25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 KASIM 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Uevtet Meteoroloıı Işlen Genel Mü- dürtüjü'nden aJınan hlgıye göre yur- dun kuzeybati kesmten ÇOK buluttu Trakya. Mamıara'nın batısı ve kıyı Ege yafimuriıj, öteKı yerler az buluttu ve açık, Marmara ıle yurdun ıç kesımien sabah saatlennde yojun olmak üzere yeryersıslıgeçecek HAIASICAKU- Gl Deöışmeyecek RÜZGAR Gûney yönlerden hafi* ara sıra orta kuvvet- te, Mannara ve Egede Kuvvetlıce ese- cek DENİZLERIMIZDE Ooğu Karade- nız ve Akdemzde kjble ve keşışleme- den, ötekı denızlenmızde kıble ve lo- dostan 3-5, Batı Ka/adenız, Marmara ve Ege'de 6 tarvvettmde saatte 10-21, Batı Karadenız Marmara ve Ege'de 27 demz Tiıiı hıda eseceK Dalga yüksekBfli 05-1 m. Batı Karaöe- ntz, Marmara ve Ege'de 1.5-25 m doiayında bulunacak. Van Gö- lü'nde tıava Az buluttu, sabafı saatlennde puslu geçecek Rûz- gâr gûney yönlertlen hafif, ara sıra orta kuvvette olacak. Göl, kûçük dalgalı olacak. Bıkmk BngSI Bıffis Botu BurSJ Çanakkafe Çonjm Derazi 28° 12° ftyarbalo' 22° 1-*° Ed me 23° 8°Erjjncan 19° 6°Erzunım 9°-5°Esioş«tw 19° 5°Saaamep 27° 16° ûresun 25° 12° Gûmûşrnne B 15° 7°HakOn A 23° 12° IsparU A 22° 1 f IstmtuJ Y 16° 5°lzmr Y 18° 3°Kars 22° 3°Mamsa 20° 12° K Maras 12°-1° Meron 2° -5° Mgjla 18° 4°Mu$ 23" 7°Nı0de 22°1S°Ofdu t5° 2°Samsufl 19° TSm 20°13°Sınop 21° 14° Stvas 11° -5° Tetarda{ 14° 3°KasBmonu B 15° 3°Trata>n 19° O°Tunralı19° S°Kays«ı 21° 11° Kırtdarelı ' 20°16°Konya 20° 1 Kütahya 20° 0° Mabtya 18° 4°\fen 19° 7°lfayat 12° 4° Zonguldak Y 20° 11° A 22° 8° A 26° 18° Y 20° 10° A 13° 2° B 20° 3° B 22° 15° B 23° 14° B 22° 14° A 22° 7» B 22° 13° B 17° r> Y 20° 13° B 23° 14° S 12° 4° B 19° 8° A 12° 0° B 18° 4° B J A-ıçık B-buiuOu G-gûneşt K-tarlı s-sıs* Y-yaflmurtı BTJLMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Havayla ses ve- ren, akordeona ben- zer çalgı. 2/ Bir ay- gıtın gereken işi ya- pabilmesi durumu... Bir devletin ya da kuruluşun simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf ya da şe- kil. 3/ IX. yuzyılda Rusya'yı egemenliği altına alarak Rus Imparatorluğu'nu kurmuş olan lskan- dinavyalı kabile... Bir yağış şekli. 4/ Ayak direme... Kalsiyumun simgesi. 5/ Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme. 6/ Bir gıda maddesi... Gele- neksel Ispanyol şarkısı ve dansı. 7/ Doku teli... Tarlaya atılan tohumu örtmek için gezdirilen ağaç sürgü. 8/ Emanet.-. Asya'da yaşayan bir cins geyik. 9/ Orta Anadolu'da yetişen, sert ve kurak iklime dayanıkb, küçük yapılı bir sığır türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hayvanı avcılığa alıştırma işi... Dağkeçisi. 2/ Avuç içi... Bir Avrupa ülkesinin başkenti. 3/ lnce yapılı... Bir makyaj malze- mesi. 4/ Toprakta biriken fazla suların çeşitli yollarla boşaltıl- ması... Fas'ın plaka işareti. 5/ Eski bir Fransız halk dansı. 6/ Sodyumun simgesi... Posta hizmeti görmeye alıştınlmış güver- cin. 7/ Bir işi yaptırabilme gucü.... Gülşeni tarikatında ilahiye verilen ad. 8/ Kesiien ağacın yerde kalan kütuk dibi... Kâr, men- faat. 9/ Sarhoş ya da kulhanbeyi bağırması... Bir meyve. 60YILÖNCE Cumhuriyet Gazi Hz. OTOMOBİLLERİ SEHViS KAMYONETTERİ OebBiftir. 25 KASIM 1930 Reisicumhur Hz. bugün saat 14 buçukta otomobillerile Çarşamba'ya gitmişlerdir. Çarşamba halkı büyük reisi aralarında görme saadetini emsalsiz bir sevinçle kutlulamışlardır. Gazi Hz. hukümet konağını Belediyeyi, C.H. Fırkasını, Turk Ocağını ziyaret etmişler ve fırkada azalarla ve Türk Ocağında gençlerle konuşmuşlardır. C.H. Fırkası azaları belediye intihabatında nasıl çaüştıklannı ve kazandıklarını heyecana yakın bir samimiyetle anlatıyorlardı. Reisicumhur Hz. Ocağın hatıra defterine şu cümleyi yazmışlardır. *'Çarsamba Türk Ocağında : tanıştığım kıymetli gençlik iftihara lâyıktırf' Gazi Hz. Çarşamba'daki muşahedelerinden memnun kalmışlar ve saat on sekizde Samsun'a avdet buyurmuşlardır. Gectiği yerlerde halk candan alkışlarla aziz reislerine hürmet ve muhabbetini izhar ediyordu. 6 milyon lira Heyeti Vekilenin dünkü içtimaında Dü\-unu umumiye mes'elesile hâmillere verilecek cevap şekli müzakere ve tesbit edilerek cevap geç vakit Paris'te Hâmiller Meclisine bildirilmiştir. Cevabın esası şudur: Türkiye harici borçlan tamamen tanımaktadır. Fakat ancak taksitlerin memleket tediye kabiliyeti nisbetinde olması meşruttur. Yanndan itibaren Düyunu umumiye Hâmiller Meclisi emrine 6 milyon lira amade bulunmaktadır. Bu suretle Türkiye hüsnü niyetini bir kere daha isbat etmişlir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Mr. Rose'nin demeci 25 KASIM 1960 Şehrimizde bulunan Milletlerarası Basın Enstitüsü (M.P.M.) Müdürü Mr. E.Y.B. Rose dün 14.30'da Gazeteciler Cemiyeti binasında yaptığı basın toplantısında "Basına mali ve iktisadi baskı, siyasi baskıdan daha muhimdir. Demokratik sistemle idare edilen memleketlerde, basın kanununa ihtiyaç olmadığına kaniim" demiştir. Mr. Rose, basına verdiği demeçte özetle şunlan söylemiştir: "—Uzun zamandır Türkiye'ye gelmeyi düşünüyordum. Fakat Türk basını Menderes rejimi altında hür olmadığı için gelmiyordum. Şimdi Türk basını hürriyete kavuştuğundan, memleketinize gelmiş bulunuyorum. Şunu bilhassa belirtmek isterim. Türk gazetecisinin cesareti, Hür Dünyada daima takdirle karşüanmıştır. Bu cesaret, dunyada bir örnek olmuştur. Türk basın mensuplannın mücadele ve cesareti iki müşahedeye yol acmıştır: 1. Bilhassa Güney Kore ve Endonezya gazetecileri, Türk meslektaşlanndan cesaret aJarak mücadelelerini artırmışlardır. Diktatoryal rejim altındaki gazeteciler ise Türk yazarlan gibi mücadele edemediklerinden utanç duymuşlardır. 2. Bazı ülkelerin basını Türkiyenin stratejik önemini gözönünde tutarak Menderes rejimini tenkidten kaçımyordu. Fakat Türk basınınm maruz kaldığı daimi baskıyı görünce bunlar da tenkide başladılar ve hükümetlerini uyardılar, bu siyasi bir başan olmuştur. (Ankara-Hilton)da hapsedilen Türk yazarlan, Menderes rejminin birer sembolü olmuşlardır." Menderes rejiminin tenkid edilmemesi için bazı çevrelerden Basın Enstitüsüne baskılar yapıldığıru kaydeden Mr. Rose, Enstitünün hiçbir zaman bu seslere kulak vermediğini söylemiş ve "Menderes hükümetinin çok hassas olduğu, bu müracaattan anlaşılıyordu" deınjşür^ GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Toplu istifa 25 KASIM 1989 Bir haftadır yoğun gösterilere sahne olan Çekoslovakya'da dün akşamki dramatik gelişmede komünist yönetim toptan istifa etti. Çekoslovakya Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin dün sabah başlayan toplantısı sonunda yapılan açıklamada politbüro, Komünist Partisi Genel Sekreteri Milos Jakes ve parti sekretaryasımn toptan istifa ettiği bildirildi. Jakes'in yerine Komünist Partisi liderliğine, politbüro üyesi Karel Urbanek getirildi. . Oslo Kopennag Helsınkı L LenıngradN Moskova J (t^Beriın ^ L »Pans ^ L Vıyana / Madrıd •Lızbon Kahıre» DÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam Amman Atına Bajdat e»cekxia Basel Belgrad B«rtın Born Brûtsel Y 2° A 26° Y 18° A 24° Cenevre Cezayr Cıdöe Dt.lMı Frankfun ûm. Heteınh KaMıre Koçenhag Kötn LefkD» 11° 3° 16° 4° 2° 1° 10° 4° v 15° A 28° A 27° B 3° A 24° B 1° A 26° Y 4° B 2° A 25° Lerangrad Londra Madnd Mıano Momreal Mostara Mûnh Nm ftrt Osk) Pans Ptag Fbyad Roma Sofya Şam feVrv Iınus Viyana Zurtl B -1° Y 7° Y 8° Y 14° B 12° A -4° B 5° B 10° B -6° Y 2° B 4° A 26° Y 15° Y 13° A 25° A 28° A 29° Y 4° Y t4° 8 10° B 12» Y 3° TAKITSMA Dok Yılda YÖK Yasası Basından edindiğimiz sınırlı bilgilerin ışığında, zaman-zaman gündeme gelen değişiklik önerüeri içinde köklü bir düzenleme yapılacağı ihtimali çok zayıftır. 2547 sayıh YÖK Yasası, son dokuz yıl- dır bir düzineyi aşan ufak çapta değişiklik geçirmiştir. Ayrıca bu yasaya dayalı yönet- meliklerde de birbirleri ile çelişen hüküm- ler, yapılan bunca değişiklik ve düzenleme- lere değin halen son bulmanuştır. YÖK Ya- sası, içinde doğduğu olağanüstü dönemin özelliklerini kendinde toplamıştır. Bu özel- liklerin ana ilkeleri kendinden sonra çıka- nlmış 1982 Anayasası'run 130-131. madde- lerinde kristalleşmiştir. YÖK Yasası'na yaklaşık 10 yıldır ola- gelen, tüm eleştirilerin ana nedeni ikidir: 1. O günlerde universite ve akademi çev- relerinin Milli Gnvenlik Konseyi, Milli Eği- tim Komisyonu'na sundukları önerilerin YÖK Yasası'nda yer almaması, 2. Alışılmışın dışında cumhurbaşkanına doğrudan sorumlu YÖK kurulunun deği- şik kompozisyonda yer alması, universite rektör ve dekanlannın seçün yerine atama ile görevlendirılmesi idi. Yasaya yansız olarak baktığımızda YÖK Yasası'nın getirdiği en belli başlı yenilikler şöyle özetlenebilir: 1. Bu yasa ile akademi, universite ikile- minin kaldınlması, 2. Önlisans düzeyinde iki yılhk yüksek okullann universite şemsiyesi altında top- lanması, 3. AT'ye girme çabasında olan ülkemi- zin ara insan gücünü yetiştirecek meslek okullannm araç, gereç, öğretim elemanı ve kapasite artünmında ulusal-uluslararası kaynak yaratması, 4. Açık öğretimde sayılan 200 bine ula- şan öğrencilerimize eğitim ve istihdam ala- nı yaratılması, 5. Akademik kademelerdeki yükselme- lerde; başlangıçta yardımcı doçentlik, do- çentlik ve profesörlükte çevre universiteler- de görev alma zorunluluğunun getirümesi ile öğretim kurumlarına öğretim elemanı sağlanması, 6. Sürekli asistanlık yerine her yıl yeni- lenme koşulu ile "arastırma görevliliği"nin getirümesi, asistanlığın ataletinin ortadan kaldınlması ve bir yanşma ortamının mey- dana gelmesidir. Peki, götürdükleri nelerdi? 1. Rektör ve dekanlann atama sistemi ile görevlendirilme ve görevden alınmalan, yö- netsel özerkliğin kaldınlması, 2. Yüksek öğretimin her kademesinde yö- netim kurullannın, dar kadrolarla sınırlan- dınlması sonucu, yönetim kadrosu ile eği- tim kadrosu arasında iletişimin ortadan kalkması, 3. YÖK başkanı ile cumhurbaşkanının is- tediği anda kamu görevı yapan rektör ve dekanları görevlerinden alabilmesi, 4. Universite rektörlükleri ve fakülte de- kanlıklarına alanlanyla ilgisi olmayan ki- şilerin atanabilmesi, 5. YÖK kurulu karar ve yönetmelikleri- nin farklı yorum ve uygulamalara yol aç- ması; (öğrenci DisipUn Yönetmeliği; tür- ban olayı ve öğrenci sınav yönetmelîğinde olduğu gibi), 6. Yüksek Öfretim Denetieme Kunıin'- nun, yüksek öğretim kurumlannı umutla- nan düzeyde denetime almaması, 7. YÖK'ün universitelerde insan gücü, plan ve projeksiyonlannın gerçekçi ve gü- venüir verilere dayandırılmaması her yıl be- lirlenen öğrenci kontenjanlannın böylesine bir planlanmadan yoksunluğu, 8. Son Danıştay kararına rağmen 10 yıl- dır çeşitli güçluklerle maddi ve manevi çi- leler çeken, 1402 sayıh Sıkıyönetim Yssası ile görevlerinden uzaklaştınlan değerli öğ- retim üyelerinin kadro yokluğu gibi, sudan nedenlerle görevlerine dönmelerine engel olunması, özetle ilk akla gelenlerdir. Basından edindiğimiz sınırlı bilgilerin ışı- ğında, zaman zaman gündeme gelen deği- şiklik önerileri içinde köklü bir düzenleme yapılacağı ihtimali çok zayıftır. Türk ulu- suna vakıf üniversiteleri dışında yabancı olan, mütevelli heyetli, 1982 Anayasası'nın izlerini taşıyan kompozisyondaki bir YÖK Yasası binlerce defa da değişikliğe uğrasa; özgürlükçü, suskunluğundan silkinmiş, dü- şundüğünü her fırsatta topluma açıklamak- tan çekinmeyen, yöneticilerini kendi seçen, yönetsel, bilimsel ve parasal özerkliği ka- zanmış bir hüviyete sahip olamaz. PROF. DR. NEŞET BtLELOĞLU Çocuk Sağlıgı ve Hastalıklan Lzmanı ÎLK YÖK ÜYESİ/Ankara Beklentilerin Fazlası Yapılmaktadır Yükseköğretim kurumlannın görevleri, yönetim ve denetim şekilleri Anayasa ve yasalarla açıkça gösterilmektedir. Üniversitemiz öğretim üyelerine atıf ya- püarak eylem önerisinde bulunan Sayın T.Yıimaz Ö^üt isimli mektup sahibinin şah- sında Türk kamuoyuna bir kez daha açık- lamak isterim ki; Ondokaz Mayu Ünlrer- sftesf catısı altında ilke edinüen Ulkemrz menfaatleri doğrultusunda Atatürk ilke ve inJalaplannın savunuculuğu, gerekli zaman ve zeminlerde gerektiği şekilde yapılmakta daha da önemüsi bu görüş ve düşünce ya- pısında nesiller yetiştirilmek üzere ustün ça- ba harcanmaktadır. Yükseköğretim kunımlannın görevleri, yönetim ve denetim şekilleri Anayasa ve ya- salarla açıkça gösterilmektedir. Bu neden- le bilim adamlanna asüsız sıfatlar takıp tah- rik etmeye, onlan kisise! fikir ve çıkarlar doğrultusunda yönlendirmeye çalışmak; en azından kendi karar verme özgürlükkrine müdahale ile onlan hafife almak olur. Uzun yıllar önce Samsun'dan aynlmış olan Sayın öğüt izleyememiş olsa da ttni- versitemiz öğretim üyelcri Atatürk ilke ve inkılaplannın yümaz savunucusu ve öğre- ticisi olarak her zaman üzerlerine düsen gö- revleri gönüllü olarak sürdürmeye devam etmektedirler. Bilim adamlığına yakışu" şe- kilde sürdürülen bu görev için gerektiğin- de Türklüğu ve Yüce Atatürk'ü ile gurur duyan her vatan sever gibi davranmakta bir an tereddüt etmeyeceklerinin de büinmesi- ni isterim. Ancak, bunun zaman ve zemininin be- lirlenmesi ve yönlendinne yetkisi, gazete- nizde mektubu yayimlanan Sayın Öğüt'e ait degildir. Sayın Öğüt'ün içi rahat olsun, ttni- versitemizde Ulu önder M.Kemal Ata- türk'ün belirlediği ilkeler doğrultusunda, beklentilerinden fazlası yapılmaktadır. PROF. DR. MEHMET SAGLAM Ondokaz Mayıs Üniversitesi Rektörü SU SAYACIAYIRMA KOŞULLARI: Ortak sayaçtan su kullanan grup ve karışık grup abone- leri 01.01.1991 tarihinden itibaren aşağıda belirtilen koşullara uyarak sayaçlanmayırabilec8klen.ir: 1. Grubu oluşturan birimler birleşerek İSKİ'ye sayaç ayırtmı için başvuracakiardır. 2. Sayaç ayırımı sonunda iptal edilecek tek sayaca ait borçların tamamı ödenecektir. 3. Birim sahipleri 2. şahsa vekalet vermek sureti ile sözJeşme işlemini yürütebilirler. 4. Tek sayaçtan sonra hidrofor veya depo bulunan grup veya karışık grup abonelere sayaç ayrma işiemi uygulanmaz. 5.Sanayitanımınagiren grup abonelerinesayaç ayırma işiemi uygulanmaz. 6. Konırt ve işyerinden oluşan karışık grup abonelerin- den her birim için sayaç ayırma işiemi uyguiamr. 7.Başvuru sahipleritestsatiarını İSKİnin istediği biçimde- düzenlemek, birimlere sayaçları lakmak ve işler durumda bulundurmak zorundadır. Saygılanmızla duyunıruz. Başvunılar için: İSKİ Merkez Aksaray ve Asya Bölge Müdürlüğü Kadıköy. İNGİLİZCE'yi 6 ayda konuşun SİZİ AMERİKALI DOSTLARIM1ZLA BULUŞTURALIM Tel: 349 48 57 BEBEK SEVERLERE 2 yaşındakı kızıma bir can yoldaşı, oyun arkadaşı, eğitıa. bakıcı anyorum Tel: 158 08 10 PARABELLUM Ruhsath VVALTHER GAZ 574 23 40 ÖZEL BORA SURUCU KURSU DERŞHANE: ÜSKÜDAR: 343 67 82 PİSTLERİMİZ KOZYATAĞI: 362 47 33 TARABYA : 1620818 Tercıhinizı yaparken dershane ve pıstlerimızı yerinde inceleyin Askeri kiraliğimi kaybettim. Hukümsüzdür. AYŞE TACISER ÜLKÜ 1SA • yı öğrenmek ' ısterseniz... PK.45 Bcyogu İST İSKİSUİÇİNELELE KOST4 Atena Deponte 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Öderaeli gonderilıuez. ÇELTEK UNUTULMADI Emeklerinin gerçek karşılığını isteyen rnaden işçileri, bu haklı, onurlu mücadelelerinde yalnız değillerdir. BELEDİYE-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU PAŞA OCAKBAŞI Yeni açtığjmız içkili et lokanusında iki katlı salonda yer alan 20 masa, ocakbajı, havuzbajı oturma verleri ile aym anda 150 kisilik gruba öğle yemeği verecek durumdayız. Ocakbıjırnızda Adana, Urfa, çöp sis, tandır, kâğıt kebabı, tavuk fif, Rumelı köftesı, kufbası ji$, bıldırcın, mantar, ciğer ve pide çeşitleri hizmeti sunulmakta olup, evlere de servis yapıhr. Adresimiz: Eski Edirne Asfaltı Noc 232 500 Evler/ tst. Tel: 537 65 00 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Balık Nereden Kokar?"Savaşın Kıyakçılan" yazısını on gün önce yazdım; Kör- fez bunalımının, savaşın, Bush'u da Thatcher'ı da kurtara- mayacağını belirttim. Şöyle dedim: "Savaşı isteyenler mi var? Kimler? ülkelerinde siyasal du- rumları sarsılanlar mı? George Bush sallanıyor; İngittere'de Bayan Thatcher da öyle. Uslarınca, bunları ancak bir Körfez savaşı kurtarabilir! Kurtarabilir mi?" Yazıda, Türkiye'deki Bush, Thatcher dostlarının durumlanna da değiniliyordu satır arasında. Fransız şarkıcı Renaud'nun dizeleri de şöyle bitiyordu: "..Ve son saat çalınca / Cehennem eril dangalaklarla dc- lacak/ Futbol ya da askercilik cynayacaklar orada / Ya da "Kim daha uzağa işer?" oyununu. Ben bu dünyada kalırsam eğer / Köpek olmayı isterim / O da elektrik direği olsa/ Her gün gider bir kez / Dibine işerim / Bayan Thatcher'ın." Bir haftaya kalmadan, Bayan Thatcher'ın gideceğini kim kestirebilirdi? Söyleyeyim, bu gazeteci sezgisıdir. Gazeteci, olacaklan kestirmek zorundadır. Ama, bunu kestirebilmek için olavları ivi ızlemek qerekiyordu. Bunu, her sabah saat 07.00'de, BBC haberlerini, 07.15'te, BBC'nin Türkçe yayınları- nı dinlemeye borçlu olduğumu söylemeliyim. Sezgı de kes- tirme de gerçeklere, yani, bilimsel çalışmalara dayanmaltdır. Yoksa, "Aptala malum olur!" der, geçerler... Adalet Bakanlığı'nda, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür yardımcılarından Muammer Coşkun, öldü. Hafta başında, Adalet Bakanlığı önünde Muammer Coskun'un cenazesinin başında bir tören düzenlendi, saygı duruşu yapıldı. Burada bir konuşma yapan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Arif Yüksel, konuşmasının bir yerinde aşağı yukarı şöyle dedi: — Sevgili arkadaşım, burada bulamadığın huzuru, inşal- lah, gittiğin yerde bulursun! Parçala-böl-yönet politikası en ağır biçimde senin üzerinde uygulandı. Ama sen hiçbir bi- çimde karşılık vermedin... Müsteşar Arif Yüksel'i dinleyenler, gözlerini yumdular. Mûs- teşarın satır arasında ne demek istediğini anlamışlar mıydı? Muammer Coşkun, sayrıydı, bir yandan şekeri, bir yandan kalbi vardı. Arada bir akşamcılığı da olur muydu! Ama, Ada- let Bakanlığı'nda karşılaştığı olaylar onu üzmüş, yıpratmıştı. Sonunda, ölümünü hazıriamıştı. Bakanlıkta, bunları bilme- yen yoktu. Atila Bengü, 1987 seçimlerine gidilirken, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü yapıyordu. Adalet Bakanı Oltan Sungurtu, seçim öncesinde, yasa gereği, görevinden aynl- mış, yerini bagımsız bakana bırakmıştı. Atila Bengü'nün, ba- kan gider gitmez, iyi şeyler soylemediği söyleniyordu: — Gümüşhane dayıstnı yürüttük! demiş miydi, ne bileyim? Bunu Oltan Sunguriu da duydu, çok üzüldü mü? Oltan Sunguriu, Adalet Bakanlığı'na yeniden döndü! Atila Bengü'yü Personel Genel Müdürlüğü'nden, bir çeşit kızak yeri olan Bakanlık APK (Araştırma-Planlama-Koordinasyon) Daıresi Başkanlığı'na verdi. Ama Atila Bengü, kızakta çok kaimayacak, ANAP'lı milletvekillerinın, bakana yapacaklan baskılar sonucunda, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü- ğü'ne atanacaktı. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür yardım- cılarından Muammer Coşkun, Atila Bengü'den en çok zaran gören oldu. İzne aynldığı sırada odasının kilidi kınldı, içerisi ören yerine döndü. Adalet Bakanlığı'nda, yüksek düzeydeki bürokratlar arasında olup bitenler, dudakları uçuklatacak ni- telikte miydi? Başı boyle olursa, bu kuruluşun yargıçlan, sav- cıları nasıl adalet dağıtırlardı ki? Atila Bengü'yle, Müsteşar Arif Yüksel'in de arası açıktı. Arif Yüksel, belki de onun için Muammer Coşk'jn'un tabutu başında: — Sevgili arkadaşım, burada bulamadığın huzuru, inşal- lah gittiğin yerde bulursun! demiş olmalıydı... Muammer Coş- kun, izinde öldü! Salı akşamı, Adalet Bakanı Sunguriu, gazetelerin yazar- larına, temsilcilerine, Ankara'daki "Yargıç Evi"nde bir yemek vermişti. O yemekte Bakan Sungurlu'ya, bu olayı anımsat- tım, sprdum: — Bakanfık üst düzeyinde huzursuzluk mu var ki Mûst&ı şar boyle konuşuyor? dedim. Bakan, pek açıklama yapma- dı, o da huzursuzluğun ayrrmındaydı; şu karşılığı vardı: — Müsteşarla, ölen arkadaşın arası iyiydi; yalnız bir baş- ka arkadaşla iyi değiidi. Bakanın, bir başka arkadaş dediği, Atila Bengü'ydü. Atila Bengü, çok sert yapılı biriydi. Pek ince değil miydi? Çok lüks çalışıyordu. Birkaç makam arabası, makam araba- sında telefonları vardı. Side'de iki-üç yazlığı olduğu söyleni- yordu. Müfettişken, Personel Genel Müdürlüğü'ne gelmişti. Oltan Sungurlu'yu dinlerken, acıdım! Ben, Amasya Cezae- vi'ndeki açlık grevlerıni, bunları çözümlemenın yollarını öğ- renmek istiyordum; oysa bakanlığın içi ne durumdaydı... Bakan, bir müsteşarı, bir genel müdürü görevinden alamı- yordu. Onların "güvenceleri" vardı. Sungurlu'nun bir ağla- madığı kaldı! Belki, açlık grevlerine yatanlar acırlar da bırakırlar açlık grevlerini. Benim açlık grevlerine karşı oldu- ğumu da bilirler. Ama Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü- ğü'nün başında, sert yapılı, inceliğe metelik vermeyen kişiler bulundukça, cezaevlerinin sağlıklı işlemesi beklenmemeli- dir. Benden söylemesi. "Demedi" demeyin... Gazeteciler, Sungurlu'ya: — Biz müsteşarınızı oa tanıyoruz! dediler — Nereden tanıyorsunuz? — Uğur Mumcu'nun yazılarından!.. Gazeteci-yazar Atila Aşut, bundan bir süre önce Ankara DGM Başsavcılığı'nın buyruğuyla gözaltına alınmış, gözaltın- da yedi gün kalmıştı. Atila Aşut, bir hafta ozgürlüğüne engel olan DGM Başsavcılığı'nı dava etti. Savunmanı Velı Deveci- oğlu'ydu. Ankara Birinci Ağır Ceza Mahkemesi, haksız yere gözaltında tutulduğu gerekçesiyle, Atila Aşut'a üç milyon li- ra tazminat ödenmesini karariaştırdı. Ancak, "rücu" edilme- diği için bu tazminatı DGM Başsavcısı değil, "hazine" ödeyecek. Atila Aşut, "Bizim bir saniyelik özgürlüğümüz değerlidir" dedi. Karaman'da, "Güneş" adında, yerel bir günlük gazete çı- kar. Sahibi, sorumlu müdürü Hasan Can'dır. Hasan Can, yaz- dığı yazılardan dolayı 17 Ağustos 1990'dan beri, geceleri cezaevinde yatar, gündüzleri gazetesinin başındadır. Hasan Can, politikacılarla olduğunca, Karaman'daki yargıçlarla, ada- let dağıtması gerekenlerle de kavga vermektedir. Gazeteci Hasan Can, ANAP milletvekili Ali Talip Özdemir'in, Ereğli1 de belediye başkanı bulunduğu sıradaki usulsüz, kimi yol- suz işlemlerini gazetesinde sergilemiş, yazılar yazmıştır. Bu yazılan yalanlamayan Ali Talip Ozdemir, ancak Hasan Can'ı, "kendisini küçük düşürdüğü" savıyla mahkemeye vermistir. Hasan Can, mahkemeye etki yapıldığım ileri sürmüştür. Ha- san Can'ın ileri sürdüğüne göre Ağır Ceza Mahkemesi Baş- kanı'nın İstanbul'da olduğu sırada, davaya bakan Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı Fevzi Oylupınar, Hasan Can'ı mahkûm etmiştir. Cezayı verdikten üç gün sonra, telgrafta Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na atandığı bildirilmiştir. Yargıç Oy- lupınar. cezayı vermeden önce, dosyayı alıp Ankara'ya, Ada- let Bakanlığı Müsteşarı Arif Yüksel'e götürmüştür. Hasan Can, Yargıç Fevzi Oylupınar ile Adalet Bakanlığı Müsteşan Arif Yük- sel'in fotoğraflarını da gazetesinde yan yana yayımlamıştır. Hasan Can, şimdi bu olaydan da yargılanmaktadır. Davayı Karaman Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fevzi Oylupınar açtı; davaya Karaman Asliye Ceza Mahkemesi'nde bakılıyor... Adamın biri, balıkhaneye gitmiş; balıklann kuyruklannı kok- luyormuş. Balıkçı: — Balığın taze olup olmadığı, kuyruğundan değil, basın- dan anlaşılır! demiş. Adam karşılık vermiş: — Onu ben de biliyorum, koku kuyruğa geldi mi, gelmedi mi ona bakıyorum! ELELE ÇOCUK KULÜBÜ 5-12 ya§ * Etüt çalışmalan (Ilkokul çocuklan için) * Ana sının (Okula hazırlık) * Ingilizce * Ritmik jimnastik * Buz pateni * Diğer sosyal etkinlikJer Suadiye - 373 53 30
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear