23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ARALIK 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu PİYASA Saddam zamları Avizeler çeşitli aydmlatma sistemleri üreten bir firma, ürünlerine yaptığı yüzde 165'lik fiyat artışının gerekçesini müşterilerine gönderdıği bir mektupta şöyle açıkladı: "Hammadde, genel gider, işçılıklerde ve çeşitli girdılerde doğan olumsuz maliyet artışlarını, imalatımızda kapasıte ve verim artışı sağlayarak göğüslemeye gayret ederken, Körfez kriziyle petrol ve petrol ürünlerinde ortaya çıkan anormal fiyat artışlan, fiyat listemizı değiştirme gereğini doğurmuştur. Bizleri de üzen normal üstü görünen artışlar için bizi anlayışla karşılayacağınıza inanmaktayız." PİKNİK PİYALE MADR.4 BAKAN OLACAK ÖĞRENCİ ÜSTUES2İHDBONLA DtK/ Bir baltaya sap Avni... Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği "Öğretmenler Günü" yemeğinde Bakan Avni Akyol'u bekleyen en büyük sürpriz. bakanın ilkokul öğretmeni Makbuie Tekmen ve Akyol daha sürprizden sonra birbirlerıne uzun süre sarılan 70 yaşındaki Ekmen ve Akyol daha sonra muhabbet etmeye başladılar. Tekmen, 96 numaralı Avni Akyol'un ilkokul günlerini şöyle anlattı: "Bu da köçücük Avni, küçücükken dikkatiyle etrafımda pervane gibi dönerdi." Daha sonra Tekmen'e Aksoy'un küçükken "Milli Eğitim Bakanı" olabileceğini aklına getirip getırmedıği soruldu; Tekmen'in yanıtı ise açtk ve özdü: "Mutlaka bir baltaya sap olur diye düşünürdüm." Daha sonra mikrcfonu eline alan eskinin "küçük Avni"si, önce "Bana mıkrofon vermeyin de ne yaparsanız yapın" diyerek bir süre naz yaptıktan sonra "Ama öğretmenimi görünce coştum" diyerek hocasından "sevmeyi, sevilmeyi nasıl öğrendiği"ni uzun süre anlattı. llk öğretmenin insanın hayatında apayn bir yeri olduğuna da değinen Akyol, "Profesörler yan yan bakmasın, benim ilkokul öğretmenim, bir başka doruktadır" deyiverdi. Gecenin ikinci sürprizi ise Makbuie öğretmenin Akyol'a verdiği hediyeydi. Çünkü hediye küçük Avni'nin bir fotoğrafıydı. Akyol, fotoğrafı da gördükten sonra dayanamadr. "Allah, Allah şike gibi oldu bu. Allah, Allah ben demedim mı size kara kuruydum, diye." Ancak gecede sürprizlerin ardı arkası kesılmıyordu. Gecenin diğer sürprizleri Akyol'un kımliği ve karnesiydi. Akyol, karneyi alınca hemen sevinçle "pekiyi almışım" dedı. Makbuie Hoca'yla Akyol sürprizlerden sonra yine uzun süre sarıldıktan sonra hocaya "çok ömürler" dilendi. Makbuie Hoca ise ömür konusunda pek hevesli değildi: "Yok canım, 70'ine gelmişim zaten." Gece boyunca konuşmak istemediğim vurgulayan Akyol ise her seferinde, "Farz oldu, şimdi bir iki cümle konuşmak" diyerek beş defa konuşma yaptı. GÜNÜN FÖTDĞRAFI BECERİKLI AKBULUT Tek başına... (Fotograf: Rıza Ezer) ÇAĞ ATLAMAK Laiklik sohbetleri Türk Eğitim Derneği'nin düzenlediği "Eğitimde Laiklik" toplantısı 'acıkiı" saptamaların yanı sıra "renkli" konuşmalara da sahne oldu. Toplantının ilk gûnünde konuşma yapan, bir de panel yöneten Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, işe "laiklikten ne anladığımızı" fıkrayla izah etmekle başladı: "Çok tanınmış bir mimar Milano'nun en zengin ailelerinden birine villa yapmış. Villa nefis olmuş, açtlışı yapılıyor. İşte bahçede yemekler yenmiş, terasta içkiler içilmiş, ev sahipleri misafirleri gezdiriyor, villalarını tanıtıyor. Her şey mükemmel. Ev sahibi, sonunda misafirteri şöminenin de bulunduğu salona getirmiş. hep beraber oturmuşlar, konuklardan biri konuşmuş: — Her şey iyi güzel de şu şöminenin yanında saatlerdir heyket gibi kıpırdamadan duran adam kim oluyor? Ev sahibi de yanıtlamış: — Valla biz de bilemiyoruz. Proje başladığından beri, o orada durur. Ne biz sorarız ne de o kıpırdar. Güvenç, fıkrayı tamamladıktan sonra ekledi: — Bizdeki laiklik de böyle işte. Rahmetli Atatürk'ün eseri ortada duruyor. Ne olduğunu da kimse anlamıyor. • * • Bir dinleyici, Güvenç'e sordu: — Efendim, bu laiklik neyin nesi ki biz onun daha Türkçe karşılığını bile bulamadık? Güvenç, yanıtladı: — Laikliğin tam Türkçe karşılığı yok. Her kafadan bir ses çıkıyor. Farklı yorumlar, tanımlar getiriliyor. Biz laikliğin anlamını belki yaşamaya başladığımızda bulabiliriz. • • * Anayasa Mahkemesi Başkan Vekilı Yekta Güngör Özden de 7 yıl avukatlığını yaptığı İsmet İnönü'nün Atatürk'le ilgili bir anısını aktardı: "Atatürk, İnönü'yü Lx>zan'a gönderiyor. Giderken de sıkı sıkı tembıh ediyor: — İsmet, her şeyden ödün ver, kapitülasyonlann kaldırılmasından yana ödün verme. Gerçekten de kapitülasyonlar kaldınlıyor. Ama anlaşmaya taraf ülketere üç yıl süreyle gözlem hakkı veriliyor Atatürk'ün laiklik doğrultusunda attığı adımlar bir bir gelmeye başlıyor. Son olarak da 1926'da Medeni Yasa çıkarılıyor. Bunun üzerine Batılılar haber gönderiyorlar: — Biz gözlem hakkımızdan yazgeçtik. işte laiklik Türkiye'ye bunu da sağlamıştır. • • • Panelde bir konuşmacı, "İnsanın kadını, erkeği olmaz" deyince, ilk günün "son söz"ünü söylemek yine Prof. Güvenç'e düştü: — İnsanın kadını, erkeği vardır, yoksa halimiz nice olur? MİLLİ KULTURSUZLUK Materyalizm, kadın, meta, vs... Kültür Bakanlığı'nın çıkardığı "Milli Kültür" dergisı alelade konulara "ilginç" yaklaşımlarla eğiliyor. Dergının son sayısında 19 Mayıs Üniversitesi öğretim elemanı Ali Bulut'un "Türk ailesi" üzerine bir değerlendirme yazısı yer alıyor: —Tanzimattan sonra birçok kültür unsurunda olduğu gibi Türk ailesi, "Garp ailesi" dedikleri, hakikatte Garb'ın yalnız hâkim bir tıpini teşkil eden "sarsılmış aile'ye ozendirilmesıne rağmen öz varlığındakı değerlerı o günden bugüne daha büyuk sa^-itılar geçırerek devam ettırmiştir. — Datl Ud undyet y çarpık fikir akımları, Hıristiyan dünyasının maneviyatını, en çok aile yönünden sarsmıştır.. Materyalizm, ailenin kutsallığına indirilen en büyük darbe olmuştur. — Kadını bir meta olarak gören komünizm, "cinsi ortaklık" yaratarak insanı hayvanlaştırmıştır. Bulut'un görüşleri, dergideki diğer yazılarla da paralel doğrultuda. Derginin bir tek eksiği var. O da "Flörtün fahişelikten ne farkı var?" diyen Devlet Bakanı Cemıl Çiçek'ın başyazar olmaması. Kültür Bakanı Zeybek, bu sorunu da çözer herhalde. Yeni ilçemiz Yeniçağa Başbakan Yıldınm Akbulut, Bolu'nun yeni ilçe olan Yeniçağa beldesinden gelen partilileri ANAP Genel Merkezı'nde kabul ederken kısa bir konuşma yaptı. Akbulut konuşmanın bir yerinde, elindeki fotoigrafı göstererek şöyle dedi: "Bakın 1957 yılında Yeniçağa'dan bir heyet Celal Bayar'a gelmiş, Yeniçağa'nın ilçe yapılmasını ıstemiş. O zaman istediniz, şimdi biz ilçe yaptık." Yeniçağalılar'dan bazılan Akbulut'a inanmamış olacaklar kı kürsüye kadar gelip Başbakan'ın elindeki fotoğrafı ıncelediler. Kimi babasını, kimi de bir yakınını Bayar'ın yanında görünce yorum yapmadan geçemediler: — Akbulut, Bayar dan becerikli çıktı. IÇÇAMAŞIRIPEFILESI Galip Demirel davet bekliyor iç çamaşırları defilelerinin sıklaşmasından bu yana bazı gazeteierin magaztn eklerini de bu defilelerde çekilmiş fotoğraflar süslüyor. ANAP'ın muhafazakâr genel başkan yardımcılarından Galip Demirel, bu eklerden birini görünce dayanamayıp patladı: "Eskiden de liseli kızlarımız gecelik defileleri yaparlardı, ama doğrusu onlar bu gıysilerin yanında çok masum kalıyor." Bunu duyan gazeteci "Partinizden bazı milletvekilleri ve bakanlar da bu defilelere ilgi gösteriyor, ama sizin böyle bir defileye gittiğinizi hiç görmedik" diyerek atıldı. Demirel, gayet rahat yanıtladı: "Davet ettiler de gitmedik mi?" İç çamaşırı defilesi düzenleyenlere duyurulur. VERGİ Kazı acıtmadan yolmalı Tevfik Ertüzün DYP'nin "yenilerinden". Son genel kurulda Demirel'in listesini delerek Genel İdare Kurulu'na girdi. Ertüzün, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun da üyesi. ANAP hükümetinin hazırladığı son vergi paketi TBMM'de göruşülmeden önce Ertüzün'e "paket" üzerinde ne düşünüldüğünü sorduk. "Niyetleri daha çok vergi toplamak, ama vergi akJıkları taban aynı" dedi. "Yani ücretliden, az kazanandan daha çok vergi mi öngörülüyor" sorumuz ise Ertüzün "maliyeci ağzıyla" yanıtladı: — Evet ama kazı acıtmadan yolmak lazım. Ertüzün sonra ekledi: — Bu maliyeciler arasında böyle anlatılır, ama niyet kötü değıl tabıi, vatandaş yanlış anlamasın. HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞE.\ SOHD0dP0&u >a5MU»M AXrrtPA eZit/VlEZ Mİ, C*1E. ŞENı E8ö?TMe< dento içw av BUYUK Mirf.iA.uKTV.. \%Te ŞIMPI Bu / çT seHı ÇİZGÎLİK KÂMİL K4SARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL CÖKHAS r.C'RSES GARFIELD JM DAVIS BAZEN , , , PÛŞÛNÜyOGUM 6ARnELD- KEHDIMI ^ STZvH 3KICI BU O ZAMAN IPUK >30IS5l>ONU/VUJÇI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ HITL£f? VEMUSSOUM'NİN YOİDASI 138O'D£ BttSUN, UNLÜ fNG/LİZ fHfrSTİ Sf/P OSWAU> 84 MŞtNM ÖLMUfTÜ. 4et£TO*&4r Sig El£N MOSL£r, GEMÇÜĞfMDE SOSYA- tfZME yÖNCLMİÇ, tÇÇı PMKn'Sİ'AJDE ONEMU SÖ- GEVteK US7T£NMrf77. fSSZ'DE, Hı'rLCG </E MUS- SOLİHİ'rtE DİeSEK rEMASt IÇİNl>£, fAtSİlJz. «0- ş/srtE/e 8ı/su6i 'MI KU&4N osu/AU) MÛSLEY, tcı- SA SÜ&EOE ÖrE StVTSTM 2O 8İNE YÜKSEİ.TME- ri gAÇAgMiçn. zEneiu Bie S4zerc SAHISÎ OLAN viKour laorHEgMEee'iN PARASAL OESTS6/>//A/ DE BU *&NUM GOIÛ VAHDf.^NCAK, UNrFOKAnALi UYELGR.IN SÖVOE GÖSTCR/LE&İ \/E X<¥JUDIL£££ NİYLE MO£L£Y, IT. OÜN&I SAIMŞI SlgAStNCA MALKARA KADASTRO MAHKEMESİ ESAS NO: 1976/48 Malkara Ibribey koyu Köyiçi mevkiinde kain 1562 sayılı parsel 80 m: olarak Vehbi Guzel, aynı köy ve mevkıde kain İ0208 m! mikta- rındaki 1563 parsel ise davalı Recep Guler ve arkadaşlan adına tes- pit edilmıştır. 1562 parselden 90 m: miktanndakı yer yola 40 nV'lik yerde 1563 sayılı parsele ilave edılmesıne komısyonca karar verilmiş, davacı tarafından süresı içinde bu yerlerle ilgili olarak dava açılmış, mahkememızin 1976/48 esas, 1990/51 karar sayıh karan ıle dava- nın reddine karar verilmiştir.- Mahkeme hukmü ve davacının karan temyizi Ue ilgili dılckçesı; davalılar ölu Mehmet oğlu Osman Kara, Ahmet oğlu Şaban, Raşit oğlu Necıp, İsmail oğlu Ali Osman, Halil oğlu Eyup, Hasan oğlu Mustafa, Hasan oğlu Ali, Raşıt oğlu Ali, Salim oğlu Ahret, Feyzul- lah oğlu Süleyman, Osman oğlu Hasan, Salim oğlu Abdullah, Ta- hir oğlu Ahmet, Feyzullah oğlu Şakır, Salim oğlu Hasan, Osman oğlu Ali ve Seyıt oğlu Mustafa'nın olu olmalan ve mirasçılarmın buluna- maması nedeniyle karar ve davacının davasının reddedildiği, 1562 sayılı parselden kesilen 90 nv'lik kısmı ve 1563 sayılı parsele eklenen 40 m"lik kısmın kendisine aıt olduğu şeklindeki temyiz dilekçesı de tebliğ edilemediğmden ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; ka- rarın ve temyiz dilekçesinin ılanın yayımlanma tanhınden 7 gun sonra davalı mırasçılarına tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ılan olunur. ANKARA ASLİYE 2. TİÇARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Esas No- 1989/1542 Davacı Kurt ve Kurt Ithalaı Ihracat Mumessillik A.Ş vekili tara- fından davalılar ömer Gucuyener, Ali Yazgan ve Şukru Sofuoğlu aleyhlerine açılan satım aktinin ıptali davasının mahkememizde ya- pılan dunışması sonunda verilen 5.11.1990 gun ve 1990/1514 sayılı karar gereğınce; H.M ü.K.nun 9. maddesi gereğince davalı dilekçesinin yetki yönün- den reddine, talep halinde dosyanın yetkili Kadıköy Asliye Ticaret Mah- kemesı'ne gonderilmesıne, davalılar Omer Gücüyener ve Ali Yazgan vekilı yararına tarifeye gore lakdır edilen 100.000 TL. ucreti vekale- tın davacıdan alınarak bu davalılara verilmesıne, harç, masraf ve sair hususların yetkili mahkemece nazara alınmasına karar verilmiş bu- lunmaktadır. Davalılardan Şükru Sofuoğlu'na bundan onceki dava dilekçesi ik duruşma gunu tebligallar, adreslerinde bulunamadığından ve zabıta- ca da tahkıki mümkün olmadığmdan ilanen tebliğ edilmiş olmakla. mahkeme kararımn da ilanen tebliğine karar verilmiştir. Verilen karar gereğınce; dava Şukru Sofuğlu'nun mahkememiz ka- rannı suresı ıçerisinde diledığı takdirde temyiz etmesı gerektiği, aksi takdirde kararın bu şeklivle kesinleseceği ilanen tebligat yerine geç- mek uzere tebliğ olunur. 19.11.1990 Basın 40163 TEKİRDAĞ 2. KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No. 1986/1205 Davacı Hasan Varlık ve arkadasları vekili Av. Fethi Yalçın tarafından davalılar Hüseyin Yuksel ve arkadaşlan aleyhine mahkeme- mizde açılan tespite iüraz davasının \apılan açık duruşma>ı sırasında verilen ara karar gereğince: Yapılan tum aramalara rağmen adresleri tespit edılemeyen AYŞE KARACA. FATMA ZÜMRUT adlanna ilanen tebligat yapılma- sına karar verilmiş olup 18.12.1990 gunu saat 9.00'da vapılacak duruşmaya bizzat kendilerinin gelmeleri veya kendilerini bir vekille temsıl ettırmelerı, aksı halde davanın gıyaplarında devam edeceğı hususu adı geçenlere tebligat yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 48887
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear