-
yor Mayakovski. Başka ve yeni bir
dünya özlemiyle, arayış içinde.
çevrili mekân ve gri ağırlıklı renk
düzeniyle Kopriva, âdeta kendi
çıkmazına "teslim edilmiş".
Bu yorumla, oyun bizim izleyi-
cimize bir hayli yakınlaştınlmış,
ama "Largo'Muğundan da bir
şeyler kaybetmiş. Gene de iktidar-
ların gündemde olduğu her coğ-
rafyada geçerli karşılıkları olan
ciddi sorular taşıyor Largo Deso-
lato.
Brecht oyunlarını düşündüren
matematiksel bir kurguyla yazıl-
mış Largo Desolato. Bu yüzden
dikkatli bir izleyici için bir tiyat-
ro dersi bile olabilir. Sozgelişi, en-
telektüel muhalefeti temsil eden
ve Leopold'un çözülmesinden,
böylece bir kahraman figürünün
yok olmasından endişelenen Olb-
ram'ın sorulanyla polıslerin soru-
ları tıpatıp aymdır. Halk muha-
lefetini temsil eden iki Wenzel ile
iki polisin, Dr. Leopold Kopriva'-
nın hayatına müdahale biçimleri
de büyûk paralellikler gösterir.
Genco Erkal'ın yorumunda,
Wenzel'lerin mudahaleci kimliği
yumuşatılmış da olsa özellikle 5.
sahnede bu paralellik belirgindir.
Genco Erkal'ın yonıraunda öne
çıkan bir boyut da Leopold'un,
karısı ve sevgilileriyle olan ilişki-
sindeki "erkek/entelektiıd" kim-
liği. Leopold'un, karısı Susanna
ile arasındaki bağlar kopmuş, an-
ne/horgörüien oğul ıiışkısine dö-
nüşmüştür. Susanna'nın neredey-
se tek kaygısı, değerli ev eşyala-
nnı kocasımn kullanmasını engel-
lemektir. Havel'in kurduğu sıkı
eğretilemelerden biridir bu.
Sevgilisi Lusi, Leopold'u
"kartarmaya" gönüllüdür ve ya-
zısını hayata geçirmesi gerektıği-
ni savunur. Ama Lusi eskimiştir,
istenmemektedir artık. Oyunun
sonunda gelen Marketa adındaki
genç kız, bir bakıma "taze kan"-
dır Kopriva için. Kopriva, Mar-
keta'yı baştan çıkarmak için yaz-
dığı yazıdan alıntılar yapar. Bir
süre sonra Marketa da Kopriva'-
yı "kurtamaya" karar verir. Bir
aşk ilişkisini bile kuramsal allntı-
larla sürdürülebilen Dr. Leopold
Kopriva, erkek kimliğiyle de bir
çıkmazı büyütür.
Kuşatmanın üç boyutunu tem-
sil eden polisler, Wenzel'ler ve
Olbram, kendilerinin birer elçi ol-
duğunu söylerler. Böylece sürek-
li ikame edilmekte olan bir ilişki
oluşur tüm oyun kişileri arasında;
yapay ve gerçek dışı...
Vivaldi'nin İki Viyolonsel tçin
Konçerto'suyla beslenen barok
bir hüzün. Havel'in acı mizahmı
dAıgeliyor Genco Erkal'ın yoru-
munda. Oyunculuk düzeyi de ay-
m dengeli lezzeti koruyor. Polis-
lere biraz "FBI" havası sinmiş,
Uli fazla minimalize edilmiş de ol-
sa tüm kadro sıcak ve ölçülü bir
ekip oyunculuğu içinde. Genco
Erkal, paranoya dozu arttınlmış
bir Dr. Kopriva portresi çiziyor.
Yorumuna katılıp katılmamak bir
yana, oyıınculuk tekniği ve duy-
gusu mükemmei.
Largo Desolato, belki de bir
toplumsal ütopyanın ipuçlannı ta-
şıyor; bireylere misyonlar yükle-
mek ve beklentiler uretmekten
annmış bir topluın nasıl yaratıia-
bilir sorusunu akıllara düşüriiyor.
Bir anlamda, insanlığın kolektif
bilinçaltını sorgulamaya yoneliyor
oyun. Bu çağda yapılabilecek en
ciddi tş de sanırım, mit'len kur-
calamak, silkelemek ve onlardan
kurtuknanın bir yolunu aramak-
tır.
7 yıl önce, Ankara Devlet Ti-
yatrosu'nda, üç kısa oyunundan
yapılan bir kurgu Görüşme, Knt-
lama, Çağn adıyla sessiz sedasız
sahnelenen Vaclav Havel'in, ülke-
sinde iktidara gelmesinin bence
tek sevinilecek yanı, oyunlarımn
ülkemizde sahnelenmesi ve bu
modern putyıkıcımn Türkiye'de
bir gündem açmasıdır.
Ellinciresim sergisiniBenadam Sanat Galerisi'nde açanDevrim Erbil
'Resimle şiir yazmak istiyorum'
NUR NİRVEN
Devrim Erbil'in sergisi 18 marta kadar açık kalacak.
Erbil'in resminde "ritm" ve "titreşim" önemli iki
öğe. Sanatçı, yakamozun, ayışığının titreşimine,
doğanınritmikhareketlerine tutkun.
şındakı müzelerde yer alan, gene
yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli
yapılarda seramik pano uygula-
maları gerçekleştiren Erbil, Türki-
ye'de uluslararası iki yanşmada
ödül alan tek sanatçı. 1966'da 5.
Tahran Bolgesel Bienali'nden Sa-
ray Kraliyet Birincilik Ödülü'nü,
1972'de 9. Iskenderiye Bienali'n-
den Resim İkincilik Büyük Ödü-
lü'nü almış.
Sanatçı, Benadam Sanat Gale-
risi'ndeki bu sergisinde yağlıboya
ve akrilik soyutlama çalışma-
larının yanı sıra baskı tekniğinin
ve fotoğrafın olanaklarından da
yararlanarak gerçekleştirdiği, son
üç yıllık düşüncelerinin ürünü
olan baskılarına yer veriyor. Kuş-
lar ve ağaçlar aracılığında görün-
tüye getirdiği ritm ve titreşim te-
malarını işliyor. Erbil, "Benim
için ritm ve titreşim resmimde
önemli iki öğe" diyor. Ritmi tek-
rarla, titreşimi optik yanılsamay-
la sağlayan sanatçı, "Yakamozun,
ayışığının titreşimi, doğanın rit-
mik hareketleri çok ilgimi çekiyor.
Doğadaki şiirselliği yakalamak,
resimle şiir yazmak istiyorum" di-
yor.
Erbil, yapıtlannda insan, kuş ve
ağaç fıgürlerini saydam görüntu-
ler oluşturacak biçimde üsl üste
yerleştiriyor. Bu saydamlığı, şiir-
selliği ve lirizmi yakalamada
Prof. Devrim Erbil ile 50. kişi-
sel sergisinden birkaç gün önce
konuşuyoruz, beyaz ve kırmızı
renklerin egemen olduğu atölye-
sinde. Erbil, ağaçları ve kuşlarıy-
la doğanın zenginliklerini yalnız-
ca tuallerine yansıtmakla kalmı-
yor; atölyesinin tüm ön cephesini
kaplayan geniş pencerenin önune
de saksı içinde çiçekler yerleştire-
rek bir anlamda doğayı içeriye ta-
şıyor. Sanatçı, "Babam emekli ol-
duğunda bahçe içinde iki katlı bir
ev satın almıştı. Hem bahçede
hera de kent ile evimizin arasında
ağaçlar vardı. Çocukken de hep
ağaç resimleri yapardım. Akade-
mideyken de bugün de" diyor do-
ğa sevgisinin ve ağaçlann yapıtla-
nnda nasıl başladığını, nasıl geliş-
tiğini anlatırken.
Yüdız Üniversitesi Güzel Sanat-
lar Bölümü Başkanı olan ve Mi-
mar Sinan Üniversitesi Güzel Sa-
natlar Fakültesi Sinema-TV Ana
Sanat Dalı'nda görüntü estetiği,
sanat tarihi, çağdaş sanat ve yo-
rumu, güzel sanatlar dersleri ve-
ren Erbil, lstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Yüksek Re-
sim Bölümü'nü bitirdiği 1959'dan
bu yana sanatuu, 1962'den beri de
eğitimciliği sürdürüyor.
Yapıtları yurtiçinde ve yurtdı-
SON 3 YILIN ÜRÜNLERİ—Devrim Erbil, yeni sergisinde, baskı tekniği ve fotoğraf olanaklarından daya-
rarlandığı son üç yılın ürünlerine de yer veriyor. (Fotoğraf: Mehmet Bayhan)
önemli bir etken olarak niteliyor.
Ayrıca bu saydamlıkla farklı za-
manlardaki ve mekânlardaki gö-
runtüleri yapıtlannda bir araya ge-
tirerek tek bir an ve tek bir mekân
olarak yansıtıyor. Sanatçının res-
mine uzun bir'aradan sonra yeni-
den girmeye başlayan insan figu-
ru ise yaratılışı, varlığın süreklili-
ğini ve kişinin kendi bağlarından
kurtulma çabasım simgeliyor.
Devrim Erbil, salt yapıtlarıyla
tanınan bir sanatçı, yüzlerce öğ-
renciyi eğitmiş bir öğretim üyesi
değil. Yazılan, kitaplan, çevirile-
ri, seçici kurul üyelikleri ve kon-
feranslanyla da sanata katkıda
bulunuyor. Sanatın ve sanatçının
örgütlenmesi için akademide öğ-
renci dernekleriyle başlayan çalış-
maları Ressamlar Cemiyeti, Gör-
sel Sanatçılar Derneği ve Resim
Heykel Müzeleri Derneği zinciri-
ni izliyor. Sürekli günceli yakala-
ma coşkusunu taşıyan Erbil'in ül-
kemizin sanatına önde gelen kat-
kılanndan biri de uzun yıllar ka-
palı duran MSÜ Resim ve Heykel
Muzesi'ni yeniden açması ve mü-
durlüğünu ustlendiği süre içinde
tüm olanaksızlıklara karşın işler
duruma getirerek yeni yönetime
devretmesi. Sanatçı, bütün bu et-
kinliklerin tek bir amaca, sanatın
yaygınlaşmasına hizmet etmeye
yönelik olduğunu vurguluyor.
Besteci Koral
öldti
• Kültür Servisi — Besteci
Nuri Sami Koral,
tstanbul'da öldü. Koral,
1934 yılında tstanbul
Belediye Konservatuvan'nt
bitirdi. 1937 yılında
Bursa'da Müzikevi'ni kuran
sanatçı, 1941 yılında
Istanbul'da da Çok Sesli
Koro'yu kurdu. Uzun yıliar
Şişli Terakki Lisesi'nde
müzik öğretmenliği yapan
Nuri Sami Koral, birçok
orkestra yapıtı ve bando
için müzik besteledi.
Süreya anısına
resim
• Kültür Servisi — Ressam
Cavit Mukaddes'in resim
sergisi, 3-19 mart 1990
tarihleri arasında Beyoğlu
Dünya Sineması Sanat
Merkezi'nde açılıyor.
Mukaddes'in sergisinde,
Cemal Süreya'nın anısına
yaptığı "Afrika Dahil"
isimli bir tablo da yer
alıyor.
Atakan müzik
direktörti
• Kültür Servisi — "Yeni
Türkü" topluluğunun
müzisyenlerinden besteci
Selim Atakan, Şehir
Tiyatrolan'run müzik
direktörlüğüne getirildi.
Selim Atakan, Şehir
Tiyatroları'nda ilk olarak,
şu günlerde Üsküdar
Musahipzade Celal
Sahnesi'nde sergilenmekte
olan "Resimli Osmanlı
Tarihi" adlı oyunun özgün
müziklerini hazırladı.
Şahin AJpay'm
konferansı
• Kültür Servisi — Bilar'ın
Izmir Şubesi "Bahar
Söyleşileri" başhğı aJtında
bir konferanslar dizisi
dûzenüyor. Konferanslann
ilkinde Şahin AJpay "Doğu
Avrupa devrimi karşısında
sosyalizm" üzerine
konuşacak. Sovyetler
Birliği'nde ve Doğu Avrupa
ülkelerinde meydana gelen
değişmelerin sosyalizm
açısından anlamını
irdeleyecek olan konferans,
3 Mart 1990 cumartesi
günü, saat 14.30'da
başlayacak. Konferans,
Bilar'ın 1482. Sokak No.
22, Alsancak adresindeki
lzmir merkezinde
yapılacak.
UGUN
• Kadıköy'de Sergi Banu
Muratlı ve Sema Cihan'ın
karma resim sergisi Kadıköy
Belediyesi Sanat Galerisi'nde
saat 18.00"deaçıhyor.
• Kısa Filmler II.
Uluslararsı lstanbul Kısa
Film Günleri'nden seçilen
filmler bugün saat 15.00'te
Alman Kültür Merkezi'nde
(Teutonia, Galip Dede
Caddesi 85, Tünel) izlenebilir.
• AlpayİzerSokağı
Bakırköy-lncirli'deki Olcay
Sokağı'na.saatll.OO'de
gerçekleştirilecek törenle, bir
süre önce yitirdiğimiz tiyatro
sanaıçısı AJpay lzer'in adı
verilecek.
• Ercan'ın söyleşisi
TYS'nin lstanbul Anakent
Belediyesi ile düzenlediği
soyleşiler kapsamında, saat
16.30"da, Atatürk
Kitaphğı'nda Enver Ercan
şiir üzerine soyleşecek.
Yöneten Atilla Birkiye.
• Kavruk'un soyleşist
Gençlik Kitabevi'nde saat
16.00'da, Hasan Kavruk
resim ve sanat üzerine
soyleşecek.
BILSAK'TA
BUGÜN
1 Mart Perçembe:
19.00 KONFERANS: Poş
Poş Tekkesi, Fener
Patrikbanesi, Ayasofva
Kilisesi uzerine.
Coşkun KIRCA, tsmail
KARA.
GÖRSEL SANAT
ATÖLYELERİ
Mehmet GÜLERYÜZ'le
Resim Çahşmaları.
Perşembe-Cuma
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK, Sıraselviler,
Soğancı Sok. No: 7
CÎHANGİR,
143 28 79 - 143 28 99
BİLSAKTA
YOGA-
MEDİTASYON
ZERRİN AKGÜN
5 Mart-30 Nisan 1990
Pazartesı ve Çarşamba
günierı 18.30
KAYITLAR BAŞLAMIŞTIR.
Sıraselviler, Soğancı
Sokak 7, CİHANGİR
143 28 79-143 28 99