Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
DÖNYA SATRANÇ ŞAMPİYONASI
Kasparov 16. oyıuıu kazandı
• Kiiltttr Servisi — Fransa'nın Lyon kentinde devam edilen
Dünya Satranç Şampiyonası'nda, Dünya Şampiyonu Gari Ka-
sparov rakibi Anatoli Karpov'u 16. oyunda yenerek 8,5-7,5
üstünlük sağladı.
Cumartesi gecesi ve pazar gecesi iki defa arka arkaya er-
telenen oyun, 102. hamlede Kasparov'un galibiyetiyle sonuç-
landı. Kasparov, rakibinin satranç uzmanlan tarafından
'harika' olarak nitelenen savunmasına karşın, taş üstünlü-
ğünü zor da olsa kazanca dönüştürmeyi başardı. Toplam ola-
rak 12 saat, 16 dakika süren ve üç güne yayılan oyunda,
Kasparov 6 saat 23 dakika, Karpov 5 saat 53 dakika zaman
harcadılar.
tki K'nın altı yıldır süren ezeli rekabetinde 147. karşılaş-
malarına tekâbül eden 16. oyun, şimdiye kadar bu maçlarda
oynanan en uzun ve 100 hamleyi geçen ilk oyun oldu.
Uluslararası usta Suat Atahk, Karpov'un yanlış plan uy-
guladığını ve oyun sonunda taşlannın hareket kabiliyetinin
az olduğu bir duruma düşerek kaybettiğini söyledi. Atalık,
son durumda Karpov'un h8 karesinden mat tehdidini önle-
yemediğiııi, fıl-at kınşılması halinde de Kasparov'un kale kar-
şılığında fıl ve piyon alarak, kalan piyonunu vezire terfi
ettirmek suretiyle kolayca kazanabileceğini belirtti.
Bugün oynanacak 17. oyun öncesinde avantajh duruma
geçen Kasparov'a, unvarunı koruması için kalan 8 oyunda
3,5 puan yetiyor. Karpov'un unvanı tekrar ele geçirebilmesi
için kalan oyunlarda Kasparov'u en az iki defa yenmesi ve
12,5 puana ulaşması lazım.
16. Oyun
Beyaz
(KASPAROV)
I.e4
2.AÖ
3.Ö4
4.Axd4
5.Axc6
6.e5
7.Ve2
8.c4
9.Ad2
10.b3
U.Fb2
13.Vxd2
14.cxd5
15-Kcl
16.Kxc7
17.f3
18.g4
19.Fb5
2O.Kxc8
21.0-0
22.h3
23.hxg4
24.Vd4
25.Kf2
26.Kh2
27. b4
28.axb4
29Ffl
3O.Fd3
31.Ff5
32.Vd2
33.Fd4
34.Fbl
35.Kh3
36.Fc2
37.Vf2
38.e6
39.Fxbl
4O.Şh2
Siyah:
8
7 '1
Siyah
(KARPOV)
e5
Ac6
exd4
Af6
bxc6
Ve7
AdS
Ab6
Ve6
a5
Fb4
Fxd2 +
d5
cxd5
0-0
Vg6
Ff5
Fbl
Kac8
Kxc8
h5
hxg4
Fc2
Ve6
Kc7
Ad7
axb4
Af8
Fb3
Fc4
Ve7
Kc6
Ka6
Ka3
Kb3
Vxb4
Ag6
Kbl +
Vxbl +
fxe6
KARPOV
a b c d e f g h
Beyaz: KASPAROV
1. ERTELENME DURUMU
(4O.Şh2 fxe6)
41.Vb2
42Fxb2
•43.Kh4
44.Fc3
45.Şg3
46.FÖ2
47.Kh5
48.Fa5
49.Kh8
50.Ke8 +
51.FM +
52.Kc8 +
53Kc5
S4.Kc7
55.Ke7-ı-
56.Kd7
57.Ka7
58.Fa5
59. f4
6O.Şxf4
61.Ka6 +
62.Şe5
Vxb2 +
Af4
Ad3
e5
d4
FdS
Şf7
Şe6
Ab2
Şd6
Şc6
Şd7
Şe6
g«
Şf6
Fa2
Fc4
Fd3
exf4 +
Fc2
Şf7
Ad3 +
SERGI
Beyaz
(KASPAROV)
63.Şxd4
64.gS
65.Fd2
66.Şd5
67.Ka7 +
6S.Fe3
69.Şe5
7O.Fb6 +
71.Kc7
72.Fe3
73.Ff4
74.Ka7
75.Fh2
76.Fgl
77.FC5+ Şg8
78Şd6 Şf8
79.Fd4 Fg4
8O.Fe5 Ff5
81.Kh7 Şg
8
82.Kc7 Şf8
83.Şc6 Şg8
84.Ke7 Şf8
85.Fd6 Şg8
86.Ke8+ şn
87.Ke7 + Şg8
88.Fe5 Şf8
Siyah: KARPOV
Siyah
(KARPOV)
Af2
Ff5
Şe7
Ae4
Şe8
Ac3 +
Şd8
Şe8
Ae4
Ag3
Ah5
Şf8
Ag7
AhS
Beyaz: KASPAROV
2. ERTELENME DURUMU
(88.Fe5 Şf8)
89.Ka7
90.Ş46
91.Ka3
92.Ke3
93.Şc7
94.Şd8
95.Fb2
96.Fc3
97.Ke7 +
98.Fe5
99.Ka7
100.Kc7
101. Fd6
102.Se7
Fg4
Fh3
Fg4
Ff5
şn
Fg4
Fe6
Ff5
Şf8
Fd3
Fe4
Fbl
Şg8
Siyah terk
eder.(l-O)
Siyah: KARPOV
a b c d e f g h
Beyaz: KASPAROV
SON DURUM
(101 ...Şg8 102.Şe7 Terk)
İskender'in 4. sergisi
• Kültür Servisi —
Kemal İskender'in
resim sergisi Levent
Sanat Galerisi'nde 16
arahk tarihine kadar
sürecek. Bugüne dek
yurtiçi ve yurtdışında
5O'ye yakın karma
sergiye katılan
tskender, dördüncü
kez kişisel sergi
açıyor. Kemal
Iskender,
resimlerinde
palyaçolan, sokak
şarkıcılannı,
niyetçileri konu
alıyor. Zeynep Göle,
sanatçının
yapıtlanyla ilgili
olarak "Yorumlan,
soyutun sınırlannı zorlayan bir fıgiirasyon ile
gerçekçiliğin sımrlarında dolaşan bir diğer anlayış
arasında gid'p geliyorlar" diyor.
POZİTİF VIBRATIONS ÇAĞDAŞ MÜZİK ETKİNLİKLERİ-4
David Murray
Kahil El'ZabarİSTANBUL TEKNİK ÜNIVERSİTESİ, TAŞKIŞLA BİNASI
7 Arahk 1990, 20:00 8 Aralık 1990, 17:00, 20:00
Büet Satış- Jazz Musc Centef, Ortaköy 158 22 09, Vakkorama Tatam 15115 71
Vaktaana Suadiye 360 90 90 Oganızasyon POZİTİF 144 33 94
MUZİKFiLiZALi
ABD'lipiyanistFrank Glazeryarın CemalReşit Rey'de bir resital veriyor
Haydn stilinin son halkasıFrank Glazer, Viyana
klasik stilini ve
geleneğini
öğrencilerine aktaran
zincirin son
halkalarından biri.
1960'h yıllarda
Ankara ve İstanbul'da
senfoni orkestralarıyla
ülkemizde konserler
veren sanatçı, bu kez
İstanbul'da resitalinin
dışında bir de
konferans verecek.
Karl Czerny, Viyana'da
1791'de doğcfu, yine Viyana'da
1857 yılında öldü. Beethoven -
in hem öğrencisi hem de arka-
daşıydı Czerny. Piyano dersle-
ri almaya başlayan her küçük
piyanist adayı, oğreniminin ilk
dört-beş yıhnı, yukanda sözünü
ettiğimiz Czerny'nin "Etu-
de'Meri ile geçirir. Ne var ki ay-
nı küçük öğrenci, Czerny'nin,
Beethoven ile yakınlığı dolayı-
sıyla Viyana klasik stilini ken-
dinden sonra gelen kuşaklara
öğrencileri kanahyla aktardığı-
nı pek bilmez.
Beethoven'in kalıtımı Czerny
kanalıyla iki onemli öğrencisine
geçmişti. Bunlardan biri Lisıt,
öteki de Leschetizky idi. Theo-
dor Leschetizky Polonya'da
doğmuş St. Petersburg Konser-
vatuvan'nda yetişmiş, sonradan
Viyana'ya yerleşerek Czerny'-
nin öğrencisi olmuştu. Lesche-
tizky tarihe piyanistliği ile değil,
Paderewski, Arthur Schnabet ve
GabrilowiUch'in hocası olarak
geçmişti.
Schnabel, ilk konserini sekiz
HOCASI SCHNABEL'Dt — Frank Glazer'in piyano ögretmenlerinden biri de Arthur Schnabel-
di. Hocasının Glazer'e verdigi öğütlerden biri de şuydu: "Sadece piyanistlikie yetinmeyin, miizis-
yen olun önce..."
yaşında verdi, bütün kariyeri lışmıştı. Moerschel, ölüm döşe- nın maddi desteğiyle Berlin'e
boyunca da özellikle Beethoven ğinde öğrencisi Frank Glazer'e, ayak bastı. On yedı yaşındaydı
ve Schubert yorumlanyla dinle- Berlin'e gidip orada Artur ve Berlin'de Schnabel den baş-ve Schubert yorumlanyla dinle-
yenleri hayran bıraktı. 6 aralık
perşembe akşamı Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda bir re-
sital verecek olan Amerikalı ün-
lü piyanist Frank Glazer'in ilk
piyano hocası Jacob Moerschel
de Viyana'da Leschetizky ile ça-
gidip
Schnabel'i bulmasını ve mutla-
ka piyano çalışmalarını Schna-
bel'le sürdürmesini vasiyet
etmişti.
Glazer, 1932 yılında hocası-
nın vasiyetini gerçekleştirmesi-
ne olanak sağlayan iki iş adamı-
ka kimseyi tanımıyordu. Bir yıl
boyunca çok hızlı bir repertuar
çalışmasına girerek çevreye
uyum da sağlayan Glazer, ne
yazık ki Almanya'nın son hızla
felakete doğru koşmasmdan et-
kilenecekti. Nitekim, 1933 yılın-
da Hitler'in Nasyonal Sosyalist
Partisi iktidara gelince tehlike
çanlan çalmaya başlamıştı. Re-
ichstag yangını ile birlikte Nazi
terörü tırmanmaya başlamış,
Arthur Schnabel gibi Yahudi
asıllı oisun olmasın nice anti-
Nazi'nin artık Almanya'da ya-
şama olanağı kalmamıştı. Hit-
ler'in iktidara gelmesinden üç ay
gibi kısa bir zaman sonra
Schnabel, İtalya'ya Como gölü
civarına taşınmak zorunda kal-
dı. Frank Glazer'e de hocasıy-
la birlikte İtalya yolu gö-
rtinmüştü.
Schnabel, konser piyanistliği
kariyeri ile hocahğı, eğiticiliği
birlikte sürdürebilen ender mü-
zisyenlerden biriydi. öğrencile-
rine Leschetizky'nin kendisine
verdiği öğüdü yinelerdi hep.
"Sadece piyanistlikie yetinme-
yin, muzisyen olun önce..."
Frank Glazer, hocasının öğu-
dünü dinleyen ve Haydn'dan
başlayarak, Beethoven, Czerny,
Leschetizky ve Schnabel yoluy-
la kendisine kadar ulaşan stil ve
geleneği öğrencilerine aktaran
zincirin son halkalarından biri.
Bu geleneği surduren bit başka
hoca da Glazer'in arkadaşı Ma-
ria Curdo; şimdi Londra'da öğ-
renci yetiştirmekte.
Frank Glazer ilk kez 1957 yı-
lında Türkiye'ye gelmişti.
196O'lı yılların başında da hem
Ankara hem de İstanbul'da sen-
fonik orkestralarla konserler ve-
ren sanatçı, 20 yıl sonra Türki-
ye'ye yeniden gelerek bu kez bil-
gi ve birikimini 7 aralık cuma
günü yine Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda vereceği
konferans ve "Workshop"da
Türk müzisyenleri ile pay-
laşacak.
Parmaklarıyla şarkı
söyleyen piyanist
BİRETTEN CHOPIN — tdil Biret, Alexander Schwinck'in yö-
nettiği hafta sonu konserlerinde Chopin'in birbirinden akıcı ez-
gileriyle birlikte şarkı söylüyordu eser boyunca.
tDSO'nun son iki haftaki konserlerinde solist
olarak kemancı Suna Kan ve piyanist İdil
Biret yer aldı. 30 kasım ve 1 aralık
konserlerinde solistlik yapan İdil Biret,
Frederick Chopin'in Op. 21, No: 2 Fa Minör
Piyano Konçertosu'nu şimdiye kadar hiçbir
piyanistten dinlemediğim kadar etkileyici, Krik
bir anlayışla yorumladı.
Istanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası'mn son iki haftaki kon-
serlerine Türkiye'nin yasa ile
yurtdışma gönderilen ilk iki mü-
zisyeni solist olarak katılıyorlar-
dı. önce 23-24 kasım konserle-
rinde kemancı Devlet Sanatçısı
Suna Kan, Max Bnıch'un op.
26, No.l sol minör keman kon-
çertosunu yorumladı. Konseri
Alexander Schwinck yönetiyor-
du ve program Ferit Tüziin'un
"Tiirk Kapriçyosu" ile açıhyor
Antonin Dvorak'ın op. 88 No.8
sol majör senfonisi ile kapa-
nıyordu.
30 Kasım-1 Aralık konserleri-
nin solisti Devlet Sanatçısı piya-
nist İdil Biret ise Frederick Cho-
pin'in op. 21, No.2 fa minör pi-
yano konçertosunu şimdiye ka-
dar hiçbir piyanistten dinleme-
diğim kadar etkileyici, lirik bir
anlayışla yorumladı.
İdil Biret'in yorumunda "bel
canto" stilinin tüm öğelerini faz-
lasıyla bulmak mumkundü. Sa-
natçı, Chopin'in o birbirinden
akıcı ezgileriyle birlikte şarkı
söylüyordu eser boyunca. Öte
yandan, ezgilerin güzelliği ile
gözlerimizi kamaştırmışken, o
ezgileri destekle>
r
en ara partile-
ri unutmuyor, onların da yeri
geldiğinde sahne ışiKİarına çık-
malanna izin veriyordu. Uçün-
cü bölümdeki Polonya Halk
Banslarının (Krakoviak ve Ma-
zurka) kendine özgü aksağımsı
ritmini herhalde İdil Biret kadar
kıvraklıkla yansıtan piyanistler
ikiyi geçmez günümüzde
Konserin programı bir önce-
ki konserde olduğu gibi gayet
dengeliydi. Ulvi Cemal Erkin-
in "Köçekçe"si ile başlayan bi-
rinci bölüm, Chopin Konçerto-
su ile bitiyor ve aradan sonra or-
kestra Dmitri Şostakoviç'in op.
47, No.5 re minör senfonisini
yorumluyordu. Şoştakoviç sen-
fonide başta başkemancı Gül-
den luralı'ya düşen solo bölüm
olmak üzere tüm solo calgılar
övülmeye değer bir düzeyde yo-
rümladılar partilerini. Ancak bu
kez hep ihmal ettiğim trombon-
ları özellikle tebrik etmek iste-
Michael Breckefın "Now You See It" adlı albümü Türkiye'de de çıktı
Tenorun korlu sesine bir çağrı
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM— Tenor sak-
sofoncu Michael Brecker'dan
bir solo çalışma: Albümün aaı,
"Now You See It... (Now You
Don't)". Kapakta ünlü Hollan-
dalı illustratör MC Escher'in
görsel algılamayla oyunlar oyna-
yan "Gök ve Su I" adlı yapıtı yer
alıyor. Rastgele bir seçim değil
bu elbette; Hollandalı ustanın
gözle kurduğu ilişkiyi Brecker
kendine has ustalığıyla sese dö-
küyor son albümünde.
Bu, Brecker'in üçüncü solo
albümü. "Michael Brecker" adı
altında dört yıl kadar önce çı-
kardığı ilki, caz tarihinde altın-
la çerçevelendi bile. Jack DeJoh-
nette (davul), Kenny Kirkland
(piyano), Pat Metheny (gitar) ve
Charlie Haden'dan (bas) olusan
bir virtüözler ekibinin katkısıy-
la gerçekleşen "Michael
Brecker" tek başına bütün caz
tarihinin dopdolu bir özeti ol-
muş; "caz öldü" diye tutturan
tutucu nostaljiklerin önünde bir
anıt gibi yükselmişti.
Brecker, çalgısındaki ustabğı-
nı yine bol bol sergilediği ikinci
albümü "Don't Try This At
Home" ile elektro caza yönel-
mişti; sonunda albümünde de
yine aynı bölge içinde geziniyor.
Ömrünün yarısından tazlası-
nı bugünün ve yannın muziğini
tayin eden bir "kaymak tabaka-
sı"nın ortasında geçiren 40 ya-
şındaki Brecker'in, tenor sakso-
foncular içinde, en tepede, ken-
disi için kurulmuş bir ligde oy-
nadığını söylemek, abartma sa-
yümamalı. Bu genç adam, çal-
gısının tarihini avucunun içi gi-
bi biliyor. Solosu iki dakikayla
sınırlı bile olsa, tenorun geçirdi-
ği bütün evrimi safha safha no-
talara döken bir usta. Ben Webs-
ter'in hüznü, Lester Young'ın
aheste lirizmi, Coleman Haw-
kins'in koyu netliği, Sonny Rol-
lins'in sürati ve yaratıcılığı, Joe
Henderson'ın ritmik cambazlı-
ğı, John Coltrane'in armonik
cömertliği, Wayne Shorter'ın ge-
ometrisi ve entelektüelizmi...
Brecker'm tenorunun harcım
karanlar. Brecker, bir kavşak
noktası.
Bütün bunlar kendisine özgü
bir "sound" geliştirmiş olması-
na engel değil elbette ki. Dilediği
zaman Charlie Parker'ın ya da
Coltrane'in otoyolunda ses du-
varını aşıyor, dilediği zaman Or-
*nette Coleman'ın taşlı patikala-
nnda da rahatça geziniyor; hatta
bunlan tek bir vurus içinde mut-
hiş bir süratle birleştirebiliyor,
kendine özgü bir teknikle. Hız-
lı tempolu parçalarda, 1970'leri
tayin eden bir uslupla, bir ma-
kineli tüfek gibi ateşliyor nota-
larını. Orta ve düşük tempolu
olanlarda ise kimliği daha belir-
gin: Denge ya da denetimi bir an
bile kaybetmeden, notaya doğ-
ru adeta "kayak yaparak" geli-
yor ve "sıkıştınyor". Özellikle
'staccato' cümlelerde parmakla-
rıyla dili arasındaki işbirliği
müthiş bir ustalığın kanıtı. Acı
dolu bir tonu var Brecker'in; an-
cak o tipik tiz püskürtmelerin-
de bile müziksel sağduyusu ipin
ucunu kaçırmıyor. Sadece acı
yok tonunda; kor parçalan da
var.
Ufkunun ve geri planının ne
kadar geniş olduğunu kavramak
için, yeni albümündeki "Minsk",
"Never Alone" ve "Dogs In The
Wine Shop" başlıkh bestelerdeki
sololanna özelü'kle kulak ver-
mek gerekiyor. Bunlarda bir te-
nordan duymak istediğiniz her-
şeyi duyacaksınız.
Yerli albümdeki ekipte genç
yetenek Joey Calderazzo (piya-
no), Adam Nussbaum (davul),
Omar Hakim (davul), Victor
Bailey (bas) ve Don Alias (vur-
malılar), dikkati çeken isimler.
Bu, sanatçının üçüncü albü-
mü; ama 20 yılı aşkın kariyeri
boyunca katkıda bulunduğu al-
bümlerin sayısı 400'u aşıyor.
Başka bir deyişle, modern mü-
ziğin günümüzdeki durumunda
Brecker'in çok önemli bir payı
var.
1970 ve 80'ler boyunca birlikte
çaldığı isimler, yeterli fikri vere-
cek nitelikte: Frank Zappa, Ho-
race Silver, Quincy Jones, Chick
Corea, Paul Simon, Steely Dan,
Bruce Springsteen, Eric Clap-
ton, Joni Mitcheil, Charles Min-
gus, Billy Joel. James Taylor,
Steps Ahead, Herbie Hancock...
Brecker, her türden müziği se-
viyor. İlk solo plağmı çıkarmak
için bunca yıl beklemesi de bel-
ki bu yüzden.
Philadelphia doğumlu Brec-
ker, ilk müzik derslerini piyano
çalan babasından almış. Önce
klarnetle başlamış işe, sonra al-
to, en sonunda tenor üzerine ka-
rar kılmış. -Soprano da çalıyor-
DENGELt VE DUYARLI — Tenorun günümüzdeki dunımu için
barometre arayanlara son Brecker çalışması hararetle salık verilir.
du, ama 1970'lerde bıraktu Mü-
ziksel etki olarak Shorter. Miles,
Sonny Rollins, Joe Hendersno.
Zawinul, Coltrane ve VV'ynton
Kelly'i gösteriyor.
İndiana Üniversitesi'nde bir
yıl okuduktan sonra, trompetçi
kardeşi Randy ile New York'a
yerlesen Brecker, 1970'tedavul-
cu Billy Cobham, gitarist John
Abercrombie ve basist Will Lee
ile ilk grubunu, Dreams'i kurdu.
Rock ile caa ilk birleştiren grup-
lardan olan Dreams'in iki albü-
mü hâlâ kalitesinden bir şey yi-
tirmiş değil.
1973'te sona eren Dreams de-
neyimi, Brecker'in adının caz
çevresinde duyulması için yeterli
oldu. Yine bu sıralarda stüdyo-
larda ilk "konuk" kayıtlarını
yapmaya başlayan Brecker,
1975'te kardeşi Randy ile caz ve
funkı kenetleyen sıkı bir grubu,
The Brecker Brothers'ı kurdu.
1980'e kadar süren bu 'antren-
man' boyunca tenorunu iyice
biledi.
Ne kadar iyi bilediği, 1980'de
Mlke Mainieri (vibrafon) ile
kurduğu ve geçen on yıhn mü-
ziğini Weather Report'la birlik-
te peşinden sürükleyen Steps
Ahead deki icraatıyla ortaya çık-
tı. Gerek bu gruptaki çalışmala-
rı, gerekse Metheny - DeJohnet-
te.- Haden üçlüsüyle birlikte
yaptığı "80/81" albümü, Brec-
ker'in bir kavram, bir üslup ola-
rak doğaçlama tarihine yerleş-
mesine yetti de arttı. -Artanlar,
sonra solo çalışmalar biçiminde
geldir
Tenorun günümüzdeki duru-
için barometre arayanlara,
Türkiye*de de çıkan son
Brecker çalışması hararetle
salık verilir. Denge, simetri, göl-
geleme, du yarhhk ve incelik, bu
büyük müzik ressamının tenor
fırçasında saklı.
Fırıncıoğlu
oyun yönetecek
• Kültür Servisi — Uzun
yıllardır ABD'de tiyatro ve
müzik çalışmalarını
sürdüren Semih Fınnaoğlu,
tstanbul Devlet
Tiyatrosu'nda Büchner'in
"Danton'un Ölümü" adlı
oyununu sahnelemek üzere
fstanbul'a geldi. New
York'da Time and Space
Ltd. topluluğunun
dramaturgluğunu ve müzik
yönetmenliğini yapmakta
olan Fırmcıoğlu, aynı
zamanda ABD'nin çeşitli
kentlerinde tiyatro
seminerleri veriyor ve oyun
yönetiyor. tstanbul Devlet
Tiyatrosu'nca sahnelenecek
olan "Danton'un ölümü",
söz, müzik, hareketle görsel
olguların iç içe geçtiği bir
çalışma olacak.
Türk resminde
• Kültür Servisi —
Istanbul Urart Sanat
Galerisi'nde "Çağdaş Türk
Resminde Nü" Sergisi
bugün açıhyor. "Gövdeler"
adını taşıyan sergi, 31 aralık
gününe kadar açık kalacak.
SeTgiye yapıtlanyla katılan
dokuz sanatçı Neşe Erdok,
Mehmet Güleryüz, Ömer
Uluç, Şenol Yorozlu, Fatma
Tülin Oztürk, Bedri
Baykam, Arzu Başaran,
tsmet Doğan ve Kezban
Arca Batıbeki.
'Son İmparator'
içinözür
• PEKİN (AFP) —
Sinemaya da uyarlanan
"Son İmparator" adlı
kitabın yazarı, son Çin
Imparatoru Pu Yi'nin
eşinden özür diledi.
Amerikalı yazar Edward
Behr, kitabındaki
"yanhşhklar"dan dolayı
içtenlikle özür dilediğini
belirtti ve bunlan
düzeltmeye hazır olduğunu
söyledi. İmparator Pu
Yi'nin dul eşi Li Shuxian,
Bertolucci tarafından
çevrilen ve Oscar kazanan
"Son İmparator" filmini^ke
eleştirmiş, fihnin Batılı
seyircinin beğenisine
seslenmek uğrunda bazı
gerçekleri çarpıttığını ileri
sürmüştü.
Müzayedede
kriz
• LONDRA (AFP) —
Christe tarafından geçen
pazartesi günü düzenlenen
müzayedede birçok yapıt
alıcı bulamadı. Satışa
çıkanlan yapıtlann yalnız
yüzde 25'inin satıldığı
müzayede, Christie'nin son
yıllardaki en başarısız
müzayedesi olarak
nitelendi. Elizabeth Taylor'a
ait olan bir Van Gogh'un
yanı sıra Monet ve
Picassoların da satılamadığı
müzayede, birçoklanna göre
sanat piyasasında yasanan
bunahmın bir göstergesiydi.
UGUN
• Çark' üzerine İÜ
Basm Yayın Yüksekokulu
Sinema Kulübü'nün
düzenlediği söyleşiler
kapsamında SİNEKAM
Derneği Başkam Muzaffer
Hiçdurmaz'la saat 15.00'te
bir söyleşi yapılacak.
1ÜBYYO Anfi 2'de yer
alacak esöyleşiden önce
saat 13.00'te Hiçdurmaz'm
yönettiği "Çark" adlı Fılm
gösterilecek.
• Summerdreams'
İFSAK'm düzenlediği
Istanbul Fotoğraf Günleri
kapsamında Yıldız
Üniversitesi Sabancı
Kitaphğı'nda Lüksemburglu
fotoğraf sanatçısı Jean
Jacques Lucas'ın "Yaz
Düşîeri / Summerdreams"
adlı sergisi açıhyor.
BlLSAK1
TA
BUGÜN
5 Anüık Çarşamba:
19.00 Istanbul/Keru ve
Yaşam3 "Yeşil
Alanlann Ya£ması"
YUccl GÜRSEL,
Nüzhet DALFES,
KoriıanGÜMÜŞ,
AhmctC. YTLDIZ
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (S.Kat)
12.00-18.00 Heavy Metal
18.00-24.00 Rock
21.00 EridnKoray
BİLSAK, Sıraselviler
Cad., Soğancı Sok.7
CİHANGIR
143 28 79-99