23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 8 ŞUBAT 1990 BULGARİSTAN MUHALEFET SÖZCÜSÜ BERON'UN CUMHURİYETE DEMECİ 'Sonsuza dek düşmankalamayız'Dulgaristan'daki muhalif siyasi grupları çatısı altmda toplayan Demokratik Güçler Birliği Sözcüsü Petar Beron, "Türk müdahalesi"nin hâlâ ülkesi için bir endişe kaynağı olduğu görüşünü savundu. SEMİH tDtZ Muhaicfet lideri Petar Beron SOFVA — Bulgaristan'da Koraunist Par- tisi'ne muhalif olan siyasi grupları çatısı al- tında toplayan Demokratik Güçler Birliği (DGB) Sözcüsu Petar Beron, Bulgaristan'ı istila edebilecek tek ulkenin Turkiye oldu- ğunu savunarak bu nedenle şimdilik Var- şova Paktı'ndan çıkmayı düşünmedikleri- ni belirtti. Ancak iki ülkenin sonsuza ka- dar düşman kalamayacağını ifade eden Be- ron, demokrasiye geçilmesiyle Bulganstan- ın uzun vadeli guvenliğınin sağlanacağını ekledi. Beron, "Böyle bir devlet uluslararası çerçevede yalnızlık içinde bulunmadığı için kendini gövende hisseder" dedi. Çevreci Ekoglasnost örgütunün kurucusu ve DGB'nin önde gelen isimlerınden olan Zo- oloji Profesörü Beron'a sorduğumuz soru- lar ve verdıği yanıtlar şöyle: — Türklere ellerinden alınan haklannı iade eden 29 aralık karanna karşı bnynk DIŞBASIN Gorbaçov fırtınası yeni dönemi başlattı THEGUARDIAN Gorbaçov, üretim güçlerini harekete ge- çirebilmek için sıyasal reformun şart oldu- ğu inancını sürdurüyor. Siyasal bölunme- ler ve muhalefet, Sovyet liderini çok partili istem yolunda daha da ilerlemeye zorladı. Gorbaçov'un muhafazakârlardan uzaklaşıp, reformculara yaklaşma kararı doğrudur. Olaylar da Gorbaçov'u bu yola itmıştir. Ge- çen hafta sohbet ettiği kömur işçilennden birı Sovyet liderıne şöyle demışti: "Bu mu- eadelede hangi tarafı tultugunuzu daha apk biçimde ortaya ko>malısınız." Gorbaçov, Merkez Komıtesi toplantısında bunu yap- mıştır. Şitndi gerek Gorbaçov'un gerekse Sovyet halkının ne yöne gideceklerini dii- şünebilmek için sakin bir ortama gereksin- melerı vardır. Bu ortamı bulup bulamaya- cakları ise belli değil. (7 şubat) Doğu ve Orta Avrupa'da başlayan süreç şimdi Marksist-Leninist iktidarların besi- ğini de etkisi altına abyor. Bu gelişme ar- tık devrimci nitelemesini aşıp tarihi bir bo- yut kazanmaktadır. Demokratik Almanya, Polonya, Macaris- tan, Romanya veya Çekoslovakya'ya kıyasla ÇÎN Tartinin oncu rolu sürecek'PEKlN (AA) — Çin'de, Koraunist Par- tisi'nin, toplum ve devlet içindeki öncü ro- Iünden vazgeçnıeyeceği, kendisine karşı bir muhalefet oluşmasına da izin vermeyeceği bildirildi. Yeni Çin Haber Ajansı'nın verdiği habe- re göre KP Merkez Komitesi tarafından ha- zırlanan kapsamlı bir rapor, aralık ayı so- nunda yayımlandı Ajans, bugune dek basına açıklanmayan raporda, "4 önerali ilkeye karşı çtkan ve dev- let gucunu tehdit edici nitelikteki siyasi ör- gutlerin yasamasına kesinlikle izin verilme- yecegi ve bu tür örgütlerin yasaklanacagı"- nın belirtildiğini haber verdi. Çin'de Komünist Parti'nin dışında diğer panilerin de bulunduğu kaydedilen rapor- da, bu konuda da şöyle denildi: "Çin'de bulunan 8 komünist olmayan partiyle işbirligi aranmalı ve bu yondeki ça- balar arttınlmalıdır. Ancak bunlar 47 mil- yon uyesi bulunan KP'nin denetiminde kai- maya devam edeceklerdir. Çin, komünist il- kelerie yönetflmeve devam edilecekdr." Sovyetler Birliği Komünist Partisi, halka ya- bana eller tarafından dayatılmış bir ıktidar aracı değıldir. Ayrıca Lenin'in yarattığı ve kendisine siyasi öncüluk rolü verdiği parti- nin görevı, dünyanın bu son imparatorlu- ğunu yuzü aşkın ulusuyla bir arada tutmak- tı. Parti, bu görevi şimdiye kadar yerine ge- tirmiştir. (7 şubat) THE INDEPENDENT Mihail Gorbaçov, Komünist Parti'nin ik- tidar tekelinden vazgeçmesinı ısteyerek bir fırtına estirdi. Gorbaçov, Sovyetler Birliği başka bir sisteme geçerken, iktidarda kala- bilirse, ülke yeni bir devrimin faturasını çok ağır biçimde ödemekten kurtulabilir. Ama yine de kanşıklık, etnik huzursuzluk ve ağır ekonomik sorunlar olacaktır. Devrildiği takdirde ise yerine muhafazakâr ya da da- ha reformcu bir yönetım gelse bile, Sovyet- ler'in ıstırabı daha da artacaktır. Sovyetler Birliği sorunlannı çözebilmek ıçın demok- rasi ve serbest piyasanm ekonomik libera- lizmini benimsemek zorundadır. Ama pi- yasanın saptadığı ücret ve fiyat sistemine ge- çiş ve bunun yol açacağı işsizlik, toplum için çok acılı olacak, kitlelerde büyük öfke ya- ratacaktır. Bu çalkantılı dönemde, Komü- nist Parti'nin desteğı azaldıkça, liderlik kad- rosu kısa vadede çok zorlanacaktır Sovyet halkları için tek teselli, başka yo- lun olmaması ve uzun vadede bu devrimin, ülkeye barış ve refah getireceğidir. (7 şubat) LE FIGARO Sovyet Komünist Partisi Merkez Komi- tesi'ndeki eleştiri yağmurunda sadece bır konusmacı, Gorbaçov'u kayıtsız şartsız des- tekledi: Geçen yılki grevlere katılan bir raa- den işçisi. Toplantıya kışisel olarak davet edilmişti. Bu maden işçisine göre, partı ay- gıtı Gorbaçov'dan "gerçekleri gizlemiş", sa- dece "ayıklanmış bilgiler"i genel sekretere nakletmışti Parti, "tüm demokratik geliş- meleri kendi kendine karşı tehdit unsuru" sayıyordu. Başka bir deyışle ülkede ışler iyi- ye gıtmese bile, bundan genel sekreten so- rumlu tutmak gereklı değıldı. Bu destek, tek de kalsa çok önemlı. Çün- kü merkez komite üyesi olmayan bir adam- dan geliyor. Bu kişi, tuzüğe pek uygun ol- mayan istisnai bir uygulama sayesınde se- sini duyurabildi. Herkes işçi sınıfı'run des- teğini almaya çalışırken, konuşmacı bizzat bu smıfın mensubu. İşçi smıfının destegini almadan, muhafazakârlar, Gorbaçov'u de- virmeyi hayal bile edemezler. Gorbaçov da aynı desteğe başvurmadan kendisini fren- leyen "Nomenklatura'vı temizleyemez. İşçi sınıfından destek alamadıklan sürece, 'aşın- reformcular' bırer utopyacıdan öteye gide- mez. İşçi sınıfının desteği olmadığı sürece SSCB hıçbır zaman, rüyasını gördüğu "sos- yalist hukuk devleti" haline gelemez. (7 şubat) tepkiler dogdu. Milfiyetçiler seferber oldu. Bunun arkasında kimler vardı? BERON — Bu kadar geruş bır tepki bek- lemiyorduk. Bunun arkasındakı temel guç yerel partı organları ıçındekı muhafazakâr- lardır. Bu kişiler isimlenn değıştinlmesi kam- panyasına katıldılar. Bu arada Turklerin sırtından buyuk kârlar yapanları da vardı. Ayrılan Türklerin evlerini yok denecek fi- yatlara aldılar. Onlara yuksek fıyatlarla ara- ba sattılar. Vicdanları rahat değıl. — Ama geniş kitleleri harekete geçire- bildiler. BERON — Bunun arkasında insanlann temel korkulan var. Kimi yerlerde Turkle- rin de kışkınıcı bir şekilde davrandıklan ko- nusunda bügıler geliyor. Çoğunlukta olduk- lan yerlerde Bulgartara eknıek satmıyorlar- mış. Bazı yerlerde Turk bayraklarının asıl- dığı söylentileri yayıldı. Kanımca bu bay- raklar asıldıysa gizli polis tarafından yapıl- mıştır. Turklerin böyle kışkırtmalarda bu- lunacak kadar aptal olduklarına inanmıyorm. İsimlenn iade edilmesınin ve kullürel otonomi verilmesinin tam otono- mi taleplerine yol açacağından korkanlar var. Halk, buranın Lubnan'a donuşmesinden, Hıristiyan ve Muslumanların dağlarda çar- pışmalarından korkuyor. Bu arada Kıbrıs'- ta olduğu gibi Türkiye'nin Bulgaristan'ın bir parçasına saldıracağı korkusu rnevcut. Bu temalar buradaki milliyetçiler tarafından devamlı tekrarlanıyor. Turk basınının kış- kırtmalan da var. Gazeteleriniz, 'TankJar Sofya'ya' gibı manşetler atınca milliyetçiler bunlan anında halka gösteriyor. — Turklerin haklan iade edilmezse top- lum demokratik olmaz, edilirse milliyetçi- ler boy gösteriyor. Orta yol nedir? BERON — DGB her Bulgar vatandaşı- nın eşit haklardan yararlanmalannı istiyor. Aynca Muslumanların çoğunluğu oluştur- duklan yerlerde Hıristiyanlann haklarımn, Hıristiyanlann çoğunlukta oldukları yerler- de de Muslumanların haklarımn korunma- sını istiyoruz. Aksi takdirde çoğunluk eli- ne geçirdiği yerel yönetim kanalıyla azınlı- ğın hayatuu yaşanamaz hale getırebilir. Din ve ibadet hurriyetine gelince bunların mut- lak olarak serbest olması gerektiğme ina- nıyoruz. — Türkler okullarda Türkçenin ögretil- mesini de istiyorlar. Buna yaklasımınız nedir? BERON — Bulgarca öğrenmezlerse top- lum içinde hep vasıfsız işçi ve tutun ureti- cisi konumunda kalacaklaı. Tum olanak- lardan yararlanan vatandaşlar olabilmele- ri için Bulgarcayı oğrenmelerı şart. Böyle- ce okullarda derslenn Bulgarca verilmesi ge- rekıyor. Ancak okullarda Turkçe öğrenme olanağı sağlanması da gerekiyor. — Türklerin geçen yaz kide halinde ay- nlmaian bnvuk sonınlara yol açtı mı? BERON — Evet. Çunku hasat dönemi- nin ortasında ayrıldılar. Şımdi gerı dönu- yorlar \e büyük nefret hisleri ıle karşılaşı- yorlar. Aslında maddi açıdan burada çok iyi konumdaydılar. Çoğu alçakgonullu insandır. Ayrıca çok kârlı olan tutun yetıştinyorlar. Çalışkan ol- duğu kadar tasarrufu seven insanlardır. An- cak isim değiştirme kampanyasında asağı- landılar. Daha once bu insanlarla bir soru- numuz yoktu. Bulgar tarihinde önemli şey- ler oldu. Bunlan ortaklaşa yaşadık. Sadık vatandaşlardı. Olanlar bu aptal Jivkov ve D. ALMANYA arkadaşlarının başının altından çıktı. — DGB olarak d«ş politika konusunu dü- şiinme olanagı buldunuz mu? BERON — Her şeyı duşünmek duru- mundayız. Şu anda Varşova Paktı'nda kal- mak istiyoruz. Bunun arkasında esas ola- rak Türkiye'nin istilasına uğrama korkümuz yatıyor. Ülkemizi istila edebilecek başka bir ülke yok. tki ulke arasındaki bir savaşta Türk ordusuna dayanamayız. Biz küçük bir Ulkeyiz. Ancak uzun vadede güvenüğimizi sağlayacak şey demokrasıdir. Kimse demok- ratik bir ülkeye saldıramaz. Böyle bir dev- let uluslararası çerçevede yalnızlık içinde bu- lunmadığı için kendini güvende hisseder. Fakat komşu ülkeler olarak sonsuza dek düşman kalamayız. — tki ulke Dısişleri Bakanlan öniımiiz- deki gunlerde Kanada'da bir araya gelecek. Bu göruşmeden umutlu musunnz? BERON — Evet, çok umutluyum. Ama biliyor musunuz, bir nevi güvence verilme- si gerekiyor. Güvenliğimiz konusunda so- mut garanti istiyoruz. — Yani, saldırmazlık paktı gibi bir bci- ge mi? BERON — Evet. tlişkilerimizin düzetaıe- si için bu yardımcı olur. DAZLAKLAR — Leipzig'de her pazartesi duzenlenen gösteriler sırasında boy gösteren ırkçı "üaziakUr ' gruj... ..^ tepkilere yol açıyorlar. (Fotograf: AP) ist sloganlarla FEDERAL ALMANYA KohPden iki süpere ziyaretFederal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, dün Doğu Almanya'ya yaptıkları "para reformu" önerisinin ardından Moskova'dan "birlik konusunu" görüşmek üzere davet aldı. Kohl daha sonra Washington'a gidecek. DÎLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Almanya'nın birleşme poli- tikası hakkında rapor vermek üzere Mos- kova ve VVashington'a çağnldı. Davetler Bonn'a dun, Başbakan Kohl, Demokratik Almanya'ya bir "para reformu" önerisi yaptıktan hemen sonra ulaştırıldı. "Para reformu" onerisi, Maliye Bakanı Theo Wa- igel'in açıkladığı Uzere "önceden Avrupa'- daki hicbir ülkeye danışılmamıştı". Bonn'- un Doğu Berlin'e yaptığı onerinin can alı- cı noktasını, Deutsche Mark'ın Doğu'nun da para birımi haline getırilmesi oluşturu- yor. Eğer D.Almanya bu öneriyi kabul ederse malı bağımsızlığı ortadan kalkacak ve F.Alman Merkez Bankası'nın hükum- ranlığı altına girecek. Bonn hukümetı dun aldığı bir kararla "Almanya'nın biıieşmesini kendi dognıl- tusunda kabul ettirecegi" izlenimini uyan- dınnca, Washington ve özellikle Moskova'- dan beklenmedik tepkiler aldı. Dün sabah Bonn'da Başbakan Helmut Kohl liderliğin- de toplanan bakanlar kurulunun gündemin- de tek bir madde vardı: Demokratik Al- manya'ya yapılacak "para reformu" öne- risi. öneri kısaca şunu içeriyordu: Demokratik Almanya ekonomisini kur- tarmak için önce Deutsche Mark'ın D. Al- manya'run da para birimi haline getirilmesi gerekmektedir. Yani Doğu'da tedavulde olan paranın değiştirilerek yerine DM'nin geçirilmesi ve Federal Alman Merkez Ban- kası'nın Doğu'nun mali işlerini devralma- sı. Bu, F.Alman Maliye Bakam'nın deyi- şiyle "D.Almanya'nın bütün para işlerinin bir dökümüııü yapması"nı gerektiriyor. Normalde ıflas halindeki şahıs veya şirket- lere dayatılan bu "öneriyi" Federal Alman- ya D.Almanya'ya dayatmakta bir sakınca görmemişti. Ote yandan Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsu dünkü yonımunda Bonn'un önerisinin "Demokratik Alman- ya açısından feci sonuçlara yol açacagını" belirtiyordu. Doğu Markı DM'ye sabit bir kurdan cevrilecekti. Bu, bankalarda 150 milyar Mark tasarrufu olan Doğu vatan- daşlanrun bir anda yoksullaşmasım getire- cekti. Derken, beklenmedik "davet" kapıyı çaldı ve Başbakan Helmut Kohl, Dısişleri Bakanı Hans-Dietrictı Genscher ıle beraber cumartesi gunu Moskova'ya çağnldı. TASS'ın haberine göre SSCB Devlet Baş- kanı Mihail Gorbaçov ve Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, Alman politikacılarla "Almanya'nın birteşmesi" hakkında göru- şecekler. Aynı tanhte ABD Dışışlen Bakanı James Baker da Moskova'da olacak. Ba- ker'ın zıyaretı çok önceden kararlaştınlmış- tı.Başbakan Kohl 13/14 şubat tarihlennde D.Almanya Başbakanı Hans Modrow'u Bonn'da ağırladıktan sonra Moskova'ya uçacak, hemen ardından da ABD'ye gide- rek Başkan Bush'a rapor verecek. Bonn'- daki siyasi gozlemciler, Başbakan Kohl'ün "hızlı birleşme temposunun" Washington ve Moskova'da olduğu kadar Paris ve Londra'da da kaygıyla ızlendiğini belirti- yorlar. Nitekım Ingıltere Başbakanı Mar- garet Thatcher dun yaptığı açıklamada şöy- le diyordu: "Almanya'nın birleşmesi, hal- kın arzusu olabilir. Ama bu, populist ka- rarlarla değil, muttefiklerin onayıyla aüla- cak bir adımdır >e aceleye gelmez." NEW YORK TIMESX INHABERİ Türkiye'ye karşı Bulgar-Yunan ışbırlıgı The New York Times Gazetesi'nde yer alan bir haberde komşularımız Bulgaristan ve Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı ortak bir strateji geliştirdiği öne sürüldü. NEW YORK (Cumhuriyet) — ABD'de yayımlanan The Nevv York Times Gazete- si'nde "Yunanistan ve Bulgaristan, Türki- ye'ye karşı strateji geliştiriyor" başhğıyla dün yer alan bir haberde, Yunan ve Bulgar hükümetlerı arasında, Türkiye'ye karşı ge- lişen askeri işbirliği konu edildi. Atina mah- recli, Paul Anastasi imzası habere göre, "Önemli bir Türk-Müshiman azınlıga sa- hip olan Ortodoks Hıristiyan iki milletten oluşan Yunanistan ve Bulgaristan, Türki- ye'ye karşı askeri işbirliği dahil ortak stra- tejiler geliştiriyor." "Batılı diplomatik kaynaklar*" dayanan habere göre Yunanistan ve Bulgaristan hü- kümetleri Turk Müslüman azırüığın son za- manlardaki hareketini Avrupa'da lslamın yayılması yonunde "endişe" verici bır geliş- me olarak değerlendiriyorlar. Yunanistan'da son gunlerde yasanan olay- ları, geçen yıl Bulgaristan'da olanlara ben- zeten habere göre iki ulke azmkk sorunu ko- nusunda şimdiye değin farklı politika uy- guladı. Bulgaristan Tuıkleri göçe zorlandı. Buna karşın Yunanistan, Batı Trakya'ya Pontus bölgesinden gelen göçmenleri yer- leştiriyor. Yunanistan ve Bulgaristan arasındaki iş- birliği özellikle son aylarda yoğunluk kazan- dı. Bulgaristan Dısişleri Bakanı Boika Di- mitrov, Kuveyt'te Türkıye Dısişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile göruştukten sonra dosdoğ- ru Yunanistan'a gittı. Batılı diplomatlar The Nevv York Times'a, Mesut Yılmaz'ın Bulga- ristan Dısişleri Bakanı'nca yapılan saldır- mazlık paktı önerisini reddettiğini söyledi- ler. Yunanistan resmi makamlan da bu bil- giyı doğruladüar. Aynı şekilde Ankara'nın Yunanistan tarafından yapılan saldırmaz- lık paktı önerilenni sürekfi reddettiğini vur- guladılar. Haber, Batılı dıplomatlann Türkiye'nin pakt önerilenni reddetmesinın Yunanistan ve Bulgaristan'dakı kuşkulan arttırdığı yo- rumuyla devam ediyor. Şu anda Yunanis- tan Dısişleri Bakanı olan ve Trakya'da Müs- lüman etkinliğine karşı mudahalenın mima- rı olarak bilınen Andonis Samaras Bulga- ristan Dısişleri Bakanı ile görüşmesinden sonra Bulgar-Yunan ilişküerinin mükemmel olduğunu, Yunamstan'ın, Bulgaristan'a Av- rupa Topluluğu ile ilişkilerini geliştirmekte yardımcı olacağını açıkladı. Sovyetler Birliği'nde Komünist Parti ve devlet mekanizmasının yapısı Merkez Komitesi Q6nışletllnış toplanttsmın Stahlı Kuvvetler Yûksek Kormıtanlığı Mihail Gorbaçov'un kilometre taşları Sovyet Anayasası'mı 6. mad0esl 1936 Anayasaanda yavaş yavaş şelallenen ve Leonıd Breınev tarafından 1977de Sovyet Anayasası'nda somut foçHnde yer alan E maddemn tam metnı şöyle "Sotyetter BMil KMtfırist Partisi, Sovyet tef* •içnV. KoaMst Pnttai, Soıyct sMtMinia, devM «rjantanmnratopİMisalfttgyitorlnçeklrtejidk. S8KP hak td" nrdır n tafcıı»toı«Ma«edir. MaıksM-UflMst daktriatemflnie yikjeleıı Ktmtaist Parttsi, ta*)wmn kanamnan- M I 9M0I pcnpM(iıfwffıiHı SSCB nnı ıç vc nş poMıu yvnrtyİBriııl çfzvf, Sovrat taüunuı bvytk «f, kMinizmhı zateıf tçbı mncadrteshıe bflhnal Mr IMMI N öfjitti Mf nitelik lıımı*nı P; -ni SSCS'niR Aıuramı çwçt»m«* Partı buraü dev et cıhazındakı soramluluk mevkılenne her dûzeyde yaptığı bûtûn atamalarda dramaW( biçim alan tekelcı bıçımöe uvguıar (nokta nokta göstenler oklar) Bu uygulama (geçen yılkı parlamento seçımlennde büyük Mçüde yara aknıştır) hıçbır metınde açıkça hûkıne bağlanmamı; yalnızca anayasanm olduğu gıbı 6 maddeyı aşağı yukan tekrarlayan parti prog- ramının 4 tjölümiınde de satır aralarında belırtıtaştır Bu metn'n kaldınıması ya da değıştınlmesı, nomenklatura (yonetıcı grup) ılkesımn yasal temelını crtadar kaldıracaktır Merkez Komitesi genışletılmış toplantısmın bu metın ûzennde bır yetkısı yoktur Ancak Merkez Komitesi Halk Temsılcılen Kİong- resı nden 6 maddeyı kaldırmasmı ya da daha lıberal hale getmlmesmı ısteyebılır Aynı şekilde parbnın geleceK kongreane programın i ûölununun kaldırılmasını ya da daha lıberaı hale getınlmesıoı önerebılır Uerkez Komitesi Gentşletılmtş Toplantısı aynı şekilde programın 7 bölümûnûn nıspeten Mberal mtelıguu pekışûrebılır Prog- ramın7 bolûnHJ. progranıır 4 bölûmü ile çeliskıye dûşmekten kaçınmayarak parfiye "sosyalıst özyûnebmm kuruluşunda, sosyal guçlenn sefbestce hareket etmesıne" ıztn vermesını tavsıye etmektedır Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı ve Komünist Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, iktidara geldıği 1985 yıluıdan bu yana dunyada adından en çok soz edılen lider konumunu korudu. Sovyet liderinin siyasal yaşantısındaki dönüm noktalan şöyle: 1985 11 mart: Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri oldu. 1986 16 aralık: Gorkı'de surgunde bulunan Sahaıov, serbest bırakıldığını Gorbaçov'un kendisınden öğrendi. 1986 aralık ile 87 şubatı arasında yaklaşık 200 muhalif serbest bırakıldı. 1987 haziran: Ekonominin yönetıminde bir reform projesi kabul edıldı. 1988 23 mayıs: Merkez Komitesi SBKP'nin yeniden düzenlenmesı ve rolünün yeniden tanımlanması, devletle yurttaşlar arasındaki ilişkiler, kiliselerin haklan ve sosyalist bır hukuk devletinin kurulması ile ilgili reformları kabul etti. 1 haziran: Şirketlerle ilgili yasa yururluğe girdi Psikıyatnk hastaneler sağlık bakanlığına bağlandı. 13 haziran: Yûksek Mahkeme, Stalin yargılamalarının kurbanlanna itibarlarını iade e"i 21 haziran: Buharin'in itibarı iade edildi. 28 haziran: Gizli oyla seçilen devlet başkanlığı makamı ihdas edildi. 1989 26 mart: Halk Temsıleileri Kongresı'nin seçımlerinın bırinci turu yapıldı. Komünist Partisi'nin birçok resmi adayı yenilgiye uğradı. 25 mayıs: Kongrenin 2250 üyesi, Gorbaçov'u Devlet Başkanı seçti. 27 temmuz: Yüce Sovyet, uç Baltık curnhuriyetinin 1990 başından itibaren "özerkliğine kavuşmasf'nın lehinde tavır belirtti. 20 eylnl: Gorbaçov, parti yönetiminin kökliı biçimde değişikliğe uğratılması kararını Merkez Komitesi'ne onaylattı. • Buna göre muhafazakârlar parti yönetiminden uzaklaştırıldı ve reformcular yukseldı. Milliyetler politikasındaki yeni platform, birliktekı cumhuriyetlere "ekonomik egemenlik hakkı"nı tanıdı. 28 aralık: Litvanya yetkilileri, Sovyetler Birliği'nin çoğulcu sisteminin ilk adımını resmen attılar ve Sovyet Partisi'nden aynlan Litvanya Partisi'ni yasal hale getirdiler. 31 aralık: Gorbaçov, iki Almanya'nın "kendi kaderini tayin hakkı"ru tanıdı. 1990 yılı ise Mihail Gorbaçov için büyük çalkantılarla başladı. Ocak aymın ilk haftalarında Baltık'taki Litvanya Cumhuriyeti Komünist Partisi'nin Sovyet Komünist Partisi'nden ayrılma kararı, büyük bir bunalıma yol açtı. Sovyet lideri, Litvanya'yı ziyaret etmesine rağmen yetkilileri bu kararından dönduremedi. Gorbaçov, Moskova'ya döner dönmez ise Azerbaycan bunalımı patlak verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear