23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 1990 E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N CUMHURİYET/7 G O R U Ş Daha bön Hayvanlann ruhu var mıdır? Neden olmasın? Hayatta bir sürü adama ve birkaç da kadına rastladım, kazlardan daha az bön değillerdi. Bir sürü de hayvan tanıdım, pek çok seçmenden daha az budalaydılar. Alphonse Allais DOĞAL HAYATIKORUYARAK KALKINMA Okullara cevre dersi"TÜKETMEDEN kalkınma' yeni bir kavram. Eğer kaynaklar tiiketilerek kalkınma gerçekJeşti- riliyorsa, bu eylem kalkınma sa- yılmıyor. Diyeiim ki bir fabrika iiretim yapıyor, bu arada yanın- daki dereyi kirletiyor. O zaman dereyi kirleten fabrikanm yaptı- gı üretimle kalkınma olmuyor. çünkü iiretilen hiçbir mal ya da hizmet, kaybolan toprağın, su- yun, havanın bedclini karşılaya- maz." Doğal Hayatı Koruma Derne- ği Başkanı Nerjps Yazgan bu söz- leri ile "sanayileşme mi", yoksa "çevre ml" önemli diye okulla- ra layık bir münazara konusuna böyiece akılcı bir karşılık getiri- yor. Sanayileşmeye ve üretime evet, ama bu üretimi yaparken doğal yaşamı yok etmemek ko- şuluyla. Dernek 1975 yüında kuş ressa- mı Salih Acar tarafından kurul- muş. Kurucular arasında sanat- çılar, doğa severler, avcılar yer alıyor. Şu anda 700'ü aşkın üye- si bulunan derneğin başkanı Ner- gis Yazgan, doğanın korunma- sında en önemli girişimin Nergis Yazgan "egitim" olduğunu savunuyor. Bu amaçla da okulların müfre- dat programlarına "çevreyi ko- rnma egitimi" konusunun alın- masını istiyor. Soykınm yapıyoruz Nergis Yazgan, arkadaşımız Ayşe Yıidınm'ın sorulanru yarut- larken insanbğı da uyarıyor ve eleştiriyor: — Çevre kirlenmesinin boyut- lannı nasıl lanımlıyorsunuz? — Yabani, vahşi hayvan tür- leri dayaruksızoluyor. Bildiğimiz bazı hayvan ve bitkilerin türü tü- keniyor. Neden? Bunlar daya- nıksız olduğu için en önce onlar gidiyorlar. Insan herhalde en son gidecek olanı. Bunların yok ol- ması büyük tehlike. çanları, ama biz hâlâ tehlikeyi görmemekte ıs- rar ediyoruz. Bir tür tükeniyor, bir nesil yok oluyor. Bu doğal bir evrim sonucu değil, bizler yok ediyoruz. Yine kendimizden, do- ğamızdan bir parça yok ediyo- ruz. En büyük soykınmı aslında bizler yapıyoruz. — Dernek olarak sorunlannız var mı? —Burada yapılacak araştırma- larda çalışacak biyolog anyoruz, ama bulamıyoruz. Bilimsel araş- tırmalar, yani üniversitelere çok büyük işler düşüyor. Üniversite- lerin yaptığı araştırma, bir dok- tora tezi, bir doçentlik araştırma- sı oluyor ve orada bitiyor. Dışa- ndaki insan bilmez ki Apollo ke- lebeğinin Bursa'da yaşadığım ve yok olmakta olduğunu. Bunu okuyan biliyor ve bu konuda ça- lışma yapması, kampanya yap- ması gerek. Bizim gibi kuruluş- larla işbirliği yapmaları lazım. 41 YILIN FOTOĞRAFLARI Ara Güler'den ilk ve son satış TÜRKtYE'nin en usta fotoğrafçılanndan Ara Güler, 41 yıllık çalışma yaşamından seçtiği bir seri fotoğrafı yarın Ortaköy'de, Ayşe Takı Galerisi'nde sergilemeye başlıyor. Serginin özelliği Ara Güler'in bu fotoğrafları ilk ve son kez satacak olması. Ara Güler şöyle anlatıyor: "41 yıldır çektiğim, sergilenmeye değer buldugum, imza atmaklan utanmadıgım, fotograf müzeierine girebilecek nilelikteki 40-50 fotografımı sergiliyorum. Şimdiye dek hiç satış yapmadım, ilk defa satıyorum. Tanıdıklanm gelip fotoğraf istiyorlardı, ama tanımadıklanm isleyemiyorlardı. Bundan böyle eşe dosta da eskisi gibi dağıtmayacagım zaten. Bu ilk ve son satışım olacak." Fotoğrafın öncelikle iş olduğuna, sanat olarak değerlendirmenin ikinci planda kaldığına inandığını belirten Ara Güler, şimdiye dek çektiği fotoğrafları nasıl arşivlediğini de şöyle anlatıyor: "Depoladım, depoladım, ağzına kadar doldu. Aslında Türkiye daha fotoğrafı bilmiyor, diinyada şimdi fotoğraf sanatı keşfedilmiş, ama daha bizimkiler keşfedememiş. Zalen fotograf alanlann da sanat için aldıklanna pek inanmıyonım. Şimdi alınz, seneye bilmem ne kadar fazlasına satanz diye düşüniiyorlar." Ara Güler hayalindeki romantik Türkiye'nin bitmek üzere olduğunu, "suni, kopya ve kendini inkâr eden bir dünya knruldugunu" savunuyor ve şimdılerde fotoğraf çekmek için en çok Uzakdoğu'yu sevdiğini anlatıyor. En son görüntülediği ülke Endonezya... TAR1MIŞÇ1UEB1N1N SORUNU Bize de bir kıyak emeklilik TÜRKİYE'de tarım işçileri ancak 1977 yüında sigorta kap- samına alındı. Geç sigortalı ol- duklan için gerekli olan 5000 iş gününü doldurmadıklanndan halen emekli olamıyorlar. Oy- sa tarım sektöründe çahşanlar '77'den önce de yıllarca çalış- mışlardı. İ978'de bir borçlanma yasası çıkartılarak 1977'den önceki hizmetlerini borçlanmalanna olanak sağlandı. Ancak Tanm- Iş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet Ceylan'ın söylediğine göre o zaman tanm işçileri bu konuları hiç bilmedileri ya da gerekli olan parayı bulamadık- ları için bu yasadan çok az kişi yararlanabildi. Şimdi ise sigortalı tanm işçi- lerinin yaşı 60-70'e varmış du- rumda. Artık çalışarnayacak haldeler ve bir an önce emekli olmak istiyorlar. Bunun için de yeni bir borçlanma yasası çı- kartılmasını istiyorlar. Mehmet Ceylan sadece ken- di sendika üyelerinden çok yaş- h işçi sayısınm 5-6 bin olduğu- nu, bir de orman kesiminde ay- nı durumda çahşanlar olduğu- nu söylüyor. Ceylan yeni bir borçlanma yasası için verdikleri uğraşları ise şöyle anlatıyor: "2 yıl önce SHP'ye bu ko- nuyla ilgili bir dosya vermiştik. Cevdet Selvi'ye vermiştik. Iki Hayati Beyın degmmelerı Ankara şakası r- - - — GENCAY Şaybm'm Ankara başına bela. Ne- ^"^4CT reye gitse, ne yapıp etse "kırsal kesim olarak \ \ ^^_ Ankara" komısu peşini bırakmıyor. Alm işte ge- / \. >>S9 çenlerde bir dizi konferans, panel ve seminer için Münih'e gitmişti. Yukan Bavyera Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen panel son derece ba- şanlı geçti. Çoğu genç üniversite öğrencisinden oluşan kalaba- Iık bir dinieyici kitlesi tarafından da ilgiyie izlendi. Kısaca her şey yolunda gitmişti. Gencay da doğal olarak çok memmındu. öyle ya hem panel ryi geçmiş hem de hiçbir Allahın kulu çıkıp Ankara ile tstanbuPu karşılaştınp durduk yerde canını sıkma- mıstı. Ama işte keyfı uzun sürmedi. Tam salondan çıkarken her halinden Alman olduğu belli olan biri yolunu kesti. Ve arala- nnda şu ilginç konuşma geçti. — Her Şaylan, konuşmalarınızı ilgiyie izledim. Sizinle tanış- mak istedim. Ben sosloyoji Profesörü Hans Müller. Yukan Bav- yera'dan. — Memnun oldum Her Profesör. Ben de Doçent Doktor Gen- cay Şaylan. Aşağı Ayrancı'dan. vüdır hiçbir ses çıkmadı. Gecen yıl Çalışma Bakanlığına gittik. Imren Aykut'la göriiştük. O zaman sanatçılara bir borçlan- ma yasası çıkmıştı. Biz de de- dik ki 'Onlara çıkanyorsanız bize de çıkarın'. tmren Hanım bize şöyle dedi: 'Onlarm sayısı az, 90 kişi civarında. Sizin sa- yınız fazla. SSK'ya fazla yük getirir'. Hatta biz o zaman 5-6 bin dememiştik. belki kabul ederler diye düşuk söylemişük, 2-3 bin civannda demiştik. Ba- kan Hanıma dedik ki 'Gelin görün, çok yaşlı kadınlar var bu durumda. Çahşmak zorun- dalar.' O da bize 'Ay... Bana göstermeyin onlan, acınm' de- di. Sanatçılann sayısı az, fazla yük getirmezlermiş, ama biz fazla yük getirirmişiz. Bize de bir kıyak emeklilik çıkarsıniar. Yoksa bu insanlar ileıiemiş yaşlanna rağmen çalışmak zo- runda kalıyorlar. Her işyerini ziyaretimizde bu sorunla karşı- lıyoruz. Oysa bir borçlanma yasası çıksa biz de bu insanlan bilinçlendiririz, gerekli parayı bulurlar da rahat rahat emekli olurlar." Ceylanpmar Tarım İşletme- si'nde çalışan tanm işçilerinin de aynı sorunları olduğunu an- latan yerel Ceylan Gazetesi ya- zan Hüseyin Deniz şöyle diyor: "Kıyak emekli milletvekille- rimizin, çilekeş tanm işcilerimi- ze 'kıyaklık' yaparak kendile- ri gibi borçlanarak bu yolla emekli olmalannı sağlamalanm bekliyoruz." Bizim gibi çevreci örgütlere, hâ- lâ 'bunlar kimdir, ne yapar' gibi şüpheyle bakılıyor. Bunun kalk- ması lazım. Bütün dünyada bi- zim gibi gönüllü örgütler el ele vermişler, mecburlar da. Çünkü biz bir yerde kamuoyunu temsil ediyoruz. Kamuoyuna bunu be- nimsetmezsek, ne Tarım Köyiş- leri ne Özel Çevre Koruma sevi- yesinde işler ytirümez. Etki et- mez. Ortamı korumak — Dtrne&inizin çalışmalan hangi konularda yoğunlaşıyor? —Bizim derneğimizin özelliği şehirdeki doğadan daha çok vah- şi, yabani doğanın korunması. Buna daha çok önem veriyoruz. Çünkü onlar giderse kaynak da gitmiş olacak. Biz ve bizim gibi çalışan kurumlar çahşmalanm ikiye ayırır. Tür ve Alan Koru- ma. Ama onlar zaten biraz el ele yürüyor. Yani bir türü korudu- ğunuz zaman onun yaşadıgı or- tamı korumak zorundasınız. Me- sela biz kaplumbağalan koruya- lım diye bir anonsla ortaya çık- tık. Neler geldi arkasından? Bir Dalyan'dı, bir tztuzu kumsalıy- dı. Bu kumsalı koruma çalışma- tarından ne geldi? Turizm, çar- pık yapılaşmanın durdurulma- sı, deniz kirliliği. Düşünün deniz anası plastik yiyor ve ölüyor. De- nizlere plastik şişeler atılmış. Böylece biz, bir uçtan başlayıp geriye geliyoruz. Tabii sonuç in- sana bağlanmış oluyor. PEYNİR GEMİSİ Yanıtı zor sorular HALEN Limon Dergisi'nde "yönetici ve karbüratörcü" ola- rak çalıştığını söyleyen Gani Müjde. bugunlerde "Peyair Gemisi" adtnı verdiği kitabını yayımladı. Arabesk filminin se- naryosunu yazarak yönetmen Ertem Eğilmez'in ölümüne se- bep olduğu için Uğur Yücel'in sahne ve TV şovlanru da yazma- ya başlayan Gani Müjde, yeni ki- tabında "aklına Ukılan bazı sorulan" soruyor. Sorulan biz aktaralım, yanıtları siz düşünün... — Asansörde niye herkes yü- zünu kapıya döner? — Şu Arap destekli, yeşil kös- tekli finans kurumlan gerçekten faiz dağıtmıyojlar mı? Eğer da- ğıttıklan kâr payı ise bu kâr pay- larının banka faizleriyle atbaşı gitmesi neden? Niçin bankalar yüzde seksen faiz verirken bir Allah'ın finans kurumu da çıkıp yüzde iki yüz kâr payı da- ğıtmıyor? — Yıllardır filmlerde, çizgi ro- manlarda katliam yaparken iz- lediğimiz Kıalderililer, onca kat- liam yapmalanna rağmen neden on kişi kaldılar? Yoksa aile plan- laması konusunda bizim bilme- diğimiz çok gelişmiş bir yöntem mi kullandılar ? — Niye dünyanın en iyi sine- macıları Yahudi anlamıyorunı. Yoksa Tevrat'ın içinde sinema üzerine notlar adh bir bölüm var da bizim mi haberimiz yok? — Tanju ile Hülya'nın arasın- daki ilişkiye karşı çıkanların kaç tanesi, Hülya kendileriyle çıksa karılarını boşamazlar? — Uzun atlama dalında bir tek uluslararası madalyanın ol- madığı ülkemizin insanlan ne- de'ıi iskele verilmeden vapurdan atlarlar? — Kolombiya'daki kokain mafyasına savaş açan Amerikan senato ve temsilciler meclisinde kaç kişi kokain kullanıyor acaba? 20YILS0NRA Pendik'e denizden ulaşım Cl'MARTESt günü Pendik- lileri sevindirici bir olay yaşana- cak. Pendik iskelesi açılacak ve Şehir Hatları vapurları ile Deniz Otobüsü seferleri başlatılacak. Yıllar önce de Pendik'te bir iskele vardı ve vapur seferleri yapüırdı. Ama heî nedense son- radan seferler kesildi, iskele çay bahçesi oldu. Pendik Belediye Başkan Yar- dımcısı Hasan Basri. "Vaklaşık 20 yıl önce vapur geliyordu. İs- kele ise hâlâ duruyordu, ama çay bahçesi olarak. Biz oraya el attık. Sadece iskeletini tuttuk. Kazıklar ilave ettik. Esletiğini sağladık. Döküntü bir sahil ban- dıraız vardı. Onu da yeşillikler- le düzenledik. 350-400 milyona sahil şeridi ve iskele yapnk. Şim- di Şehir Hatları vapurları Pendik-Eminönü, Deniz Oto- büsleri de Pendik-Boslancı- Yenikapı seferleri yapacak. An- cak ilkin deneme seferleri yapa- cağız. Sadece sabah ve akşam olacak. Daha sonraki günlerde potansiyele göre belirli sayıda ve saatte ayarlamalar yapacagız" diyor. HAYVANLAR İSM4İL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK qk ehcaama, by y p,s ijtiuını olmauı H>rc*k eder"» *'"'• MAÇ Amam canMn hangj 'njan. /j/tar'/f/*>/ fflZLI GAZETECİ \ECDETŞE,\ BU İLK <3ÜVÜWpe rt İKİ ADM VAR••54Y/M ORHAN ARSlAÜ \K SY P06AH ÖH9ER..HER JKİSİUS PB $AHS PİLS&Z. DİLERİ/M BJFSHDlM ÇİZGİLİK KÂMtL SL4SARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ GÜRSES TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARJKAS 8ŞUBAT UÇAN OAtRE MfPf ISiO'rA SUGÛN, SİK UÇAN DA/KENtN PENENMEK- TE OLPUĞu AMER.İICAN BASlMiNCA AÇdcLANMlÇTI'. PG.INCETON ümVEesırESi'NPE, AMEI&ICAN oe- PUSUNUN PA&I P-ESTEGİYLE YAPILAH SİK UÇAN PA/£E BEN2E& ARAÇ, ALTIf^A MON- TE EPtLEfJ 4-3 8EY&İ& GÛÇLÜ UELİ/COPrEG. Pİ. /NS/fA/ Y/IP/Sf UÇAN DAtHE, NEW TEH - SEYOe-ICİ PENEME ALANINDAN KALKAHAK, SAATTE 15 KfLOMETZE HfZ/* UU4Ş/IBİLMİŞ, Mffr/. 8UNUN NEPENİ PEj P/LOTUN &42f PEN&E SOHLUNLAe.lNt SAPTHMlÇ OLMA- SlYPl.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear